Çocuk – Bebek.com https://www.bebek.com Hamilelik, Bebek, Çocuk ve Anne Sağlığı Wed, 11 Dec 2024 11:00:32 +0000 tr hourly 1 https://www.bebek.com/wp-content/uploads/2022/12/cropped-cropped-bebek-favicon-192x192-1-32x32.png Çocuk – Bebek.com https://www.bebek.com 32 32 Bebeklerde Kulak Ağrısı https://www.bebek.com/bebeklerde-kulak-agrisi/ https://www.bebek.com/bebeklerde-kulak-agrisi/#respond Wed, 11 Dec 2024 11:00:32 +0000 https://www.bebek.com/?p=82032 Acıbadem Dr. Şinasi Can Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Doç. Dr. Ayça Özbal Koç, bebeklerde kulak ağrısı ve kulak enfeksiyonu hakkında merak edilenleri yanıtlıyor.

Bebeklerde kulak ağrısının en yaygın belirtileri nedir?

Bebeklerde kulak ağrısı genellikle ateş, ağlama, huzursuzluk, uykusuzluk, iştahsızlık gibi belirtiler olarak  ortaya çıkar

Bebekler kulak ağrısını hangi davranışlarla belli eder?

Bebekler yakınmalarını ve kaynağını ifade edemeyecekleri için ağrıyan kulağını çekiştirme, kaşımaya çalışma hareketler yapabilirler. Genellikle huzursuzlardır, uyumak, meme emmek ya da yemek yemek istemezler.  Sürekli ağlama ve sık sık uykudan uyanma görülebilir.

Fiziksel belirtiler

Kulak enfeksiyonlarında spesifik bir fiziksel belirti olmasa da  ateş, kulak etrafında şişlik yada kızarıklık görülebilir. Kulaktan iltihabi görünümde sıvı gelmesi ise önemli ve muayene edilmesi gereken bir durum olduğunu gösterebilir.

Bebekler neden sık kulak enfeksiyonu geçirir?

Bebeklerin östaki borusu anatomisi ve fonksiyonu erişkinlere göre farklıdır. Fonksiyonu tam gelişmemiş , daha kısa ve yatay durumdaki östaki fonksiyonu enfeksiyon gelişmesi açısından risk oluşturur.  Ayrıca bebeklerin immun sistemi yeni geliştiği için de kulak enfeksiyonlarına yatkınlık fazladır.

Kulak ağrısı diş çıkarma ile karışabilir mi?

Kulak enfeksiyonlarındaki yakınmalar,  diş çıkarma yakınmaları ile çok karışır. Bebek her ikisinde de  huzursuz olabilir ve bebek kulağını kaşıyıp,  çekiştirebilir. Kulak enfeksiyonuna bağlı ağrılarda daha şiddetlidir ve ek olarak ateş, kulaktan sıvı ve genel solunum yolu enfeksiyonu belirtileri de beraberinde vardır

Evde uygulanabilecek ilk yardım yöntemleri

Bebekler söz konusu olunca evde yapılabilecekler sınırlıdır, enfeksiyon şüphesi varsa mutlaka doktora başvurulmalıdır.

Mutlaka doktora başvurulması gereken durumlar

Ateşin giderek artması, bebeğin genel durumunun bozulması, kulak önünde veya arkasında şişlik olması, kulaktan iltihap gelmesi durumunda en erken dönemde doktora başvurulmalıdır. Tekrarlayan kulak enfeksiyonu durumunda da takip eden doktora başvurmak önemlidir

Kulak enfeksiyonları önlenebilir mi?

Öncelikle çevreyi enfeksiyonlara ve alerjiye  yatkınlığı azaltacak şekilde olabildiğinde  temiz, yalın, havadar, sigara dumanından uzak, nemi ve ısısı iyi ayarlanmış şekilde düzenlemek gerekmektedir. Bebek yatarken  emzirmenin veya biberonla beslemenin,  çok emzik kullanmanın  kulak enfeksiyonlarına yatkınlığı artırdığı unutulmamalıdır. Bebeğin aşılarının tam yapılması, çok kalabalık ortamlardan uzak tutulması önemlidir. Tuzlu karbınatlı hazır solüsyonlarla rutin burun temizliği yapmak da enfeksiyon sıklığını azaltır.

Uçak yolculuğu veya basınç değişiklikleri kulak ağrısına neden olabilir mi?

Uçak kabin basıncının değişmesiyle beraber gelişen durumlar bebeklerde ve çocuklarda basınç eşitleme iyi yapılamadığı için kulak ağrısına neden olabilir. Özellikle  uçak yükselirken ve alçalırken daha sık olan bu durumlarda bebeği emzirmek, biberonla beslemek, emzik kullanmak faydalıdır. Uçak yolculuğu sırasında bebeğin burnunun açık olması, bir solunum yolu enfeksiyonu geçirmiyor olması önemlidir.

Tekrarlayan kulak ağrısında yapılması gereken tetkikler

Mutlaka bir KBB hastalıkları doktoru tarafından takip edilmesi önemlidir,  ayrıntılı KBB muayenesi ve gerekli durumlar da odyolojik  testler  yapılmalıdır. KBB doktorunun medial ve cerrahi önerileri göz önünde bulundurulmalıdır.

Acıbadem Dr. Şinasi Can Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı

Doç. Dr. Ayça Özbal Koç

Bu yazımıza da göz atmayı unutmayın!

Bebeklerde Kulak Kokusu Neden Olur? – https://www.bebek.com/bebeklerde-kulak-kokusu-neden-olur/

]]>
https://www.bebek.com/bebeklerde-kulak-agrisi/feed/ 0
Uyku Rutini Nedir? https://www.bebek.com/uyku-rutini-nedir/ https://www.bebek.com/uyku-rutini-nedir/#respond Tue, 08 Oct 2024 07:04:21 +0000 https://www.bebek.com/?p=81782 Bebeklerin ve çocukların gelişimi için uyku çok önemlidir ve uyku ihtiyaçları aylarına ve yaşlarına göre değişiklik göstermektedir. Gündüz ve gece ihtiyacı olan uykuya geçmeden önce ise uykuya hazırlanması, sakinleşmesi ve mayışması için hazırlık yapılması gerekmektedir. Uyku öncesi hazırlığa ise uyku rutini denmektedir.

Uyku Rutininde Neler Yapılmalıdır?

Her bebek için uyku rutini farklılık gösterebilir. Mesela bazı bebeklere uyku öncesi ılık bir banyo yaptırılması rahatlatıcı gelirken bazı bebeklere ise uyarıcı olup uykusunu açabilmektedir. Bu yüzden de bebeğinizi hangi uygulamaların rahatlatacağını bulmak için birkaç deneme yapmanız daha sağlıklı olacaktır. İşte yapılabilecek bazı rutin örnekleri :

  • Ilık duş
  • Masaj
  • Loş ışık
  • Kitap okumak
  • Ninni söylemek
  • Sakinleştirici müzikler dinletmek
  • Beyaz gürültü dinletmek
  • Hafif bir şekilde sallamak
  • Uykudan belirli bir süre önce beslemek

Rutinler Ne Zaman Yapılmaya Başlanmalıdır?

