Hamilelikte Sağlık ve Testler – Bebek.com https://www.bebek.com Hamilelik, Bebek, Çocuk ve Anne Sağlığı Tue, 25 Mar 2025 13:23:36 +0000 tr hourly 1 https://www.bebek.com/wp-content/uploads/2022/12/cropped-cropped-bebek-favicon-192x192-1-32x32.png Hamilelikte Sağlık ve Testler – Bebek.com https://www.bebek.com 32 32 Beta HCG Nedir? https://www.bebek.com/beta-hcg-nedir/ https://www.bebek.com/beta-hcg-nedir/#respond Mon, 24 Mar 2025 14:09:49 +0000 https://www.bebek.com/?p=82833 Beta HCG Nedir?

Beta HCG (Human Chorionic Gonadotropin), hamilelik testlerinde kullanılan bir hormon olup, gebelik başladığında plasenta tarafından üretilir. Bu hormon, genellikle gebeliğin erken dönemlerinde kanda ve idrarda bulunur ve gebeliğin varlığını doğrulamak için kullanılan temel testlerden biridir. Hamilelik gerçekleştiğinde, bu hormonun seviyesi hızla artar ve genellikle gebeliğin ilk birkaç haftasında hızla yükselmeye devam eder.

HCG hormonu, sperm ve yumurta döllendikten sonra salgılanmaya başlar. Bu nedenle hamileliği belirler. Bu değerin yüksek çıkmasıyla gebelik saptanabileceği gibi, mol gebelik, dış gebelik ve boş gebelik de ortaya çıkabilir. Bu durumun takibi için yaklaşık 2-3 gün sonra yeniden beta hcg testi yapılmakta ve sonuçlar karşılaştırılmaktadır.

Beta HCG Testi Ne Zaman Yaptırılmalıdır?

Genellikle hamilelik şüphesi , adet gecikmesi varsa doktorlar tarafından kan testi ile yapılır. Adet gecikmesinden önce de yapılabilir, yumurtlamadan 7-12 gün sonra kan testi ile saptanabilir.

Beta HCG Hormonu Nasıl Tespit Edilir?

Beta hCG hormonu, gebelik tespiti için genellikle kan testi veya idrar testi ile ölçülür. Kan testi idrar testine göre daha hassas ve erken sonuç verir.

Eğer hormon değerleri yüksekse test sonucu pozitif çıkacaktır ve mutlu haber, hamilesinizdir. Fakat sağlıklı sonuç elde edebilmek için adet gecikmesinden bir hafta on gün geçtikten sonra kan testi yapılarak Beta HCG hormonun değerleri ile daha net sonuca ulaşabilirsiniz. Kan testi sonucu değerlerin yüksek çıkması gebeliğin işareti olmaktadır.

Yapılan kan veya idrar testi sonrasında Beta HCG hormonunun yüksek çıkması ve yapılan jinekolojik kontrolden sonra hamile olduğunuzu öğrendiyseniz, tebrik ederiz! Artık siz de bir anne adayısınız demektir. Anne adayı dedik, çünkü gebeliğin müjdecisi olan bu hormonun tespit edilmesi kadar takip edilmesi de çok önemlidir.

Hamilelik hormonu da denilen Beta HCG hormonu hamilelik süreci boyunca sürekli artmaktadır. Hormon seviyesi, her iki günde bir öncekinin iki katı kadar bir artış gösterir. Bu hormonun seviyesinde yaşanılan olası bir düşüş, maalesef hamilelik sürecinde bir sıkıntı olduğunu bize haber verir.

Beta HCG Düşüklüğünde Neler Yapılmalıdır?

Beta hCG seviyeleri, gebeliğin sağlıklı ilerleyip ilerlemediğini izlemek için kullanılabilir. Düşük varlığında beta HCG seviyeleri hızla düşer. Çok düşük veya çok yüksek beta HCG seviyeleri, dış gebelik veya diğer gebelikle ilgili komplikasyonları gösterebilir. Beta HCG, ayrıca bazı sağlık durumlarının izlenmesinde de kullanılır. Örneğin, bazı kanser türlerinin teşhisinde ya da gebelikle ilgili komplikasyonların değerlendirilmesinde de rol oynar.

Bazı durumlarda Beta HCG hormonu değeri belirtilen haftalarda olması gereken değerlerden düşük olabilir. Bunun sebebi geç döllenmeden de kaynaklı olabilir.

Peki, böyle bir durumla karşılaştığınızda ne yapmanız gerekir?

  • Öncelikle istirahat etmeniz gerekir. Ayaklarınızı uzatıp dinlenmelisiniz; çünkü güzel bir sürecin başlangıcındasınız.
  • Stresten uzak durup kendinizi rahatlatmanız bu süreçte çok önemlidir.
  • Doktor önerisi ile progesteron hormonunu güçlendirecek ilaçlar kullanabilirsiniz. Çünkü bu hormonun ana görevi, rahmi hamilelik için hazır hale getirmektedir. Bu takviye size yardımcı olabilir.
  • İki günde bir Beta HCG değerlerinizin takibini yaptırabilirsiniz. Fakat unutmayın, endişeden ve stresten uzak durmanız gerekiyor.
Haftaya Göre Beta Hcg Değerleri
Hafta Değer
3. hafta 5-130
4. hafta 75-2.600
5. hafta 850-20.800
6. hafta 4.000-100.200
7/12. hafta 11.5000-289.000
13/16. hafta 18.300-137.000
17/24 hafta 1.400-53.000
25/40 hafta 940-60.000

Dış gebelik veya kimyasal gebelik durumlarında Beta HCG nasıl değişir?

Dış gebelik (ektopik gebelik) durumunda beta hCG seviyeleri, normal bir rahim içi gebelikteki gibi artmaz.

Peki dış gebelikte durum nasıldır?

  • Dış gebelikte kimyasal gebeliğin aksine yumurta döllenmiş ve rahim içine yerleşmiştir. Burada yaşanılan sorun, çeşitli nedenlerden dolayı döllenmiş yumurtanın rahme ulaşmadan olduğu yere tutunması ve orada gelişmeye çalışmasıdır.
  • Bebek rahme ulaşmadan rahim boynuna, yumurtalığa, karın kesisine veya sezaryen kesisine tutunur. Bebeğin tutunduğu yer, büyüyüp gelişmesini sağlayamadığı için hamilelik normal bir biçimde ilerleyememektedir.
  • Eğer dış gebelik fark edilmez ve bebeğin gelişimi ait olmadığı yerde gerçekleşirse, kadınlık tüplerinde ciddi hasarlar meydana gelebilir.
  • Oluşan hasarlar nedeni ile aşırı karın ağrısı ve kanama meydana gelir. Hatta bu hasar, anne adayını ölüme bile götürebilir.

Beta HCG hormonu bize hamileliğimizin müjdesini verdiği gibi, takip değerleri ile sağlıklı bir gebelik yaşayıp yaşamadığımızı göstermektedir. Beta HCG düşüklüğü ise bazen geç döllenmeden kaynaklandığı gibi sağlıksız gebeliğin habercisi de olabilir. Bu nedenle gebelikte hamilelik hormonu takibi iyi bir şekilde yapılmalı, gerekli önlemler alınarak ihmal edilmemelidir.

Sessiz gebelik olarak da bilinen kimyasal gebelik; döllenmiş yumurtanın rahim içine yerleşmeden atılmasıdır. Bu durumda gebelik kesesi oluşmadan hamilelik sona erer.

Peki kimyasal gebelik nedir ve neden olur?

