Bebek.com https://www.bebek.com Hamilelik, Bebek, Çocuk ve Anne Sağlığı Tue, 19 Nov 2024 13:41:44 +0000 tr hourly 1 https://www.bebek.com/wp-content/uploads/2022/12/cropped-cropped-bebek-favicon-192x192-1-32x32.png Bebek.com https://www.bebek.com 32 32 Yay Burcu Anneler ve Bebekleri https://www.bebek.com/yay-burcu-anneleri-eve-bebekler/ https://www.bebek.com/yay-burcu-anneleri-eve-bebekler/#respond Tue, 19 Nov 2024 13:35:42 +0000 https://www.bebek.com/?p=81908 Yay Burcu Annesi

Neşeli, sosyal, özgür ruhlu Yay burcu annesi keşfetmekten oldukça hoşlanır. Onun için farklı ülke ve şehirler, hatta farklı yeni bir mekân keşfi bile çok keyiflidir. Anne olmadan önce de oldukça sosyal olan bu kadın, anne olduktan sonrasında ise çocuğuyla keşfetmeye ve gezmeye başlayacaktır. Astrolojik olarak Yay burcunun yöneticisi Jüpiter gezegeni olduğundan; sevincini de üzüntüsünü de büyütmeye, abartmaya meyillidir. Bu sebeple rahat bir anne gibi görünse de zaman zaman bazı konuları oldukça kafasına takabilir. Fikirlerinde ısrarcı olabilir. Çocuğuna ve sevdiklerine (ona göre) “doğru”yu söylemekten hiçbir zaman çekinmeyecektir. Bu sebeple bazen “patavatsız” olarak görülebilir. Eğer Yay burcu bir anneniz var ise; hem hayatınız boyunca her şeyi konuşabileceğiniz bir arkadaşınız ve hem de gerektiğinde bilgece öğütler alacağınınız bir öğretmeniniz var demektir.

İyi ki doğdunuz ve iyi ki varsınız Yaylar.  Siz olmasaydınız biz; keşfetmeyi, bereketi ve bilgide derinleşmeyi asla bilemezdik.

Şimdi sıra Yay burcu annesi ve bebeğinin burç uyumunda.

Yay Burcu Bebeği

Jüpiter’in size armağanı bu bebek evinize girdiğinden sonra evinizin bereketi ve neşesi artmış olabilir. Çünkü Yay burcunun yöneticisi Jüpiter, astrolojide bolluğun-bereketin ve genişlemenin sembolüdür. Bu minik bebek oldukça enerjik ve hareketlidir. Ve inanın büyüdükçe de bu özelliklerinden hiçbir şey kaybetmeyecektir. Genellikle neşeli bir mizaçtadır. Çevresinde insanların ve yaşıtlarının olmasından hoşlanır. Bu sebeple anaokuluna yaşıtlarından daha rahat uyum sergileyebilir çünkü hareket ve sosyalleşmek onun ruhunda vardır. Büyüdükçe bazen hayalleri, sevinci ve üzüntüyü abartmaya meyilli olduğunu keşfedebilirsiniz. Ebeveyn olarak ona istikrarı, emek vermeyi, dengeyi ve başka insanların fikirlerine de saygı göstermesi gerektiğini öğreterek ilerleyen dönemlerde daha rahat etmesini sağlayabilirsiniz.

Yay Annesi ve Koç Bebeği

Ateş elementindeki bu iki burç doğal bir uyuma sahiptir. Koç bebeğiniz evinize geldiği andan itibaren hayatınıza hareket katacağı kesin. Yay annesi de Koç çocuk da atak ve maceraperesttir. O büyüdükçe onun hız ve hareket ihtiyacına uyum sağlayabileceksiniz. Fakat bazen ikiniz de hayat yolunda bazen başkalarının duygularını da önemsemeyi beraber keşfetmelisiniz.

Yay Annesi ve Boğa Bebeği

Boğa bebek ilk günlerden itibaren hayatınıza huzur ve dinginliği getirecek. Genellikle neşeli bir mizacı olan bu bebek, zamanla büyüdükçe; bazı konularda inatçı davranışları ile sizi şaşırtabilir. Boğa çocuk hayatta istikrarı, düzeni ve uyumu arayan bir ruha sahiptir. Bu sebeple de rutinlerine oldukça bağlı olabilir. Hareketli ve sosyal yapınız ile bir Yay annesi olarak siz ona daha aktif olmayı öğreteceksiniz, o da size aradığınız güveni verecektir.

Yay Annesi ve İkizler Bebeği

Zıt burcunuz olan İkizler bebeği hayat yolunda bazı konularda size adeta bir ayna olacak. Bu bebek meraklı ve muziptir. İkiniz de özgürlüğünüzün kısıtlanmasından asla hoşlanmazsınız. Bu sebeple rutinler, sorumluluklar konusunda onunla ilişkinizde bazen zorlanabilirsiniz. Fakat onun her şeyi bir mantığa oturttuğu zaman anlamlandırabildiğini unutmayın ve kuralları ona bu şekilde açıklayın. İkizler çocuk büyüdükçe kendine has espri anlayışı ile beraber çok eğleneceğiniz de kesin.

Yay Annesi ve Yengeç Bebeği

Bu bebek daha ilk günlerden itibaren adeta sizin duygularınızı anlayan, sezgisel bir ruha sahiptir. Hayattaki en büyük ihtiyaçlarından bir tanesi kendisinin ve sevdiklerinin güvende olduğunu bilmek ve hissetmektir. Bu hassas ruha hareketli ve sosyal mizacınızla daha aktif olmayı öğreteceksiniz. Yay annesi de Yengeç burcu bebek ile ruhunun en derin duygularını keşfedecek.

Yay Annesi ve Aslan Bebeği

Aslan burcu bebek kendine has bir çekime, bir manyetizmaya adeta bir ışığa sahiptir. Aslan ve Yay ateş elementinde iki burçtur. Dolayısıyla siz adeta ilk günden itibaren bebeğinizle sanki tanıdık bir ruhmuş gibi hissedebilirsiniz. İkiniz de kendinizi ve başkalarını motive etme yeteneğine sahipsinizdir. Siz daha hareketliyken o sabit bir burç olduğundan dolayı rutinlerine daha çok bağlı olsa da ikiniz de istediğinizde her zaman dengeyi bulabilirsiniz. Aslan çocuk büyüdükçe onu uyarırken dilinizin ayarına ve onun gururunu kırmamaya dikkat edin. Toparlaması biraz zor olabilir.

Yay Annesi ve Başak Bebeği

Başak burcu bebek ilk günlerden itibaren öğrenmeye meraklı ve yeteneklidir. Genellikle sakindir ve tam bir görev insanıdır. Merkür yönetiminde olan Başak burcu çocuk büyüdükçe göreceksiniz ki o bu dünyaya her ne yaparsa yapsın onu mükemmel olarak gerçekleştirmek için gelmiştir. Fakat kusurları gördüğünden bazen size ve sevdiklerine karşı çok fazla eleştirel davranıyor olabilir. Hâlbuki en çok da kendisini eleştirir. Özellikle ilk gençlik yıllarında bir Yay annesi olarak ona her şeyin mükemmel ilerleyemeyeceğini, kendisine karşı bu kadar acımasız olmaması gerektiğini göstermeli, onu gerektiği zaman motive etmelisiniz.

Yay Annesi ve Terazi Bebeği

Bu bebek sakin mizacı, güzel gülücükleri ile gönlünüzü fethedecek. Hem de sadece sizin değil tüm ev halkının.  Terazi burcu çocuğunuz büyüdükçe göreceksiniz ki o da en az sizin kadar sosyaldir. Arkadaşlık, dostluk, aile ve ilerleyen yıllarda da aşk ilişkisi ile var olduğunu hisseder ve ilişkilerini oldukça önemser. Fakat herkesin istediği olsun, ortada buluşulsun, adil olsun isterken kendinden çok fazla ödün vermeye meyillidir. Bu sebeple ilerleyen yıllarda bir Yay annesi olarak gereken durumlarda kendisini ve kendi istediklerini ön plana alması gerektiğini ona öğretebilirsiniz.

Yay Annesi ve Akrep Bebeği

Bu etkileyici bakışlara sahip karizmatik Akrep bebeği, ilk günlerden itibaren tüm varlığı ile hayatınıza nüfus edecektir. Şaka değil, Akrep burcu her şeyi derinden yaşar ve sevdikleriyle ilgili her konuya tümüyle hâkim olmak ister. Duygusal konularda çok iyi bir gözlemcidir ve analiz yeteneğine sahiptir. Büyüdükçe bu yeteneği siz Yay annesini gerçekten etkileyebilir çünkü genellikle de insanlar hakkındaki analizlerinde haklı çıkar. Onu asla acımasızca eleştirmeyin, çünkü sizi duygusal olarak sizi nereden yaralayabileceğini çok iyi bilir.

Yay Annesi ve Yay Bebeği

Yay Burcu bebeğinizi büyütürken adeta kendinizi büyüttüğünüzü hissedeceksiniz. O sizin bir minik kopyanız, ruh eşiniz gibi hissettirecek. İkinizin ilgi alanları ortaktır. Yeni yerler keşfetmek ve yeni şeyler öğrenmekten oldukça hoşlanırsınız. Fakat özellikle Yay çocuğunuz büyüdükçe ikiniz de bazı konularda istikrarlı olmayı ve abartılı davranışları geride bırakmayı beraber öğrenmelisiniz. Ayrıca birbirinizi eleştirirken de çok acımasız olmamaya özen göstermelisiniz.

