Doğum Yöntemleri – Bebek.com https://www.bebek.com Hamilelik, Bebek, Çocuk ve Anne Sağlığı Mon, 01 Apr 2024 11:14:57 +0000 tr hourly 1 https://www.bebek.com/wp-content/uploads/2022/12/cropped-cropped-bebek-favicon-192x192-1-32x32.png Doğum Yöntemleri – Bebek.com https://www.bebek.com 32 32 Sezaryen Sonrası Vajinal Doğum Nedir? https://www.bebek.com/sezaryen-sonrasi-vajinal-dogum-nedir/ https://www.bebek.com/sezaryen-sonrasi-vajinal-dogum-nedir/#respond Mon, 01 Apr 2024 11:14:57 +0000 https://www.bebek.com/?p=80903 Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Ebru Arıtürk Sezaryen Sonrası Vajinal Doğum hakkında merak edilen soruları cevaplıyor.

Sezaryen Sonrası Vajinal Doğum Nedir?

Herhangi bir sebeple önceki gebeliğini / gebeliklerini sezaryen ile sonlandırmış olan kadınların, takip eden gebeliklerinde normal doğum yapmasına “sezaryen sonrası vajinal doğum (SSVD)” denir.

Sezaryenle doğum yapmış olmak dünyanın pek çok ülkesinde sonraki doğumda normal doğum denemesi için bir engel olarak görünmez. Lakin ülkemizde doğum profesyonellerinin çoğu tarafından mutlak bir engel olarak kabul edilmektedir. Bir kez sezaryenle doğum yapmış olan kadınlar, takip eden doğumlarında yaygın bir şekilde sezaryene doğum için yönlendirilmektedir.

Peki, hakikaten SSVD’un riskli olduğuna dair yaygın kanaat bilimsel gerçeklerle ne kadar uyuşmaktadır?

SSVD’da doğum profesyonellerini endişelendiren ve onları “bir kez sezaryen olan kadının takip eden gebeliklerinde de sezaryen yaptırması” şeklinde bir pratiğe götüren sebep “rüptür riski”dir.

Rüptür riski nedir?

Rüptür, bir organın veya damarın yırtılması demektir. SSVD’da rüptür riski, sezaryen doğumda bebeği çıkarmak için rahimde kesilen yerin, SSVD esnasında doğum kasılmaları ile açılması riskidir.

Sezaryen doğumda bebeği çıkarma için yapılan kesik dikilir, kesilen kaslar zamanla iyileşir. Ancak kesilip dikilen kaslar, hiç kesilmemiş bir kasın gücüne ulaşamaz. Doğum profesyonelleri, SSVD’da rahim kasılmaları esnasında daha önce kesi yapılmış ve nispeten zayıflamış olan dokuda bir yırtılma meydana gelmesinden endişe eder. Doğum esnasında meydana gelen kasılmaların rahimde daha evvel sezaryen için kesilmiş kasları ne kadar zorlayacağına dair bir gösterge de mevcut olmadığından, doğum profesyonellerinin çoğu gebeyi doğrudan sezaryen doğum için yönlendirmektedir.

Rüptür risk ile karşılaşılma oranı nedir? Bilim çalışmaları bu hususta ne diyor?

SSVD tecrübe eden her iki yüz kadından birinde eski sezaryen dikişinde yırtılma görülür. Yani 199 kadın sağlıklı bir şekilde doğum yaparken, SSVD yapanların sadece %0,5’inde yırtılmaya rastlanır.

Peki SSVD’da meydana gelen tüm rüptür türleri anne veya bebek için risk teşkil eder mi?

Her 5 – 6 rüptörden birinde anne veya bebek için artmış risk vardır. Her 200 SSVD denemesinden birinde rüptür, her 5 – 6 rüptürün birinde ise anne veya bebek için risk olduğuna göre, yaklaşık 1000 SSVD denemesinden birinde anne veya bebek için artmış riskler mevcuttur.

Bu konuda yapılan çalışmalarda, en çok eski sezaryen dikişinin kalınlığının ultrasonografi ile ölçülmesi suretiyle risk düzeyi belirlenmeye çalışılmıştır. Doku kalınlığı azaldıkça, yani inceldikçe rüptür riski artar. Ancak çalışmaların neticesinde “şu kalınlığa kadar SSVD olur daha ince ise olmaz” gibi kesin sonuçlar elde edilememiştir.

SSVD kimlere denenebilir?

Öncelikle risk kavramını anlayıp yorumlayabilen ve bu riski göze alabilen gebelerde denenebilir. Zira bu riskin kimde gerçekleşeceğini bilemiyoruz.

Mevcut gebelikte, anne adayının mutlaka sezaryen olmasını gerektiren “plasenta previa” gibi bir durum yoksa denenebilir. Doğumun gerçekleşeceği hastane doğumhane tam teşekküllü ise, acil durumlarda dakikalar içerisinde sezaryen doğuma geçebilmesi mümkünse denenebilir.

SSVD şansını arttıran durumlar nelerdir?

  • Sezaryandan önce normal doğum yapmış olmak (şansı en çok arttıran faktör)
  • Doğum başladıktan ve rahim ağzında açılma olduktan sonra sezaryen olmuş olmak
  • Kesin bir sınırı olmamakla birlikte, iki doğum arasındaki süre arttıkça SSVD başarı şansı artar
  • Doğumun kendiliğinden başlamış olması
  • Gebelik şekeri, yüksek tansiyon gibi eşlik eden başka risk faktörlerinin olmaması
  • Doğuma hazırlık eğitimi almış olmak
  • Doğum boyunca birebir destek almak.

Hangi gebelerde SSVD kesinlikle denenmez?

  • SSVD risklerini kabul etmeyen ve vajinal doğumu istemeyen hiçbir gebede denenememelidir.
  • Daha önceki gebeliğinde rüptür yaşamış gebelerde denenmemelidir.
  • Farklı bir sezaryen gerekçesi mevcutsa denenmemelidir.
  • Rüptür şüphesi hâlinde dakikalar içinde sezaryene geçilebilecek bir donanım yoksa denenmemelidir.

SSVD’un düşük de olsa risklerinin mevcut olduğunu belirttiniz. Peki “sezaryen sonrası sezaryen doğum” masum mu?

Maalesef risklerinden pek bahsedilmese de, tekrarlayan her sezaryen SSVD’ye göre çok daha riskli ve zarar vericidir. En önemli risk “plasenta akreta”dır, yani “bebeğin eşiği” dediğimiz plasentanın rahim kasları içine yerleşmesi durumudur. Geçirilmiş tek bir sezaryende “plasenta akreata” riski 7 kat artarken, 3 veya daha çok sayıdaki sezaryende risk 56 kat artmaktadır. Özellikle doğum öncesi tespit edilememiş “plasenta akreata” vakaları, anne hayatını tehdit edebilecek kanamalara ve rahimin alınmasına sebep olabilir.

Tüm bu bilgiler ışığında daha önce sezaryen geçirmiş kadınların SSVD talep etmek en büyük hakkıdır ve bu konuda yüreklendirilmelidirler. Acil sezaryan yapılabilen her hastanede gebelere mutlaka SSVD önerilmeli ve gebeler karar alma sürecinde desteklenmelidir. Özellikle üçten fazla çocuk isteyen kadınların SSVD konusunda daha duyarlı olmaları ve SSVD konusunda talepkâr davranmaları tavsiye edilir.

 

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Ebru Arıtürk

 

Bu yazımıza da göz atmayı unutmayın!

9 Adımda Normal Doğuma Hazırlık Rehberi- https://www.bebek.com/9-adimda-normal-doguma-hazirlik-rehberi-2/

 

]]>
https://www.bebek.com/sezaryen-sonrasi-vajinal-dogum-nedir/feed/ 0
9 Adımda Normal Doğuma Hazırlık Rehberi https://www.bebek.com/9-adimda-normal-doguma-hazirlik-rehberi-2/ https://www.bebek.com/9-adimda-normal-doguma-hazirlik-rehberi-2/#comments Fri, 23 Dec 2022 10:00:00 +0000 https://mybaby.bebek.com/?p=1934 Unutmayın, kendinizi ne kadar rahatlatıp kaslarınızı gevşetebilirseniz, normal yolla doğumu o kadar kolay yaparsınız.

Kadın Hastalıkları Doğum Uzmanı Op.Dr.Ayşe Duman’ın stressiz doğum için mutlaka denemeye değecek uygulanabilir önerileri var. Denemeye değer!

Sonunda kasılmalar başladı. Zaman geçtikçe sıklaşıyorlar da…Bu durumda en son ihtiyacınız olacak şey herhalde etrafınızdaki insanların size sakinleşmenizi söylemeleri olur.

Doğumun daha kolay gerçekleşebilmesi için kasılmamanız gerektiğini elbette biliyorsunuz. Peki ama nasıl ? Dr.Ayşe Duman, annenin kendini rahat hissetmesini dolayısıyla doğumunun kolay gerçekleşmesini sağlayacak önerileri paylaşıyor:

Doğumunun Kolay Gerçekleşmesini Sağlayacak Öneriler

1- Bilgilenin

Doğum sürecinde sizi nelerin beklediğini bilmeniz çok önemlidir.

Çiftler, hem doğum atmosferini tanımalı hem de karşılarına çıkabilecek durumları öğrenmeliler.

İlk adım, eşinizle beraber doğum kursuna katılmak. Ayrıca, doğum hakkında bilgi veren kitaplar okuyabilir; yeni anne olan arkadaşlarınızla konuşabilir ve doğum için önerilen ağrı kesici ilaçlar hakkında bilgi edinebilirsiniz.

Korkularınızla bugünden yüzleşirseniz; doğum sırasında her şeyin planlandığı gibi gitmesi halinde paniğe kapılmazsınız.

2- Sıcak Ortam Hazırlayın

Rahat bir ortam, sizi sakinleştirir. Bazı hastanelerde size kendinizi evinizdeymiş gibi hissettirecek alternatif doğum odaları oluyor.

Doğumunuz standart bir hastane olmasa bile, odanızı kişiselleştirmeye çalışın.

Evden bir resim götürüp doğum odasına asabilir ya da yanınıza portatif bir müzik seti alabilirsiniz.

Birçok kadın hafif müzikler dinlemenin kasılmalarını hafiflettiğini söylüyor.

3- Doğuma Güvendiğiniz Biriyle Gidin

Beraberken kendinizi çok rahat hissettiğiniz birinin yanınızda olması mucizeler yaratabilir.

Birçok anne adayı, kız kardeşinin ya da en yakın arkadaşının doğumda yanında olmasını istiyor. Ayrıca, doğuma eşlik eden kişinin çocuk sahibi olması ve yaşadıklarının normal olduğunu söylemesi de anne adayını rahatlatır.

9 Adımda Normal Doğuma Hazırlık Rehberi

4- Hareket Edin

Dik ve aktif durmanız, hem düşüncelerinizi kasılmalardan uzaklaştırır hem de bebeğin doğum kanalına daha rahat inmesini sağlar.

Doktorunuz izin verirse, yoga yapabilir, kısa süreli yürüyüşlere çıkabilir ve yavaş danslar edebilirsiniz.

5- Meditasyonu Deneyin

Doğum sırasında sakin kalmak için kullanılmaya başlanan yöntemlerden biri de meditasyon. Meditasyon sayesinde doğum anksiyetesini daha çabuk atlatır, daha huzurlu olur ve dolayısıyla doğum sırasında daha az komplikasyon yaşarsınız.

Kendinizi kucağınızda bebeğinizle çiçeklerin arasında düşleyin…

6- Rahatlayın

Hamileliğin son dönemlerine kadar aynı zamanda bel ağrısı nedeniyle uyku problemleri de yaşanabilir. Bu gibi durumlarda da rahat ve kaliteli bir uyku uyuyabilmeniz için özel olarak tasarlanmış hamile yastıkları kullanabilirsiniz.