  • Bu durum kanda yapılan Beta HCG hormon testi ile tespit edilebilir.
  • Gebeliğinizi yaptırmış olduğunuz kan testi veya gebelik testi ile öğrenmiş ve henüz klinik aşamasına gelmeden kanama yaşamışsanız bilin ki kimyasal gebelik yaşıyorsunuzdur.
  • Bunun sebebi ise bebekteki kromozomal bozukluktan kaynaklanmaktadır. Kromozomal bozukluk sebebi ile döllenmiş yumurta rahime tutunmadan dışarı atılmaktadır. Yani, sağlıksız bir bebek dünyaya getirmeyi önlemektedir.
  • Kimyasal gebelik birçok kadın tarafından anlaşılamayabilir. Bunun sebebi, gebeliğin anlaşılmayıp kanamanın adet gecikmesi olarak düşünülmesidir. Adet gününden sonra yaşanılan parçalı kanama kimyasal gebelikten kaynaklanıyor olabilir.

Kimyasal gebelikte beta hCG değerleri az miktarda yükselir sonrasında hızla düşer.

İkiz veya çoğul gebeliklerde beta HCG seviyesi nasıl farklılık gösterir?

Çoğul gebelikte beta hCG seviyeleri daha hızlı artış gösterir.

Tüp Bebekte HCG Testi

Tüp bebek tedavisinin son aşaması, embriyonun rahim içine transferidir. Bu transferden bir süre sonra, gebelik testi yapılıp tedavinin sonucu gözlemlenir. Aileler için uzun ve heyecanlı süren bir bekleyişin ardından, yumurta geliştirme ve ilaç tedavileri sonrası sonuç bu test ile belli olacaktır.

Tüp bebekte gebelik testi, embriyonun rahmin içine transferinden 12 gün sonra yapılır. 12 günden önce yapılan testler güvenilir ve net bilgiler vermeyecektir. Sonrasında yapılan kan testlerinde beta hcg hormonunda bir artış beklenir. Bu artış hamileliğin habercisidir. 🙂

Beta Hcg değerleri tahmini gebelik haftasına karar vermekte sizlere yol gösterecektir. Fakat ikiz veya üçüz gebelik olup olmadığı veya kesin gebelik durumunu merak ettiğiniz konularda kadın doğum doktorunuz tarafından yapılacak ultrason muayenesi çok daha önemlidir. Ultrason tahlili sonrası gebelik hakkında çok daha detaylı bilgi alınabilmektedir.

Düşük tehdidinde Beta HCG seviyesi nasıl takip edilir?

Düşük tehdidi saptanan gebeliklerde beta hCG seviyeleri doktorlar tarafından yakın takip edilerek gebeliğin sağlıklı bir şekilde ilerleyip ilerlemediği hakkında bilgi verir.

Mol gebelik veya bazı kanser türlerinde Beta HCG neden yükselir?

Mol gebelikte, yumurtanın döllenmesi sırasında kromozomal bir hata meydana gelir. Plasentadan kaynaklanan sorunlar nedeniyle plasenta hızla çoğalmaya başlar, aşırı yüksek düzeyde beta hCG üretir. Beta hCG, erkeklerde de üretilebilir, seviyelerinin anormal yükselmesi, bazı testis kanserleri gibi durumlarla ilişkilendirilebilir.

Op. Dr. Aslıhan Öztürk

İAÜ VM Medical Park Florya Hastanesi Kadın Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı

]]>
https://www.bebek.com/beta-hcg-nedir/feed/ 0
Ultrason Yöntemi Hakkında Tüm Detaylar https://www.bebek.com/ultrason-yontemi/ https://www.bebek.com/ultrason-yontemi/#respond Wed, 26 Feb 2025 07:57:34 +0000 https://www.bebek.com/?p=82609 Ultrason yöntemi gebelik takibinde en çok kullanılan yöntemlerden biridir. Gelin, bu yöntemi yakından tanıyalım.

Doppler ultrason nedir? Neden yapılır?

Ultrason deyince akla ilk gelen görüntüler, elbette bebeğin iç organları ve büyüme hızıdır. Ancak Doppler ultrason, kan akışını ölçmek için kullanılan özel bir tekniktir.

Doppler ultrason, bebeğinizin beslenmesi ve oksijen alışı için çok önemlidir. Özellikle plasentada kan akışının yeterliliğini kontrol etmek ve gebelikteki olası riskleri erkenden tespit edebilmek için yapılır.

Gebelikte ultrason ne sıklıkla yapılmalıdır?

“Bir ultrason testine ne kadar sık girilmeli?” sorusu, pek çok anne adayının kafasında yer edinir. Normal bir gebelikte ultrason, üç ana dönemde yapılır:

1) Trimesterde gebeliğin doğruluğu ve kalp atışlarının kontrolü

2) Trimesterde bebeğin yapısal kontrolleri

3) Trimesterde bebeğin büyüme ve gelişim takibi

Ancak, riskli gebeliklerde ultrason sayısı daha fazla olabilir.

Ultrason raporunda geçen ‘BPD’, ‘HC’, ‘AC’, ‘FL’ gibi kısaltmalar ne anlama geliyor?

Bebeğin büyüme takibi, bu terimler sayesinde yapılır. BPD baş çapını, HC baş çevresini, AC karın çevresini, FL ise femur uzunluğunu ifade eder. Bu ölçümler, bebeğin gelişiminin takip edilmesine olanak tanır. Gelişimi takip etmek, doğumda olası komplikasyonları önceden görmek için çok önemlidir.

Bir annenin gebelik süresince en çok merak ettiği şeylerden biri de plasentasının doğru yerleşimidir. Plasenta, bebeğin hayat kaynağıdır. Plasenta previa (plasentanın rahim ağzına yakın olması durumu) gibi komplikasyonlar doğum sürecinde büyük sorunlara yol açabilir. Bebeğin doğum süreci için plasentanın doğru yerde olması doğum süreci için büyük önem taşır.

Amniyotik sıvı indeksi (AFI) nedir? Normal değerleri nelerdir?

Amniyotik sıvı, bebeğin güvenliğini ve sağlıklı gelişimini sağlamak için oldukça önemlidir. AFI, amniyotik sıvının miktarını ölçer. Normal değerlerin dışındaki sapmalar bebeğin sağlığına dair bir uyarı olabilir. Bu değerlerin 5-20 cm arasında olması gerekir. Düşük AFI, sıvı eksikliği anlamına gelir ve bu da erken doğuma sebebiyet verebilir veya bebekte gelişimsel problemler yaratabilir.

Ultrason raporunda ‘EFW’ ne anlama geliyor? Bebeğin tahmini kilosu nasıl hesaplanıyor?

Ultrason raporlarında sıkça karşılaşılan EFW (Estimated Fetal Weight) bebeğin tahmini kilosudur. Bebeğin tahmini kilosu, baş çevresi (HC), karın çevresi (AC) ve femur uzunluğu (FL) gibi ölçümlerle hesaplanır. Bu, büyüme takibini kolaylaştırır ve doğum sırasında bebeğin kilosunun ne olacağını tahmin edilmesine yardımcı olur.

Ultrason raporunda ‘uterin arter Doppler’ ne demektir?

Uterin arter Doppler, kan akışını ölçmek için kullanılan bir testtir. Bu test, plasentadaki kan akışını kontrol eder ve bebeğin yeterince beslenip beslenmediğinin anlaşılmasına olanak tanır. Eğer uterin arter Doppler testinde anormal bir sonuç elde edilirse, gebelik sürecinde plasenta yetersizliği ya da hipertansiyon gibi riskler göz önünde bulundurulur.

Bebeğin ense kalınlığı (NT) ölçümü neden yapılır? Normal değerleri nelerdir?

Bebeğin ense kalınlığı (NT) ölçümü, genetik hastalıkları tespit etmek için yapılan bir ultrason taramasıdır. NT ölçümü, Down sendromu gibi kromozomal hastalıkların olasılığını değerlendirir. 11-14. haftalar arasında yapılan bu ölçüm, bebeğin sağlığı hakkında önemli ipuçları verir.

Ultrason raporunda ‘koryonik villus’ veya ‘plasental kalınlık’ ne anlama geliyor?

Koryonik villus, plasentanın önemli bir parçasıdır ve bebeğin oksijen alımı ile besin transferinde kritik bir rol oynar. Doğum sürecinin sağlıklı ilerleyebilmesi için plasentanın doğru konumda olması büyük önem taşır. Plasental kalınlık ise plasentanın gelişim düzeyini gösterir ve bebeğin büyümesi ile genel sağlığını takip etmek açısından önemli bir kriterdir.

