Kısırlık ve Tüp Bebek Tedavisi – Bebek.com https://www.bebek.com Hamilelik, Bebek, Çocuk ve Anne Sağlığı Wed, 27 Nov 2024 12:53:26 +0000 tr hourly 1 https://www.bebek.com/wp-content/uploads/2022/12/cropped-cropped-bebek-favicon-192x192-1-32x32.png Kısırlık ve Tüp Bebek Tedavisi – Bebek.com https://www.bebek.com 32 32 Klomen Kullanımıyla İlgili Bilinmesi Gerekenler https://www.bebek.com/klomen/ https://www.bebek.com/klomen/#respond Wed, 27 Nov 2024 12:49:03 +0000 https://www.bebek.com/?p=81940 Kadın hastalıkları ve doğum alanında tedavi gören hastaların sıklıkla kullandığı ilaçlardan biri olan klomen hakkında merak edilen soruların yanıtlarını Kadın Hastalıkları Doğum ve Tamamlayıcı Tıp Uzmanı Doç. Dr. Pınar Yalçın Bahat yanıtladı.

 Klomen (aktif maddesi klomifen), genellikle fertilite (kısırlık) tedavisi için kullanılan bir ilaçtır. Özellikle ovulasyon (yumurtlama) sorunları yaşayan kadınlarda, yumurtlama sürecini uyararak hamile kalmayı kolaylaştırmak amacıyla kullanılır. Klomen, vücutta östrojen etkisini taklit ederek, beyin ve yumurtalıklar arasındaki iletişimi düzenler. Bu sayede yumurtlamayı tetikler ve yumurtlama problemi olan kadınlarda gebelik şansını artırabilir.

Klomen, hipofiz bezine etki ederek, vücutta FSH (folikül uyarıcı hormon) ve LH (luteinizan hormon) üretimini artırır. Bu hormonlar, yumurtalıkların olgunlaşmasını ve yumurtlama sürecinin başlamasını sağlayan temel hormonlardır. Böylece, kadınlarda yumurtlama stimülasyonu yapılmış olur.

Özellikle açıklanamayan infertilitede önemli yeri var!

Klomen, “klomifen sitrat” ana maddesinden elde edilen bir ilaçtır ve özellikle gebe kalmak isteyen kadınlar tarafından kullanılır. Klomen özellikle açıklanamayan infertilite dediğimiz her şeyi normal gözüken, yapılan ultrason ve hormon testlerinde bir problem görülmeyen hasta grubunda sıklıkla kullanılır.

Regl dönemi kullanımı kişiye göre düzenlenir ve ardından kişinin belli aralıklarla düzenli cinsel ilişkiye girmesi istenir.

Çoğunlukla bu tedaviye cevap vermeyen kişilerde farklı hormon ilaçlarıyla yumurtalıkların uyarılması aşamasına geçilir. Bu kısımda da başarılı olunmazsa direkt tüp bebek uygulamaları yapılır.

Klomen’in özellikle yumurta gelişimi ve yumurtanın çatlaması için kullanıldığı düşünülse de erkeklerde de uygun sperm gelişimi ve hareketliliği için kullanılır.

Polikistik over hastalarında kullanımı önemli.

Klomen uygulandığı ay etki etmekle birlikte, bazen etkisi bir sonraki ayda da görülebilir. Özellikle polikistik over dediğimiz çok sayıda yumurta çıkışı olan kadınlarda kullanımı büyük önem taşır.

Klomen hipofiz dediğimiz kafa içi bölgeye etki ederek östrojen karşıtı etki gösterir. Böylece yumurtalıklardaki foliküllerin yani yumurtaların uyarılarını artırıp daha sağlıklı gelişim göstermelerine yardımcı olur.

Doktor kontrolünde ve reçete ile kullanımı şart.

Klomen, doktor tarafından verilen reçeteye ve kişinin sağlık durumuna bağlı olacak şekilde kullanılır. Ancak genel olarak kullanım talimatları şu şekildedir:

 Kullanım Alanları:

  • Polikistik over sendromu (PCOS) gibi yumurtlama sorunları olan kadınlarda,
  • Ovulasyon bozuklukları yaşayan kadınlarda,
  • Bazen infertilite tedavisinde, doktorların önerisiyle kullanılır.
  1. Dozaj ve Kullanım Süresi:

    • Kadınlar için: Klomen genellikle her ay, bir veya birkaç döngüde kullanılır.
    • İlk tedavi: Genelde 50 mg (1 tablet) günde bir kez, 5 gün boyunca kullanılır. Bu tedavi genellikle adetin 5. günü başlar. Eğer bu dozla yumurtlama sağlanmazsa, doktor dozu artırabilir (75 mg veya 100 mg’a kadar).
    • Tedaviye başlanmadan önce yumurtalıkların ve rahim iç tabakasının durumu, ultrason ve kan testleriyle değerlendirilir.
    • Eğer ovulasyon gerçekleşirse, genellikle adet dönemi beklenir ve gebelik testi yapılır.
  2. Erkeklerde Kullanımı:

    • Erkeklerde düşük testosteron seviyeleri ve sperm üretim sorunları olan infertilite vakalarında da klomen kullanımı düşünülebilir. Dozaj ve kullanım süresi, doktorun önerilerine göre belirlenir.

 Klomen’in Yan Etkileri:

 Klomen, genellikle iyi tolere edilir, ancak bazı kişilerde yan etkiler görülebilir. Bunlar şöyle sıralanabilir:

  • Sıcak basmaları
  • Baş ağrısı
  • Mide bulantısı
  • Görme değişiklikleri (bulanık görme veya ışığa duyarlılık)
  • Yumurtalık büyümesi veya şişliği
  • Duygusal dalgalanmalar
  • Aşırı yumurtlama (çoklu gebelik riski artar)

 

Klomen Kullanımında Dikkat Edilmesi Gerekenler:

 Herhangi bir ilaç kullanmadan önce, özellikle Klomen gibi hormonal tedavi içeren ilaçların kullanımı konusunda mutlaka bir doktora danışılmalıdır.

  • Doktorun önerdiği dozda kullanmak önemlidir. Aksi takdirde, aşırı dozda kullanmak yumurtalıkların aşırı uyarılmasına (OHSS) yol açabilir.
  • Hamilelik ihtimali: Klomen tedavisi sırasında, gebelik gerçekleşme olasılığı arttığı için düzenli olarak gebelik testi yapılması önerilir.
  • Yan etkiler: Klomen kullanırken herhangi bir yan etki hissederseniz, derhal doktorunuza başvurmanız gerekir.

Tüp Bebek Tedavi ile ilgili makalemizi okumak için tıklayın!

https://www.bebek.com/tup-bebek-tedavisi-hakkinda-merak-edilen-her-sey/

]]>
https://www.bebek.com/klomen/feed/ 0
Modern Yaşamın Erkek Kısırlığına Etkisi https://www.bebek.com/modern-yasamin-erkek-kisirligina-etkisi/ https://www.bebek.com/modern-yasamin-erkek-kisirligina-etkisi/#respond Thu, 29 Jul 2021 10:00:26 +0000 https://www.bebek.com/?p=36619 Teknolojinin ilerlemesi ile modernleşen yaşam, sağlık koşullarını olumsuz olarak da etkilemeye başladı. Telefon, TV, cihazlar ve birçok teknolojik alet ile birlikte yaşamımızda oluşan radyasyon tehlikesi hızla yükseliyor. Alınan besinlerde ile GDO’su bozuk, radyasyon içerebilen ve kanser yapan etkenler mevcut. Modern yaşamı bu olumlu etkileyen fakat insan sağlığını olumsuz şekilde yönlendiren bütün bu etkenler, uzmanlara göre kısır yapıyor. Araştırmalara göre kısırlık vakalarının kadınlarda %40, erkeklerde %60 oranında görüldüğünü söylüyor. Erkek kısırlığı nasıl gelişiyor? Modern yaşam erkek kısırlığını nasıl etkiliyor? Bir bakalım.

Erkeklerde Kısırlığın Nedenleri

Modern yaşam erkek kısırlığını nasıl etkiliyor? Sorusuna geçmeden önce, kısırlığın genel belirtileri hakkında bilgilenmemiz gerekiyor.

Kısırlık hem erkekte hem kadında görülebilen bir sorundur. Üreme organlarında yaşanan sorunların yalnızca testis kısmında değil, üremenin başladığı hipotalamus ve hipofiz bezi gibi bölgelerden kaynaklı oluşan sorunlar da kısırlığa neden olabilir. Fakat genelde çok sık rastlanan durumlar arasında şunlar yer alır:

  • Sağlıklı sperm üretimi

Yumurtaların döllenmesi için sağlıklı spermlerin olması gerekir. Ergenlikte hızla gelişimine devam eden ve çok sayıda sperm barındıran testislerden en az birinin sağlıklı spermler bulundurması gerekiyor. Zayıf spermler, sperm azlığı gibi durumlarda kısırlık görülür.

  • Beyinde başlayan hormon üretimi

Üremenin beyinde başlaması ve hormonların en temel kaynağının yine beyin olması, hormonal faaliyetlerinizi etkiler. Sperm üretimini desteklemek için çalışan testosteron ve diğer hormonlar, çalışmadığı müddetçe erkeklerde kısırlık görülür.

  • Spermlerin kanala taşınması

Spermlerin meniye ulaşması ile döllenme oluşumu sağlanır. Fakat bu kanallara ulaşamayan spermler maalesef kısırlığın sonucudur.

  • Bazı ilaçlar kısırlık yapabilir

Geçmişte kullanılan bazı ilaçlar erkek üreme sistemini etkileyebilir. Kanser ilaçları ve ülser ilaçları gibi ilaçlar doğurganlığı etkileyerek kısırlığa yol açabilir.

  • Kromozom sorunları

Eğer bir X ve bir Y yerine, iki X bir Y kromozomu ile doğduysanız yani klinefelter sendromu ile doğmuş biriyseniz, erkek üreme hormonlarınızda anormal gelişmeler olabilir.

  • İnmemiş testis sorunu

Bebeklik döneminde yaşanan bir sorun olmakla birlikte, testislerin karın ya da kasık bölgesinde bulunması ve yerlerine inmemesi sonucu inmemiş testis sorunu meydana gelir. Küçük yaşta inmemiş testis sorunu yaşadıysanız ve tedavi edilmediyse, çocuk sahibi olmanız zordur.

Boşalma sorunları, tümörler ve enfeksiyonlar gibi durumlarda kısırlığa neden olan etkenlerdir.

Modern Yaşam Erkek Kısırlığını Nasıl Etkiliyor?

Çevresel nedenler olarak da adlandırabileceğimiz modern yaşamın etkileri, sağlığımı ciddi boyutta etkiliyor. Teknolojinin ilerlemesi insanlık açısından büyük gelişmeleri beraberinde getirse de kısırlığa kadar uzanan birçok olumsuzluğa neden oluyor. 

Anadolu Sağlık Ataşehir Cerrahi Tıp Merkezi Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Semih Özkan, “Sperm hücreleri hızlı olarak bölünüp, çoğalarak oluşuyor. Bu kadar hızlı çoğalan bir yapı dış faktörlere çok daha duyarlı oluyor. Sperm üretiminde hasar görülebiliyor, şekil bozukluğu, sperm canlılığının bozulması ya da sayının azalmasına da rastlanabiliyor” diyor. Bu kadar hızlı etkilenebilen bir sistemin radyasyon gibi zararlı etkenlerden etkilenmesi kaçınılmaz görünüyor.

  • Cep telefonu ve dizüstü bilgisayarlar

Günlük yaşamımızda artık her işimizi onunla hallettiğimiz cep telefonları, küçük bilgisayarlar yerine geçti. Sürekli kullandığımız ve cebimizde taşıdığımız bu teknoloji mucizesi, ön cepte taşınırsa kısırlığa neden olabiliyor. Kesin olmamakla beraber uzmanlara göre ön cebinizde taşıdığınız cep telefonu radyofrekans dalgalarının ısısı ile birlikte testisler üzerinde olumsuz etkilerde bulunabilir. Dizüstü bilgisayarlar da aynı etkiye sahip.

  • Sigaranın kısırlığa etkisi

Modern dönemde alışkanlığının erken başlaması ve erkeklerdeki kısırlığı tetiklemesi ile sigara gibi nikotin barındıran şeylerin kısırlık yaptığı söyleniyor. Birçok hastalığa davetiye çıkaran sigara, ergenlik döneminde; spermlerin en aktif ve çoğaldığı dönemde kullanıldığında ilerleyen yaşlara daha fazla etki bırakabiliyor.

  • Modern dönemde besinler

Fast Food anlayışının yaygınlaştığı dönemde, sebzelerde bulunan GDO gibi yapıları değiştiren katkıların olması sağlıksız beslenmenin en temel başlangıcı arasında yer alıyor. Son iki senedir insanların biraz daha doğal yaşama dönmesi ile bu oranlarda bir miktar düşüş olsa da yeni nesil beslenme kısırlığa neden oluyor.