9 Adımda Normal Doğuma Hazırlık Rehberi

Hamile yastıkları gebelik döneminde anne adaylarının daha konforlu ve rahat uyku uyuyabilmesini sağlar.

7- Suyun Gevşetici Etkisi

Sıcak su yorgun kasların gerginliğini gevşetir ve sıkıntılarınızı azaltır.

Su, rahatlatıcı etkiye sahiptir. Duşu sırtınıza ya da kasılmalarınızın en yoğun olduğu yerlere tutun.

Doğum öncesi kısa bir duş ya da banyo sizi rahatlatabilir fakat doktorunuza da danışmalısınız.

8- Kendinizi Keşfedin

Her yöntem herkeste işe yaramayabilir. Örneğin, öğrendiğiniz nefes alma teknikleri işinize yaramıyordur da yastığı sıkmak sizi rahatlatıyordur.

Size kendinizin neyi rahat ettirdiğini kendiniz bulmalısınız. Her kadının doğumu ona özeldir.

9- Masaj Hareketleri

Masaj, gerginliği üzerinizden atmanıza yardımcı olabilir. Yapılan masaj sonucunda endorfin salgılamaya başlarsınız.

9 Adımda Normal Doğuma Hazırlık Rehberi

Boyun ya da ayak masajı, kasılmalarınızı bir süreliğine unutmanıza yardımcı olur. Eşiniz ya da doğum eşlikçiniz üç masaj tekniği uygulayabilir:

3 Masaj Tekniği

1- Kuyruk Sokumu

Her kasılmada eliyle ya da tenis topuyla kuyruk sokumunuza bastırır.

2- Sırt ve Bel Bölgeniz

Parmak uçlarını hafifçe omzunuzda gezdirir ve aşağıya doğru iner.

3- Pelvis Baskısı

Her kasılmada kalçalarınızı nazikçe geriye çeker. Partnerinizin bu hareketi, rahim ağzının açılmasına yardımcı olur ve bebek için yavaşça yol açılır.

“Doğum Yöntemleri” konulu yazılarımızı incelemek için aşağıdaki bağlantıya tıklayın.

Doğum Yöntemlerihttps://www.bebek.com/dogum-dogum-sonrasi/dogum-yontemleri/

Aklınıza takılanları yorum olarak iletebilirsiniz.

Sevgiler.

]]>
https://www.bebek.com/9-adimda-normal-doguma-hazirlik-rehberi-2/feed/ 1
Sezaryen Hakkında Merak Edilenler https://www.bebek.com/sezaryen-hakkinda-merak-edilenler/ https://www.bebek.com/sezaryen-hakkinda-merak-edilenler/#respond Mon, 21 Nov 2022 10:00:00 +0000 https://bebek.com/?p=3071 Son yıllarda farklı nedenlere bağlı olarak daha fazla tercih edilen sezaryen ile doğum sonrasındaki izlemlerin kurallara uygun ve dikkatlice yapılması, ameliyat sonrası gelişebilecek komplikasyonların riskini önemli ölçüde azaltıyor.

Sezaryen, 20 haftadan büyük fetusun karın yoluyla rahim duvarına yapılan insizyondan doğurtulması olarak tanımlanıyor.

Günümüzde önerilen bir yöntem olmamakla birlikte kadınların kariyer yapmaları, geç evlilikler ve ileri yaş gebelikler dolayısıyla sezaryen sayısının belirgin oranda arttığı görülüyor.

Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği sezaryen oranı %15 – 20 olmakla birlikte, Sağlık Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de sezaryenle doğum oranı yaklaşık %40 civarında gerçekleşiyor.

Son yıllarda sezaryen oranlarında görülen artışın nedenleri, yöntemin hangi durumlarda kullanılması gerektiği ve teknikleriyle ilgili Anadolu Sağlık Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanları Op. Dr. Nuri Ceydeli ve Op. Dr. Ebru Füsun Işık’la konuştuk.

Son Yıllarda Sezaryenle Doğum Oranındaki Artış

Kadınların kariyer yapma tercihleri, gebelik yaşının ilerlemesine neden oluyor. Geç doğumlarla birlikte, sezaryen oranlarında da artış yaşanıyor. Ayrıca teknolojik gelişmelerle birlikte artık bebek daha yakından izleniyor. Bu sayede normal doğum sırasında oluşabilecek herhangi bir sorun halinde de normal doğum sezaryenle sonlandırılıyor.

Bebek ve anne üzerindeki riskleri nedeniyle normal doğumda yardımcı tekniklerin kullanımının azalması da normal doğumun son evresinde sezaryene dönülmesi sıklığını artıran bir diğer etken.

Hastaların bir kısmı normal doğum riskini azaltmak için sezaryenle doğumu tercih edebiliyorlar.

Sezaryenle Doğum Sırasında Gelişebilecek Komplikasyonlar Nelerdir?

Sezaryenle doğumda görülebilecek sorunların sıklığı, sezaryenin aciliyetinden, yapıldığı ortamdan ve koşullardan etkileniyor.

Acil yapılan sezaryenler sırasında uygun olmayan hijyenik ortam, yetersiz aletler gibi nedenlerle sorun yaşama olasılığı artıyor.

Sezaryen olan hastada görülebilen komplikasyonların çoğu normal doğum sırasında görülebilenlerle benzer oranda gerçekleşiyor. Ancak bebeğin doğumundan sonra rahim kaslarının yeterince kasılamaması nedeniyle şiddetli ve yoğun kanama olabiliyor.

Bebeğin doğumu sırasında da rahime yapılan kesi fazla gerilme nedeniyle genişleyebiliyor ve yırtılmalar olabiliyor. Bu sırada mesane de yaralanabiliyor.

Enfeksiyonlara bağlı komplikasyon oranları düşüyor.

Sezaryenle Doğum Sonrasında Yaşanan Komplikasyonlar Nelerdir?

  • Sezaryen sonrası rahim içi iltihaplanmasına ortalama %35 – 40 oranında rastlanıyor. Bu durum en sık olarak uzun süre doğum eyleminde kalıp, suyu geldikten sonra doğuma kadar geçen sürenin uzadığı ve doğumun sezaryenle gerçekleştiği durumlarda görülüyor.
  • Sonda takılmasına bağlı olarak idrar yollarında enfeksiyon oluşabiliyor. Ancak antibiyotiklerin varlığı sayesinde, doğum sonrasında hayatı tehdit eden enfeksiyonlara bağlı komplikasyonlara %2’den daha az rastlanıyor.
  • Anestezi sırasında ve sezaryen sonrası ağrı kontrolü için kullanılan ağrı kesiciler de barsak fonksiyonlarını etkileyebiliyor. Buna bağlı olarak ameliyattan sonraki ilk 24 saat içinde hastalarda bulantı ve karında gerginlik olabiliyor. Ayrıca ender olarak barsak fonksiyonlarının düzene girmesi gecikebiliyor.
  • Gebelik ve loğusalık sürecinde hastanın vücudundaki kanın damar içerisinde pıhtılaşma olasılığı ve buna bağlı damar tıkanıklığı riski artıyor. Tüm doğumların %0.24’ünde görülen bu risk, sezaryenle doğum sonrasında daha fazla yükseliyor.

Bir şişmanlık sorunu olan obezite, hareket kısıtlılığı, annenin yaşının ileri olması ve yapılan doğum sayısındaki artış, damar tıkanıklığı riskini artıran diğer etkenler arasında yer alıyor.

Derin ven trombozu yani toplardamarlarda biriken kan tedavi edilmediği takdirde %15 – 25 olasılıkla akciğerlere giden damarlara pıhtı atılmasına yol açabiliyor.

Kanın damar içinde pıhtılaşması ve bu duruma bağlı gelişen damar tıkanıklığı kendini genelde tek taraflı bacaklarda hassasiyet, kızarıklık ve şişlik olarak belli ediyor.

Sezaryen Hakkında Merak Edilenler

Sezaryen Sonrasını Daha Konforlu Geçirebilmek için Yapılabilecekler Nelerdir?

Genelde ameliyattan sonra ilk sekiz ile 12 saat içinde hastanın yataktan kaldırılması akciğerlerin hava almasına, damar tıkanıklığının önlenmesine, mesane ve barsak fonksiyonlarının düzene girmesine yardımcı oluyor.

Sezaryen sonrası hastalar ilk gün genelde rahatça ayağa kalkabiliyor, etrafta dolaşabiliyor ve ikinci gün ise duş alabiliyorlar. Yine işlemden ilk altı saatten sonra ağızdan önce sıvı, sonra katı gıda alımına başlanabiliyor.

Enfeksiyon riskini en aza indirmek için sezaryen sonrası tercihen ilk 12 saat içinde hastaya sonda takılıyor. Sezaryen yerindeki pansuman ise ameliyattan 24 saat sonra açılıyor, yerine başka bir pansuman yaptırmaya gerek kalmıyor.

Sezaryenle Doğum Yapan Bir Kadın Daha Sonra Normal Doğum Yapabilir mi?

Eskiden bir kere sezaryen yapıldı mı, daima sezaryen yapılacak diye düşünülürdü. Artık bu görüş değişti. Kadında normal doğum yapmasını engelleyecek bir sorun yoksa, önceki sezaryenin yapılma nedeni kalıcı değilse, sonraki doğumda vajinal doğum denenebiliyor.

Önceki klasik sezaryen, ileri derecede pelvis darlığı, travma veya doğumda yırtılma olması, acil şartlar için hazırlıklı olunmaması gibi durumlar sezaryen sonrası normal doğum denemesini olanaksız kılıyor.

Birden fazla sezaryen yapılmış olgularda vajinal doğumun denenmemesi gerekiyor. Ancak iki kez sezaryen olan kişilerde uterin yırtılma riski %1 – 4 arasında bulunuyor. İki kez sezaryen olmuş kişilerde ise uterin yırtılma riski daha önce bir kez olanlara oranla beş kat daha fazla.

Toplam sezaryen sonrası vajinal doğumda uterin yırtılma riski %6’dır. Bu risk ayrıntılı bir şekilde hastaya anlatılırsa ve hasta da bunu onaylarsa, normal doğum denenebiliyor.

Sezaryen Hakkında Merak Edilenler

Sezaryende Hangi Anestezi Yöntemi Kullanılmalı?

Sezaryen sırasında uygulanan anestezi yöntemleri genel ve bölgesel olmak üzere ikiye ayrılıyor. Anestezi yöntemlerinden hangisinin anne adayı için uygun olacağına hekimin karar vermesi gerekiyor.

Anadolu Sağlık Merkezi Anestezi Bölüm Direktörü Dr. Sahil Barlas, gebelikle ilgili anne ölümleri oranının 100 bin canlı doğumda 6.1 – 12 arasında değişirken, bu oranların sadece %2 – 3’ünün anesteziye bağlı olarak ortaya çıktığını belirtiyor.

Dr. Barlas’ın verdiği bilgiye göre, sezaryenle doğum yapacak anne adayları için farklı anestezi yöntemleri kullanılıyor. Anestezinin seçimini cerrahinin aciliyeti, hasta – cerrah ve anestezi uzmanının tercihi gibi pek çok faktör belirliyor.

Anestezi yöntemleri; genel anestezi ve bölgesel anestezi olmak üzere ikiye ayrılıyor.

Bölgesel anestezi de kendi içinde; spinal, epidural, kombine spinal – epidural olarak sınıflandırılıyor.