Uyku rutinleri, uykudan maksimum 1 saat önce, en az ise yarım saat önce başlatılmalıdır. Bebeğe, rahatlaması ve uykuya kolay geçebilmesi için zaman tanınması önemlidir. Fakat buradaki en önemli noktalardan biri ise

Bebek rutinler ile mayıştırılmalı. Mayıştıktan sonra yatağına koyulmalı ve gözünü yatağında bağımsız bir şekilde kapatmalıdır.

Uykusunun Geldiğini Nasıl Anlayabiliriz?

Bebekler, uykusu geldikleri zaman bazı uyku sinyalleri verirler. Bunlar;

  • Kol ve bacak hareketlerinin yavaşlaması
  • Mayışma
  • İlgiyi kaybetme
  • Göz kapaklarının hafif düşmesi
  • Esneme

olarak kendini göstermektedir. Fakat her bebek uyuması gereken zamanlardan önce uyku sinyalleri vermeyebilir ve bu yüzden de uykusu gecikebilir. Böyle bir durumun yaşanmaması için ayına uygun kaç uyku uyuması ve bu uykuların kaç saat olması gerektiğini öğrenerek buna uygun zamanlara göre uyku rutinine başlayıp bebeği mayıştırabilirsiniz.

Rutinleri Hep Değiştirmeli Miyiz?

Tam aksine rutinlerin hep aynı olması çok önemlidir. Çünkü bebeklerin bir sonraki adımda ne olacağını bilmeleri onları güvende hissettirir ve konfor alanı sağlar. Bu yüzden de mesela hep sallamak ve sonrasında ninni söylemek gibi bir rutininiz var ise bebek, ninni sonrası uyku vaktinin geldiğini bilecektir. Bu da daha rahat uykuya geçişini sağlayacaktır. Fakat bebeklerinizin yaşları büyüdükçe rutinleri yaşına ve isteklerine uygun şekilde değiştirebilirsiniz.

Kundak Rutin Olarak Kullanılabilir Mi?

Bebeğinizi 3-4 aylık olana kadar yarım kundak şeklinde kundaklayabilirsiniz. Çünkü yenidoğan döneminde bebeklerin kol ve bacakları istemsiz şekilde hareket edebilir ve bu hareketleri yüzünden kendilerini uyandırabilirler. Ayrıca yenidoğan döneminde kolik olma durumları da görülebilir. Bu iki durumun da önüne geçebilmek adına bebeği yarım kundak şeklinde sararak daha rahat uyumasını sağlayabilirsiniz. Böylelikle bebek, anne karnında da sıkışık halde olduğu için kendini anne karnındaki gibi hissederek daha güvende hissedecektir.

Uzman Klinik Psikolog Gökçe Okcuoğlu

Bu yazımıza da göz atmayı unutmayın!

Tavşan Neni: Bebeklerin Uyku Arkadaşı – https://www.bebek.com/tavsan-neni-bebeklerin-uyku-arkadasi/

 

]]>
https://www.bebek.com/uyku-rutini-nedir/feed/ 0
Çocuklarda Gündüz Uykusunu Bırakmak https://www.bebek.com/cocuklarda-gunduz-uykusunu-birakmak/ https://www.bebek.com/cocuklarda-gunduz-uykusunu-birakmak/#respond Fri, 28 Jun 2024 12:23:07 +0000 https://www.bebek.com/?p=81400 Her çocuğun uyku düzeninde ve uyku ihtiyacında farklılıklar olabilir. Gündüz uykusunu bırakmak da genellikle 3-4 yaş arasında olsada bazı çocuklar daha fazla gündüz uykusuna ihtiyaç duyabilir ve 5 yaşına kadar gündüz uykusuna devam edebilir.

Bazı durumlarda ise 2 yaşındayken gündüz uykusuna yatmak istemeyebilir. Bu durumda ailelerin durumu iyi analiz edip gerçekten uykuya mı ihtiyaç duymuyor yoksa büyüme dönemlerinden dolayı direniyor mu olduğuna doğru karar vermek gerekir. Bu yüzden de 3 yaşından önce gündüz uykusunu bırakmamakta fayda vardır.

Hazır Olduğunu Anlamak

Bazen çocuklar uykuya direnseler de aslında gündüz uykuya duydukları ihtiyaç bitmemiş olabilir. Bunu anlamanın en iyi yolu ise ailelerin, bebeğin verdiği sinyalleri takip etmesidir. Bebeğin, uyku düzeninde oluşabilecek değişimlerden uykuya hala ihtiyaç duyduğunu veya yeterli olduğunu anlayabilirsiniz.

Hazır Olduğuna Dair İşaretler

  • Gündüz uykusu geldiğinde uyku sinyalleri vermiyorsa ve uykuya dalmakta zorluk çekiyorsa,
  • Gündüz uykusu uyumasa bile gece uyku saatinde yorgun olmuyorsa,
  • Gündüz uyumadığında gece uykusu bölünmüyorsa ve sabah çok erken saatlerde kalkmıyorsa,
  • Akşam her zaman uyuduğu saatlerde uykuya dalmada güçlük çekiyorsa

gündüz uykularını bitirmenin zamanı gelmiş demektir.

Nasıl Bıraktırılır?

Bazı çocuklar bu duruma hemen alışarak gündüz uykularını kolaylıkla bırakabilirler. Fakat bazıları ise bu durumda zorlanabilir. Zorlanan çocuklarınız için gün ortasında sakin vakit geçirebilecekleri zamanlar tasarlanmalıdır. Uyku yerine bu zamanlarda sakinleşerek dinlenebilirler. Böylelikle akşam uyku vaktine kadar çok yorulmamış olurlar ve akşam uyku düzenleri etkilenmemiş olur.

Bu yazımıza da göz atmayı unutmayın!

Bebeklerde Gündüz Uykusu Süreleri – https://www.bebek.com/bebeklerde-gunduz-uykusu-sureleri/

Instagram: https://www.instagram.com/klinikpsikolog_gokceokcuoglu/?hl=tr

Uzman Klinik Psikolog Gökçe Okcuoğlu

 

]]>
https://www.bebek.com/cocuklarda-gunduz-uykusunu-birakmak/feed/ 0
Bebeklerde Besin Alerjisi https://www.bebek.com/bebeklerde-besin-alerjisi/ https://www.bebek.com/bebeklerde-besin-alerjisi/#respond Mon, 24 Jun 2024 07:46:54 +0000 https://www.bebek.com/?p=81336 Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Aysun Özdil besin alerjisi hakkında merak edilenleri yanıtlıyor.

BEBEKLERDE BESİN ALERJİSİ

Besin alerjisi,  kimi besinlere karşı vücudun gösterdiği aşırı duyarlılık reaksiyonlarıdır. Bebeklerin bağışıklık sistemi hassastır ve vücudun zararlı olmayan bazı gıdaları, zararlı gibi algılamasına neden olabilir. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de gıda alerjisi sıklığı giderek artmaktadır. Günümüzde bebeklerin %6’sında gıda alerjisi görülmektedir. Doğumun hemen ardından, özellikle ek gıdaya geçiş döneminde, bebeğimizi gözlemleyerek gıda alerjisi belirtilerini takip edebiliriz.

Bebeklerde hangi besinler en sık alerjiye neden olur?