Doç. Dr. Semih Özkan, “Bu gıdalar vücutta oksidatif türevlerin fazla üretilmesine neden oluyor. Vücutta oksijen iyi yakılmazsa peroksit denilen, yaşlanmaya da etki eden atık maddeler daha fazla ortaya çıkıyor. Bu maddeler belli bir oranda kaldığında sperm kalitesini arttırırken, fazlalığı halinde kaliteyi bozuyor ve DNA üzerinde kırılmaya neden oluyor.” Bu gibi kırılmalar kısırlığa neden olurken aynı şekilde kahve tüketiminin fazla olması da kısırlığa yol açan etkenler arasında yer alıyor.

  • Modern dönemin ağır sporları

Modern çağda vücut gelişmenin ilerlemesi ile birlikte ağır spor aktiviteleri de artmış durumda. Hızlı şekilde kas yapmak isteyen kişilerin kullandığı tozlar, sentetik androjenik maddelerin fazla alınmasında; beyinde testisi uyaran bölgelere sinyal vererek testosteron salınımını engelliyor. Bunun sonucunda düzensiz testosteron salınımı ve zamanında salınmaması ile birlikte kısırlık etkisi görülüyor.

Kısırlık Belirtileri Nelerdir?

Erkeklerde kısırlık belirtileri kendini belli eden belirtiler değildir. Korunmasız ilişkiye giriyor ve çocuk sahibi olamıyorsanız en büyük belirti budur. Bununla birlikte erkeklerde kısırlık belirtileri şu şekilde görülebilir:

  • Sperm zayıflığı ve düşük sperm sayısı
  • Hormonal ve kromozomal bozukluklar
  • Testiste kist
  • Testiste acı ile birlikte şişmeler
  • Cinsel fonksiyonlarda bozukluklar
  • Ameliyat sonrası yaşanan testis sorunları

Bu gibi durumlarda kısırlık görülebilir. Eğer baskın bir belirti görüyor ve korunmasız şekilde cinsel ilişki yaşadığınız halde çocuk sahibi olamıyorsanız mutlaka doktora gitmenizi öneririz.

Tedavi Sürecine Girmeden Önce Uygulanan Testler

Teknolojinin ilerlemesi ile birlikte tedavi süreçleri de kolay ve başarılı sonuçlar verecek şekilde gelişmeye devam ediyor. İğne tedavileri ya da ilaç gibi tedaviler sayesinde ileri derece kısırlık yaşamayan kişilerde kısırlık tedavisi mümkün görünüyor. Bu süreçlerden önce doktorunuzun uyguladığı adımlar şu şekilde olabilir.

  • Cinsel yaşamınıza ve genetik geçmişinize dair sorular sorulması
  • Meni analizinde bulunularak spermlerin durumu, sperm düşüklükleri, kanala inişleri ve enfeksiyon gibi durumların tespit edilmesi
  • Gerekli ultrason görüntülerinin incelenmesi
  • Hormon testleri
  • İdrar tahlili
  • Biyopsi 
  • Genetik testler

Modern dönemde sağlığımızı tehdit eden teknolojik gelişmeler, yapılan aktiviteler ve alınan besinlerin kısırlık için ne kadar önemli etkenler olduğunu vurgulamak isteriz. Modern yaşam erkek kısırlığını nasıl etkiliyor? Sorusunu sizin için yanıtladık. Teknoloji aletlerin kullanımı ve sağlıklı yaşamın erkek kısırlığı üzerinde ne kadar etkili olduğunu öğrendik. Kısırlık ile ilgili şüpheleriniz varsa mutlaka bir doktora gitmeniz, yoksa da modern yaşamın bize sunduklarını bilinçli kullanmanız ve tüketmeniz gerektiğini unutmayın.

Kısırlık Riskini Artıran Gıda ve Maddeler Nelerdir?: https://www.bebek.com/kisirlik-riskini-artiran-gida-ve-maddeler-nelerdir/

]]>
https://www.bebek.com/modern-yasamin-erkek-kisirligina-etkisi/feed/ 0
Kısırlığa Yol Açan Nedenler https://www.bebek.com/kisirliga-yol-acan-nedenler/ https://www.bebek.com/kisirliga-yol-acan-nedenler/#respond Fri, 22 Jan 2021 10:00:11 +0000 https://www.bebek.com/?p=29800 Eşler çocuk sahibi olmak için uygun zamanın geldiğine karar verdiklerinde gebelik planları yapmaya başlar. ilk adımı sağlıklı beslenmek, yumurtlama tarihini takip etmek gibi önemli noktalara dikkat ederek atarlar. Ancak bazı çiftler için işler yolunda gitmeyebilir. Uzun süre korunmasız birliktelik yaşanmasına rağmen hamilelik gerçekleşmeyebilir. Bu gibi durumlarda akla kısırlığa dair ihtimallerin gelmesi kaçınılmazdır. Kısırlığın sebebi kadın veya erkekten kaynaklı üreme sorunları olabileceği gibi doğurganlık şansını azaltan çeşitli çevresel faktörler de olabilir. Bu nedenle kısırlık yapan şeyler her zaman merak konusu olmuştur.

Peki hamile kalmaya engel olan faktörler nelerdir? Hem kadınlarda hem de erkeklerdeki kısırlık nedenlerini sizler için derledik.

Kısırlık (İnfertilite) Nedir?

Kısırlık yani diğer adı ile infertilite, minimum 1 yıl boyunca korunmasız birliktelik yaşanmasına rağmen çocuk sahibi olamama durumudur. 

Hamile kalmayı doğrudan etkileyen birçok etken bulunur. Ancak bazen ortada hiçbir problem olmamasına rağmen gebelik meydana gelmez. Bu nedenle bir çiftin infertilite sorunu olduğunu söyleyebilmek için 35 yaş altında 1 yıl, 35 yaş üstünde ise 6 ay süre süre geçmesi beklenir.

Doğurganlığı Olumsuz Etkileyen Faktörler

Çoğu kişi istediği zaman çocuk sahibi olabileceğini düşünür. Oysa hamile kalma sürecinde yumurta ve spermin kalitesi, üreme organlarının sağlığı, ovulasyon tarihinin yakalanması gibi birçok etken rol oynar. Bazen bir sağlık sorunu bazen de hiç üzerinde durmadığınız bir alışkanlık sebep olabilir. Kadın ve erkeğin üreme yeteneği üzerinde olumsuz etki yaratabilen temel faktörler aşağıdaki gibidir. 

  • İleri yaş: Yaş faktörü, kadın ve erkeklerde üreme sağlığı açısından oldukça önemlidir. Yaş ilerledikçe kadının vücudundaki yumurta hücresi rezervi azalmaya başlar ve yumurta hücrelerinin kalitesi azalır. Ayrıca yumurtlama sorunları da meydana gelebilir. Erkekte ise aynı durum sperm hücreleri için geçerlidir. İleri yaşa sahip erkeklerin sperm kalitesi ve hızında yavaşlama görülür. Yaş kriterinin üreme hücrelerini doğrudan etkiliyor oluşu, gebe kalma şansını azaltır.
  • Obezite: Aşırı kilo, vücuttaki hormonal düzeni bozabilir. Obezite sorunu nedeniyle vücut kitle indeksi normalin üzerine çıkar ve metabolizmayı, dolayısıyla yumurtlamayı olumsuz yönde etkilemeye başlar.
  • Sigara, alkol ve uyuşturucu kullanımı: Sigara, alkol ve uyuşturucu gibi bağımlılık yapan zararlı maddeler hem kadın hem de erkeklerde üreme hücrelerinin ölmesine sebep olur. Bu ürünlerin aşırı kullanımı, kısırlık riskini artırır.
  • Stres: Tüm hastalıklarda olduğu gibi infertilitede de stres en büyük etkendir. Aşırı stres, kadınlarda yumurtlama problemlerine ve adet düzensizliklerine, erkeklerde ise boşalma sorunlarına ve sperm kalitesinde azalmaya yol açar.
  • Aşırı zayıflık: Aşırı kilo kadar aşırı zayıflık da gebelik şansını azaltan bir faktördür. Hormon seviyeleri aşırı zayıf kişilerde doğurganlık şansını azaltır.
  • Aşırı kafein: Kahve, çikolata ve kafein içerikli diğer besinlerin aşırı tüketimi, gebe kalma şansını azaltır.
  • Yoğun egzersiz: Egzersiz yapmak yaşam kalitesini artırmak ve sağlıklı bir vücuda sahip olmak için ne kadar gerekliyse yoğun egzersiz programlarının uygulanması da vücudun hormonal dengesini bir o kadar bozar. 

dogurganligi-olumsuz-etkileyen-faktorler

Erkeklerde Kısırlık Nedenleri

Genel faktörlerin dışında erkek ve kadınlar için birtakım spesifik üreme sistemi sorunlarının varlığı da kısırlık sorununda etkili olmaktadır.

Erkeklerde kısırlık yapan şeyler şunlardır;

  • Hormonal bozukluklar (FSH, LH ve testosteron üretiminin düşük olması)
  • Azospermi hastalığı (Menide sperm hücresinin hiç bulunmaması durumu)
  • Varikosel hastalığı (Testislerde bulunan damarların genişlemesi durumu)
  • Testis tümörleri
  • Sperm kanalının doğuştan gelişmemesi durumu
  • Sperm yapısındaki anomaliler
  • Sperm sayısının azlığı
  • Sperm hareketliliğinin azlığı
  • Sertleşme (Ereksiyon) sorunları
  • Erken boşalma sorunu
  • Genetik hastalıklar
  • Cinsel yolla bulaşan çeşitli hastalıklar
  • Enfeksiyon varlığı
  • Şeker hastalığı (Diyabet) ve kanser türleri
  • Kanser tedavileri
  • Sauna, kaplıca, hamam gibi aşırı sıcak ortamlarda bulunmak
  • Bazı ilaçların kullanımı

Kadınlarda Kısırlık Nedenleri

Hamile kalmakta yaşanan güçlüğün sebebi genellikle kadın üreme sağlığı sorunları olup, kadınlarda kısırlık yapan şeyler aşağıdaki gibi sıralanabilir.

  • Yumurtlama problemleri (Adet düzensizlikleri, adet görememe)
  • Fallop tüplerinde yapışıklık (Endometriozis hastalığı)
  • Fallop tüplerinde tıkanıklık
  • Yumurta rezervi azlığı
  • Polikistik over sendromu
  • Rahim yapışıklıkları
  • Rahim anomalileri (Rahim perdesi, çift rahim, yarım rahim gibi)
  • Tiroid hormon bozuklukları
  • Genital enfeksiyonlar
  • Kürtaj gibi rahim veya yumurtalıklarda yapılan cerrahi operasyonlar
  • Miyomlar
  • Cinsel yolla bulaşan hastalıklar
  • Yüksek prolaktin seviyesi
  • Erken menopoz

Üreme Sağlığına Etki Eden Diğer Faktörler

Yapılan bazı araştırmalar, günlük hayatımızda sıklıkla kullandığımız bazı eşya ve ürünlerin de kısırlık yapabildiğini göstermektedir. 

  • Bilgisayar ve cep telefonu: Hem bilgisayar hem de cep telefonu gün içinde sıklıkla kullandığımız cihazlardır. Yaydıkları yoğun radyasyon, yumurta ve sperm hücrelerinin kalitesini bozmaktadır. Bu nedenle cep telefonları ve bilgisayarların kısırlık yapabildiği unutulmamalıdır.
  • Kozmetik ürünler: Deodorant, losyon, şampuan gibi kozmetik ürünler içerisinde bulunan bazı kimyasal maddelerin hormon gibi davranabildiği kanıtlanmıştır. Bu sebeple zararlı içeriğe sahip bazı kozmetik ürünler de kısırlığa yol açabilir.
  • Vücut geliştirme ürünleri: Vücut geliştirme ürünlerinin yanlış ve aşırı kullanımı, vücutta hormonal bozukluklara yol açabilir. Hormonal düzensizlikler ise kadın ve erkekte üreme sorunlarına sebep olur.
  • Plastik ve alüminyum kaplar: Plastik ve alüminyum malzemeden üretilmiş kaplar, şişeler, kutular ve konserveler içerisinde BPA (Bisfenol A) vb. maddeler barındırır. Bu maddeler yumurta hücrelerini öldürürken sperm hücrelerinin de sayısında azalmaya yol açarak kısırlığı tetikler.
  • Elektrikli battaniye: Elektrikli battaniye kullanımı da kısırlık yapabilir. Battaniyenin yarattığı manyetik alan ve aşırı ısı, üreme hücrelerinin yapısında bozulmalara yol açabilir.
  • Kişisel bakım ürünleri: Bazı bakım ve temizlik ürünleri (Tuvalet kağıtları, kadın pedleri gibi), özellikle kadın üreme sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratarak; kadınlarda yumurtlama sorunlarına, erkeklerde ise sperm üretiminde düşüşe sebep olabilir. 