Bebeğin organlarının gelişimi ultrasonla nasıl değerlendiriliyor?

Bebeğin organları, ultrason sayesinde erken dönemde gelişimsel olarak izlenebilir. Ultrason sayesinde bebeğin; kalp, beyin, böbrekler ve diğer organlarının gelişimi değerlendirebilir. Herhangi bir gelişimsel sorun, bu testlerle tespit edilip tedavi süreci erken başlatılabilir.

Çakmak Erdem Hastanesi

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Funda Ayşe Demir

]]>
https://www.bebek.com/ultrason-yontemi/feed/ 0
Gebelikte Siyah Dışkı Neden Olur? https://www.bebek.com/gebelikte-siyah-diski/ https://www.bebek.com/gebelikte-siyah-diski/#respond Fri, 21 Feb 2025 12:17:47 +0000 https://www.bebek.com/?p=82583 Gebelik sürecinde vücutta meydana gelen birçok değişiklik, sindirim sistemi üzerinde de etkili olabilir. Anne adaylarını zaman zaman endişelendiren durumlardan biri de dışkı rengindeki farklılıklardır. Özellikle siyah dışkı, beslenme alışkanlıklarından demir takviyelerine, hatta bazı sağlık sorunlarına kadar çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir. Bu yazımızda, gebelikte siyah dışkının olası nedenlerini, ne zaman endişelenmek gerektiğini ve bu durumla ilgili yapılması gerekenleri detaylı bir şekilde ele alacağız.

Gebelikte Siyah Dışkı Neden Görülebilir?

Gebelikte siyah dışkı özellikle demir takviyesi kullanan anne adaylarında görülür. Bununla beraber yiyecekler, kabızlık veya kullanılan demir dışındaki farklı ilaçlar da gebelikte siyah dışkılamaya neden olabilir.

Gebelikte dışkının siyah olması sık karşılaşılan bir durumdur. Ancak nadiren iç kanama veya  enfeksiyon gibi daha ciddi durumlara bağlı olarak gelişebilir. Bu nedenle rutin kontrollerde gebelik takibini yapan hekimi bilgilendirmek faydalı olacaktır.

Siyah meyveler (böğürtlen, yaban mersini), meyan kökü, kırmızı et veya pancar gibi besinler bu duruma neden olabilir.

Yoğun mide ülseri, gastrit veya bağırsaklardaki kanamaya bağlı gelişen bir iç kanama durumunda da siyah dışkı görülebilir.  Bununla birlikte kronik hemoroid varlığında da benzer sonuçlar olabilir.

Siyah dışkının alınan ilaç, takviye veya besinlerden mi yoksa iç kanama gibi ciddi bir durumdan mı kaynaklandığını ayırt etmek için kullanılan ilaç ve yenilen besinleri kesip dikkatli bir takip sonucunda klinik sonuca varılabilir.

Gebelikte Görülen Siyah Dışkı Devam Eder mi?

Sıklıkla demir takviyesi sonucu oluşan siyah renkli dışkı gebeliğin son dönemine kadar devam edebilir.

Karın ağrısı, halsizlik, baş dönmesi, kansızlık gibi durumlarda detaylı bir araştırma multidisipliner olarak yapılması gerekir. Hamilelikte demir takviyesine bağlı siyah renkli dışkı tamamen normal olup, yapılması gereken herhangi bir tedavi yoktur. Çünkü demir ilaçları gebeliğin 2. trimester’ından doğumu kadar mutlak kullanılması gereken bir takviyedir.

Op. Dr. Hakan Bilgesoy
Kadın Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı
Medicalpark Antalya Hastane Kompleksi

]]>
https://www.bebek.com/gebelikte-siyah-diski/feed/ 0
Kan Uyuşmazlığı Nedir ve Neden Olur? Kan Uyuşmazlığı Belirtileri https://www.bebek.com/kan-uyusmazligi-nedir/ https://www.bebek.com/kan-uyusmazligi-nedir/#respond Tue, 13 Aug 2024 07:38:56 +0000 https://www.bebek.com/?p=81545 Liv Hospital Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. K. Doğa Seçkin kan uyuşmazlığı hakkında merak edilenleri yanıtlıyor.

Kan Uyuşmazlığı Nedir?

Kan uyuşmazlığı, anne adayı ile bebek arasındaki Rh farklılığı nedeniyle oluşur. Rh faktörü, bazı kırmızı kan hücrelerinde (RBC’ler) bulunan bir proteindir. Anne adayı Rh negatif kan grubuna sahip; ancak baba adayı Rh pozitif kan grubuna sahip ise bebeğin kan grubu Rh pozitif olabilir; bu duruma kan uyuşmazlığı denir. Hamilelik sırasında, doğmamış bebekten gelen kırmızı kan hücreleri plasenta yoluyla annenin kanına geçebilir. Anne Rh negatif ise, bağışıklık sistemi anne karnındaki bebeğin Rh pozitif fetal hücrelerine yabancı bir maddeymiş gibi davranır. Anne adayı yabancı olarak algıladığı fetal kan hücrelerine karşı antikor üretir. Bu antikorlar plasenta aracılığı ile bebeğe geçebilir. Plasentadan geçen bu antikorlar bebeğin dolaşan kırmızı kan hücrelerini parçalayarak yok edebilir.

Evlilikte Kan Uyuşmazlığı Tablosu

Anne Kan Grubu Baba Kan Grubu Bebekte Kan Uyuşmazlığı Riski
Rh negatif (-) Rh pozitif (+) Yüksek risk
Rh negatif (-) Rh negatif (-) Risk yok
Rh pozitif (+) Rh negatif (-) Risk yok

Kan uyuşmazlığının belirtileri nelerdir?

Yenidoğan bebekte kan uyuşmazlığına bağlı olarak;

  • Anemi nedeniyle soluk renk
  • Cildin ve göz beyazlarının sarı renkte olması (sarılık)
  • Hızlı kalp atış hızı (taşikardi)
  • Enerji düşüklüğü ve halsizlik-hipotoni
  • Deri altında meydana gelen şişlikler

gibi durumlar görülebilmektedir.

Hafif düzeyden ağır seviyeye kadar etkilenme görülebilir. Bebeğin kan hücrelerindeki yıkımın miktarına bağlı olarak hafif derecede sarılıktan, karaciğer ve kalp yetmezliğine kadar ciddi boyutlara varabilir. İleri derecede etkilenme olup, anemi derinleştiğinde;

  • Yüksek düzeyde bilirubin açığa çıkması nedeniyle beyin hasarı
  • Bebekte sıvı birikmesi ve şişmesi (hidrops fetalis)
  • Zihinsel işlev, hareket, işitme, konuşma ve nöbetlerle ilgili sorunlar görülebilir.

Kan Uyuşmazlığı Testi Ne Zaman Yapılır?

Eğer çiftler evlilik öncesinde veya gebelik sürecinde kan gruplarını bilmiyorsa, doktorlar kan uyuşmazlığı testi yaparak risk olup olmadığını belirler.

Kan uyuşmazlığı testi genellikle:

  • Evlilik öncesinde zorunlu kan testleri sırasında yapılır.
  • Hamileliğin ilk haftalarında annenin kan grubu belirlenir ve Rh faktörü tespit edilir.
  • Eğer anne Rh negatif ise, İndirekt Coombs Testi uygulanarak annenin bebeğin kanına karşı antikor üretip üretmediği kontrol edilir.

Kan uyuşmazlığı tanısı nasıl konulur?

Anne adayının kan grubu testi, gebelikte ilk vizitte bakılır. Anne adayı Rh negatif, baba adayı Rh pozitif ise kan uyuşmazlığı tanısı konur.

Gebelik esnasında herhangi bir gebelik haftasında kanama gerçekleşir ise ilk 72 saat içerisinde, antikor titresine bakılarak kan uyuşmazlığı iğnesi yapılmalıdır.