Anestezi Yöntemlerinin Avantaj ve Dezavantajları

Dr. Sahil Barlas, sezaryende kullanılan anestezi yöntemlerinin avantaj ve dezavantajları hakkında şu bilgileri veriyor:

Genel Anestezinin Avantajları

Ameliyata çok hızlı ve güvenilir bir başlangıç sağlıyor. Bu nedenle de genelde acil vakalar için tercih ediliyor. Ayrıca genel anestezide hastanın havayolu ve solunum kontrolü daha güvenli bir şekilde yapılıyor ve tansiyon değişiklikleri de daha kontrollü oluyor.

Genel Anestezinin Dezavantajları

Anne mide içeriğinin akciğerlere kaçma riskinin daha yüksek olabilmesi ve havayolu sağlanmasının zor olması genel anestezinin dezavantajları arasında ilk sıralarda geliyor. Bunun yanında, annenin cerrahi sonrasında bebeğini emzirmesi kısa süreli de olsa gecikebiliyor. Ayrıca, çok az miktarlarda olsa bile anestezik ilaçların anne dolaşımı yoluyla bebeğe geçmesi, bebekte erken dönem tembelliğine yol açabiliyor.

Bölgesel Anestezinin Avantajları

Bölgesel anestezide anne ölüm oranları, genel anesteziye göre çok daha düşük seviyelerde görülüyor ve bebek, anestezik ilaçlara çok düşük oranda maruz kalıyor.

Anestezi başlangıcında görülebilen mide içeriğinin akciğerlere kaçma riski, bölgesel anestezide çok daha düşük oluyor. Ayrıca ameliyat sonrası yapılan ağrı tedavisi, bölgesel anestezide daha iyi sonuçlar veriyor.

Bölgesel Anestezinin Dezavantajları

Dezavantajlarının başında teknik ve uygulama olarak zor ve deneyim gerektiren bir yöntem olması geliyor. Anne için nispeten zorlayıcı bir pozisyonda uygulanıyor olması, bazı durumlarda genel anesteziye geçilmesine neden oluyor. Kan basıncı kontrolünün daha zor olabilmesi de, diğer dezavantajları arasında yer alıyor.

Amerika’da yapılan sezaryenlerin %80’inde anne ölüm oranlarının daha az olması nedeniyle, bölgesel anestezi yöntemleri tercih ediliyor.

Türkiye’de ise bu oranlar, bölgesel yöntemlerde deneyim eksikliği nedeniyle genel anesteziye göre çok daha yüksek oluyor.

Dr. Barlas, Anadolu Sağlık Merkezi Anestezi Bölümü’nde bu oranların yaklaşık %50 olduğunu belirtiyor ve ekliyor: “Hedefimiz sağlık engeli olmayan tüm vakalarda bölgesel anestezi yöntemlerini uygulamaktır.”

”Doğum Yöntemleri” Konulu yazılarımızı incelemek için aşağıdaki bağlantıya tıklayın.

Doğum Yöntemleri: https://www.bebek.com/dogum-dogum-sonrasi/dogum-yontemleri/

Aklınıza takılanları yorum olarak iletebilirsiniz.

Sevgiler.

]]>
https://www.bebek.com/sezaryen-hakkinda-merak-edilenler/feed/ 0
Sezaryen Doğum Hangi Haftada Olmalıdır? https://www.bebek.com/sezaryen-dogum-hangi-haftada-olmalidir/ https://www.bebek.com/sezaryen-dogum-hangi-haftada-olmalidir/#respond Wed, 18 Dec 2019 13:28:05 +0000 https://www.bebek.com/?p=22402 Normal doğumun komplikasyonları nedeniyle birçok anne ve bebeğin çeşitli sağlık problemleri yaşamaları, hatta ölmeleri, yıllar öncesinde sık karşılaşılan bir durumdu. Ancak ultrason cihazı ve sezaryen doğum ile problemli gebeliklere rağmen, bebeğin ve annenin hayati tehlikesi söz konusu olmadan doğum gerçekleştirilebilmektedir.

Üstelik sezaryen doğumda anestezi kullanılmasıyla annenin acı hissetmemesi de avantaja dönüşmüştür. Hatta zamanla acısız doğumun cazibesi ile sezaryen daha çok tercih edilen bir doğum şekli olmaya başlamıştır.

Burada anne adaylarının dikkat etmesi gereken en önemli şey, sezaryen gerçekten gerekli midir, bebek için dezavantajı var mıdır ve sezaryen hangi haftada olmalı?

Sezaryen Doğum Nedir?

Sezaryen, keyfi olmayıp gerekli durumlarda tercih edilmesi gereken bir doğum şeklidir. Sezaryen doğum esasen bir ameliyattır. Bu ameliyatta karnın alt kısmı 8-10cm kesilerek rahime ulaşılır. Bebek rahimden güvenle çıkarıldıktan sonra kesi yerleri, vücutta kendiliğinden kaybolan özel iplerle dikilir.

Tüm bu işlemler ortalama 25dk ile 60dk arası sürer. Sezaryenin acısız bir doğum şekli olmasından dolayı, gerekli olmayan durumlarda bile tercih edilen bir doğum şekli haline gelmiştir. Evet anestezi var, acı yok, sizin için uygun; peki bebeğiniz için uygun bir doğum şekli mi?

Doğru zamanda yapılmayan operasyonlar hem bebek için hem de anne adayı için beraberinde birçok problem getirebilir. Dolayısıyla sezaryen haftası belirlenirken doğru karar verebilmek önemlidir.

Sezaryen Doğum Kaçıncı Haftada Yapılır?

Sezaryen, gerekli görüldüğünde tercih edilen bir doğum şeklidir. Bu durumda sezaryen için belirli bir haftanın olması beklenemez, çünkü gerekliliğin ne zaman olacağını bilemeyiz. Peki, ideal olarak sezaryende bebekler kaç haftalık doğar?

Aksi bir durum yoksa 39. hafta sezaryen için en uygun haftadır.

Ancak bebekte bir sorun varsa, çoğul gebelik söz konusuysa ya da gebeliğe bağlı olarak annede yüksek tansiyon ve şeker hastalığı gibi problemler varsa 39. haftayı beklemeden, hatta 36. haftada bile sezaryen ile doğum yapılabilir.

Sezaryen Doğum Hangi Durumlarda Tercih Edilir?

Hem ebeveynlerin hem de doktorların arzusu tabii ki bebeğin zamanında doğmasıdır, ancak bazı durumlarda normal doğum yapmak riskli olduğundan sezaryen doğum tercih edilmektedir. Peki bu gerekli durumlar nelerdir? İşte doktorların sezaryeni, normal doğuma tercih ettikleri durumlar.

Çoklu Gebelik: İkiz, üçüz gibi çoklu gebeliklerde bebeğin doğum kanalında sıkışma ya da ters gelme olasılığı yüksek olduğundan sezaryen tercih edilebilir.

Önceki Doğumun Sezaryen Olması: Normal doğum annenin çok güçlü ıkınmalar ve itiş gücü ile bebeği vajinadan dünyaya getirmesidir. Yani normal doğumun gerçekleşebilmesi için annenin çok fazla ıkınması ve bedenini zorlaması gerekir.

Bu zorlanma bir önceki doğumunu sezaryen yapan anne adaylarının, önceki dikişlerinin zorlanmasına ve eski kesi yerlerinde açılmalar olmasına sebep olabilir. Bu nedenle önceki doğumu sezaryen olanlarda, sonraki doğumlarda da sezaryen doğum tercih edilir; ancak gelişen tıp teknikleri ile yapılan operasyonlar sayesinde artık daha önceki doğumunuz sezaryen olsa bile normal doğum yapabilirsiniz.

Bebeğin İri Olması: Bebeğiniz normalden büyük ise doğum kanalına giremez ve doğum esnasında sıkışabilir.

Doğum Kanalının Dar ya da Tıkalı Olması: Anne adayının çatı muayenesi sonrası doğum kanalının ters ya da tıkalı olduğu saptanmışsa üzgünüz; daha en baştan normal doğum yapma şansınızı kaybettiniz demektir.

Bebeğin Ters Gelmesi: Doğum haftasına yaklaşmanıza rağmen bebeğiniz yan ya da başı yukarı pozisyonda ise doktorunuz büyük olasılıkla sezaryen doğum tercih edecektir.

Doğum Sancılarının Olmaması: 40 haftayı doldurdunuz, vade tamam; ancak hala sancılarınız gelmiyor, rahimde açılma görülmüyor, plasenta suyunda azalma var ve bunun yanında bebeğin kalp atışları istenilen düzeyde değilse doktorunuz sezaryen doğumu tercih edecektir.

Sezaryen ile Bebeğin Zamanından Önce Doğmasının Sakıncaları Nelerdir?

Doktorunuz sezaryene karar verdi ve verilen tarih 39. haftadan çok önce ise bu durum bebeğinizde bazı sağlık sorunlarının görülmesine sebep olabilir. Örneğin, gebeliğin 37. haftasında sezaryene karar verdiniz. Ancak sizin gebelik haftanızı hesaplarken saydığınız 1. hafta, gerçekten döllenmenin gerçekleştiği günü temsil etmemektedir; çünkü gebeliğin ilk günü, son regl tarihinizin ilk günü olarak hesaplanır.

Son regl tarihinizin ilk günü gebe kalmanızın mümkün olmadığını düşünürsek döllenme, reglin 16. günü bile gerçekleşmiş olabilir. Yani gerçek gebelik ile hesaplanan gebelik arasında iki hafta gibi ciddi bir süre farkı olabilir. Bu da 37 haftalık olarak hesaplanan bebeğinizin aslında 35 haftadan bile küçük olabileceği anlamına gelir. Küçük ve zamanından önce doğan bebeklerde aşağıdaki problemler görülebilir;

  • Bebeğiniz için son haftalar beyin gelişimi için önemli bir süreçtir. Kabaca beyin gelişimi gerçekleşen bebeğinizin, son haftalarda beyninin ince dokunuşlarla, bir nakış gibi detayları tamamlanır. Erken sezaryen, bebeğinizin beyin gelişimini tamamlayamamasına sebep olabilir.
  • Bebeğiniz ıslak akciğer sendromu ile doğabilir. Islak akciğer sendromu, zamanından önce doğan bebeklerde, akciğerlerdeki suyun tamamen boşalmamasıdır. Bu sendromla doğan bebeklerin, akciğerlerindeki su çekilene kadar, yaklaşık üç gün boyunca yeni doğan bakım ünitesinde solunum cihazına bağlı kalması gerekebilir. 

Normal doğumla dünyaya gelen bebeklerin doğum kanalından geçerken akciğerleri sıkışır. Bu sıkışma ciğerlerdeki suyun çıkmasını sağlar. Yani bebeğinizin hem zamanından önce hem de sezaryen doğum ile dünyaya gelmesi, ıslak akciğer sendromuna yakalanma olasılığını artırır.

  • Solunum güçlüğü çekerek dünyaya gelen bebeğin dolaşım sistemi de zorlanır. Bu durum ise zamanla kalpte büyümeye sebep olabilir.
  • Zamanından önce doğan bebeklerde görülen solunum güçlüğü, kandaki oksijen seviyesinin düşük olmasına bağlı olarak kansızlığa sebep olabilir.
  • Bağırsaklar tam gelişmemişse, enfeksiyona karşı duyarlı hale gelebilir.
  • Doğumdan sonra görme ve duyma problemi yaşama olasılığı artar.

Bir insan yavrusunun annesinin karnında ortalama olarak 9 ay 10 gün kalmasının elbette bir sebebi var; çünkü bebek, gelişimini en iyi bu süre içerisinde tamamlamaktadır. 40 haftaya tekabül eden 9 ay 10 günün her günü bebeğinizin gelişimi için değerlidir. Bu nedenle normal doğum yapmanızın riskli olduğu ve sezaryen doğum yapmanızın gerekli görüldüğü bir durumda 39. haftayı beklemek önemlidir.  