Görüldüğü gibi doğurganlık birçok sebebe bağlı olarak gelişen doğal bir olaydır. Gerek kadın ve erkekten kaynaklı sağlık sorunları gerekse diğer faktörler kısırlık yapan şeyler arasında bulunabilir. Hamilelik için hazır olduğunuzu hissettiğinizde kısırlığa neden olabilecek faktörleri ortadan kaldırmaya çalışmak yapabileceğiniz en doğru harekettir. Eğer her koşul sağlanmış olmasına rağmen eşler bebek sahibi olamıyor ise eşlerin birlikte bir uzmana görünmesi ve detaylı muayene olması gerekir

“Kısırlık Riskini Artıran Gıda ve Maddeler Nelerdir?” Konulu yazımızı okumak için aşağıdaki bağlantıya tıklayın: https://www.bebek.com/kisirlik-riskini-artiran-gida-ve-maddeler-nelerdir/

]]>
https://www.bebek.com/kisirliga-yol-acan-nedenler/feed/ 0
Erkeklerde Kısırlık Neden Olur? Tedavisi Nasıldır? https://www.bebek.com/erkeklerde-kisirlik-neden-olur-tedavisi-nasildir/ https://www.bebek.com/erkeklerde-kisirlik-neden-olur-tedavisi-nasildir/#respond Thu, 01 Oct 2020 16:36:38 +0000 https://www.bebek.com/?p=19803 Pek çok çiftin hayali doğru zaman geldiğinde çocuk sahibi olup bir aile kurmaktır. Ancak bazen ne kadar deneseniz de bu hayalinizi gerçekleştiremeyebilirsiniz. Çocuk sahibi olamama söz konusu olduğunda nedense insanların aklına ilk olarak kadında bir problem olduğu gelir. Ancak durum hiç de düşünülen gibi değildir. Birtakım araştırmalar erkeklerde kısırlık oranının, en az kadınlar kadar yüksek olduğunu gösteriyor. Bu da çocuk sahibi olamama söz konusu olduğunda okların direkt kadına değil, aynı zamanda erkeğe de çevrilmesinin gerekliliğini gösteriyor. Peki erkeklerde kısırlık neden olur, erkeklerde kısırlık tedavisi yöntemleri nelerdir, gelin hep birlikte bakalım.

Ne Zaman Erkekte Kısırlıktan Söz Edilebilir?

Pek çok insan korunmayı bıraktığı, her şeyi harfiyen yerine getirdiği ay gebe kalmayı beklemektedir. Ancak kadın veya erkekte infertiliteden söz edebilmek için, özellikle kadının 35 yaşından küçük olduğu çiftlerde 1 yıl düzenli ilişki neticesinde gebelik elde edilememiş olması gerekmektedir.

Eğer bu süre içerisinde gebelik gerçekleşmediyse, çiftlerden en az birinin bir sağlık problemi olabileceğini düşünmek gerekir. Böyle bir durumda kadında ve erkekte birtakım tetkikler yapılarak herhangi bir problem olup olmadığı tespit edilmelidir.

Erkeklerde Kısırlık Nedenleri Nelerdir?

Erkeklerdeki kısırlığın pek çok farklı nedeni olabilir. Bazen doğuştan gelen anormallikler kısırlığın sebebi olabildiği gibi genetik sorunlar, iltihaplı hastalıklar veya daha önce gerçekleştirilmiş cerrahi işlemler de erkekte kısırlığa sebep olabilir ve bunlar çoğaltılabilir. O zaman erkek kısırlık nedenleri nelerdir, daha ayrıntılı inceleyelim:

  • Spermdeki Üretim Bozuklukları

Erkeklerde kısırlığa sebep olan en yaygın problemlerdendir. Erkeğin yaşam biçimi, beslenmesi, alkol ve sigara gibi zararlı madde kullanımı veya kullandığı ilaçlar sperm üretimi direkt olarak etkilemektedir. Bunların yanında kromozomal veya genetik problemler, hormonal bozukluklar veya kemoterapi gibi tedaviler de sperm üretimini bozabilir. Kimi zaman çocukken geçirilmiş hastalıklar veya böbrek yetmezliği gibi birtakım hastalıklar da sperm üretimini olumsuz etkileyebilir.

Sperm sayısı, morfolojisi, DNA hasarı olup olmadığı gibi faktörler de gebeliğe engel oluşturabilir.
Spermi olmayan erkeğin bebeği olur mu? Konulu yazımızı inceleyebilirsiniz. Aşağıdaki bağlantıya tıklayın.
  • İnmemiş Testis

İnmemiş testisler genellikle fetal gelişim esnasında ortaya çıkmakta olup, testislerden bir veya ikisinin skrotumda, yani testislerin normalde olması gereken yerde olmayıp, daha yukarıda veya karın içinde olması durumudur. Bu durum ileride testis kanserine sebep olabileceği gibi erkeklerde kısırlığa da neden olabilir.

  • Hormonal Bozukluklar

Erkekte sperm oluşumu, tıpkı kadınlarda olduğu gibi hormonlar sayesinde gerçekleşir. Sperm oluşumunda rol alan FSH, LH, testosteron ve östrojen hormonlarının herhangi birinin üretiminde meydana gelen aksaklık sperm üretimini bozabilir. Özellikle östrojen ve testosteron hormonları arasındaki dengenin bozulması, sperm kalitesini düşürerek hamile kalmayı zorlaştırabileceği gibi kısırlığa da sebep olabilir.

  • Anti-sperm Antikorları

İnfertilite tanısı konan erkeklerde yaklaşık %12’lere varan oranda anti-sperm antikorlarına rastlanmaktadır. Antikorlar sperme bağlanan protein molekülleridir.

Sperme bağlandıklarında onların aktivitelerini olumsuz etkilerler. Bu da sperm kalitesi, hareketliliğini ve canlı sperm sayısını azalmakta, dolayısıyla erkekte kısırlığa neden olabilmektedir.
  • Tümörler

Kanserler erkek üreme organını veya üremenin gerçekleşmesinde rol alan hormonların salgılandığı hipofiz bezini olumsuz etkileyerek kısırlığa neden olabilir. Bazı durumlarda tedavi için radyasyon, ameliyat veya kemoterapi gerekebilir. Spermi olmayan erkekler baba olabilir mi? Konulu videomuzu izleyebilirsiniz.

  • Kromozom Bozuklukları

Döllenme sırasında meydana gelen kromozom bozukluları da kısırlık nedenidir. Normalde döllenme esnasında anneden bir X, babadan ise bir X veya Y kromozomu gelmektedir. Erkekten X geliyorsa XX olarak kız bebek, Y geliyorsa XY olarak erkek bebek dünyaya gelir. Ancak bazen bir problem olur ve XXY gibi bir birleşim meydana gelebilir.

Klinefelter sendromu adı verilen bu cinsiyet bozukluğu erkek kısırlığının genetik nedenlerinden biridir. Ayrıca kistik fibrozis ve Kallmann gibi genetik hastalıklar da erkekte kısırlığa neden olabilmektedir.
 
  • Daha Önce Geçirilmiş Ameliyatlar

Kasık fıtığı veya prostat ameliyatı gibi daha önceden geçirilmiş operasyonlar erkeklerin üreme sağlığını olumsuz etkileyebilir.

  • Çölyak Hastalığı

Yapılan bazı araştırmalar çölyak hastalığının erkeklerde üreme bozukluğuna yol açabileceğini göstermiştir. Ancak bu konu hakkındaki araştırma sayısı oldukça azdır. Yine de spermde morfoloji bozukluğu yaşayan erkeklerin çölyak diyeti uyguladıktan sonra morfolojilerinde düzelme gözlemlenmiştir.

  • Enfeksiyonlar

Bel soğukluğu, tüberküloz ve birtakım bakteriyel enfeksiyonlar üreme kanallarında tıkanıklığa yol açarak erkekte kısırlığa neden olabilir. Bu enfeksiyonlar spermin hareket kabiliyetini de olumsuz etkileyebilir. Ayrıca cinsel temasla bulaşan klamidya, mikoplazma ve üreoplazma enfeksiyonları da sperme zarar vererek kısırlığa neden olabilir.

  • Varikosel

Kısırlık şikayeti olan erkeklerin neredeyse yarısında saptanan bir rahatsızlıktır. Skrotum adı verilen yumurtalık torbasının etrafında bulunan varisli damarlar olarak tanımlanan bu hastalık, genellikle herhangi bir şikayete sebep olmadığından kolayca fark edilmemektedir. Genişleyen damarlar testislerde ısı artışına neden olduğundan sperm üretimini olumsuz etkilemektedir. Ayrıca genişleyen damarlar içerisinde biriken kandaki oksijen miktarının azalması da sperm üretimini olumsuz etkilemektedir.

  • İlaç Kullanımı

Kanser tedavisinde kullanılan kemoterapi ilaçları, bazı antifungal ilaçlar, mide ilaçları ve bazı depresyon ilaçları gibi ilaçların kullanımı sperm kalitesini ve üretimini olumsuz etkileyebilir. Ayrıca meslek nedeniyle maruz kalınan ilaçlar da üremeyi olumsuz etkileyebilir. Böcek ilaçları, tarım ilaçları ya da akü ve pil sanayiinde kullanılan malzemeler de sperm üzerinde olumsuz etki yaratabilir.

  • Sıcak Ortamda Bulunmak

Özellikle meslek gereği sıcak ortamda çalışmak, erkekte üreme problemlerine sebep olabilir. Fırın, hamam veya fabrikaların sıcak üretim merkezlerinde çalışan kişilerde görülme olasılığı daha yüksektir. Bunun yanı sıra aşırı sıcak su ile duş almak, sık sık hamama gitmek veya testisleri sıcak tutacak dar giysiler giyinmek erkek kısırlık nedenleri arasındadır.

  • Cinsel İlişki Sorunları

Bazı durumlarda sperm üretiminde bir problem olmasa dahi erken boşalma, ereksiyon olamama, ağrılı ilişki veya üretral açıklık gibi anatomik problemlerden ötürü erkek bebek sahibi olamayabilir.

  • Boşalma Problemleri

Bazen erkeklerde orgazm sırasında dışarı çıkması gereken semen, mesaneye kaçabilmektedir. Retrograd ejakülasyon ismi verilen, kuru orgazm olarak da tabir edilen bu problem erkek kısırlığı sebebi olabilir.

  • Yaşam Tarzı

Stresli yaşam, depresyon, obezite, sigara veya alkol kullanımı gibi sağlıksız yaşam tarzı da erkeklerin üreme sağlığını olumsuz etkileyebilmekte ve erkekte infertilite sebebi olabilmektedir. Erkeklerde Kısırlık Neden Olur? Tedavisi Nasıldır?

Erkeklerde Kısırlık Tedavisi Nasıl Olur?

Erkekte kısırlık tedavisi yöntemini belirleyebilmek için öncelikle doktor tarafından fiziksel muayene yapılarak tıbbi öykünün dinlenmesi ve semen analizi yapılması gerekir. Duruma göre hormon testi, genetik testler, testis biyopsisi, transrektal ultrason veya skrotal ultrason gibi detaylı testler istenebilir. Bu testlerin neticesine göre de gerekli tedavi işlemleri uygulanır.

  • Erkekte kısırlık nedenlerinin büyük çoğunluğunu oluşturan varikosel veya sperm kanalı tıkanıklığı gibi problemler tespit edildiyse bu sıkıntılar ameliyat ile giderilebilir.
  • Erkekte hiç sperm yoksa mikro TESE operasyonu ile testislerden doku alınarak sperm elde edilebilir.
  • Eğer erkekte sperm sayısı veya hareketli sperm sayısı az ise mikroenjeksiyon yöntemiyle gebelik elde edilebilir.
  • Eğer enfeksiyon tespit edildiyse kişi antibiyotik ilaçlarla tedavi edilebilir, enfeksiyon çok fazla ilerlememişse çocuk sahibi olunabilir.
  • Eğer yapılan hormon testlerinde dengesizlikler görüldüyse doktorun vereceği hormon ilaçlarıyla veya hormon replasman tedavisiyle üreme fonksiyonu geri kazanılabilir.
  • Eğer cinsel işlev bozukluğu söz konusu ise doktorun yönlendirmesi ile psikolojik tedavi veya ilaçlar yardımıyla bu bozukluk giderilebilir.
  • Bazen gebelik oluşamamasının nedeni erkekteki spermlerin büyük oranında DNA hasarı olmasından kaynaklanıyor olabilir. Özellikle tüp bebek uygulaması yapmak isteyen çiftlerin öncelikle bu probleme sahip olup olmadıklarını tespit etmenin başarı oranını artırmak açısından önemli olduğu düşünülüyor. Yapılan TUNEL ve SCSA testleriyle DNA hasarı tespit edildiyse, erkeğin beslenme ve yaşam tarzını değiştirmesi istenerek, E vitamini gibi birtakım ilaçlar verilerek hasar oranı düşürülebilir. Bu şekilde doğal yollardan gebelik de sağlanabilir.