Herhangi bir kanama olmasa da 28.gebelik haftasında ve doğumdan sonra bebeğin kan grubunu ve antikor titresi testini takiben ilk 72 saat içerisinde gereklilik halinde kan uyuşmazlığı iğnesi tekrarlanır.

Kan Uyuşmazlığı İğnesi (Rhogam) Ne Zaman Yapılır?

Kan uyuşmazlığı riski olan gebeliklerde, Rhogam adı verilen kan uyuşmazlığı iğnesi uygulanır. Rhogam, annenin bağışıklık sisteminin bebeğin kan hücrelerine tepki vermesini önler.

Kan uyuşmazlığı iğnesi genellikle şu zamanlarda yapılır:

  • Gebeliğin 28. haftasında (önleyici amaçlı)
  • Doğumdan sonraki 72 saat içinde (eğer bebek Rh pozitifse)
  • Düşük, kürtaj, dış gebelik veya amniyosentez gibi durumlarda

Eğer Rhogam uygulanmazsa, annenin vücudu bebeğin kanına karşı antikor üretmeye başlayabilir ve bu, gelecekteki gebeliklerde ciddi sorunlara yol açabilir.

Kan uyuşmazlığı ilk bebeği etkiler mi?

Gebelik esnasında normalde bebeğin kan hücreleri annenin dolaşımına geçmez. Ancak bu karışma, doğum esnasında olabilir. O sebeple ilk bebeğin etkilenmesi beklenmez. Ancak doğum esnasında annenin dolaşımına karışan bebeğin kan hücrelerine karşı antikor gelişimi başlar. Dolayısı ile bu antikor gelişimi sonraki gebeliklerde bebeği olumsuz etkileyebilir. Ancak ilk gebelik de olsa gebelik süresince girişimsel bir işlem (örneğin amniosentez) yapıldıysa veya kanama yaşandıysa fetal kan hücreleri anne dolaşımına karışabileceği için etkilenme olabilir.

 

Kan Uyuşmazlığı Tedavisi Var mı?

Kan uyuşmazlığı, zamanında tespit edilirse önlenebilir bir durumdur. Eğer kan uyuşmazlığı nedeniyle bebekte ciddi sorunlar gelişirse, anne karnında kan nakli veya doğum sonrası ışık tedavisi gibi çeşitli tıbbi müdahaleler uygulanabilir.

Kan uyuşmazlığı hakkında daha fazla bilgi almak için uzman bir doktora danışabilir veya sağlık kuruluşlarında detaylı testler yaptırabilirsiniz.

Kan Uyuşmazlığı Olan Çiftler Nasıl Önlem Almalı?

Kan uyuşmazlığı riski olan çiftlerin yapması gerekenler şunlardır:

  1. Evlilik öncesinde kan grubu testi yaptırmak
  2. Hamilelik planlanmadan önce doktora danışmak
  3. Gebelik boyunca düzenli doktor kontrolünde olmak
  4. İndirekt Coombs Testi ile annenin antikor seviyesini takip ettirmek
  5. Gerekli durumlarda Rhogam iğnesi yaptırmak

Liv Hospital Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. K. Doğa Seçkin

Bu yazımıza da göz atmayı unutmayın!

Hamilelikte Kan Uyuşmazlığı – https://www.bebek.com/hamilelikte-kan-uyusmazligi/

 

]]>
https://www.bebek.com/kan-uyusmazligi-nedir/feed/ 0 https://www.youtube.com/embed/gvz-Qlhivl0 Kan Uyuşmazlığı İğnesi Sonraki Gebelik İçin Sorun Teşkil Edermi ? #ebebek nonadult
Hamilelikte Kaşıntı Neden Olur? Gebelikte Kaşıntı Sebepleri https://www.bebek.com/gebelikte-kasinti/ https://www.bebek.com/gebelikte-kasinti/#respond Mon, 24 Jun 2024 10:44:28 +0000 https://www.bebek.com/?p=81346 Hamilelikte Kaşıntı: Nedenleri ve Çözüm Önerileri

Hamilelik, vücutta birçok değişikliğe neden olan özel bir dönemdir. Bu süreçte anne adayları farklı belirtilerle karşılaşabilir ve kaşıntı da bunlardan biridir. Hamilelikte kaşıntı, özellikle karın, bacaklar, eller ve ayaklarda yaygın görülen bir durumdur. Peki, hamilelikte vücutta kaşıntı neden olur ve bu durum nasıl hafifletilir? İşte detaylar:

Gebelikte Kaşıntı

Hamilelik sürecinde cilt gerildikçe ve hormon seviyeleri değiştikçe kaşıntı oluşabilir. Çoğu zaman zararsızdır, ancak şiddetli kaşıntılar bazı sağlık sorunlarının belirtisi olabilir. Gebelik boyunca kaşıntı, özellikle karın, bacaklar ve göğüs bölgesinde yoğunlaşabilir. Kaşıntının şiddeti kişiden kişiye değişiklik gösterebilir ve altta yatan farklı nedenlerden kaynaklanabilir. Cilt gerilmesi, kuruluk ve terleme gibi faktörler hamilelikte vücutta kaşıntıya yol açabilir. Özellikle üçüncü trimesterde, cilt daha hassas hale gelebilir.

Hamilelikte Kaşıntı Neden Olur?

  1. Cilt Kuruluğu: Hormon değişiklikleri cildi kurutabilir.
  2. Gebelik Koliestazı: Karaciğer fonksiyonlarındaki değişikliklerden kaynaklanabilir.
  3. Alerjik Reaksiyonlar: Besinler veya kozmetik ürünler kaşıntıya yol açabilir.
  4. PUPPP Sendromu: Gebeliğe özgü kaşıntılı deri döküntüleridir.
  5. Hormonal Değişimler: Artan östrojen seviyeleri kaşıntıyı tetikleyebilir.

Puppp (Pruritik ürtikeryal papüler ve gebelik plakları)

Hamile kadının cildinde soluk, kırmızı döküntüler yapan kaşıntı yanında batma ve yanmaya da neden olur. Özellikle karın, bacak, kol, göğüs, kalçada görülen lezyonlardır. Bu lezyonlar gebelik ile birlikte geçer ve özel dermatolojik tedaviler ılık su banyoları ile geçebilirler. Puppp genellikle ilk gebeliklerde ve gebeliklerin son 3 ayında görülür. Gebeliklerde en sık kaşıntıya neden olan durumdur fakat bebeği ve gebeliği tehlikeye sokacak hale gelmez ve tekrarlayan gebeliklerde de genellikle görülmez.

 

Gebeliklerde Intrahepatik Kolestaz

Hamilelik kaşıntılarında dikkate alınması gereken bir durumdur. Genelde gebeliklerin 30.haftasından sonra gelişir. Döküntülü olmadan tüm vücutta yaşanan yoğun bir kaşıntı halidir, pupppdan farklı olarak avuç içi ayak tabanı gibi vücut alanlarında da kaşıntı vardır. Gebelikte ilerleyen haftalarda gebeliğe bağlı olarak gelişen bir durumdur ve tanı konulup tedavi edilmeli ve bazen gebeliklerin bebek ve anne sağlığı için sonlandırılmasını gerektirir. Gebelik kolestazı ince safra yollarının gebeliklerde tıkanması sonucu bağırsaklara jelfra salgısının geçememesi sonucu safra asitlerinin kana geçmesi, cilt altında safra tuzlarının birikmesi ile oluşan bir durumdur.

Şiddetli yaygın, uyku bozukluklarında kadar giden kaşıntılar olduğunda mutlaka doktorumuza başvurmamız bunu normal kabul etmemeniz gerekmektedir. Kolayca yapılan karaciğer fonksiyon testlerini ve kan safra asitlerinin seviyesinin tespiti ile tanı konulabilir. Fakat unutulmaması gereken nokta kolestazın bazen gerçekleşen safra yollarının taşla tıkanması veya karaciğer enzimlerini yükselten başka nedenleri de testler ve görüntüleme metotları ile ayırt etmek gerekir.