Yay Annesi ve Oğlak Bebeği

Bu adeta büyümüş de küçülmüş minik bebek hayatınıza ciddiyet ve sorumlulukları da beraberinde getirecek. Oğlak burcu çocuğunuzun hayat amacı başarmak ve daha yükseklere çıkmaktır. Ve inanın, bu konuda hırslıdır hem de ilkokul yıllarından itibaren… Zaman zaman kendisine karşı çok acımasız davranıp kötümser bir ruh halinde olduğunda onu sonsuz inanç ve iyimserliğiniz ile sarmalayın. Bu minik Oğlağınızın yola devam etmesine oldukça yardımcı olacaktır.

Yay Annesi ve Kova Bebeği

İkinizin de sosyal kelebekler olduğu ilk günlerden itibaren anlaşılır bir durum. Kova bebek ilk yıllarından itibaren aynı sizin gibi kalabalıklar içinde olmaktan, keşfetmekten hoşlanır. Fakat gereksiz samimiyetten hoşlanmaz ve duygularla pek de haşır neşir olmak istemez. Kendine has bir tarzı ve orijinal fikirleri vardır. İkiniz de özgürlüğünüzün kısıtlanmasından hoşlanmazsınız, bu sebeple onu çok kısıtlamaya meyilli olmayacaksınız. Fakat duygusal konularda ve özellikle duygularını paylaşması konusunda ona hayat yolunda yol göstermelisiniz.

Yay Annesi ve Balık Bebeği

İkisi de Jüpiter’in çocukları olan Yay ve Balık aynı inancı, samimiyeti paylaşırlar. Bu hassas su grubu burç Yay burcu anneyi merhameti ve iyi ruhu ile her zaman büyüleyecektir. Fakat ikinizin de hayat yolunda öğrenmesi gereken konu; bazen fazla iyimser olmanın bize zarar verebileceği ve hayatta her şeyin olması gerektiği gibi iyiliğin de bir sınırı olduğudur. Yay burcu annesinin Balık çocuğa, onun özellikle ilk gençlik yıllarında ona ihtiyaç duyduğu sevdi dolu öğretmenvari anneliği sağlayacağı kesin.

Özlem Kılıç Doğan
Astrolog
Instagram: @ayinyorungesi
Danışmanlık için: ayinyorungesi14@gmail.com ve
0536 573 30 14

]]>
https://www.bebek.com/yay-burcu-anneleri-eve-bebekler/feed/ 0
Bebeklerde ve Çocuklarda Ekran Kullanımı https://www.bebek.com/bebeklerde-ve-cocuklarda-ekran-kullanimi/ https://www.bebek.com/bebeklerde-ve-cocuklarda-ekran-kullanimi/#respond Mon, 04 Nov 2024 13:23:54 +0000 https://www.bebek.com/?p=81865 Uzman Psikolojik Danışman Enes Çelik, bebeklerde ve çocuklarda ekran kullanımı hakkında merak edilenleri yanıtlıyor.

Günümüz dünyasında ekranlar hayatımızın vazgeçilmez bir parçası oldu. Hepimiz akıllı telefonlar, tabletler ve televizyonlarla iç içeyiz. İşlerimizi hallederken, haberleri takip ederken ya da biraz rahatlamak için ekranlara sıkça başvuruyoruz. Teknoloji, hayatımızı kolaylaştırıyor ve bize pek çok imkan sunuyor. Ancak, bebeklerimiz ve çocuklarımız söz konusu olduğunda ekran kullanımına biraz daha dikkat etmemiz gerekiyor. Peki, ekran kullanımı konusunda nelere dikkat etmeliyiz ve çocuklarımızı nasıl yönlendirmeliyiz?

Çocuklarımızın sağlıklı gelişimi için doğru bilgilere ve dengeli yaklaşımlara ihtiyacımız var. Ekranlar, çocukların hayatına çok erken yaşlarda girmeye başladı. Onları oyalamak, sakinleştirmek veya eğlendirmek için ekranlara başvurmak cazip gelebilir. Ancak, uzun vadede ekran kullanımının çocuklarımızın gelişimi üzerindeki etkilerini göz ardı edemeyiz. Bebeklerin ve küçük çocukların beyinleri, hızlı bir gelişim sürecindedir ve bu süreçte doğru uyaranlar alarak gelişmeleri son derece önemlidir.

Şimdi, ekran kullanımının çocuklarımız üzerindeki etkilerine ve aileler olarak bu konuda nasıl sağlıklı adımlar atabileceğimize bir göz atalım. Bebeklerimizin ve çocuklarımızın, ekran başında geçirdikleri zamanın yerine, onlara daha sağlıklı ve gelişimlerini destekleyecek alternatifler sunmak için neler yapabiliriz? Gelin, birlikte inceleyelim.

Ekran Kullanımının Etkileri

Dil ve Sosyal Gelişim:

Bebekler ve küçük çocuklar, çevrelerindeki insanlarla etkileşim kurarak dil ve sosyal becerilerini geliştirirler. Ekran başında geçirilen uzun süreler bu etkileşimleri azaltabilir. Bebeklerin ekran yerine sizinle göz teması kurması, sesinizi duyması ve sizinle oynaması çok daha faydalıdır. Özellikle 0-3 yaş arasındaki çocuklar için ekran kullanımının sıfırlanması, dil ve sosyal gelişim açısından büyük önem taşır. Bu dönemde çocuklar, çevrelerindeki dünyayı anlamak için yetişkinlerin mimiklerine, ses tonlarına ve sözcüklerine ihtiyaç duyar.

Fiziksel Aktivite:

Ekran başında geçen zaman, fiziksel aktivite süresini kısaltabilir. Oysa ki, fiziksel aktivite hem beden sağlığı hem de motor becerilerin gelişimi için oldukça önemlidir. Çocuklarınızla birlikte dışarıda oyun oynamak, yürüyüşe çıkmak veya evde hareketli oyunlar oynamak çok daha sağlıklı alternatiflerdir. Özellikle erken yaşlarda, çocukların hareket ederek dünyayı keşfetmeleri, kas ve kemik gelişimleri için kritiktir.

Uyku Düzeni:

Ekranlardan yayılan mavi ışık, uyku düzenini olumsuz etkileyebilir. Yatmadan en az bir saat önce ekran kullanımını sonlandırmak, çocuğunuzun daha iyi bir uyku düzenine sahip olmasına yardımcı olabilir. İyi bir uyku, çocuğunuzun genel sağlığı ve gelişimi için kritik öneme sahiptir. Düzenli ve kaliteli uyku, öğrenme ve hafıza süreçlerini destekler.

Yemekle Ekran İzleme:

Yemek zamanında ekran izlemek, çocukların yemek yeme alışkanlıklarını olumsuz etkileyebilir. Ekrana odaklanmak, çocukların ne kadar yediklerini fark etmelerini zorlaştırabilir ve bu da aşırı yeme veya yetersiz beslenmeye yol açabilir. Ayrıca, aile ile birlikte yemek yemek, sosyal etkileşim ve iletişim için önemli bir fırsattır. Bu nedenle, yemek saatlerinde ekran kullanımını sınırlamak, çocukların sağlıklı yeme alışkanlıkları geliştirmesine yardımcı olur. Yemek zamanları, aile içindeki bağı güçlendirmek ve iletişimi artırmak için ideal anlardır.

Göz Sağlığı:

Uzun süre ekran başında kalmak, çocuklarda göz yorgunluğuna ve kuruluğuna yol açabilir. Ayrıca, sürekli ekrana odaklanmak, miyop gibi görme sorunlarının gelişme riskini artırabilir. Ekran süresini sınırlayarak ve düzenli molalar vererek göz sağlığını koruyabilirsiniz. Çocuklarınızın göz sağlığı için, sık sık dışarı çıkmalarını ve doğal ışıkta oyun oynamalarını teşvik edin.

Dikkat ve Konsantrasyon:

Ekranlar, hızlı tempolu ve sürekli değişen görüntüler sunar. Bu da çocukların dikkat ve konsantrasyon sürelerini olumsuz etkileyebilir. Özellikle eğitim döneminde, uzun süre ekran başında kalmak, derslere olan ilgiyi azaltabilir ve öğrenme süreçlerini olumsuz etkileyebilir. Ekran yerine, dikkat ve konsantrasyonu artıracak sessiz ve sakin aktiviteler tercih edilmelidir.

Ailelere Öneriler

Örnek Olun:

Çocuklar, ebeveynlerini örnek alır. Siz ne kadar ekran başında vakit geçirirseniz, çocuklarınız da o kadar ekran kullanmak isteyecektir. Kendi ekran sürenizi sınırlayarak, onlara iyi bir örnek olabilirsiniz. Unutmayın, sizin davranışlarınız onların gelecekteki alışkanlıklarını şekillendirir.

Ekran Süresini Sınırlayın:

Amerikan Pediatri Akademisi, 0-3 yaş arasındaki çocuklar için ekran süresinin sıfır olmasını öneriyor. Bu yaş grubunda çocukların, çevreleriyle doğrudan etkileşim kurarak öğrenmeleri en sağlıklısıdır. 3-5 yaş arası çocuklar için ise günlük en fazla bir saat kaliteli içerik önerilmektedir.

Kaliteli İçerik Seçimi:

Ekran kullanımı kaçınılmaz olduğunda, çocuğunuz için kaliteli ve eğitici içerikler seçmeye özen gösterin. Yaşına uygun eğitici programlar ve uygulamalar, ekran süresini daha faydalı hale getirebilir. Örneğin, hayvanlar, doğa veya basit bilim konularında eğitici videolar seçebilirsiniz.

