• Banyo için zaman ayırın: Bebeğinize banyo yaptıracağınız zamanı doğru seçmelisiniz. Başka işlerinizin de olduğu sıkışık bir zamana banyoyu sığdırmaya çalışırsanız sizin telaşlı ve gergin haliniz bebeğinize de olumsuz yansıyacaktır.
• Sabırlı ve anlayışlı olun: Ne yaparsanız yapın bebeğiniz banyoda ağlayabilir, etraf dağılabilir kısacası sizin umduğunuz gibi bir banyo keyfi yaşanmayabilir. Bu yüzden üzgün, mutsuz ya da yorgun olduğunuz zamanlarda banyoyu erteleyin. Sabırlı ve anlayışlı olabileceğinize inandığınız bir zamana bırakın.
• Rutin oluşturun: Bebekler rutinleri severler. Bu yüzden onu kucaklayıp hemen banyoya götürmek yerine bir banyo öncesi rutini oluşturun. Havlusunu banyo sonrası kıyafetlerini birlikte hazırlayın, banyo oyuncaklarını küvete dizin. Düzenli yapılan bu davranışlar onu yapmaya da alıştıracaktır.
• Banyo oyuncakları alın: Banyo aynı zamanda keyifli bir aktivitedir. Bebeğinize banyo oyuncakları alın ve birlikte oynayarak banyo yapmayı eğlenceli bir hale dönüştürün. Zaman zaman bu oyuncakları yenileyerek ilgisini kaybetmemesini sağlayın. ebebek’te yer alan çeşit çeşit banyo oyuncaklarını görmek için tıklayın: ebebek Banyo Oyuncakları
• Banyonuzu ona göre ayarlayın: Büyük çocuklar için uygun olabilir ancak bebekler için küvette banyo yaptırmak zordur. Bu nedenle bebek küveti ile banyo yaptırmayı deneyin. Çok küçükse banyo filesi de işinize yarayacaktır. Biraz daha büyük bir çocuğunuz varsa küveti doldurup köpük banyosu da yaptırabilirsiniz.
• Doğru şampuanı seçin: Bebeklerin önceki olumsuz tecrübeleri onların banyodan korkmasına neden olabilir. Çocuklar için üretilmiş göz yakmayan formüllü bir şampuan seçin. Başlangıçta çok fazla köpürtmeden, yumuşak hareketlerle yıkayın ve şampuana alışmasına yardımcı olun. Bebeğinize en uygun şampuana karar vermek için tıklayın: https://www.e-bebek.com/search?text=%C5%9Fampuan
• Yüzünü koruyun: Pek çok bebek yüzünün ıslamasından, ağzına burnuna su kaçmasından çok rahatsız olur. Bu yüzden bebeğinizin başını durularken kulaklarını yüzünü koruyan banyo şapkalarından kullanabilirsiniz.
• Müzikten yardım alın: Keyifli bir banyo için müzikten yardım alabilirsiniz. Onu yıkarken sevdiği bir şarkıyı söyleyebilir ya da müzik açabilirsiniz. Böylece bebeğiniz kendini daha güvende ve rahat hisseder.
• Banyonun sıcaklığını iyi ayarlayın: Bebeğiniz banyo ortamının ve suyun sıcaklığının düşük olmasından rahatsız olabilir. Bu nedenle ortam ve su sıcaklığını iyi ayarlayın. Suyunun sıcaklığı 36-38 derece olmalıdır. Suyun kaç derece olduğunu ölçmek için bebek banyo termometresi kullanabilirsiniz. Bebeğinize banyo yaptırdığınız odanın sıcaklığı ise 25-26 derece olmalıdır. Termometre modelleri için tıklayın: https://www.e-bebek.com/search?text=termometre

Bebeklerde banyo konusu ile ilgili yazılmış diğer makalelerimizi okumak için tıklayın: https://www.bebek.com/?s=banyo

Soru ve düşüncelerinizi yorumlarda bizlerle paylaşabilirsiniz.

Sevgiler,

Bebeğinizin gelişim sürecini düşündüğümüzde ilk 1 yıldaki deneyimleri oldukça önem taşır. Bebeveyn Akademi, bebeğinizin 1 yaşına kadarki gelişimine ve sizin bebeveynlik sürecinize uzman bilgisi ve uygulama önerileri ile eşlik eden bir ebeveyn platformudur.

Bebeveyn Akademi, dünyada kabul görmüş farklı eğitim ekollerini ve modellerini kapsar. Her bebeğin ihtiyacının farklılaşabileceğinden yola çıkarak bebeklerin ihtiyacına, yaşına ve gelişim dönemine uygun program önerisinde bulunur. “Bebeveyn” kavramı ile bebeğin ve ebeveynin birlikte deneyimledikleri bir sürece vurgu yapar. Bebeveyn akademi, her bebeğin ve ebeveynin yani her bebeveynin biricik olduğuna inanır.

Bebeveyn Akademi’de Sizi Neler Bekliyor?

Bilgiyi sevgiyle harmanlayan Bebeveyn Akademi “Bugün bebeğim için ne yapabilirim?” dediğiniz her an sizin ve bebeğinizin yanındadır. Peki nasıl? Gelin detayları birlikte inceleyelim.

Bebeğinizin gelişimini çok yönlü desteklemeyi hedefleyen Bebeveyn Akademi’de doğa, sanat, oyun, bakım, beslenme ve dil gelişimi olmak üzere 8 farklı tema vardır. Her tema özelinde uzman bilgisini içeren yazılar ve bebeğinizin yaşına uygun uygulama önerileri bulunur.

• Doğa: Belki de zamanla uzaklaştığımız ancak insana çok faydası bulunan doğa kavramına çok önem verir. Doğayı merkeze alan eğitim yaklaşımıyla hem bebeğinizin hem de sizin doğa teması kurabilmenizi sağlayan önerilerde bulunur.
• Sanat: Bebeğinizi sanatla tanıştırarak özgün düşünebilme ve hayal kurabilme becerilerini destekler.
• Oyun: Bebeğiniz için birbirinden eğlenceli, öğretici ve keyifli oyunlar sunar. Evinizde, doğada ya da bulunduğunuz yerde kolayca uygulayabileceğiniz oyun önerileri içerir.
• Dil gelişimi: “Kitapların yaşı yok!” mottosuyla birbirinden eğlenceli, renkli ve kimi zaman siyah-beyaz kitaplarla bebeğinizi bir araya getirir.
• Emzirme: Bebeğinizi emzirirken veya ek gıdaya geçiş sürecinde ihtiyacınız olan bilgileri içerir. Bebeğinizin sağlıklı beslenmesi için uzmanların hazırladığı özel tarifler barındırır.
• Beslenme: Bebeğinizin bakımı ve sağlığı için ihtiyaç duyabileceğiniz ipuçları verir ve aylık olarak takip etmenize destek olur.
• Aylık gelişim: Bebeğinizin temel gelişim alanlarıyla ilgili öneriler bulunur.
• Bebeveyn mektupları: Bebeveyn olma deneyiminizde anne-baba-bakım veren için rutinler önerilir.

Bebeveyn Akademi 8 farklı temayı kapsayan bilgi ve uygulama önerileri ile bebeğinizin fiziksel-hareket, duyusal, bilişsel ve sosyal-duygusal gelişim alanlarını bütüncül bir bakış açısıyla desteklemeyi amaçlar.

Bunun yanı sıra, bebeveynler için hazırlanmış “Bebeveyn Mektupları” köşesiyle sizin bebeveyn olma halinizi ele alan, aile yaşantınız ve kişisel yaşamınıza dair tatlı ve samimi önerileriyle günlük rutinleri hatırlatan metinler bulunur.

Bebeveyn Akademi’nin Faydaları Neler?

Günümüzde bilgiye ulaşmak her ne kadar kolaylaşsa da doğru bilgiye doğru zamanda ulaşmak bazen güç olabiliyor. Bebeveyn Akademi bebeğiniz ve sizin içi günlük olarak sunduğu bilgiler ve uygulama önerileri ile yalnızca ihtiyaç duyduğunuz bilgilere ulaşmanızı sağlar.

Bebeğinizle geçireceğiniz zamanı keyifli ve verimli kılabilmeniz için sizlere ipuçları ve hap bilgiler verir. Bebeğinizin gelişimini önemsediği gibi sizin duygularınızı ve deneyimlerinizi de önemser; kendinizi daha zinde ve huzurlu hissetmeniz için rehberlik eder. Sizler için sunduğu önerileri gelin birlikte inceleyelim.

• Öz bakım: Bebeğinizi büyütürken beden ve ruh sağlığınıza iyi gelebilecek rutin önerilerinde bulunur.
• Anı Defteri: Altı farklı tema içerikleriyle uyumlu olacak şekilde bebeğinizle yaşadığınız deneyimlerinizi ve anılarınızı kaydetmenize yardımcı olur.
• Müzik: Ninni ve ritimlerle bebeğinizi buluşturan öneriler bulunur ve bu sayede bebeğinizi işitsel zekâ gelişimine katkı sunar.
• Yürüyüş: Bebeğinizle veya yalnız başınıza doğada geçireceğiniz zamanları hatırlatan önerilerdir.
• Bebeveyn Etkileşimi: Anne-baba olarak bebeğinizle kurduğunuz güvenli bağınızı ve ilişkinizi kuvvetlendiren etkinlikler sunar.
• Sosyal Etkileşim: Çevre desteğinin önemini hatırlatan, sosyal ilişkileri geliştirmeyi hedefleyen uygulamalar sunar.