Erkeklerde kısırlık çoğu zaman infertiliteye sebep olan nedenlerin bulunması ve doğru yöntemlerin uygulanması ile tedavi edilebilir. Ancak bazen hiçbir yöntem erkekte kısırlığa çözüm olmayabilir. Erkeklerin doğurganlıklarını artırabilmeleri için sağlıklı yaşam tarzını seçmeleri ve düzenli egzersiz yapmaları tavsiye edilmektedir. Bu şekilde hem sağlıklı bir yaşantıya sahip olabilir hem de doğurganlıklarını artırabilirler.

]]>
https://www.bebek.com/erkeklerde-kisirlik-neden-olur-tedavisi-nasildir/feed/ 0 https://www.youtube.com/embed/HpW-t2Idqz4 Kısırlık ve Tüp Bebek Tedavisi - Bebek.com nonadult
Yumurta Çatlatma İğnesi Nedir? Nasıl Yapılır? https://www.bebek.com/yumurta-catlatma-ignesi/ https://www.bebek.com/yumurta-catlatma-ignesi/#respond Fri, 28 Aug 2020 10:00:46 +0000 https://www.bebek.com/?p=28607 Günümüzde çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerin karşısına çıkan en büyük sorun infertilitedir. İnfertilite yani kısırlık, kadından veya erkekten ya da her ikisinden kaynaklı bazı üreme sistemi sorunlarından dolayı gebelik elde edilememesi durumudur ve bu sorun için birçok tedavi yöntemi vardır.

Yumurta çatlatma iğnesi de bu amaçla en sık başvurulan yöntemlerden biridir. Bu kadar sık tercih edilen bir tedavi şekli olması, pek çok sorunun da akıllara takılmasına yol açabilmektedir.

Yumurta çatlatmaya yarayan bu iğne nedir, nasıl kullanılır? Ne işe yarar? Merak ettiğiniz her şeyi sizler için derledik.

Yumurtanın Çatlaması Ne Demektir?

Çatlatıcı iğnelerden bahsetmeden önce yumurta çatlatma ne anlama geliyor, bunu öğrenmek gerekir. Böylelikle yapılan uygulamanın amacı daha rahat anlaşılabilir.

Döllenmenin meydana gelebilmesi için öncelikle şu aşamaların gerçekleşmesi gerekir:

  1. Kadının vücudunda doğduğu ilk günden beri folikül isimli keseciklerin içerisinde yumurta hücreleri vardır ve bu kesecikler her ay belli bir olgunluğa ulaşır.
  2. Foliküllerin olgunlaşabilmesi için LH (Luteinleştirici hormon) ve östrojen hormonlarının en üst seviyeye ulaşması gerekir.
  3. Bu hormonlar yeterli seviyeye ulaştığında folikülü uyararak olgunlaşmasını sağlar ve ardından olgunlaşan folikülü çatlatır. Bu olaya yumurtlama (Ovülasayon) adı verilir.
  4. Çatlayan folikülün içerisindeki yumurta hücresi dağılarak fallop tüplerine ilerler ve buradaki yapılar tarafından tutulur.
  5. Fallop tüplerinde sperm hücresi ile karşılaşan yumurta hücresi sperm tarafından döllenir.

Görüldüğü gibi döllenmenin gerçekleşmesi ancak ve ancak yumurtanın çatlaması ile mümkün olabilmektedir. Eğer foliküller olgunlaşarak çatlamaz ve yumurta hücreleri tüplere ilerlemezse döllenme ve gebelik söz konusu olamaz.

Yumurta Çatlatma İğnesi Nedir?

Bir kadının vücudundaki yumurta rezervi içerisinden her ay bir adet yumurta hücresi olgunlaşarak çatlamaktadır. Fakat bazı kadınlarda bu hücreler olgunlaşsa dahi çeşitli nedenlere bağlı olarak çatlama olayı kendiliğinden gerçekleşmeyebilir. Bu gibi durumlarda dışarıdan bir uyarıcıya ihtiyaç duyulur.

Yumurta çatlatma iğnesi, içerisinde HCG hormonu bulunduran ve üreme hücrelerinin çatlamasında etkili rolü olan LH hormonuna benzer etki gösteren bir ilaçtır.

Piyasada Pregnyl veya Ovitrelle isimleri ile bilinen bu iğneler, yumurtlama sorunu yaşayan kadınlara uygulanarak döllenmenin ilk adımını gerçekleştirmeye yardımcı olur.

Çatlatma İğneleri Hangi Amaçla Kullanılır?

Çatlatma iğneleri hamile kalamayan her kadına uygulanmaz. Öncelikle birtakım testler ve tetkikler sonrasında kişinin yumurtlama yeteneği tespit edilir.

  • Folikül kesesindeki yumurta hücreleri olgunlaşabiliyor, ancak kendiliğinden çatlayamıyorsa,
  • Kişinin çatlamaya engel olabilecek bir sağlık problemi varsa,
  • Kişi aşılama tedavisi görüyorsa,
  • Kişi tüp bebek tedavisi görüyorsa,

çatlatıcı iğnelerin kullanımına başvurulabilir.

Çatlatma İğnesi Nasıl Uygulanır?

Yumurta Çatlatma İğnesi Nasıl Uygulanır?
Yumurta Çatlatma İğnesi Nasıl Uygulanır?

Çatlatma iğnesi, kullanım amacına göre farklı şekillerde uygulanabilir.

Cilt altından kas içine doğrudan enjekte edilen bu ilaç; kalçadan, üst kolun arka kısmından veya göbekten yapılabilir.

  • Tüp bebek tedavisi için kullanılıyorsa;

Öncelikle adetin 2. gününden başlanarak yaklaşık 10-11 gün süre ile yumurtalıkları uyarıcı ilaçlar uygulanır. Bu uygulama sırasında ara ara yumurtalıklar ultrasonografi ile görüntülenerek yumurtaların gelişimi kontrol edilir. İlaç uygulaması sonrası yumurtalar yeterli olgunluğa eriştiğinde çatlatma iğnesi yapılır. İşlemden 36 saat sonra da çatlayan yumurtalar toplanarak daha önceden toplanmış sperm hücreleri ile laboratuvar ortamında birleştirilir.

  • Aşılama tedavisi için kullanılıyorsa;

Olgunlaşan yumurtaların çatlaması için enjeksiyon uygulanır ve 36 saat sonra fallop tüplerine sperm hücresi aşılanır.

  • Sadece çatlamanın gerçekleşmesi isteniyorsa;

İğne, LH hormonunun görevini üstlenmesi için yapılır. 16-22 mm büyüklük elde edildikten sonra işlem yapılır. Ardından 36 saat sonra çatlamanın olması beklenir. Bu arada işlemden birkaç gün öncesinde ve birkaç gün sonrasında cinsel birliktelik sağlanarak çatlayan yumurtanın sperm hücresi ile karşılaşma olasılığı artırılır.

Yumurta Çatlatma İşlemi Ne Zaman Yapılır?

Vücudun belli bir yumurtlama zamanı vardır. Bir kadının ovülasyonla ilgili sıkıntıları varsa çatlatma iğnesini kendi isteğine göre alıp uygulaması doğru bir hareket değildir. Çünkü enjeksiyonun işe yarayabilmesi için doğru zamanda uygulanması gerekir.

Peki çatlatma iğnesi ne zaman yapılır?

Çatlamanın meydana gelebilmesi için yumurta hücresinin belli bir olgunluğa erişmiş olması gereklidir. Ancak her kadının ovülasyon tarihi farklıdır. Ultrason kontrolleri ve hormon testleri ile vücuttaki LH ve östrojen seviyelerinin en üst seviyeye ulaşması beklenir. Böylelikle yumurta belirli bir büyüklüğe ulaşabilir. Hücre yaklaşık 16-22 mm boyuta ulaştığında çatlatma iğnesinin yapılması için ideal büyüklük elde edilmiş olur. Gerekli olgunluk elde edildikten sonra iğne yapılabilir.

Çatlatma İğnesinin Yan Etkileri Nelerdir?

catlama-ignesinin-yan-etkileri-nelerdir

Çatlatma iğneleri, yumurtlamayı destekleyen ve olgunlaşan yumurtanın çatlayarak döllenmesine yardımcı olmak amacıyla uygulanan tıbbi bir işlemdir. Bu nedenle diğer birçok tıbbi uygulamada olduğu gibi bu yöntemin de birtakım yan etkileri vardır.

Yumurta çatlatma iğnesinin yan etkileri şunlardır;

  • İşlem sırasında enjeksiyon uygulamasından kaynaklı olarak biraz ağrı olabilir.
  • İşlem sonrasında folikülün çatlaması ve yumurta hücrelerinin dağılmasına bağlı olmak üzere kişide karın veya kasık ağrısı meydana gelebilir.
  • İğnenin içeriğinde folikül uyarıcı hormon olarak bilinen FSH vardır ve bu hormon vücuda girdikten sonra göğüslerde hassasiyet yaratabilir.
  • Yine FSH hormonunun miktarı nedeniyle vajinal akıntıda artış görülebilir.
  • Vücut ısısında bir miktar yükselme yaşanabilir.
  • Uygulama sonrası birkaç gün cinsel istek artışı meydana gelebilir.

Tüm bu yan etkiler iğnenin içeriğinden veya çatlamanın gerçekleşmesinden kaynaklı ortaya çıkan olağan etkilerdir ve yaşanması normaldir. Aynı zamanda yumurta çatlama belirtileri arasında da sayılabilir. Ancak uygulamanın yapıldığı her kadında mutlaka görülmez.

Bu belirtilerin dışında;

  • Yüksek ateş
  • Mide bulantısı
  • Kusma
  • Nefes darlığı

gibi bulgular gözlemleniyorsa muhakkak bir doktora veya sağlık kuruluşuna başvurulması gerekir. Bu belirtiler yumurtalıkların aşırı uyarılması sonucu gerçekleşmiş olabilir ve müdahale gerektirir. Bu uyarılmaya ovaryan hiperstimülasyon sendromu (OHSS) adı verilir ve bazı durumlarda tehlikeli olabilmektedir.

Yumurtanın Çatlayıp Çatlamadığı Nasıl Anlaşılır?

Diğer infertilite tedavilerinde olduğu gibi çatlatma iğnelerinin de sonucu merak uyandırır ve çiftler uygulamanın başarılı olup olmadığını anlamak isterler.

Eğer işlem yapıldıktan yani iğne enjeksiyonu gerçekleştikten 14 gün sonra adet kanaması yaşanmışsa yumurta çatlamış, ancak gebelik sağlanmamıştır.

Fakat uygulama sonrası yani enjeksiyondan yaklaşık 36 saat sonra kasık bölgesinde tek taraflı veya çift taraflı bir ağrı söz konusu ise, bu ağrı folikülün çatlaması ile içerisinde bulunan yumurta hücrelerinin bir miktar sıvı ile dağılması nedeni ile meydana gelmiştir. Kısacası yumurtanın çatladığının habercisidir.

Yumurta çatlatma iğnesi kullanımının asıl amacı, doğurganlık şansını artırmaktır. Unutulmamalıdır ki, gebelik elde edebilmede etkili olan başka birçok faktör bulunmaktadır. Bebek sahibi olmak için tek başına enjeksiyon uygulaması yeterli olmayabilir.

[box type=”info” align=”” class=”” width=””]

“Kısırlık Testi Nasıl Yapılır?” Konulu yazımızı okumak için aşağıdaki bağlantıya tıklayabilirsiniz.

Kısırlık Testi Nasıl Yapılır? : https://www.bebek.com/kisirlik-testi-nasil-yapilir/

[/box]

]]>
https://www.bebek.com/yumurta-catlatma-ignesi/feed/ 0
Kısırlık Riskini Artıran Gıda ve Maddeler Nelerdir? https://www.bebek.com/kisirlik-riskini-artiran-gida-ve-maddeler-nelerdir/ https://www.bebek.com/kisirlik-riskini-artiran-gida-ve-maddeler-nelerdir/#respond Fri, 14 Aug 2020 10:00:46 +0000 https://www.bebek.com/?p=28500 Genellikle geçmişte, bugün ya da gelecekte aile kuran çiftlerin en büyük hayali anne baba olmak olmuştur ya da olacaktır. Çiftler ister kız ister bir erkek bebeğin hayalini kursun, ilk kriterleri tabii ki bebeklerinin sağlıklı olmasıdır. Ancak günümüz koşulları, bireylerin alışkanlıkları ve yaşam şekillerinden dolayı bebek sahip olmaları artık her geçen gün zorlaşmaktadır.

Bireylerin bebek sahibi olamamalarında hava, su ve toprak kirliliği başta olmak üzere çevre kirliliği, fazla radyasyona maruz kalma, yoğun çalışma temposunun getirdiği stres gibi etkenler elbette ki etkili olmaktadır. Ancak beslenmenin kısırlık üzerine etkisi bilimsel olarak yadsınamaz düzeydedir.

