Hamilelik – Bebek.com https://www.bebek.com Hamilelik, Bebek, Çocuk ve Anne Sağlığı Wed, 30 Oct 2024 12:53:47 +0000 tr hourly 1 https://www.bebek.com/wp-content/uploads/2022/12/cropped-cropped-bebek-favicon-192x192-1-32x32.png Hamilelik – Bebek.com https://www.bebek.com 32 32 Mevsim Değişiklikleri Hamilelik Sürecini Nasıl Etkiliyor? https://www.bebek.com/mevsim-degisiklikleri-hamilelik-surecini-nasil-etkiliyor/ https://www.bebek.com/mevsim-degisiklikleri-hamilelik-surecini-nasil-etkiliyor/#respond Wed, 30 Oct 2024 12:53:47 +0000 https://www.bebek.com/?p=81854 Mevsim değişiklikleri anne adaylarında hem fiziksel hem ruhsal bazı sorunlara yol açabilir. Ancak doğru yönlendirmeler ile tüm bu sorunları aşmak mümkündür. Koç Üniversitesi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı ve Perinatoloji Bilimdalı Başkanı Prof. Dr. Ebru Çelik konuyla ilgili sorularımızı cevapladı.

Mevsim değişikliği hamilelik sürecini nasıl etkileyebilir? Hamilelikte mevsim değişikliğine bağlı olarak hangi sağlık sorunları ortaya çıkabilir?

Mevsim değişikliklerinin gebelik üzerine etkileri birkaç başlıkta anlatılabilir. Öncelikle, hava sıcaklığı ve nem oranı gibi çevresel faktörler anne adayının metabolizmasını ve genel sağlığını etkileyebilir. Örneğin yaz aylarında aşırı sıcaklık hamilelerde dehidratasyon ve sıvı kaybı riskini artırabilir. Bu durum bebeğin sıvısının azalmasına ya da annenin kan basıncının yükselmesine yol açabilir. Kış aylarında ise soğuk hava ve azalan güneş ışığı, D vitamini eksikliğine ve bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olabilir, bu ve gebe olmayanlarda olduğu gibi kapalı alanlarda daha fazla vakit geçirme annenin hastalıklara karşı daha savunmasız hale gelmesine yol açabilir. Ayrıca, mevsim değişiklikleri ruh hali ve enerji seviyelerinde dalgalanmalara neden olabilir. Kış aylarında artan depresyon ve anksiyete gibi durumlar anne adayının psikolojik sağlığını olumsuz etkileyebilir. Bu da dolaylı olarak hamilelik ve lohusalık sürecini zorlaştırabilir. Bununla birlikte, mevsimsel alerjiler veya hava kirliliği gibi faktörler de annenin nefes darlığı gibi semptomlar yaşamasına neden olabilir ve bebeğin ve annenin genel sağlığını etkileyebilir. Son olarak, mevsim değişiklikleri gıda erişimini ve beslenme alışkanlıklarını da etkileyebilir. Özellikle taze meyve ve sebzelerin bulunabilirliği, hamilelikte ihtiyaç duyulan besinleri karşılamak açısından önemli olabilir. Sonbahara geçişte yaşanan mevsim değişiklikleri, sıcaklıkların düşmesi ve gün ışığının azalması vücut ritmini ve enerji seviyelerini etkileyebilir. Tüm insanların -kadın, erkek- her mevsim geçişinde yaşadıkları problemler gebelerde genellikle daha belirgin olarak hissedilmektedir. Sonbaharda artan soğuk algınlığı ve grip gibi mevsimsel hastalıklar da hamile kadınları olumsuz etkileyebilir. Bağışıklık sistemi gebelik sırasında bebeğe tolerans göstermek için ciddi bir değişime uğrar, bu da annenin hastalıklara karşı daha hassas olmasına yol açabilir veya bazı hastalıkların daha ağır seyretmesine neden olabilir. Bu nedenle, anne adaylarının bağışıklıklarını güçlendirmek için dengeli beslenmesi, bol sıvı tüketmesi ve doktorun önerdiği aşıları yaptırması önemlidir.

Mevsimsel alerjiler hamilelikte nasıl yönetilmelidir?

Mevsimsel alerjiler hamilelik sırasında rahatsız edici olabilir, ancak bu süreçte dikkatli yönetimle anne ve bebeğin sağlığı korunabilir. İlk olarak, hamilelikte kullanılacak ilaçlar konusunda dikkatli olunmalıdır. Antihistaminikler gibi bazı alerji ilaçları hamilelikte güvenli kabul edilirken, bazıları risk oluşturabilir. Bu nedenle, herhangi bir ilaç kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışmalısınız. Doğal yollarla alerji yönetimi de hamilelikte önemlidir. Ev ortamındaki alerjenleri azaltmak için polenlerin yoğun olduğu dönemlerde pencereleri kapalı tutmak, dışarıdan geldikten sonra kıyafetleri değiştirmek ve düzenli olarak duş almak etkili olabilir. Evdeki toz ve polen miktarını en aza indirmek için sık sık temizlik yapmak, toz filtreleri kullanmak ve hava temizleyicilerden faydalanmak veya halı ve halıfleks kullanımına dikkat etmek de alınabilecek tedbirler arasında yer alır. Beslenme de alerji yönetiminde önemli bir rol oynar. Omega-3 yağ asitleri içeren besinler bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olabilir ve inflamasyonu azaltabilir. Yeterli miktarda su içmek de solunum yollarının nemli kalmasına ve alerjenlerin vücuttan daha kolay atılmasına katkıda bulunur. Ayrıca, hamilelik döneminde burun tıkanıklığı gibi semptomlar için tuzlu suyla burun temizliği yapmak da alerji belirtilerini hafifletebilir. Burun spreylerinin kullanımı ise gebelikte kesinlikle uzman hekim kontrolünde olmalıdır. Burun spreylerinin uzun süre kullanımı gebelik süresinde hassaslaşan burun damarlarının kanlanmasının bozulmasına neden olabilmekte, burun kanamasına ve septum problemlerine sebebiyet verebilmektedir.

Hamilelikte D vitamini eksikliği hangi mevsimde daha sık görülür ve bu durum nasıl yönetilir?

Hamilelikte D vitamini eksikliği özellikle sonbahar ve kış aylarında daha sık görülür, çünkü bu mevsimlerde güneş ışığına maruz kalma süresi azalır. D vitamini ciltte güneş ışınlarının etkisiyle sentezlenir ve bu vitamin kemik sağlığı, bağışıklık sistemi ve bebek gelişimi için kritik öneme sahiptir. Kış aylarında güneş ışığının azalmasıyla birlikte D vitamini üretimi yetersiz kalabilir ve anne adaylarında bu eksiklik daha belirgin hale gelebilir. Ayrıca, kışın kapalı alanlarda daha fazla zaman geçirilmesi eksiklik riskini artırır. D vitamini eksikliğini yönetmek için hamilelik sırasında doktor önerisiyle D vitamini takviyesi alınması en etkili yoldur. Takviye dozları annenin D vitamini seviyesine bağlı olarak doktor tarafından belirlenir. Bunun yanında, D vitamini açısından zengin gıdaların tüketimi de önemlidir. Yağlı balıklar (somon, hamsi vb.), yumurta sarısı, süt ve süt ürünleri, takviye edilmiş gıdalar bu vitaminin doğal kaynaklarıdır. Güneş ışığından faydalanmak da önemlidir, bu nedenle mümkün olduğunca gün ışığında kısa yürüyüşler yapmak D vitamini seviyesini artırmaya yardımcı olabilir.

Mevsim değişiklikleri hamile kadınların ruh halini ve uyku düzenini nasıl etkileyebilir?