Sezaryen hangi haftada olmalı sorusuna cevap ararken, tabii ki bebeğim ne kadar karnımda kalırsa o kadar iyi diye düşünerek, herhangi bir sağlık problemi riski söz konusuyken, sezaryeni 39. haftaya ertelemek için diretmek çok yanlıştır.

Zamanından erken doğurmak nasıl bebek için sorunlara yol açabiliyorsa, bazı durumlarda da doğuma geç kalmak daha ciddi sonuçlar doğurabilir. Bu konuda uzman doktorunuza güvenin ve onun tavsiye ettiği tarihin dışına çıkmamaya çalışın. Ayrıca bebeğinizin ve sizin sağlığınız için “Ya bir hafta sonra olsun, eşimin doğum gününe denk gelsin.” ya da “3 gün önce olsun ablasıyla aynı gün doğmuş olur.” gibi keyfi sebepleri doktorunuza sunmayın.

Sezaryen Doğum Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey, konulu yazımızı inceleyebilirsiniz.

Sezaryen Doğum Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey: https://www.bebek.com/sezaryen-dogum-hakkinda-bilmeniz-gereken-her-sey/

]]>
https://www.bebek.com/sezaryen-dogum-hangi-haftada-olmalidir/feed/ 0
Suda Doğum ile İlgili Tüm Detaylar! https://www.bebek.com/suda-dogum-ile-ilgili-tum-detaylar/ https://www.bebek.com/suda-dogum-ile-ilgili-tum-detaylar/#respond Mon, 09 Dec 2019 11:47:54 +0000 https://www.bebek.com/?p=22307 Anne adaylarının bebeklerini dünyaya getirirken doğum şekilleri ile ilgili karar vermeleri gerekir. Doktorlar, bazı zorunlu durumlar ile anne ve bebeğin sağlığını olumsuz etkileyebilecek bir husus olmadığı müddetçe sezaryen ameliyatını önermemekte ve normal doğumu desteklemektedir.

Fakat anne adaylarının doğuma yönelik korkuları, vajinal doğuma karşı ön yargılı olmalarına yol açabilir. Bu aşamada bir diğer seçenek olan suda doğum şekli de her hamilenin bilmesi gereken alternatif bir yöntemdir.

Peki suda doğum nedir, nasıl gerçekleşir? Ne gibi faydaları vardır? Her kadın için uygun mudur? Merak ettiğiniz tüm detayları sizler için derledik.

Suda Doğum Nedir?

Bebeğini sağlıkla kucağına almak isteyen her annenin doğum yöntemlerini araştırması ve bilgi sahibi olması gerekir. Bilinenin aksine sadece normal doğum ve sezaryen doğum yoktur. Günümüzde suda doğum şekli de popülerliğini oldukça artırmıştır. Bu durum “Suda doğum nedir?” sorusunu da beraberinde getirmektedir.

Adından anlaşılacağı üzere su içerisinde gerçekleşen bu doğum şeklinde suyun rahatlatıcı etkisinden faydalanarak vajinal yoldan doğumun gerçekleşmesi sağlanmaktadır.

Doğum için özel olarak tasarlanmış bir küvet içerisine 37 derece sıcaklığa sahip suyun doldurulması ve gebenin bu küvete girmesi ile sürecin ilerlediği doğum yöntemine suda doğum veya hidroterapi eşliğinde travay, işlemin gerçekleştiği küvete ise suda doğum ünitesi denir.

Neden Suda Doğum Yapmalı?

Doğum, kadınlar için birçok duygunun aynı anda yaşanmasına yol açan mucizevi bir olaydır. Bir anne adayı doğum yapacağı zaman korku, heyecan, endişe, mutluluk, merak gibi farklı duygularla dolup taşar.

Anne adaylarının bu korku ve endişelerinin oluşmasına yol açan ana neden ise, çoğu zaman doğuma yönelik düşünceleridir. Çünkü hemen hemen her kadın, çevresinden doğum anlarına ait birçok şey duyar, iyi kötü anlatılmış bazı deneyimler bu korkuların giderek artmasına yol açar.

Bu sebeple özellikle normal doğumda yaşanabilecek sancılar ve acılar, anne adaylarında doğum travması oluşmasına neden olabilir.

Suda doğum, hem bebeğini doğal yolla dünyaya getirmek hem de suda doğum şeklinin avantajlarından faydalanmak isteyen tüm gebelerin alternatif yolu olmuştur. Anne ve bebek üzerindeki etkileri ve yararları, hidroterapi eşliğinde travay sayısında artış yaratmaktadır.

Suda Doğumun Yararları Nelerdir?

Bu yöntem, normal doğuma kıyasla bazı avantajlar sağlamaktadır.

Suda doğumun faydaları şu şekilde sıralanabilir:

  • Ilık suyun etkisi, doğum esnasında anneyi rahatlatır ve stresi azaltarak korku ve endişeleri ortadan kaldırır.
  • Anne adayının kan basıncının yükselmesini önler.
  • Kasları gevşeterek doğumun kolay ilerlemesini sağlar.
  • Doğumun süresini kısaltır.
  • Doğum sancılarının çok daha hafif hissedilmesine yardımcı olur.
  • Ilık su etkisi, kan dolaşımını hızlandırarak rahim ağzındaki kasların gevşemesini sağlar ve bu durum epizyotomi (vajinal kesi) olasılığını azaltır.
  • Kan dolaşımı arttığı için bebek doğum kanalında ilerlerken bebeğe daha çok oksijen taşınır.
  • Vajinal yırtık oluşma ihtimali engellenmiş olur.
  • Anne karnındaki amniyon kesesine alışık olan bebek, doğumla birlikte alışık olduğu bir ortam içerisine girer. Böylelikle bebek dış dünyaya daha kolay adapte olur.

Hidroterapi eşliğinde travayda ana etken, ılık suyun vücuda etkisidir. İşlemin en büyük yararı, epidural veya suni sancı gibi cerrahi uygulamalara ihtiyaç duyulmamasıdır.

Suda Doğum Nasıl Gerçekleşir?

Suda doğum iki farklı şekilde gerçekleşebilir.

  1. Sancılar başladığında anne küvete girer ve rahmin yeterli açıklığa ulaşmasını bekler. Ardından doğum küvetin dışında gerçekleşir.
  2. Sancıların başlamasından doğumun bitimine kadar anne küvette kalır ve bebek küvetin içerisinde dünyaya gelir.

Uygulamanın yapılması için doğum ünitesi hazır hale getirilir ve gerekli hijyen koşulları sağlanır. Anne ve bebek kontrolden geçirilir. Küvet 37-37,5 derece sıcaklıkta su ile doldurulur ve sıcaklık sürekli takip edilir.

Ardından anne suya girerek doktorunun yönlendirmeleri ile sancılarını burada atlatır. Vakti geldiğinde küvette veya dışarıda doğum gerçekleştirilir.

Suda Doğumun Riskleri Var mıdır?

Suda doğumun sağlık açısından hiçbir sakıncası yoktur. Taşıdığı riskler, diğer doğum şekillerinin risk oranı ile aynıdır. Olası risklerin önüne geçilebilmesi için gebeler küvete girmeden önce bir dizi sağlık kontrolünden geçirilirler.

Anne ve bebeğin sağlığı açısından herhangi bir engel bulunmuyorsa işleme başlanabilir. Ancak bazı durumlar sağlanmadığında suda doğum yapmak riskli olabilir:

  • Hidroterapi eşliğinde travay, işini bilen uzman bir hekimin ve bir sağlık personelinin gözetiminde yapılmalıdır. Yeterli bilgi ve tecrübeye sahip olmayan sağlık personelleri ile gerçekleştirilen suda doğumlar riskli olabilmektedir.
  • Suda doğum ünitesinin uygun koşullarda hazırlanmış olması gerekir. Küvetin dezenfekte olması, tek kullanımlık muşamba serilmesi gibi noktalara dikkat edilmelidir. Gerekli hijyen koşullarının sağlanmaması hem anneyi hem de bebeği enfeksiyon riskleri ile karşı karşıya getirebilir.
  • Suda doğum yapması uygun olmayan hamileler için risk yüksek olabilir. Örneğin; kanaması olan bir gebenin su içerisinde kanaması daha da artabilir ve kan kaybı tehlike yaratabilir.
  • Doğum için uygun şartlara sahip bir hastanenin seçilmesine dikkat edilmelidir. Bu işlem, hastanede, polikliniklerde veya evde yapılabilmektedir. Fakat bir sorunla karşılaşılması durumunda acil müdahalenin yapılabilmesi için hastane ortamı tercih edilmelidir. Evde suda doğum riskli olabilir.

Kimler için Suda Doğum Önerilmez?

Suda doğum, her ne kadar normal doğumu kolaylaştıran bir yöntem olarak bilinse de bazı kişiler için bu yöntem tavsiye edilmemektedir.

Aşağıdaki koşullarda anne adaylarının suda doğum yapması uygun değildir:

  • İkiz, üçüz gibi çoğul gebeliklerde,
  • Erken doğum riski varsa,
  • Anne adayının yüksek tansiyonu (hipertansiyon) varsa,
  • Anne adayında diyabet varsa,
  • Anne adayının kanaması çoksa,
  • Astım hastalığı varlığında,
  • Bebeğin geliş pozisyonu tersse,
  • Bebek normalden iriyse,
  • Anne adayında herhangi bir enfeksiyon mevcutsa,
  • Genital bölgede açık bir yara veya iltihap varsa,
  • Doğum süresi uzadıysa,
  • Bebek doğum esnasında strese girdiyse, kalp atışlarında düzensizlik varsa,
  • Bebekte bir gelişim problemi varsa, suda doğum önerilmez.

Suda Doğum İşlemi Ne Kadar Sürer?

Hidroterapi ile travay, vajinal doğumun süresinde yaklaşık 3-4 saatlik bir kısaltma yaratabilir. Gevşeme ve rahatlamanın etkisi ile doğum süreci daha rahat ve hızlı ilerler.

Suda doğum, özellikle normal doğum korkusu olan ve acı eşiği düşük hamileler için uygun bir doğum şekli olabilir.

Diğer doğum yöntemlerini öğrenmek isterseniz aşağıdaki bağlantılara tıklayın.

Normal doğum yöntemleri: https://www.bebek.com/normal-dogum-hakkinda-merak-edilen-her-sey/

Sezaryen doğum yöntemleri: https://www.bebek.com/sezaryen-dogum-hakkinda-bilmeniz-gereken-her-sey/

]]>
https://www.bebek.com/suda-dogum-ile-ilgili-tum-detaylar/feed/ 0
Epidural Doğum Nedir? Nasıl Yapılır? https://www.bebek.com/epidural-dogum-nedir-nasil-yapilir/ https://www.bebek.com/epidural-dogum-nedir-nasil-yapilir/#respond Mon, 18 Nov 2019 11:31:35 +0000 https://www.bebek.com/?p=21704 Doğum olayı, anne adaylarının üzerinde en çok düşündüğü durumlardan biridir. Doğum anı, doğumun şekli, bebeğinizi kucağınıza alma mutluluğu, sizin yaşayacaklarınız derken hem heyecanlı hem de bir o kadar tedirgin, süreci beklemeye başlarsınız.

Bu bekleyiş esnasında anneler, istedikleri yöntemle miniklerini dünyaya getirme hayali kurarken birtakım araştırmalar yaparak doğuma yönelik bilgi sahibi olmak isterler.

Bu noktada ‘Epidural nedir?’ sorusu en sık araştırılan konuların başında gelir. ‘Ağrısız doğum’ olarak da geçen epidural, günümüzde birçok gebe tarafından tercih edilmektedir.