Bu nedenle anne ve baba olmak isteyen çiftler başta olmak üzere tüm bireyler kısır yapan yiyecekler konusunda bilinçli olmak zorundadır.

Kısırlık Nedir? Erkek ve Kadınlarda Kısırlığın Sebepleri Nelerdir?

Çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerin %80’inden fazlası yaklaşık 1 ay içerisinde gebe kalmaktadır. Ancak bu oranın yüksek olması 1 ay içerisinde hamile kalamayan bireylerin bebek sahibi olamayacağı anlamına gelmez. Normal koşullarda bir çiftin hiçbir tedbir almadan 1 yıl boyunca gebe kalamaması normal kabul edilir.

Ancak 1 yıla rağmen gebe kalınmaması durumu ise kısırlık olarak ifade edilir. Yani kadında gebeliğin hiç görülmemesi ya da daha önce gebelik görülmüş olsa bile sonradan 1 yıl boyunca gebe kalınamaması durumudur.

Kadınlarda Kısırlık Sebepleri

  • Yumurta sayısının az olması. Doğuştan ya da yaşamın herhangi bir döneminde meydana gelen bir rahatsızlıktan dolayı yumurta hücresi rezervinin azalması.
  • Yumurtlama zamanı ve yumurtlama sıklığından kaynaklı problemler.
  • Yumurta ile spermin birleşip, döllenmenin gerçekleştiği yumurta kanalının tıkalı olması.
  • Rahimin yapışık olması.
  • Bebeğin tutunup gelişmesini sağlayan rahim içi dokunun, rahim dışında oluşması.
  • Sigara, alkol, sağlıksız beslenme gibi çevresel faktörler.

Erkeklerde Kısırlık Sebepleri

  • Spermin şeklinde meydana gelen genetik değişiklik erkeklerde kısırlık sebeplerindendir. Sorunun sebebi ise şekli değişik spermin hareket kabiliyetini azalmasıdır.
  • Testislerde sperm üretiminin verimsiz olmasından kaynaklı sperm sayısının az olması.
  • Spermin testislerden çıkıp sperm kanalına ulaşmasını sağlayan kanalların tıkalı olması.
  • Sigara, alkol, sağlıksız beslenme gibi çevresel faktörler.

Kısırlık Tedavisinde Beslenmenin Önemi; Gerçekten de Kısır Yapan Şeyler Var mıdır?

kisirlik-tedavisinde-beslenmenin-onemi

Kadınlarda ve erkeklerde kısırlık sebeplerine bakıldığında, çevresel faktörlerin her iki cinste de ortak sebeplerden kaynaklı olduğu görülmektedir. Bu çevresel faktörlerin başında ise beslenme gelmektedir. Beslenmenin gebe kalma olasılığını artırma ya da bu olasılığı azaltma ile ilişkisi bilimsel olarak da kanıtlanmıştır.

Bu gerçekten yola çıkacak olursak, sağlıklı bir şekilde gebe kalabilmek için beslenmemize, yediğimiz yiyeceklerin kalitesine ve içeriğine dikkat etmemiz gerektiğinin farkında olmalı ve nelerin kısır yapan şeyler olduğunu mutlaka bilmeliyiz.

Doğurganlık ve sağlıklı bir gebelik için bireylerin beslenme diyetlerinde kısır yapan şeyler kesinlikle yer almamalıdır. Yapılan birçok araştırma sağlıklı beslenme ile kısırlığın son bulabileceğini, düşük oranının azaltılabileceği ve sağlıklı bir gebelik döneminin geçirileceğini göstermiştir.

Çünkü gebeliği sağlayan en önemli faktör hormonlardır ve besinler de hormonların çalışmasını sağlayan temel yapıtaşlarıdır. Yediğimiz besinler, nasıl hormonları düzenleyip doğurganlığa yardımcı olabiliyorsa, aksi durumda kısır yapan şeyler ile beslenmek de doğurganlığınıza zarar verebilir.

Erkekte Kısırlık Yapan Yiyecekler

Sağlıksız beslenmenin doğurganlığa engel olduğunu biliyoruz; ancak bazı yiyecekler hem erkek hem kadınlarda doğurganlığı engellediği gibi bazı yiyecekler ise sperm ya da yumurtaya daha çok zarar vererek cinsiyete özgü olarak üreme sistemine daha fazla zarar verebilir. İşte erkeklerin uzak durması gereken ve erkekte kısırlık yapan yiyecekler.

  • Kola

Kola içen erkeklerde kısırlık görülme olasılığı içmeyenlere göre çok daha yüksektir. Bunun sebebi ise kola içerisinde bulunan kafein ve yüksek fruktozlu mısır şurubudur. Kafein; sperm sayısını olumsuz etkiler ve sperm şeklini bozarak spermin hareket kabiliyetini azaltır.

Yüksek fruktozlu mısır şurubu ise iki yönlü olumsuz etkiye sahiptir. Koladaki yüksek fruktoz, yani şeker; insülin direncini artırır ve insülin direnci de doğurganlığı azaltır. Koladaki mısır şurubunun üretiminde kullanılan atrazin denen madde ise, sperm sayısını azaltmaktadır.

  • Yapay tatlandırıcı olan “aspartam”

yapay-tatlandirici-aspartam

Yapay tatlandırıcılar ya da diyet kola gibi yapay tatlandırıcı kullanılan yiyecek ve içeceklerin sperm sayısını azalttığı ve spermin DNA yapısını bozduğu kanıtlanmıştır.

  • Soya, soya içerikli yiyecek ve içecekler

Farklı soya bazlı içecekler ve bebek sahibi olmak isteyen erkekler üzerinde yapılan araştırmalar, bu yiyeceklerin östrojen seviyesini artırarak erkeklerin üreme olasılığını azaltmaktadır.

  • PBA, yani Bisfenol A’ ya maruz kalan yiyecekler

Su şişeleri, plastik konserve kutuları mikrodalgada kullanım özelliği olan gıda paketleri ve alüminyum konserve kutularının iç yüzey kaplamaları BPA içerdiğinden, bu kapların içerisinde bulunan yiyeceklere de BPA nüfuz etmektedir. BPA’ya maruz kalan yiyecekler ise erkeklerde sperm DNA’sı hasarına sebep olmaktadır.

  • Trans yağ asitleri içeren yiyecekler

Patlamış mısır, cips, patates kızartması, börek, donmuş yiyecekler, hazır soslar, çikolata, dondurma, fast food ve hayvansal yağlar gibi yüksek oranda trans yağ asitleri içeren besinler erkekte kısırlık yapan yiyecekler denince ilk akla gelen yiyecek çeşitlerindendir. Çünkü trans yağ asitleri sperm üretimini azaltan bir etkiye sahiptir.

  • Omega-3 bakımından eksik beslenme

Beslenmesinde balık, yani omega-3’e yeteri kadar yer vermeyen erkeklerde kısırlık oranı daha yüksektir.

  • GDO’lu besinler

Doğurganlığı azaltan ve erkekte kısırlık yapan yiyecekler denince akla ilk gelen etmenlerden biri GDO’lu yani genetiği değiştirilmiş yiyeceklerdir.

Kadında Kısırlık Yapan Yiyecekler

Erkeklerde kısırlığa sebep olan besinler, erkeklere etki ettiği kadar yoğun olmasa da elbette ki kadınlar için de olumsuz etkilerde bulunmaktadır. Ancak bunların dışında bilimsel olarak kanıtlanmış kadında kısırlık yapan yiyecekler aşağıdaki gibidir:

  • Yağı azaltılmış yiyecekler

Fazla düşük yağlı süt ve süt ürünleri kadında kısırlık yapan yiyecekler listesinin başında gelmektedir. Bakıldığında yarım yağlı süt, yağı azaltılmış yoğurt gibi ürünler ilk etapta sağlıklıymış gibi görünse de doğurganlığı olumsuz etkilemektedir. Uzmanlar ürünlerin doğal yağ oranıyla tüketilmesini, azaltılıp artırılması gibi dışarıdan müdahale edilmemesi gerektiğini söylemektedirler.

  • Günlük süt tüketiminin az olması

gunluk-sut-tuketiminin-az-olmasi

Günde en az 1 defa tam yağlı süt tüketen kadınlarda kısırlık görülme olasılığı daha azdır. Yarım yağlı süt yerine tam yağlı süt tüketen kadınlarda gebeliği sağlayan hormonların çalışması çok daha etkili gerçekleşmektedir. Çünkü doğal yağ asitleri hormonların yapı taşlarını oluşturmaktadır.

  • Vejetaryen Beslenme

Katı bir vejetaryen diyet yapan kadınlarda kısırlık görülme olasılığı; normal, yani hem hayvansal hem bitkisel ürünler tüketen kadınlara göre çok daha yüksektir. Çünkü hayvansal besin tüketmeyen kadınların çinko, demir, B12, folik asit, demir gibi vitamin ve minerallerin eksik olması üreme sistemini olumsuz etkilemektedir.

  • Alkollü içecekler

Erkekleri de olumsuz etkileyen alkollü içecekler, kadınların üreme sistemi üzerinde çok daha fazla olumsuz etkiye sahiptir. Alkol, kadınlarda yumurtlamayı, hormonların çalışma miktarını olumsuz etkileyerek kısırlığa sebep olmaktadır.

  • Omega-3 yağ asitleri bakımından eksik beslenme

Balık, keten tohumu, fındık, fıstık, ceviz, ıspanak, kabak, yeşil biber gibi omega-3 yağ asidi bakımından zengin yiyeceklerin yeteri kadar tüketilmemesi kadınlarda kısırlık olasılığını büyük miktarda artırmaktadır.

Çiftlerin bebek sahibi olabilmesi ve gebelik dönemlerini sağlıklı bir şekilde geçirebilmeleri için kısır yapan yiyecekler ile aralarına mesafe koymaları gerekmektedir. Çiftlerin bu besinlerden uzak durmanın yanında sigara gibi bağımlılık yapan maddeler, stres, GDO’lu besinler ve işlenmiş gıdalardan uzak durmaları gerekmektedir. Organik beslenmeli, zararlı kimyasallara ve ilaçlara maruz kalmamalıdır.

Beslenme başta olmak üzere, çevresel faktörlerde olumlu anlamda değişikliklere gidildiği takdirde çiftlerin bebek sahibi olma olasılıklarında ciddi bir artış olması kaçınılmazdır.

 

“Kısırlık Testi Nasıl Yapılır?” Konulu yazımızı okumak için aşağıdaki bağlantıya tıklayın.

Kısırlık Testi Nasıl Yapılır?: https://www.bebek.com/kisirlik-testi-nasil-yapilir/

 

]]>
https://www.bebek.com/kisirlik-riskini-artiran-gida-ve-maddeler-nelerdir/feed/ 0
Tüp Bebek Tedavisi Hakkında Merak Edilen Her Şey! https://www.bebek.com/tup-bebek-tedavisi-hakkinda-merak-edilen-her-sey/ https://www.bebek.com/tup-bebek-tedavisi-hakkinda-merak-edilen-her-sey/#respond Fri, 17 Jul 2020 12:00:25 +0000 https://www.bebek.com/?p=27929 Anne ve baba olmak isteyen çiftler için bazen işler yolunda gitmeyebilir ve bu durumda tüm uğraşlara rağmen doğal yollardan gebelik durumu yaşanamaz. Buna maruz kalan ebeveyn adaylarına, çözüm sunan tüp bebek uygulaması değerlendirilir.

Bebek isteyen anne ve baba adayları için çözümler sunan tüp bebek tedavisi, son yıllarda artan pozitif sonuçları ile dikkat çeken bir üreme yöntemi. Bu yöntemin ayrıntılarına hakim olmak ve bilinçli bir süreç geçirmek için bilmeniz gereken detaylar var.

Tüp Bebek Nedir?

Tüp bebek, doğal yollarla çocuk sahibi olamayan çiftlere uygulanan bir yardımcı üreme tekniğidir. Bu üreme yönteminde, anne ve baba adayından alınan üreme hücreleri laboratuvar ortamında bir araya getirilerek döllenmenin sağlanması amaçlanır. Bu laboratuvar ortamında gebelik sürecine doğru adım adım ilerleme işlemleri bütününe ise tüp bebek tedavisi denir.

Tüp Bebek Nasıl Yapılır?

Kadın üreme hücrelerine yumurta denir. Erkek üreme hücreleri ise sperm olarak tanımlanır. Kadından yumurta, erkekten spermler toplanır ve bu üreme hücrelerinin laboratuvarda bir araya getirilerek döllenmesi sağlanır. Döllenen yumurtalar, bölünür ve bu sayede oluşan embriyo gelişmeye başlar. Laboratuvarda oluşan ve gelişen embriyo, kadının rahmine yerleştirilir.

Embriyonun kadın rahmine tutunmasından sonra süreç doğal yollardan oluşan gebelik gibi ilerler. Yani tüp bebek tedavisinin doğal yöntemlerle gebelikten tek farkı, yumurtanın dışarıda döllenmesi ve anne rahmine sonradan yerleştirilmesi olayıdır.