Mevsim değişiklikleri hamile kadınların ruh hali ve uyku düzeni üzerinde önemli etkiler yaratabilir. Özellikle sonbahar ve kış aylarında gün ışığının azalması, melatonin ve serotonin hormonlarının dengelerini etkileyebilir, bu da mevsimsel depresyon (SAD) riskini artırır. Melatonin, vücudun uyku düzenini düzenleyen bir hormondur ve derin uykuda salgılanma seviyesinin arttığı bilinmektedir. Gebelikte, özellikle ilerleyen haftalarda ve lohusalıkta melatonin ve seratonin dengesinin bozulması, erken gebelikte artmış progesteron seviyeleri uyku düzenini bozar ve bu da gün içinde uyku hali ve yorgunluk hissine neden olabilir. Aynı zamanda, serotonin seviyelerindeki düşüş ruh halinde
dalgalanmalara, anksiyete ve depresyona yol açabilir. Hamilelik sırasında zaten hormonal değişiklikler yaşandığı için, bu mevsimsel değişiklikler ruh hali dalgalanmalarını daha da belirgin hale getirebilir. Hamile kadınlar artan stres, kaygı ve duygusal hassasiyet yaşayabilirler. Gecelerin uzaması uyku kalitesini etkileyebilir ve bu durum hamile kadınlarda zaten yaygın olan uyku sorunlarını (örneğin uykusuzluk veya sık uyanmayı) şiddetlendirebilir. Bu etkileri yönetmek için düzenli fiziksel aktivite, sağlıklı beslenme ve açık havada gün ışığına maruz kalmak önemlidir. Ayrıca, rahatlatıcı uyku rutinleri oluşturmak ve ihtiyaç halinde bir uzmandan psikolojik destek almak da bu dönemde ruh hali ve uyku sorunlarını hafifletmeye yardımcı olabilir.

Hamilelikte bağışıklık sistemi nasıl etkilenir ve mevsim değişiklikleri bu durumu nasıl etkiler?

Gebelikte bağışıklık sistemi, hem annenin hem de gelişen bebeğin sağlığını korumak amacıyla kısmen baskılanır. Bu bağışıklık yanıtının baskılanması annenin vücudunun bebeği yabancı bir madde olarak algılamasını ve ona saldırmasını önlemek için gerçekleşir. Ancak, bu durum hamile kadınları enfeksiyonlara, özellikle soğuk algınlığı, grip gibi mevsimsel hastalıklara karşı daha hassas hale getirir. Mevsim değişiklikleri özellikle sonbahar ve kış aylarında bağışıklık sistemini daha da zorlayabilir. Hava sıcaklığındaki ani değişiklikler, soğuk hava ve daha kapalı ortamlarda vakit geçirme eğilimi virüslerin ve bakterilerin yayılma olasılığını artırır. Bağışıklık sisteminin mevsim değişikliklerinden olumsuz etkilenmesini önlemek için anne adaylarının sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemesi önemlidir.
• Dengeli bir beslenme programı, vitamin ve mineral açısından zengin gıdalarla bağışıklığı destekleyebilir. Özellikle C vitamini ve D vitamini alımının artırılması bağışıklık sistemini güçlendirebilir.
• Düzenli egzersiz, yeterli uyku ve stresin yönetilmesi de bağışıklığı olumlu etkiler.
• Ayrıca grip aşısı gibi doktorun önerdiği aşılar mevsimsel enfeksiyonlardan korunmada etkili olabilir. Sonuç olarak, hamilelik sırasında bağışıklık sistemi zaten hassaslaştığı için, mevsim değişiklikleri bu durumu daha karmaşık hale getirebilir. Ancak, gebelikte aşılanma ile antikorların bebeğe de geçişinin sağlanması, özellikte gebeliğin ilerleyen haftalarında aşı yaptırmanın önemini artırmaktadır. Neredeyse tüm dönemsel aşılar (Covid, grip, boğmaca vb.) gebelikte güvenlidir ve yenidoğan bebeklerin bağışık doğmasına da katkı sağlar.

Mevsim değişiklikleri hamilelikte beslenme alışkanlıklarını nasıl etkileyebilir?

Yaz aylarında bol bulunan taze sebze ve meyveler sonbahar ve kış aylarında daha az bulunur hale gelebilir, bu da mevsimsel besin dengesizliğine yol açabilir. Balık sezonunun kışın açılıyor olması da sonbaharın en önemli güzelliklerinden biridir. Özellikle ülkemizde kış aylarında bol bulunan hamsi gebelikte tüketim için çok ideal bir balık türüdür. Ayrıca, soğuk havalar daha fazla kalorili gıdalar tüketme eğilimini artırabilir, bu da hamilelikte aşırı kilo alımına neden olabilir. Gebelikte kışa geçerken aşırı kilo alımını önlemek için dikkat edilmesi gereken en önemli unsurlar dengeli beslenme, düzenli fiziksel aktivite ve sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıklarıdır. Kış aylarında soğuk havalar nedeniyle daha az hareket etme eğilimi ve kalorili, rahatlatıcı yiyeceklerin tüketimi artabilir. Bu dönemde sağlıklı ve dengeli bir diyet sürdürmek, aşırı kilo alımını önlemenin anahtarıdır. Yüksek kalorili ve şekerli yiyecekler yerine, sebze, meyve, tam tahıllı yiyecekler, sağlıklı proteinler (balık, tavuk, baklagiller) ve lifli gıdalar tercih edilmelidir. Lifli gıdalar tokluk hissini artırarak fazla yeme isteğini azaltabilir. Ayrıca, porsiyon kontrolü önemlidir. Küçük ama sık aralıklarla yemek, ara öğünleri atlamamak, kan şekerini dengede tutarak aşırı açlık hissini engeller. Hamilelikte sık karşılaşılan tatlı ve karbonhidrat isteği kışın daha belirgin olabilir, bu yüzden sağlıklı atıştırmalıklar (örneğin fındık, yoğurt, badem, kefir) tercih edilmelidir. Su tüketimi de genellikle kışın ihmal edilir, ancak yeterli su içmek hem metabolizmayı hızlandırır hem de aşırı yeme isteğini azaltır. Kış aylarında kapalı mekanlarda yapılabilecek hafif egzersizler de (örneğin yürüyüş, yoga, pilates vb.) kilo kontrolüne yardımcı olur ve aynı zamanda anne adayının ruh halini iyileştirir. Düzenli egzersiz, hamilelikte kilo alımını dengede tutmanın yanı sıra, doğum sürecini de kolaylaştırabilir.

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı ve Perinatoloji Bilimdalı Başkanı

Prof. Dr. Ebru Çelik

Bu yazımıza da göz atmayı unutmayın!

Alerji Mevsimi Çocukları da Etkiliyor – https://www.bebek.com/alerji-mevsimi-cocuklari-da-etkiliyor/

]]>
https://www.bebek.com/mevsim-degisiklikleri-hamilelik-surecini-nasil-etkiliyor/feed/ 0
Gebelikte Vitamin Kullanımı https://www.bebek.com/gebelikte-vitamin-kullanimi/ https://www.bebek.com/gebelikte-vitamin-kullanimi/#respond Fri, 25 Oct 2024 06:02:48 +0000 https://www.bebek.com/?p=81845 Kadın Hastalıkları Doğum ve Tamamlayıcı Tıp Uzmanı Doç. Dr. Pınar Yalçın Bahat, gebelikte vitamin kullanımı hakkında merak edilenleri yanıtlıyor.

Hamilelikte adım adım doğru vitamin kullanımı

Hamilelik dönemi kadınların hayatındaki en özel dönemlerinden biridir.

Bu dönemde hem gebelik sürecine hem de doğuma hazırlık için bazı besin desteklerinin kullanılması büyük önem taşır.

Anne adaylarının gebeliğe hazırlık döneminde kullanması gereken takviyeler başında folik asit gelir. Folik asidin mümkünse gebe kalmadan üç ay öncesinde kullanılmaya başlanmasını öneriyoruz.

Günümüzde içerisinde folik asit olan doğum kontrol hapları mevcut. Bu sayede, doğum kontrol hapları bırakıldıktan hemen sonra ek takviyeye gerek kalmadan gebelik planlanabilmektedir. Bu süreçte belki de dikkat edilmesi gereken en önemli unsur; takviyelerin besin destekleri olarak görülmeyip mutlaka hekim kontrolünde kullanılması gerektiğidir.

Gebe kalmadan önce alınması gereken takviyeler

Gebe kalmadan önce anne olmaya karar veren kadınların özellikle gebelik dönemini rahat geçirmek için hekim kontrolünde detoks yapmaları da büyük önem taşır.

Anne adaylarının gebelik döneminde özellikle ilk üç ayda aktif folik asit takviyesine devam etmeleri bununla birlikte mümkünse hamile kalmadan önce D vitamini takviyesi almaları önerilir. D vitamini takviyesinin belli aralıklarla yaz döneminde de alınması gerekir. Zira yazın kullanılan güneş koruyucular ve güneşlendikten sonra çeşitli duş jelleri ve kimyasallarla yapılan duşlara bağlı D vitamini sentezi tam olarak sağlanamaz. Bu nedenledir ki yaz dönemine denk gelen hamilelik başlangıçları ya da kararlarında da çok düşük dozda hekim kontrolünde D vitamini alınmalıdır.

