Bebeklerde kulak ağrısının en yaygın belirtileri nedir?

Bebeklerde kulak ağrısı genellikle ateş, ağlama, huzursuzluk, uykusuzluk, iştahsızlık gibi belirtiler olarak  ortaya çıkar

Bebekler kulak ağrısını hangi davranışlarla belli eder?

Bebekler yakınmalarını ve kaynağını ifade edemeyecekleri için ağrıyan kulağını çekiştirme, kaşımaya çalışma hareketler yapabilirler. Genellikle huzursuzlardır, uyumak, meme emmek ya da yemek yemek istemezler.  Sürekli ağlama ve sık sık uykudan uyanma görülebilir.

Fiziksel belirtiler

Kulak enfeksiyonlarında spesifik bir fiziksel belirti olmasa da  ateş, kulak etrafında şişlik yada kızarıklık görülebilir. Kulaktan iltihabi görünümde sıvı gelmesi ise önemli ve muayene edilmesi gereken bir durum olduğunu gösterebilir.

Bebekler neden sık kulak enfeksiyonu geçirir?

Bebeklerin östaki borusu anatomisi ve fonksiyonu erişkinlere göre farklıdır. Fonksiyonu tam gelişmemiş , daha kısa ve yatay durumdaki östaki fonksiyonu enfeksiyon gelişmesi açısından risk oluşturur.  Ayrıca bebeklerin immun sistemi yeni geliştiği için de kulak enfeksiyonlarına yatkınlık fazladır.

Kulak ağrısı diş çıkarma ile karışabilir mi?

Kulak enfeksiyonlarındaki yakınmalar,  diş çıkarma yakınmaları ile çok karışır. Bebek her ikisinde de  huzursuz olabilir ve bebek kulağını kaşıyıp,  çekiştirebilir. Kulak enfeksiyonuna bağlı ağrılarda daha şiddetlidir ve ek olarak ateş, kulaktan sıvı ve genel solunum yolu enfeksiyonu belirtileri de beraberinde vardır

Evde uygulanabilecek ilk yardım yöntemleri

Bebekler söz konusu olunca evde yapılabilecekler sınırlıdır, enfeksiyon şüphesi varsa mutlaka doktora başvurulmalıdır.

Mutlaka doktora başvurulması gereken durumlar

Ateşin giderek artması, bebeğin genel durumunun bozulması, kulak önünde veya arkasında şişlik olması, kulaktan iltihap gelmesi durumunda en erken dönemde doktora başvurulmalıdır. Tekrarlayan kulak enfeksiyonu durumunda da takip eden doktora başvurmak önemlidir

Kulak enfeksiyonları önlenebilir mi?

Öncelikle çevreyi enfeksiyonlara ve alerjiye  yatkınlığı azaltacak şekilde olabildiğinde  temiz, yalın, havadar, sigara dumanından uzak, nemi ve ısısı iyi ayarlanmış şekilde düzenlemek gerekmektedir. Bebek yatarken  emzirmenin veya biberonla beslemenin,  çok emzik kullanmanın  kulak enfeksiyonlarına yatkınlığı artırdığı unutulmamalıdır. Bebeğin aşılarının tam yapılması, çok kalabalık ortamlardan uzak tutulması önemlidir. Tuzlu karbınatlı hazır solüsyonlarla rutin burun temizliği yapmak da enfeksiyon sıklığını azaltır.

Uçak yolculuğu veya basınç değişiklikleri kulak ağrısına neden olabilir mi?

Uçak kabin basıncının değişmesiyle beraber gelişen durumlar bebeklerde ve çocuklarda basınç eşitleme iyi yapılamadığı için kulak ağrısına neden olabilir. Özellikle  uçak yükselirken ve alçalırken daha sık olan bu durumlarda bebeği emzirmek, biberonla beslemek, emzik kullanmak faydalıdır. Uçak yolculuğu sırasında bebeğin burnunun açık olması, bir solunum yolu enfeksiyonu geçirmiyor olması önemlidir.

Tekrarlayan kulak ağrısında yapılması gereken tetkikler

Mutlaka bir KBB hastalıkları doktoru tarafından takip edilmesi önemlidir,  ayrıntılı KBB muayenesi ve gerekli durumlar da odyolojik  testler  yapılmalıdır. KBB doktorunun medial ve cerrahi önerileri göz önünde bulundurulmalıdır.

Acıbadem Dr. Şinasi Can Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı

Doç. Dr. Ayça Özbal Koç

Bu yazımıza da göz atmayı unutmayın!

Bebeklerde Kulak Kokusu Neden Olur? – https://www.bebek.com/bebeklerde-kulak-kokusu-neden-olur/

BEBEKLERDE BESİN ALERJİSİ

Besin alerjisi,  kimi besinlere karşı vücudun gösterdiği aşırı duyarlılık reaksiyonlarıdır. Bebeklerin bağışıklık sistemi hassastır ve vücudun zararlı olmayan bazı gıdaları, zararlı gibi algılamasına neden olabilir. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de gıda alerjisi sıklığı giderek artmaktadır. Günümüzde bebeklerin %6’sında gıda alerjisi görülmektedir. Doğumun hemen ardından, özellikle ek gıdaya geçiş döneminde, bebeğimizi gözlemleyerek gıda alerjisi belirtilerini takip edebiliriz.

Bebeklerde hangi besinler en sık alerjiye neden olur?

Bebeklerde alerjik reaksiyona neden olabilecek çok sayıda besin vardır, ancak en yaygın görülen gıdalar şunlardır:

• İnek sütü
• Yumurta
• Buğday
• Soya (paketli gıdaların bir bölümünde soya bulunabilir)
• Kabuklu ağaç yemişleri (fındık, badem, Antep fıstığı, çam fıstığı, ceviz)
• Yer fıstığı
• Balık
• Kabuklu deniz ürünleri (karides, yengeç, ıstakoz, kalamar)

Bebeklerde besin alerjisi belirtileri nelerdir?

Bebeklerde gıda alerjisi belirtilerinin görülme zamanı değişkenlik gösterebilir. Belirtiler genellikle gıdanın alımından sonraki dakikalar içinde ortaya çıkar ama bazen 2-4 saate kadar gecikebilir. En sık görülen belirtiler:

• Deride kırmızı döküntü, egzama veya ürtiker
• Gözlerde kızarıklık ve kaşıntı
• Burun akıntısı veya tıkanıklık
• Ses kısıklığı
• Yüz, dudak, dil ve boğazda şişme
• Yutma güçlüğü
• Öksürük, nefes darlığı, hırıltılı solunum
• Soluk nemli veya soluk mavi cilt
• Kusma, ishal, karında kramplar
• Kanlı kaka
• Sıcaklık artışı
• Hızlı kalp atışı

Bebeklerde besin alerjisi nasıl teşhis edilir?

Gıda alerjisi belirtileri gösteren bebeklere, detaylı bir fizik muayene ve öykünün ardından, deri testi ve kan testi uygulanabilir.

Deri Testi (Prick Test): Bu test seyreltilmiş alerjenin az miktarda cilde sürülmesi ile uygulanır. Alerji olması durumunda yaklaşık 15 dakika sonra ciltte küçük kabarık bir şişlik görülür.

Kandan Alerji Testi: Bu test için bebekten kan örneği alınır ve kan dolaşımındaki Ig E (İmmün globulin E) olarak bilinen antikor düzeyleri ölçülür.

Ancak kısmi besin alerjilerinde testler hekime yardımcı olmaz, bu durumda bebeğin verdiği tepkiler yakından izlenmelidir. Şüpheli gıdanın diyetten çıkarılmasından sonra şikayetlerde düzelme olması ve o gıda diyete tekrar eklendiğinde bulguların tekrarlaması tanıyı kesinleştirir.

Bebeklerde besin alerjisi risk faktörleri nelerdir?

• Anne-baba veya kardeşinde alerjik hastalık olması
• Bağırsakların henüz tam gelişmemiş olduğu ilk aylarda fazla mama kullanımı
• Ek besinleri geç başlanması
• Erkek cinsiyet
• Vitamin D eksikliği
• Aşırı korumacı ebeveyn tutumu (Hijyen Hipotezi: Bağışıklığı güçlendirmek için erken yaşta mikropla tanıştırılması gereken çocuklara karşı aşırı korumacı davranmak)

Anne sütüyle beslenen bebeklerde besin alerji riski nedir?