Gebelik kolestanı için özel doktor kontrolünde kullanılan medikal tabletler kullanılır, özel diyetler önerilir. Fakat artan karaciğer fonksiyon testleri ve kan safra asit seviyelerinde artışın devam etmesi durumunda gebeliklerin anne ve bebek sağlığını etkilemesi riskinden dolayı doğumun beklenenden önce gerçekleştirilmesi gerekebilir.

Hamilelikte Alerji Kaşıntı

Hamilelik döneminde bağışıklık sistemi daha hassas hale gelebilir. Bu durum, polen, deterjanlar, bazı yiyecekler ve kozmetik ürünlere karşı alerjik reaksiyonları artırabilir.

Hamilelikte Vücut Kaşıntısı

Vücut genelinde kaşıntı hissediliyorsa, cilt kuruluğu, hormonal değişiklikler veya altta yatan sağlık sorunları değerlendirilmeli ve gerektiğinde bir doktora danışılmalıdır.

Hamilelikte Ayak Kaşıntısı

Hamilelikte ayak kaşıntısı, özellikle gebelik kolestazı gibi ciddi durumların belirtisi olabilir. Gece saatlerinde artan kaşıntı varsa doktora danışılmalıdır.

Hamilelikte Göğüs Kaşıntısı

Göğüs bölgesindeki kaşıntılar genellikle cilt gerilmesine ve hormonal değişikliklere bağlıdır. Emzirmeye hazırlık sürecinde de göğüslerde hassasiyet artabilir.

Hamilelikte Kaşıntıya Ne İyi Gelir?

  • Cildinizi Nemlendirin: Doğal yağlar ve nemlendirici kremler kullanabilirsiniz.
  • Ilık Duş Alın: Sıcak su yerine ılık su tercih edin.
  • Pamuklu Giysiler Giyin: Sentetik kumaşlardan kaçının.
  • Bol Su İçin: Cildin nem dengesini koruyun.
  • Kaşıntıyı Artıran Gıdalardan Kaçının: Alerjiye neden olabilecek besinleri azaltın.
  • Doktora Danışın: Özellikle şiddetli kaşıntılarda uzman görüşü alın.

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Gamze Baykan Özgüç

Bu yazımıza da göz atmayı unutmayın!

https://www.bebek.com/dogum-sonrasi-kasinti/

 

]]>
https://www.bebek.com/gebelikte-kasinti/feed/ 0 https://www.youtube.com/embed/Ovbz_JAI2hY Gebelikte Kaşıntı - Hamilelikte Kaşıntı Neden Olur? nonadult
Genetiğin Gebelikteki Rolü https://www.bebek.com/genetigin-gebelikteki-rolu/ https://www.bebek.com/genetigin-gebelikteki-rolu/#respond Tue, 19 Mar 2024 14:49:47 +0000 https://www.bebek.com/?p=80811 Acıbadem Dr. Şinasi Can Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum, Perinatoloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Yayla, genetiğin gebelikteki rolü ile ilgili sorularınızı yanıtladı.

Gebelik sürecinde genetik faktörlerin ne kadar önemli olduğunu söyleyebilir misiniz?

Kromozom ve genlerimiz ile bunların alt birimleri genetik özelliklerimizi belirlerler. Organlarımızı oluşturan yapı taşlarımızın dizilişleri, fonksiyonları, becerilerimiz, hastalıklarımız bu özelliklerimizde gizlidir. Gebelikte bu faktörlerde oluşacak bir sapma özellikle çocukluk çağında görülen hastalıkların ve hatta kayıpların temelinde rol oynar, hayat boyu sürecek sorunların başlangıcı da olabilir.

Anne ve babanın genetik geçmişi, bebekte hangi tür sağlık risklerini etkileyebilir?

Gebelik ürünü oluşurken genetik yapılar önce iki eşit parçaya ayrılır, daha sonra karşı cinsten gelen diğer bir parça ile birleşir ve yeni bir bireyi oluşturur. Böylece anne ve babanın birçok özelliği bazan aynı şekilde, bazan biraz veya tamamen değişerek evlatlarına geçer. Ebeveynlerde önceden kalıtılmış genetik sapmalar da bu yolu izler. Özellikle karşılıklı benzer çekinik gen sorunu olan sağlıklı anne babalar sağlıksız çocuklar dünyaya getirebilirler.

Hangi genetik testler gebelik öncesinde veya gebelik sırasında önerilmektedir?

Genetik hastalıkların büyük çoğunluğu genlerimizin değişik birçok etken ile etkileşimi sonucu ortaya çıkar. Tek gen hastalıkları ve ana kromozomları ilgilendirenler ise daha nadirdir. Ailede bu tür bilinen bir hastalık yoksa gebelik öncesinde spinal müsküler atrofi (SMA), Kistik Fibroz, Frajil X ve Talasemi taramalarının yapılması hem toplumumuza uygun hem de ekonomik bir yöntemdir. Bunların bir kısmı evlilik öncesinde zaten yasal olarak istenmektedir. Gebelikte ise aile isteği ön planda tutularak en sık rastlanan kromozom bozukluklarından olan trisomiler (13-18-21), seks kromozom sayısal sapmaları taranabilmektedir. Çok etkin olmamakla birlikte diğer kromozomlara yönelik taramalar ve bazı nadir hastalık taramaları da bunlara eklenebilmektedir.

Ailede genetik bir hastalık öyküsü varsa, bu durumda hangi önlemler alınmalıdır?

Öncelikle o ailenin soy ağacı çıkartılmalı ve riskli olabilecek aile-kişi birliktelikleri ortaya konmalıdır. Daha sonra prenatal-genetik danışmanlık verilmelidir.

Anne yaşı ve gebelik sonucu arasındaki genetik ilişki nedir?

Anne yaşı arttıkça kromozom sayı anormalliği oranı de artar. Ancak tek gen hastalıklarının oranı bütün yaşlarda sabittir ve kromozom sayı sapmalarından daha sıktır.

 

Genetik test sonuçlarının olumlu veya olumsuz olması durumunda aileye nasıl destek sağlanabilir?

Taramalar olumsuz sonuçlandığında tanısal testlere geçilmelidir. Tanısal testler yanlış pozitif taramalardan aileleri korur. Gerçek pozitif olgularda ise ailelere tedavi veya gebelik sonlandırma şansı tanınmış olur.

Genetik danışmanlık hizmetleri, gebelik sürecinde anne ve aileye nasıl yardımcı olabilir?

Genetik ve prenatal danışmanlık verilirken hangi testlerin ne zaman ve ne şekilde yapılması gerektiği, başarı oranları ve maliyetleri aileye bildirilmelidir. Bazı testler ancak gebelikte yapılabilirken, bazıları tüp bebek aşamasında gerçekleştirilebilir. Böylece gebeliğin ortasında oluşabilecek bir gebelik tahliyesi işleminden korunulmuş olur.

Gebelik sırasında genetik risklerin değerlendirilmesinde kullanılan yeni teknolojiler hakkında bilgi verir misiniz?

On yıl öncesine kadar kromozomlar ve bazı tek gen hastalıkları hakkında bilgi sahibi olabilirken günümüzde bunlara dizileme ve egzom analizleri de eklenmiş ve birçok nadir hastalığın genetiği çözülmüştür.

Çevresel faktörler ile genetik faktörler arasındaki ilişkiyi açıklayabilir misiniz?

Olumsuz çevre şartları (radyasyon, ilaçlar, madde kirlilikleri, enfeksiyonlar doğrudan genetik yapımızı bozarak bunları sonraki kuşaklara aktarmamıza sebep olabilir veya aynı etkenler eşey hücrelerin kromozomlarına birleşme ve bölünme safhalarında benzer etkiler yaratarak genetik sorunlara yol açabilirler.

Gebelikte genetik danışmanlık hizmetlerinin önemi nedir ve hangi durumlarda başvurulmalıdır?