Yine benzer şekillerde çocuklarda sağlıklı bir beyin ve zeka gelişimi için Omega 3 desteği ve benzer şekilde iyot desteğinin alınması büyük önem taşır. Folik asitlerin bazı formu iyot ile birlikte olduğu için bu şekilde ek takviye alınabilir. Çoğu zaman anne adaylarının iyotlu tuz şeklinde aldıkları iyot miktarı yeterli olmamakta ve dışarıdan ek takviye kullanılması uygun görülmektedir.

Özel durumlarda vitamin kullanımı nasıl olmalı?  

İkinci trimester dediğimiz gebeliğin 16. ve 24. haftalar arasındaki olan dönemde kullanılan multivitaminlerin içerisinde düşük doz çinko ve selenyumun bulunması da hem tiroit sağlığını hem de anne karnında bebeğin gelişiminde destek sağlamak açısından büyük önem taşır.

Annelerin bu dönemde kullandığı takviyeler de bazı vitaminlerin çok yüksek doz alınmaması önemlidir bunların başında A vitamini gelir. A vitamini, multivitaminlerde düşük doz bulunur ve sağlıklı bir zihin gelişimi ve beden bütünlüğü için önemlidir. Ancak çok yüksek dozlarda alınması ya da beslenme düzenine çok yüksek dozlarda eklenmesi önerilmez.  Özellikle kanamaya bağlı düşük riski olan gebelerde de çok yüksek dozlarda Omega 3 kullanımı önerilmez. Mutlaka hekim kontrolünde ve optimum dozlarda kullanılması gerekir.

Magnezyumun anne adayı ve bebek için önemi

Gebelik boyunca hekim kontrolünde magnezyum kullanılması da gereklidir. Gerek gebelik dönemindeki krampların azalması, gerek erken doğumun engellenmesi, gerekse bedenen tüketimin fazla olması nedeniyle düzenli olarak uygun formların kullanılması büyük önem taşır. Özellikle son dönemde bağırsak hareketlerinin azalmasına bağlı olarak yaşanan kabızlık problemlerinin önlenmesinde de magnezyum büyük önem taşır.

Bahar geçişlerine denk gelen gebeliklerde anne adaylarının bağışıklık sisteminin desteklenmesi ayrıca önemlidir. Bu dönemde özellikle C vitamini takviyelerinin alınması, D vitamini seviyelerinin ideal aralıkta tutulması ve aralıklı olarak çinko takviyesinin kullanılması gebeleri hastalık riskinden koruyucu olacaktır.

Ayrıca hem bağışıklığın düzenlenmesi, hem de olası enfeksiyon ajanlarından korunmak için aromaterapi desteklerinden de güvenli şekilde faydalanmak mümkün.

 

Kadın Hastalıkları Doğum ve Tamamlayıcı Tıp Uzmanı Doç. Dr. Pınar Yalçın Bahat

 

Bu yazımıza da göz atmayı unutmayın!

Doğum Sonrası Hangi Vitaminler Alınmalıdır? – https://www.bebek.com/dogum-sonrasi-hangi-vitaminler-alinmalidir/

]]>
https://www.bebek.com/gebelikte-vitamin-kullanimi/feed/ 0
Gebelikte Kaşıntı https://www.bebek.com/gebelikte-kasinti/ https://www.bebek.com/gebelikte-kasinti/#respond Mon, 24 Jun 2024 10:44:28 +0000 https://www.bebek.com/?p=81346 Gebelikte kaşıntının alerjenik, hormonal ve dermatolojik pek çok sebebi olabilir ve çok yaygın bir problemdir. Büyüyen, gerginleşen karın cildi nedeni ile oluşan çatlaklar ve cildin kuruması neminin azalması kaşıntıya neden olabilir. Kullanılan cilt ürünleri, alerjenik yiyecekler, kıyafetler kaşıntıya sebep olabilecek diğer nedenlerdir. Burada önemli olan kaşıntının dikkate alınması gereken durumları ayırt edebilmektedir.

En sık gebelik kaşıntısı yapan durumlar:

1-Puppp (Pruritik ürtikeryal papüler ve gebelik plakları)

Hamile kadının cildinde soluk, kırmızı döküntüler yapan kaşıntı yanında batma ve yanmaya da neden olur. Özellikle karın, bacak, kol, göğüs, kalçada görülen lezyonlardır. Bu lezyonlar gebelik ile birlikte geçer ve özel dermatolojik tedaviler ılık su banyoları ile geçebilirler. Puppp genellikle ilk gebeliklerde ve gebeliklerin son 3 ayında görülür. Gebeliklerde en sık kaşıntıya neden olan durumdur fakat bebeği ve gebeliği tehlikeye sokacak hale gelmez ve tekrarlayan gebeliklerde de genellikle görülmez.

2-Gebeliklerde Intrahepatik Kolestaz

Hamilelik kaşıntılarında dikkate alınması gereken bir durumdur. Genelde gebeliklerin 30.haftasından sonra gelişir. Döküntülü olmadan tüm vücutta yaşanan yoğun bir kaşıntı halidir, pupppdan farklı olarak avuç içi ayak tabanı gibi vücut alanlarında da kaşıntı vardır. Gebelikte ilerleyen haftalarda gebeliğe bağlı olarak gelişen bir durumdur ve tanı konulup tedavi edilmeli ve bazen gebeliklerin bebek ve anne sağlığı için sonlandırılmasını gerektirir. Gebelik kolestazı ince safra yollarının gebeliklerde tıkanması sonucu bağırsaklara jelfra salgısının geçememesi sonucu safra asitlerinin kana geçmesi, cilt altında safra tuzlarının birikmesi ile oluşan bir durumdur.

Şiddetli yaygın, uyku bozukluklarında kadar giden kaşıntılar olduğunda mutlaka doktorumuza başvurmamız bunu normal kabul etmemeniz gerekmektedir. Kolayca yapılan karaciğer fonksiyon testlerini ve kan safra asitlerinin seviyesinin tespiti ile tanı konulabilir. Fakat unutulmaması gereken nokta kolestazın bazen gerçekleşen safra yollarının taşla tıkanması veya karaciğer enzimlerini yükselten başka nedenleri de testler ve görüntüleme metotları ile ayırt etmek gerekir.

Gebelik kolestanı için özel doktor kontrolünde kullanılan medikal tabletler kullanılır, özel diyetler önerilir. Fakat artan karaciğer fonksiyon testleri ve kan safra asit seviyelerinde artışın devam etmesi durumunda gebeliklerin anne ve bebek sağlığını etkilemesi riskinden dolayı doğumun beklenenden önce gerçekleştirilmesi gerekebilir.

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Gamze Baykan Özgüç

Bu yazımıza da göz atmayı unutmayın!

https://www.bebek.com/dogum-sonrasi-kasinti/

 

]]>
https://www.bebek.com/gebelikte-kasinti/feed/ 0
Bayramda Hamileler Nasıl Beslenmeli? https://www.bebek.com/bayramda-hamileler-nasil-beslenmeli/ https://www.bebek.com/bayramda-hamileler-nasil-beslenmeli/#respond Wed, 03 Apr 2024 13:32:02 +0000 https://www.bebek.com/?p=13877 Bayramda Hamileler Nasıl Beslenmeli?

Merhaba sevgili anne adayları, bugün farklı bir konu ile birlikteyiz, umarım ay ay gebelikte beslenme makalelerim sizler için faydalı olmuştur.

Bayramın yaklaştığı şu günlerde gebeler için beslenme alarmı çalmaya başladı. Bayramda anne adayları nasıl beslenmesi gerektiğini, nelere dikkat etmesi gerektiğini, ne yemesi, ne yememesi gerektiğini merak ediyor.

Tüm bu soruların cevapları için makaleyi okumaya devam edin! 🙂

Bayramda Gebeler Ne Yemeli Ne Yememeli?

Bayramda sağlıklı beslenmek ve huzurlu bir bayram geçirmek adına birkaç öneride bulunacağım.

Öncelikle güne bir bardak su ile başlamanızı istiyorum. Daha sonra güzel bir kahvaltı ile kendinizi şımartabilirsiniz.