Annenin diyetinde bulunan alerjen besinler, anne sütü yoluyla bebeğe geçerek alerjiye neden olabilir. Bu durum en çok inek sütü, daha az sıklıkla, yumurta, yer fıstığı, fındık gibi kuruyemişler tüketiminde görülür.

Bebeklerde besin alerjisi tanısı konduğunda hangi adımlar izlenmelidir?

• Besin alerjisi tanısı alan bebekler bir uzman tarafından takip edilmelidir.
• Diyette alerjiye neden olan gıdalar mutlaka kısıtlanmalıdır.
• Alerjik gıdaların alternatifleri öğrenilerek diyete konulabilir. Bu konuda bir beslenme ve diyet uzmanından yardım almak gerekebilir.
• Süt, yumurta, fındık, fıstık gibi alerjik gıdalar paketli hazır gıdaların içinde bulunabilir. Bu nedenle etiket bilgisi okuma alışkanlığı kazanılmalıdır.

Bebeklerde besin alerjisini önlemek için alınabilecek önlemler nelerdir?

• Bebeğimizi 6. ayına kadar sadece anne sütü, 6. ayından 2 yaşına kadar ise anne sütü yanında ek gıda ile besleyelim.
• Anne sütü eksikliği ya da yokluğunda, doktorumuzun önereceği devam sütünü kullanalım.
• Bebeğimizin odasında peluş gibi toz tutan oyuncaklar bulundurmayalım.
• Bebeğimizin odasına halı sermeyelim.
• Bebeğimizin odasında rutubet ve küf olmamasına özen gösterelim.

Bebeklerde besin alerjisi ile ilişkili olan diğer sağlık sorunları nelerdir?

Besin alerjileri diğer alerjenlerle benzerlik gösterebilir, ağız ve boğazda kaşıntı ve ödem (şişme) meydana getirerek oral alerji sendromuna sebep olabilir.

Bebeklerin ek gıdaya geçiş dönemlerinde ishal, kusma ve kanlı mukuslu dışkılamanın da ortaya çıktığı besin alımından bir müddet sonra ortaya çıkan ve sürekli kusma ile karakterize olan besin proteinlerinin tetiklediği enterokolit sendromu da besin alerjilerine eşlik edebilir.

Aynı zamanda besin alerjileri bebeklerin yemek borusunu da etkileyebilmektedir. Alerjik reaksiyonlara bağlı olarak eozinofillerin yemek borusunda birikimine bağlı olarak eozinofilik özafajit gelişebilir. Buna bağlı olarak bebeklerde yutma güçlüğü, kusma ve kilo alamama problemleri ortaya çıkmaktadır.

Besin alerjisine sahip bebeklerin çoğunun ailelerinde de alerji öyküsünün (egzema, astım, alerjik rinit vb.) olduğu da bilinmektedir.

Bebeklerde besin alerjisi olan bir bebek için uygun beslenme nasıl sağlanır?

Ek gıdaya geçiş döneminde her yeni gıdanın diyete eklenmesi için 3 gün beklemek uygun olur. Bebek yeni tatlara tek tek alıştırılmalıdır. Maalesef gıda alerjisini önleyecek bir ilaç yoktur. Bebek gıda alerjisi geliştirdiğinde yapılacak ilk adım, alerjik gıdanın diyetten çıkarılmasıdır. Ailedeki herkesin bu duruma uyum sağlaması çok önemlidir.

Özellikle anne sütü ile beslenen bebeklerde gıda alerjisi varsa alerjiye neden olan gıdalar anne diyetinden çıkarılmalıdır.

Bebeğimizi ilk 6 ay sadece anne sütü ile besleyelim. Anne sütü yokluğunda doktorumuza danışalım.

6.aydan önce ek gıdaya geçmeyelim.

Ek gıdaya geçiş döneminde alerji diyetisyeninden yardım alalım.

Yaşamın ilk yılında bebeğimize alerji riski yüksek gıdalar yedirmeyelim.

Paketlenmiş gıdaların içerikleri konusunda dikkatli olalım.

Gıda alerjisi belirtileri olan bebeğimizi doktorumuzun takibinde tutmak, alerji ile başa çıkma konusunda bize yardımcı olacaktır.

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Aysun Özdil

Bu yazımıza da göz atmayı unutmayın!

https://www.bebek.com/bebeklerde-besin-alerjisi-belirtileri-testi-ve-tedavisi/

Üfürüm Nedir?

Genellikle çocukluk döneminde rutin çocuk doktoru muayenesi sırasında, stetoskop dediğimiz dinleme cihazı ile duyulan normal kalp sesleri dışında duyulan ekstra seslerdir.

Üfürüm Neden Duyulur

Stetoskop ile göğüs muayenesi sırasında kalp kapakların kapanma sesleri normalde düzenli karakterde duyulur. Bunun dışında duyulan ekstra sesler kalpteki bir rahatsızlığın bir sonucu olabileceği gibi tamamen masum bir karakterde de olabilir.

Masum üfürüm nedir? Yaygın bir durum mudur?

Masum üfürüm, sağlıklı çocukların üçte birinde duyulabilen bir sestir. Genellikle okul öncesi çocuklarda duyulmasına karşın her yaşta görülebilmektedir. Masum üfürüm, sıklıkla kansızlık, korku veya ateşli enfeksiyon gibi durumlarda üfürüm şiddetlenmekte hekimler tarafından daha net bir şekilde tespit edilmektedir. Bununla beraber normal zamanlarda da duyulabilirler.

Hastalık nedenli (Patolojik) Üfürümler nelerdir?

Kalp hastalığının eşlik ettiği üfürümler ise genellikle masum üfürümden bazı özellikleri ile ayrılır. Patolojik üfürüm dediğimiz bu durumlarda üfürüm daha şiddetli olabilir, diyastolik yetersizlik şeklinde olabilir veya morarma, çarpıntı, sol ventrikülün dışarıdan da görülebilen şiddetli vuruları ile beraber olabilir.

Patolojik üfürüme neden olan bazı hastalıklar:

• Atiyal septal defekjt,
• Ventriküler septal defekt,
• Patent duktus arteriozus,
• Aort stenozu,
• Pulmoner stenoz,
• Aort koarktasyonu,
• Aort yetersizliği,
• Pulmoner yetersizlik

Üfürümün varlığı nasıl anlaşılır?

Üfürümün saptanması Çocuk hekimlerinin rutin muayenesi esnasında saptanabilir. Eğer bir çocukta morarma, çarpıntı, çabuk yorulma, göğüs ağrısı, bayılma, tekrarlayan akciğer enfeksiyonu gibi kalp hastalığı bulguları varsa bu çocukların detaylı bir şekilde değerlendirilmesi ve çocuk kardiyolojisi uzmanına başvurmaları önerilir. Özellikle ateşli enfeksiyonların olduğu dönemlerde bu bulgular daha da belirgin olur.

Üfürümün Tedavisi var mıdır? Ne zaman endişe edilmelidir?

Üfürümler değil, üfürümlere neden olan durumlar tedavi edilir. Eğer masum üfürüm ise sadece takip edilmeleri yeterlidir. Eğer bir kalp hastalığına bağlı üfürüm varsa o hastalığa ve o bebeğe yönelik takip kişiselleştirilerek yapılmalıdır.

Üstte sayılan patolojik yani hastalık durumlarında hastalığın ciddiyeti konusunda çocuk kardiyoloji uzmanının tavsiyeleri alınmalı, gerekirse tedavileri yapılmalıdır.

Her çocuğun kalbine bakılmasını önerir misiniz?

Üfürümü olan her çocuğun çocuk kardiyoloji uzmanına başvurmasını öneriyoruz. Burada zor olan soru ise her çocuğun kalbine bakılması gerekiyor mu sorusudur. genellikle doğumsal kalp hastalığı olan çocukların muayeneleri, şikayetleri bir hastalık olup olmadığı konusunda yeterli bilgi verebilmektedirler. Ancak bazı doğumsal kalp hastalıkları herhangi bir klinik bulgu vermeden de erişkin yaşa kadar tanı alamamaktadır. Bu nedenle ülkemizde çocuk kardiyolojisi uzmanı sayısının da yeterli bir sayıya ulaştığını da düşünürsek her çocuğun kalbine bakılması yararlı bir tarama olacaktır. Ülkemizde her çocuğun rutin olarak kalça çıkığı taraması yapılmaktadır. Ancak Doğuştan kalça çıkığıyla karşılaştırıldığında Doğumsal kalp hastalıklarının sıklığı 2-3 kat daha yüksek olduğu göz önüne alındığında çocuk kardiyolojisi muayenesinin ne kadar gerekli olduğu görülecektir.