Bebeveyn Akademi’ye Nasıl Üye Olabilirsiniz?

Adım 1: ebebek mağazalarından, ebebek mobil uygulamasından ve ebebek internet sitesinden satın alacağınız “Bebeveyn Akademi 6’lı Kitap Seti” kutusunun içinden çıkan kupon kodunu kaydedin.

Adım 2: https://www.bebek.com/kayit-ol/ giriş yapın ve ücretsiz kaydolun.

Adım 3: Kayıt olduğunuz bilgilerle http://bebek.com/bebeveynakademi/giris/ sayfasına gidin ve giriş yapın.

Adım 4: Giriş yaptıktan sonra soruları cevaplayarak ve “Bebeveyn Akademi 6’lı Kitap Seti”nden çıkan kupon kodunuzu yazarak portale ücretsiz erişim sağlayın.

Bebeğinizin gelişimi ve “yeterince iyi” bebeveyn olabilmek için çıktığınız bu yolculuğunuzda beraber olacağımız için şimdiden çok heyecanlıyız!

Hemen Bebeveyn Akademi 6’lı Kitap Setini edinmek için buraya tıklayın!

Bebeklere banyoyu sevdirmek ve banyo yapmayı keyifli bir aktivite haline getirmek her zaman kolay olmayabilir. Bu konuda işe yarayacağını umduğumuz bazı önerilerimizi sizler için sıraladık

Banyo aynı zamanda keyifli bir aktivitedir. Bebeğinize banyo oyuncakları alın ve birlikte oynayarak banyo yapmayı eğlenceli bir hale dönüştürün.

Pek çok bebek yüzünün ıslamasından, ağzına burnuna su kaçmasından çok rahatsız olur. Bu yüzden bebeğinizin başını durularken kulaklarını, yüzünü koruyan banyo şapkalarından kullanabilirsiniz.

Neler Yapabilirsiniz?

• Banyo için zaman ayırın: Bebeğinize banyo yaptıracağınız zamanı doğru seçmelisiniz. Başka işlerinizin de olduğu sıkışık bir zamana banyoyu sığdırmaya çalışırsanız sizin telaşlı ve gergin haliniz bebeğinize de olumsuz yansıyacaktır.
• Sabırlı ve anlayışlı olun: Ne yaparsanız yapın bebeğiniz banyoda ağlayabilir, etraf dağılabilir kısacası sizin umduğunuz gibi bir banyo keyfi yaşanmayabilir. Bu yüzden üzgün, mutsuz ya da yorgun olduğunuz zamanlarda banyoyu erteleyin. Sabırlı ve anlayışlı olabileceğinize inandığınız bir zamana bırakın.
• Rutin oluşturun: Bebekler rutinleri severler. Bu yüzden onu kucaklayıp hemen banyoya götürmek yerine bir banyo öncesi rutini oluşturun. Havlusunu banyo sonrası kıyafetlerini birlikte hazırlayın, banyo oyuncaklarını küvete dizin. Düzenli yapılan bu davranışlar onu yapmaya da alıştıracaktır.
• Banyo oyuncakları alın: Banyo aynı zamanda keyifli bir aktivitedir. Bebeğinize banyo oyuncakları alın ve birlikte oynayarak banyo yapmayı eğlenceli bir hale dönüştürün. Zaman zaman bu oyuncakları yenileyerek ilgisini kaybetmemesini sağlayın.
• Banyonuzu ona göre ayarlayın: Büyük çocuklar için uygun olabilir ancak bebekler için küvette banyo yaptırmak zordur. Bu nedenle bebek küveti ile banyo yaptırmayı deneyin. Çok küçükse banyo filesi de işinize yarayacaktır. Biraz daha büyük bir çocuğunuz varsa küveti doldurup köpük banyosu da yaptırabilirsiniz.
• Doğru şampuanı seçin: Bebeklerin önceki olumsuz tecrübeleri onların banyodan korkmasına neden olabilir. Çocuklar için üretilmiş göz yakmayan formüllü bir şampuan seçin. Başlangıçta çok fazla köpürtmeden, yumuşak hareketlerle yıkayın ve şampuana alışmasına yardımcı olun.
• Yüzünü koruyun: Pek çok bebek yüzünün ıslamasından, ağzına burnuna su kaçmasından çok rahatsız olur. Bu yüzden bebeğinizin başını durularken kulaklarını yüzünü koruyan banyo şapkalarından kullanabilirsiniz.
• Müzikten yardım alın: Keyifli bir banyo için müzikten yardım alabilirsiniz. Onu yıkarken sevdiği bir şarkıyı söyleyebilir ya da müzik açabilirsiniz. Böylece bebeğiniz kendini daha güvende ve rahat hisseder.
• Banyonun sıcaklığını iyi ayarlayın: Bebeğiniz banyo ortamının ve suyun sıcaklığının düşük olmasından rahatsız olabilir. Bu nedenle ortam ve su sıcaklığını iyi ayarlayın. Suyunun sıcaklığı 36-38 derece olmalıdır. Suyun kaç derece olduğunu ölçmek için bebek banyo termometresi kullanabilirsiniz. Bebeğinize banyo yaptırdığınız odanın sıcaklığı ise 25-26 derece olmalıdır.

Bu videomuza da göz atın!

Bebek Bakımı ile ilgili tüm makalelerimizi okumak için tıklayın.

https://www.bebek.com/bebek/bebek-bakimi/

Bebek üşümesin ama terlemesin de, uyurken ne giydirilmeli, oda sıcaklığı kaç derece olmalı, üşüdüğü nasıl anlaşılır gibi konular merak edilen konuların başında gelir. Özellikle ilk defa anne baba olacak çiftler bu gibi konuları düşünmemek için bebeklerinin yaz aylarında doğmasını isteyebilir. Ama tıpkı hayatın kendisi gibi her şey planlandığı gibi ilerlemeyebilir. Bu sebeple aklınızdaki soru işaretlerine yanıt bulabileceğiniz kış aylarında bebek bakımı hakkındaki detayları yazımızın devamında bulabilirsiniz. 

Kış Ayları ve Bebek Bakımı Nasıl Olmalıdır?

Bebek bakımı kendi başına zor ve dikkat gerektiren bir iştir. Anneliğe adım attığınız ilk günlerde herkes size öneriler sunabilir. Başkalarının akıl vermesi yaygın bir durumdur. Zaten yeni sorumluluklarınıza alışmaya çalıştığınız bu dönemde başka kişilerin size yardımcı olması gerekirken akıl vermesi sizin için yorucu ve bazen sinir bozucu olabilir.

Bu gibi durumlarda sakin kalmak mantıklı olacaktır. Doğumdan sonraki ilk günleri bebeğinizin bakımına ve onunla keyifli vakit geçirmeye ayırmanız aranızdaki bağı güçlendirecektir. 

Kış aylarında bebek bakımın zorlayıcı olmasının temel sebebi, bebeklerin bağışıklık sisteminin ve cilt alt yağ dokusunun tam olarak gelişmemiş olmasıdır. Bebekler dünyaya geldiklerinde ciltleri oldukça hassas ve lanugo tüyleri denen ince tüylerle kaplıdır. Yağ dokuları henüz yeterli kalınlığa ulaşmadığı için vücut ısılarını korumakta zorlanırlar. Banyo yaptırırken ya da altlarını değiştirirken çıplak olduklarında vücut ısıları hemen düşmeye başlar.

Aynı şekilde özellikle kış aylarında dışarı çıktığınızda yanaklarının ve ellerinin hemen soğuduğunu fark edebilirsiniz. Bunun yanı sıra ter bezleri yeterli gelişmişliğe ulaşmadığı için terleyemezler ve buna bağlı olarak vücut ısıları kontrolsüz olarak yükselebilir. Bu sebeple bebeklerin ateşi çıktığında yüksek ateşe karşı daha dayanıklı olmalarına rağmen ateşini düşürmekte zorlanabilirsiniz. 

Yenidoğan bebeklerin çevreye uyum sağlaması ve bağışıklık sistemlerinin kendilerini koruyacak seviyeye gelmesi için biraz zaman geçmesi gerekir. Bu zamanda da özel bir ilgi ve bakıma gereksinimleri vardır. Vücut ısısının dengeli olması hayati organların çalışması için gereklidir. Vücut ısısı azaldığında, bebeğin enerjisinin çoğu bunu düzenlemeye harcanır. Bu da bağışıklık sisteminin de etkilenmesi anlamına gelir.

Bunların yanı sıra kış aylarında enfeksiyon hastalıklarının da arttığını düşünürsek, bebeğinizin bağışıklık sisteminin zayıflaması onu bu hastalıklara karşı bir hedef haline getirir. Bu sebeple kış aylarında bebek bakımı konusunda dikkatli olmanız ve bağışıklığının artması için bol bol emzirmeniz gerekir. Çünkü anne sütü bebeğin tüm ihtiyaçlarının karşılandığı mucizevi bir besin kaynağıdır. 