Peki epiduralli doğum nasıl olur? Epidural kimlere, nasıl uygulanır? Yararları ve dezavantajları nelerdir?

Epidural Anestezi Nedir? Türleri Nelerdir?

Epidural, lokal yani bölgesel anestezi olarak da bilinen bir anestezi türüdür. Sırt bölgesinden omuriliğe enjeksiyon yolu ile anestezik ve ağrı kesici madde enjeksiyonu işlemidir. Doğumlarda en sık kullanılan ağrı kesici yöntemdir.

Epiduralde amaç, omurilikteki sinirleri uyuşturarak ağrı iletimini önlemektir. Ayrıca bölgesel uyuşma sağladığı için hastanın bilinci açık olur, ancak acı veya temas hissetmez.

İki farklı epidural türü bulunur:

Spinal Epidural Anestezi

Belden aşağısında hissizlik oluşturan, temas ve acının hissedilmediği anestezi türüdür. Sezaryen doğumlarda genel anestezi yerine bu anestezi tercih edilebilir.

Saf Epidural Anestezi

Diğer adı ile sürekli epidural infüzyon, dokunmaların hissedildiği ancak acı ve ağrının hissedilmediği anestezi şeklidir. Normal doğumda tercih edilen anestezi türüdür.

Epidural Doğum Nedir?

Anestezi ve doğum söz konusu olduğunda ‘Epidural doğum nedir?’ sorusu kaçınılmaz olacaktır.

Epidural doğum, bölgesel anestezi uygulanarak belden aşağısının uyuşturulması ile gerçekleşen doğumlar için kullanılan bir tanımdır.

  • Epiduralli normal doğum
  • Epiduralli sezaryen doğum olarak 2 şekilde gerçekleşebilir.

Sezaryen doğumda, bel aşağısı bölge tamamen uyuşturulur. Ağrı kesici ve lokal anestezikler kullanılır. Normal doğumda, lokal anestezik daha az miktarda ağrı kesici maddeler daha yüksek miktarda kullanılır.

Bu nedenle sezaryende anne bacaklarını ve acıyı hissetmez ama bilinci açıktır, normal doğumda ise acıyı hissetmez ama teması hissedebilir.

Epidural Hangi Durumlarda Yapılır?

Hamilelerin merak ettikleri arasında epidural işleminin hangi durumlarda yapıldığı da vardır.

Epidural Anestezi,

  • Normal doğumda doğum sancılarının hissini azaltmak ve doğumu kolaylaştırmak,
  • Sezaryen ameliyatında anne adayını bilincini açık tutarak doğuma dahil etmek amacıyla yapılır.

Epidural anestezinin normal doğum ve sezaryen ameliyatının dışında uygulandığı farklı alanlar da bulunur.

  • Diz, kalça ve ayak ameliyatları
  • Bel, boyun ve kasık fıtığı ameliyatları
  • Bazı jinekolojik uygulamalar
  • Omurilik rahatsızlıklarından kaynaklı ağrıları giderme
  • Ameliyat sonrası ağrıları giderme
  • Genel anestezi yerine lokal anestezi tercih edilmesi

Epidural Anestezi Nedir? Konulu videomuzu izleyebilirsiniz.

Epidural Anestezi Nasıl Uygulanır?

İşlem, bir anestezi uzmanı tarafından aşağıdaki sıra ile yapılır.

  1. Hasta, yan yatma veya oturma pozisyonunda durur.
  2. Başını göğsüne kadar çekerek sırtın kamburlaşması sağlanır.
  3. Hasta kambur şekilde hareketsiz olarak kalmalıdır.
  4. İğne ile giriş yapılacak sırt bölgesi, antiseptik solüsyon yardımıyla temizlenir. Böylelikle enfeksiyon riski azaltılır.
  5. Solüsyon sonrasında hastaya yeşil bir steril önlük giydirilir.
  6. Bir iğne yardımıyla uygulama sırasında acı hissedilmemesi için lokal anestezi yapılır.
  7. Ardından uyuşturulan bölgeye bir epidural iğnesi yerleştirilir.
  8. Bu iğne ile epidural aralık denilen omuriliğin dış zarı ile omurganın iç yüzeyi arasında bulunan bölgeye bir katater yerleştirilir.
  9. Katater sabitlenir.
  10. Sabitleme işlemi sonrasında iğne yavaşça çıkarılır ve sürekli olarak veya belli aralıklarla analjezik ilaç verilir.

İşlemin tamamı 10-15 dakika kadar sürmektedir.

Epiduralin Avantajları

Epidural anestezinin hastaya sağladığı birtakım avantajlar vardır.

  • Genel anesteziye kıyasla çok daha az risk taşır.
  • Epidural ile hastanın kendine gelmesi daha hızlı ve kolaydır. Çünkü tam anlamıyla bir bilinç kaybı yaşanmaz.
  • Doğum sancılarının hissedilmesini engellediği için anne adaylarına doğuma aktif katılabilme imkânı sağlar.
  • Sancılar hissedilmediği için anne adayları daha korkusuz ve acısız bir doğum deneyimi yaşar.
  • Epidural ile sezaryen olan kadınlar, bebeklerinin doğum anına şahit olabilme şansına sahip olurlar.
  • Sezaryen sonrası ağrılarının daha az hissedilmesini sağlar.
  • Uzun süren normal doğumlarda annenin dinlenmesine olanak verir.
  • Normal doğumun seyrini hızlandırır.
  • Genel anestezinin taşıdığı kanama ve pıhtı oluşumu riskleri, çok daha düşüktür.
  • Acil durumlarda normal doğumdan sezaryene geçişi kolaylaştırır.
  • Genel anestezide, anestezik maddeler plasenta yolu ile veya sütten bebeğe geçebilirken epidural ile bu ihtimal neredeyse yoktur.

Epidural Doğumun Taşıdığı Riskler ve Yan Etkileri

Her anestezi uygulamasında olduğu gibi epidural ve çeşitleri için de benzer riskler bulunmaktadır. Ancak epidural diğer uygulamalara kıyasla daha düşük risk oranlarına sahiptir ve bu durum, işlemi çok daha popüler hale getirmektedir.

  • Ani kan basıncı düşmelerine sebep olabilir. Bu durum düşük ihtimal de olsa, bebekte kalp atımının yavaşlamasına yol açabilir.
  • Anne adayında baş dönmesi, kaşıntı, tansiyon düşmesi, baş ağrısı, mide bulantısı ve sırt ağrısı gibi şikâyetlerin oluşmasına neden olabilir. Bu yan etkilerin görülme olasılığı oldukça düşüktür.
  • Bacaklarda geçici bir güçsüzlük durumu yaşanabilir.
  • Nadiren de olsa ıkınma hissini ortadan kaldırarak doğumu yavaşlatabilir.
  • İşlem sonrası devamlı aynı pozisyonda yatmak, doğumun gidişatını yavaşlatabilir. Bu nedenle bol bol hareket etmek gerekir.
  • Kataterin yerleştirilmesi esnasında geçici sinir hasarı oluşabilir. Bu durum, anestezi uzmanının işini başarılı yapması ile doğrudan bağlantılıdır.
  • Çok düşük bir ihtimalle enfeksiyon riski bulunur. Uygun antiseptik çözelti kullanımı ile bu risk ortadan kaldırılır.

Epidural Doğum Nedir? Nasıl Yapılır?

Epidural Anestezi Kimlere Uygulanmaz?

Bazı özel durumlarda epidural anestezinin yapılması uygun olmayabilir. Özellikle kronik hastalığı bulunanların işlem için uygun olup olmadıkları, doktorları tarafından detaylı olarak incelenmeli, gerekli kontrollerin yapılmasının ardından anestezi uygulanmalıdır.

Şu durumlarda epidural tercih edilmez:

  • Hasta kan sulandırıcı ilaç kullanıyorsa,
  • Hastada birtakım kanama ve pıhtılaşma sorunları varsa,
  • Kanı pıhtılaştıracak hücrelerde yani trombosit sayısında düşüklük söz konusuysa,
  • İşlemin yapılacağı bölgede enfeksiyon varsa,
  • Hastanın tansiyonu aşırı düşükse,
  • Aşırı kanama mevcutsa,
  • Yüksek tansiyon uygulamaya izin vermiyorsa,
  • Nörolojik bir rahatsızlık varsa,
  • Kafa içi basıncı artıracak tümör varlığında,
  • Epidural anestezi ilaçlarına yönelik alerjik bir durum varsa, epidural işleminden kaçınılmalıdır.

Hamileler, epiduralin yararlarını ve dezavantajlarını birlikte değerlendirmeli ve anesteziden korkmamalıdır. Epidural nedir, ne değildir konusunu iyi araştırarak hem normal doğumda hem sezaryen ameliyatında bu uygulamadan yararlanabilir, doğum korkusunu daha kolay atlatarak miniğinize sağlıkla kavuşabilirsiniz.

Sezeryan doğum hakkında bilmeniz gereken her şey! konulu yazımızı aşağıdaki bağlantıya tıklayarak öğrenebirsiniz:

Sezeryan doğum hakkında bilmeniz gereken her şey! Sezaryen Doğum Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey!

Aklınıza takılan soruları yorum olarak bırakabilirsiniz.

]]>
https://www.bebek.com/epidural-dogum-nedir-nasil-yapilir/feed/ 0 https://www.youtube.com/embed/DiznuZO4x50 Doğum Yöntemleri - Bebek.com nonadult
Sezaryen Doğumdan Sonra Hangi Egzersizi Yapabilirim? https://www.bebek.com/sezaryen-dogumdan-sonra-hangi-egzersizi-yapabilirim/ https://www.bebek.com/sezaryen-dogumdan-sonra-hangi-egzersizi-yapabilirim/#respond Tue, 19 Mar 2019 11:11:52 +0000 https://www.bebek.com/?p=19032 Güzel ve uzun bekleyişin ardından doğumunuzu gerçekleştirdiniz. Kişisel tercihinizle ya da doktorunuzun tercihiyle sezaryen doğum yaptıysanız, hastanede daha uzun kalacaksınızdır; çünkü sezaryen bir doğum şekli olsa da aynı zamanda cerrahi bir operasyondur.

Sezaryen doğum hakkında daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki bağlantıya tıklayın.

https://www.bebek.com/sezaryen-dogum-hakkinda-bilmeniz-gereken-her-sey/

Bu nedenle iyileşme süreciniz normal doğuma göre biraz daha uzun sürebilir. Hastaneden çıkıp evinize geçtiğinizde ise, artık birçok şeyin eskisi gibi olmadığını düşünebilirsiniz. Hamilelikle birlikte aldığınız o kiloların doğumla birlikte tamamen kaybolmasını beklediyseniz, hayal kırıklığına uğramış olabilirsiniz.

Emzirmek, bu kiloları daha hızlı bir şekilde vermenize yardımcı olacaktır. Ancak tek başına yeterli değildir. Bu nedenle, eski formunuza daha hızlı kavuşmak için sezaryen doğum sonrası sağlıklı beslenmenin yanında egzersiz yapmak isteyebilirsiniz.

Doğum kilolarından kurtulmanın yollarından %70’i beslenme ise %30’u spordur.

Peki egzersiz yapmaya ne zaman başlayabilirsiniz ya da hangi egzersizleri yapabilirsiniz?

Sezaryen Doğumdan Sonra Egzersiz Yapmaya Ne Zaman Başlayabilirim?

Sezaryen doğumda normal doğumdan farklı olarak, anestezi ile karnın alt bölgesine kesi işlemi uygulandığından cerrahi bir operasyon niteliği taşır. Bu nedenle doğum gerçekleştikten sonra eskisi gibi her hareketi kolaylıkla yapamayabilirsiniz.