Liv Hospital Pediatrik Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Meki Bilici 

Bu yazımıza da göz atmayı unutmayın!

Yenidoğanlarda Kalp Hastalıklarına Dikkat – https://www.bebek.com/yenidoganlarda-kalp-hastaliklarina-dikkat-2/

Çocuğunun sağlıklı olduğu kadar aynı zamanda zeki olmasını hangi anne baba istemez… Erken yaşta attığınız bazı adımlar, çocuğunuzun zihinsel yeteneklerinin gelişmesine yardımcı oluyor

Ona Kitap Okuyun

Çocuğunuza bebeklikten itibaren anlamasa da kitap okuyun. Kitap okumanın dil gelişimine büyük etkileri olduğu bilinen bir gerçek. Öte yandan çocuğunuz biraz büyüdüğünde onun da kitabın resimlerine bakmasına izin vererek birlikte okuyun. Böylece hem hayal gücünü hem de öğrenme kabiliyetini geliştirmiş olursunuz.

Yaşayarak Öğrenmesine İmkan Tanıyın

0-2 yaş insan zekasının en çok gelişim gösterdiği dönemdir. Bu yaş dönemlerinde mutlaka gelişimlerini destekleyici aktivitelerde bulunmasını sağlayın. Oyun grupları onun sosyalleşmesini, dil gelişimini ve öğrenme kapasitesini artırır. Çocuğunuzun yaşayarak öğrenmesine imkan tanıdığınızda başarabildiklerinize siz de şaşıracaksınız.

En Önemli Faktör: Anne Sütü

Yapılan bilimsel çalışmalar sonucu anne sütü alımı ile zeka gelişimi arasında ciddi bir ilişki olduğu görülmüş. Bu yüzden bebekleri özellikle ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslemek ve 2 yaşına kadar da emzirmeye devam etmek son derece önemli.

Emzirme konusunda sizlerin yanınızdayız! BİREBİR ÜCRETSİZ danışmanlık için tıklayın:

https://www.bebek.com/emzirme-destek-projesi/

Beslenmeye Dikkat!

Kolin çocuk beslenmesinde çok önemli bir besindir ve beyin gelişimini destekler. Kolinin en çok bulunduğu besin yumurtadır. Bunun yanında kuru baklagillerde, sütte ve kuruyemişlerde de kolin bulunur. Öte yandan çocuğunuzun bilişsel gerileme ve hafıza kaybına karşı beynini korumak için somon, ton balığı, sardalye gibi Omega-3 içeren balıkları yedirmek de faydalıdır. Ayrıca demir içeren besinler de zihinsel fonksiyon için önemlidir. Kırmızı et, tavuk, ıspanak, baklagiller, kuru meyveler demir açısından zengindir.

Kolin ile ilgili tüm detaylar için tıklayın:

https://www.bebek.com/kolin-nedir-faydalari-nelerdir-nelerde-bulunur/

Uyku Düzeni Önemli

Çocukluğun her döneminde yeterli ve kesintisiz uyku, bedensel gelişim kadar beyin gelişimi için de son derece değerlidir. Çocuğunuzun kaliteli uyku almasını sağlamak için gerekli ortamı oluşturmaya özen gösterin.

Birlikte Müzik Dinleyin

Zeka ve müzik arasında bağlantı olduğu bilinir. Özelikle klasik müzik, çocukların beynini uyaran nota dizeleri nedeniyle çok etkilidir. Klasik müzik dinleyerek büyüyen bebeklerin IQ’sunun daha arttığını ortaya koyan çalışmalar mevcuttur.

Çocuklarda büyüme ve gelişme ile ilgili erken dönemde fark edilmeyen sorunlar ileride büyük problemlere neden olabilir. Bu nedenle ailelerin çocuklarının gelişimi ile ilgili son derece dikkatli gözlemde bulunması gerekir.

Çocuklarda gelişim sorunları ile ilgili merak edilenleri sizler için Çocuk Fizyoterapisti Şehnaz Yüce’ye sorduk. En çok merak edilen sorular ve cevaplar için okumaya devam edin!

Çocuklarda gelişim sorunu dendiğinde ne anlıyoruz? Aileler çocuklarında hangi farklılıklara dikkat etmelidir?

Bebekler doğumları ile birlikte belli dönemlerde hızlanarak ergenliğin bitimine kadar büyüme ve gelişmeye devam ederler.

Erken dönemde fark edilemeyen sorunlar yaş ilerledikçe daha büyük problemlere neden olabilir. Yenidoğan bebek başını ortada tutamaz iken 1 aylık bir bebek artık başını ortada tutmaya başlamalıdır.

Eğer tek taraflı yatış devam eder ise, gövdede asitmetri oluşmaya başlar. Bu düzeltilmezse omurgada skolyoza, kol ve bacaklarda kullanım farklılıklarına neden olur.

1-1.5 yaşına kadar bebeklerde kol tercihi olmasını beklemeyiz. Bebek eğer bu dönemde kol tercihi yapıyorsa uyarımsal hata ya da nörolojik bir problemden şüphelenilir.

Yaklaşık 6 aylık olmuş bebeğiniz sese dönmüyor, göz kontağı kurmuyor başını tutmakta zorluk çekiyor ya da tutamıyor ise ilk önce çocuk doktorunuzla bunları paylaşarak gerekli yardımı almalısınız.

W oturuşu nedir? Ne gibi sakıncaları vardır? Bazı hastalıkların belirtisi olabilir mi?

Günümüzde çocukların çoğu bu tip oturuşu tercih etmektedir. Özellikle gevşek olarak tabir ettiğimiz kas yapısına sahip çocuklar bu tip oturuşu daha rahat yaparlar. Aynı zamanda nörolojik problemi olan, bacak aralarındaki kaslarında gerginlik yaşayan bebekler de ayaklarını açarak oturmayı yapamadıkları için W şeklinde rahat oturabildikleri için bu pozisyonu tercih ederler.

Herhangi bir nörolojik probleme sahip olmayan sadece gevşek kas yapısında olan çocukların uzun süreli W şeklinde oturuşları ileride kalça-diz-ayak bileği eklemlerini zorladığı için problem oluşmasına neden olabilir.

Çocukların yapmaması gereken sakıncalı hareketler var mıdır?

• Bebeğin sırt üstü topuklarından iterek geriye doğru gitmeye çalışması.
• Bebek kucağa alındığında geriye doğru kendini atması.
• Yürüteç kullanımı ile parmak ucu yürümenin oluşumunu sağlamak.

Ailelere neler önerirsiniz?

Ailelerin çocuklarıyla kaliteli zaman geçirerek hareket ve davranışlarını gözlemleyip yanlış veya eksik gördükleri durumları belirleyerek bu konularda danışmanlık almaları çok önemlidir.

Doğru yönlendirilmeleriyle gerekli desteği çocuklarına sağlamayı, okul çağındaki çocukların ise özellikle ders çalışma, çanta taşıma, sırada oturma pozisyonlarının düzgün olup olmadıkları incelenmelidir.

Ergenlik döneminde özellikle kız çocuklarının omurga sağlığı açısından gözlemlenmesi, çocukların ayakkabılarının formunun bozulup bozulmadığının takip edilmesi (düztabanlık açısından) gerekir.

Söz konusu bebeğiniz olunca kullandığınız bütün ürünlerin içeriklerine ekstra dikkat ettiğinizi duyar gibiyiz.

Bildiğiniz üzere sentetik bileşen içeren cilt bakım ürünlerinin çoğu fizyolojimizdeki endokrinlerin bozulmasına neden olur. Hormonlarımızın normal işleyişini bozan bu maddelere karşı bebek cildi oldukça savunmasız kalır. Organik ürünler sentetik gübreler ve böcek ilaçları olmadan üretilen ve birçok endokrin bozucu kimyasallardan arınmış ürünlerdir. Unutmayın; ne kadar az bileşen ve katkı maddesi varsa tahriş riski de o kadar azalır.