Bebek bakımı başlı başına zor ve dikkatli olunması gereken bir iştir. Hele ki kış aylarında, bebek üşümesin ancak terlemesinde, oda sıcaklığı kaç derece olmalı, dışarıda nasıl giydirilmeli, uyurken nasıl giydirilmeli, bebeğin üşüdüğü nasıl anlaşılır, nasıl kumaşlar tercih edilmeli derken ebeveynlerin aklı baya karışıyor.

Kış Aylarında Bebek Bakımı Konusunda Dikkat Edilmesi Gerekenler

Kış aylarının gelmesiyle birlikte bebeğe ne giydirsem, dışarı çıkarsam hasta olur mu, ne tür kumaşlar tercih etmeliyiz, üstünü örtsem terler mi, oda sıcaklığı ideal mi gibi birçok sorunun aklınızı kurcaladığını biliyoruz. Kış aylarında bebek bakımı hakkında dikkat edilmesi gerekenleri şu şekilde sıralayabiliriz:

• Öncelikle şunu belirtmeliyiz ki, kış aylarının gelmiş ve havanın soğuk olması dışarı çıkmanıza engel değildir. Evde oturmak hem sizin için sıkıcı bir hal alabilir ve sonunda bu durum sizi bunaltabilir. Ayrıca bebeğinizin de temiz hava güneş ışığına ihtiyacı vardır. Güneş ışığı D vitaminini aktif hale getirerek kemik gelişimini ve deri üzerinde bulunan bazı metabolizmaları harekete geçirir. Bu sebeple güneşli havalarda bebeğinizi doğru şekilde giydirip hem D vitamini almasını sağlayabilir hem de kafanızı dağıtabilirsiniz. 
• Bebekleri kış aylarında giydirmek kafa karıştıran konulardan biridir. Üşümesin diye kalın kıyafetler giydirmek bir süre sonra vücut ısısını artıracak ve ateşlenmesine sebep olacaktır. Bu sebeple bebeği halk arasında da denildiği gibi soğan ve lahana gibi ince ama kat kat giydirmek gerekir. Ayrıca bir püf noktası olarak bebeğinizi kendinizden bir kat fazla giydirerek vücut ısısını dengede tutabilirsiniz. El ve ayaklarının üşümemesi için evdeyken çok sıkmayan çorap ve eldiven giydirebilirsiniz. Dışarı çıkarken de mont, bebe ve bebek arabası ya da ana kucağının içine koyacağınız pamuklu battaniye ile sıcak durmasını sağlayabilirsiniz.
• Bebeğinizin üşümemesi için onu kalın ve ağır battaniyelerle sarmak güvenli değildir. Elini kolunu hareket ettiremeyecek kadar sarmak hem dolaşım sistemini olumsuz etkileyebilir hem de terlemesine sebep olabilir. Bunun yerine pamuklu, hava geçiren battaniyeler tercih etmelisiniz. 
• Cilt bakımı bebekler için oldukça önemlidir. Oldukça hassas olan ciltleri için mevsim fark etmeksizin nemlendirilmesi gerekir. Bebeklerin cildi anne karnında bir sıvı içindedir ve doğumla birlikte kuru havayla yüzleşir. Bu yağ tabakası olmadığı için ciltleri daha hızlı kurur. Bunun için uygun bir bebek yağı veya kremiyle masaj yapabilirsiniz. 
• Evinizin ideal sıcaklığı 23-25 derece arasında olmalıdır. Evin çok sıcak olması da bebeğin sağlığı için iyi olmayabilir. Ayrıca evin havasının kış aylarında nemlendirilmesi de oldukça önemlidir. Kuruyan hava bebeğin burnunda kurumaya sebep olabileceği için nefes alış verişinde zorluk yaşayabilir. Bu sebeple evi nemlendirici makinelerle ya da kalorifer üzerine su veya ıslak havlu koyarak nemlendirebilirsiniz. 
• Banyo süresi kış aylarında kısa tutulmalıdır. Bebek çıplak kaldığı süre boyunca üşüyebilir. Yaz geldiğinde suyla bol bol oynamak için vakti olacaktır. Bu sebeple kış aylarında ortalama 10 dakikayı aşmayan banyolar yaptırabilirsiniz.
• Aşılar bebeğin ilk aylarında oldukça önemlidir. Bu sebeple kış aylarında dışarı çıkarsak hasta olur diye düşünmeden bebeğinizin aşılarını yaptırmalısınız. 
• Bebeğin bağışıklığı için gerekli olan en önemli şey anne sütüdür. Anneden gelen antikorlar süt yoluyla bebeğe geçer ve hastalıklardan korunmasına yardımcı olur. Bu sebeple mevsim ne olursa olsun ama özellikle hastalıkların kol gezdiği kış aylarında emzirmeye mümkün olduğunca devam etmelisiniz. 
• Her bebek kendine özgüdür. Bu sebeple başkasının bebeğine iyi gelen bir ilacı kendi bebeğinize kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışmalısınız. Ayrıca ilaçlar gibi bitkisel çaylar da bebeklerinizi olumsuz etkileyebilir, ona karşı bir alerjisi olabilir. Bu sebeple bebeğinizde bir kırıklık, halsizlik olduğunu hissederseniz doktorunuza danışıp onun verdiği bilgiler doğrultusunda hareket etmelisiniz. 
• Bebeğiniz en çok ebeveynleriyle temas eder. Bu sebeple bebeğinize dokunmadan önce özellikle dışardan geldiyseniz mutlaka ellerinizi yıkamalısınız. Aynı şekilde evinize gelen misafirleri de bu konuda uyarmalısınız. 

Sonuç olarak; kış aylarında bebek bakımı, diğer aylara göre biraz daha zor olabilir. Ama bu bilgilere dikkat ederek bu dönemleri kolayca atlatabilirsiniz. Ayrıca vücut ısısını sık sık ölçmek üşüyüp üşümediğini anlamanıza katkı sağlayacaktır. Hastalıkların biz yetişkinleri bile diğer dönemlere göre daha fazla etkilediğini düşünürsek bebeklerin bundan etkilenmemesi olası değildir. Her bebek büyürken mutlaka hastalanır. Önemli olan doğru tedavi yöntemlerini uygulamak ve onunla geçirilen her andan ne olursa olsun keyif almaktır.

“Yaz Aylarında Bebek Bakımı” Konulu yazımız da dikkatinizi çekebilir: https://www.bebek.com/yaz-aylarinda-bebek-bakimi-ile-ilgili-11-oneri/

Eski inanışlara göre yeni doğan bebeklerin kötülüklerden ve hastalıklardan korunması için 40 gün boyunca evden çıkmaması gerekirmiş. Bizler ise bebeğin 20’si yani yarı kırkı işlemini bebek 20 günlük olunca yaparız. 

Bebeğin Yarı Kırkı Nedir?

Adetlerimizden kaynaklı olarak 40 gün boyunca dışarı çıkarmadığımız yenidoğanların 20. günde banyo yaptırılmasına yarı kırk denir. 

• Günümüzde daha çok kırk çıkarma yöntemiyle aynı olarak bilinir ve aynı şekilde yapılır.
• Annenin ve bebeğin iyileşme süresi olarak adlandırabileceğimiz bir süredir. Yetişkinler için genelde 20’sini çıkartmak kavramı bebeğin 40’ını çıkartmak kavramıyla aynı anlamı ifade eder. Tek farkı biriniz 20. günde yapılıyor olmasıdır.    
• Tamamen annelerin tercihine bağlı olarak yapılan geleneksel bir şeydir. 
• Lohusalık dönemini atlatmak ve bebekle anne arasındaki bağın tamamen kurulması, birbirlerine alışması, bebeklerin göbeklerinin iyileşmesi olarak önemli görülmektedir. 
•  Eski zamanlarda bebeklerin kötülüklerden ve kötü hastalıklardan korunması için 40 günlük bir süreye ihtiyaç duyulurmuş. Bu nedenle kırkı çıkmak, kırklanmak deyimi ortaya çıkmış. Bizim konumuz her ne kadar yarı kırkı olsa da uygulanan ritüel aynıdır.

Yarı Kırk Banyosu Nasıl Gerçekleşir? Gerekli Bir İşlem midir?

40’ına kadar dışarı çıkarmadığınız bebeğinizin suyla buluşma anı 20. gününde gerçekleşir. Eski inanışlarda 20. günde bebeğin göbek kordonu düşer ve artık kötülükler ona bulaşamaz.

Banyo 

Her kültürde farklı farklı banyo yaptırılan bebeklerde yarı kırk suyunu anne ve bebek birlikte banyo yaparak kullanır. Daha yaygın rastlanan bir diğer yöntemde de bebeğe ayrı bir su hazırlanır. Bu su 20’si çıkarılan bebek için 20 defa dua okunarak, 40’ı çıkan bebek için 40 defa dua okunarak bir kaba alınır.

Suyun içerisine 20 farklı eşya (anne yüzüğü, taş vb. değerli görünen objeler) ya da 20 farklı taş atılır. Bebeğinizi yıkarken objeleri sudan çıkarıp ya da suyu süzerek su dökersiniz.

Her anne, bebeğini doğumdan sonra 20. gün yıkayacak diye bir kaide asla yoktur. Hevesli olan bebeveynler ve kültürlerinde bebek kırkı uçurma olan aileler bu işlemi yapabilir. Herhangi bir bilimsellik ya da dinsel bir inanış temeli içermemektedir.

