Hamilelikte Sağlık ve Testler – Bebek.com https://www.bebek.com Hamilelik, Bebek, Çocuk ve Anne Sağlığı Mon, 24 Jun 2024 10:44:28 +0000 tr hourly 1 https://www.bebek.com/wp-content/uploads/2022/12/cropped-cropped-bebek-favicon-192x192-1-32x32.png Hamilelikte Sağlık ve Testler – Bebek.com https://www.bebek.com 32 32 Gebelikte Kaşıntı https://www.bebek.com/gebelikte-kasinti/ https://www.bebek.com/gebelikte-kasinti/#respond Mon, 24 Jun 2024 10:44:28 +0000 https://www.bebek.com/?p=81346 Gebelikte kaşıntının alerjenik, hormonal ve dermatolojik pek çok sebebi olabilir ve çok yaygın bir problemdir. Büyüyen, gerginleşen karın cildi nedeni ile oluşan çatlaklar ve cildin kuruması neminin azalması kaşıntıya neden olabilir. Kullanılan cilt ürünleri, alerjenik yiyecekler, kıyafetler kaşıntıya sebep olabilecek diğer nedenlerdir. Burada önemli olan kaşıntının dikkate alınması gereken durumları ayırt edebilmektedir.

En sık gebelik kaşıntısı yapan durumlar:

1-Puppp (Pruritik ürtikeryal papüler ve gebelik plakları)

Hamile kadının cildinde soluk, kırmızı döküntüler yapan kaşıntı yanında batma ve yanmaya da neden olur. Özellikle karın, bacak, kol, göğüs, kalçada görülen lezyonlardır. Bu lezyonlar gebelik ile birlikte geçer ve özel dermatolojik tedaviler ılık su banyoları ile geçebilirler. Puppp genellikle ilk gebeliklerde ve gebeliklerin son 3 ayında görülür. Gebeliklerde en sık kaşıntıya neden olan durumdur fakat bebeği ve gebeliği tehlikeye sokacak hale gelmez ve tekrarlayan gebeliklerde de genellikle görülmez.

2-Gebeliklerde Intrahepatik Kolestaz

Hamilelik kaşıntılarında dikkate alınması gereken bir durumdur. Genelde gebeliklerin 30.haftasından sonra gelişir. Döküntülü olmadan tüm vücutta yaşanan yoğun bir kaşıntı halidir, pupppdan farklı olarak avuç içi ayak tabanı gibi vücut alanlarında da kaşıntı vardır. Gebelikte ilerleyen haftalarda gebeliğe bağlı olarak gelişen bir durumdur ve tanı konulup tedavi edilmeli ve bazen gebeliklerin bebek ve anne sağlığı için sonlandırılmasını gerektirir. Gebelik kolestazı ince safra yollarının gebeliklerde tıkanması sonucu bağırsaklara jelfra salgısının geçememesi sonucu safra asitlerinin kana geçmesi, cilt altında safra tuzlarının birikmesi ile oluşan bir durumdur.

Şiddetli yaygın, uyku bozukluklarında kadar giden kaşıntılar olduğunda mutlaka doktorumuza başvurmamız bunu normal kabul etmemeniz gerekmektedir. Kolayca yapılan karaciğer fonksiyon testlerini ve kan safra asitlerinin seviyesinin tespiti ile tanı konulabilir. Fakat unutulmaması gereken nokta kolestazın bazen gerçekleşen safra yollarının taşla tıkanması veya karaciğer enzimlerini yükselten başka nedenleri de testler ve görüntüleme metotları ile ayırt etmek gerekir.

Gebelik kolestanı için özel doktor kontrolünde kullanılan medikal tabletler kullanılır, özel diyetler önerilir. Fakat artan karaciğer fonksiyon testleri ve kan safra asit seviyelerinde artışın devam etmesi durumunda gebeliklerin anne ve bebek sağlığını etkilemesi riskinden dolayı doğumun beklenenden önce gerçekleştirilmesi gerekebilir.

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Gamze Baykan Özgüç

Bu yazımıza da göz atmayı unutmayın!

https://www.bebek.com/dogum-sonrasi-kasinti/

 

]]>
https://www.bebek.com/gebelikte-kasinti/feed/ 0
Genetiğin Gebelikteki Rolü https://www.bebek.com/genetigin-gebelikteki-rolu/ https://www.bebek.com/genetigin-gebelikteki-rolu/#respond Tue, 19 Mar 2024 14:49:47 +0000 https://www.bebek.com/?p=80811 Acıbadem Dr. Şinasi Can Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum, Perinatoloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Yayla, genetiğin gebelikteki rolü ile ilgili sorularınızı yanıtladı.

Gebelik sürecinde genetik faktörlerin ne kadar önemli olduğunu söyleyebilir misiniz?