Eski formunuza kavuşmak kişiden kişiye değişmekle birlikte biraz vaktinizi alacaktır.

Genel itibari ile sezaryen doğumdan sonra, yaklaşık altı hafta sonra egzersiz yapılmaya başlanabilir.

Ancak bu iyileşme döneminde, kendinizi iyi hissettiğiniz takdirde kegel egzersizi yaparak güçlenmeye başlayabilirsiniz.

Bu şekilde vajinanızdaki kasları çalıştırarak gebelik öncesi formuna kavuşmasını hızlandırırsınız.

Yapabileceğiniz en kolay ve faydalı egzersizlerden biri yürüyüştür. Her gün kısa yürüyüşler yapabilir, hem bedenen hem de zihnen rahatlayabilirsiniz. Karın bölgeniz iyice iyileşene kadar boyun, kol ve kalça egzersizleri yapmaya başlayabilirsiniz.

Karın egzersizlerini yapmaya başlamak içinse doktorunuzla irtibat halinde olmanız faydanıza olacaktır. Keza tansiyon ya da şeker problemleriniz varsa, yine doktorunuza danışmalısınız.

Bir an önce vücudu toparlamak isterken sağlığınızdan olmak istemezsiniz.

Neden Kegel Egzersizi Yapmalıyım?

Çoğu anne adayı maalesef vajinasının eski haline dönmeyeceğinden korkarak sezaryene daha sıcak bakarlar. Ancak sezaryen doğum da yapmış olsanız en nihayetinde bir bebek dünyaya getirdiniz.

İşte size sezaryen sonrasında kegel egzersizi yapmanız için birkaç neden;
  • Gebelik döneminde bebeğiniz pelvik taban kaslarına basınç yapacağından bu kaslarda gevşeme söz konusu olabilir.
  • Gebelikte rahim genişledikçe idrar kesesine, hatta rektum bölgesine ekstra bir basınç uygulanır. Hamileyken sürekli idrarınızın gelmesinin nedeni budur. Bu süreç organlarınızın işleyişini olumsuz etkileyebilir.
  • Vajina ile makat arasındaki perine bölgesinin iyileşmesini hızlandırır.

Bu nedenle sezaryen doğum yapsanız dahi, doğumdan hemen sonra yapabileceğiniz kegel egzersizleri oldukça faydalı olacaktır.Sezaryen Doğumdan Sonra Hangi Egzersizi Yapabilirim?

Nefes Egzersizleri ile Rahatlayın!

Doğum, sadece fiziksel bir olay değildir. Doğumda baş karakterler olan hormonlar, bu durumdan ruhsal olarak da etkilenmenize sebep oluyor.

Lohusalık, doğumdan sonraki 40 günlük döneme verilen isimdir. Bu dönemde annenin, özellikle sezaryen doğum yapmışsa bir iyileşme süreci olacaktır.

Bunun üzerine sürekli bebeğiyle ilgilenmesi gerektiğinden yorgun düşebilir. Bu nedenle yorgun bir bedene bir anda yüklenmemek, egzersizlere hafif olanlardan başlamakta fayda vardır.

Özellikle bu 40 günlük dönemde rahatlamaya ihtiyacı duyan annelerin kendileri için yapabilecekleri en güzel şey nefes egzersizi olacaktır.

Nefes egzersizleri;

  • Kan basıncınızı dengeleyerek kalp atışınızı düzenler.
  • Bedenimizi temizler, ruhumuzu olumsuz düşüncelerden arındırır. Nefes egzersizleri, yeni doğum yapmış annenin endişe ve korkularını geçirmek için birebirdir.
  • Öfkenizi dindirecek, sizi rahatlatacaktır. Değişen hormon düzeyleriniz, geçirdiğiniz cerrahi operasyon ve sürekli beslemeniz ve bakmanız gereken bir bebeğe aynı anda alışmaya çalışmak size zor gelebilir. Bu nedenle zaman zaman öfkelenebilirsiniz. Bu egzersizlerle öfkenizi dindirebilirsiniz.
  • Sindirimi düzenler. Fazla kilolarınızdan şikayetçiyseniz işe önce nefes egzersizlerinden başlayın.
  • Uyku düzenini sağlar. Sürekli ağlayan ve beslenmeyi bekleyen bebeğinizle ilgilenmeniz uyku düzeninizi alt üst edebilir. Nefes egzersizleri ile yorgunluk hissinizi yok edebilirsiniz.

Sezaryen Doğumdan Sonra Hangi Egzersizi Yapabilirim?

Kol ve Göğüs; Boyun, Bel ve Sırtınızı Güçlendirecek Egzersizler Yapın!

Hamileliğiniz boyunca bebeğinizi karnınızda taşıdınız. Özellikle son aylarda bu yükü taşımak sırt ağrıları yaşamanıza neden olmuş olabilir.

Keza doğum sonrasında da bu ağrılar devam edebilir. Yanlış emzirme pozisyonu, stres ve hormon değişimi bel ağrılarının devam etmesinde etkili olabilmektedir.

Bu nedenle hem bu ağrıları hafifletmek hem de güçlü bir duruşa sahip olmak için doğum sonrası egzersiz hareketleri birebirdir. İşte size kol ve göğüs; boyun, bel ve sırt kaslarınızı çalıştırmak için hareketler:

Kol ve Göğüs için;

  • Omuz hizası genişliğinde ayaklarınızı açıp, ayakta dik bir şekilde durun. Kollarınızı iki yana açın ve küçük daireler yapın. 5 dakika boyunca yaptıktan sonra biraz dinlenip tersi yönde daireler yapın.
  • Yarım litrelik su şişeleri ile başlayarak kollarınız aşağı yukarı, öne arkaya ve çapraz şekillerde çalıştıracak hareketler yapın.
  • Düz bir zeminde, ayaklarınızı uzatarak dik bir şekilde oturun. Yere dik bir şekilde duran ayaklarınızın ortasından bir pilates bandı geçirin ve iki ucundan tutup göğüs altından iki yana doğru çekin.
  • Elinize küçük bir pilates topu alın. Dirseklerinizi açıp iki elinizle topu tutarak kollarınızı yukarıda ve aşağıda olacak şekillerde sıkıp bırakın.

Boyun için;

  • Boynunuzu kuvvetlendirmek için, oturur vaziyette başınızı sağa sola ve öne arkaya doğru hareket ettirin.
  • Önce sağ sonra sol kulağınızı omzunuza değdirecek şekilde boyun kaslarınızı uzatın.
  • İki elinizle başınızı önden tutarak başınızı ileriye doğru itin ve ellerinizle desteklediğiniz başınızın öne doğru gelmemesi için güç gösterin. Aynı şekilde arkadan tutarak yapın. Bu hareket boyun kaslarınızı güçlendirecektir.
  • Omuzlarınızı yukarıya ve geriye doğru çekerek kendinizi rahatlatın.

Sezaryen Doğumdan Sonra Hangi Egzersizi Yapabilirim?

Beliniz ve Sırtınız için;

  • Bir zemine oturarak omuzlarınızı önce birer birer sonra ikisini birden geriye doğru çekin.
  • Kollarınızı, sağ ve sol olacak şekilde sırasıyla göğsünüz üzerinden geçirerek bükün.
  • İki elinizi boynunuzun arkasında kavuşturun ve dirseklerinizle birlikte önce sağa sonra sola doğru çevirin.
  • Göğsünüzü açmak için odalarınızdan birinin kapı eşiğine geçerek iki elinizle kenarlara tutunarak öne eğilin.
  • Yere, dizlerinizin üzerinde yere yatın ve iki kolunuzu ileriye doğru uzatıp sırtınızı esnetin.
  • Yine dizleriniz ve elleriniz üzerinde dururken sırtınıza kedi kamburu şekli vererek başınızı göğsünüze doğru çekin. Sonra başınızı ve sırtınızı tekrar yere paralel şekle getirip bu şekilde devam edin.

Kalçalarınızı ve Bacaklarınızı Unutmayın!

  • Kalçalarınız için sırt üstü uzanın ve ayaklarınız yere basacak şekilde dizlerinizi bükün. Sonrasında kafanız, ayaklarınız ve kollarınız yerde kalacak şekilde kalçanızı ve göğsünüzü yukarı doğru kaldırıp indirin.
  • Bacaklarınız için yere dik bir şekilde oturun. Ellerinizle ayak parmaklarınızdan tutun. Nefes alıp vererek ayak parmaklarınızı ileriye ve geriye doğru hareket ettirin.
  • Sırt üstü uzanın. Bir diziniz bükülü kalacak şekilde diğer dizinizi bükmeden, yere paralel bir şekilde yukarı kaldırın ve indirin. Bu esnada başınızı göğsünüze doğru kaldırarak karnınızı sıkıştırın. Aynı şeyi diğer bacak için yapın.

Sarkan Bir Göbekle Yaşamak Zorunda Değilsiniz, Sıra Karın Kaslarında!

Eğer dikişleriniz yeterince iyileştiyse ve doktorunuzdan onay aldıysanız artık o rahatsız olduğunuz karnınızı düzleştirmenin vakti geldi demektir.

Doğum yapmış olmanız, sezaryen de olsa ömür boyu sarkan bir göbekle gezeceğiniz anlamına gelmez. Doğru beslenmeyle birlikte yapacağınız sezaryenden sonra egzersiz hareketleri, sizi eskisinden de sıkı bir karna kavuşturabilir.

  • Mekik çekmek, karın bölgesini en iyi toparlayacak egzersizlerden biridir.
  • Yere sırt üstü uzanın. Ayaklar yere basacak şekilde dizleri bükün. Boynunuzu kaldırarak önce sağ sonra sol kolunuzu çapraz bacaklarınıza değdirin.
  • Aynı şekilde sırt üstü uzanın. Bu sefer iki kolunuzla birlikte gövdenizi kaldırarak kollarınızı yere paralel bir şekilde öne doğru uzatın.
  • Üst bedeniniz yere paralel olacak şekilde ellerinizle destek alarak diz çökün. Sağ kol ve sol bacağınızı yere paralel olacak şekilde uzatın sonra aynısını diğer kol ve bacaklarınız için yapın.
Sezaryenden sonra zayıflama için beslenme dışında egzersizler de önemlidir. Fazla kilolarınızı vermek için acele etmeyin. Önemli olan sizin sağlığınız. Yapacağınız egzersizleri doktorunuza muhakkak danışın.

Doktorunuzun onayladığı zaman yapacağınız yüzme, pilates ve diğer egzersizler eski formunuza kavuşmanıza yardımcı olacaktır. Aynı zamanda doğum sonrası egzersiz yapmak sizi rahatlatacaktır.

]]>
https://www.bebek.com/sezaryen-dogumdan-sonra-hangi-egzersizi-yapabilirim/feed/ 0
Kolay Doğum İçin Püf Noktalar! https://www.bebek.com/kolay-dogum-icin-puf-noktalar/ https://www.bebek.com/kolay-dogum-icin-puf-noktalar/#respond Thu, 24 Jan 2019 06:28:35 +0000 http://bebek.com/?p=516 Dünyaya yeni bir canlı getirmek kolay bir iş değildir. Gebelik, hem fiziksel hem de zihinsel açıdan annelerde pek çok değişikliğe yol açar. Zaman zaman bebeğiniz için endişelere kapılır, zaman zaman da fiziksel ve psikolojik açıdan zorluklar yaşayabilirsiniz.

Tüm bunların yanında bebeğinizle özel bir bağ oluşturduğunuz bir o kadar da güzel zamanlar yaşarsınız. Ancak karnınızdaki bebek sonsuza kadar orada durmayacak değil mi?