Yarı Kırk Banyosunda Kullanılan Objeler

Bebeğin 20’si banyosunda yıkama suyu içerisine atılan objeler özenle seçilir. Çünkü her birinin farklı bir anlamı vardır ve genellikle aşağıdaki objeler tercih edilir. 

• Yüzük

Geleneksel olarak farklılık gösteren objeler içerisinde değişmeyen tek şey, anne yüzüğü olsa gerek. Yarı kırk banyosu için hazırlanmış olan suda annenin kullanmış olduğu yüzük atılır.

• Taş

Bazı yörelerde temiz çakıl taşı suya atılır, bebeğin taş gibi sağlam olması yönünde etkili olacağı söylenir. Taş kullanılması durumunda kırk çıkarırken 40 tane, yirmisi çıkarılırken 20 tane toplanıp suya atılırmış. Kültürden kültüre farklılık göstermektedir.

• Altın ya da Gümüş

Değerli görülen altın ya da gümüş bir takı da suya atılan bir başka obje seçeneğidir. O suyla yıkanan bebeğin bereketli ve kazançlı bir ömrü olsun diye konulur. Ayrıca altının güneşi temsil etme, aydınlık ve parlak bir gelecek verme amaçlı kullanıldığı da oluyor.

Gümüş ise ayı temsil eder ve bebeğin ay gibi parlak ve ışıklı bir ömre denk gelmesini dilemek için kullanılır. 

• Pirinç

Pirinç bereketi temsil ettiği için, çoğu kırk çıkarma ve bebeğin 20’si çıkarma banyolarında kullanılmaktadır. Suya atılarak değil de küçük bir kesede, bebek yıkanırken bekletilerek kullanılmaktadır.

• Nazar Boncuğu

Kötü gözlerden korunmak için suya atılır. Nazar boncuğunun klasik anlamını kullanarak, minik yavrunun göze gelmesi engellenir.

• Kurutulmuş Çiçek

Mis kokan bebekler daha güzel koksun diye suya kurutulmuş esanslı çiçekler atılabilir. Güzel koktuğu ve şifa verdiği için çoğunlukla gül yaprakları kullanılsa da diğer çiçekler de kullanılabilir.

• Bozuk Para

Suya atılacak paralar yine bereketi temsil etmektedir ve hayatı boyunca bol, bereketli bir ömrü olması için kullanılır. Paraları, bebeğinizin yıkandığı suya değil de yıkandıktan sonra atmanız hijyen bakımından daha sağlıklı olacaktır.

Saymış olduğumuz malzemeler, kültürden kültüre değişiklik gösterir. Bu nedenle sizler bu işlemi uygularken dilediğiniz objeyi tercih edebilirsiniz.

Önemli olan bu objeleri su ile beraber bebeğin üzerine dökmemeye dikkat etmektir. Aksi takdirde başına düşerken canını acıtabilir hatta ağzına kaçarak boğulmalara bile sebep olabilir. 

Yarı Kırk Banyosundan Sonra Ne Olur?

Bu kadar özen ve titizlikte yapılan 20 uçurma işleminden sonra bebeğinizle ilgili aşağıdaki konularda değişiklikler yaşanacağı düşünülür. 

• Banyosu yaptırılan bebek, artık kötülüklerden uzak, hastalıklara karşı savaşçı ve bu dünyaya hazır demektir. 
• Tıpkı kırk çıkarmada olduğu gibi dileyen anneler tarafından bebek dışarı çıkarılabilir. Genelde adetten 7 farklı eve bebeğin yarı kırkını uçurmaya gidilir ve bu evlerden de sizlere çeşitli hediyeler verilmesi beklenir. 
• Bazı geleneksel farklılıklara göre gitmek için seçilen evlerin huzurlu, ferah ve mutlu evler olmasına dikkat edilir. Böylece bebeğin yuvasında ve ileriki hayatında da ferah bir yaşamı olacağına inanılır. 
• Gezmeye çıkan anne ve bebek yeni ve temiz kıyafetler giymelidir. İnanışa göre yeni ve temiz bir hayata başlamak için aynı zamanda kıyafetler de derli toplu olmalıdır. 
• Gidilen evlerde bebeğin ihtiyaçlarını karşılayacak olan; bebek bezi, biberon, tulum vb. çeşitli ihtiyaçlar hediye edilir.
• En çok verilen hediyeler; pirinç, şeker, tuz ve yumurta gibi besinlerdir. Tabii bunlar yemek için değil, hepsinin ayrı ayrı simgelediği şeylere dikkat çekmek için hediye edilir. Çoğunlukla bereket, sağlık vb. olayları simgelemektedirler. Bazı geleneklerde bahsettiğimiz hediyeler, gezmeye giden miniklerin saç, bacak, kol ya da başka bölgelerine sürülerek ikram edilir. Tek tek ne anlama geldiklerine bakacak olursak;

Tuz: Bebeğin tadı tuzu ömrü boyunca yerinde olsun diye.

Şeker: Her zaman iyi ve tatlı bir hayat için.

Pirinç: Bereketi bol bir yaşam için.

Yumurta: Sağlıklı bir ömür geçirmesi için.

Bebeğin 20’si veya yarı kırkı denilen şey kırk uçurma ile aynı yöntem olup tek farkı uygulandıkları zaman dilimidir. Sizlerin de böyle şeylere merakınız varsa yirmi ya da kırk uçurabilir, bebeğinizin banyosunu bereketli objelerle doldurabilirsiniz.

İnanç olarak değil de gelenek olarak sürdürüldüğü kesin olan bu alışkanlığı yadırgamamak, geleneklerimize sahip çıkmak isteyenleri anlayışla karşılamak gerekir.

Günümüzde bebek geliyor partisi, diş buğdayı partisi vb. organizasyonlar oldukça talep görüyor. Yarı kırk olayına da bize büyük büyük annelerimizden kalmış sade bir parti gözüyle bakabiliriz.  

”Bebekler” ile İlgili makalelerimizi aşağıdaki bağlantıya tıklayarak ulaşabilirsiniz:

Bebekler: https://www.bebek.com/bebek/

Aklınıza takılanları yorum olarak iletebilirsiniz.

Sevgiler.

Saçınız çok fazla dökülüyor, her banyoda elinize çok miktarda saç teli düşüyorsa bunun sebebi gebelikte değişim gösteren hormonlarınız olabilir. Doğum sonrası saç dökülmesi ve nedenlerine hep birlikte göz atalım.

Saç Dökülmesi Neden Olur?

Gebelikten sonra dökülen saçın nedenine bakmadan önce saç dökülmesinin genel nedenlerine bakmamızda fayda var. Her insanın günlük 100 tel saçı dökülür. Saç dökülmesi gayet normal bir durumdur. Fakat bazı dönemlere ya da hastalıklara bağlı olarak saç dökülmeleri artabilir. Bu nedenler arasında en çok karşılaşılan stres faktörüdür. Stresli olan insanların saç dökülmesi artabilir. Hormonlardaki değişiklikler, deri problemleri, iç hastalıklar, vitamin eksiklikleri gibi durumlarda saç dökülmeleri görülebilir. 

Doğum Sonrası Saç Dökülmesi Nedenleri

Gebelik sürecinde saçlarınızın daha canlı ve hızlı uzadığını fark edebilirsiniz. Bu durum doğumdan sonraki süreçte tam tersine dönebilir. Yeni annelerde doğum sonrası saç dökülmesi annede oluşan hormonların değişime uğraması ile çoğalabilir. Gebelik sürecinin ardından artan saç dökülmesi sizi korkutmasın, saç dökülmesi oldukça normaldir.

• Hormonlar

Saç dökülmesinin en büyük nedenleri arasında hormon değişimleri yer alır. Hamileliğe adım attığınız ilk andan itibaren östrojen, oksitosin ve prolaktin seviyeleri hızla yükselir. Hızla artan bu hormonlar, saçlarınızın normalde dökülme oranını azaltır veya gürleştirebilir. Gebelikten sonra hormonlarınız normal seviyeye döndüğünde dökülmeyen zamanın telafisini yapmak için büyük bir saç dökülmesi yaşatabilir. 

• Stres

Hamileliğin verdiği endişeler, yavrunuz adına planladığınız iyi bir yaşam gibi düşünceler sizi strese sürükleyebilir. Her insanda en büyük nedenler arasında yer alan stres, gebelik sonrası yaşanması durumunda saç dökülmesine neden olabilir.

• Vitamin Eksikliği

Bebeğin iyi bir gelişim göstermesi ve vücut direncinizin gebelikte sağlıklı olması için vitamin almanız önemlidir. Mineral ve vitamin eksiklikleri saç dökülmelerine neden olan en büyük etkenler arasında yer alıyor. Gebelikten sonraki süreçte de vitamin takviyeleri ve beslenme düzeninize dikkat etmenizde fayda var.

Doğum Sonrası Saç Dökülmeleri Ne Zaman Başlar ve Ne Kadar Sürer?

Her vücudun hormonal değişimleri farklılık gösterir. Bu farklılık saç dökülmesinin ne kadar sürdüğünü ve ne miktarda döküleceğini belirler. Kimi annede doğumdan hemen sonra başlayarak üç ay gibi bir sürede devam ederken kimisinde bir yıla kadar sürebilir.

Duş alırken ya da saçınızı tararken çok miktarda saç teli görmek sizi endişelendirebilir. Hormonların etkisi ile birlikte saç dipleri gevşer ve gebelik boyunca dökemediği saçı dökmeye başlar. Emzirme döneminde bu dökülme artış gösterebilir.