Tüp Bebek Tedavisi Aşamaları Nelerdir?

Bu tedavi süreci tek bir işlemden oluşmaz. Yani tüp bebek aşamaları, adım adım gerçekleşir. Geçireceğiniz aşamalar hakkında bilgi sahibi olmalı ve süreci en bilinçli şekilde takip etmelisiniz. İşte adım adım tüp bebek aşamaları:

  • Bilgi sahibi olma ve değerlendirme aşaması: Hayatın hemen hemen her eyleminde olduğu gibi tüp bebek tedavisi sürecinde de eğitim şart. Bu nedenle tedavi, gerekli eğitimlerle başlar. Doktorlar işe, anne ve baba adayına geçirilecek işlemler hakkında bilgi vermekle başlar. Ebeveynler bu eğitimden sonra; tedavi planı, prosedürler, ilaçların kullanımı ve diğer ayrıntılar konusunda bilgi sahibi olur. Anne ve baba adayının varsa geçmiş tedavi hikayeleri dinlenir. Gerekli tahliller yapılır.
  • Yumurtalıkların uyarılması ve oluşturulması: Tüp bebek tedavisinde ilk somut aşama budur. Bu aşamada, anne adayının yumurtalıklarında çok sayıda yumurta üretilmesi amaçlanır.

Yumurtalıklarda yumurta gelişiminin uyarılması için anne adayına bazı ilaç tedavileri (İlaç alımı genelde cilt altına uygulanan enjeksiyon şeklinde gerçekleşir.) uygulanır. Yumurtalıkların ilaçla uyarılması 10-12 günde tamamlanır. Yumurta gelişimini ve kandaki hormon düzeyini izlemek için sık sık kontrole gidilmesi gerekir. Uyarılma ve oluşturma aşaması önemlidir çünkü ne kadar çok yumurta üretilirse, tedavinin başarılı olma olasılığı o kadar yüksektir.

  • Yumurtaların toplanması: Birinci aşama sırasında yeterli sayıda yumurtanın olgunlaştığı tespit edildiğinde sonraki aşamaya geçilir. Oluşan yumurtaların gelişimini son aşamaya getirmek için anne adayına enjeksiyon (çatlatma iğnesi) uygulanır. Bu ilaç enjeksiyonundan sonra 36 saat beklenir ve yumurta toplama işlemine başlanır. Bu işlem, vajinal ultrasonografi aletine bağlı bir iğnenin vajinadan geçirilerek yumurtalıklardaki yumurtaların toplanmasını sağlar.

Yumurta toplama operasyonu sırasında anne adayına lokal ya da genel anestezi uygulanır. Operasyon, 15-30 dakikaya kadar tamamlanır. Bu aşamada özel bir durum yoksa hastanede kalmak gerekmez. Genelde anne ve baba adayı birkaç saat dinlendirilir ve taburcu edilir.

  • Döllenme: Kadından yumurta toplanırken aynı esnada erkekten de sperm hücreleri alınır. Elde edilen dişi ve erkek üreme hücreleri laboratuvar ortamında döllenir. Döllenen yumurtalar birkaç gün izlenir ve uygun görülen zamanda, aralarında en kaliteli olanlar seçilerek son aşamaya geçilir.
  • Embriyo transferi: Bir önceki aşamada seçilen en kaliteli embriyolardan bir veya birden fazlası kadının rahmine yerleştirilir. İşlem ultrasonografik gözlem altında yapıldığı için idrar torbasının yeterli miktarda dolu olması gerekir. Bu nedenle işlem öncesi anne adayından bol bol su içmesi ve idrar torbasını doldurması istenebilir.

Transfer herhangi bir anesteziye gerek duymaz ve 5-10 dakika kadar kısa bir sürede embriyo rahme bırakılır. İşlemden sonra kadın 3-4 saat kadar hastanede gözetim altına alınarak taburcu edilir. Ancak taburcu olsa da anne adayı, evde gün boyu dinlenmelidir.

Son aşama gerçekleştikten sonra sonuç, 14 gün içinde yapılacak gebelik testi ile öğrenilir. Eğer test pozitif ise hamilelik süreci başlar ve anne ultrason taraması randevusu almak için doktora başvurur.

tup-bebek-tedavisi-asamalari-nelerdir

Kimler İçin Tüp Bebek Tedavisi Uygulanır?

  • Korunma yöntemi olmamasına rağmen cinsel birleşmede 1 yıl ve daha fazla sürede hamile kalınmadığında,
  • Kısırlık teşhisi konulan durumlarda,
  • Pelvik ağrı, endometrioz (çikolata kisti) veya tekrarlayan düşük durumlarında,
  • Sperminde kalite bozukluğu ve hareket düşüklüğü olanlarda,
  • Sorunlu cinsel birleşme vakalarında,
  • Anne ve babanın gebeliğe engel olacak genetik bir hastalığa sahip olması halinde,
  • İleri yaştaki kadınlarda (35 yaş ve üstü) tüp bebek tedavisi uygulanır.

Hormon sorunu yaşayan, menopoza girmiş ve cerrahi operasyonlar ile rahmi alınan kadınlarda bu uygulama kullanılamaz. Sperm üretimi olmayan erkeklerin tüp bebek tedavisine katılması ise mümkün olmaz.

Tüp Bebek Tedavisinin Başarı Oranını Düşüren Etmenler Nelerdir?

Henüz bu üreme yöntemini düşünme aşamasında iseniz, önceden gebelik riskini düşüren etmenleri bilmeli ve bunlara göre hareket etmelisiniz. Tüp bebek tedavisinin başarı oranını etkileyen faktörleri şu şekilde sıralayabiliriz.

  • İlerleyen yaş.
  • Fazla kilo.
  • Yumurta ve spermlere zarar veren bağışıklık sistemi sorunlarına sahip olmak.
  • Rahim ve fallop tüplerindeki sorunlar.
  • Azalmış yumurtalık rezervi.
  • Alkol ve sigara kullanımı.
  • Aşırı stres.
  • Düzensiz beslenme.

Kaç Yaşına Kadar Tüp Bebek Tedavisi Yapılır?

Yumurtalık rezervinin iyi durumda olduğu kadınlar, 45 yaşına kadar tüp bebek tedavisinden faydalanabilir. Ancak, 35 yaşından sonra yumurta sayısı azaldığı ve yumurta kalitesi düştüğü için tedavinin başarılı geçme olasılığı düşebilir. Bu nedenle anne adayları eğer çocuk düşünüyorsa bu tedavi yöntemini ilerleyen yaşlara ertelememeleri gerekir.

Tedavinin Başarılı Geçmesi İçin Yapılması Gerekenler

Tüp bebek merkezi aracılığı ile ulaşacağınız uzmanlar zaten sizi en doğru şekilde yönlendirecek ve gerekli tedavileri uygulayacaklar. Ancak bu uygulamanın başarılı geçmesi için sizin de elinizi taşın altına koymanız gerekiyor. İşte bu süreçte dikkat etmeniz gerekenler.

  • Doktorun önerdiği ilaçları düzenli şekilde kullanmak ve muayenelere eksiksiz olarak katılmak.
  • Günde yaklaşık 2 litre su içmek. Özellikle yumurta toplama işleminden sonra sıvı alımını arttırmak.
  • Yumurta toplama işlemine 3 gün kala 2-3 günlük sürecek cinsel perhize sadık kalmak.
  • Doktorun önerisi dışında herhangi bir ilaç ya da antibiyotik kullanmamak.
  • Lifli gıdalardan yararlanmak ve genel olarak dengeli beslenmek.
  • Alkol ve sigara kullanımını bırakmak ve sigara dumanına olabildiğince maruz kalmamak. (Sigara kullanımı, yumurta üremesini yavaşlatır ve düşük riskini yükseltir.)

Olumsuz sağlık şartları nedeniyle çocuk sahibi olamayan çiftler için önemli bir üreme yöntemi olan ve büyük oranda pozitif sonuçlar veren tüp bebek tedavisi için mutlaka iyi araştırma yapmalısınız. Tüp bebek fiyatları konusunu değerlendirmek, doğru tüp bebek merkezi seçimi yapmak ve diğer detayları bilmek, strese girmeden bebeğinize bir adım daha yaklaşmaya ve sürecin kolay bir şekilde geçmesine yardımcı olur.

 

Dilerseniz “Tüp Bebek Tedavisinde Dikkat Edilmesi Gerekenler” Konulu videomuzu izleyebilirsiniz.

 

“Tüp Bebek Tedavisi için En Uygun Zaman Hangisidir?” Konulu yazımızı okumak için aşağıdaki bağlantıya tıklayın.

Tüp Bebek Tedavisi için En Uygun Zaman Hangisidir? : https://www.bebek.com/tup-bebek-tedavisi-icin-en-uygun-zaman-hangisidir/

 

]]>
https://www.bebek.com/tup-bebek-tedavisi-hakkinda-merak-edilen-her-sey/feed/ 0 https://www.youtube.com/embed/slcZyy203Aw Kısırlık ve Tüp Bebek Tedavisi - Bebek.com nonadult
Bekarken Kısırlık Nasıl Anlaşılır? https://www.bebek.com/bekarken-kisirlik-nasil-anlasilir/ https://www.bebek.com/bekarken-kisirlik-nasil-anlasilir/#respond Thu, 23 Apr 2020 10:00:22 +0000 https://www.bebek.com/?p=26607 Dünya Sağlık Örgütü’ne göre kısırlık 1 yıl boyunca düzenli ilişki sonrası gebe kalamama durumu olarak tanımlanır. Ancak evlenmeden önce de bireyin kısır olup olmadığı yönünde testler yapılabilir.

Özellikle ailenizde çocuk sahibi olamayan aile büyükleriniz varsa bekarken kısırlık anlaşılabilir mi diye bir düşünceye kapılmanız çok normal. Bu aşamada aklınızda böyle bir soru varsa bu konuda uzman bir hekim ile görüşebilir ve gerekli testleri yaptırabilirsiniz.

Evlenmeden Önce Yaptırılabilecek Kısırlık Testleri Nelerdir?

Evlilik öncesi kısırlığın tespit edilebilmesi için yapabileceğiniz birçok test bulunur. Ancak kadın ve erkeklere yapılan bu testler birbirinden farklıdır.

Kadınlara Yapılabilecek Testler

  • Kadınlar adet dönemlerinin 2. veya 3. günü hormon testi yaptırabilir. Hormon testinin yapılabilmesi için evli ya da bekar olmanızın hiçbir şeyi değiştir Hormon testinin yanı sıra tiroid fonksiyon testleri, Hepatit B, Hepatit C, toksoplazma ve kızamıkçık gibi serolojik testler de yapılabilir. Genel kan testleri de kısırlığın teşhis edilmesinde kullanılabilir.
  • Bekarken kısırlık testi yaptırmak için ultrasonografiden de faydalanılabilir. Bu uygulama ile rahim ve yumurtalıklar kontrol edilir. Böylece kist ya da ur gibi hamileliğe engel olabilecek problemler ortaya çıkacaktır.
  • Medikal testlerin yanı sıra günlük rutinler ile de kontrol sağlayabilirsiniz. Regl döneminde vücut ısısında bir artış olması beklenir. Bu yumurtlama sürecinin göstergelerinden biridir. Termometre yardımıyla vücut ısınızı kontrol edebilir ve bu sayede fikir sahibi olabilirsiniz.
  • Kadınların regl günlerinin düzenli olması da hamilelik açısından önemlidir. 2-3 ay gecikmeli regl olunması normal bir durum değildir. Bu sebeple sürekli bu gecikmeleri yaşıyorsanız doktorunuzdan detaylı bir inceleme ve değerlendirme yapmasını isteyebilirsiniz.
  • Regl yaşının geçmesi de kısırlığın erken dönemdeki göstergelerinden biri olabilir. Bu sebeple 9-12 yaşında olup regl olmamış genç kızlar için bir doktor görüşü almak önemlidir. Çünkü kadınların hormonal bozuklukları ne kadar erken tespit edilirse tedavisi de o kadar hızlı ve kolay olur. Bu sayede ileride yaşanabilecek sorunların önüne geçilebilir.

Erkeklere Yapılabilecek Testler

  • Erkeklere yapılan kısırlık testleri ise oldukça basittir. 3-5 günlük cinsel perhiz sonrası yapılan sperm sayım testi ile sperm sayısı ve hareketlerini öğrenebilirsiniz.
  • Fiziksel bir sorun olup olmadığının kontrolü için doktor muayenesi yeterli olacaktır.

Bu testlerin yanı sıra evlilik öncesi çiftler doğurganlık check-up’ı yaptırabilir. Bu uygulama kişiye özeldir. Check-up ile enfeksiyon ve hormon testleri, bunun yanında sperm analizi yapılır. Bu sayede çiftler ileride sorun yaşayıp yaşamayacakları hakkında bilgi sahibi olabilirler.