Birlikte İzleyin ve Tartışın:

Çocuğunuzla birlikte izlemek, izledikleri hakkında konuşmak, onların ekran deneyimlerini daha anlamlı hale getirebilir. İzledikleri içerik hakkında sorular sorun, onların düşüncelerini paylaşmasına izin verin. Bu, hem onların anlama becerilerini geliştirir hem de sizinle olan bağlarını güçlendirir.

Ekran Dışında Alternatif Aktiviteler Sunun:

Ekran yerine yapabilecekleri çeşitli aktiviteler sunun. Kitap okumak, boyama yapmak, yapbozlarla oynamak, birlikte yemek yapmak gibi aktiviteler, ekranın yerini alabilir ve çocuğunuzun gelişimine katkı sağlar. Bu aktiviteler, çocuğunuzun hayal gücünü, problem çözme becerilerini ve el-göz koordinasyonunu geliştirir.

Unutmayın ki, ekran kullanımı konusunda dengeyi bulmak ve sağlıklı sınırlar koymak, çocuklarınızın hem fiziksel hem de zihinsel sağlığı için oldukça önemlidir. Onlara sağlıklı alışkanlıklar kazandırmak, gelecekteki yaşamları için atılmış büyük bir adımdır.

Uzman Psikolojik Danışman

Enes Çelik

Bu yazımıza da göz atmayı unutmayın!

Çocuklarda Ekrana Maruz Kalmanın Etkileri – https://www.bebek.com/cocuklarda-ekrana-maruz-kalmanin-etkileri/

]]>
https://www.bebek.com/bebeklerde-ve-cocuklarda-ekran-kullanimi/feed/ 0
Uyku ve Dil Gelişimi https://www.bebek.com/uyku-ve-dil-gelisimi/ https://www.bebek.com/uyku-ve-dil-gelisimi/#respond Thu, 31 Oct 2024 13:31:51 +0000 https://www.bebek.com/?p=81859 Bebeklerde uyku düzeni, hem fiziksel gelişimleri hem de zihinsel süreçleri destekleyen temel unsurlardan biridir. Özellikle dil gelişiminde uyku, beynin öğrendiklerini işleyip hafızaya almasına yardımcı olur. Bu yazımızda, uyku ve dil gelişimi arasındaki bağlantıyı, kaliteli bir uyku düzeninin dil becerilerine etkilerini ve bu süreçte anne babaların dikkat edebileceği pratik önerileri ele alacağız.

Uyku ve Beyin Gelişimi

Bebekler, doğumdan itibaren hızlı bir beyin gelişim sürecine girer. Bu dönemde beyin, çevreden aldığı tüm bilgileri işlemeye çalışır. Dil, hem işitsel hem de bilişsel becerileri kapsadığı için bebeğin etrafındaki sesleri, kelimeleri ve konuşmaları kavrayabilmesi için beyninin sağlıklı bir uyku sürecine ihtiyacı vardır. Uykunun özellikle derin evreleri, beyindeki dil becerilerini destekleyen alanlarda nöronlar arasındaki bağlantıları güçlendirir. Bu, dil gelişiminde anahtar rol oynayan kelime hazinesi, anlamlandırma ve sesleri tanımlama gibi becerileri olumlu yönde etkiler.

Bebeklerin Uyku Düzeni Dil Gelişimini Nasıl Etkiler?

Araştırmalar, uykunun beyin gelişiminde kritik bir role sahip olduğunu ve dil gelişimindeki en büyük adımların bu dönemde atıldığını göstermektedir. Uyku sürecinde beynin dil öğrenimiyle ilgili bölgeleri gelişmeye devam eder ve gün içinde duyulan sesleri, kelimeleri ve ifadeleri belleğe alır. Kaliteli uyuyan bebekler, yeni öğrendikleri kelimeleri daha çabuk kavrama eğilimindedir. Ayrıca, uyku sırasında beyin dil öğrenimine yönelik sinaptik bağlantıları güçlendirerek hafıza ve anlamlandırma yeteneklerini de geliştirir.

Dil Gelişimini Desteklemek İçin Uyku Rutinleri

Bebeklerin dil gelişiminde uyku kalitesini artırmanın en iyi yollarından biri düzenli uyku rutinleri oluşturmaktır. Rutinler, bebeklerin uykuya geçişini kolaylaştırır ve onları öğrenmeye daha açık hale getirir. İşte dil gelişimini destekleyecek bazı uyku rutinleri:

  1. Uyku Öncesi Kitap Okuma: Uyku öncesinde yaşa uygun basit hikayeler okumak, bebeğin kelime hazinesini genişletir. Kitap okumak, bebeğin uykuya geçmeden önce dil becerilerine yönelik bir öğrenme sürecine girmesini sağlar.
  2. Sakinleştirici Müzikler ve Ninniler: Hafif ve ritmik müzikler, bebeklerde dil gelişimi için gereken işitsel uyaranları sağlar. Ninnilerle birlikte gelen melodik yapılar ve ritimler, bebeğin sesleri algılama becerisini artırır.
  3. Sabit Uyku Saatleri Belirlemek: Belirli bir uyku düzeni sağlamak, bebeğin biyolojik saatini düzenler ve daha kaliteli bir uykuya geçişini destekler. Bu da bebeğin dil öğrenimini olumlu yönde etkiler.

Uyku Problemleri ve Dil Gelişimine Etkisi

Bebeklerin uyku problemleri, konsantrasyon ve algılama gibi dil öğrenimi için önemli olan yetenekleri de olumsuz etkileyebilir. Uykusuz kalan veya gece çok fazla uyanan bebeklerde, öğrenme süreci aksayabilir ve gün içinde daha huzursuz oldukları için dil gelişimi de yavaşlayabilir.

Sonuç olarak uyku ve dil gelişimi arasındaki ilişki, bebeğin genel zihinsel gelişimi açısından son derece önemlidir. Düzenli ve kaliteli uyku, bebeğinizin dil becerilerini geliştirmesine katkı sağlar. Uyku öncesi rutinleri ihmal etmemek ve uyku düzenini sağlamak, bebeğinizi daha huzurlu ve öğrenmeye açık hale getirir.

Her ne kadar her bebek farklı bir gelişim süreci izlese de uyku ve dil gelişimi arasındaki bağlantıyı güçlendirecek bu basit adımlarla, onun dil öğrenme yolculuğunda destek olabilirsiniz.

Uzman Klinik Psikolog

Gökçe Okcuoğlu

Bu yazımıza da göz atmayı unutmayın!

Yaşlara Göre Çocukta Dil Gelişimi – https://www.bebek.com/yaslara-gore-cocukta-dil-gelisimi/

]]>
https://www.bebek.com/uyku-ve-dil-gelisimi/feed/ 0
Mevsim Değişiklikleri Hamilelik Sürecini Nasıl Etkiliyor? https://www.bebek.com/mevsim-degisiklikleri-hamilelik-surecini-nasil-etkiliyor/ https://www.bebek.com/mevsim-degisiklikleri-hamilelik-surecini-nasil-etkiliyor/#respond Wed, 30 Oct 2024 12:53:47 +0000 https://www.bebek.com/?p=81854 Mevsim değişiklikleri anne adaylarında hem fiziksel hem ruhsal bazı sorunlara yol açabilir. Ancak doğru yönlendirmeler ile tüm bu sorunları aşmak mümkündür. Koç Üniversitesi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı ve Perinatoloji Bilimdalı Başkanı Prof. Dr. Ebru Çelik konuyla ilgili sorularımızı cevapladı.

Mevsim değişikliği hamilelik sürecini nasıl etkileyebilir? Hamilelikte mevsim değişikliğine bağlı olarak hangi sağlık sorunları ortaya çıkabilir?

Mevsim değişikliklerinin gebelik üzerine etkileri birkaç başlıkta anlatılabilir. Öncelikle, hava sıcaklığı ve nem oranı gibi çevresel faktörler anne adayının metabolizmasını ve genel sağlığını etkileyebilir. Örneğin yaz aylarında aşırı sıcaklık hamilelerde dehidratasyon ve sıvı kaybı riskini artırabilir. Bu durum bebeğin sıvısının azalmasına ya da annenin kan basıncının yükselmesine yol açabilir. Kış aylarında ise soğuk hava ve azalan güneş ışığı, D vitamini eksikliğine ve bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olabilir, bu ve gebe olmayanlarda olduğu gibi kapalı alanlarda daha fazla vakit geçirme annenin hastalıklara karşı daha savunmasız hale gelmesine yol açabilir. Ayrıca, mevsim değişiklikleri ruh hali ve enerji seviyelerinde dalgalanmalara neden olabilir. Kış aylarında artan depresyon ve anksiyete gibi durumlar anne adayının psikolojik sağlığını olumsuz etkileyebilir. Bu da dolaylı olarak hamilelik ve lohusalık sürecini zorlaştırabilir. Bununla birlikte, mevsimsel alerjiler veya hava kirliliği gibi faktörler de annenin nefes darlığı gibi semptomlar yaşamasına neden olabilir ve bebeğin ve annenin genel sağlığını etkileyebilir. Son olarak, mevsim değişiklikleri gıda erişimini ve beslenme alışkanlıklarını da etkileyebilir. Özellikle taze meyve ve sebzelerin bulunabilirliği, hamilelikte ihtiyaç duyulan besinleri karşılamak açısından önemli olabilir. Sonbahara geçişte yaşanan mevsim değişiklikleri, sıcaklıkların düşmesi ve gün ışığının azalması vücut ritmini ve enerji seviyelerini etkileyebilir. Tüm insanların -kadın, erkek- her mevsim geçişinde yaşadıkları problemler gebelerde genellikle daha belirgin olarak hissedilmektedir. Sonbaharda artan soğuk algınlığı ve grip gibi mevsimsel hastalıklar da hamile kadınları olumsuz etkileyebilir. Bağışıklık sistemi gebelik sırasında bebeğe tolerans göstermek için ciddi bir değişime uğrar, bu da annenin hastalıklara karşı daha hassas olmasına yol açabilir veya bazı hastalıkların daha ağır seyretmesine neden olabilir. Bu nedenle, anne adaylarının bağışıklıklarını güçlendirmek için dengeli beslenmesi, bol sıvı tüketmesi ve doktorun önerdiği aşıları yaptırması önemlidir.