Saç Dökülmesine Karşı Ne Yapabilirim?

Saçlarınızın dökülmesini önlemek için doktorunuza danışmadan vitamin ya da kozmetik ürünler denemenizi önermiyoruz. Emzirme döneminde iseniz bu süreci etkileyecek ve sütün tadını değiştirebilecek etkenler olabilir. Bu nedenle muhakkak önce doktorunuza başvurmanızı öneririz.

Saç dökülmesi arttı ise öncelikle kan tahlili vererek vitamin ve kan değerlerinize baktırmanızı öneririz. Gerekli takviyeleri doktorunuz gözetiminde alabilirsiniz.

• Saç Bakımını Arttırın

Saç bakım yağları ve kremleri ile saçlarınızı güçlendirebilir, daha dolgun görünmesine yardımcı olabilirsiniz. Bunu yaparken saçlarınızda ısı kullanmamaya özen gösterin. Saçlarınızın dökülmesi sizi psikolojik olarak etkiliyorsa saç kesiminde değişikliğe gidebilirsiniz. 

Çok uzun saçlarınız varsa keskin bir değişim ile kısa ve çekici görünüm kazanabilirsiniz. Ayrıca saç kesmenin saçları canlandırdığı ve yenilenmeyi hızlandırdığı söylenir. 

• Beslenmek Oldukça Önemli

Vücudun ihtiyacı olan vitaminleri alabilmemiz için beslenme rutinimize ve ne yediğimize dikkat etmemiz şarttır. Gebelik gibi bir süreçten çıktınız ve vücudunuz yüksek miktarda vitamin ve mineral ihtiyacı ortaya çıkardı. Bu durumda beslenmenizi sağlıklı şekilde yapmanız deri ve saç sağlığınız için de oldukça önemlidir. C, D, omega-3 gibi vitaminler saç için oldukça önemlidir. Et, balık ve yeşil yapraklı sebzelerden yardım alabilirsiniz.

• Saçlarınızı Çok Sık Taramayın!

Duştan sonra saçlarınızı çok sık taramanız saç dökülmesini arttırabilir. Duştayken ya da bir kez kalın dişli tarakla saçınızı nazikçe tarayabilirsiniz. Ayrıca kimyasal içerikli şampuanlar ve ısılardan da uzak durmalısınız.

Saç Dökülmesine Karşı İyi Gelen Besinler

Beslenmenin ne kadar önemli olduğundan bahsettik. Saç dökülmesinin en büyük nedenlerinden biri vitamin eksikliği ve kansızlıktır. Gebelik sürecinde vücudunuz oldukça yorulur ve çaba sarf eder. Bu kayıpları engellemek ve toparlanmanın en iyi yolu vitaminsiz kalan vücuda vitamin takviyesinde bulunmaktır. Doğal yolla vitamin almak için beslenmek şarttır. Saç dökülmesine iyi gelen bazı besinler şu şekildedir:

• Koyu yeşil saplı sebzeler; roka, pazı ve ıspanak gibi
• Balık
• Fasulye
• Sarımsak ve soğan
• Yeşil mercimek
• Havuç
• C vitamini içeren meyveler; portakal, greyfurt, çilek ve karpuz gibi
• Fındık, ceviz ve badem gibi kuruyemişler

Saç Dökülmesine İyi Gelen Doğal Yağlar

Besinlerin yanı sıra doğada bulunan özlerden elde edilmiş yağlar, kozmetik ürünlerden çok daha sağlıklı olduğu için saçları canlandırmak için iyi bir tercih olabilir.

• Çay Ağacı Yağı

Saç derisinde olan problemleri engeller ve saçı nemlendirir. Mantar ve egzama oluşumunu azaltır.

• Zeytinyağı

En doğal ve en çok kullanılan yağlardan biri olan zeytinyağı, saç derisin güçlendirmede de oldukça etkin rol oynar.

• Hindistan Cevizi Yağı

 Saç için ihtiyaç duyulan mineralleri içinde barındıran Hindistan cevizi yağı, oldukça popüler ve etkisi hissedilen bir yağdır.

• Argan Yağı

Saç için kullanılan en yaygın ürünler arasında yer alan argan yağı, saç dökülmesini engeller ve dökülen saç diplerini yeniler.

Yağları nemlendirmenin yanı sıra saç maskesi olarak da karışımlar hazırlayabilirsiniz. Doğal ve size zarar vermeyecek saç maskeleri tarifi sizin için hazırladık. 

Saç dökülmesine iyi gelen doğal maskeler

• Yoğurt Maskesi

Malzemeler;

• 1 su bardağı yoğurt
• 1 yemek kaşığı bal
• 1 yemek kaşığı elma sirkesi

Hazırlanışı;

Malzemeleri bir kapta karıştırarak saç köklerinizden uçlarına kadar uygulayın. 15-20 dakika arasında maskeyi bekleterek iyice durulayın.

• Yumurta Maskesi

Malzemeler;

• 2 yemek kaşığı zeytinyağı
• 1 adet yumurta
• Limon suyu

Hazırlanışı;

Malzemeleri karıştırarak krem kıvamı elde edin. Saç diplerinize uygulayarak 20 dakika bekletin. Durulama işlemini iyi bir şekilde yaparak soğuk su ile durulamanızı öneririz.

Gebeliğin ardından yaşanan saç dökülmesi her annenin yaşadığı normal bir durumdur. “Doğum sonrası saç dökülmesi normal midir?” sorusuna kesin bir şekilde normaldir diyebiliriz. Saçlarınızın çok dökülmesinden endişe etmenize gerek yok. Hormonların değişimi ile birlikte gebelik sürecinden sonra dökülmeye başlayan saçlarınız, güçlenerek doğal haline gelecektir.

Aklınıza takılanları yorum olarak bırakabilirsiniz.

Sevgiler.

Pişik Nedir? 

Tıbbi adıyla amonyak dermatiti olarak bilinen pişik; popo, kasık çevresi, kol ve boyun gibi boğum bölgelerindeki cildin tahriş olmasına verilen isimdir. Pişik durumu genellikle sıcaklardan, fazla sürtünmeden ve amonyaktan kaynaklı oluşur.

Bebeğin altı sık sık değiştirilmezse ve bu nedenle idrar uzun süre cilt üzerinde kalırsa, bazı bakteriler ürenin amonyağa dönüşmesine neden olur. Amonyak ise ürenin aksine, cildi tahriş edici bir etkiye sahiptir.  

Pişik Nasıl Anlaşılır? 

Cildin yüzeyinde, cildi dış etkenlerden korumaya yardımcı ince bir yağ tabakası vardır. Amonyak ise bu yağ tabakasının koruyucu etkisini ortadan kaldırır. Bu durum cildin tahriş olmasına neden olur. Genital organ çevresi, kasık ve kalça bölgesinde yer alan cilt üzerinde kırmızı bir görünüm, pişiğe işaret eder. Ayrıca yanma, sızlama gibi etkiler görüldüğünde pişik oluşumunu anlayabiliriz. 

Pişik durumu, genellikle bebeklerde alt bezin tene temas ettiği alanlarda görülür. İlk aşamada az miktarda kabarık kızarıklıklar olarak ortaya çıkan tahriş durumu, daha sonra su toplamış olan kabarcık ve hafif şişliklere döner. Bu aşamada acı verici yanmalar meydana gelebilir. Önlemi alınmayan pişikler ise enfekte olarak deri döküntülerinin kırmızı parlak bir renk alarak genişlemesine neden olur.  

Pişik en çok 9 ila 12 aylık bebeklerde görülür. Cilt hastalığı olarak bilinen pişik; anüs etrafından başlayarak erkek bebeklerde kasık kıvrımları, penis altı ve testis torbasında, kızlarda ise büyük dudakların üzerinde kızarıklık şeklinde karşımıza çıkar. Kabarcıkların oluştuğu cilt bölgesinde yanma, batma ve kaşıntı hissedilir. Bunun sonucunda bebeklerde huzursuzluk ve ağlama nöbetleri görülür. 

Pişik Neden Olur? 

Bebeklerde pişik nedenlerini aşağıdaki gibi sıralayabiliriz: 

• Bebek bezini değiştirirken tercih edilen ıslak mendil ve diğer hijyen malzemelerinin, cildi tahriş etmesi. 
• İshal döneminde sık dışkı durumu ve idrar yolu enfeksiyonları yaşanması. 
• Bebeğin bezinin geç değiştirilmesinin, bakterilerin çoğalması için ideal bir ortam yaratması. 
• Anne sütünün ardından mama ve ek gıdaya geçme durumu bebeklerin idrar ve dışkı pH’ında değişikliğe neden olur. 
• Bebeğin diş çıkarma süreci, dermatit kaynaklı hastalıklar, antibiyotik tedavileri. 

• Bazı kalıtsal hastalıklar ve çinko yetersizliği. 

Pişik Nasıl Önlenir? 