Sizin ve bebeğinizin narin cildi için güvenle kullanabileceğiniz; SLS, SLES, Alkol, Paraben, Boya ve Silikon içermeyen hipoalerjenik baby me Organik Sertifikalı Ürünleri gelin birlikte inceleyelim.

baby me 400 ml Organik Bebek Şampuanı 

• baby me bebek şampuanı organik ve vegan sertifikalıdır.
• SLS, SLES, Alkol, Paraben, boya, silikon gibi zararlı kimyasallar içermeyen bebek yağı hipoalerjeniktir.
• Dermatolojik olarak test edilmiştir.
• Bebeklerin ciltlerini tahriş etmeyen içeriği ile banyo rutini kolaylaştırır.
• Organik gül suyu ile zenginleştirilen formülü sayesinde bebeğinizin cildini ve saçlarını nazikçe temizler.
• Bebeğinizin hassas cildine kolayca uyum sağlar ve gözlerini yakmaz.
• Yeterli miktarda şampuanı bebeğinizin saç ve saç derisine yumuşak hareketlerle masaj yaparak köpürtünüz ve bol su ile durulayınız. Kullanımı ihtiyaç duyulduğunda tekrarlanabilir. Sık kullanıma uygundur.

İncelemek için bağlantımızı ziyaret edebilirsiniz: https://www.e-bebek.com/baby-me-organik-bebek-sampuani-400-ml-p-bae-2103

baby me 500 ml Organik Likit Biberon Emzik Temizleyici 

• baby me Biberon ve Emzik Temizleyici organik sertifikalıdır.
• Bebeklerin biberon, emzik, mama kabı, çatal, kaşık, diğer bebek aksesuarları ve aynı zamanda plastik oyuncakların temizlenmesinde kullanılabilir.
• Süt ve gıda atıklarını ortadan kaldırır.
• Kolayca durulanır ve kalıntı bırakmaz.
• Zeytin yaprağı ve aloe vera suyu gibi organik bileşenlerle hazırlanmıştır.

İncelemek için bağlantımızı ziyaret edebilirsiniz: https://www.e-bebek.com/baby-me-organik-likit-biberon-emzik-temizleyici-500-ml-p-bae-2205

baby me 150 ml Organik Köpük Sabun

• baby me Organik Köpük Sabun organik ve vegan sertifikalıdır.
• Dermatolojik olarak test edilmiştir.
• Hipoalerjenik ve SLS, SLES, Alkol, Paraben, Boya, Silikon gibi zararlı kimyasallar içermez.
• Organik aloe vera özü ve lavanta suyu sayesinde yumuşak kremsi köpüğü ile elleri temizler, arındırır, nemlendirir.
• Yoğun kullanımda elleri kurutmaz.
• Tüm ailenin kullanabileceği şekilde formüle edilmiştir.
• Üstün temizleme performansı her kullanımda hissedilebilir.

İncelemek için bağlantımızı ziyaret edebilirsiniz: https://www.e-bebek.com/baby-me-organik-kopuk-sabun-150-ml-p-bae-2110

baby me 150 ml Organik Bebek Yağı

• baby me Bebek Yağı organik ve vegan sertifikalıdır.
• SLS, SLES, Alkol, Paraben, Boya, Silikon gibi zararlı kimyasallar içermeyen bebek yağı hipoalerjeniktir.
• Dermatolojik olarak test edilmiştir.
• İçeriğindeki doğal yağlarla bebeğinizin cildinin nem ihtiyacını mükemmel şekilde karşılar.
• Bebeğinizin hassas cildine uyum sağlayarak derinlemesine nemlendirir, cildinin kurumasını ve nem kaybını önler.
• Pişik oluşumunu önler.
• Güneş ve duştan sonra ciltte oluşan hassasiyeti giderir ve nem dengesinin sağlanmasına yardımcı olur.
• Bebeğinizin duru cildinin parlaklığını korumasına yardımcı olur.

Kullanım Önerisi:

• Bebeğinizin vücuduna masaj yaparak uygulayabilirsiniz.
• Kullanımı ihtiyaç duyulduğunda tekrarlananabilir.
• Sık kullanıma uygundur.

İncelemek için bağlantımızı ziyaret edebilirsiniz: https://www.e-bebek.com/baby-me-organik-bebek-yagi-150-ml-p-bae-2104

baby me 100 ml Organik Pişik Kremi

• baby me Bebek Pişik Kremi bebeklerin hassas cildi için özel olarak geliştirilmiştir.
• Hipoalerjeniktir ve SLS, SLES, Alkol, Paraben, Boya ve Silikon gibi sağlığa zararlı maddeler içermez.

İncelemek için bağlantımızı ziyaret edebilirsiniz: https://www.e-bebek.com/baby-me-organik-pisik-kremi-100-ml-p-bae-2106

baby me 150 ml Organik Yenidoğan Köpük Şampuan 

• baby me Yenidoğan Köpük Şampuanı bebeklerin hassas cildi için özel olarak geliştirilmiştir.
• Bebeklerin gözlerini yakmayan formüle sahiptir.
• Formulü organik gül suyu, aloe vera, lavanta, mersin suyu ve rezene ile zenginleştirilmiştir.
• Antioksidan özellik gösteren yeşil çay ve kekik özleri içermektedir.
• Bebeklerin hassas cildine kolayca uyum sağlar.
• SLS, SLES, Alkol, Paraben, Boya ve Silikon gibi sağlığa zararlı kimyasal maddeler içermez.

İncelemek için bağlantımızı ziyaret edebilirsiniz: https://www.e-bebek.com/baby-me-organik-yenidogan-kopuk-sampuan-150-ml-p-bae-2109

baby me 300 ml Organik Bebek Losyonu 

• baby me Bebek Organik Bebek Losyonu organik ve vegan sertifikalıdır.
• Dermatolojik olarak test edilmiştir.
• Hipoalerjenik ve SLS, SLES, Alkol, Paraben, Boya, Silikon gibi zararlı kimyasallar içermez.
• Organik zeytinyağı ile hazırlanmıştır ve bebeklerin hassas cildiyle mükemmel uyum sağlar.
• Sürer sürmez emilen yumuşak formülü ve hoş kokusuyla bebekleri rahatlatır.
• Bebeklerin cildinin nem dengesinin sağlanmasına ve mevcut dengenin korunmasına yardımcı olur.
• Kullanım Önerisi: Bebeğinizin cildine masaj yaparak uygun miktarda bebek losyonunu uygulayın. İhtiyaç duyulduğunda tekrarlayınız.

• İncelemek için bağlantımızı ziyaret edebilirsiniz: https://www.e-bebek.com/baby-me-organik-bebek-losyonu-300-ml-p-bae-2105

baby me Organik Yüzey Temizleyici

• baby me yüzey temizleyici organik ve vegan sertifikalıdır.
• Her türlü sinmiş kötü kokuyu yok ederek, etkili içeriği sayesinde hoş bir koku bırakır.
• Çevre dostudur.
• Silinebilir tüm yüzeylerin temizliği ve hijyeni için kullanılır.
• İz ve leke bırakmaz, yüzeyleri çizmeden parlatır.
• Yüzeylerde kalıntı bırakmaz.
• Zararlı kimyasal madde içermez.

Ürüne ulaşmak için tıklayın: https://www.e-bebek.com/baby-me-organik-yuzey-temizleyici-1000-ml-p-bae-2206

baby me Organik Diş Macunu

• baby me Organik Diş Macunu, organik tarımdandır.
• Toplam içeriğin %19 ‘u organik içeriktir.
• Toplam içeriğin %97,76’sı doğal içeriktir.
• Diş gelişimine katkıda bulunarak diş minelerini güçlendirir.
• Yemek sonrası ağız içinde çürüklere sebep olan besin kalıntılarının giderilerek çürüklerin önlenmesine yardımcı olur.
• Lavanta suyu, aloevera suyu, atkestanesi ekstraktı, meyanekstraktı, sabun otu ekstraktı içerir.