Bayram İçin Kahvaltı Önerileri;

Bayram sabahı normal bir kahvaltı ile güne başlayabilirsiniz. Kahvaltınızda peynir, zeytin, tam tahıllı ekmek, bol yeşil yapraklı sebzeler, domates, salatalık yer alabilir. Ben kahvaltının mutluluk ile bir ilgisi olmalı diyerek sizler için aşağıdaki kahvaltı alternatiflerini hazırladım.

1. Alternatif

Yulaflı Sabah 🙂

4 yemek kaşığı yulaf

1 su bardağı süt/yoğurt

1 meyve + 2 tam ceviz

2. Alternatif

Avakadolu Sabah 🙂

2 ince tam tahıllı ekmek

Yarım avokado

2 dilim beyaz peynir

Avakado ve beyaz peyniri çatal ile ezip ekmeğinizin üzerine sürebilirsiniz.

3. Alternatif

Smoothie Bowl ile Sabah 🙂 

Mevsim meyveleri ve yoğurt ile hazırlanmış sizi mutlu edecek bir kahvaltı ile güne başlamak hem size hem gebelik hormonlarınıza iyi gelecektir 🙂

Bayramda gün içerisindeki ara öğünlerde ne tükettiğimiz çok önemlidir. Kan şekerini dengelemek adına. Gün içerisinde tükettiğimiz baklava gibi boş enerji kaynaklarının herhangi bir sorun yaratmaması için gün içerisinde antioksidan ve posa alımını artırmak gerekir.

Bu da demek oluyor ki; meyve ve sebzeyi bu dönemde daha çok artırmalıyız. 

Bayramdaki basit şeker kaynağı olan, size sadece boş enerji sağlayan tatlıyı reddetmek, misafirlikte ikram edilen tatlılara hayır demek zor ama sonrasında pişmanlık yaşamamak ve üzülmemek adına bu tür tatlılardan uzak durmanızı öneririm.

Bayramda Hamileler Nasıl Beslenmeli?

Ne tükettiğimizin farkında olalım. İşte bayramlarda ikram edilen tatlıların kalorileri…

İki dilim baklavadan aldığımız kaloriyi yakmak için dört saat durmadan ev işleri yapmak gerekiyor veya bir buçuk saat ip atlamak..

Kan şekerinde oynamalar meydana gelmemesi adına yanınızda kolaylıkla taşıyabileceğiniz bir mevsim meyvesini ara öğün olarak tüketebilirsiniz. Meyvenin yanında süt/yoğurt/kefir tüketebilirsiniz.

Sizin de bildiğiniz üzere gebelik döneminde kahve tüketimini kafein içeriği sebebiyle önermiyoruz. Siyah çay, anne adayında çarpıntıya yol açabiliyor ve kansızlık problemini tetikleyebiliyor.

Gazlı içecekler ise tansiyon oynamalarına sebebiyet verebiliyor. Misafirlikte ikram edilen gazlı içeceklerden, çay ve kahveden kola ve benzeri içeceklerden uzak durmanızı öneririm.

Özellikte bayramda yolculuğa çıkacaksanız ödem problemini en aza indirmek adına bol bol su içmelisiniz. Gün içerisinde 2.5-3 litre su içmeye gayret edin.

Sıvı tüketimi sizi ayrıca; idrar yolu enfeksiyonları, erken doğum, solunum yolu enfeksiyonları, kabızlık, ishal gibi pek çok problemden korur.

Gebelik döneminde sıvı alımı hem anne sağlığı hem de bebek sağlığı için çok önemlidir. Gebelik döneminde tüketilebilecek en uygun sıvıları öğrenmek için tıklayabilirsiniz.

Baklava Yerine Sütlü Tatlı Veya Dondurma

Gebelik döneminde kilo kontrolü çok önemlidir.

Gebelik döneminde kaç kilo almanız gerektiğini merak ediyorsanız 1. ay gebelikte beslenme makalemizi ziyaret edebilirsiniz.

Gebelik döneminde fazla kilo alımından kaçınılmalı, ideal vücut ağırlığı korunmalıdır. Bu sebeple bayramlarda misafirlikte ikram edilen veya tatile gidecekseniz tatilde yer alan baklava, çikolata, pasta ve her türlü şerbetli tatlılardan uzak durmanızı öneririm.

Gebelik döneminde bu tür basit şeker içeren besinler kan şekerinizin çok hızlı yükselmesine sebep olacaktır. Ayrıca bu tür besinler gebelik döneminde gaz, hazımsızlık, mide bulantısı gibi problemlere de yol açabilmektedir.

Bu tür besinler yerine evde yapılmış az şekerli midenizi yormayacak bir sütlü tatlı veya 1-2 top bitter/sade dondurmayı tercih edebilirsiniz.

Umarım bu makale ile sizlere dokunabilmiş ve aklınıza takılan tüm sorulara ilaç olabilmişimdir.

İyi bayramlar 🙂

Diyetisyen Beyza Uyan

instagram: https://www.instagram.com/dytbeyzauyan/

]]>
https://www.bebek.com/bayramda-hamileler-nasil-beslenmeli/feed/ 0
Genetiğin Gebelikteki Rolü https://www.bebek.com/genetigin-gebelikteki-rolu/ https://www.bebek.com/genetigin-gebelikteki-rolu/#respond Tue, 19 Mar 2024 14:49:47 +0000 https://www.bebek.com/?p=80811 Acıbadem Dr. Şinasi Can Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum, Perinatoloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Yayla, genetiğin gebelikteki rolü ile ilgili sorularınızı yanıtladı.

Gebelik sürecinde genetik faktörlerin ne kadar önemli olduğunu söyleyebilir misiniz?

Kromozom ve genlerimiz ile bunların alt birimleri genetik özelliklerimizi belirlerler. Organlarımızı oluşturan yapı taşlarımızın dizilişleri, fonksiyonları, becerilerimiz, hastalıklarımız bu özelliklerimizde gizlidir. Gebelikte bu faktörlerde oluşacak bir sapma özellikle çocukluk çağında görülen hastalıkların ve hatta kayıpların temelinde rol oynar, hayat boyu sürecek sorunların başlangıcı da olabilir.

Anne ve babanın genetik geçmişi, bebekte hangi tür sağlık risklerini etkileyebilir?

Gebelik ürünü oluşurken genetik yapılar önce iki eşit parçaya ayrılır, daha sonra karşı cinsten gelen diğer bir parça ile birleşir ve yeni bir bireyi oluşturur. Böylece anne ve babanın birçok özelliği bazan aynı şekilde, bazan biraz veya tamamen değişerek evlatlarına geçer. Ebeveynlerde önceden kalıtılmış genetik sapmalar da bu yolu izler. Özellikle karşılıklı benzer çekinik gen sorunu olan sağlıklı anne babalar sağlıksız çocuklar dünyaya getirebilirler.

Hangi genetik testler gebelik öncesinde veya gebelik sırasında önerilmektedir?

Genetik hastalıkların büyük çoğunluğu genlerimizin değişik birçok etken ile etkileşimi sonucu ortaya çıkar. Tek gen hastalıkları ve ana kromozomları ilgilendirenler ise daha nadirdir. Ailede bu tür bilinen bir hastalık yoksa gebelik öncesinde spinal müsküler atrofi (SMA), Kistik Fibroz, Frajil X ve Talasemi taramalarının yapılması hem toplumumuza uygun hem de ekonomik bir yöntemdir. Bunların bir kısmı evlilik öncesinde zaten yasal olarak istenmektedir. Gebelikte ise aile isteği ön planda tutularak en sık rastlanan kromozom bozukluklarından olan trisomiler (13-18-21), seks kromozom sayısal sapmaları taranabilmektedir. Çok etkin olmamakla birlikte diğer kromozomlara yönelik taramalar ve bazı nadir hastalık taramaları da bunlara eklenebilmektedir.

Ailede genetik bir hastalık öyküsü varsa, bu durumda hangi önlemler alınmalıdır?

Öncelikle o ailenin soy ağacı çıkartılmalı ve riskli olabilecek aile-kişi birliktelikleri ortaya konmalıdır. Daha sonra prenatal-genetik danışmanlık verilmelidir.

Anne yaşı ve gebelik sonucu arasındaki genetik ilişki nedir?

Anne yaşı arttıkça kromozom sayı anormalliği oranı de artar. Ancak tek gen hastalıklarının oranı bütün yaşlarda sabittir ve kromozom sayı sapmalarından daha sıktır.