Pişiğin önlenmesi için en önemli etken hijyendir. Bebek bezinin bağlandığı alanın hijyenik tutulmasıyla birlikte kuru ve serin bir bölge olması gerekir. Ayrıca bebeğin altı sık aralıklarla temizlenmeli, mümkün olduğunda sık havalandırılmalıdır. Bebeğin altı değiştirildiğinde 10 ila 15 dakika arası altı bağlanmadan cildinin havayla temas etmesi, bel bölgesinin fazla sıkılmadan bağlanması önemlidir. Bunların yanı sıra bebeğin boyu ve kilosuna uygun bez kullanılması da gerekir. Gerekli durumlarda bebeğin cildine uygun Pişik Önleyici Krem kullanımı yapılabilir. Ayrıca talk içermeyen bebek pudraları da uygulanabilir. 

Geleneksel bebek pudrası formüllerinin pek çoğunda talk pudrası kullanılır. Bu durum kişilerin, ilerleyen yaşlarında ortaya çıkabilecek sağlık komplikasyonlara neden olacağından, bebekler de dahil olmak üzere hiç kimsenin uzun süre kullanmaması tavsiye edilir. Talk pudrasının, kanser riski ile arasındaki bağlantısı henüz kanıtlanmamıştır. Yine de genel kanı kullanılmaması yönündedir. 

Pişik Nasıl Geçer? 

Pişik durumunun geçmesi için dikkat edilmesi gereken bazı faktörler bulunur. Bu faktörlerin en başında elbette hijyen gelir. Pişik olan bölgenin hijyenine dikkat edilmesi ve kuru kalması gerekir. Bunlara dikkat edildiği sürece birkaç gün içerisinde pişik geçecektir. Ayrıca tahriş olan bölgeye çinko oksit içeren losyon ve krem türevleri kullanılabilir. Çeşitli önlemler alınmasına rağmen pişik durumunda düzelme görülmediği takdirde doktora gitmekte fayda vardır.  

 Talk İçermeyen Dalin Likit Pudra 

 Bebek bakım uzmanı Dalin, 40 yıllık deneyimiyle yaptığı bilimsel çalışmalar neticesinde, bebeklerin hassas cildine temas eden toz pudrayı daha güvenli hale getirmeyi amaçlar. Üstelik losyon ve pudranın bir araya geldiği özel formüllü Likit Pudra, yaş olarak daha büyük çocuklarda da kullanılabilir yapıdadır. 

 Kolay emilen Dalin Likit Pudra, bebeğin cildini yumuşacık yapar. Özellikle yaz sıcaklarından terleme ve idrardan kaynaklı fazla nemi emer ve bu sayede kızarıklık, tahriş gibi durumların önlenmesini sağlar. Yalnızca bez bağlanan bölgelerin yanı sıra ciltte kol ve boyun boğumlarında da kullanılabilir.

Üstelik Dalin Likit Pudra, uzun vadeli sağlık komplikasyonlarına sebep olabilecek talk maddesini kesinlikle içermez. Dalin Likit Pudra’yı, likit yapısı sayesinde ortalığı tozutmadan pratik bir şekilde kullanabilirsiniz. Bunların yanı sıra Dalin Likit Pudra hipoalerjeniktir ve cildin pH değeri ile uyumludur. İçeriğinde paraben, alkol, boya, parfüm, phenoxyethanol, silikon bulunmaz. 

 Pişik Önlemenin Güvenli Yolu: Dalin Pişik Önleyici Krem 

 Dalin Pişik Önleyici Krem, özel olarak geliştirilmiş yulaf yağı içeren formülü ile ciltte kızarıklığın oluşmasını önlemeye yardımcı olur. İçeriğinde yer alan çinko oksit sayesinde ciltte bariyer etkisi yaratarak özellikle yaz sıcaklarında terlemenin ve idrarın neden olduğu tahrişi önler. 

 Dalin Pişik Önleyici Krem’in içerisinde çocuk sağlığına zararlı kimyasallar arasında yer alan paraben, boya, parfüm, phenoxyethanol ve alkol bulunmaz. Klinik testlerle de yumuşaklığı kanıtlanmış bu pişik kremi, aynı zamanda dermatoloji uzmanları tarafından da test edilmiştir.

Hipoalerjenik yapısı sayesinde bebeklerin hassas cildinde güvenle kullanılabilir. Dalin Pişik Önleyici Krem’i bütün bez değişimlerinde az miktarda olacak şekilde bebeğinizin cildine nazikçe yedirebilirsiniz. 

Ürünümüze ulaşmak için tıklayın: https://bbk.team/3qKxDwo

Sevgiler.

Çocuk sahibi olmanız sadece ani kararlarla çılgın kaçamaklar yapmanıza engeldir. Oysa planlı ve 5 günde 5 yere gitmeksizin, birim zamanda en az yere giderek keyifli bir seyahat yapmanız gayet mümkün! Medical Park Bahçelievler Hastanesi Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Erdem Uzunoğlu; bebekle yapılacak tatili bir kabus olmaktan çıkarıp, keyfe dönüştürmenin reçetesini sizlerle paylaşıyor.

Doğru bir planlama ve programla, küçük dostunuzla da gayet keyifli bir tatil yapabilirsiniz. Yeter ki valizinizi bir sürü ıvır zıvırla değil gerekli eşyalarla doldurun, ihtiyaç listenizi doğru hazırlayın, ilaçlarını unutmayın ve uzun yolculuklarda ne yapmanız gerektiğini iyi öğrenin!..

Yolculuk Öncesi Hazırlık

Eğer bebeğiniz küçükse ve özellikle çok kusuyorsa; gittiğiniz yerde evde ihtiyacınız olan her şey gerekecek demektir. Mesela sıvı sabun, sıvı yüzey temizleyici, minik el havluları, belki bir lavabo fırçası… Bunları taşımak yerine küçük plastik şişeciklere koymak veya gittiğiniz yerde küçük boylarını alıp orada bırakmak yükünüzü hafifletecektir…

İhtiyaç Listesi

• Valizinize bebek bezi koysanız da bebeğin el çantasına 2-3 adet fazladan yedek bebek bezi ekleyin.
• Bol ıslak mendil
• Mama önlüğü,
• Kâğıt havlu,
• Alt değiştirme bezi,
• Yeterli içecek sıvı,
• Bebeğin yolda kendini güvende hissetmesi için alışkın olduğu bir oyuncak, bir de sıkılmasına karşı tedbir amaçlı yeni oyuncak,
• Yedek çöp ve buzdolabı poşetleri,
• Bebek için 1-2 takım yedek giysi
• Sizin için bir bel çantası: Bebek eşyalarını taşıdığınız çanta içinde kendi eşyalarınız (cüzdan, sağlık sigorta kartları, cep telefonu, güneş gözlüğü ve biletler vs) kaybolacağı için…
• Pişik kremi,
• Tırnak makası, makas

İlaçları Unutmayın

• Ateş düşürücü şurup veya fitiller: Fitiller sıcakta eriyeceği için otele varır varmaz buzdolabına koyun
• İsilik için bebek yağı,
• Kortizonlu, antibiyotikli ve antihistaminikli krem veya jeller,
• Termometre
• Taşıt tutması ve kusmalara karşı fitil veya damlalar

Uçakla Seyahat Önerileri

• Uçak bileti alma aşamasından uçağa yerleşene kadar; seyahat acentesi, valiz kabul yetkilisi vs. herkese bebeğiniz olduğunu hatırlatın.
• Bagaj teslim işlerinde sıra beklememek için erken gidin (Ama çok erken giderseniz bu kez de bebekle havaalanında sıkıntıdan patlayabilirsiniz)
• Check-in (bagaj teslim) sırasında; ön tarafı geniş ve ayak uzatılabilecek bir boşluğu bulunduğu için koridor başından koltuk seçmek seyahatinizin daha rahat geçmesini sağlayacaktır.
• Uçak kalkarken veya inerken kabin basıncı değişiklikleri bebeğin kulağında ağrı yapabileceği için önlem alın: Yutkunma hareketi kulağı açacağı için bebeğe bu sırada biberon veya sulukla su içirmek veya emzirerek beslemek yararlı olur.
• Uçaklarda biberon veya süt ısıtmak için mikrodalga fırınlar bulunur. Bundan yararlanabilirsiniz.
• Hem bebeği hem de eşyaları toparlamak zor olacaktır. Uçaktan en son siz inin.

Otomobil Seyahatinde Sık Sık Mola Verin

• Mutlaka herkes emniyet kemerlerini takmalı. Bebek uyurken rahat etmesi için taşıt koltuğunda başının altına şişme destekler koyabilirsiniz.
• Sık molalar verin. Uzun yolculukta aynı yerde sürekli oturmak ve etrafla ilgilenememek bebeklerde ajitasyonlara neden olabilir.
• Sık sık şoför de değiştirin. Bebekle ilgilenen kişinin değişmesi bebeği, arabayı kullananın değişmesi de şoförü dinlendirir.
  

  Adaptasyon Sendromuna Dikkat!

Her insanda alışık olduğu ortam dışında bir yerde yaşamaya başlamak ve uyumak belli bir gerginliğe neden olur. Buna GAS (Genel Adaptasyon Sendromu) denir!. Bu tabloda bebeklerde özellikle uyku sorunu ağır basar. Tuvaleti yadırgamadan dolayı dışkılama değişiklikleri (özellikle kabızlık) ve iştah azalması da görülebilir. Bu sıkıntıları azaltmak için önlem alabilirsiniz:

• Varılan yerde bebek yatağı güvenli mi, sallanınca gıcırdıyor mu kontrol edin.
• Balkon ve balkon kapıları vs güvenli mi?
• Bebeğiniz çok hareketli ise kısıtlamayın. Yeni bir ortamda keşfetmek istediği her şeyi keşfetsin, tatmin olsun. Odada güvenliğini sağladıktan sonra ‘hayır’ ve ‘elleme’ sözcüklerini en sona saklayın. Daha sonra zaten oda dışında kaldığınız zamanlarda deli gibi koşturacak, havuza girecek, yorulacak ve odaya gelince de sızacaktır.
• Odada bebeğinizin karnını doyururken ortalık batmasın diye önceden yanınızda getirdiğiniz muşamba türü koruyucuları kullanabilirsiniz.
  