Dilerseniz Kadın ve Erkek İnfertilitesi (Kısırlık) Konulu videomuzu izleyebilirsiniz.

Evlilik Öncesi Hangi Kısırlık Testi Yaptırılmaz?

Erkekler için böyle bir test bulunmamakla birlikte kadınlarda rahim için röntgen filmi çekilmez. Kadınların rahim içine bir sıvı verilir ve bu röntgen filmi o şekilde çekilir. Bu sebeple evlilik öncesinde kadınlara bu filmin çekilmesi tavsiye edilmez ve diğer testlere yönlendirilir.

Evlilik Öncesi Kısırlık Testi Yaptırmanın Faydası Var Mıdır?

evlilik-oncesi-kisirlik-testi-yaptirmanin-faydasi-var-midir

İdeal gebelik yaşının, bireyin fiziksel ve psikolojik olgunluğa eriştiği 20-30 yaşlar arasında olduğu kabul edilir. Ancak günümüz şartlarında farklı sebeplerden ötürü evlilik ve çocuk sahibi olma fikri ötelenir. Ekonomik özgürlüğü eline alma düşüncesi, kariyer kaygısı ya da yaşanılan ilişkiden emin olma isteği gibi sebepler bunların başında gelir.

Hatta yaşam ömrünün uzaması bile evlilik ve çocuk sahibi olma fikrini etkileyen unsurlar arasındadır. Ancak yapılan araştırmalar kadınların 35 yaşından sonra gebe kalma ihtimalinin düştüğünü gösteriyor. Bu durum erkekler içinde geçerlidir.

Gebe kalmak için 1 yıllık düzenli bir cinsel ilişkinin var olması normal kabul edilirken 35 yaşın üstü durumlarda bu sürenin 6 ay olması beklenir. Eğer 6 aylık düzenli ve korunmasız ilişki sonrası gebelik durumu gerçekleşmediyse çiftlerin uzman bir doktorla görüşmesi gerekir.

Sosyal sebepler ve ailede kısırlık vakalarına rastlama durumları göz önüne alındığında evlilik öncesi kısırlık testi yaptırılmak geleceğinizle ilgili fikir sahibi olmanız açısından önemlidir. Eğer ileride size sorun yaratabileceğini düşündüğünüz bir sperm sayısı düzeyine sahipseniz spermlerinizi dondurabilir ve çocuk sahibi olmak istediğiniz zaman tedavi olarak bebek sahibi olabilirsiniz.

Ya da kadınlarda kısırlığa sebep olabilecek kistler ya da hormonal düzensizlikler mevcut ise erken yaşta tedaviye başlanabilir hatta zaman kaybetmeden tüp bebek tedavisi denenebilir. Bu tedavi yöntemleri sayesinde ertelediğiniz evlilik ya da çocuk sahibi olma fikrini kontrol altına almış olursunuz.

Kısırlığa Sebep Olan Çevresel Faktörler Nelerdir?

Kısırlık sadece fiziksel, genetik ya da biyolojik kaynaklı değildir. Çevresel faktörlerden de büyük ölçüde etkilenir.

  • Yaşadığınız bölgedeki su ve toprak kirliliği bu faktörlerin başında yer alır. Sanayinin yoğun olduğu bölgelerde çocuk sahibi olma oranlarında ciddi bir düşüş yaşanır. Kişilerin maruz kaldığı havayla karışan kimyasal atıklar ya da ağır metaller doğurganlığı azaltır. Bu sebeple çocuk sahibi olmayı planlayan çiftlerin mümkün olduğunca böyle ortamlarda bulunmaması gerekir.
  • Çevresel faktörlerin bir diğeri ise hava kirliliğidir. Sanayinin yoğun olduğu bölgelerde ya da nüfusun yoğun olduğu büyük şehirlerde hava kirliliği ciddi boyutlara ulaşabilir. Yapılan araştırmalar hava kirliliğinin insan metabolizmasına doğrudan etki ederek sistemlerin çalışmasını olumsuz yönde etkilediğini göstermiştir. Diğer sistemler gibi üreme sistemi de bu olumsuz etkilerden nasibini alır ve kısırlığın oluşmasına sebep olabilir.
  • Sigara, alkol gibi bağımlılık yapan maddeler, sağlıksız beslenme, hareketsiz bir yaşam ve stres gibi çevresel faktörler de gebeliğin önüne geçer.

Eğer kirli bölgelerde ikamet ediyor, sağlıksız besleniyor, yoğun stres altında yaşıyorsanız ya da aile geçmişinde kısırlık problemi varsa evliliği beklemeden, yani bekarken kısırlık testi yaptırabilirsiniz. Böylece çocuk sahibi olmayı planlıyorsanız hayatınızı bu testlerin sonucuna göre şekillendirebilirsiniz.

Yaptıracağınız testlerin olumsuz çıkması durumunda panik yapmaya gerek yok. Her geçen gün gelişen teknoloji sayesinde kısırlık için uygulanabilecek pek çok tedavi yöntemi de geliştirilmiştir. Size uygun olan tedaviye vakit kaybetmeden başlarsanız erken tedavi ile yaptığınız uygulamalar gebelik şansınızı artıracak ve ileride sorun yaşamadan çocuk sahibi olmanızı sağlayacaktır.

Kısırlık Testi Nasıl Yapılır? Konulu makalemizi okumak için aşağıdaki bağlantıya tıklayın!

Kısırlık Testi Nasıl Yapılır? https://www.bebek.com/kisirlik-testi-nasil-yapilir/

]]>
https://www.bebek.com/bekarken-kisirlik-nasil-anlasilir/feed/ 0 https://www.youtube.com/embed/hwXlfoE6Gdo Kısırlık ve Tüp Bebek Tedavisi - Bebek.com nonadult
Kısırlık Testi Nasıl Yapılır? https://www.bebek.com/kisirlik-testi-nasil-yapilir/ https://www.bebek.com/kisirlik-testi-nasil-yapilir/#respond Tue, 14 Apr 2020 10:00:19 +0000 https://www.bebek.com/?p=26486 Dünya Sağlık Örgütü’ne göre kısırlık; cinsel yönden aktif olan ve herhangi bir doğum kontrol yöntemi uygulamayan bir çiftin, 1 yıl süre içerisinde gebelik elde edememesi durumu olarak tanımlanır. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere çiftlerden herhangi birine kısırlık teşhisi konulabilmesi için korunmasız ilişkide minimum bir yıl geçmesi gerekir.

Dünya genelinde çiftlerin %25’ini etkileyen kısırlık, klinik bir sağlık problemidir. Yapılan araştırmalara göre bir ilişkide kısırlık probleminden erkek- kadın ya da her iki partner de aynı oranda sorun yaşayabilir. Bu sebeple tedavi kapsamında her iki birey de fiziksel ve psikolojik olarak desteklenmelidir. Tedaviye başlamak için ise kısırlık testi yapılır ve sonrasında gereken tedaviye başlanır.

Kısırlık Testi Nedir?

Korunmasız cinsel ilişkiye rağmen hamilelik olmaması durumunda kısırlık ya da diğer adı ile infertilite teşhisini koymak için birtakım tetkik ve detaylı muayene yapılır. Bu tetkiklerden biri de kısırlık testidir.

İnfertilite teşhisinin konulması için kadın ve erkeklere farklı testler uygulanır. Erkeklere genel olarak sperm sayısını gösteren testler yapılır. Kadınlarda ise genel olarak yumurtlama bozukluğu ya da tüplerde tıkanıklık olup olmadığını gösteren testler uygulanır.

Kısırlık Sebepleri Nelerdir?

Yapılan araştırmalarda çiftlerin düzenli ilişkiye girmesine rağmen 1 yıl içinde bir gebelik gerçekleşmemesi durumları farklı sebeplere bağlıdır. Bu 1 yıllık süre yaşı daha genç olanlarda daha uzun olabilmekle birlikte, yaş ilerledikçe daha da kısalır. Bu sebeple kadınlarda yaş 35’in üzerine çıktığında gebelik daha zor hâle gelir. Bu sebeple eğer muayene geçmişinde kısırlıkla ilgili bulgular varsa vakit kaybetmeden doktor kontrolüne başvurulmalıdır.

Üreme sistemi ile ilgili bir sağlık sorunu olan infertilite problemi tek bir sebebe bağlı olabileceği gibi birkaç faktörün bir araya gelmesiyle de oluşabilir. Ayrıca kadın ve erkeklerde kısırlık sebepleri de farklıdır. Bu sebeple ayrı ayrı incelemek daha doğru olur.

Erkeklerde Kısırlık Sebepleri

  • Sperm sayısının ve hareketinin azalmış olması
  • Sperm yapısında meydana gelen bozukluklar
  • Menide hiç sperm olmaması
  • Kanal tıkanıklıkları, spermin dışarı çıkamayıp mesaneye boşalması
  • Hormonal sebepler
  • Çocukluk çağında geçirilen ateşli hastalıklar ya da ergenlikteki kabakulak geçirilmesi gibi hastalıklar
  • Testise giden damarların genişlemiş olması
  • Sifiliz, gonore gibi hastalıklar
  • Şeker hastalığı
  • Geçirilmiş kanser tedavisi
  • Testosteron eksikliği
  • Aşırı sigara ya da alkol kullanımı
  • Stres

Kadınlarda Kısırlık Sebepleri

  • Düzensiz adet döngüsü
  • Tüplerde tıkanıklık ya da tahribat
  • Azalmış yumurtalık rezervi
  • Geçirilmiş enfeksiyonlar ya da karın içi operasyonlar
  • Yumurtlama bozuklukları
  • Yüksek prolaktin seviyesi
  • Erken menopoz
  • Kanser öyküsü ve kanser tedavisi
  • Geç ergenlik
  • Adet olamama
  • Karaciğer rahatsızlığı
  • Diyabet
  • Aşırı kafein tüketimi
  • Obezite
  • Aşırı alkol ve sigara kullanımı
  • Stres
  • Endometriozis: Rahim iç tabakasında bulunan ve her ay adet kanaması ile dışarıya dökülen sıvının vücutta rahim dışında farklı bir yere yerleşmesi durumudur. Çikolata kisti de bu şekilde meydana gelir.
  • Polikistik Over Sendromu: Vücutta çok fazla androjen hormonu üretilmesi yumurtlamayı da etkiler.
  • Rahim Miyomları: Miyomlar rahim duvarında yer alan iyi huylu tümörler olsa da konu kısırlık olunca ciddi meseleler hâline gelebiliy
  • Karın içi yapışıklık: Apandisit, karın veya pelvik operasyon sonrası oluşan yapışıklık anlamına gelir.

Kısırlık Testi Nasıl Yapılır?

Kısırlık Testi Nasıl Yapılır?

Çocuk sahibi olmak isteyen çiftlere farklı infertilite testleri yapılır. Kadınların kısırlık sebepleri daha karmaşık ve farklı sebeplere bağlı olduğu için uygulanan testler de erkeklere göre daha yoğundur. Erkek ve kadınlara uygulanan kısırlık testleri şunlardır:

Erkeklere Yapılan Kısırlık Testleri

Erkeklerde kısırlık sebebi genel olarak sperm sayısı ve yapısal bozukluklar ile ilişkilidir. Bu sebeple erkeklere aşağıda yer alan testler uygulanır.

  • Erkeklerde kısırlık şüphesi olduğunda yapılan ilk test genel olarak spermiogram adı verilen sperm sayım testidir. Bu testin doğru sonuç vermesi için 3 günlük cinsel perhiz sonrası erkekten meni örneği alınır. Alınan bu örnekte bulunan sperm sayısı, hareketliliği, şekli detaylı olarak incelenir ve Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği kriterler ile karşılaştırılır.
  • Spermiogram testi için alınan meni örneğinde veya kanda spermlere karşı bir antikor olup olmadığı kontrol edilir. Antisperm Antikor Testi adı verilen bu test kısırlık için erkeklere uygulanan bir diğer testtir.
  • Sperm sayısında herhangi olumsuz bir durumla karşılaşılmayan ancak kısırlık şüphesi bulunan erkeklere başka kontroller de yapılmalıdır. Üreme organlarında oluşabilecek yapısal işlev bozuklukları, kontrol edilmesi gereken faktörlerden biridir. Ultrasonografi Testi ile testislerin boyutu, yapısı, testis damarları ve sperm kanalları da kontrol edilmelidir. Testis damarlarındaki genişleme ya da sperm kanallarındaki daralmalar da kısırlığa sebep olan faktörler arasındadır. Bu sebeple Ultrasonografi Testi önemli bir kontroldür.