 

Genetik test sonuçlarının olumlu veya olumsuz olması durumunda aileye nasıl destek sağlanabilir?

Taramalar olumsuz sonuçlandığında tanısal testlere geçilmelidir. Tanısal testler yanlış pozitif taramalardan aileleri korur. Gerçek pozitif olgularda ise ailelere tedavi veya gebelik sonlandırma şansı tanınmış olur.

Genetik danışmanlık hizmetleri, gebelik sürecinde anne ve aileye nasıl yardımcı olabilir?

Genetik ve prenatal danışmanlık verilirken hangi testlerin ne zaman ve ne şekilde yapılması gerektiği, başarı oranları ve maliyetleri aileye bildirilmelidir. Bazı testler ancak gebelikte yapılabilirken, bazıları tüp bebek aşamasında gerçekleştirilebilir. Böylece gebeliğin ortasında oluşabilecek bir gebelik tahliyesi işleminden korunulmuş olur.

Gebelik sırasında genetik risklerin değerlendirilmesinde kullanılan yeni teknolojiler hakkında bilgi verir misiniz?

On yıl öncesine kadar kromozomlar ve bazı tek gen hastalıkları hakkında bilgi sahibi olabilirken günümüzde bunlara dizileme ve egzom analizleri de eklenmiş ve birçok nadir hastalığın genetiği çözülmüştür.

Çevresel faktörler ile genetik faktörler arasındaki ilişkiyi açıklayabilir misiniz?

Olumsuz çevre şartları (radyasyon, ilaçlar, madde kirlilikleri, enfeksiyonlar doğrudan genetik yapımızı bozarak bunları sonraki kuşaklara aktarmamıza sebep olabilir veya aynı etkenler eşey hücrelerin kromozomlarına birleşme ve bölünme safhalarında benzer etkiler yaratarak genetik sorunlara yol açabilirler.

Gebelikte genetik danışmanlık hizmetlerinin önemi nedir ve hangi durumlarda başvurulmalıdır?

Aile bireylerinde açıklanmış veya açıklanmamış bir hastalık, engel durumu varsa yeni gebelikler oluşturulmadan bu hizmet alınmalıdır. Bunlardan herhangi biri olmasa bile toplumsal benzer doğal risklerin ne kadar olduğu, bunların hangi testler ile anlaşılabileceği sorgulanmalı ve talep edilmelidir.

Acıbadem Dr. Şinasi Can Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum, Perinatoloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Yayla

Bu yazımıza da göz atmayı unutmayın!

Hamilelik Öncesi Genetik Test – https://www.bebek.com/hamilelik-oncesi-genetik-test/

]]>
https://www.bebek.com/genetigin-gebelikteki-rolu/feed/ 0
Hamilelikte Boğaz Ağrısı ve Çözüm Önerileri https://www.bebek.com/hamilelikte-bogaz-agrisi-ve-cozum-onerileri/ https://www.bebek.com/hamilelikte-bogaz-agrisi-ve-cozum-onerileri/#respond Mon, 18 Mar 2024 11:47:17 +0000 https://www.bebek.com/?p=80803 Acıbadem Dr. Şinasi Can Hastanesi Kulak Burun Boğaz Doktoru Doç. Dr. Denizhan Dizdar, hamilelikte boğaz ağrısı ilgili sorularınızı yanıtladı.

Hamilelik sırasında boğaz ağrısına ne gibi doğal çözümler önerirsiniz?

Hamilelikte boğaz ağrısını doğal yollarla geçirebilmek için bol sıvı tüketilmesi, uygun miktarda ıhlamur, ılık ballı süt tüketilmesi önerilir. Çay kahve, acılı, baharatlı ve yağlı yiyecekler kısıtlanmalıdır.

Hamilelikte boğaz ağrısını hafifletmek için hangi bitki çayları veya infüzyonlar güvenlidir?

Hamilelerin her bitki çayını içmeleri uygun olmayabilir. Günde 2 bardağı aşmayacak ılık ballı ıhlamur veya ılık ballı süt boğazı rahatlatacaktır. Ayrıca nane ve portakal çayı da aşırıya kaçmamak şartı ile tüketilebilir.

Hamilelikte boğaz ağrısını hafifletmek için hangi besinler veya içecekler önerilir?

Hamilelikte boğaz ağrısını hafifletmek için ılık, yumuşak yiyeceklere öncelik verilmeli ve bol sıvı tüketilmelidir.

Hamilelikte boğaz ağrısı için doğal ilaçların kullanımı hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Hamilelikte alınan her ilacın mutlaka doktor kontrolünde olması gerekmektedir. Doğal bitkisel boğaz spreyleri ve damlalar doktor kontrolünde olduğu sürece güvenlidir.

Hamilelikte boğaz spreyleri veya pastiller gibi harici ürünlerin güvenli olup olmadığı konusunda bilgi verebilir misiniz?

Hamilelikte boğaz ağrısı için ilaç özelliği olan boğaz spreyleri ve pastillerin kullanımında dikkatli olmakta fayda var. Özellikle hamileliğin ilk 3 ayında kullanılan her ilaç bebeği etkileyebileceği için doktorunuzun bilgisi olmadan sprey veya pastil kullanımını önermiyoruz.

 

Hamilelik sırasında boğaz ağrısı için ev yapımı gargara veya solüsyonlar kullanılabilir mi?

Hamilelikte boğaz ağrısı için ev yapımı gargara kullanılabilir, bir su bardağı ılık suya 1 çay kaşığı elma sirkesi boğazı rahatlatacaktır. Ayrıca limonlu naneli su ile de gargara yapılabilir.

Hamilelikte boğaz ağrısını hafifletmek için hangi nefes alma ve gevşeme teknikleri önerilir?

Boğaz ağrısının azaltmanın en etkili yolu nefesi burundan almaktır, nefes burundan alındığında uygun nem ve ısıya getirilecek ayrıca olası mikroplardan temizlenecektir. Ağızdan nefes almak genel olarak önermediğimiz bir alışkanlık. Burundan nefes egzersizleri ve meditasyon boğaz ağrısına iyi gelecektir.

Hamilelik sırasında boğaz ağrısı için güvenli olan aroma terapi veya uçucu yağlar nelerdir?

Hamilelikte boğaz ağrısı için okaliptüs yağı ile inhalasyon tedavisi uygulanabilir.

Hamilelikte boğaz ağrısı için gargaralar ve gargara solüsyonlarının hazırlanması ve kullanılması konusunda önerileriniz nelerdir?

Hamilelikte boğaz ağrısı için hazırlayabileceğiniz en pratik tarif; 1 bardak ılık suya, 1 çay kaşığı sirke karıştırıp üzerine yarım limon sıkarak hazırlayacağınız gargarayı günde 4-6 kere yapabilirsiniz.

Hamilelikte boğaz ağrısı belirtilerinin ciddiye alınması gereken durumlar nelerdir ve bir uzmana başvurmayı gerektiren belirtiler neler olabilir?

Hamilelikte boğaz ağrısı eğer 5 günü aşıyor ise daha da önemlisi ateş eşlik ediyorsa ( 37.5 dereceden yüksek ateş) mutlaka bir KBB uzmanına görünmekte fayda var. Düşmeyen ateş bebek için risk faktörüdür, gerekirse hamilelikte kullanıma uygun antibiyotikler önerilebilir.

Acıbadem Dr. Şinasi Can Hastanesi Kulak Burun Boğaz Doktoru Doç. Dr. Denizhan Dizdar

Bu yazımıza da göz atmayı unutmayın!

Hamilelikte Grip ve Soğuk Algınlığı – https://www.bebek.com/hamilelikte-grip-ve-soguk-alginligi/

]]>
https://www.bebek.com/hamilelikte-bogaz-agrisi-ve-cozum-onerileri/feed/ 0
Renkli Ultrason Hakkında Tüm Merak Ettikleriniz https://www.bebek.com/renkli-ultrason/ https://www.bebek.com/renkli-ultrason/#respond Thu, 29 Feb 2024 12:09:17 +0000 https://www.bebek.com/?p=80672 Renkli ultrason ne zaman ve neden kullanılır?

Halk arasında “renkli ultrason” olarak bilinen detaylı ultrasonografi bebeğe, eşine, göbek kordonuna ve bebeği çevreleyen yapılara ait anormalliklerin doğumdan önce tanınması amacıyla yapılır.

Renkli ultrasonun geleneksel ultrason ile farkı nedir?