Mevsimsel alerjiler hamilelikte nasıl yönetilmelidir?

Mevsimsel alerjiler hamilelik sırasında rahatsız edici olabilir, ancak bu süreçte dikkatli yönetimle anne ve bebeğin sağlığı korunabilir. İlk olarak, hamilelikte kullanılacak ilaçlar konusunda dikkatli olunmalıdır. Antihistaminikler gibi bazı alerji ilaçları hamilelikte güvenli kabul edilirken, bazıları risk oluşturabilir. Bu nedenle, herhangi bir ilaç kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışmalısınız. Doğal yollarla alerji yönetimi de hamilelikte önemlidir. Ev ortamındaki alerjenleri azaltmak için polenlerin yoğun olduğu dönemlerde pencereleri kapalı tutmak, dışarıdan geldikten sonra kıyafetleri değiştirmek ve düzenli olarak duş almak etkili olabilir. Evdeki toz ve polen miktarını en aza indirmek için sık sık temizlik yapmak, toz filtreleri kullanmak ve hava temizleyicilerden faydalanmak veya halı ve halıfleks kullanımına dikkat etmek de alınabilecek tedbirler arasında yer alır. Beslenme de alerji yönetiminde önemli bir rol oynar. Omega-3 yağ asitleri içeren besinler bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olabilir ve inflamasyonu azaltabilir. Yeterli miktarda su içmek de solunum yollarının nemli kalmasına ve alerjenlerin vücuttan daha kolay atılmasına katkıda bulunur. Ayrıca, hamilelik döneminde burun tıkanıklığı gibi semptomlar için tuzlu suyla burun temizliği yapmak da alerji belirtilerini hafifletebilir. Burun spreylerinin kullanımı ise gebelikte kesinlikle uzman hekim kontrolünde olmalıdır. Burun spreylerinin uzun süre kullanımı gebelik süresinde hassaslaşan burun damarlarının kanlanmasının bozulmasına neden olabilmekte, burun kanamasına ve septum problemlerine sebebiyet verebilmektedir.

Hamilelikte D vitamini eksikliği hangi mevsimde daha sık görülür ve bu durum nasıl yönetilir?

Hamilelikte D vitamini eksikliği özellikle sonbahar ve kış aylarında daha sık görülür, çünkü bu mevsimlerde güneş ışığına maruz kalma süresi azalır. D vitamini ciltte güneş ışınlarının etkisiyle sentezlenir ve bu vitamin kemik sağlığı, bağışıklık sistemi ve bebek gelişimi için kritik öneme sahiptir. Kış aylarında güneş ışığının azalmasıyla birlikte D vitamini üretimi yetersiz kalabilir ve anne adaylarında bu eksiklik daha belirgin hale gelebilir. Ayrıca, kışın kapalı alanlarda daha fazla zaman geçirilmesi eksiklik riskini artırır. D vitamini eksikliğini yönetmek için hamilelik sırasında doktor önerisiyle D vitamini takviyesi alınması en etkili yoldur. Takviye dozları annenin D vitamini seviyesine bağlı olarak doktor tarafından belirlenir. Bunun yanında, D vitamini açısından zengin gıdaların tüketimi de önemlidir. Yağlı balıklar (somon, hamsi vb.), yumurta sarısı, süt ve süt ürünleri, takviye edilmiş gıdalar bu vitaminin doğal kaynaklarıdır. Güneş ışığından faydalanmak da önemlidir, bu nedenle mümkün olduğunca gün ışığında kısa yürüyüşler yapmak D vitamini seviyesini artırmaya yardımcı olabilir.

Mevsim değişiklikleri hamile kadınların ruh halini ve uyku düzenini nasıl etkileyebilir?

Mevsim değişiklikleri hamile kadınların ruh hali ve uyku düzeni üzerinde önemli etkiler yaratabilir. Özellikle sonbahar ve kış aylarında gün ışığının azalması, melatonin ve serotonin hormonlarının dengelerini etkileyebilir, bu da mevsimsel depresyon (SAD) riskini artırır. Melatonin, vücudun uyku düzenini düzenleyen bir hormondur ve derin uykuda salgılanma seviyesinin arttığı bilinmektedir. Gebelikte, özellikle ilerleyen haftalarda ve lohusalıkta melatonin ve seratonin dengesinin bozulması, erken gebelikte artmış progesteron seviyeleri uyku düzenini bozar ve bu da gün içinde uyku hali ve yorgunluk hissine neden olabilir. Aynı zamanda, serotonin seviyelerindeki düşüş ruh halinde
dalgalanmalara, anksiyete ve depresyona yol açabilir. Hamilelik sırasında zaten hormonal değişiklikler yaşandığı için, bu mevsimsel değişiklikler ruh hali dalgalanmalarını daha da belirgin hale getirebilir. Hamile kadınlar artan stres, kaygı ve duygusal hassasiyet yaşayabilirler. Gecelerin uzaması uyku kalitesini etkileyebilir ve bu durum hamile kadınlarda zaten yaygın olan uyku sorunlarını (örneğin uykusuzluk veya sık uyanmayı) şiddetlendirebilir. Bu etkileri yönetmek için düzenli fiziksel aktivite, sağlıklı beslenme ve açık havada gün ışığına maruz kalmak önemlidir. Ayrıca, rahatlatıcı uyku rutinleri oluşturmak ve ihtiyaç halinde bir uzmandan psikolojik destek almak da bu dönemde ruh hali ve uyku sorunlarını hafifletmeye yardımcı olabilir.

Hamilelikte bağışıklık sistemi nasıl etkilenir ve mevsim değişiklikleri bu durumu nasıl etkiler?

Gebelikte bağışıklık sistemi, hem annenin hem de gelişen bebeğin sağlığını korumak amacıyla kısmen baskılanır. Bu bağışıklık yanıtının baskılanması annenin vücudunun bebeği yabancı bir madde olarak algılamasını ve ona saldırmasını önlemek için gerçekleşir. Ancak, bu durum hamile kadınları enfeksiyonlara, özellikle soğuk algınlığı, grip gibi mevsimsel hastalıklara karşı daha hassas hale getirir. Mevsim değişiklikleri özellikle sonbahar ve kış aylarında bağışıklık sistemini daha da zorlayabilir. Hava sıcaklığındaki ani değişiklikler, soğuk hava ve daha kapalı ortamlarda vakit geçirme eğilimi virüslerin ve bakterilerin yayılma olasılığını artırır. Bağışıklık sisteminin mevsim değişikliklerinden olumsuz etkilenmesini önlemek için anne adaylarının sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemesi önemlidir.
• Dengeli bir beslenme programı, vitamin ve mineral açısından zengin gıdalarla bağışıklığı destekleyebilir. Özellikle C vitamini ve D vitamini alımının artırılması bağışıklık sistemini güçlendirebilir.
• Düzenli egzersiz, yeterli uyku ve stresin yönetilmesi de bağışıklığı olumlu etkiler.
• Ayrıca grip aşısı gibi doktorun önerdiği aşılar mevsimsel enfeksiyonlardan korunmada etkili olabilir. Sonuç olarak, hamilelik sırasında bağışıklık sistemi zaten hassaslaştığı için, mevsim değişiklikleri bu durumu daha karmaşık hale getirebilir. Ancak, gebelikte aşılanma ile antikorların bebeğe de geçişinin sağlanması, özellikte gebeliğin ilerleyen haftalarında aşı yaptırmanın önemini artırmaktadır. Neredeyse tüm dönemsel aşılar (Covid, grip, boğmaca vb.) gebelikte güvenlidir ve yenidoğan bebeklerin bağışık doğmasına da katkı sağlar.

Mevsim değişiklikleri hamilelikte beslenme alışkanlıklarını nasıl etkileyebilir?