Bebeklerde alerjik reaksiyona neden olabilecek çok sayıda besin vardır, ancak en yaygın görülen gıdalar şunlardır:

  • İnek sütü
  • Yumurta
  • Buğday
  • Soya (paketli gıdaların bir bölümünde soya bulunabilir)
  • Kabuklu ağaç yemişleri (fındık, badem, Antep fıstığı, çam fıstığı, ceviz)
  • Yer fıstığı
  • Balık
  • Kabuklu deniz ürünleri (karides, yengeç, ıstakoz, kalamar)

Bebeklerde besin alerjisi belirtileri nelerdir?

Bebeklerde gıda alerjisi belirtilerinin görülme zamanı değişkenlik gösterebilir. Belirtiler genellikle gıdanın alımından sonraki dakikalar içinde ortaya çıkar ama bazen 2-4 saate kadar gecikebilir. En sık görülen belirtiler:

  • Deride kırmızı döküntü, egzama veya ürtiker
  • Gözlerde kızarıklık ve kaşıntı
  • Burun akıntısı veya tıkanıklık
  • Ses kısıklığı
  • Yüz, dudak, dil ve boğazda şişme
  • Yutma güçlüğü
  • Öksürük, nefes darlığı, hırıltılı solunum
  • Soluk nemli veya soluk mavi cilt
  • Kusma, ishal, karında kramplar
  • Kanlı kaka
  • Sıcaklık artışı
  • Hızlı kalp atışı

Bebeklerde besin alerjisi nasıl teşhis edilir?

Gıda alerjisi belirtileri gösteren bebeklere, detaylı bir fizik muayene ve öykünün ardından, deri testi ve kan testi uygulanabilir.

Deri Testi (Prick Test): Bu test seyreltilmiş alerjenin az miktarda cilde sürülmesi ile uygulanır. Alerji olması durumunda yaklaşık 15 dakika sonra ciltte küçük kabarık bir şişlik görülür.

Kandan Alerji Testi: Bu test için bebekten kan örneği alınır ve kan dolaşımındaki Ig E (İmmün globulin E) olarak bilinen antikor düzeyleri ölçülür.

Ancak kısmi besin alerjilerinde testler hekime yardımcı olmaz, bu durumda bebeğin verdiği tepkiler yakından izlenmelidir. Şüpheli gıdanın diyetten çıkarılmasından sonra şikayetlerde düzelme olması ve o gıda diyete tekrar eklendiğinde bulguların tekrarlaması tanıyı kesinleştirir.

Bebeklerde besin alerjisi risk faktörleri nelerdir?

  • Anne-baba veya kardeşinde alerjik hastalık olması
  • Bağırsakların henüz tam gelişmemiş olduğu ilk aylarda fazla mama kullanımı
  • Ek besinleri geç başlanması
  • Erkek cinsiyet
  • Vitamin D eksikliği
  • Aşırı korumacı ebeveyn tutumu (Hijyen Hipotezi: Bağışıklığı güçlendirmek için erken yaşta mikropla tanıştırılması gereken çocuklara karşı aşırı korumacı davranmak)

Anne sütüyle beslenen bebeklerde besin alerji riski nedir?

Annenin diyetinde bulunan alerjen besinler, anne sütü yoluyla bebeğe geçerek alerjiye neden olabilir. Bu durum en çok inek sütü, daha az sıklıkla, yumurta, yer fıstığı, fındık gibi kuruyemişler tüketiminde görülür.

Bebeklerde besin alerjisi tanısı konduğunda hangi adımlar izlenmelidir?

  • Besin alerjisi tanısı alan bebekler bir uzman tarafından takip edilmelidir.
  • Diyette alerjiye neden olan gıdalar mutlaka kısıtlanmalıdır.
  • Alerjik gıdaların alternatifleri öğrenilerek diyete konulabilir. Bu konuda bir beslenme ve diyet uzmanından yardım almak gerekebilir.
  • Süt, yumurta, fındık, fıstık gibi alerjik gıdalar paketli hazır gıdaların içinde bulunabilir. Bu nedenle etiket bilgisi okuma alışkanlığı kazanılmalıdır.

Bebeklerde besin alerjisini önlemek için alınabilecek önlemler nelerdir?

  • Bebeğimizi 6. ayına kadar sadece anne sütü, 6. ayından 2 yaşına kadar ise anne sütü yanında ek gıda ile besleyelim.
  • Anne sütü eksikliği ya da yokluğunda, doktorumuzun önereceği devam sütünü kullanalım.
  • Bebeğimizin odasında peluş gibi toz tutan oyuncaklar bulundurmayalım.
  • Bebeğimizin odasına halı sermeyelim.
  • Bebeğimizin odasında rutubet ve küf olmamasına özen gösterelim.

Bebeklerde besin alerjisi ile ilişkili olan diğer sağlık sorunları nelerdir?

Besin alerjileri diğer alerjenlerle benzerlik gösterebilir, ağız ve boğazda kaşıntı ve ödem (şişme) meydana getirerek oral alerji sendromuna sebep olabilir.

Bebeklerin ek gıdaya geçiş dönemlerinde ishal, kusma ve kanlı mukuslu dışkılamanın da ortaya çıktığı besin alımından bir müddet sonra ortaya çıkan ve sürekli kusma ile karakterize olan besin proteinlerinin tetiklediği enterokolit sendromu da besin alerjilerine eşlik edebilir.

Aynı zamanda besin alerjileri bebeklerin yemek borusunu da etkileyebilmektedir. Alerjik reaksiyonlara bağlı olarak eozinofillerin yemek borusunda birikimine bağlı olarak eozinofilik özafajit gelişebilir. Buna bağlı olarak bebeklerde yutma güçlüğü, kusma ve kilo alamama problemleri ortaya çıkmaktadır.

Besin alerjisine sahip bebeklerin çoğunun ailelerinde de alerji öyküsünün (egzema, astım, alerjik rinit vb.) olduğu da bilinmektedir.

Bebeklerde besin alerjisi olan bir bebek için uygun beslenme nasıl sağlanır?

Ek gıdaya geçiş döneminde her yeni gıdanın diyete eklenmesi için 3 gün beklemek uygun olur. Bebek yeni tatlara tek tek alıştırılmalıdır. Maalesef gıda alerjisini önleyecek bir ilaç yoktur. Bebek gıda alerjisi geliştirdiğinde yapılacak ilk adım, alerjik gıdanın diyetten çıkarılmasıdır. Ailedeki herkesin bu duruma uyum sağlaması çok önemlidir.

Özellikle anne sütü ile beslenen bebeklerde gıda alerjisi varsa alerjiye neden olan gıdalar anne diyetinden çıkarılmalıdır.

Bebeğimizi ilk 6 ay sadece anne sütü ile besleyelim. Anne sütü yokluğunda doktorumuza danışalım.

6.aydan önce ek gıdaya geçmeyelim.

Ek gıdaya geçiş döneminde alerji diyetisyeninden yardım alalım.

Yaşamın ilk yılında bebeğimize alerji riski yüksek gıdalar yedirmeyelim.

Paketlenmiş gıdaların içerikleri konusunda dikkatli olalım.

Gıda alerjisi belirtileri olan bebeğimizi doktorumuzun takibinde tutmak, alerji ile başa çıkma konusunda bize yardımcı olacaktır.