Geleneksel ultrason, bebeğin büyüklüğü, su miktarı, kalp atışı, eşinin yeri gibi sadece temel bilgiler sağlarken, renkli (detaylı) ultrasonda bebeğe ait tüm yapılar (göz merceğinden kalp kapakçıklarına kadar) değerlendirilir.

Renkli ultrason hangi durumlarda tercih edilir?


Renkli (detaylı) ultrason tüm gebelere rutin olarak yapılmalıdır. Genel ultrasonda bebeğin organları ve eşine dair kuşkulu bulgular saptanması durumunda tekrar edilmelidir.

Bebeğin sağlık durumunu değerlendirmek için renkli ultrason hangi bilgileri sağlar?


Bebeğin büyümesi, organlarının oluşumunun sağlıklı olup olmadığı, eşinin yapısı ve yerleşimi, rahim ağzı ve bebeği besleyen damarların yapısı ve işlevleri değerlendirilir.

Renkli ultrasonun riskleri var mıdır? Bebeğe veya anneye zarar verebilir mi?


Uygulanan enerji bebek ve anne için son derece güvenlidir ve bilinen bir zararı yoktur. Özellikle çoğul gebelikler ve zayıf annelerde işlemin uzaması durumunda tansiyon düşüklüğü görülebilir.

Renkli ultrason kaçıncı haftadan itibaren yapılabilir?


İdeal olarak 12-13 haftalar arası erken detaylı ultrason, 19-22 haftalar arası ikinci üç ay detaylı ultrasonları yapılmalıdır.

Renkli ultrason sırasında nelere dikkat edilmelidir?


Tok karnına ve yeteri kadar sıvı almış olmak tansiyon düşüklüğünü önlemesi açısından faydalı olabilir. İdrara sıkışmış olmak şart değildir.  Sert ve büyük tokalı kemerler, göbek bölgesindeki piercingler mümkünse çıkarılmalıdır. Bebeğe ait en erken ultrason resimleri ve varsa genetik tarama testlerinin hastaneye getirilmesi hekime önemli bilgiler sağlayabilir.

Yapan hekim için yüksek düzeyde odaklanma gerektirdiğinden dolayı muayene ortamının sessiz ve sakin olması gerekir. Organlar bir sistem dahilinde değerlendirileceği için, akışı bozmamak adına soruların ultrason sonrasına ertelenmesi uygun olur.

Değerlendirme bebeğin pozisyonunun uygun olmadığı durumlarda birkaç seans alabileceği için muayenenin dar bir zamana sıkıştırılmamış olması önemlidir.

Detaylı (renkli) ultrasonda amaç bebeğin ebeveyn adayları ve akrabalar tarafından görülmesi değil, doktor tarafından detaylı şekilde değerlendirilmesidir. Bu nedenle muayene başında ve süresince bebeği renkli görmek” arzusu ve baskısı operatörün dikkatini dağıtabilir. Bu gibi talepleri “bebeğimiz sağlıklı görünüyor”  müjdesinin sonrasında dillendirmek daha uygun olacaktır.

Genel olarak detaylı ultrason incelemelerinin %2’sinde ciddi bir anomali ile karşılaşılır. Bu ihtimalin ebeveyn adayları tarafından akılda tutulması, bu olasılığa hazır olunması, bu bulgunun paylaşılmasının istenmeyeceği yakınların muayeneye getirilmemesi uygun olur. Örneğin kaygı düzeyi yüksek, kalp hastası bir büyükannenin renkli ultrasona davet edilmesi üzücü olduğu kadar tehlikeli sonuçlar da doğurabilir.

Renkli ultrason sonuçları ne zaman alınır ve nasıl yorumlanır?


İşlem biter bitmez dakikalar içerisinde aileye sonuçlar yazılı olarak verilir, bulgular anlatılır ve varsa sorular hekim tarafından cevaplanır. Anormal bulgular saptanması durumunda başka branş hekimlerinin de katılımlarıyla yeniden değerlendirme ve bilgilendirme süreçleri yürütülebilir.

Renkli ultrason yapıldıktan sonra ek testlere ihtiyaç duyulabilir mi?


Renkli ultrasonda saptanan anormalliklerin sebep ve sonuçlarının netleştirilmesi için genetik testler, invaziv tanı testleri (koryon villus biyopsisi, amniosentez, kordosentez), infeksiyon testleri, kan uyuşmazlığı testleri gibi çok sayıda test istenebilir.

Renkli ultrason sırasında ebeveynlerin görebileceği şeyler nelerdir? Bebeğin cinsiyeti gibi bilgilere ulaşılabilir mi?


Bebeğin cinsiyeti renkli ultrasonun rutin bir parçasıdır ve aile ile paylaşılır. Kalp atışları renkli ve sesli olarak gözlemlenir. Bebeğin anne karnı içerisindeki duruşu görülür. Bebeğin pozisyonunun iyi olması durumunda bebeğin yüzünün renkli (4D) görüntüleri muayenenin sonunda aileye de gösterilir. Dijital ve basılı çıktılar rapora eklenir.

Prof. Dr. Mehmet Serdar Kütük

Liv Hospital Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı

]]>
https://www.bebek.com/renkli-ultrason/feed/ 0
Gebelikte Ruhsal Değişimler https://www.bebek.com/gebelikte-ruhsal-degisimler/ https://www.bebek.com/gebelikte-ruhsal-degisimler/#respond Fri, 23 Feb 2024 08:29:45 +0000 https://www.bebek.com/?p=80629 Hamilelik Sırasında Ruh Hali değişimleri Neden Meydana Gelir?

Hamilelik sürecinde değişen hormonal sistem ruh hali değişimlerine yol açabiliyor, bu durum doğaldır. Tüm hamilelik boyunca yaşanabilecek duygu değişimleri özellikle ilk 3 aylık dönemde anne olacağı bilgisiyle yeni bir dönemin başlangıcı olması dolayısıyla düşüncelerde yoğunluk kaygı, mutluluk gibi karmaşık duygular birlikte yaşanabilir.

Ruh Halindeki Değişimler Hamilelik Süresince Nasıl Değişebilir?

Hamilelik hormonlarının salgılanması arttıkça yoğun duygulanımlar, olaylar karşısında hassasiyet, kolay üzülme, ağlama, huzursuzluk yaşanabilir. Bu süreçte anne olmaya hazırlanan gebenin sevinç, heyecan, merak , mutluluk gibi coşkulu duygularda da taşma yaşanabilmektedir.

Hamilelikte Duygusal Dalgalanmalar Ne Kadar Yaygındır?

Duyguların yoğunluğu ve dalgalanmalar her gebeye göre değişkenlik gösterebilir. Gebelikteki hormonal değişimlerle ortaya çıkan duygusal dalgalanmalar oldukça sık görülmektedir. Ancak her gebe kendi koşulları, baş etme kaynaklarındaki çeşitlilik, destek kanalları etkisiyle bu dalgalanmaları sert veya yumuşak hissedilir değişebilir.

Ruh Halindeki Değişimler Anne ya da Bebek için Endişe Verici mi?

Ruh halindeki değişimler çok uçlarda yaşanıyor ve kişinin kendisine/çevresine/ilişkilerine zarar veren bozucu etkideyse durumu yönetebilmek için adımlar daha öncelikli atılmalıdır. Arada bir olan ruh halindeki değişimler annenin ve bebeğin sinir sistemi tarafından tolere edilebilirsen yoğun ve kronik hale gelmesi endişe verici olabilir.

Hamilelik Sırasında Ruh Halindeki Ani Değişimler Normal midir?

Hamilelik sürecinde hayatın düzeni stabilken ani ruh hali değişimleri belirli düzeyde hormonların etkisiyle normal kabul edilebilir. Gebenin hayatında zorlu yaşam olayları yaşanmışsa bunların daha sert geçişlere neden olabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. Zorlayıcı ve yönetilemeyen duygusal değişimler yaşanıyorsa profesyonel desteğe başvurulmalıdır.

Eş ile Olan İlişkide Hamilelik Sırasında Yaşanan Ruh Hali Değişiklikleri Normal midir?

Eş ilişkisinde destekleyici tutum oldukça öne çıkmaktadır. Beklentiler ve empatiyle karşılanan duygusal ihtiyaçlar ilişkilerdeki değişikliklerin sebeplerindendir. Eşler arasındaki ilişki hamilelik sürecinde duygusal değişimleri azaltıcı veya arttırıcı etkide rol oynar. Gebe desteklendiğini, sevildiğini hissettiği bir güven ilişkisi içerisindeyse paylaşımlarıyla bu değişimler oldukça az ve/veya yönetilebilmesi kolay yaşanabilir.