Ürüne ulaşmak için:  https://www.e-bebek.com/baby-me-organik-dis-macunu-50-ml-p-bae-2108

”Organik” konulu diğer yazılarımızı incelemek için aşağıdaki bağlantıya tıklayın.

Organik: https://www.bebek.com/?s=organik

Aklınıza takılan tüm soruları yorum olarak iletebilirsiniz.

Sevgiler.

Bebeklerde diş çıkarma anne babalar için merakla beklenen bir süreçtir. Bebeğin o ilk sevimli dişlerini görmek onlar için her zaman çok keyifli olmuştur. Fakat bu süreç bebekler adına biraz zorlu geçebilir.

Her bebekte de ilk dişlerin ne zaman çıkacağı değişkenlik gösterebilir. Bazı bebekler birkaç diş ile doğabilirken bazı bebekler ise 1 yaşına geldiğinde dahi hiç diş sahibi olamayabilir. Bebeveynler bu süreçte endişe etmemeli ve kafalarına takılan soruları hekimlere yöneltmelidirler.

Birçok çocukta ortalama olarak süt dişleri olarak da bilinen birincil dişler 6.ay ve 1. yaş aralığında çıkmaya başlar. Birçok bebekte 20 adetten oluşan bu süt dişleri 3 yaşında tam sayısına ulaşır ve 7 yaşına kadar kullanım imkânı sunar.

Bebeklerde Diş Çıkarma Dönemi Ne Zamandır?

Bebekler ortalama olarak 3. ay ile dünyayı ağızlarıyla keşfetmeye başlarlar. Bu ayda bazı nesneleri ağızlarına götürerek tanımaya başlarlar.

Ayrıca bu dönemde tükürük salgıları da artar. Bebeveynler ise bu ağza götürme olayını diş çıkarma ile bağdaştırırlar. Dişlerin olması gereken dönemden önce çıkacağına dair şüpheler beslerler. Fakat bu bebeğin gelişim döneminin bir parçasıdır ve bu olayın diş çıkarma ile bir bağlantısı yoktur.

İlk dişler ortalama olarak 6. ay civarlarında çıkar. Fakat bu süreç 1 yıla kadar da devam edebilir. Ya da 6.aydan önce de gerçekleşebilir. Bu her bebekte değişebilir. Anne babalar olarak bu konuda endişe etmemelisiniz. Bebeğinizin gelişim hızına göre diş çıkarma dönemi de değişkenlik gösterebilir.

Bebeklerin ilk çıkan dişleri de genelde alt önde bulunan kesici dişleridir. Bu dişlerin çıkması ile diğer dişler de yavaş yavaş çıkmaya başlar. Azı dişleri ise en son çıkan dişlerdir.

Çocuk artık 3 yaşına geldiğinde tüm süt dişleri çıkmış olur. Bu dişler ortalama olarak 20 tanedir. 6.aydan itibaren de her 6 ayda bir 4 tane olarak çıkmaya başlarlar.

Çocuk 4 yaşına geldiğinde ise çene ve yüz kemikleri büyümeye başlar. Bu nedenle süt dişlerinin arasında boşluklar meydana gelir. Bu noktada da endişe etmemelisiniz. Bu, daha büyük kalıcı dişlerin ortaya çıkması için mükemmel bir doğal büyüme sürecidir. Özellikle de 6 ve 12 yaş arasında hem süt dişleri hem de kalıcı dişler ağızda birlikte bulunmaya başlar.

Ayrıca bilinmelidir ki kız bebekler erkek bebeklerden daha erken diş çıkartmaya başlarlar.

Bebeklerde Diş Çıkarma Belirtileri Nelerdir?

Bebeklerde diş çıkarma belirtileri anne babalar için en fazla merak edilen konuların başında gelir. Her anne baba bebeğim ne zaman diş çıkaracak diye merak eder. Yine bebeğim diş çıkarırsa bunun belirtileri neler olacak diye de sorgulamaya başlarlar. Bu süreç bebekten bebeğe değişse de genel olarak bebeklerde diş çıkarma belirtileri şunlardır:

• Kilo alımı yavaşlar veya kilo kaybı yaşanır.
• İştahsızlık yaşanır.
• Huysuz davranışlar gözlemlenir.
• Uyku problemleri yaşanır.
• Kabızlık ve ishal görülür.
• Kulaklarda kaşıntı veya ağrı görülür.
• Tükürük akıntısında artış olur.
• Ağız etrafında dökülmeler başlar.
• Geceleri sık uyanma yaşanır.
• Bir şeyleri çiğneme isteği belirir.
• Dışkısında hafif bir yumuşama görülür.
• Şişmiş diş etleri ortaya çıkar

Bu diş çıkarma belirtileri her bebekte farklı cereyan edebilir. Bunlardan bazılarının bir arada görülmesi bebeğinizin diş çıkarma sürecinin başladığını gösterir.

Bebeklerde Diş Çıkarma Tablosu

 Bebeklerde diş çıkarma dönemi genel olarak aşağıda gösterildiği gibidir:

• Üst Ön Dişler: 6-8 aylıkken çıkar ve 6-7 yaş aralığında dökülür.
• Üst Yan Dişler: 9-11 aylıkken çıkar ve 7-8 yaş aralığında dökülür.
• Üst Köpek Dişler: 16-20 aylıkken çıkar ve 10-12 yaş aralığında dökülür.
• Üst Küçük Azılar: 12-16 aylıkken çıkar ve 9-11 yaş aralığında dökülür.
• Üst Büyük Azılar: 20-30- aylıkken çıkar ve 10-12 yaş aralığında dökülür.
• Alt Ön Dişler: 5-7 aylıkken patlar ve 6-7 yaş aralığında dökülür.
• Alt Yan Dişler: 10-12 aylıkken patlar ve 7-8 yaş aralığında dökülür.
• Alt Köpek Dişleri: 16-20 aylıkken patlar ve 9-12 yaş aralığında dökülür.
• Alt Küçük Azılar: 12-16 aylıkken çıkar ve 9-11 yaş aralığında dökülür.

Bebeklerde Diş Çıkarma Döneminde Nelere Dikkat Edilmelidir?

Diş çıkarma bebeklerin olağan gelişiminde oldukça normal bir durumdur ve bu doğal süreç kendiliğinden tamamlanır. Bu süreçte çok ciddi rahatsızlanmalar görülmeyebilir. Sadece dişin çıktığı bölgede rahatsızlık ve ateş gibi konular gündeme getirtilebilir.

Bu noktada yapabileceğiniz bazı minik tedaviler vardır. Anne babalar olarak ilk önce ellerinizi güzelce yıkamalısınız. Ardından da bebeğinizin diş etine yavaş bir şekilde masaj yapabilirsiniz. Böylece hem diş çıkmasını kolaylaştırabilirsiniz. Hem de ağrıyan yerleri rahatlatabilirsiniz.

Yine diş kaşıma halkları da kaşıntı için bir çözüm olabilir. Bebeğiniz kaşıma halkları ile dişlerini veya diş etlerini dilediği gibi kaşıyabilir. Böylece rahatlayacaktır.

Bu dönemlerde bebeğinizin ateşi de hafif seviyelerde yükselebilir. Bu konuda endişe etmeyin. Genellikle bu ateş 38 derecelerin üzerine çıkmaz. Küçük ıslak bezlerle bu ateşi dindirmeyi deneyebilirsiniz.

Ateşin 38 dereceyi geçtiği durumlarda ise bir hekime başvurunuz. Muhtemelen başka bir rahatsızlıktan dolayı ateş, o seviyelere çıkmıştır. Bu noktada hekiminizin uygulayacağı tedaviye yönelin.

Bebeklerde Diş Bakımı Nasıl Yapılmalıdır?

Bebeklerde ilk dişin ortaya çıkması ile diş temizliğine de başlanmalıdır. Özellikle de çıkan süt dişlerin temizlenmesi ileride çıkacak dişlerin sağlığını da etkilemektedir. Bu nedenle bu dişler düzenli olarak temizlenmelidir.

Bu dönemde dikkat edilmesi gereken nokta florür takviyesidir. Bebeğinizin içtiği suların florür içerikli olmasına özen gösterin.

Diğer yandan yumuşak diş fırçalarıyla da bebeğinizin dişlerini günde en az 2 kere fırçalamalısınız. 7 yaşına kadar da çocuğunuzun diş fırçalama süreçlerini takip etmeli ve gözetlemelisiniz. Diş macunu oranını siz belirlemeli ve ağzın iyice yıkandığından emin olmalısınız.