Yaz aylarında bol bulunan taze sebze ve meyveler sonbahar ve kış aylarında daha az bulunur hale gelebilir, bu da mevsimsel besin dengesizliğine yol açabilir. Balık sezonunun kışın açılıyor olması da sonbaharın en önemli güzelliklerinden biridir. Özellikle ülkemizde kış aylarında bol bulunan hamsi gebelikte tüketim için çok ideal bir balık türüdür. Ayrıca, soğuk havalar daha fazla kalorili gıdalar tüketme eğilimini artırabilir, bu da hamilelikte aşırı kilo alımına neden olabilir. Gebelikte kışa geçerken aşırı kilo alımını önlemek için dikkat edilmesi gereken en önemli unsurlar dengeli beslenme, düzenli fiziksel aktivite ve sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıklarıdır. Kış aylarında soğuk havalar nedeniyle daha az hareket etme eğilimi ve kalorili, rahatlatıcı yiyeceklerin tüketimi artabilir. Bu dönemde sağlıklı ve dengeli bir diyet sürdürmek, aşırı kilo alımını önlemenin anahtarıdır. Yüksek kalorili ve şekerli yiyecekler yerine, sebze, meyve, tam tahıllı yiyecekler, sağlıklı proteinler (balık, tavuk, baklagiller) ve lifli gıdalar tercih edilmelidir. Lifli gıdalar tokluk hissini artırarak fazla yeme isteğini azaltabilir. Ayrıca, porsiyon kontrolü önemlidir. Küçük ama sık aralıklarla yemek, ara öğünleri atlamamak, kan şekerini dengede tutarak aşırı açlık hissini engeller. Hamilelikte sık karşılaşılan tatlı ve karbonhidrat isteği kışın daha belirgin olabilir, bu yüzden sağlıklı atıştırmalıklar (örneğin fındık, yoğurt, badem, kefir) tercih edilmelidir. Su tüketimi de genellikle kışın ihmal edilir, ancak yeterli su içmek hem metabolizmayı hızlandırır hem de aşırı yeme isteğini azaltır. Kış aylarında kapalı mekanlarda yapılabilecek hafif egzersizler de (örneğin yürüyüş, yoga, pilates vb.) kilo kontrolüne yardımcı olur ve aynı zamanda anne adayının ruh halini iyileştirir. Düzenli egzersiz, hamilelikte kilo alımını dengede tutmanın yanı sıra, doğum sürecini de kolaylaştırabilir.

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı ve Perinatoloji Bilimdalı Başkanı

Prof. Dr. Ebru Çelik

Bu yazımıza da göz atmayı unutmayın!

Alerji Mevsimi Çocukları da Etkiliyor – https://www.bebek.com/alerji-mevsimi-cocuklari-da-etkiliyor/

]]>
https://www.bebek.com/mevsim-degisiklikleri-hamilelik-surecini-nasil-etkiliyor/feed/ 0
Bebeklerin Bağışıklığını Güçlendirecek Vitamin ve Mineraller https://www.bebek.com/bebeklerin-bagisikligini-guclendirecek-vitamin-ve-mineraller/ https://www.bebek.com/bebeklerin-bagisikligini-guclendirecek-vitamin-ve-mineraller/#comments Fri, 25 Oct 2024 11:57:35 +0000 https://www.bebek.com/?p=81629 Bebeklerin Bağışıklığını Güçlendirecek Vitamin ve Mineraller

Bebekler İçin Bağışıklığın (immunite) Önemi

Biyolojide bağışıklık (immunite) çok hücreli organizmaların zararı mikroorganizmalara direnme yeteneğidir.
Yenidoğan bebeklerde de bağışıklık sistemleri zayıftır. Çok çeşitli patojenlerin engelleri veya yok edicileri olarak işlev
görür. Yenidoğan döneminde bağışıklığı kuvvetlendirmek ve ilk bağışıklığı sağlamak için anne sütünün önemi tartışılamaz. Bebeklere ilk bağışıklığı anne sütü sağlar.

Dünya Sağlık Örgütü bebeklerin ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslenmesini, 6. ay ile birlikte ek besinler ile anne sütü alımının 2 yaşına kadar devam etmesini ve 2 yaşından sonra da ebeveynlerin bebeklerini emzirebileceğini söylemektedir.

6. ay ek besinlere geçiş ile birlikte vitamin mineral alımının önemli olduğunu belirtmek isteriz. Gelin birlikte bebeğiniz için hangi vitamin minerallarin önemli olduğunu ve hangi besinlerde bulunduğunu inceleyelim.

Bebeklerin Bağışıklığı Neden Düşer?

Bebeklerdeki alerjik reaksiyonlar, yetersiz beslenme ve uykusuzluk ve hastalık durumu gibi etkenler bebeklerin bağışıklık sistemini düşürebilir.

Bebekler İçin Vitamin ve Minerallerin Önemi

Vitamin, bir canlının metabolizmasının düzgün çalışması için küçük miktarlarda ihtiyaç duyduğu temel bir mikro
besin olan organik bir moleküldür.Vücüdün ihtiyacı ve bebeğin sağlıklı şekilde gelişimi için önemlidir. Bebeklerin
hastalıklara karşı direnç oluşturması, ayına göre gelişiminin ideal şartlarda ilerleyebilmesi için alınması gerekli vitaminler vardır.

Bebeğinizin Bağışıklık Sistemini Güçlendirecek İlikli Kemik Sulu Tarhana Çorba tarifimizi izleyebilirsiniz:

Bebeğinizin Hangi Bağışıklık Sistemini Vitamin ve Mineraller Güçlendirir?

  • Bebeklerde C Vitaminin Önemi

Suda çözünen bir vitamindir. C vitamininin bebeğinizin vücudunun her bölgesindeki dokuların büyümesi ve onarımı için gereklidir. Bebeklerde anne sütündeki antioksidan kaynağıdır. Kırmızı kan hücreleri oluşumu ve demir emilimini arttırır. Bebeklerdeki bağışıklık sitemini güçlendirir. Bebeğin kan damarlarını güçlendirir. Cilt dokusunun destekler. Bebeğinizde görebileceğini alerjik reaksiyonların azalmasına yardımcı olur.

  • Bebek Beslenmesinde C Vitamini İçeren Önemli Besinler

  1. Limon (+12.ay)
  2. Domates (+9-10.ay pişmiş domates 6.ay çiğ domates)
  3. Brokoli, ıspanak, lahana (8.ay)
  4. Portakal, mandalina (8.ay)
  5. Çilek (+12.ay)
  6. Kırmızı ve yeşil biber (7.  ay)

Not: ASİTLİ GIDALAR BEBEKLERE ALERJEN ETKİ GÖSTERDİĞİNDEN 1 YAŞTAN İTİBAREN VERİLMESİ
TAVSİYE EDİLİR!

  • Bebeklerde B12 Önemi

Bebeklerde görülen B12 vitaminin eksikliğinde geri dönüşü olmayan nörolojik bozukluklar ortaya çıkabilir. B12 annenin değerlerinde
düşük olabilir. Bebeklerin sindirim sistemi yeterince gelişmediği için besinlerin kötü emilimi sonucu ortaya çıkabilir. Sinir sistemi üzerinde önemli bir rol oynar. Bebeğin bağışıklığına destektir. Görme kabiliyetini güçlendirir. Cilt sağlığını geliştirir. Bebeklerin kemik gelişimi için önemlidir. Kalsiyum hemostazını düzenler.

  • Bebeklerde A Vitaminin Önemi

Yağda çözünen bir vitamindir. Aynı zamanda anne sütü de iyi bir A vitamini kaynağdır. Prematüre bebeklerde A vitamini
akciğer gelişimi ve solunum yolları epitel hücrelerin entegrasyonunu sağlamak için önemlidir.

  • Bebek Beslenmesinde A Vitamini İçeren Önemli Besinler

  1. Yumurta (Yumurta sarısı +7 ay, yumurta beyazı +12 ay)
  2. Peynir (+7 ay)
  3. Süt ve tereyağı (+12 ay)
  4. Tatlı patates (+6 ay)
  5. Havuç (+6 ay)
  6. Yağlı balık (+12 ay)
  7. Kabak (+6 ay)
  • Bebeklerde D Vitaminin Önemi

Ciltte UV ışınlarının etkisi ile sentezlenir veya besin yolu ile alınır. Anne sütünde D vitamini düzeyi düşük olduğundan
doğumdan sonraki birkaç gün için de başlanır. 400 IU tavsiye edilir ancak mutlaka bebeğin gelişimini takip eden doktora danışılmasını öneririz.

  • Bebek Beslenmesinde D Vitamini İçeren Önemli Besinler

  1. Güneş
  2. Yumurta sarısı (+6.ay)
  3. Tereyağı (+12 ay)
  4. Tatlı patates (+6.ay)
  5. Somon (+12 ay)
  • Bebeklerde E Vitaminin Önemi

Tüm dokularda bulunan antioksidandır. Anne sütünde inek daha fazla E vitamini kaynağı bulunur.

  • Bebeklerde K Vitaminin Önemi

Bebeklerin karaciğerinde yeterince sentezlenememesi nedeniyle yeni doğan bebeklerde k vitamini eksikliği olabilir.
Yenidoğanlarda hemorojik yani kanama hastalığını önlemek için Türkiye’de K vitamini eksikliğinden kaynaklı
kanamalar ve olumsuz sonuçları önlemek amacıyla tüm bebeklere, doğumu takiben tek doz K vitamini
uygulanıyor.

K vitamini eksikliği nedeniyle özellikle kafa içi ve iç organlarda oluşan kanamalar, ciddi olumsuz sonuçlara yol
açıyor. Bu durumdaki bebek yaşamını kaybedebileceği gibi beyin hasarı sonucu zeka geriliği ve felç gibi önemli
sorunlarla baş etmek durumunda da kalabiliyor.