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Aysun Özdil

 

Bu yazımıza da göz atmayı unutmayın!

https://www.bebek.com/bebeklerde-besin-alerjisi-belirtileri-testi-ve-tedavisi/

]]>
https://www.bebek.com/bebeklerde-besin-alerjisi/feed/ 0
Bebekler ve Kabus https://www.bebek.com/bebekler-ve-kabus/ https://www.bebek.com/bebekler-ve-kabus/#respond Mon, 13 May 2024 12:51:58 +0000 https://www.bebek.com/?p=81143 Bebeklerin yaşamında, gelişimleri boyunca karşılaştıkları farklı deneyimlerin bir parçası olarak kabuslar da yer alır. Bu yazımızda, bebeklerin kabustan nasıl etkilendiğini, bebeveynlerin bu durumu nasıl yönetebileceğini ve bebeklerin kabuslarının arkasındaki olası nedenleri inceleyeceğiz.

Kabus Nedir?

Kabuslar, genellikle korkutucu veya rahatsız edici içeriklere sahip yoğun ve canlı rüyalardır. Yetişkinlerin yaşadığı gibi, bebekler de kabuslar görebilir. Ancak, bebeklerin kabuslarını ifade etme yetenekleri olmadığı için bebeveynler, bebeklerinin kabus gördüğünü anlamakta zorlanabilirler.

Bebeklerin Kabus Görmesi

Bebeklerin kabus görmesi, genellikle REM (Hızlı Göz Hareketleri) evresinde gerçekleşir. Bu evrede, bebeğin gözleri hızla hareket eder ve beyni aktif bir şekilde çalışır. Bebekler genellikle uyandıklarında kabuslarını hatırlamazlar, ancak kabus gördüklerinde huzursuzluk, ağlama veya uykudan kolayca uyanma gibi belirtiler gösterebilirler.

Bebeklerde Kabusun Olası Nedenleri

Bebeklerin kabuslarının arkasındaki nedenler net değildir, ancak bazı olası faktörler şunları içerebilir:

  1. Duygusal Gelişim: Bebeklerin duygusal gelişimi, kabusları etkileyebilir. Özellikle ayrılma anksiyetesi yaşayan bebekler, daha sık kabus görebilirler.
  2. Çevresel Etkiler: Bebeklerin kabus görmesine yol açabilecek çeşitli çevresel etkiler vardır. Örneğin, yeni bir ortama uyum sağlama, yeni bir beşik veya yatakta uyuma, veya beklenmedik sesler gibi faktörler bebeklerin kabuslarını tetikleyebilir.
  3. Fizyolojik Değişiklikler: Bebeklerin gelişimi sırasında yaşadıkları fizyolojik değişiklikler, kabus görmelerine neden olabilir. Örneğin, diş çıkarma süreci veya sindirim sorunları bebeklerin uykusunu etkileyebilir ve kabuslara yol açabilir.

Bebeklerde Kabusun Yönetimi

Bebeklerin kabuslarını yönetmek için ebeveynler şu adımları izleyebilirler:

  1. Sakin Olun: Bebeğinizin kabus gördüğünü fark ederseniz, sakin olun ve onu rahatlatmaya çalışın.
  2. Seslenin: Bebeğinizi sakinleştirmek için onunla konuşun veya şarkı söyleyin. Sizin sesiniz ona güven verebilir.
  3. Kucaklayın: Bebeğinizi kucağınıza alın ve ona güvenli bir ortam sağlayın. Onunla temas halinde olmak, onu rahatlatabilir.
  4. Düzenli Bir Uyku Rutini Oluşturun: Bebeğinizin düzenli bir uyku rutinine sahip olması, kabusları önlemeye yardımcı olabilir. Sabit bir uyku ortamı ve rahatlatıcı bir uyku öncesi rutin, bebeğinizin daha huzurlu bir şekilde uyumasını sağlayabilir.

 

Bebeklerin kabus görmesi normal bir durumdur ve genellikle endişe edilecek bir durum değildir. Ancak, bebeveynlerin bebeğin kabus gördüğünü fark etmeleri ve onu rahatlatmaları önemlidir. Bebeğinizin kabus gördüğüne dair endişeleriniz varsa veya kabuslar sık ve rahatsız edici hale geliyorsa, bir çocuk doktoruna danışmanız önerilir.

Bu yazımıza da göz atmayı unutmayın.

Hamilelikte Hangi Rüya Ne Anlama Geliyor – https://www.bebek.com/hamilelikte-hangi-ruya-ne-anlama-geliyor/

Instagram: https://www.instagram.com/klinikpsikolog_gokceokcuoglu/?hl=tr

Klinik Psikolog Gökçe Okcuoğlu

 

]]>
https://www.bebek.com/bebekler-ve-kabus/feed/ 0
Çocuklarda Kalp Üfürümü Neden Olur? https://www.bebek.com/cocuklarda-kalp-ufurumu-neden-olur/ https://www.bebek.com/cocuklarda-kalp-ufurumu-neden-olur/#respond Wed, 03 Apr 2024 12:54:29 +0000 https://www.bebek.com/?p=80915 Liv Hospital Pediatrik Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Meki Bilici çocuklarda kalp üfürümü hakkındaki soruları yanıtlıyor.

Üfürüm Nedir?

Genellikle çocukluk döneminde rutin çocuk doktoru muayenesi sırasında, stetoskop dediğimiz dinleme cihazı ile duyulan normal kalp sesleri dışında duyulan ekstra seslerdir.

Üfürüm Neden Duyulur

Stetoskop ile göğüs muayenesi sırasında kalp kapakların kapanma sesleri normalde düzenli karakterde duyulur. Bunun dışında duyulan ekstra sesler kalpteki bir rahatsızlığın bir sonucu olabileceği gibi tamamen masum bir karakterde de olabilir.

Masum üfürüm nedir? Yaygın bir durum mudur?

Masum üfürüm, sağlıklı çocukların üçte birinde duyulabilen bir sestir. Genellikle okul öncesi çocuklarda duyulmasına karşın her yaşta görülebilmektedir. Masum üfürüm, sıklıkla kansızlık, korku veya ateşli enfeksiyon gibi durumlarda üfürüm şiddetlenmekte hekimler tarafından daha net bir şekilde tespit edilmektedir. Bununla beraber normal zamanlarda da duyulabilirler.

Hastalık nedenli (Patolojik) Üfürümler nelerdir?

Kalp hastalığının eşlik ettiği üfürümler ise genellikle masum üfürümden bazı özellikleri ile ayrılır. Patolojik üfürüm dediğimiz bu durumlarda üfürüm daha şiddetli olabilir, diyastolik yetersizlik şeklinde olabilir veya morarma, çarpıntı, sol ventrikülün dışarıdan da görülebilen şiddetli vuruları ile beraber olabilir.

Patolojik üfürüme neden olan bazı hastalıklar:

  • Atiyal septal defekjt,
  • Ventriküler septal defekt,
  • Patent duktus arteriozus,
  • Aort stenozu,
  • Pulmoner stenoz,
  • Aort koarktasyonu,
  • Aort yetersizliği,
  • Pulmoner yetersizlik

Üfürümün varlığı nasıl anlaşılır?