Artık bebeğinizin diş çıkarma sürecine dair pek çok bilgiye eriştiniz. Yine de daha fazla sormak istediğiniz bir şey olursa yorumlarda buluşabiliriz.

Sağlıkla kalın.

Ramazan Çakmak

İçerik Editörü

”10 Adımda Bebeklerde Cilt Bakımı” ile ilgili makalemizi aşağıdaki bağlantıya tıklayarak ulaşabilirsiniz.  

10 Adımda Bebeklerde Cilt Bakımı: https://www.bebek.com/10-adimda-bebeklerde-cilt-bakimi-2/

Siz de “Bebeğim uyumuyor, ne yapmalıyım?” diyorsanız, Uyku Danışmanı Pınar Sibirsky sorunuzu yanıtlıyor.

Öncelikle bebeğinizin ay aralığına ve gelişimine göre bir uyku düzeni planlamanız gerekiyor. Çünkü bebekler, sağlıklı gelişim için, kendi gelişimine uygun olduğu kadar uykuya dalmalıdır.

Bebekler Kaç Saat Uyumalı?

• Yenidoğan bebekler günde 16-18 saat
• 3 haftalık bebekler günde 15-18 saat
• 6 haftalık bebekler günde 15-16 saat
• 4 aylık bebekler günde 9-12 saat + iki adet 2-3 saatlik kısa uyku
• 6 aylık bebekler günde 10-11 saat + iki adet 2-3 saatlik kısa uyku
• 9 aylık bebekler günde 10-12 saat + iki adet 1-2 saatlik kısa uyku
• 1 yaşında bebekler günde 10-11 saat + iki adet 1-2 saatlik kısa uyku
• 18 aylık bebekler günde 10-12 saat + genellikle 1 saatlik kısa uyku
• 2 yaşında bebekler günde 11-12 saat + bir saatlik kısa uyku
• 3 yaşında bebekler günde 10-11 saat + bir saatlik kısa uyku

Gündüz uykuları bebeğin büyümesiyle adet olarak azalmaya başlar. Bebeğin uyanık kalabildiği süre artar. İyi bir uyku için en önemlisi, doğru zamanlama ile uyumasıdır!

Bebeklerin Uyuyamamasının Sebepleri

Bebeğin gereğinden fazla uykusuz kalması ve yorgun olması, onun zor uykuya dalmasına ve gece sık sık uyanmasına sebep olacaktır.

Bebeğinizi emzirerek uyutuyorsanız veya onu sallıyorsanız, bebeğiniz gece uyandığında aynı desteğe ihtiyaç duyacaktır. Bu nedenle uyandığında ağlayacak ve o rutin desteği yanında isteyecektir. Bu, bebeğinize desteksiz uyumayı öğretmeniz gerektiğini göstermektedir.

Peki ya uygulamak, anlatmak kadar kolay mı?

Alışkanlıkları değiştirmeye çalışırken, bebeğiniz mutlaka karşı çıkacaktır. Burada uyku metotlarından size en uygun olanı seçmeniz gerekmektedir. Mevcut desteğinizi yavaş yavaş azaltmanız ve onun yanında olmanız gerekmektedir.

Bu, oldukça sabırlı olmanız gereken bir süreç olsa da, süreç tamamlandığında hem bebeğiniz daha rahat ve düzenli uyuyor olacak hem de siz daha rahat dinleneceksiniz.

Bebeklere Uyku Düzeni Oluşturmak

Bebeğinizi bir anda oyundan alarak uyumaya götürmeniz, onun ağlamasına ve uykuya direnmesine neden olacaktır. Bu nedenle bebeğinize hem gün içerisinde hem de uykudan önce bazı rutinler oluşturmanız gerekmektedir.

Yani bebeğiniz, hangi aktiviteden sonra uyku zamanının geleceğini bilirse daha rahat uykuya gidecektir.

Bebek Uyku Düzeni Örnekleri:

• Bebeğin odasına birlikte gitmek, ışığı kapatmak ve perdeleri kapatarak güneşe iyi uykular dilemek,
• Oyuncaklarını toplayarak oyuncaklarına iyi uykular dilemek,
• Ninni söylemek,
• Masaj yapmak,
• Sakinleştirici müzik dinletileri yapmak.

Bu aktivitelerden sonra desteği olabildiğince azaltarak onu yatağa geçirirseniz, bebeğinizin uykusu daha düzenli ve derin olacaktır.

Bebeklerde uyku sorunları hakkında her şey konulu makalemizi inceleyebilirsiniz.

Hemen incelemek için aşağıdaki bağlantıya tıklayın.

https://www.bebek.com/cocuklarda-uyku-problemleri-icin-cozum-onerileri/

Uyku dolu günler dileriz,

Sivrisinek Isırıklarının Nedenleri

Bebeğinizin ya da küçük çocuğunuzun, sivrisinek ısırıklarına maruz kalmasının nedenleri;

• Oturduğunuz çevrenin, gölet, bataklık, su kuyuları veya su havzalarına yakın yerde olması
• Bulunduğunuz yerdeki çöp kutularının ağızlarının açık bırakılması
• Evinizde nem ve rutubet bulunması
• Bebeğinize giydirdiğiniz giysilerin kısa veya kolsuz olması
• Evde bulunan yiyeceklerin, hijyenik bir şekilde muhafaza edilmemesi ve bu sebeple bu yiyeceklerin evde kokuya neden olması
• Çocuğunuzun yattığı odada, bebek yağı, losyon ve kremler bulunması
• Bebeğinizin terlemesiyle beraber, ter ve kokunun onun vücuduna yerleşmesiyle, çocuğunuz sivrisinek ısırıklarına maruz kalabilir.

Bebeklerde Sivrisinek Isırığının Belirtileri

Çocuğunuzun bir sivrisinek tarafından ısırıldığına dair, cildinde oluşabilecek semptomlar şunlardır:

• Öbekleşmiş halde kırmızı şişlikler
• Çevresi, kızarmış ve şişmiş şekilde görülebilen yumrular
• Deri üzerinde birkaç gün boyunca kendini gösteren doku bozuklukları
• Yüz bölgesinde kızarmış bir biçimde oluşan şişlikler, sivrisinek ısırığı belirtileridir.

Bebeğinizin cildindeki bu kızarıklık ve şişlikler, kaşıntı yapabilir ve onu rahatsız edebilir. Bununla beraber sivrisinek ısırıkları sebebiyle, ciltte oluşan yumruların, şiddetli derecede kaşınması onlara zarar verip yara yapabilir. Oluşan yaraların çevresindeki diğer mikroplar yara içine girebilir ve nadir olmakla birlikte, bakteriyel deri enfeksiyonlarına sebep olabilir. 

Sivrisinek Isırığı Nasıl Geçer?

Bebeklerde sivrisinek ısırığı, çok ciddi problemlere yol açmaz. Ancak nadir durumlarda tıbbi yardım yapılması gerebilir. Bunun için çeşitli tedavi yöntemleri vardır. Sıtma ve dang humması (kırık kemik humması) gibi hastalıklar, sivrisinek sebebiyle görülebilen ve reçeteli ilaçlarla tedavisi yapılabilen durumlardır. Bunların haricinde, sivrisinek ısırığından dolayı, bebeğinizde alerjik problemlere de rastlanabilir. Bu alerjik reaksiyonlar da ise doktorunuz tarafından, oluşabilecek kaşıntıları hafifletecek ve alerjiyi geçirebilecek antistaminikler yazılabilir. 