Zaman yaklaştıkça doğum korkusu neredeyse tüm anne adaylarını sarmaya başlar. Bu nedenle kadınlar kolay doğum yapabilmek için birtakım ipuçlarına ihtiyaç duyarlar.

Biz de bu yazımızda kolay doğumun püf noktalarına değinmek istedik 🙂

Kilonuzu Dengede Tutun ve Egzersiz Yapın!

Etrafınız “Sen iki canlısın, ye ye!” diyen insanlarla kaynıyor olabilir. Ancak bu tamamen yanlış bir tutumdur. Bebeğiniz için almanız gereken ekstra kalori miktarı oldukça az düzeyde. Bu nedenle bebeğime yarasın diye çok fazla yemek yemenize kesinlikle gerek yok.

Hatta aksine, gebelikte aldığınız fazla kilolar gebelikte daha fazla risk taşıyor.
Araştırmalar, gebelikte normal düzeyde kilo alan kişilerin doğum esnasında daha dayanıklı olduklarını ve daha az tıbbi müdahaleye ihtiyaç duyduklarını söylüyor.

Siz de kolay doğum için gebelikte beslenme konusunda daha dikkatli olmalısınız. Bununla birlikte yürüyüş, yüzme, pilates veya yoga gibi hamilelikte güvenli olan egzersizleri yaparak hem vücudunuzu formda tutabilir hem de doğumunuzu kolaylaştırabilirsiniz.

https://www.bebek.com/gebelik-doneminde-beslenme/

Hamilelik ve Doğum Konusunda Kendinizi Eğitin!

Hamileliğe ve anneliğe dair bu zamana kadar bir fikir edinmemiş olabilirsiniz. Şimdi bir bebek bekliyorsunuz ve sizi neler beklediğinden habersizsiniz!

Unutmayın ki insan bilmediği şeyden korkar. Eğer gebelik, doğum ve bebek bakımı konusunda kendinizi eğitirseniz endişeleriniz de birer birer ortadan kalkacaktır. Size yardımcı olabilecek kitaplar ve videolar satın alabilir, doğuma hazırlık kurslarına katılabilir ya da gebeliğinizi ve doğumunuzu bir doula eşliğinde geçirebilirsiniz.

Son zamanlarda oldukça popüler olan doulalar, hem gebelere manevi olarak destek oluyor hem de onların bu dönemi daha kolay atlatmaları için bilgilendiriyor.

Doğuma hazırlık kurslarında ise anne adayları hem kendileriyle aynı şeyi yaşayan hamilelerle hislerini paylaşıyorlar hem de doğum hakkında daha detaylı bilgiler edinip daha kolay doğum yapmanın püf noktalarını detaylıca öğreniyorlar.

https://www.bebek.com/normal-dogum-hakkinda-merak-edilen-her-sey/

https://www.bebek.com/sezaryen-dogum-hakkinda-bilmeniz-gereken-her-sey/

Kegel Egzersizleri Yapın!

Pek çok konuda faydası olduğu bilinen pelvik taban egzersizleri, bir diğer adıyla kegel egzersizleri rahim kaslarını güçlendirerek kontrolünüzün artmasını sağlıyor ve normal doğum yapmanın püf noktaları arasında yer alıyor.

İdrarınızı tutuyormuş gibi vajina kaslarınızı sıkıp 1’den 10’a kadar saymak ve bunu belirli sayıda setlerle yaparak rutin haline getirmek doğumun kolaylaşmasında etkili olacaktır.

Doğum Şekliniz Hakkında Karar Verin!

Bu mevzu her zaman aklınızı karıştıran, nasılsa daha doğuma çok var diyerek sürekli ertelediğiniz bir konu olabilir. Şimdi doğum yaklaşıyor ve artık nihai kararı verme zamanı. Tabii bu kararı tek başına vermeniz kesinlikle doğru olmaz; çünkü tercih edeceğiniz doğum şekli mevcut durumunuzda sağlıklı olmayabilir.

Bu nedenle doktorunuzla oturup nasıl doğum yapacağınızı detaylıca konuşmalısınız. Böylece kendinizi doğuma daha kolay hazırlayabilir, neler yaşayacağınız konusunda daha detaylı bilgi sahibi olabilirsiniz.

Ancak karar verdiğiniz doğum şekli, bazı tıbbi gerekçelerden dolayı son anda zaruri olarak değişkenlik gösterebilir.

Örneğin, siz normal doğum planlarken doğum anında birtakım problemlerle karşılaşılabilir ve sezaryen doğum sizin için daha güvenli bir seçenek haline gelebilir. Bu durumu göz ardı etmemekte ve hazırlıklı olmakta fayda var

kolay doğum 2

Doğum Yapacağınız Yere Karar Verin ve Görün!

Hala karar vermediyseniz hangi hastanede doğum yapacağınıza karar verin. Mümkünse hastaneyi ve odaları ziyaret edin ki kafanızda doğum ile ilgili bir şeyler canlanabilsin. Böylece kendinizi doğuma daha hazır hissedebilirsiniz.

Yeterli ve Dengeli Uyku Uyuyun!

Bilindiği üzere yorgunluk ve stres hem anne adayı hem de bebeği açısından sağlıksız bir durum. Gebeliğin son dönemleri uyku problemleri daha sık yaşanabilir.

Ancak uyku düzeninizi bir şekilde yoluna koyar ve stres düzeyinizi azaltabilirseniz doğum için daha fazla enerjiye sahip olursunuz. Bu nedenle kolay doğum için ne yapmalı sorusuna verilebilecek en basit cevap, yeterli süre uyumak ve stresten uzak durmak olacaktır.

Mümkün Olduğunca Evde Vakit Geçirin!

Doğumunuzun yaklaştığını anladınız ve hemen hastaneye gidip bekleme odasında sancılarınızın sıklaşmasını beklemeye başladınız. Ancak bu bekleyiş, özellikle ilk doğumunuzsa öyle kısa sürmeyecektir. Hastane odasında uzunca vakit geçirmek sizi psikolojik olarak yorabilir ve doğumun gerçekleşmesinde etkili olan oksitosin hormonunu olumsuz şekilde etkileyebilir.

Nihayetinde eviniz en rahat edeceğiniz yerdir. Bu nedenle kasılmalarınızın 1 dk. boyunca sürmesine ve 3-5 dakikalık periyotlara inmesine kadar evde beklemek daha mantıklı olacaktır.

Nefes Egzersizleri Uygulayın!

Her ne kadar rahatlatıcı yollar olsa da nihayetinde doğum anne için zorlu ve stresli bir dönemdir. İyi nefes alıp verme, hem annenin daha iyi oksijen almasını sağlar hem de konsantrasyonunu artırır. Bu sebeple doğumun kolay olması için annenin nefes egzersizi yapması etkili bir yoldur.

kolay dogum puf noktları

Eşinizden Masaj Yapmasını İsteyin!

Nihayetinde bir bebek dünyaya getirme kararını birlikte aldınız. Öyle ise siz sancı çekerken o neden bir köşede oturup beklesin öyle değil mi?

Eşinizden sancılarınızı kısmen unutmanız ve biraz daha rahatlayabilmeniz için masaj yapmasını isteyin. Böylece sizinle ilgilenildiğini daha çok hissedecek, psikolojik olarak doğuma daha hazır hissedeceksiniz.

Ayakta Durmaya Çalışın!

Çabuk doğum için ne yapmalı diye soran birine, doğum sancıları esnasında yattığı yerden ıkınmak yerine yerçekiminin gücünden faydalanıp diz çökerek, çömelerek veya ayakta bir yere dayanarak ıkınmanın daha etkili olacağı söylenebilir.

Böylece bebek servikse daha kolay baskı yapar, rahim ağzı daha hızlı ve kolay bir şekilde açılır.

Gönlünüzce Çığlık Atın!

Bir yerimiz ağrıdığında, canımız acıdığında istemsiz bir şekilde inler veya çığlık atarız. Bu inleme ve çığlığın bir nebze de olsa kişiyi rahatlattığı düşünülmektedir. Bu nedenle aman çok ses olur mu diye düşünmeden gönlünüzce çığlık atın ki doğuma daha rahat konsantre olabilesiniz.

Kolay doğum için birtakım ipuçlarını sizlerle paylaştık. Doğumun anne için ne derece kolay olacağı bu ipuçlarını uygulamanın dışında annenin acı eşiği gibi pek çok farklı faktöre de bağlı olmakla birlikte kişiden kişiye değişkenlik gösterebilir.

Sancıları çekerken unutmamanız gereken şey ise, işin sonunda minik bebeğinizle tanışacağınız gerçeği olmalıdır.

]]>
https://www.bebek.com/kolay-dogum-icin-puf-noktalar/feed/ 0
Sezaryenden Korkmayın! https://www.bebek.com/sezaryenden-korkmayin/ https://www.bebek.com/sezaryenden-korkmayin/#respond Wed, 13 Jun 2018 07:45:14 +0000 http://www.bebek.com/?p=12071 Sezaryen, bebeğin vajinal doğum yerine tıbbi operasyon yapılarak karın boşluğunun ve rahim duvarının kesilmesi ile doğurtulması işlemine denir. Vajinal doğumun bebek ve anne sağlığı için mümkün olmadığı durumlarda sezaryen doğum yöntemine başvurulabilir. Hastaneye normal doğum olarak giden bir anne adayı, herhangi bir problem neticesinde sezaryene alınmak durumunda kalabilir. Kendini normal doğuma şartlayan anne adayı anlık bir kararla tıbbi operasyon geçirecektir. Tıbbi operasyon kelimeleri annelerde sezaryen korkusu yaratabilmektedir. Aslında bu korkuyu yenmek için, normal doğum düşünülüyor olsa dahi sezaryen seçeneği göz ardı edilmemeli ve bu doğum hakkında bilgi edinilmelidir. Peki sezaryen doğum nasıl olur?

Sezaryen Çeşitleri

Sezaryenle doğum yöntemi kendi içinde de bazı dallara ayrılır. Operasyon sırasında uygulanan anestezi yöntemine göre ayrılan dallar şöyledir.

Epidural Anestezi Yöntemi İle Sezaryen:

Epidural anestezi yönteminde annenin bilinci açık olur, etrafında olup bitenden haberdardır. Vücudun bel kısmından iğne yapılarak uyuşturma yapılır. Omurlar arasına doğru yapılan iğne ile ilaç dura adı verilen zarın dışına enjekte edilir. Anestezinin vücudu uyuşturma süresi yaklaşık 20 dakikadır.

Spinal Anestezi Yöntemi İle Sezaryen:

Epidural anestezi ile yöntem aynıdır ancak ilaç dura zarı geçilerek arkasına enjekte edilir. Vücutta uyuşma anında başlar.

Genel Anestezi Yöntemi İle Sezaryen:

Günümüzde tercih edilmeyen bir yöntemdir. Annenin bilinci kapalı olur, anestezinin bebeğe de etki etme riski olduğu için anestezi etki etmeye başladığı anda bebeği doğurtmak gerekir.

Kadın vücudu doğal olarak vajinal doğuma uygun yaratılmıştır. Vajinal doğum en doğal doğum yöntemidir. Herhangi bir tıbbi engel veya sakınca yoksa, anne adayının doğum yöntemini seçme hakkı vardır; fakat herhangi bir sebepten dolayı seçilen yöntem doktor tarafından uygun görülmez ise doğum yöntemine doktor karar verebilir. Bu durumda doktor kararı sezaryen olduğunda anne adayları korku yaşayabilir. Sezaryen doğum korkusu yaşayanlar doğru bilgileri edinerek bu korkunun üstesinden gelebilirler.

Hangi Durumlarda Sezaryen Doğum Tercih Edilir?