  Güneşten bilinçli yararlanın kaş yapayım derken göz çıkarmayın!

• Plajdan değil oyun saatinden korkun: Güneşin dik gelmeye başladığı saatler olan sabah 10.00 – 10.30’dan ikindi saat 16.00’ya kadar güneşten sakının. Yine de bu saatler arasında güneş altında kalacaksa; bahçede bile oynayacak olsa, güneş kremlerini sürün. Unutmayın, güneş yanıklarının çoğu plajda değil günlük oyunlar sırasında olmaktadır! Bulutlu ve sisli havalarda da güneş yanıkları olabilir. Bulutlar güneş ışınlarının zararlı ultraviyole dalgalarını süzmez. Ayrıca serin ve rüzgarlı havalarda ciltte hissedilen serinlik de, güneş yanığı oluştuğunun anlaşılamamasına neden olur.
• En iyi korunma yolu örtünmek: Güneşten korunmanın en iyi yolu örtünmektir. Elinizi çocuğunuzun kıyafetinin altına soktuğunuzda elinizi görmemelisiniz. Çok sıcak değilse ve çocuğunuzu rahatsız etmeyecekse uzun kollu ve uzun paçalı giydirin ki güneş tenine doğrudan temas etmesin. Süt çocuklarının korumasında güneş şemsiyesi de kullanılmalıdır. Güneş koruyucu kremler ise 6 aylıktan küçük çocuklara sürülmemeli.
• Güneş kremi kullanın: Güneş kreminde en önemli nokta, UV ışınlarından koruma derecesi. Kremlerin kutusunda yazılı olan SPF (sun protection factor) yani ‘güneş koruma faktörü’, 15 ve üzerinde olmalı. 6 ayın üzerindeki çocuklara en az 15 koruma faktörlü güneş kremi uygulanmalı. Hem UVA hem de UVB ışınlarına karşı koruma sağlayan güneş kremleri kullanılmalı.
• Yarım saat önce sürün: Yeterli koruma başlaması için dışarı çıkmadan en az 30 dakika önce güneş kremi sürülmelidir. Burun üstü, kulak kepçeleri, ense, omuz ve ayak sırtı gibi bölgeler unutulmamalıdır. 2 saatte 1 uygulama tekrarlanmalı.
• Gözlerini koruyun: Uzun süre güneşte kalma durumunda kornea hasarı ortaya çıkabilir. Gözdeki hasar zamanla birikici olup katarakt ile sonuçlanabilir. Bunun için gözleri korumak gerekir. Renkli plastik camlı gözlükler sahte bir korunma hissi yaratır. Gerçek korunma için yüzde 100 UV koruma ibaresi olan UV filtreli gözlükler kullanılmalı.

Bebeklerde Güneş Kremi Kullanımı ile ilgili yazımıza göz atmayı unutmayın!

https://www.bebek.com/bebeklerde-gunes-kremi-kullanimi/

Oto koltuklarını görmek için aşağıdaki bağlantıya tıklayabilirsiniz.
https://www.e-bebek.com/bebek-oto-koltugu-c4219/

Bilimsel olarak yenidoğan bebeğin hemen yıkanması yanlıştır ve tavsiye edilmez.

Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılan açıklamada yenidoğan bebeğin yıkanmasının en erken doğumundan 24 saat sonra gerçekleştirilmesi önerilir. Yenidoğan bebeklerin kordonlarının ıslanması istenilmediği için bu süreçte olabildiğince hassas ve dikkatli davranmak gerekir.

Kordona Dikkat

Yeni doğan bebeklerin sahip olduğu hassas vücut yapısı beraberinde dikkat edilmesi gereken birçok önemli noktayı beraberinde getirir.

Bebeğin vücut ısısı, kordon, cilt hassasiyeti bu süreçte dikkat edilmesi gereken önemli noktalardır.  Bu yüzden genel olarak bebeklerin kordonu düştükten sonra yıkanması tavsiye edilir.

Yenidoğan bebeğin göbek kordonu bazı durumlarda geç düşebilir ve bu durumda bebeveynlerin yapması gereken başka alternatiflerle bebeğin vücut temizliğini sağlamaktır.

Bebeğini vücudunu uygun sıcaklık ve yüzeyde bir mendil yardımı ile temizlemek ya da bebeğin göbek bölgesine su değmeyecek şekilde bebeği yıkamak bu durumda iyi birer alternatif olabilir.

Bebeğin kordonuna su değmesi iyileşme sürecini geciktirebileceği gibi bebeğin çeşitli enfeksiyonlar kapmasına da sebebiyet verebilir. Bu nedenle bebeğin göbeğinin suyla temasına ayrıca dikkat edilmelidir.

Bebeğin Cildine Gereken Hassasiyet Gösterilmeli

Yenidoğan bebeğin cildi de kendisi gibi çok hassastır ve bebeveynlerin bu hassasiyete saygı göstererek bebeklerini yıkamaları, giydirmeleri ve gerekli temizliği sağlamaları gerekmektedir.

Yaşanabilecek olası cilt kuruluğu problemleri, çeşitli alerjik reaksiyonlar ya da bebeğin hassas derisinde meydana gelebilecek çeşitli tahrişlere karşı bebeveynler önlem almalı ve gerekli özeni göstermelidir. Örneğin sıcaklığı iyi ayarlanmamış bir su bebeğin cildini kurutulabilir ya da tahrişe neden olabilir.

İyi seçilmemiş bir banyo sonrası giysi de bebeğin cildinde tahrişlere ve rahatsızlıklara neden olabilir. Ya da erken yıkanan bir bebeğin derisi henüz buna hazır olmadığı için sonrasında çeşitli cilt problemleri ortaya çıkabilir. Bu nedenle bebevenyler bebekleri üzerinde gözlem yaparak bebeğe en doğru bakımı sunduklarından emin olmalıdır.

Yeni Doğan Bebeğin Yıkanma Sıklığı Ne Olmalı ?

Genel olarak yeni doğan bebeklerin sık yıkanmaya ihtiyaçları yoktur ve sık yıkamak yeni doğan için çeşitli riskler barındırabilir.

Bebeğin üşütmesi, olası cilt problemleri yaşaması gibi istenmeyen sonuçlara sebebiyet verebilir. Günlük rutin içerisinde bebeveynlerden belli başlı bölgelerin temizlenmesi beklenir. Yemek sonrası, terleme durumu ya da bez değişimi sırasında zaten temizlenen bebekler, ayrıca bir yıkanmaya ihtiyaç duymaz.

Bebeveynlerin dikkat etmesi gereken günlük rutin içerisinde de bu temizlik işlemlerinin olabildiğince düzenli ve narin yapılarak herhangi bir soruna sebebiyet vermemesidir. Bunun dışında ayrıca gereken durumlarda da bölgesel temizlik yapılarak bebeğin hijyeni çok kolay bir şekilde sağlanabilir. Bu durumlar için bebevenylere kimyasal içermeyen ph derecesi uygun bir su ve pamuklu bir mendil önerilir. Bu şekilde bebeğin cildi yorulmadan ve tahriş olmadan gerekli temizlik ve hijyen sağlanmış olur.

İlk yıllarında bebeklerin haftalık olarak 2 ya da 3 kez yıkanması yeterlidir. Daha sık ya da daha az yıkanması bebekler için çeşitli istenmeyen sonuçlara sebebiyet verebilir. Bu nedenle bebeveynler bebeklerini gözlemleyerek bebeğin ihtiyaç ve özellikleri doğrultusunda en doğru sonuca varabilir.

Bebeveynler bu noktada bebekleri için düzenli bir rutin oluşturarak bu rutini takip etmelidir. Bu rutin sayesinde bebeklerin vücudu bu sürece çok daha kolay adapte olur ve bebeklerin temizlenme süreci çok daha sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilmiş olur.

Bebeğinizi Yıkarken Bunlara Dikkat Edin

Yenidoğan bebekler göbek kordonlarından kurtulana kadar belli bir süre yumuşak bir mendil ya da sünger yardımı ile nazikçe temizlenir. Bu yöntem bebeğin temiz kalmasını sağlarken olası istenmeyen sonuçlardan da bebeği korur.

Göbek bağı tamamen düşüp, kapanma gerçekleştikten sonra bebeğin su ile yıkanmasında diğer bir deyişle bebeğe banyo yaptırılmasında hiçbir sakınca kalmaz. Ancak bu yıkanma öncesinde, yıkanma sırasında ve yıkanma sonrasında bebeveynlerin dikkat etmesi gereken belli başlı noktalar vardır.