Aile bireylerinde açıklanmış veya açıklanmamış bir hastalık, engel durumu varsa yeni gebelikler oluşturulmadan bu hizmet alınmalıdır. Bunlardan herhangi biri olmasa bile toplumsal benzer doğal risklerin ne kadar olduğu, bunların hangi testler ile anlaşılabileceği sorgulanmalı ve talep edilmelidir.

Acıbadem Dr. Şinasi Can Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum, Perinatoloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Yayla

Bu yazımıza da göz atmayı unutmayın!

Hamilelik Öncesi Genetik Test – https://www.bebek.com/hamilelik-oncesi-genetik-test/

]]>
https://www.bebek.com/genetigin-gebelikteki-rolu/feed/ 0
Hamilelikte Boğaz Ağrısı Neden Olur ve Nasıl Geçer? https://www.bebek.com/hamilelikte-bogaz-agrisi-ve-cozum-onerileri/ Mon, 18 Mar 2024 11:47:17 +0000 https://www.bebek.com/?p=80803 Kulak Burun Boğaz Doktoru Doç. Dr. Denizhan Dizdar, hamilelikte boğaz ağrısı ilgili sorularınızı yanıtladı.

  • Hamilelikte (Gebelikte) Boğaz Ağrısı Neden Olur ve Nasıl Geçer?

Hamilelikte boğaz ağrısını doğal yollarla geçirebilmek için bol sıvı tüketilmesi, uygun miktarda ıhlamur, ılık ballı süt tüketilmesi önerilir. Çay kahve, acılı, baharatlı ve yağlı yiyecekler kısıtlanmalıdır.

  • Hamilelikte boğaz ağrısını hafifletmek için hangi bitki çayları veya infüzyonlar güvenlidir?

Hamilelerin her bitki çayını içmeleri uygun olmayabilir. Günde 2 bardağı aşmayacak ılık ballı ıhlamur veya ılık ballı süt boğazı rahatlatacaktır. Ayrıca nane ve portakal çayı da aşırıya kaçmamak şartı ile tüketilebilir.

  • Hamilelikte boğaz ağrısını hafifletmek için hangi besinler veya içecekler önerilir?

Hamilelikte boğaz ağrısını hafifletmek için ılık, yumuşak yiyeceklere öncelik verilmeli ve bol sıvı tüketilmelidir.

  • Hamilelikte boğaz ağrısı için doğal ilaçların kullanımı hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Hamilelikte alınan her ilacın mutlaka doktor kontrolünde olması gerekmektedir. Doğal bitkisel boğaz spreyleri ve damlalar doktor kontrolünde olduğu sürece güvenlidir.

  • Hamilelikte boğaz spreyleri veya pastiller gibi harici ürünlerin güvenli olup olmadığı konusunda bilgi verebilir misiniz?

Hamilelikte boğaz ağrısı için ilaç özelliği olan boğaz spreyleri ve pastillerin kullanımında dikkatli olmakta fayda var. Özellikle hamileliğin ilk 3 ayında kullanılan her ilaç bebeği etkileyebileceği için doktorunuzun bilgisi olmadan sprey veya pastil kullanımını önermiyoruz.

  • Hamilelik sırasında boğaz ağrısı için ev yapımı gargara veya solüsyonlar kullanılabilir mi?

Hamilelikte boğaz ağrısı için ev yapımı gargara kullanılabilir, bir su bardağı ılık suya 1 çay kaşığı elma sirkesi boğazı rahatlatacaktır. Ayrıca limonlu naneli su ile de gargara yapılabilir.

  • Hamilelikte boğaz ağrısını hafifletmek için hangi nefes alma ve gevşeme teknikleri önerilir?

Boğaz ağrısının azaltmanın en etkili yolu nefesi burundan almaktır, nefes burundan alındığında uygun nem ve ısıya getirilecek ayrıca olası mikroplardan temizlenecektir. Ağızdan nefes almak genel olarak önermediğimiz bir alışkanlık. Burundan nefes egzersizleri ve meditasyon boğaz ağrısına iyi gelecektir.

  • Hamilelik sırasında boğaz ağrısı için güvenli olan aroma terapi veya uçucu yağlar nelerdir?

Hamilelikte boğaz ağrısı için okaliptüs yağı ile inhalasyon tedavisi uygulanabilir.

  • Hamilelikte boğaz ağrısı için gargaralar ve gargara solüsyonlarının hazırlanması ve kullanılması konusunda önerileriniz nelerdir?

Hamilelikte boğaz ağrısı için hazırlayabileceğiniz en pratik tarif; 1 bardak ılık suya, 1 çay kaşığı sirke karıştırıp üzerine yarım limon sıkarak hazırlayacağınız gargarayı günde 4-6 kere yapabilirsiniz.

  • Hamilelikte boğaz ağrısı belirtilerinin ciddiye alınması gereken durumlar nelerdir ve bir uzmana başvurmayı gerektiren belirtiler neler olabilir?

Hamilelikte boğaz ağrısı eğer 5 günü aşıyor ise daha da önemlisi ateş eşlik ediyorsa ( 37.5 dereceden yüksek ateş) mutlaka bir KBB uzmanına görünmekte fayda var. Düşmeyen ateş bebek için risk faktörüdür, gerekirse hamilelikte kullanıma uygun antibiyotikler önerilebilir.

Kulak Burun Boğaz Doktoru Doç. Dr. Denizhan Dizdar

Bu yazımıza da göz atmayı unutmayın!

Hamilelikte Grip ve Soğuk Algınlığı – https://www.bebek.com/hamilelikte-grip-ve-soguk-alginligi/

]]>
Gebelikte Baş Ağrıları Neden Olur? https://www.bebek.com/gebelikte-bas-agrilari/ https://www.bebek.com/gebelikte-bas-agrilari/#respond Thu, 01 Feb 2024 14:20:40 +0000 https://www.bebek.com/?p=80497 Gebelikte Baş Ağrıları Neden Olur?

Baş ağrısı nöroloji bölümüne başvuruların en sık nedenidir. Gebelikte de bulantı-kusma gibi sıkça görülen bir problemdir. Doğum çağında olan kadınların (40 yaş altı) yaklaşık yüzde 60’ında baş ağrısı şikâyeti bulunurken, bu şikayet gebe kadınlarda ise yaklaşık yüzde 35 gibi hiç azımsanmayacak oranda görülmektedir. Özel Aile Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Ali Emre Tahaoğlu, “Bu kadar sık görülen bir hastalık veya bulgu ile baş etmek de gayet zordur. Gebelikte rastlanan baş ağrısı fizyolojik yani gebeliğe bağlı gelişen normal nedenlerden kaynaklanabileceği gibi altta yatan başka bir hastalığın da göstergesi olabilir.” diyerek anne adaylarını uyarıyor.

Baş Ağrısı Tipleri

Gebeliğin ilk dönemlerinde değişen hormon seviyelerine bağlı olarak hafif baş ağrıları görülürken ilerleyen dönemlerde ise daha ciddi problemlerin yansıması olan baş ağrılarına rastlanıyor. Prof. Dr. Ali Emre Tahaoğlu şöyle diyor: “Özellikle gebeliğin ilk 20 haftasında gebe kalmadan önce mevcut devam eden migren, küme baş ağrısı veya gerilim tipi nörolojik temelli baş ağrıları görülürken yine bu dönemde ve ilerleyen dönemlerde gebeliğin kendisi kaynaklı oluşan, uyku bozuklukları, stres, göz yorgunluğu, susuzluk ve kan şeker seviyesinin azalması gibi nedenlere bağlı olarak da baş ağrısı görülebilmektedir. Genellikle gebeliğin bu erken döneminde kadının gebelikten önce sahip olduğu migren gibi kronik baş ağrıları çoğu kadında özellikle hormonal durumun sabit olmasından kaynaklı, iyileşmektedir.”

Gebeliğin son dönemine dikkat!