Üfürümün saptanması Çocuk hekimlerinin rutin muayenesi esnasında saptanabilir. Eğer bir çocukta morarma, çarpıntı, çabuk yorulma, göğüs ağrısı, bayılma, tekrarlayan akciğer enfeksiyonu gibi kalp hastalığı bulguları varsa bu çocukların detaylı bir şekilde değerlendirilmesi ve çocuk kardiyolojisi uzmanına başvurmaları önerilir. Özellikle ateşli enfeksiyonların olduğu dönemlerde bu bulgular daha da belirgin olur.

Üfürümün Tedavisi var mıdır? Ne zaman endişe edilmelidir?

Üfürümler değil, üfürümlere neden olan durumlar tedavi edilir. Eğer masum üfürüm ise sadece takip edilmeleri yeterlidir. Eğer bir kalp hastalığına bağlı üfürüm varsa o hastalığa ve o bebeğe yönelik takip kişiselleştirilerek yapılmalıdır.

Üstte sayılan patolojik yani hastalık durumlarında hastalığın ciddiyeti konusunda çocuk kardiyoloji uzmanının tavsiyeleri alınmalı, gerekirse tedavileri yapılmalıdır.

Her çocuğun kalbine bakılmasını önerir misiniz?

Üfürümü olan her çocuğun çocuk kardiyoloji uzmanına başvurmasını öneriyoruz. Burada zor olan soru ise her çocuğun kalbine bakılması gerekiyor mu sorusudur. genellikle doğumsal kalp hastalığı olan çocukların muayeneleri, şikayetleri bir hastalık olup olmadığı konusunda yeterli bilgi verebilmektedirler. Ancak bazı doğumsal kalp hastalıkları herhangi bir klinik bulgu vermeden de erişkin yaşa kadar tanı alamamaktadır. Bu nedenle ülkemizde çocuk kardiyolojisi uzmanı sayısının da yeterli bir sayıya ulaştığını da düşünürsek her çocuğun kalbine bakılması yararlı bir tarama olacaktır. Ülkemizde her çocuğun rutin olarak kalça çıkığı taraması yapılmaktadır. Ancak Doğuştan kalça çıkığıyla karşılaştırıldığında Doğumsal kalp hastalıklarının sıklığı 2-3 kat daha yüksek olduğu göz önüne alındığında çocuk kardiyolojisi muayenesinin ne kadar gerekli olduğu görülecektir.

Liv Hospital Pediatrik Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Meki Bilici 

Bu yazımıza da göz atmayı unutmayın!

Yenidoğanlarda Kalp Hastalıklarına Dikkat – https://www.bebek.com/yenidoganlarda-kalp-hastaliklarina-dikkat-2/

 

]]>
https://www.bebek.com/cocuklarda-kalp-ufurumu-neden-olur/feed/ 0
Çocuklarda Öfke ve Zorbalık https://www.bebek.com/cocuklarda-ofke-ve-zorbalik/ https://www.bebek.com/cocuklarda-ofke-ve-zorbalik/#respond Wed, 03 Apr 2024 06:53:08 +0000 https://www.bebek.com/?p=80910 Çocuklarda Öfke ve Zorbalık

Öfke, insanların içsel bir tepkisi olarak ortaya çıkan yoğun bir duygudur. Genellikle hayal kırıklığı, haksızlık, stres, yorgunluk veya kontrolsüz bir durumla karşılaşma gibi durumlarda ortaya çıkar. Öfke, bedensel tepkilerle birlikte hissedilir ve genellikle kalp atışlarının hızlanması, nefes alma hızının artması, kasların gerginleşmesi gibi fizyolojik belirtilerle kendini gösterir. Bebeklerde öfke genellikle temel ihtiyaçların karşılanmaması, iletişim eksikliği veya rahatsızlık gibi nedenlerle kendini gösterir.

Örneğin, bebek aç, uykulu veya rahatsız olduğunda öfke tepkileri gösterebilir. Çocuklarda öfke, henüz tam olarak gelişmemiş duygusal ve sosyal becerilere, istediklerini elde edememe, sınırlarla karşılaşma veya hayal kırıklığı gibi durumlarda görülebilir. Öfkeli davranışlar arasında bağırma, ağlama, nesneleri fırlatma, vurma, diğer insanlara saldırma gibi tepkiler bulunabilir. Öfke, çocuklar için doğal bir duygu olmakla birlikte, uygun yönetilmediğinde zararlı olabilir ve olumsuz sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle, çocuklara duygularını tanımayı, ifade etmeyi ve sağlıklı bir şekilde yönetmeyi öğretmek önemlidir.

Bebeklerde ve çocuklarda öfke genellikle belirli davranışlarla kendini gösterir. Bebeklerin öfke göstergeleri arasında şunlar bulunabilir: aşırı ağlama, vurma, ayaklarını sallama, kızarma, gerilme veya huzursuzluk. Bebeklerin ihtiyaçlarının karşılanmaması durumunda veya rahatsız olduklarında bu tür davranışlar sergileyebilirler. Çocuklarda ise öfkenin belirtileri daha çeşitli olabilir. Örneğin, çocuklar öfkelendiklerinde bağırabilir, nesneleri fırlatabilir, diğer insanlara saldırabilir, ağlayabilir veya hırçın davranışlar sergileyebilirler.

Öfke, çocukların duygusal dünyalarında doğal bir parçadır ve gelişimlerinin bir parçasıdır. Ancak, çocuklar öfkeyi doğru bir şekilde ifade etmeyi öğrenmelidirler, çünkü uygun olmayan davranışlar zararlı olabilir ve çocukların ilişkilerini etkileyebilir. Bu nedenle, çocuklara duygularını tanımayı, ifade etmeyi ve sağlıklı bir şekilde yönetmeyi öğretmek önemlidir. Ayrıca, ebeveynlerin ve bakıcıların çocuklarına öfkeli olduklarında nasıl sakinleşebileceklerini ve duygularını yönetebileceklerini göstermeleri de önemlidir. Bu şekilde, çocuklar duygularını daha sağlıklı bir şekilde yönetmeyi öğrenirler.

Örneğin, bebeğiniz yorgun olduğunda ve uyumak istemiyor gibi görünüyorsa, huzursuzlanabilir ve hatta öfkeli bir şekilde ağlamaya başlayabilir. Bu durumda, öncelikle bebeğinizi sakinleştirici bir şekilde kucaklayarak veya sakin bir ses tonuyla konuşarak yanına gidin. Ardından, bebeğinizin yorgun olduğunu anlayarak onu sakinleştirmek için sallayabilir,  masaj yapabilirsiniz. Bebeğinizin rahatlamasına yardımcı olmak için sakinleştirici bir müzik de çalabilirsiniz. Bu şekilde, bebeğinizin öfkesini yatıştırabilir ve onun ihtiyaçlarını karşılayarak rahatlamasını sağlayabilirsiniz.

Çocuklara öfke kontrolü konusunda ebeveynlerin yardımcı olabileceği birkaç önemli strateji bulunmaktadır. Öncelikle, ebeveynlerin kendi öfke yönetim becerilerini geliştirmeleri ve çocuklarına sakin bir şekilde öfkeyle nasıl başa çıkılacağını göstermeleri önemlidir. Örneğin, ebeveynler öfkeli olduklarında, çocuklarına sinirlendiklerinde bile sakin kalmayı ve sorunları konuşarak çözmeyi modelleyebilirler.