İlk olarak bebeğin yıkanacağı ortamın sıcaklığı önemlidir ve bu ortam bebeğin üşümesini engellemek amacıyla gerekli sıcaklık değerlerine sahip olmalıdır. Sonrasında bebeveynlerin yıkanma sırası ve sonrasında kullanılabilecek tüm malzemeleri önceden hazır tutmaları, süreç sırasında çok büyük bir pratiklik sağlar.

Süreç sırasında bebeğe nazik davranmak, gerekli işlemleri olabildiğince yumuşak ve narin hareketlerle tamamlamak da bu noktada önemlidir. Yıkanma sırasında bebeveynler çok yumuşak hareketlerle bebeklerine banyo masajı da uygulayabilir.

Banyo sonrası tekrar bebeğin sıcak bir ortamda bakım ve giydirilme işlemleri tamamlanmalı ve bebeğin soğuk alması engellenmelidir.

• Ortamın sıcaklığı
• Kullanılacak malzemelerin önceden temizlenmiş ve hazır tutulması
• Bebeğin hassas bölgelerinin yumuşak bir şekilde bebeğin cildine uygun narin temizlik ürünleriyle gerçekleştirilmesi
• Bebeklere özgü ürünler kullanılması

Bu süreçte bebeveynlerin dikkat etmesi gereken belli başlı noktalardandır.

Senem Tokuş – İçerik Editörü

“10 Adımda Bebeklerde Cilt Bakımı” Konulu yazımızı incelemek için aşağıdaki bağlantıya tıklayın.

10 Adımda Bebeklerde Cilt Bakımı: https://www.bebek.com/10-adimda-bebeklerde-cilt-bakimi-2/

Aklınıza takılanları yorum olarak iletebilirsiniz.

Sevgiler.

Dünyada belki de en çok kıymet verdiğimiz varlıklarımız bebeklerimizdir. Onların mutlu olmaları, kendilerini rahat ve sağlıklı hissetmeleri her şeyin önünde gelir.  Bu noktada sağlıklı bir bebek şampuanı bebeveynler için oldukça önemlidir. Bu tür şampuanlar kimyasal ve diğer zarar verici maddeleri barındırmamalıdır.

Bebeğimizin hassas bir bedeni olduğunu bilmeli ve şampuan seçimini buna göre yapmalıyız. Peki bebeğimiz için doğru ve sağlıklı bir şampuan seçerken nelere dikkat etmeliyiz?

İşte bu sorunun tüm cevaplarını sizler için hazırladık. Keyifle okuyabilir ve bebeğinizin sağlıklı bir şekilde büyümesine yardımcı olabilirsiniz.

Bebek Şampuanı Göz Yakmamalıdır

Doğru ve sağlıklı bir bebek şampuanı seçerken dikkat etmemiz gereken ilk husus, göz yakmayan içeriğe sahip şampuanları tercih etmemiz olacaktır.

Her şeyden önce, bebekler göz yakan şampuanlardan dolayı yıkanmaktan korkmaktadırlar. Bu yüzden onlarda bir ön yargı oluşturmamak için doğumdan itibaren göz yakmayan şampuanlar tercih edilmelidir. Ayrıca, onların göz sağlıkları açısından da bu tür şampuanlar daha sağlıklıdır.

Diğer kozmetik temelli şampuanlardaki kimyasal maddelerden ötürü bebeğimizin göz sağlığı zarar görebilir. Bu nedenle bu konuda oldukça bilinçli hareket etmeliyiz.

Konak Oluşumunu Engellemelidir

Bebeklerde konak oluşumu sıklıkla görülen bir durumdur. Konak özellikle de doğumun ardından geçen 3 aylık sürenin sonunda ortaya çıkar.

Konaktan dolayı bebeğimizin kafa derisinde pullanma ve dökülme görülür. Bu nedenle bebeğiniz için şampuan tercihi yaparken soyucu özelliği bulunan şampuanlar tercih edilmemelidir.

Hodan tohum yağı gibi bitkisel içeriğe sahip şampuanlar tercih edilmelidir.

Alkol ve Alerjen Parfüm Gibi Kimyasallar Yer Almamalıdır

Kozmetik temelli ürünlerin birçoğunda alkol ve alerjen parfüm gibi kimyasallar yer alır. Bebeğiniz için şampuan tercihi yaparken bu tür kozmetik şampuanlar şampuanlar tercih edilmemelidir.

Bebeklerin hassas ciltlerinden dolayı bu tarz maddeler oldukça zararlı olabilirler.

Bebeğinizin cildi bu tarz ürünlerin kullanılmasından dolayı tahriş görebilir. Bu da onun huzursuz ve sağlıksız olmasına neden olur. Bu nedenle içindekiler kısmını inceleyerek şampuan tercihini yapmalıyız.

SLS VE SLES Gibi Kimyasallar İçeren Şampuanlardan Uzak Durulmalıdır

Yukarıda da belirttiğimiz gibi bebeğiniz için şampuan tercihi yaparken mutlaka içindekiler kısmını incelemelisiniz.

SLS VE SLES gibi kimyasalların bulunduğu şampuanlar bebeğinizin cildine ciddi zararlar verebilirler.

Köpürtücü özellik katan bu ve bu tarz maddelerin yer aldığı şampuanlar kesinlikle tercih edilmemelidir.

Tercih edilmesi durumunda kaşıntıdan kızarıklığa kadar birçok cilt sorunu ile karşı karşıya kalınabilir. Bu nedenle bebeğimizin cilt sağlığı için bu tarz maddelerin yer aldığı şampuanlardan uzak durmalıyız.

Ph Değeri 7 Seviyesine Uygun Olan Şampuanlar Tercih Edilmeli

Bebeğimizin cildi ile doğrudan temasa geçen ürünleri tercih ederken oldukça dikkat etmeliyiz. Bu nedenle Ph değeri 7 seviyesine uygun olan şampuanları tercih etmeliyiz.

Çünkü özellikle de yeni doğan bebeklerin ciltlerinin Ph değeri, 7 bandındadır. Bu yüzden bebeğimizin cildinde tahriş ve yanma oluşmaması için bu seviyeye uygun şampuanlar tercih edilmemelidir.

Bitkisel ve Besleyici Olmasına Özen Gösterilmeli

Bitkisel bebek şampuanları içerdiği doğal maddelerden ötürü bebeğinizin cildi için en uygun şampuanlardandır. Zararlı kimyasallar da içermediklerinden dolayı bebeğinizin cildi zarar görmez.

Besleyici özelliği bulunan şampuanlar da bebeğinizin cildinin nemli kalmasına yardımcı olur. Bu tarz besleyici şampuanlar cildin korunmasına yardımcı olurlar.

Dışarıdan gelen zararlı ışınların tenle doğrudan temas etmesini önlerler. Bitkisel ve besleyici şampuanların tercih edilmesi ile bebeklerimiz daha sağlıklı şekilde büyürler.

Sabun ve Deterjan Miktarının En Az Olduğu Şampuanlar Tercih Edilmeli

Bebeğimiz için şampuan tercihi yaparken sabun ve deterjan gibi maddelerin az seviyede olduğu şampuanlar tercih edilmelidir. Bu tarz maddelerin yoğun olduğu şampuanlar, bebeklerin hassas derilerine zarar verir.

Onların ciltlerinin tahriş olmasına neden olur. Alkol içeren şampuanlardan da uzak durulmalıdır.

GLA İçeren Şampuanlar Tercih Edilmeli

Organik ve besleyici içeriğe sahip Gamma Linoleik Asit temelli şampuanlar Omega 6 yağı içerirler. Bu yağ cilt için oldukça önemli ve yararlıdır.

Cilde canlılık ve tazelik katar. Daha nemli bir cildin ortaya çıkmasına yardımcı olur. Bu vesileyle, bebeğimizin cildinde oluşabilecek pullanma ve kabuklanma önlenebilir. Daha sağlıklı bir cilt için GLA temelli şampuanlar tercih edilmelidir.

Ağır ve Yoğun Kokular İçermeyen Şampuanlar Kullanılmalı

Bebekler her zaman ağır ve yoğun olan kokulardan uzak dururlar. Şampuan tercih ederken bu tarz ağır ve yoğun koku içeren şampuanlardan uzak durulmalıdır. Bu tarz şampuanlar parfüm bazlı olduklarından zararlı kimyasallar da içerebilirler.

Şampuan tercihi yaparken doğal kokulu şampuanlar tercih edilmelidir. Özellikle de hafif, taze ve bitkisel kokuları içeren doğal şampuanlar tercih edilmelidir.

Bebeğimiz böylece sağlıklı ve güzel bir yıkanma deneyimi yaşayacaktır.

Şampuan tercihi bebeğinizin sağlıklı bir şekilde büyümesi için oldukça kritiktir. Bu nedenle bu konuya daha fazla özen göstermelisiniz. Bu temelde, yukarıda belirttiğimiz kriterlere uygun şampuan tercihleri yapmalısınız. Böylece bebeğiniz yıkanma deneyiminin tadını çıkarırken çok daha sağlıklı bir şekilde büyüyecektir.

”Yenidoğan Bebekler Hakkında Tüm Merak Ettikleriniz” ile ilgili makalemizi aşağıdaki bağlantıya tıklayarak inceleyebilirsiniz.

Yenidoğan Bebekler Hakkında Tüm Merak Ettikleriniz: https://www.bebek.com/yenidogan-bebekler-hakkinda/

Aklınıza takılanları yorum olarak iletebilirsiniz.

Sevgiler.