Gebeliğin özellikle geç dönemlerinde ortaya çıkan ve başka hastalıkların habercisi olabilen baş ağrıları vardır. Bu tip ağrıları tanımak ve tedavi etmek oldukça zordur. Bu noktada Prof. Dr. Ali Emre Tahaoğlu, şu konunun altını çiziyor: “Bu dönemde gelişen baş ağrılarının altında bazı hastalıklar yatıyor olabilir ki bunların en başında gebelik zehirlenmesi adını verdiğimiz ‘preeklampsi’ hastalığı görülür.

Yine hipertansiyon, beyin kanaması, inme, travma, sinüzitten beyin zarı iltihabı olan menenjite neden olan enfeksiyöz hastalıklar ve beynin damarsal anormallikleri gibi ikincil birçok neden gebelikte baş ağrısı nedenidir. Özellikle gebeliğin geç döneminde ortaya çıkan yeni baş ağrıları, önceki baş ağrısına göre şiddeti ve davranışı değişen baş ağrıları, 5 dakikadan daha kısa sürede oluşan şiddetli baş ağrıları, öksürmek veya gülmekle artan ağrılar; bunların yanında ağrıya eşlik eden ateş, nöbet geçirme ve diğer nörolojik bulgular detaylı incelemeyi gerektirir. Gebelikte görüntüleme yöntemlerinden tanı için yararlanabiliriz, ultrasonografi ve MR güvenle yapılabilir.”

Gebelikte Baş Ağrısı Tedavisi

Baş ağrısı değerlendirilip neden saptandıktan sonra nedene yönelik tedavi yapılır. Prof. Dr. Tahaoğlu, tedaviler konusunda şu bilgileri veriyor:  “Bazı durumlarda sadece gebeliğin kadında meydana getirdiği fizyolojik değişikliklere, hormonal değişikliklere, postüral değişikliklere ve kaygı gibi bozukluklarına da bağlı baş ağrısı görülebilir. Bu durumun tedavisinde de hayat tarzı değişiklikleri öneririz.

Düzenli uyku, öğünlerin atlanmaması, spor yapma, stresten uzak durma bol su tüketimi gibi basit çözümler ile baş ağrısı ile mücadele edilebilir. Yine yoga akapunktur ve davranış terapileri ilaç kullanılmadan yapılabilir. Özellikle migren hastalığı gebelikte baş ağrısının en büyük nedenlerinde olduğu için ona yönelik bazı ilaçlar başarı ile kullanılmaktadır. Ayrıca özellikle hipertansiyona bağlı gelişen baş ağrıları için de ilaçlı çözümler bebeğe zarar vermeden kullanılabilmektedir. Sonuç olarak gebelerde sık görülen baş ağrılarının çoğu zararsız ve işin doğası nedeniyle normal olarak görülürken, bazı alarm verici problemlerde ise işin uzmanına danışıp detaylı olarak hastanın değerlendirilmesi ve tedavisinin yapılması gerekir. Kullanılan ilaçlar gebelik durumu gözetilerek seçildiği için de bebeğe bir etkisi olmayacaktır.”

 

 

]]>
https://www.bebek.com/gebelikte-bas-agrilari/feed/ 0
Preeklampsi (Gebelik Zehirlenmesi) Nedir? https://www.bebek.com/preeklampsi/ https://www.bebek.com/preeklampsi/#respond Wed, 10 Jan 2024 11:00:00 +0000 https://www.bebek.com/?p=80367 Preeklampsi nedir?

Preeklampsi veya Gebelik Zehirlenmesi, hipertansiyon ve proteinüriyle (idrarda yüksek miktarda protein bulunmasıyla) karakterize genellikle gebeliğin 20. Haftasından sonra görülen hastalıktır.  Preeklampsi, hipertansiyon ve proteinürinin yanı sıra karaciğer ve böbrek gibi organlarda fonksiyon bozukluklarının da görülebildiği multisistemik bir durumdur.

Preeklampsi Neden Olur?

Günümüzde preeklampsinin kesin nedeni henüz tam belirlenememiştir. Preeklampsinin yaygın olarak kabul edilen bir nedeni, annede önemli fizyolojik işlev bozukluğuna yol açan anormal plasentasyon teorisinden kaynaklanmaktadır. Preeklampsinin rahim ve plasenta arasındaki kan dolaşımındaki bozuklukla ilişkili olduğu düşünülmektedir.

Belirtileri nedir?

Hipertansiyon, proteinüri, trombositopeni, böbrek yetmezliği, bozulmuş karaciğer enzimleri, sağ üst kadran veya epigastrik ağrı, ödem, baş ağrısı ve görme bozuklukları yer almaktadır.

Risk faktörleri nelerdir?

Preeklampsinin yaygın risk faktörleri arasında ilk gebelik (nulliparite), 40 yaş üzerinde olmak, obezite, önceki gebelikte plasentanın erken ayrılması veya preeklampsi öyküsü, çoğul gebelik, mol gebeliği, yardımcı üreme teknolojisi kullanımı, kronik hipertansiyon, kronik böbrek hastalığı, tip 1 veya tip 2 diabetes mellitus, sistemik lupus eritematozus (SLE), antifosfolipid antikor sendromu bulunmaktadır.

Preeklampsi tanısı nasıl konur?

Preeklampsinin temel kriterleri gebelikte başlayan hipertansiyon (ortalama sistolik kan basıncının ≥ 140 mmHg ve diyastolik kan basıncının ≥ 90 mmHg olması) ve proteinüri birlikteliğidir. Proteinürinin görülmediği durumlarda hipertansiyon ile birlikte trombositopeni, bozulmuş karaciğer enzimleri, akciğer ödemi, serebral ve görme ile ilgili belirtilerden birinin görülmesiyle de tanı konulabilir. Yüksek tansiyonun gebelikten önce görüldüğü (kronik hipertansif) hastalarda preeklampsi bulgularının eklenmesi ise süperempoze preeklampsi olarak isimlendirilir.

preeklampsi

Preeklampsinin anne ve bebeğe etkileri nelerdir?

Preeklampsi annede karaciğer, böbrek, uterus başta olmak üzere solunum, kardiyovasküler ve serebrovasküler sistemlerde disfonksiyonlara neden olmaktadır Preeklampsinin annede görülen en önemli iki komplikasyonu komplikasyonu HELLP sendromu (hemoliz, karaciğer enzimlerinde artış, trombositopeni) ve eklampsi (preeklampsi tablosuna nöbetlerin eklenmesi) durumudur. Ek olarak önü alınamayan preeklampside annede böbrek yetmezliği, kalp yetmezliği, myokardial enfarktüs, akciğer ödemi, serebral hemoraji, hepatik rüptür ya da hemoraji, retina dekolmanı ve körlük gibi komplikasyonlar hatta anne ölümü gerçekleşebilir.

Preeklampsi durumunda fetüste ise  plesantal yetmezlik sonucu gelişen intrauterin gelişme geriliği (IUGG)  ve erken doğuma bağlı olarak gelişen prematüriteye bağlı olarak ortaya çıkan sorunlar izlenebilir. Plasentanın erken ayrılması (ablasyo plasenta) durumu yaşanabilir ve buna bağlı bebek kaybedilebilir.

 Tedavi yöntemleri nelerdir?

Preeklampsinin kesin tedavisi fetüsün doğumudur. İyi kontrol edilen gebelik hipertansiyonu ve hafif  preeklampsisi olan hastalarda  37. Haftaya kadar sıkı gözlem ile beklenebilir. Gebeliği 34 haftayı tamamlamış olan şiddetli preeklampsi olgularında ya da anne veya fetusun durumun stabil olmadığı gebelerde gebelik haftasına bakılmaksızın annenin hemodinamik durumu stabil olur olmaz doğumun gerçekleştirilmesi önerilir. Preeklampsi ile komplike olmuş gebeliklerde doğuma kadar olan süreçte hasta takip edilirken evde veya hastanede yatak istirahati önerilir. Anneye kan basıncını kontrol altında tutan ilaçlar verilir. Bebeğin kalp atış hızı ve iyilik hali ultrasonografi ve nst cihazlarıyla sık sık kontrol edilir. Eğer 34. haftadan önce doğum yapılacaksa, bebeğin akciğer olgunlaşması için steroid uygulaması yapılır. Ağır özellikli preeklampsi hastalarında nöbetleri önlemek için intravenöz magnezyum sülfat tedavisine başlanır.