Hamilelikte Ruh Halindeki Dalgalanmaların Yönetilmesi için Öneriler Nelerdir?

Ruhsal dalgalanmaların yönetiminin kolaylaşması için, gebenin kendi fiziksel ve psikolojik sağlığını önceliklendirmesi gerekir.
Beslenme, uyku, dinlenme gibi ihtiyaçlarını karşılamak stres yükünü azaltır. Eş ve sosyal çevre desteğinin eksik bırakılmaması çok önemlidir. Hangi faktörlerin duygu değişimlerine neden olduğu farkındalığı geliştirerek gerekli düzenlemeler yapılabilir, çözüm yolları güçlendirilebilir.

Hamilelik Sırasında Depresyon veya Anksiyete Belirtileriyle Nasıl Başa Çıkabilir?

Depresyon ve anksiyete belirtileri hamilelik sırasında da yaşanabilir. Geçmiş yaşantılar tetiklenebilir, gebelik ve sonrası süreçle ilgili bu duygu durumu yaşanabilir. Sorunun kaynağına, zorlayıcı durumları fark etmek değişim adına kolaylık sağlayabilir. İyi gelen şeyler denenmeli, seçenekler çoğaltılmalıdır. Açık hava yürüyüşleri, spor, sosyalleşme, nefes -gevşeme egzersizleri, yoga gibi aktiviteler yaşamınıza eklenebilir. Kaygı ve depresyon belirtilerine neden olan düşünceler, temel kaynaklar üzerinde psikoterapi süreci alması kişinin bu dönemi daha rahat geçirmesi için destekleyici olacaktır.

Hamilelikte Ruh Halindeki Değişimlerin Fiziksel Sağlık Üzerinde Etkisi Olabilir mi?

Ruh halindeki değişimler fiziksel olarak bedensel ağrılara, mide, bağırsak problemlerine neden olabileceği gibi beneğin fiziksel gelişiminde de olumsuzluklara neden olabilir.

Ruh Halindeki Değişimler Bebeğim Üzerinde bir Etkiye Sahip Olabilir mi?

Annenin salgıladığı hormonlar tıpkı yediklerinden beslenmesi gibi bebeğe geçmektedir. Ruh hali değişimlerinde bebeği etkileyen uzun süreli kaygı, üzüntü, öfke gibi duyguların yoğunluğuna sürekli maruz kalması olabilecektir. Kısa süreli stres, duygusal değişimlerden olabilecek etki kronikleşen durumlarda daha fazla söz konusudur.

Ebru Özkurt Topcu
Klinik Psikolog
Aile ve Çift Terapisti
Doğuma Hazırlık Eğitmeni

]]>
https://www.bebek.com/gebelikte-ruhsal-degisimler/feed/ 0
Geç Gebelik Hakkında Her Şey https://www.bebek.com/gec-gebelik/ https://www.bebek.com/gec-gebelik/#respond Wed, 21 Feb 2024 13:53:04 +0000 https://www.bebek.com/?p=80624 Doğurganlık 30’lu yaşların başında (yaklaşık 32 yaş) önemli ölçüde azalmaya başlar, birkaç yıl sonra daha hızlı bir düşüş (yaklaşık 37 yaş) olur. Doğurganlıktaki bu düşüş muhtemelen çok faktörlüdür. Kadınlar sabit sayıda oositle doğarlar ve bu sayı yaşla birlikte azalır ve oositlerin kalitesi de yaşla birlikte düşer, çünkü mayoz hataları yaş arttıkça daha sık görülür, azalmış yumurtalık rezervi aynı yaştaki kadınlara kıyasla düzenli adet gören ancak doğurganlığı azalmış veya yumurtalık uyarısına azalmış yanıt veren üreme çağındaki bir kadını ifade eder.

Doğurganlık testleri, folikül uyarıcı hormon, anti-müllerian hormon, antral folikül sayımı, Inhibin ve klomifen sitrat yükleme testinin değerlendirilmesini içerebilir.

Doğurganlık değerlendirmesinin zamanlaması toplumun kurallarına uygun olarak, 35 yaş ve üzeri kadınlarda gebe kalma girişiminden altı ay sonra değerlendirmesi başlatılmasını ve 40 yaş ve üzerinde girişimde bulunanlar için hızlı bir değerlendirme yapılması tavsiye edilmektedir.

Yaş gruplarına göre bakıldığında çoğu ülkede doğum oranlarında bir düşüş rapor edilse de genel olarak ileri anne yaşı grubunda doğum sayılarında artış izlenmektedir. İleri anne yaşının genel bir tanımı olmamakla birlikte araştırmalar 40 yaş üzerini hedef almaktadır.

Çocuk doğurmayı geciktiren hastalar, ektopik gebelik, spontan düşük, fetal kromozomal anormallikler, bazı konjenital anomaliler, plasenta previa, gestasyonel diyabet, preeklampsi ve sezaryen doğum gibi gebelik komplikasyonları açısından yüksek risk altındadır. Bu tür komplikasyonlar da erken doğuma yol açabilir.

Kadınların çoğunun iyi hamilelik sonuçlarına sahip olduğunu ve hamileliğin fiziksel ve duygusal stresiyle başa çıkabildiklerini göstermektedir.

Gecikmiş çocuk doğurmanın faydaları arasında ileri yaş çiftlerin, genç oldukları zamana göre duygusal açıdan daha olgun ve mali açıdan daha istikrarlı olma eğiliminde olmaları yer alır.

İleri annelik yaşlarında doğumların artması, 35-45 yaş arası kadın nüfusunun artmasının yanı sıra daha geç evlilik, ikinci evlilik, daha iyi doğum kontrol seçeneklerinin bulunması ve daha ileri eğitim ve kariyer gelişimi için daha geniş fırsatlardan kaynaklanmaktadır.

İleri yaş kadınlar, genç kadınlarla aynı gebelik komplikasyonları açısından risk altındadır, ancak bu sorunların bazılarında risk bu yaş grubunda daha yüksektir.

İleri annelik çağında hamilelik deneyimi, hem hamileliğin kendisinden kaynaklanan değişiklikler hem de sağlığı olumsuz yönde etkileyen hamilelikle ilişkili komplikasyon riskinin artması nedeniyle, kadın yaş almaya devam ettikçe sonraki sağlığını etkileyebilir.

ERKEN DÖNEM GEBELİK SORUNLARI

  • Kendiliğinden düşük (gebelik kaybı): İleri yaş kadınlarda daha yüksek oranda kendiliğinden düşük görülür. Bu kayıplar hem trizomik hem de öploid olup öncelikle oosit kalitesindeki düşüşten kaynaklanmaktadır; rahim ve hormonal fonksiyondaki değişiklikler de rol oynayabilir. Kayıpların büyük çoğunluğu gebeliğin 6 ila 14. haftaları arasında meydana gelir.
  • Kromozomal anormallikler: tek gen bozuklukları bu yaş grubunda daha fazla görülmektedir.
  • Dış gebelik: Anne yaşının ≥35 olması, genç kadınlara kıyasla dış gebelik riskinin dört ila sekiz kat artmasıyla ilişkilidir.
  • Konjenital malformasyonlar: Doğuştan anomalili bir çocuğa sahip olma riski, anne yaşının artmasıyla birlikte artabilir, çeşitli analizler, kadınlarda yaş ilerledikçe kromozomal olmayan anomali riskinin de arttığını ileri sürmektedir. Özellikle kardiyak anomalilerin, anöploididen bağımsız olarak anne yaşı arttıkça arttığı görülmektedir.

 

GEÇ DÖNEM GEBELİK SORUNLARI

Bazı obstetrik komplikasyonlar, yalnızca yaşlanma süreciyle ilişkili gibi görünürken, diğerleri büyük ölçüde çoğul gebelik, yüksek doğum sayısı ve daha az görülme olasılığı olan kronik tıbbi durumlar gibi eşlik eden faktörlerle ilişkilidir.

-Kanser gibi tıbbi ve cerrahi hastalıkların yaygınlığı, kalp damar hastalıkları, böbrek  ve otoimmün hastalıklar,  obezite yaş ilerledikçe artmaktadır . Bu nedenle, ≥35 yaşındaki kadınlar, genç kadınlara göre iki ila üç kat daha fazla hastaneye yatış, sezaryen doğum ve gebelikle ilişkili komplikasyon oranları yaşamayı bekleyebilirler.