  • Bebek Beslenmesinde K Vitamini İçeren Önemli Besinler

  1.  Kereviz (+6.ay)
  2. Kuşkonmaz (+8.ay)
  3. İncir (+12.ay)
  4. Soğan (+12 ay)
  5. Ispanak (7.ay)
  • Bebek Beslenmesinde Kalsiyumun Önemi

Bebeklerin sağlıklı büyümesi ve gelişimi için oldukça önemli olan bir mineraldir. En güvelinir kalsiyum kaynağı süt ve süt ürünlerdir. kemik, diş ve yumşak dokular için önemli eksikliğinde sağlık sorunları yaşanılabilinir. Uyku bozukluğu, ağlama, iştahsızlık yapabilir. Besinlerle alınan kalsiyumun tamamı vücut tarafından emilmez, emilim oranı kalsiyum miktarı ve bireyin yaşına göre değişebilir. bebeklerde , yetişkinlere göre emilim oranı daha yüksektir. Kalsiyumun emilimi için D vitamininde emilimi önemlidir, bebeklerde D vitamini kontrol altında olmalıdır.

  • Bebek Beslenmesinde Kalsiyum İçeren Önemli Besinler

  1.  Yoğurt (+6.ay)
  2. Peynir (+7. ay)
  3. Pekmez (+8.ay)
  4. Susam  (+12.ay)
  5. Fındık, Fıstık (+12.ay)
  • Bebek Beslenmesinde Magnezyumun Önemi

Bebeklerde magnezyum kasların ve sinir sisteminin çalışması için çok önemlidir. yeterli ve dengeli beslenen çoçuklarda eksikliği pek görülmez , genelde seçici beslenen çocuklarda görülebilinir .Eksikliğinde uyku düzensizlikleri , hormanel denge bozukluğu kas -isleket sağlığı bozuluğu görülebilinir .

  1. Kuruyemiş  (+12.ay)
  2.  Avokado (+6.ay)

Bu yazımızda size bebek beslenmesindeki vitamin mineralin öneminden bahsettim. Vitamin mineral içeriği yüksek olan besinleri bebeğinizin beslenmesine ekleyebilir, bağışıklığını bu sayede kuvvetlendirebilirsiniz.

Aklınıza takılan soruları yorum olarak bırakabiliriz.

Çokça sevgiler,

Stajyer Diyetisyen Beyzanur Atmaca

Instagram: https://www.instagram.com/dyt.beyzaatmaca/

]]>
https://www.bebek.com/bebeklerin-bagisikligini-guclendirecek-vitamin-ve-mineraller/feed/ 2 https://www.youtube.com/embed/CZfUw1DvU-Y Hammm Vakti | Bebek Yemek Tarifleri - Veg&Bones İlikli Kemik Sulu Tarhana Çorbası nonadult
Gebelikte Vitamin Kullanımı https://www.bebek.com/gebelikte-vitamin-kullanimi/ https://www.bebek.com/gebelikte-vitamin-kullanimi/#respond Fri, 25 Oct 2024 06:02:48 +0000 https://www.bebek.com/?p=81845 Kadın Hastalıkları Doğum ve Tamamlayıcı Tıp Uzmanı Doç. Dr. Pınar Yalçın Bahat, gebelikte vitamin kullanımı hakkında merak edilenleri yanıtlıyor.

Hamilelikte adım adım doğru vitamin kullanımı

Hamilelik dönemi kadınların hayatındaki en özel dönemlerinden biridir.

Bu dönemde hem gebelik sürecine hem de doğuma hazırlık için bazı besin desteklerinin kullanılması büyük önem taşır.

Anne adaylarının gebeliğe hazırlık döneminde kullanması gereken takviyeler başında folik asit gelir. Folik asidin mümkünse gebe kalmadan üç ay öncesinde kullanılmaya başlanmasını öneriyoruz.

Günümüzde içerisinde folik asit olan doğum kontrol hapları mevcut. Bu sayede, doğum kontrol hapları bırakıldıktan hemen sonra ek takviyeye gerek kalmadan gebelik planlanabilmektedir. Bu süreçte belki de dikkat edilmesi gereken en önemli unsur; takviyelerin besin destekleri olarak görülmeyip mutlaka hekim kontrolünde kullanılması gerektiğidir.

Gebe kalmadan önce alınması gereken takviyeler

Gebe kalmadan önce anne olmaya karar veren kadınların özellikle gebelik dönemini rahat geçirmek için hekim kontrolünde detoks yapmaları da büyük önem taşır.

Anne adaylarının gebelik döneminde özellikle ilk üç ayda aktif folik asit takviyesine devam etmeleri bununla birlikte mümkünse hamile kalmadan önce D vitamini takviyesi almaları önerilir. D vitamini takviyesinin belli aralıklarla yaz döneminde de alınması gerekir. Zira yazın kullanılan güneş koruyucular ve güneşlendikten sonra çeşitli duş jelleri ve kimyasallarla yapılan duşlara bağlı D vitamini sentezi tam olarak sağlanamaz. Bu nedenledir ki yaz dönemine denk gelen hamilelik başlangıçları ya da kararlarında da çok düşük dozda hekim kontrolünde D vitamini alınmalıdır.

Yine benzer şekillerde çocuklarda sağlıklı bir beyin ve zeka gelişimi için Omega 3 desteği ve benzer şekilde iyot desteğinin alınması büyük önem taşır. Folik asitlerin bazı formu iyot ile birlikte olduğu için bu şekilde ek takviye alınabilir. Çoğu zaman anne adaylarının iyotlu tuz şeklinde aldıkları iyot miktarı yeterli olmamakta ve dışarıdan ek takviye kullanılması uygun görülmektedir.

Özel durumlarda vitamin kullanımı nasıl olmalı?  

İkinci trimester dediğimiz gebeliğin 16. ve 24. haftalar arasındaki olan dönemde kullanılan multivitaminlerin içerisinde düşük doz çinko ve selenyumun bulunması da hem tiroit sağlığını hem de anne karnında bebeğin gelişiminde destek sağlamak açısından büyük önem taşır.

Annelerin bu dönemde kullandığı takviyeler de bazı vitaminlerin çok yüksek doz alınmaması önemlidir bunların başında A vitamini gelir. A vitamini, multivitaminlerde düşük doz bulunur ve sağlıklı bir zihin gelişimi ve beden bütünlüğü için önemlidir. Ancak çok yüksek dozlarda alınması ya da beslenme düzenine çok yüksek dozlarda eklenmesi önerilmez.  Özellikle kanamaya bağlı düşük riski olan gebelerde de çok yüksek dozlarda Omega 3 kullanımı önerilmez. Mutlaka hekim kontrolünde ve optimum dozlarda kullanılması gerekir.

Magnezyumun anne adayı ve bebek için önemi

Gebelik boyunca hekim kontrolünde magnezyum kullanılması da gereklidir. Gerek gebelik dönemindeki krampların azalması, gerek erken doğumun engellenmesi, gerekse bedenen tüketimin fazla olması nedeniyle düzenli olarak uygun formların kullanılması büyük önem taşır. Özellikle son dönemde bağırsak hareketlerinin azalmasına bağlı olarak yaşanan kabızlık problemlerinin önlenmesinde de magnezyum büyük önem taşır.

Bahar geçişlerine denk gelen gebeliklerde anne adaylarının bağışıklık sisteminin desteklenmesi ayrıca önemlidir. Bu dönemde özellikle C vitamini takviyelerinin alınması, D vitamini seviyelerinin ideal aralıkta tutulması ve aralıklı olarak çinko takviyesinin kullanılması gebeleri hastalık riskinden koruyucu olacaktır.

Ayrıca hem bağışıklığın düzenlenmesi, hem de olası enfeksiyon ajanlarından korunmak için aromaterapi desteklerinden de güvenli şekilde faydalanmak mümkün.

 

Kadın Hastalıkları Doğum ve Tamamlayıcı Tıp Uzmanı Doç. Dr. Pınar Yalçın Bahat

 

Bu yazımıza da göz atmayı unutmayın!

Doğum Sonrası Hangi Vitaminler Alınmalıdır? – https://www.bebek.com/dogum-sonrasi-hangi-vitaminler-alinmalidir/

]]>
https://www.bebek.com/gebelikte-vitamin-kullanimi/feed/ 0
Emzirme Danışmanlık Hattı ile Yanınızdayız! https://www.bebek.com/emzirme-danismanlik-hatti-ile-yaninizdayiz/ https://www.bebek.com/emzirme-danismanlik-hatti-ile-yaninizdayiz/#respond Tue, 22 Oct 2024 07:29:41 +0000 https://www.bebek.com/?p=81836 Emzirme Danışmanlık Hattı ile Yanınızdayız!

Anne sütü ile beslenmenin yararları sadece anne sütü ile beslenme süreci ile sınırlı kalmayıp, ileri yaşam sağlığı üzerine önemli oranda olumlu etkileri vardır. Bu nedenle sağlıklı yaşamın temellerinin atılmasında anne sütü ile beslenmenin önemi tartışılamaz.

Emzirme konusunda her anne zaman zaman farklı konularda desteğe ihtiyaç duyar. Sizlere Emzirme Destek Projesi ile 2021 senesinden beri WhatsApp üzerinden ücretsiz ve birebir danışmanlık veriyoruz. Bu zamana kadar 70.000 annenin hayatına dokunduk. Şimdi sizlere emzirme hattıyla destek vermeye başladık!