  • Anne adayı daha önce sezaryen doğum yaptıysa bundan sonraki doğumlarda da sezaryen doğum tercih edilir. Bir kere sezaryen doğum yaptıktan sonra vajinal doğum da mümkündür (SSVD) ancak doktorun bu doğum türüne onay vermesi gerekir.
  • Annenin vajinal doğum korkusu varsa sezaryen doğumu kendisi kişisel olarak tercih edebilir. Kanunen ve tıbben bir sakıncası yoktur.
  • Bebek veya anne çok kilolu ise vajinal doğum tercih edilmez. Bebeğin büyük olması vajinal bölgede sıkışmasına ve nefessiz kalmasına neden olabilir. Annenin kilolu olması ise dikişlerin tutmamasına ve kanamaların durdurulamamasına neden olabilir.
  • Bebeğin anne karnında olması gereken pozisyondan farklı bir pozisyonda durması doğum sırasında bebeğin ters gelmesine neden olabileceğinden bu durumlarda sezaryen doğum tercih edilir.
  • Annenin kansızlık ve demir eksikliği gibi sağlık problemleri varsa vajinal doğum tercih edilmez. Sezaryen doğumda kan kaybı kontrol edilebilir veya kan verme gibi ek müdahaleler daha hızlı uygulanabilir. Bu yüzden sezaryen doğum yöntemine başvurulur.
  • Annenin vajinal bölgelerinde viral enfeksiyonlar varsa doğum sırasında bu hastalıkların bebeğe bulaşma riski olduğu için sezaryen doğum yöntemine gidilir.
  • Çoklu doğumlarda doktor kararı ile sezaryen doğum yöntemine başvurulabilir.

 

Sezaryen Doğuma Nasıl Hazırlanılmalıdır?

Sezaryen doğumdan önce annenin bazı hazırlıklar yapması gerekir. Bunları aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz.

  • Annenin doğumdan önce sezaryen doğuma uygun olup olmadığı teşhis edilmelidir. Bu yüzden önceden doktor ile görüşülüp gerekli tetkikler yaptırılmalıdır.
  • Eğer annede kansızlık veya demir eksikliği varsa öncesinde bunları gerekli düzeylere getirmek için gerekli ilaçlar alınmalıdır.
  • Bebek sağlığı düzenli olarak kontrol edilmeli, doğum sırasında oluşabilecek problemler düşünülmeli ve önceden önlem alınmalıdır.
  • Sezaryen doğum türüne önceden karar verilmeli, doğum günü tüm hazırlıklar tamamlanmış olmalıdır.sezaryen-ile-dogum

Sezaryen Doğumun Çocuğa Zararı Var Mıdır?

Vajinal doğumda olası görülen bir tehlike varsa, bu tehlikeleri yok etmek için doktor tarafından sezaryen kararı alınabilir. Sezaryen doğum, vajinal doğumun güvenli olmadığı veya vajinal doğumun kadın tarafından tercih edilmediği durumlarda uygulanır. Her iki doğumda da oluşabilecek tehlikeli durumlar vardır. Bu sebeple daha güvenli doğum yöntemine doktor karar vermelidir. Sezaryen korkusunun bir sebebi de bebeğe zarar geleceğinin düşünülmesidir. Doğru doğum yöntemi ve hekim kararı ile bebeğinize bir zarar gelmeyecektir.

  • Sezaryenden korkuyorum diyen annelerin asıl endişesi tıbbı operasyonların ne derece güvenli ve sağlıklı olduğudur. Teknoloji ve beraberinde tıbbın ilerleme hızı bugün bu tür operasyonları artık daha kolay ve güvenli kılmaktadır.
  • Sezaryen korkusunu yenmek için asıl odak noktanız geçireceğiniz operasyon değil doğacak bebeğiniz olmalıdır. Yolunda gitmeyecek her şey için doktorlar zaten tüm önlemleri almaktadır. Bebeğinizin sağlığı da yerinde ise operasyona değil yavrunuzun dünyaya gözlerini açacağı o ana odaklanın.
  • Eşinizle birlikte zaman geçirin ve bu konuyu konuşarak rahatlamaya çalışın. Eşinizin de doğum sırasında yanınızda olmasını isteyebilirsiniz. Eşinizin yanınızda olması size güven verecek ve korkularınızı azaltacaktır. Sezaryen korkusu yalnızlıkla birleşince daha da zorlaşabilir.

Sezaryen Doğumun Yan Etkileri

Sezaryen doğum, doğru anestezi yöntemiyle ve iyi hekimler tarafından yaptırıldığında güvenlidir; ancak anestezinin geçici yan etkileri olabilir. Bunlar bulantı, baş ağrısı ve tansiyon düşmesi gibi yan etkilerdir. Sık görülmemekle birlikte anesteziye bağlı komplikasyonlar da oluşabilir.

Doğumdan sonra doktorlar gerekli ilaçları vermekte ve bu etkileri minimize etmektedir. Ancak bu tür durumlarda en iyi yöntem bol bol su içmektir. Doğum sırasında kaybedilen kan ve sıvıyı yerine bir an önce getirmek gerektiği için su içmek en iyi tedavi yöntemidir. Yürüyüş yapmak da iyi gelecektir.

Bunlar dışında dikiş yerinde enfeksiyon, dikiş izi ve dikiş yeri kanaması gibi problemler ile de karşılaşılabilir. Bu durumlarda ise derhal doktora danışılmalı ve gerekli tedaviye başlanmalıdır.

sezaryen-korkusuu

Sezaryen Doğumdan Sonra Ne Zaman Normal Hayata Dönülür?

Kadınların sezaryen doğum korkusu yaşamalarının bir sebebi de doğumdan sonra normal hayata dönüşün ne kadar süreceğinin bilinmemesidir. Başarılı bir operasyon geçirilmişse 2-3 gün içerisinde taburcu olunabilir. Ameliyat teknolojilerinin gelişmesi ile birlikte dikiş yaralarının kapanma süresi kısalmıştır; ancak tedbirli olunmazsa dikişlerin açılması, enfeksiyon ve rahim içinde pıhtılaşma gibi beklenmeyen durumlar oluşabilir. Doktorunuzun belirttiği tüm kurallara harfiyen uymanız gerekir.

Normal hayata dönmekten kastımız elbette ki annenin eski sağlığına kavuşmasıdır. Cerrahi bir operasyon geçirildiği göz önünde bulundurulduğunda, annenin tamamen iyileşme süresi biraz vakit alacaktır. Bu süre içerisinde yaşanacak ağrılar olacaktır. Tamamen iyileşme süresi vajinal doğuma göre daha uzun sürer; ancak artık yaşamlarında bir kişiye daha yer verecekleri için eski yaşamlarından daha güzel günler anneleri ve babaları beklemektedir. Sezaryen korkusu yaşanıyorsa bu gibi mutlu anlar hayal edilerek bu korku bastırılabilir.

Eğer bu konuda daha önce araştırma yaptıysanız muhtemelen forum sitelerinde “Sezaryen doğumdan korkuyorum, ne yapmalıyım?” gibi sorularla karşılaşmışsınızdır. Uzman doktorlar tarafından da yanıtlanan bu sorulara verilen cevaplar da gösteriyor ki, en önemli adım kendinize güvenmektir.

Doğum, sizin ve bebeğinizin bir araya gelmesi için tek yoldur. Bu doğumun nasıl olacağına doktorunuzla birlikte karar vermeniz gerekir. Eğer şartlar sezaryen doğumu gerektiriyorsa ve başaracağınıza inanıyorsanız sezaryen korkusu yaşamanız için bir sebep yoktur. Unutmamanız gereken bir nokta daha var; siz endişelendiğiniz ve korktuğunuz zaman bebeğiniz de bu durumdan etkilenebilir, korkabilir ve huzursuz olabilir. Onun da keyfini kaçırmamak ve iyi bir doğum süreci geçirmek için kendinize güvenmeniz gerekir.

]]>
https://www.bebek.com/sezaryenden-korkmayin/feed/ 0 https://www.youtube.com/embed/cNWM8f11hUY Doğum Yöntemleri - Bebek.com nonadult
Sezaryen Doğumun Avantajları ve Dezavantajları Nelerdir? https://www.bebek.com/sezaryen-dogumun-avantajlari-ve-dezavantajlari-nelerdir/ https://www.bebek.com/sezaryen-dogumun-avantajlari-ve-dezavantajlari-nelerdir/#respond Sun, 18 Feb 2018 20:15:34 +0000 http://bebek.com/?p=1752

Sezaryen ile Doğum

Anne adaylarını doğum zamanı yaklaştıkça en çok kaygılandıran durumların başında, doğumun nasıl gerçekleşeceği gelir. Normal doğum sırasında yaşanan ağrı, acı ve bu durum hakkında halk arasında dolaşan hikayeler birçok kadını korkutarak onların sezaryen doğuma yönelmesine neden olmaktadır. Hamilelik sürecinin başlarında normal doğum şekline karar veren bir anne adayı, hamileliğin son zamanlarında artan stres ve korku ile fikrini değiştirip sezaryen doğumu tercih edebilmektedir.

      Günümüzde en çok tartışılan konulardan biri, doğumun normal yani vajinal yoldan mı yoksa sezaryen ile mi gerçekleşmesi gerektiğidir. Anne adayları bu seçimi yaparken çok zorlanmaktadır. Normal doğumun da sezaryen doğumun da kendilerine göre avantajları ve dezavantajları bulunmaktadır. Her doğum şekli anne adayının içinde bulunduğu koşula göre değerlendirilmelidir. Doğru olan anne veya bebek sağlığı için risk teşkil edecek bir durum olduğunda sezaryen operasyon yapılmasıdır.

Sezaryen Doğumun Avantajları ve Dezavantajları Nelerdir?

      Sezaryen doğum; bebeğin anne karnından ameliyat ile alınması işlemidir. En önemli faydası, doğum işlemi sırasında bebeğin riske girmemesi ve oksijensiz kalmadan kısa sürede dışarı çıkabilmesidir. Sezaryende, normal doğum sırasında yaşanacak tehlikelerle neredeyse karşılaşılmamaktadır. Aynı zamanda anne sezaryen operasyonunda, normal doğum sırasında yaşanan ağrı ve acıların hiçbirini narkoz sebebiyle hissetmemektedir. Bununla birlikte doğumu programlayabilmek de sezaryenin avantajlarından sayılmaktadır.

Sezaryen Doğumun Avantajları ve Dezavantajları Nelerdir?

      Sezaryen doğumun dezavantajları ise annede ameliyat sonrası daha geç iyileşme olması ve annenin günlük yaşamına dönmesinin uzun zaman almasıdır. Anne , sezaryen sonrası normal doğuma göre çok daha geç iyileşmektedir. Sezaryen ile doğan bebeklerde doğum sonrası solunum yollarında problemler olabilmektedir. Aynı zamanda sezaryen,bebeklerde anne ile bebek etkileşimini geciktirmektedir. Sezaryen ile doğan bebeklerin meme emme başarıları daha düşük olmaktadır.

Doğum Yöntemine Nasıl Karar Verilir?

Sezaryen sonrası ağrı, normal doğuma göre çok daha fazla olmakta ve daha uzun sürmektedir. Sezaryen olan annelerde ameliyata bağlı karınlarında yapışıklık meydana gelebilir. Bu durum da ileride kısırlık yaşama riskini arttırmaktadır. Ayrıca sezaryen ameliyatında çok nadiren de olsa enfeksiyon, kanama ve rahme yakın bulunan mesane, bağırsak gibi organların yaralanma durumları görülebilmektedir.

]]>
https://www.bebek.com/sezaryen-dogumun-avantajlari-ve-dezavantajlari-nelerdir/feed/ 0 https://www.youtube.com/embed/cNWM8f11hUY Doğum Yöntemleri - Bebek.com nonadult