-Hipertansiyon, hamilelikte karşılaşılan en yaygın tıbbi sorundur ve özellikle ileri yaş kadınlarda yaygındır. Kronik hipertansiyon tanısı alma olasılığı ≥35 yaşındaki kadınlarda 30 ila 34 yaşındaki kadınlara göre iki ila dört kat daha fazladır.

-Diyabet yaygınlığı, anne yaşıyla birlikte artar; hem önceden var olan diyabet hem de gebelikte ortaya çıkan diyabet oranları artmaktadır. Genel obstetrik popülasyonda gestasyonel diyabet insidansı yüzde 3 olup, 40 yaşın üzerindeki kadınlarda yüzde 7 ila 12’ye, 50 yaşın üzerindeki kadınlarda ise yüzde 20’ye yükselmektedir. Önceden var olan diyabet, konjenital anomaliler, perinatal mortalite ve perinatal morbidite riskinin artmasıyla ilişkilidir; gestasyonel diyabetin ana komplikasyonu ise iri bebek, amnios sıvısının artışı ve bunlarla ilişkili kötü sonuçlardır.

-Plasenta sorunlar, plasentanın aniden yerinden ayrılması ve plasentanın rahim ağzına alt kısıma yerleşmesi doğum yolunu kapatması gibi gibi sorunlarının görülme olasılığı ileri yaş kadınlar arasında daha yüksektir.
-İleri anne yaşı, son birkaç yılda gözlemlenen artan düşük doğum ağırlığı ve erken doğum oranındaki artışın önemli bir kısmından sorumludur.
-Çoğul gebelik, ilerleyen yaş, ikiz gebelik prevalansının artmasıyla ilişkilidir; bu da hem doğal ikiz gebelik riskinin daha yüksek olması hem de ileri yaş kadınlarda yardımlı üreme tekniklerinin daha yüksek kullanımı ile ilişkilidir.

– Sezaryen ile doğum, oranının bu yaş grubunda yüksek olmasının nedenleri tartışmalıdır; ancak bu grupta tıbbi komplikasyonların artmış olması, doğum indüksiyonu ve fetusun doğum kanalına giriş bozuklukları yanı sıra hem hastalar hem de doktorlar arasında sezaryen doğum gerçekleştirmek için daha geniş bir endikasyon eşiği bulunmaktadır. Özellikle bu grupta annenin sezaryen doğum isteği daha yaygın hale gelmektedir.

Bu risklerin artışıyla birlikte araştırmalar kadınların çoğunun iyi hamilelik sonuçlarına sahip olduğunu ve hamileliğin fiziksel ve duygusal stresiyle başa çıkabildiklerini göstermektedir.

Liv Hospital Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Ulviye Hanlı

]]>
https://www.bebek.com/gec-gebelik/feed/ 0
Gebelikte Baş Ağrıları Neden Olur? https://www.bebek.com/gebelikte-bas-agrilari/ https://www.bebek.com/gebelikte-bas-agrilari/#respond Thu, 01 Feb 2024 14:20:40 +0000 https://www.bebek.com/?p=80497 Gebelikte Baş Ağrıları Neden Olur?

Baş ağrısı nöroloji bölümüne başvuruların en sık nedenidir. Gebelikte de bulantı-kusma gibi sıkça görülen bir problemdir. Doğum çağında olan kadınların (40 yaş altı) yaklaşık yüzde 60’ında baş ağrısı şikâyeti bulunurken, bu şikayet gebe kadınlarda ise yaklaşık yüzde 35 gibi hiç azımsanmayacak oranda görülmektedir. Özel Aile Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Ali Emre Tahaoğlu, “Bu kadar sık görülen bir hastalık veya bulgu ile baş etmek de gayet zordur. Gebelikte rastlanan baş ağrısı fizyolojik yani gebeliğe bağlı gelişen normal nedenlerden kaynaklanabileceği gibi altta yatan başka bir hastalığın da göstergesi olabilir.” diyerek anne adaylarını uyarıyor.

Baş Ağrısı Tipleri

Gebeliğin ilk dönemlerinde değişen hormon seviyelerine bağlı olarak hafif baş ağrıları görülürken ilerleyen dönemlerde ise daha ciddi problemlerin yansıması olan baş ağrılarına rastlanıyor. Prof. Dr. Ali Emre Tahaoğlu şöyle diyor: “Özellikle gebeliğin ilk 20 haftasında gebe kalmadan önce mevcut devam eden migren, küme baş ağrısı veya gerilim tipi nörolojik temelli baş ağrıları görülürken yine bu dönemde ve ilerleyen dönemlerde gebeliğin kendisi kaynaklı oluşan, uyku bozuklukları, stres, göz yorgunluğu, susuzluk ve kan şeker seviyesinin azalması gibi nedenlere bağlı olarak da baş ağrısı görülebilmektedir. Genellikle gebeliğin bu erken döneminde kadının gebelikten önce sahip olduğu migren gibi kronik baş ağrıları çoğu kadında özellikle hormonal durumun sabit olmasından kaynaklı, iyileşmektedir.”

Gebeliğin son dönemine dikkat!

Gebeliğin özellikle geç dönemlerinde ortaya çıkan ve başka hastalıkların habercisi olabilen baş ağrıları vardır. Bu tip ağrıları tanımak ve tedavi etmek oldukça zordur. Bu noktada Prof. Dr. Ali Emre Tahaoğlu, şu konunun altını çiziyor: “Bu dönemde gelişen baş ağrılarının altında bazı hastalıklar yatıyor olabilir ki bunların en başında gebelik zehirlenmesi adını verdiğimiz ‘preeklampsi’ hastalığı görülür.

Yine hipertansiyon, beyin kanaması, inme, travma, sinüzitten beyin zarı iltihabı olan menenjite neden olan enfeksiyöz hastalıklar ve beynin damarsal anormallikleri gibi ikincil birçok neden gebelikte baş ağrısı nedenidir. Özellikle gebeliğin geç döneminde ortaya çıkan yeni baş ağrıları, önceki baş ağrısına göre şiddeti ve davranışı değişen baş ağrıları, 5 dakikadan daha kısa sürede oluşan şiddetli baş ağrıları, öksürmek veya gülmekle artan ağrılar; bunların yanında ağrıya eşlik eden ateş, nöbet geçirme ve diğer nörolojik bulgular detaylı incelemeyi gerektirir. Gebelikte görüntüleme yöntemlerinden tanı için yararlanabiliriz, ultrasonografi ve MR güvenle yapılabilir.”

Gebelikte Baş Ağrısı Tedavisi

Baş ağrısı değerlendirilip neden saptandıktan sonra nedene yönelik tedavi yapılır. Prof. Dr. Tahaoğlu, tedaviler konusunda şu bilgileri veriyor:  “Bazı durumlarda sadece gebeliğin kadında meydana getirdiği fizyolojik değişikliklere, hormonal değişikliklere, postüral değişikliklere ve kaygı gibi bozukluklarına da bağlı baş ağrısı görülebilir. Bu durumun tedavisinde de hayat tarzı değişiklikleri öneririz.

Düzenli uyku, öğünlerin atlanmaması, spor yapma, stresten uzak durma bol su tüketimi gibi basit çözümler ile baş ağrısı ile mücadele edilebilir. Yine yoga akapunktur ve davranış terapileri ilaç kullanılmadan yapılabilir. Özellikle migren hastalığı gebelikte baş ağrısının en büyük nedenlerinde olduğu için ona yönelik bazı ilaçlar başarı ile kullanılmaktadır. Ayrıca özellikle hipertansiyona bağlı gelişen baş ağrıları için de ilaçlı çözümler bebeğe zarar vermeden kullanılabilmektedir. Sonuç olarak gebelerde sık görülen baş ağrılarının çoğu zararsız ve işin doğası nedeniyle normal olarak görülürken, bazı alarm verici problemlerde ise işin uzmanına danışıp detaylı olarak hastanın değerlendirilmesi ve tedavisinin yapılması gerekir. Kullanılan ilaçlar gebelik durumu gözetilerek seçildiği için de bebeğe bir etkisi olmayacaktır.”

 

 

]]>
https://www.bebek.com/gebelikte-bas-agrilari/feed/ 0