Ayrıca, çocuklara duygularını tanımaları ve ifade etmeleri konusunda destek olunmalıdır. Örneğin, bir çocuk oyuncakları paylaşmadığı için öfkelendiğinde, ebeveynler onun duygularını anlamasına ve ifade etmesine yardımcı olabilirler. “Oyuncaklarını paylaşmadığı için kızgın hissediyorsun, değil mi?” gibi bir cümle kullanarak çocuğun duygularını tanımasını sağlayabilirler. Empati kurma becerilerini geliştirmek de önemlidir. Ebeveynler, çocuklarına başkalarının duygularını anlamaları için fırsatlar yaratmalı ve empati kurmalarını teşvik etmelidirler.

Örneğin, bir çocuk arkadaşının oyuncaklarını kırdığında, ebeveynler onun arkadaşının nasıl hissettiğini düşünmeye teşvik edebilirler. “Arkadaşının oyuncakları kırıldığında üzüldüğünü hissediyorsun, değil mi? Nasıl yardımcı olabiliriz?” gibi bir soruyla çocuğun empati kurma becerilerini geliştirebilirler.

Sınırların net bir şekilde belirlenmesi ve bunun tutarlı bir şekilde sürdürülmesi önemlidir. Ebeveynler, çocuklara uygun davranışların neler olduğunu açıkça belirtmeli ve bu davranışları teşvik etmelidirler. Aynı zamanda, istenmeyen davranışlarla nasıl başa çıkılacağını da öğretmelidirler. Örneğin, bir çocuk öfkeli olduğunda ve eşyaları atmaya başladığında, ebeveynler ona sakin olmayı hatırlatarak ve duygularını ifade etmesine yardımcı olarak tutarlı bir şekilde davranmalıdırlar.

Son olarak, açık iletişim kurulmalı ve çocukların duygularıyla ilgili olarak onların yanında olunmalıdır. Ebeveynler, çocuklarına duygularını ifade etmeleri için güvenli bir ortam sağlamalı ve onların duygularını ciddiye almalıdırlar. Örneğin, bir çocuk okulda bir sorun yaşadığında, ebeveynler onun duygularını dinlemeli ve ona destek olmalıdırlar. Bu şekilde, çocuklar duygularını daha sağlıklı bir şekilde ifade edebilir ve öfke kontrolü konusunda daha başarılı olabilirler.

Çocuklarda öfke, bazen akran zorbalığının nedenlerinden biri olabilir. Öfke duyguları, çocukların başkalarına zarar verme veya güç gösterisi yapma eğilimlerini artırabilir. Bir çocuğun sürekli olarak öfkeli olması veya öfke patlamaları yaşaması, diğer çocuklarla olan ilişkilerini olumsuz etkileyebilir ve onları zorbalığa yöneltme riskini artırabilir. Örneğin, öfkeli bir çocuk, duygusal kontrol eksikliği nedeniyle başkalarına saldırgan davranabilir veya onları incitebilir. Bu durumda, çocuğun öfke yönetim becerilerini geliştirmek ve duygusal düzenleme konusunda destek sağlamak önemlidir. Aynı zamanda, çocuğun sosyal becerilerini geliştirmesi ve empati kurma yeteneğini artırması da, akranlarıyla daha sağlıklı ve pozitif ilişkiler kurmasına yardımcı olabilir.

Akran zorbalığı yapan bir çocuğa yaklaşırken, öncelikle zorba davranışları net bir şekilde tanımlayarak, bu davranışların kabul edilemez olduğunu ve neden yanlış olduğunu anlatmak önemlidir. Bu konuşmayı yaparken, çocuğunuzu suçlamaktan ziyade onun bakış açısını anlamaya çalışmalısınız. Empati kurarak, zorba davranışların arkasında yatan nedenleri anlamaya çalışın ve çocuğun duygularını ciddiye alın. Ona yardımcı olabilecek kaynaklar ve stratejiler hakkında konuşarak, ihtiyaçlarına uygun destek sağlayın. Ayrıca, çocuğa sorun çözme becerileri ve empati kurma yetenekleri gibi önemli sosyal becerileri öğretmek için zaman ayırın.

Profesyonel destek almak için okul personeli, rehberlik servisi veya psikolog gibi ilgili kişilerle iş birliği yapmayı düşünebilirsiniz. Sınırları net bir şekilde belirleyin ve bu sınırlara uyulmadığında belirli bir cezanın veya yaptırımın uygulanacağını açıklayın. Son olarak, kendiniz iyi bir örnek olun ve çocuğa saygı, hoşgörü ve empati göstererek olumlu davranışları öğretin.

Akran zorbalığına maruz kalan bir çocuğa yaklaşırken, öncelikle onun duygularını anlamaya çalışmak önemlidir. Örneğin, çocuğa, “Seni rahatsız eden ne oldu?” gibi sorular sorarak, hissettiklerini açıklamasına ve duygularını ifade etmesine olanak tanıyabilirsiniz. Ardından, çocuğa kendini güvende hissedeceği bir ortam sağlamalısınız. Örneğin, “Benimle konuşabilirsin, seni dinleyeceğim ve sana destek olacağım” diyerek, açık bir iletişim kanalı açabilirsiniz.

Çocuğun zorbalıkla başa çıkma konusunda desteklenmesi önemlidir, bu nedenle ona duygusal ve pratik destek sağlayabilirsiniz. Örneğin, “Seni anlıyorum, bu zor bir durum. Nasıl yardımcı olabilirim?” diyerek, çocuğun ihtiyaçlarına uygun yardım sunabilirsiniz. Ayrıca, profesyonel yardım almak da önemlidir. Örneğin, okul rehberlik servisi veya psikolog gibi uzmanlardan yardım alarak, çocuğa uygun destek sağlayabilirsiniz. Son olarak, çocuğun güçlü yanlarını vurgulayarak onun özgüvenini artırabilir ve ona iyileşme sürecinde destek olabilirsiniz. Örneğin, “Sen çok cesursun ve bu durumun üstesinden gelebilirsin” diyerek, çocuğa pozitif bir bakış açısı sunabilirsiniz. Bu şekilde, çocuğa güçlü bir destek sağlayarak, zorbalıkla başa çıkma sürecini kolaylaştırabilirsiniz.

 KİTAP ÖNERİLERİ

ÖFKE İLE BAŞA ÇIKMA YOLLARI

Yazan & Resimleyen: Isabelle Filliozat, Virginie Limousin,Eric Veille

BAĞIRMAYAN ANNE BABA OLMAK

Yazan: Hal Edward Runkel

Enes ÇELİK

Uzman Psikolojik Danışman

www.psikolojikdanismanenescelik.com

 Bu yazımıza da göz atmayı unutmayın!

Çocuklarda Özgüven Eksikliği – https://www.bebek.com/cocuklarda-oz-guven-eksikligi/

]]>
https://www.bebek.com/cocuklarda-ofke-ve-zorbalik/feed/ 0
İkizler İçin Uyku İpuçları https://www.bebek.com/ikizler-icin-uyku-ipuclari/ https://www.bebek.com/ikizler-icin-uyku-ipuclari/#respond Wed, 27 Mar 2024 11:58:44 +0000 https://www.bebek.com/?p=80843 Bebeveynlere tek bir bebeğin uyku düzenini ayarlamak ve rutinini oluşturmak çok kolay gelmezken ikiz veya üçüz bebeklerin uyku düzenini oluşturmak daha da zor gelmektedir. Tek yumurta ikizi olsalar bile yapıları farklı olabilmektedir. Biri daha sakin, sessiz, kendi başına uykuya geçişi sağlayabiliyorken diğeri tam tersi sık uyanan, sesli ve daha huzursuz olabilir. Bu yüzden de onları uyutma yaklaşımımız aynı olmamalıdır. Bebeklerinizin biraz daha fazla uyumasına yardımcı olabilecek önerilere gelin birlikte bakalım.