Kadınlara Yapılan Kısırlık Testleri

Kadınlarda görülen kısırlık problemlerinin en yaygın sebebi yumurtlama bozukluklarıdır. Bu sebeple ilk olarak normal yumurtlama işleminin gerçekleşip gerçekleşmediğinin kontrol edilmesi gerekir. Yumurtalıkların olmaması, yumurtlama için gereken hormon salgısının düzensizliği ya da yumurtalık hastalıkları kadınlarda görülen en belirgin kısırlık problemleridir. Kadınlarda kısırlığın sebebinin bulunması için yapılan testler şunlardır:

  • Bazal Hormon Testleri: Regl sürecinin 2. ya da 3. günü yapılan testlerdir. Bu testler sayesinde hamilelikte etkisi olan hormonların seviyesi kontrol edilir.
  • Vajinal Salgı Gözlemlenmesi: Yumurtlama döneminde yapılır. Yumurtlama döneminde kesin olmamakla birlikte vajinal sıvı ince ve şeffaf bir yapıdadır. Bazı kadınlarda bu dönemlerde vajinal sıvının farklı olması kısırlık belirtisi olabilir. Bu sebeple vajinal sıvı testi yapılır.
  • Transvajinal Ultrason: Adetin 2. ya da 3. gününde yapılır. Bu test ile yumurtalıklar ve rahim değerlendirilir. Rahimde miyom ya da polip olup olmadığı bu sayede tespit edilir.
  • Histeroskopi: Tüplerin tıkanık olup olmadığının tespiti bu test ile yapılır.

Kadın ve erkek için ayrı ayrı yapılan bu tetkikler temel testlerdir. Genel olarak bu testler ile kısırlığın sebebi belirlenir ve tanısı konulur. Ancak bazı durumlarda daha özel testlerin yapılması da gerekebilir. Genellikle tekrarlayan gebelik kayıpları ya da yumurtalık rezervi azalmış kişilerde uygulanan bu ileri testler aşağıdaki gibi sıralanabilir.

  • Anne ve baba olmak isteyen kişilerin gen incelemesinin yapıldığı genetik testler
  • Kan pıhtılaşma testleri
  • Bağışıklık sisteminin durumunu gösteren testler
  • Anne adayının sistemik hastalığının olup olmadığını gösteren testler
  • İhtiyaç hâlinde kamera ile organların incelenmesi, laparoskopi vb.

Anne ve baba olmak isteyen çiftler için sağlıklı bireyler dünyaya getirmek oldukça önemlidir. Ancak bazı fizyolojik ya da psikolojik sebepler dolayısıyla bu istek gerçekleşmeyebilir. Kısırlık olarak tanımlanan bu rahatsızlık kadın ve erkeklerde farklı belirtilerle meydana gelir. Ancak yapılan kısırlık testi seçenekleri ile bu rahatsızlığın sebebi tespit edilir ve sonrasında gerekli olan tedavi uygulanmaya başlanır. Kişiye özel tedavilerin uygulanması gereken kısırlık problemi bu sayede çözüme daha kolay kavuşur.

TÜP BEBEK TEDAVİSİ İÇİN EN UYGUN ZAMAN HANGİSİDİR? Konulu makalemizi okumak için aşağıdaki bağlantıya tıklayın!

TÜP BEBEK TEDAVİSİ İÇİN EN UYGUN ZAMAN HANGİSİDİR? https://www.bebek.com/tup-bebek-tedavisi-icin-en-uygun-zaman-hangisidir/

]]>
https://www.bebek.com/kisirlik-testi-nasil-yapilir/feed/ 0
Mikroenjeksiyon Yöntemi Nedir? https://www.bebek.com/mikroenjeksiyon-yontemi-nedir/ https://www.bebek.com/mikroenjeksiyon-yontemi-nedir/#respond Tue, 31 Dec 2019 09:35:40 +0000 https://www.bebek.com/?p=22592 Hayatlarını birleştirmeye karar veren hemen hemen her çift, ilişkilerini bir bebekle taçlandırmak ister. Bazıları korunmasız cinsel ilişkinin ardından kısa bir süre sonra gebe kalsa da bazı çiftler için süreç daha uzun, yorucu ve stresli olmaktadır. Günümüzde olumsuz çevre koşulları, sağlıksız beslenme, gündelik hayatın stresi gibi birçok çevresel faktör ve genetik aktarım çiftlerin anne baba olmasını zorlaştırmakta, hatta bazen imkânsız kılmaktadır.

Neyse ki zamanla çevre koşulları kötüleşse de teknoloji gelişmekte ve bu gelişmeler tıp alanında birçok yeniliği de beraberinde getirmektedir. Bu yeniliklerden biri olan mikroenjeksiyon anne ve baba olmak isteyen çok sayıda çifte umut olmuştur.  

Mikroenjeksiyon Nedir?

Çocuk sahibi olmak isteyen ve doğal yollarla olamayan birçok çiftin umut kaynağı olan mikroenjeksiyon nedir? Bu soruya cevap verebilmek için öncelikle üremenin nasıl gerçekleştiği ile ilgili bilgi edinmekte fayda var. 

Üremenin temelinde döllenme vardır. Döllenme dişi ve erkek üreme hücrelerinin kadının yumurta kanalında bir araya gelerek çekirdeklerini birleştirmesi olayıdır. Dişi üreme hücresi olan yumurta, yumurtalıkta olgunlaşır ve daha sonra yumurta kanalına atılır. Yumurta hareketsizdir, bu nedenle döllenmedeki rolü yumurta kanalında spermi beklemektir. Erkek üreme hücresi olan sperm ise bu olayda daha aktif bir rol almaktadır.

Spermin vajinadan yola çıkıp yumurta kanalına ulaşması, yumurta hücresini bulması ve gebeliğin temeli olan döllenmeyi gerçekleştirmesi beklenir. Ancak her zaman bu doğal süreç kendiliğinden işleyemez ve mikroenjeksiyon uygulaması gibi dışarıdan bir destek gerektirebilir. Peki mikroenjeksiyon nedir diye sorarsanız; spermin yumurtaya enjekte edilerek dışarıda, laboratuvar ortamında birleştirilerek döllenmenin gerçekleştirilmesi olayıdır. 

Mikroenjeksiyon Yöntemi Nedir?

Mikroenjeksiyon Yöntemi ile Klasik Tüp Bebek Arasındaki Fark Nedir?

Döllenmenin doğal olarak gerçekleşmediği durumlarda yumurta ve spermin laboratuvar ortamında bir araya getirildiği, embriyonun doktor kontrolünde geliştirildiği tedavi yöntemleri kullanılır. Bu şekilde dış ortamda döllenmeyi gerçekleştirebilmenin iki yolu vardır. Bunlardan biri mikroenjeksiyon yöntemi diğeri ise klasik tüp bebek yöntemidir.

İki yöntem de ilk başlarda aynı aşamalarla ilerlese de döllenmenin gerçekleştirilme aşamasında farklılık göstermektedir. Mikroenjeksiyon yöntemi ve klasik tüp bebek yöntemini aşamalı bir şekilde karşılaştıracak olursak aşağıdaki işlem basamaklarını sıralayabiliriz. 

  1. Öncelikle çiftler detaylı kontrollerden geçer ve doktor çiftler için tüp bebek ya da mikroenjeksiyon yöntemi seçeneklerinden birini önerir. 
  2. Çeşitli hormon ilaçları ile dişi üreme hücresi olan yumurta hücreleri uyarılır ve birden fazla yumurtanın olgunlaşması sağlanır. 
  3. Hormon tedavisi sonrasında istenilen büyüklüğe ulaşan yumurtalar ultrason yardımıyla vajinal yolla toplanır.  
  4. Toplanan yumurtalar laboratuvara alınıp detaylı olarak incelenir. Döllenme için en uygun yumurta hücresi seçilir. 
  5. Baba adayından sperm örnekleri alınır. Yapılan detaylı incelemeler sonunda en sağlıklı görünen spermler toplanır. 
  6. İki yöntem arasındaki fark bu aşamada ortaya çıkmaktadır. Klasik tüp bebek tedavisinde sağlıklı spermler olgun yumurta ile aynı petri kabına konur ve vücut sıcaklığıyla aynı sıcaklıktaki ortamda bekletilerek spermin yumurtayı döllemesi beklenir.  Mikroenjeksiyon yöntemi ise biraz daha garanticidir ve işi şansa bırakmaz. Spermin petri kabı içerisinde yumurtayı bulmasını beklemek yerine, uygun spermin olgun yumurta içerisine enjekte edilmesi ile döllenme gerçekleştirilir. Bu basamaktan sonra süreç yine klasik tüp bebek yöntemi ile benzer devam etmektedir. 
  7. Döllenme sonrasında embriyonun gelişimi takip edilir. Embriyo blastula evresine ulaştığında artık döl yatağına tutunma evresine gelmiş demektir. Bu sebeple embriyo transferinin gerçekleştirilmesi için en uygun evredir.  Embriyo katater yardımıyla rahme yerleştirilir. Bu işlem esnasında hastanın durumuna göre gerektiğinde anestezi de kullanılabilir. 
  8. Transfer sonrasında ilaç tedavisi uygulanarak embriyonun rahim içerisine tutunması desteklenir. 
  9. Transferden yaklaşık iki hafta sonra kan testi ile gebeliğin gerçekleşip gerçekleşmediği kontrol edilir. 

TÜP BEBEK TEDAVİSİ İÇİN EN UYGUN ZAMAN HANGİSİDİR? Konulu makalemizi aşağıdaki bağlantıya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

TÜP BEBEK TEDAVİSİ İÇİN EN UYGUN ZAMAN HANGİSİDİR? https://www.bebek.com/tup-bebek-tedavisi-icin-en-uygun-zaman-hangisidir/

Mikroenjeksiyon Yöntemi Nedir?

Yöntem Hangi Durumlarda Kullanılır?

Mikroenjeksiyon yöntemi tedavisinde sürecin ilk aşamaları ve son aşamalarıyla tüp bebek tedavisi benzerlik göstermektedir.  Ancak her ne kadar çoğu aşamada klasik tüp bebek yöntemiyle benzerlik gösterse de tercih edildiği durumlar farklılık gösterir. Klasik tüp bebek yöntemi yerine mikroenjeksiyon yönteminin tercih edildiği durumlar genellikle aşağıdaki gibidir.

  • Daha önceki tüp bebek denemelerinde başarısız olmak: Çiftler doğal yollarla gebe kalamadığında, bireylerin sağlık koşulları elveriyorsa öncelikli olarak tüp bebek tedavisi uygulanır. Ancak daha önce birkaç defa tüp bebek tedavisi yapıldığı halde başarısız olunduğunda, başarı şansını arttırmak için mikroenjeksiyon tekniği tercih edilir.
  • Tüp bebekle gebe kalma ihtimalinin çok düşük olduğu durumlarda: Yumurta rezervinin düşük olması ya da sperm kalitesinin düşük olması gibi tüp bebek yöntemi ile bile gebe kalma ihtimali düşük olan bireyler için uzmanlar işi şansa bırakarak eldeki sağlıklı üreme hücrelerini riske atmak istemezler. Bu nedenle spermin yumurtayı döllemesini beklemek yerine doğrudan yumurta içerisine enjekte etmeyi tercih ederler.
  • Erkekte düşük sperm sayısı: Yapılan spermiogram testi sonucunda 1ml menide 15 milyondan daha az sperm bulunması durumuna sperm sayısı azlığı ya da oligospermi denir. Oligospermi döllenme olasılığını düşürerek kısırlığa sebep olabilir. Böyle bir problem karşısında doktorunuz mikroenjeksiyon ile döllenmeyi tavsiye edebilir.
  • Erkekte bozuk sperm morfolojisi: Tüp bebekte spermlerin yumurtayı dölleyebilmesi için sağlıklı olması gerekir. Ancak bazı erkeklerde spermler yapı olarak farklılık gösterir, yani anormaldir. Spermlerdeki morfolojik bozukluk döllenmeyi olumsuz etkileyerek kısırlığa sebep olabilir. Mikroenjeksiyon ile alınan sperm örnekleri arasından en sağlıklısı seçilerek yumurtaya enjekte edilir ve gebelik olasılığı en üst seviyeye çıkarılır.
  • Erkekte sperm hareketliliği: Spermiogram testi sonucunda bazen spermlerin yumurta kanalına ulaşacak ve dişi üreme hücresini dölleyebilecek hareketliliğe sahip olmadığı ortaya çıkabilir. Hareketlilik konusundaki problem sadece doğal yolla döllenme değil, tüp bebek yönteminin de önünde büyük bir engeldir. Böyle bir durumda yapılacak en doğru şey spermin doğrudan yumurta hücresi içerisine enjekte edilmesi olacaktır.

Anne ve baba olmak, minik yavrularını kucaklarına almak ve onu sevgiyle büyütmek her çiftin hayalidir. Gelişen teknoloji, tıbbi imkanların ve yöntemlerin artmasıyla birlikte geliştirilen mikroenjeksiyon yöntemi çiftler için bir umut kaynağı olmuştur. Birçok kadının başarılı bir şekilde gebe kalmasını ve çiftlerin sağlıklı bir şekilde bebeklerini dünyaya getirmesini sağlayan bu yöntem tüm dünyada güvenle uygulanmaktadır.

]]>
https://www.bebek.com/mikroenjeksiyon-yontemi-nedir/feed/ 0