Bebeklerde Sivrisinek Isırığını Önlemenin Yolları

• Bebeğinizin yatağına veya beşiğine bir cibinlik yerleştirin. Hatta bunu arabanızdaki bebek koltuğu için bile düşünebilirsiniz. Cibinlik, bebeğinizi böceklerden koruyacaktır.
• Çocuğunuzu, özellikle dışarı çıkaracağınız zaman, uzun kollu ve paçalı giysiler giydirmeye özen gösterin.
• Güvenli olan sivrisinek kovucuları kullanabilirsiniz. Fakat bu ürünleri bebeğinizin cildine doğrudan sıkmak yerine onun kıyafetlerinin üzerine uygulamak daha doğru olacaktır.
• Çocuğunuzu dışarı çıkardığınızda, ağaçlık alanlar, göletler ve su havzaları gibi yerlerde gezdirmekten kaçının.
• Evinizdeki pencerelere ve özellikle de bebeğinizin uyuduğu odanın penceresine sineklik yaptırmak da bu böcekleri uzak tutmanız da fayda sağlayacaktır.
• Evinizin içindeki pencereleri ve kapıları, özellikle de akşamları kapalı tutmaya özen gösterin
• Sivrisinekler koyu renklerden etkilenir. Bu yüzden bebeğinizi giydirirken, açık renkli kıyafetler tercih edin.
• Evlerdeki mavi veya floresan ampuller, bu sinekleri doğrudan evin içine çekebilir. Eğer çocuğunuzun odasında bu tarz lambalar kullanıyorsanız, bunları değiştirmeniz tavsiye olunur.
• Bebeğiniz 2 aydan büyükse, içeriği DEET olan sinek kovucu losyonlar kullanabilirsiniz. Ancak kimyasal madde içeren spreyler kaçının. Çünkü bu tür ürünler, çocuğunuzun akciğerlerine zarar verebilir. 

Bebeklerde Sivrisinek Isırığına Ne İyi Gelir?

Bebeklerde sivrisinek ısırığına karşı, evde doğal çözümler üretilebilir. Bu çözümler için gerekli ürünler ise, çoğu ebeveynin evinde olan malzemelerdir. İşte bu malzemeler şunlardır:

Sarımsak: Isırıklar sebebiyle oluşan kaşıntı ve şişlikler için doğal bir yatıştırıcıdır. Sarımsağın kokusu hem sivrisinekleri bebeğinizden uzak tutar hem de şişliklerin iyileşmesine yardımcı olur. Bu bitkiden bir diş ezerek, ısırılan bölgenin üzerine sürülebilir ve birkaç dakika bekletip sonrasında hafif nemli bir bezle bölgeyi temizleyebilirsiniz.

Limon: İkiye böldüğünüz limonu, ısırılan yere nazikçe sürerek biraz bekletin ve yine nemli bir bezle temizleyin. Limonun, antienflamatuar ve anestezik özelliği, bebeğinizin cildine iyi gelecektir.

Buz: Isırılan bölgenin iltihaplanmasını önlemeye yardımcı olan etkili bir tedavi yöntemidir. Temiz ve yumuşak bir beze koyduğunu birkaç buz küpünü, bebeğinizin cildine nazikçe sürün. Ancak cilt yüzeyinde fazla tutmamaya özen gösterin. Çünkü bebeklerin vücut derileri hassas yapıda olduğu için, onların cilt yüzeyinde tahrişe neden olabilir.

Aloe Vera: Bu bitkinin jeli, cildin etkilenen yerine sürüldüğünde, bebeğinizde oluşan kaşıntı ve şişlikleri azaltır. Antiseptik ve yatıştırıcı özelliğiyle sivrisinek ısırıklarının iyileşmesinde doğal bir yardımcıdır.

Tuz: Böcek ısırıklarına karşı etkili ve rahatlatıcı bir antienflamatuardır. Çocuğunuzun cildindeki ısırılan bölgeye, deniz tuzuyla ve sonrasında da duru suyla nazikçe temizlemek, oldukça faydalı bir çözüm olacaktır.

Karbonat: Bebeklerde sivrisinek ısırığı probleminde, oluşan kaşıntıları azaltmaya yardımcı olur. Bir bardak suda eritilen 1 çay kaşığı karbonat, temiz küçük bir havlu yardımıyla cilde uygulanır ve birkaç dakika bekletilir. 

Bal: Cildin ısırılan yerine sürülen bal, anti bakteriyel özelliği sayesinde, cildi yatıştırarak, iltihabın oluşmasını da önler.

Vanilya Özü: Sivrisinek ısırıklarında, ısırılan bölgeye uygulandığında yatıştırıcı özelliğe sahiptir.

Bebeklerde sivrisinek ısırığı probleminde, güvenli olan anti bakteriyel sabunlar da önerilebilir. Çocuğunuzun cildini bu sabunla temizledikten sonra ise katkı maddesi bulunmayan saf kalamin losyonu da sürebilirsiniz. Bebekler için üretilmiş olanından kullanılması, kaşıntının hafiflemesine yardımcı olarak, bebeğinizi rahatlatacaktır.

Hangi Durumlarda Bebeğinizi Doktora Götürmelisiniz?

1. Cildin ısırılan yerinde irileşme
2. Dudaklarda veya boyun çevresinde şişlik
3. Isırılan bölgede ağrı
4. Ciltte kırmızı lekeler ve iltihaplanma
5. Boğazda şişkinlik ve hırıltı
6. Mide bulantısı ve kusma
7. Ateş veya vücutta döküntü
8. Bebeğinizin kaşınması veya ağlama durumları gibi belirtilerden herhangi birini gözlemlerseniz, çocuğunuzu, acil müdahale için doktora götürmenizde fayda vardır.

Bebeklerde sivrisinek ısırığı probleminde, tedaviden çok bunu önlemeye yönelik çözümler daha önemlidir. Bu yüzden, basit ve doğal yöntemlerle, çocuğunuzu bu durumdan koruyabilirsiniz. Böylelikle, bebeğinizde, tıbbi tedavi gerektirebilecek sağlık sorunları da yaşanmayacaktır. 

Sinek Kovucu ürünlerimizi incelemek için aşağıdaki bağlantıya tıklayın!

https://www.e-bebek.com/search?text=sinek%20kovucu

Aşağıdaki yazımız dikkatinizi çekebilir:

Yaz Aylarında Bebek Bakımı ile İlgili 11 Öneri: https://www.bebek.com/yaz-aylarinda-bebek-bakimi-ile-ilgili-11-oneri/

Güneş Işınları 

Öncelikle güneş ışınlarını tanımlamakla işe başlayalım. Güneş ışınlarının bir kısmını gözle görebilirken göremediğimiz bir kısmı da vardır. Bu ışınlar 3’e ayrılır:

• Kendi gözümüzle görebildiğimiz ışınlar,
• Kızılötesi ışınlar,
• Tehlikeli olan ultraviyole ışınlar, UVA, UVB ve UVC.

Cildimiz için zararlı olan güneş ışınları ultraviyole ışınlardır. Bunları ise şu şekilde detaylandırabiliriz:

• UVA ışınları cildimizin en derinine nüfuz ederek hızlı bronzlaşmaya sebep olurken aynı zamanda yaşlanma ve kırışıklar üzerinde de büyük etkiye sahiptir. 
• UVB ışınları ise yavaş bronzlaşmayla birlikte güneş yanığı, yaşlanma ve cilt kanserine yol açabilir. 
• UVC ışınları en tehlikeli olanıdır ve şanslıyız ki dünya yüzeyine ulaşamazlar. 

Güneş ışınları konusunda dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta ise buna maruz kaldığımız süre ve miktardır. Bu konuda dikkat etmemiz gerekenler şunlardır;

1. Zaman: güneşe çıktığınız zaman dilimi oldukça önemlidir. Sabah ve akşam güneş ışınları dünyaya eğik bir açıda gelir ancak 11:00-14:00 saatleri arasında dik bir açıda dünyaya ulaşır. Bu sebeple bu saatlere dikkat edilmelidir.
2. Su: Deniz kenarına tatile gittiniz ve bebeğiniz su da olmaktan büyük keyif alıyorsa unutmamalısınız ki su UV ışınlarının %20 sini yansıtır. Bu da güneş yanıklarına yol açabilir. 
3. Rakım: Su da olduğu gibi dağlarda da bu ışınlara maruz kalma riski her 300 metrede %4 artar. Bu nedenle dağlara çıkıyorum hava serin diye düşünebilirsiniz ancak bu sizi güneşin olumsuz etkilerinden korumaz.
4. Bulutlar: Her ne kadar güneşin zararlı ışınlarını filtrelediğini düşünsekte hala zararlı ışınların bulutları aşarak dünyaya ulaştığını unutmamalıyız. 
5. Yerin doğa koşulları: Güneş ışınlarının yansıma gücü her yerde farklılık gösterir. Karın yansıması %85, kumun %17 ve çimenin %3 civarındadır. Bu sebeple karşı havalarda da güneş yanığı riskine karşı dikkatli olunmalıdır. 