Beyaz Gürültü Kullanın

Beyaz gürültü, stres seviyesini azaltmakta faydalı olurken aynı zamanda uykuyu bölebilecek diğer sesleri de engelliyor. Odanın dışındaki sesleri engellemesinin yanı sıra bazı durumlarda odanın içindeki sesi de engellemesi gerekebilir.

Odanın içindeki ve dışındaki sesleri engellemek için iki tane beyaz gürültü kullanılabilir.

Bunlardan biri beyaz gürültü çıkarabilen cihazlar veya uygulamalar olurken bir diğeri ise doğal beyaz gürültü sağlayan vantilatör gibi eşyalar olabilir.

Sonunda Uyuyacağı Yerde Başlayın

Bebeveynler için uyku düzenine alışana kadar bebekleri ayrı yerlerde yatırmak daha uygun gelse de aslında bu durum tam tersidir. Ayrı ve sessiz bir odada uykuya dalmaya alıştıktan sonra kardeşi ile aynı odaya dönecekse bu onun için daha zor olacaktır. İlk birkaç gün ayrı başlanabilir fakat daha sonra aynı odayı paylaşmak birbirleri ile aynı ortamda uyumaya alışmaları için önemlidir.

Birbirlerine alıştıkları bu süreçte beyaz gürültü iyi bir yardımcıdır.

Sabah uykularına alışmaları birbirlerinden farklı ise bu süreçte ayrı yatabilirler. Bebeveyn, bir çocukla ilgilenirken diğeri uyuyabilir daha sonra diğeri uyurken uyanan bebek ile oyun vakti yapabilir. Sonuç itibariyle gece birbirleri ile aynı odayı paylaşmaları önemliyken gündüzleri bebeveynin tercihine göre değişebilir.

Not Tutun

Bir bebeğin gününü ve düzenini akılda tutmak zor, iki bebeğin gününü ve düzenini akılda tutmak daha da zordur. Bebeklerin, güne başlama saatlerini, tüm beslenme zamanlarını, gündüz uykularına ne kadar sıklıkla ve ne kadar süre yattıklarını, gece yatma rutini başlangıçlarını, yatağa yatırılma zamanlarını ve en son olarak da gece uyanmalarını not etmek önemlidir. Bu notlar bebeklerin uyku düzenleri hakkında fikir edinmek için çok değerlidir. Aynı zamanda rutini iyileştirmek için yapılması gereken düzenlemelerin daha rahat ortaya çıkmasına da olanak sağlamaktadır.

Bebekleri Aynı Düzende Tutun

Uyuyan bebeği uyandırmak ne kadar garip bir fikir gibi gelse de aslında bu yanlış değildir. Bir bebek diğerine göre daha uzun uyuyor olabilir ama buna müsaade edildiğinde bu sefer uyku düzeni ve saatleri akşam geç saatlere kayacaktır. Böyle olunca diğer kardeşinin de uyku düzenine kötü bir etkisi olacaktır. Buna imkan vermemek için bebekleri sabah 15 dakika arayla uyandırmamız gerekir.Öğlen uykularında ise uzun uyuyan bebeği, günlük alması gereken uyku miktarına göre uyandırmak en uygunudur.

Birlikte Besleyin

Bebekler ilk 4-6 aylık sürelerde gece beslenmek için uyanırlar. Bu dönemlerde bebekleri birlikte beslemek, bebeveynlerin de gece daha rahat etmelerini sağlamaktadır.

Daha sonraki dönemlerde gece beslenmeden daha uzun saatler uyuyabilmektedirler. Bu zamanlarda ise uykudan uyandırmadan, onların ihtiyaçlarına göre besleme düzenlerini ayarlamak en uygunu olacaktır.

Uyku Rutinleri Oluşturun

Bebekler bir tane de olsa iki tane de olsa rutinler uyku öncesi geçiş için çok önemlidir. Ilık bir duş, masaj, ninni, masallar veya bebeğinizle geçireceğiniz sakin bir vakit çok önemlidir. Böylelikle bebekler, uyku vaktinin geldiğini anlayacak ve aynı zamanda sakinleşerek uykuya hazır hale geleceklerdir.

 

Ayrıca beyaz gürültü hakkındaki makalemizi okumayı unutmayın!

Beyaz Gürültü Nedir? Beyaz Gürültü Zararlı Mıdır? – https://www.bebek.com/beyaz-gurultu-nedir-beyaz-gurultu-zararli-midir/

Instagram: https://www.instagram.com/klinikpsikolog_gokceokcuoglu/?hl=tr

Klinik Psikolog Gökçe Okcuoğlu

]]>
https://www.bebek.com/ikizler-icin-uyku-ipuclari/feed/ 0
Moro (Sıçrama) Refleksi Nedir? https://www.bebek.com/moro-sicrama-refleksi-nedir/ https://www.bebek.com/moro-sicrama-refleksi-nedir/#respond Fri, 22 Mar 2024 14:13:03 +0000 https://www.bebek.com/?p=80823 Vücudumuz bazı durumlarda istem dışı eylemlerde bulunabilir. Düşünmeden yapılan bu eylemlere refleks denmektedir. Bazı refleksler belirli durumlara karşı olurken, bazıları da kendiliğinden hareketlerdir. Pek çok refleks türü vardır. Moro (sıçrama) refleksi de bunlardan biridir. Gelin detaylarına bu yazımızda birlikte bakalım.

Moro Refleksi Nedir?

Moro refleksi, bebeklerin baş pozisyonu aniden değiştiğinde, ani bir hareket ile karşılaştığında, yüksek ışık gördüğünde veya yüksek ses ile irkildiğinde meydana gelmektedir.

Bebeğin elleri yumruk halindeyken irkildiği zaman iki kolunun da yana doğru açılması, bacaklarının yukarıya doğru kalkması, boynunun uzaması ve kollarının geri kapanması şeklinde meydana gelmektedir.

Ne Zaman Ortaya Çıkar?

Yenidoğan bebekte görülmeye başlayan bu refleks ilk ayda daha da artmaya başlar ve sonradan gelişimi ilerledikçe yavaş yavaş azalır ve söner. Genellikle 3 ay civarında görülmesi dururken bazı bebeklerde 6 aya kadar görülebilir.

Nasıl Kontrol Edilir?

Bebeğin ani irkilmesine sebep olacak şekilde;

  • Gövdesine sıcak veya soğuk uygulamak
  • Hafif kollarından kaldırıp başını düşürmek
  • Masa yüzeyine vurmak
  • Karnına dokunmak
  • Başının altına bir yastık koyup yastığa vurmak

gibi işlemler Moro refleksine sahip olup olmadığını görebilmemiz için kullanılabilecek yöntemlerdir.

Neden Önemlidir?