Emzirme Hattımızı aşağıdaki konular özelinde arayabilirsiniz. Emzirme Destek Elçilerimiz hafta içi her gün 12.00 – 22.00 saatleri arasında çağrı merkezimizde size ücretsiz emzirme ve beslenme danışmanlığı vermeye hazır! 🤱🏻

  • Anne sütü nasıl artar?
  • Bebeğimin ayına göre gelişimi nasıl olmalı?
  • Emzirme döneminde nasıl beslenmeliyim?
  • Meme reddi nasıl çözülür?
  • Göğüs ucu yarası çözüm önerisi nelerdir?
  • Emzirme döneminde hangi çayları içebilirim?
  • Bebeğimi aktif nasıl emzirebilirim? Emzirme süreleri nasıl olmalı?
  • Ek besinlere geçiş
  • Bebeğim için en faydalı besinler nelerdir?
  • Ay ay bebek beslenmesi

Emzirme destek projesinden danışmanlık almak isterseniz aşağıdaki bağlantıya tıklayabilirsiniz:

Emzirme Destek Projesi: https://www.bebek.com/emzirme-destek-projesi/

Emzirme, bebek beslenmesi konusunda danışmanlık almak için 0216 325 11 11’i arayabilirsiniz. 😍

Çokça sevgiler,

]]>
https://www.bebek.com/emzirme-danismanlik-hatti-ile-yaninizdayiz/feed/ 0
Boşanma Çocuğa Nasıl Söylenmeli? https://www.bebek.com/bosanma-cocuga-nasil-soylenmeli/ https://www.bebek.com/bosanma-cocuga-nasil-soylenmeli/#respond Wed, 09 Oct 2024 08:00:05 +0000 https://www.bebek.com/?p=81800 Çocukların aile ortamında büyümesinin önemli sıklıkla vurgulansa da; çatışmanın çok olduğu, anne ve babanın ilişkilerinde mutsuz oldukları bir evliliği sürdürmeleri çocukların  sağlıklı bir şekilde büyümesine engel olabilmektedir. Böyle durumlarda da boşanma  zaman zaman kaçınılmaz olmaktadır.

Boşanma; çocuklar için oldukça zorlayıcı bir yaşam olayıdır. Çocuğun doğduğu, büyüdüğü, belirli düzeninin olduğu, güvende hissettiği ev ortamında yaşanılacak değişimler ve ebeveynlerinin ilişkilerinin bozulması ve değişmesi çocuğu olumsuz etkilemektedir. Boşanma;  çocukta suçluluk, üzüntü, kaygı, öfke gibi zorlayıcı duygulara neden olabileceği gibi; doğru yönetilemeyen boşanma süreci çocuklarda travma da yaratabilmektedir.

BOŞANMA ÇOCUĞA NASIL SÖYLENMELİDİR

  • Boşanma çocuğa açıklanmadan önce eşler boşanma konusunda net karar vermiş olmalıdırlar.
  • Boşanma kararı çocuğun kendini güvende hissettiği bir yerde tercihen her iki ebeveyn tarafından söylenmelidir. Fakat zaman zaman boşanma sürecinde eşler iletişim kurmakta zorlanabilmektedir. Ebeveynler arasında iletişim yok ise boşanma açıklaması ebeveynler tarafından ayrı ayrı ama benzer içerikle farklı zamanlarda yapılabilir.
  • Boşanma durumu çocuğun yaşına uygun, kısa ve net ifadelerle çocukla paylaşılmalıdır.
  • Yapılan açıklamalarda çocuğun annesi ve babası olmaya devam edecekleri, ihtiyaç duyduğunda anne ve babasının yanında olacağı ve gerekli desteği sağlayacakları vurgulanmalıdır.
  • 0-6 yaş döneminde ben merkezci yapıya sahip olan çocuklar boşanmadan kendşlerini sorumlu tutup suçluluk duygusu yaşayabilirler. Bu nedenle boşanma kararının yetişkinlerle ilgili olduğu, çocukla ilgili olmadığı mutlaka vurgulanmalıdır.
  • Konuşma içeriğinde çocuğun kimle yaşayacağı, ebeveynleriyle hangi sıklıkta görüşeceği, diğer ebeveynin nerede yaşayacağı gibi yeni düzenle ilgili de bilgi verilmelidir.
  • Açıklamalar yapılırken her ebeveyn eşit miktarda söz hakkı almalıdır ve bu kararın ortak olarak alındığı mutlaka vurgulanmalıdır. Konuşmayı bir ebeveyn yürütürken diğer ebeveyn sessiz kaldığında; çocuk iç dünyasında daha çok konuşan ebeveynin boşanma isteğinde olduğunu, sessiz kalan ebeveynin boşanma konusunda isteksiz olduğunu düşünebilir.

BOŞANMA SÜRECİNDE VE SONRASINDA DİKKAT EDİLECEK ÖNEMLİ KONULAR

  • Ayrı evlerde yaşayan ebeveynler kurallar konusunda ortak şekilde ilerlemelidirler. Her iki evde de aynı kurallar çocuk için geçerli olmalıdır.
  • Var olan şartlar içerisinde mümkün olduğu kadar çocuğun rutinleri devam ettirilmeye çalışılmalıdır. Çünkü rutinler çocukları güvende hissettirir.
  • Çocuğun her iki ebeveynle de vakit geçirmesine olanak sağlayan planlar yapılmalıdır.
  • Ebeveynler evlilik içerisinde yaşanılan problemleri, boşanma nedenlerini ya da boşanma sürecinde yaşanılan olayları çocuğa anlatmamalı ve yansıtmamalıdır.
  • Ebeveynler ve çocukla iletişim kuran aile üyeleri; çocuğun anne ve babasına yönelik olumsuz,suçlayıcı söylemlerde bulunmamalıdır.
  • Çocuklarla bu süreç içerisinde yakın temasta olmak, bol bol oyun oynamak, sarılmak, sevdiğinizi söylemek ve şefkat göstermek çocuğun kendini güvende hissetmesini, sevildiğini hissetmesini sağlar ve bu şekilde çocuğun suçluluk duygusu hissetmesinin önüne geçilebilir.
  • Boşanmanın ardından çocuklar yeni düzenlerine alışmakta zorlanabilirler. Onlara alışmaları için zaman ve alan tanımak; ihtiyaç duyduklarında onlara duygusal destek vermek oldukça önemlidir.
  • Okula devam eden çocukların öğretmenleri ile iletişim halinde olunarak; çocuğun duygu ve davranış takibinin yapılması, değişen durumlar var ise okul-aile iş birliğinin sağlanması ve bir uzmana başvurularak profesyonel destek alınmalı ve sürecin doğru şekilde yönetilmesi sağlanmalıdır.
  • Boşanma süreci çocuklar kadar eşler için de oldukça zorlu bir süreçtir. Boşanma ve sonraki süreçlerde zorluk yaşayan ebeveynlerin de uzman desteği alması oldukça önemlidir. Çocuklara bakabilmek, doğru yaklaşabilmek ve şefkat verebilmek için anne ve babanın da iyi olması çok önemlidir.
  • Boşanma sürecinde ya da sonrasında çocuklarda davranışlarda değişiklikler, uyku ve yeme problemleri, içe kapanma, ağlama ya da öfke krizleri gözleniyora mutlaka bir uzmandan destek alınmalıdır.

Psikolojik Danışman

Özgür Aydın

Bu yazımıza da göz atmayı unutmayın!

Boşanma Sürecinin Çocuk Üzerindeki Etkileri – https://www.bebek.com/bosanma-surecinin-cocuk-uzerindeki-etkileri/

]]>
https://www.bebek.com/bosanma-cocuga-nasil-soylenmeli/feed/ 0
Uyku Rutini Nedir? https://www.bebek.com/uyku-rutini-nedir/ https://www.bebek.com/uyku-rutini-nedir/#respond Tue, 08 Oct 2024 07:04:21 +0000 https://www.bebek.com/?p=81782 Bebeklerin ve çocukların gelişimi için uyku çok önemlidir ve uyku ihtiyaçları aylarına ve yaşlarına göre değişiklik göstermektedir. Gündüz ve gece ihtiyacı olan uykuya geçmeden önce ise uykuya hazırlanması, sakinleşmesi ve mayışması için hazırlık yapılması gerekmektedir. Uyku öncesi hazırlığa ise uyku rutini denmektedir.

Uyku Rutininde Neler Yapılmalıdır?

Her bebek için uyku rutini farklılık gösterebilir. Mesela bazı bebeklere uyku öncesi ılık bir banyo yaptırılması rahatlatıcı gelirken bazı bebeklere ise uyarıcı olup uykusunu açabilmektedir. Bu yüzden de bebeğinizi hangi uygulamaların rahatlatacağını bulmak için birkaç deneme yapmanız daha sağlıklı olacaktır. İşte yapılabilecek bazı rutin örnekleri :

  • Ilık duş
  • Masaj
  • Loş ışık
  • Kitap okumak
  • Ninni söylemek
  • Sakinleştirici müzikler dinletmek
  • Beyaz gürültü dinletmek
  • Hafif bir şekilde sallamak
  • Uykudan belirli bir süre önce beslemek

Rutinler Ne Zaman Yapılmaya Başlanmalıdır?

Uyku rutinleri, uykudan maksimum 1 saat önce, en az ise yarım saat önce başlatılmalıdır. Bebeğe, rahatlaması ve uykuya kolay geçebilmesi için zaman tanınması önemlidir. Fakat buradaki en önemli noktalardan biri ise

Bebek rutinler ile mayıştırılmalı. Mayıştıktan sonra yatağına koyulmalı ve gözünü yatağında bağımsız bir şekilde kapatmalıdır.

Uykusunun Geldiğini Nasıl Anlayabiliriz?