Güneş Yanığı Nedir?

Güneşin zararlı ışınlarından bahsettikten sonra gelelim güneş yanığı meselesine. Cildimiz kırmızıya döndüğünde ve acı hissetmeye başladığımızda güneş yanığı olduğumuzu hepimiz biliyoruz. Ama bunu bilimsel olarak açıklamak gerekirse; güneş yanığı, UVB ışınlarının cilt hücrelerinin üst tabakası olan epidermise zarar vermesi sonucu ortaya çıkan bir radyasyon yanığıdır. Başka bir deyişle; cildin ultraviyole ışınlara uzun süre maruz kalması sonucu ortaya çıkan geçici iltihaplanmadır. 

Güneş Yanığı Belirtileri Nelerdir?

Güneşin zararlı ışınlarına maruz kaldığınız süre ya da miktara bağlı olarak güneş yanığı farklı seviyelerde kendini gösterebilir. Ciltte meydana gelen ağrı, acı, kızarıklık ve şişme belirtisi var ise 1. derece, bunlara ek olarak yanan bölgede içi su dolu kabarcıklar oluştuysa 2. derece yanıktan söz edebiliriz. 

Bunlara ek olarak;

• Ateş,
• Titreme,
• Kusma,
• Baş ağrısı veya uyuşukluk, halsizlik. 

Eğer bunlara birlikte bir güneş yanığından söz ediliyorsa şiddetli bir yanıkla karşı karşıya olduğunuzu ve hemen bir doktora başvurmanız gerektiğini söylemeliyiz.

Bebeklerde Güneş Yanıklarını Önlemenin Yolları

Bebeklerin cildi yetişkinlere göre daha ince, kırılgan ve güneşe karşı savunmasızdır. Yaklaşık 3 yaşına kadar da bu savunma sistemi yeterince gelişmez. Bu sebeple güneş yanığı söz konusu olduğunda ebeveynlerin daha dikkatli olması gerekir. Eğer çocuğunuzu veya bebeğinizi güneşe çıkarmaktan kaçınamıyorsanız cildinin korunması için yapmanız gerekenler şunlardır:

1. Bebeğinizi mümkün olduğunca direk güneş ışığına maruz kalmaktan koruyun. Bunun için ilk yapmanız gereken güneş ışınlarının en dik açıyla geldiği saat 11:00-14:00 arasında dışarda olmamaya dikkat edebilirsiniz. Bu saatleri uyku saati olarak değerlendirebilirsiniz. 
2. Dışarı çıktığınız zamanlarda gölgeli alanlarda vakit geçirmeye özen göstermelisiniz. 
3. Eğer deniz kenarına tatile gittiyseniz bebeğinizi çıplak ya da mayoyla bırakmayın. Bunun yerine uzun kollu mayoları ya da ince pamuklu giysilerle oynmasına dikkat edebilirsiniz. Ayrıca geniş kenarlı bir şapka ve gözlük gibi aksesuarlarla da bebeğinizi güneş yanığına karşı koruyabilirsiniz. 
4. Güneş sadece ciltte değil gözlerde de olumsuz etkilere sebep olabilir. Çok fazla UV ışını retinaya, merceğe veya korneaya zarar verebilir. Bu sebeple bebeğinize uygun bir güneş gözlüğü tercih etmelisiniz. 
5. Güneşten korunmak için olmazsa olmaz doğru güneş kremi kullanmaktır. Bu sebeple bebekler için özel olarak formüle edilmiş yüksek koruma faktörüne sahip, SFP 50 ve 50+, güneş koruyucu kullanmalısınız. Güneş koruyucu kremi bebeğiniz güneşe çıkmadan 20 dakika önce sürmeye başlayabilirsiniz. 
6. Güneş kremini sürdükten sonra gün boyu koruma sağlar diye düşünmek yanlış bir yaklaşımdır. En azından her 2 saatte bir ve bebeğiniz her sudan çıktığında kremi yeniden sürmelisiniz. Özellikle alın, elmacık kemikleri, burun ve dudaklar gibi daha hassas olan bölgelere daha yoğun koruyucu kremler kullanabilirsiniz. 
7. Gölge ve bulutlu havalarda UV ışınlarının %80’inden fazlası bulutların içinden geçer. Bu sebeple güneş koruyucu kullanmaya devam etmelisiniz. 
8. Özellikle 6 aydan küçük bebeklerde güneş kremi kullanılması tavsiye edilmez. Bu sebeple gölge ve serin bir alanda kıyafetle ve üzeri örtülecek şekilde su kaybına neden olmadan korunmasına dikkat etmelisiniz. 
9. Hidrasyon, diğer bir deyişle su kaybı, sıcak havalarda ya da terlemeyle daha çok artar. Bu sebeple çocuğunuz susadığını söylemese bile düzenli olarak su içtiğinden emin olmanız gerekir. Bunun yanı sıra vücudunu rahatlatmak için su püskürtme kaplarını da kullanabilirsiniz. Bu oyun gibi olduğu için sıcak havalarda hoşuna da gidecektir.
10.  Güneşe çıktınız ve güneş yanığı olmadan evinize dönseniz bile bebeğinizin cildiniz mutlaka bebeğinize özel formüle edilmiş bir losyonla nemlendirmelisiniz. Böylece kurumuş cilt eski elastik yapısına kavuşacaktır. Ayrıca cildin nemlendirilmesi için bol su içirmeye de özen göstermelisiniz. 

Bebeklerde Güneş Yanığını Hafifletmenin İpuçları

Öncelikle tekrar söylememiz gerekir ki; eğer kabarcıklı bir güneş yanığına ateş, titreme gibi belirtiler eşlik ediyorsa ve şiddetli bir duruma dönüşecek gibi görünüyorsa mutlaka doktorunuza başvurmalısınız. Bunun dışında daha hafif güneş yanıkları için yapılması gerekenler şu şekildedir:

• Eğer bebeğinizde bir güneş yanığı varsa daha fazla UV ışınına maruz kalmak durumu daha kötü bir hale getirebileceği için birkaç gün güneşten uzak kalmaya özen göstermelisiniz.
• Serin su yanıkları yatıştıracağı için bebeğinize duş aldırabilirsiniz. Banyo sonrası ise yanığın üzerine bastırmadan kurulamalısınız. 
• Duş yaptırmaya alternatif olarak yumuşak bir bezle yanık olan bölgeye kompres yapabilirsiniz. Bezi soğuk suyla ıslattıktan sonra sıkıp güneş yanığı olmuş bölgenin üstüne koyup bir süre bekleyebilirsiniz. 
• Güneş yanığını hafifletmek ve tedavi etmek için bebekler için özel olarak hazırlanmış krem ve losyonları tercih edebilirsiniz. Doktorunuza danışarak doğru krem ya da losyonu kolayca bulabilirsiniz. Ayrıca güneş sonrası kremler de yanığı yatıştırma konusunda size yardımcı olacaktır. 
• Güneşe maruz kalma dehidrasyonu artıracağı için bebeğinize bol bol su içirmelisiniz. Anne sütü ya da bebeğiniz için uygun sıvıları da dehidrasyonun önüne geçmek için tercih edebilirsiniz. 
• Güneş yanığı sonrası bebeğinizin cildinde kabarcıklar oluştuysa bunlara dokunmamalısınız. Bebeğinizin cildi çok hassas olduğu için bunları patlatmak iz kalmasına sebep olurken aynı zamanda enfeksiyon riskini de artırabilir. Bu sebeple kabarcıklara dokunmamak gerekir. 

Güneş her ne kadar yaşam için olmazsa olmaz bir öneme sahipse de zararlarını da göz ardı etmemek gerekir. Bu sebeple bebeğinizle güneşli havalarda dışarı çıkıyorsanız ya da birlikte tatile çıkıyorsanız onu zararlı güneş ışınlarından korumak için gerekli tedbirleri almanız doğru olacaktır.

Aşağıdaki yazımız dikkatinizi çekebilir;

Bebekler için En İyi Güneş Kremleri: https://www.bebek.com/bebekler-icin-en-iyi-gunes-kremleri/