Sıçrama refleksi aslında önemli ve kritik olan reflekslerden biridir. Bebeğin kendini ani gelişen durumlara karşı koruyabilme amacıyla bulunmaktadır.

Bebeğin Moro refleksine sahip olması motor, sinir, kas sisteminin çalıştığına ve koordinasyonlu olduğuna işarettir.

Bebekte Olmaması Neye İşarettir?

Düşünülenin aksine bebeğin Moro refleksinin olmaması veya bitmesi gereken dönemden uzun sürmesi bazı rahatsızlıkların sebebi olabiliyor.

  • Etrafından bir uyaran olmadan, sebepsiz olarak özellikle 3 aydan sonraki dönemde devam ediyorsa beyin lezyonuna
  • Hiç görülmemesi sinir sistemi problemlerine
  • Tek kolunda görülmesi, refleksin görülmeyen kolunda felç veya kırık olabileceğine
  • Bitmesi gereken dönemden çok daha uzun sürmesi ise beyin hasarı olabileceği durumuna işaret etmektedir.

Nasıl Tedavi Edilir?

Refleksler doğal olarak, istem dışı gerçekleşen tepkilerdir. Bu yüzden de moro refleksinin herhangi bir tedavisi yoktur. Ancak bebekte moro refleksinin olmamasından veya uzun sürmesinden dolayı oluşabilecek rahatsızlıkların tedavisi için mutlaka hekime başvurmak gerekmektedir.

 

Daha fazla refleksler hakkında bilgi almak için yazımızı incelemeyi unutmayın.

Yenidoğan Bebeklerde Refleks Davranışlar – https://www.bebek.com/yenidogan-bebeklerde-refleks-davranislar/

Instagram: https://www.instagram.com/klinikpsikolog_gokceokcuoglu/?hl=tr

Klinik Psikolog Gökçe Okcuoğlu

]]>
https://www.bebek.com/moro-sicrama-refleksi-nedir/feed/ 0
3-5 Yaş Çocuklarda Uyku Düzeni https://www.bebek.com/3-5-yas-cocuklarda-uyku-duzeni/ https://www.bebek.com/3-5-yas-cocuklarda-uyku-duzeni/#respond Mon, 18 Mar 2024 09:00:13 +0000 https://www.bebek.com/?p=80789 Bebeklikte gelişimleri için uyku ne kadar önemliyse okul öncesi dönemde de bir o kadar önemlidir. Her dönemde gelişimleri için önemli olmanın yanı sıra, gün içindeki sosyal ilişkilerini de etkilemeye başlamaktadır. İyi uyku uyuyan çocuklar gün içinde daha sakin ve mutlu olurlar. Ayrıca yeterince uykularını aldıklarında bağışıklık sistemleri güçlenir ve hasta olma riskleri azalır.

Gelişim aşamasında artık bir çok basamağı tamamlayan çocuğunuzun bu dönemde yeni kazandığı beceriler nedeniyle yaşadığı durumlara gelin birlikte göz atalım.

Uyku Düzeni

Bu yaş aralığında çocuklar toplam 10-13 saat uyurlar. Genellikle gündüz uykusu uyumazlar ama bazıları hala gün içinde 1 saat kadar uyuyup, dinlenmeye ihtiyaç duyabilirler.

Çocuğunuz gün içinde uyuyorsa dikkat etmeniz gereken unsurlardan biri, bu uyku süresinin çok uzun olmamasını sağlamaktır. 1,5 saati çok geçmeyecek şekilde uyandırmanız gerekir. Eğer daha uzun saatler uyursa gece uyku saati ileriye doğru kayacaktır ve sabah daha geç uyanacaktır. Bu şekilde uyku düzeni bozularak, uykudan aldığı verim düşecektir.

Gündüz uyku uyumayan çocukların ise öğleden sonra 1 saat kadar daha sakin bir zaman geçirmesi teşvik edilmelidir. Çocuklar tek başına bu sakinliği korumakta zorlanıyorsa bebeveynler, çocukları ile birlikte bulmaca çözmeye, kitap etkinliği yapmaya ve oyuncaklar ile oynamaya başlayarak daha sonra kendisinin devam etmesi için destekleyebilirler.

Uyku Rutini

Düzenli bir yatma zamanı rutini okul öncesi dönemindeki çocuklar için önemlidir. Uyku zamanından önce televizyon, tablet gibi uyaranlara maruz kalmadan daha sakin, dinlendirici aktiviteler yapılmalıdır.

Dişlerini fırçaladıktan sonra odasına geçip çocuğunuza kitap okuyabilirsiniz. Bu dönemde kitaplar daha fazla dikkatini çekmektedir ve uyku öncesi süreyi uzatmaya çalışarak daha fazla kitap okumayı talep edebilir. Bu durumu düzene koymak için kitaba başlamadan önce o gece kaç kitap okuyacağınızı önceden konuşup, anlaşabilirsiniz.

Uygun Uyku Eşlikçileri

Çocuklar uykudan önce ve uyurken yanında sevdiği battaniyesi ve uyku arkadaşı olmasını isteyebilir. Bu dönemde yanında bulundurmak istemesi normaldir. Bebeveyn olarak bizlerin dikkat etmesi gereken şey ise nasıl olduklarıdır.

Uyku arkadaşı; küçük parçalar, tüyler, düğmeler, fermuarlar gibi uyurken kendisine zarar verebilecek materyallerden olmayan ürünlerden tercih edilmelidir. Battaniyesi ise yine aynı şekilde sade ve üstüne gelince ağırlık yapmayacak şekilde hafif olanlardan olmalıdır.

Uyku arkadaşı tavsiyesi için inceleyebilirsiniz. – https://www.e-bebek.com/baby-toys-tavsan-neni-uyku-arkadasim-p-cap-15060001

Gece Korkuları

Bu dönemde birçok çocuk kabus görerek uyanabilir ve gece terörü yaşayabilir. Kabus ve gece terörü birbirine çok karıştırılmaktadır fakat farklı şeylerdir.

Gece teröründe konuşulup, hareket edilse bile uyanık durumda olunmazken, kabus görüldükten sonra uyanılır ve olan şeyler hatırlanabilir.

Gece terörü çocukları etkilerken, kabuslar hem çocukları hem de yetişkinleri etkiliyor.

Uyku terörü hakkında daha detaylı bilgi için yazımıza göz atabilirsiniz. – https://www.bebek.com/bebeklerde-gece-uyku-teroru-nedir/

Gece Altını Islatma

Bezi bıraktından sonra okul öncesi olan bu dönemde gece yatağı ıslatma genellikle görülen durumlardandır. Yatağını ıslatmak da gece boyunca daha fazla uyanmasına ve düzensiz uyumasına sebep olacaktır.

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çocukların yatağı ıslatma olasılıkları daha fazladır.

Gece alt ıslatmanın birçok nedeni olabilir. Mesane darlığı, çocukların derin uyuması, fazla idrar üretmesi, yatmadan önce çok sıvı tüketmesi gibi sebepler bunlardan bazılarıdır.

 

Aklınıza takılan sorular için yorumlarda buluşalım.

Instagram: https://www.instagram.com/klinikpsikolog_gokceokcuoglu/?hl=tr

Klinik Psikolog Gökçe Okcuoğlu

]]>
https://www.bebek.com/3-5-yas-cocuklarda-uyku-duzeni/feed/ 0