Bebekler, uykusu geldikleri zaman bazı uyku sinyalleri verirler. Bunlar;

  • Kol ve bacak hareketlerinin yavaşlaması
  • Mayışma
  • İlgiyi kaybetme
  • Göz kapaklarının hafif düşmesi
  • Esneme

olarak kendini göstermektedir. Fakat her bebek uyuması gereken zamanlardan önce uyku sinyalleri vermeyebilir ve bu yüzden de uykusu gecikebilir. Böyle bir durumun yaşanmaması için ayına uygun kaç uyku uyuması ve bu uykuların kaç saat olması gerektiğini öğrenerek buna uygun zamanlara göre uyku rutinine başlayıp bebeği mayıştırabilirsiniz.

Rutinleri Hep Değiştirmeli Miyiz?

Tam aksine rutinlerin hep aynı olması çok önemlidir. Çünkü bebeklerin bir sonraki adımda ne olacağını bilmeleri onları güvende hissettirir ve konfor alanı sağlar. Bu yüzden de mesela hep sallamak ve sonrasında ninni söylemek gibi bir rutininiz var ise bebek, ninni sonrası uyku vaktinin geldiğini bilecektir. Bu da daha rahat uykuya geçişini sağlayacaktır. Fakat bebeklerinizin yaşları büyüdükçe rutinleri yaşına ve isteklerine uygun şekilde değiştirebilirsiniz.

Kundak Rutin Olarak Kullanılabilir Mi?

Bebeğinizi 3-4 aylık olana kadar yarım kundak şeklinde kundaklayabilirsiniz. Çünkü yenidoğan döneminde bebeklerin kol ve bacakları istemsiz şekilde hareket edebilir ve bu hareketleri yüzünden kendilerini uyandırabilirler. Ayrıca yenidoğan döneminde kolik olma durumları da görülebilir. Bu iki durumun da önüne geçebilmek adına bebeği yarım kundak şeklinde sararak daha rahat uyumasını sağlayabilirsiniz. Böylelikle bebek, anne karnında da sıkışık halde olduğu için kendini anne karnındaki gibi hissederek daha güvende hissedecektir.

Uzman Klinik Psikolog Gökçe Okcuoğlu

Bu yazımıza da göz atmayı unutmayın!

Tavşan Neni: Bebeklerin Uyku Arkadaşı – https://www.bebek.com/tavsan-neni-bebeklerin-uyku-arkadasi/

 

]]>
https://www.bebek.com/uyku-rutini-nedir/feed/ 0
Doğum Psikolojisi https://www.bebek.com/dogum-psikolojisi/ https://www.bebek.com/dogum-psikolojisi/#respond Mon, 07 Oct 2024 06:08:39 +0000 https://www.bebek.com/?p=81777 Uzman Klinik Psikolog Gamze Kök, doğum sonrası annelerin psikolojisi hakkında merak edilenleri yanıtlıyor.

Doğum sonrası annelerin duygusal durumlarında nasıl değişiklikler görülür?

Yapılan araştırmalarda kadınların doğum sonrası psikolojik ve fizyolojik olarak pek çok sorun yaşadıkları saptanmıştır. Yeni doğum yapmış kadınların; hemoroid, meme problemi, ağrı, yorgunluk, uykusuzluk, cinsel sorunlar, bebek bakımı ve beslenmesi ile ilgili sıkıntılar, emzirme ve sosyal hayata yönelik olmak üzere pek çok sorun yaşadıkları söylenmektedir. Bu ve benzeri stresörlerin kadınların ruh sağlığına olumsuz etki ettiği bilinmektedir. İlk zamanlar annelik konusunda yetersizlik hissi yoğun olmaktadır. Yeni sürece adapte olmaya çalışan kadın zaman zaman tahammülsüz olabilmektedir.

Lohusa sendromu süreci nedir ve ne kadar sürer?

Lohusa sendromu diğer adıyla annelik hüznü geçici bir ruh hali değişikliğidir. Çoğunlukla, doğum sonrası birinci ve onuncu gün arasında oluşmaktadır. Yapılan çalışmalarda her on kadından sekizinde görülebilmektedir. Gözyaşları, hafif depresif ruh hali, öfke patlamaları ile karakterize geçici bir değişimdir. Stres ve gebelik sırasındaki ruh halinin, bir önceki doğumdaki annelik hüznünün ne şiddette geçtiği ve daha önce psikolojik şikâyetlerin olup olmadığı şu anki annelik hüznünün süreci hakkında belirleyici olur. Örneğin, stresli gebelik geçirildiyse annelik hüznü daha zorlayıcı geçebilmektedir.

Genel olarak; ağlamaklı olma, uyaranlara şiddetli tepki gösterme, duygusal karmaşa, kaygı duyma, eleştiriye aşırı duyarlılık, kaygı, uykusuzluk, enerji azlığı, iştah kaybı, çocuk için gereken ilgiye bağlı bunalmışlık, ani ruhsal değişim gibi belirtiler görülmektedir ve geçicidir, kendiliğinden düzelir. Annelik hüznü kadınların işlevselliğini ve bebek bakımını etkilemez.

Annelik hüznü ortalama 2 hafta sürmektedir. İki haftayı aşan ve gittikçe artan bir tablo varsa uzman yardımı almak gerekmektedir.

Bu durumun depresyona dönüşmemesi için neler yapılması gerekir?

Bu yeni sürece adapte olması için anneye destek olmak oldukça önemli. Yakınları tarafından sosyal destek alan anne bu süreci daha kolay atlatabilmektedir. Bunun için mümkün olduğu kadar annenin kendisine özel zaman ayırmasına olanak sağlanmalı, kısa yürüyüşler, eşle baş başa vakit geçirme sohbet etme, film seyretme gibi günlük rutinler oluşturulmalıdır.

Doğum sonrası (Postpartum) depresyon belirtileri nelerdir?

Postpartum depresyon, on kadından bir ya da ikisini etkileyebilmektedir ve belirtiler doğum sonrası ilk ay içinde başlamaktadır. Anneler kendilerini derin bir çöküntü içinde hissederler. Kendisine yönelik beklentileri çok artabilir ya da kendisini yetersiz ve kapana kısılmış gibi hissedebilir. Doğum sonrası depresyon geçirenlerin yarısının belirtileri doğum öncesi başlamaktadır. Postpartum depresyonda annelik hüznünün (lohusalık dönemi) ötesine geçen kendiliğinden ağlama, uyku sorunu, bebekle yeterince ilgilenememe, iştahsızlık, düşük enerji, değersizlik hissi, dikkati toplama güçlüğü, ilgi ve istek kaybı görülür. Konuşmak istemez, yetersizlik düşünceleri oldukça artmıştır, bebeğine yönelik olumsuz düşünceleri de oluşabilir. Öz-bakımını ihmal eder, sevdiği şeylerden uzaklaşır. Anne mutlu olması gerektiğine inandığı bu zamanda depresif duygularından dolayı kendisini suçlayabilir, bebeğine yabancılık hissedebilir. İntihar ve ölüm düşünceleri zihnine gelebilir.

Doğum sonrası depresyon nasıl tedavi edilir?

Doğum sonrası depresyon sürecinde annenin bebeğe ya da kendine zarar verme düşünceleri yoksa yalnızca psikoterapi ile oldukça iyi sonuçlar alınabilmektedir. Ancak yoğun intihar düşünceleri mevcutsa hem ilaç hem psikoterapinin bir arada verildiği tedavi en doğru seçenek olacaktır. Psikoterapi için, araştırmalarda en başarılı psikoterapi çeşidi olarak bulunmuş olan “Bilişsel Davranışçı Terapi” tercih edilebilir. Hem anneye hem aile yakınlarına baş etme yollarının öğretildiği çözüm odaklı bir psikoterapi sürecidir ve kalıcı iyilik hali sağlamaktadır.

Eş ve diğer aile bireylerine tavsiyeler

Yapılan çalışmalarda zayıf sosyal desteğin postpartum depresyon için risk faktörü olarak bulunmuştur. Bu sebeple annenin ihtiyaçlarına göre destek olunmalıdır. Bebeğin bakımına yardım etmek, annenin ihtiyacını ondan dinlemek, kendisine zaman ayırması konusunda desteklemek oldukça önemli. Babaların bebek bakımı konusunda katılımcı ve eşine yönelik şefkatli davranışları kadını oldukça rahatlatacaktır. Aile büyüklerinin destek olurken anneye müdahale etmediklerinden emin olmaları da oldukça önemlidir. Kadının aile büyükleri tarafından yardım alması onu bir yandan rahatlatırken bir yandan değişen bu yeni koşullarda alanının olmadığı gibi sıkışma hisleri yaşamasına da sebep olabileceği unutulmamalıdır. Bu zorlu süreçte bolca anlayış ve annenin zaman zaman bireyselleşmesine olanak tanınabilir. Annenin beklediği doğrultuda fikir beyan etmek yani ihtiyaç halinde yardımda bulunmak bu hassas dönemin daha rahat atlatılmasına neden olacaktır.

Son olarak; annenin kendine bakım vermesinde ciddi azalma olduysa, sohbet etmek istememesi, bebeğine bakım vermek istememesi, iştahsızlık, yoğun suçluluk ve değersizlik duygularına tanık olunuyorsa vakit kaybetmeden uzman bir klinik psikolog’tan yardım alınması oldukça önemlidir.

Uzman Klinik Psikolog

Gamze Kök

Bu yazımıza da göz atmayı unutmayın!

Doğum Sonrası Ödem Nasıl Atılır? – https://www.bebek.com/dogum-sonrasi-odem-nasil-atilir/

]]>
https://www.bebek.com/dogum-psikolojisi/feed/ 0