İlk gebeliğinde preeklampsi yaşayan bir kadının diğer gebeliklerinde de aynı sorun yaşanır mı?

Preeklampsinin risk faktörlerinden biri önceki gebeliklerde preeklampsi geçirmektir. İlk gebeliğinde preeklampsi yaşayan bir kadının diğer gebeliklerinde de preeklampsi geçirme ihtimali artmakla birlikte, aynı sorunun tekrarlanması kesin değildir.

Dr. Öğretim Üyesi Merve Demir

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı

]]>
https://www.bebek.com/preeklampsi/feed/ 0
Anne Adayları Diş Çürüklerinde Ne Yapmalıdır? https://www.bebek.com/hamilelik-dis-curugu/ https://www.bebek.com/hamilelik-dis-curugu/#respond Fri, 05 Jan 2024 13:17:53 +0000 https://www.bebek.com/?p=80306 Anne adayları diş çürüklerinde ne yapmalı?

Diş çürükleri ve diş eti hastalıkları her zaman olabildiği gibi hamilelik döneminde de görülebilir. Bu hassas dönemde diş sağlığının nasıl korunması gerektiğini ve güvenli tedavileri Diş Hekimi Eser Elemek anlattı.

 Vücudumuzun bağışıklık sistemi ile mikroorganizmalar arasında bir denge mevcuttur. Bazen bakteri ya da virüslerin artmasıyla bazen de bağışıklık sisteminin zayıflamasıyla bu denge bozulur ve hastalık gelişir. Hamilelerde özellikle hormonal değişikliklerden bağışıklık sistemi zayıfladığı için çürük veya diş eti hastalığı çok daha hızlı oluşabilir ve ilerleyebilir.

Diş eti hastalığına bağlı diş eti kanaması, dişlerde sallanma görülebilir. Hamilelikte aynı zamanda kan damarlarındaki genişlemeye bağlı epulis olarak adlandırılan yaygın diş eti büyümeleri de ortaya çıkabilir. Bu durum çoğunlukla doğum sonrası kendiliğinden ortadan kalkar. Ancak oluşmasına etki eden diştaşı gibi bir durum varsa mutlaka ortadan kaldırılmalıdır.

Hamilelik planlıyorsanız önce diş kontrolüne gidin.

Diş kaybı, şiddetli bir travma, ilerleyen diş çürükleri ya da diş eti hastalıkları sebebiyle görülebilir. Çocuk sahibi olmayı düşünen kadınların mutlaka öncesinde diş hekimi kontrollerine gitmeleri gerekir. Hamilelik öncesinde ağrı, hassasiyet, diş eti kanaması ya da dişlerde sallanma gibi durumlar görülmeyebilirken, eğer bu duruma zemin hazırlayacak bir durum varsa hamilelik sırasında ortaya çıkabilir ve bu durum diş kaybı ile sonuçlanabilir. Ancak hamilelik öncesi ve sırasında düzenli ağız bakımını yapan ve diş hekimi kontrollerine gidenlerde diş ve diş etleri sağlıklı olacağı için diş kaybı görülmez.

Diş eti büyümesi görülebilir.

Aslında diş eti çekilmesinden çok hamilelikte diş eti büyümesi özellikle damarsal yapıdaki değişikliklerden ötürü daha çok görülür. Bu durumda diş etinin büyümediği yerler diş eti çekilmesi gibi yanlış yorumlanabilir.

Diş eti çekilmesi diş etinin kan damarları ile yeteri kadar beslenememesi sonucu görülür. Bu durum çok sert diş fırçalama, dişlerin çapraşıklığı, diş sıkma veya gıcırdatma gibi birçok nedenden kaynaklanabilir. Hamilelerde bu durumlardan bir veya birkaçı varsa diş eti çekilmesi gelişebilir.

Diş eti çekilmesini önlemek için öncelikle sebep olan faktör bulunup ortadan kaldırılmalıdır. Bununla birlikte eğer diş eti iltihabı varsa hamilelik döneminde güvenli bir şekilde tedavi edilmelidir. Doğum sonrası diş eti iyileşmesi ve ağız bakımına göre ileri tedavi gereksinimi açısından yeniden değerlendirilmelidir. Bazı durumlarda tedaviye ihtiyaç da duyulmayabilir.

Hamileliğin ilk dönemlerinde bulantı ve buna bağlı kusma görülürse mide asiti çürüğe yatkınlığa sebep olacağından her seferinde mutlaka dişler fırçalanmalı, su ile gargara yapılmalıdır. Xylitol’ün diş çürüklerini önlemedeki etkisi uzun yıllardır yapılan çalışmalarda ortaya konmuştur. Bu sebeple anne adayları xylitol içerikli sakızlar da çiğneyebilirler.

Hamilelik süresince ara öğünler arttığından diş fırçalama ihmal edilirse, diş ve diş etleri üzerinde biriken gıda artıkları birkaç hafta gibi kısa bir sürede bakteri barındıran diş taşlarına dönüşür. Bu da diş eti iltihabı, diş eti kanaması ve ilerleyen dönemlerde diş eti büyümesine sebep olabilir.

 

Diş çürükleri bebeği etkileyebilir.

Son zamanlarda yapılan çalışmalarda hamilelerde görülen ve diş çürüğüne sebep olan bakterinin yenidoğanda da görüldüğü ve genetik benzerliklerinin %70 olduğu sonucuna varılmıştır. Bir başka deyişle hamilelik öncesinde ve sırasında annede bulunan çürük bakterilerinin henüz süt dişleri ağız ortamına gelmemiş bebeğe geçme ihtimali oldukça fazladır. Ayrıca sezaryen doğumlarda bebekteki bu bakteri varlığının normal doğumlara göre çok daha erken olduğu görülmüştür.

Ayrıca araştırmalara göre hamilelerin en az %30′ unda diş eti hastalığına rastlanmıştır. Hamilelikte diş eti hastalığı sadece ağız sağlığını etkilemez. Diş eti hastalığına sebep olan bakteriler kan damarları yoluyla plasentaya geçebilir.

Ağrı ve apse varsa tedavi gerekir.

 Ağrı, diş eti kanaması ya da apse gibi acil durumlar olduğunda hamileliğin her döneminde diş ve diş eti tedavileri yapılabilir. Amerika ve Avrupa Pedodonti (Çocuk Diş Hekimliği) Derneklerinin yaptıkları açıklamalarda da aynı ifadelere yer verilmektedir. Herhangi bir acil durum olmadığında da ikinci trimesterda yine tüm müdahaleler güvenli bir şekilde yapılabilir. FDA (Food and Drug Administration) son raporuna göre herhangi bir alerji yoksa hamilelikte penisilin türevi antibiyotikler, belirli anesteziler güvenli bir şekilde kullanılabilir. Ayrıca kurşun önlüklerle gerekli önlemler alındıktan sonra röntgen çekiminin dahi bebeğe herhangi bir olumsuz etki yaratacak dozda olmadığı da artık bilinmektedir.

Öte yandan hamilelik süresince anneyi ve dolayısıyla bebeği strese sokacak tedavilerden mutlaka kaçınılmalıdır. Diş tedavisi sırasında bebeği besleyen damarlara baskı olmaması için hasta mümkün olduğu kadar dik bir şekilde oturmalıdır. Tedavi süresi uzun olmamalıdır. Annenin konforunu etkileyecek, çiğnemesini güçleştirecek herhangi bir durum olmadığında cerrahi müdahaleler mümkün olduğu kadar doğum sonrasına ertelenmelidir.

Hamilelik konulu yazılarımıza ulaşmak için tıklayın.

https://www.bebek.com/hamilelik/

]]>
https://www.bebek.com/hamilelik-dis-curugu/feed/ 0