Kromozom ve genlerimiz ile bunların alt birimleri genetik özelliklerimizi belirlerler. Organlarımızı oluşturan yapı taşlarımızın dizilişleri, fonksiyonları, becerilerimiz, hastalıklarımız bu özelliklerimizde gizlidir. Gebelikte bu faktörlerde oluşacak bir sapma özellikle çocukluk çağında görülen hastalıkların ve hatta kayıpların temelinde rol oynar, hayat boyu sürecek sorunların başlangıcı da olabilir.

Anne ve babanın genetik geçmişi, bebekte hangi tür sağlık risklerini etkileyebilir?

Gebelik ürünü oluşurken genetik yapılar önce iki eşit parçaya ayrılır, daha sonra karşı cinsten gelen diğer bir parça ile birleşir ve yeni bir bireyi oluşturur. Böylece anne ve babanın birçok özelliği bazan aynı şekilde, bazan biraz veya tamamen değişerek evlatlarına geçer. Ebeveynlerde önceden kalıtılmış genetik sapmalar da bu yolu izler. Özellikle karşılıklı benzer çekinik gen sorunu olan sağlıklı anne babalar sağlıksız çocuklar dünyaya getirebilirler.

Hangi genetik testler gebelik öncesinde veya gebelik sırasında önerilmektedir?

Genetik hastalıkların büyük çoğunluğu genlerimizin değişik birçok etken ile etkileşimi sonucu ortaya çıkar. Tek gen hastalıkları ve ana kromozomları ilgilendirenler ise daha nadirdir. Ailede bu tür bilinen bir hastalık yoksa gebelik öncesinde spinal müsküler atrofi (SMA), Kistik Fibroz, Frajil X ve Talasemi taramalarının yapılması hem toplumumuza uygun hem de ekonomik bir yöntemdir. Bunların bir kısmı evlilik öncesinde zaten yasal olarak istenmektedir. Gebelikte ise aile isteği ön planda tutularak en sık rastlanan kromozom bozukluklarından olan trisomiler (13-18-21), seks kromozom sayısal sapmaları taranabilmektedir. Çok etkin olmamakla birlikte diğer kromozomlara yönelik taramalar ve bazı nadir hastalık taramaları da bunlara eklenebilmektedir.

Ailede genetik bir hastalık öyküsü varsa, bu durumda hangi önlemler alınmalıdır?

Öncelikle o ailenin soy ağacı çıkartılmalı ve riskli olabilecek aile-kişi birliktelikleri ortaya konmalıdır. Daha sonra prenatal-genetik danışmanlık verilmelidir.

Anne yaşı ve gebelik sonucu arasındaki genetik ilişki nedir?

Anne yaşı arttıkça kromozom sayı anormalliği oranı de artar. Ancak tek gen hastalıklarının oranı bütün yaşlarda sabittir ve kromozom sayı sapmalarından daha sıktır.

 

Genetik test sonuçlarının olumlu veya olumsuz olması durumunda aileye nasıl destek sağlanabilir?

Taramalar olumsuz sonuçlandığında tanısal testlere geçilmelidir. Tanısal testler yanlış pozitif taramalardan aileleri korur. Gerçek pozitif olgularda ise ailelere tedavi veya gebelik sonlandırma şansı tanınmış olur.

Genetik danışmanlık hizmetleri, gebelik sürecinde anne ve aileye nasıl yardımcı olabilir?

Genetik ve prenatal danışmanlık verilirken hangi testlerin ne zaman ve ne şekilde yapılması gerektiği, başarı oranları ve maliyetleri aileye bildirilmelidir. Bazı testler ancak gebelikte yapılabilirken, bazıları tüp bebek aşamasında gerçekleştirilebilir. Böylece gebeliğin ortasında oluşabilecek bir gebelik tahliyesi işleminden korunulmuş olur.

Gebelik sırasında genetik risklerin değerlendirilmesinde kullanılan yeni teknolojiler hakkında bilgi verir misiniz?

On yıl öncesine kadar kromozomlar ve bazı tek gen hastalıkları hakkında bilgi sahibi olabilirken günümüzde bunlara dizileme ve egzom analizleri de eklenmiş ve birçok nadir hastalığın genetiği çözülmüştür.

Çevresel faktörler ile genetik faktörler arasındaki ilişkiyi açıklayabilir misiniz?

Olumsuz çevre şartları (radyasyon, ilaçlar, madde kirlilikleri, enfeksiyonlar doğrudan genetik yapımızı bozarak bunları sonraki kuşaklara aktarmamıza sebep olabilir veya aynı etkenler eşey hücrelerin kromozomlarına birleşme ve bölünme safhalarında benzer etkiler yaratarak genetik sorunlara yol açabilirler.

Gebelikte genetik danışmanlık hizmetlerinin önemi nedir ve hangi durumlarda başvurulmalıdır?

Aile bireylerinde açıklanmış veya açıklanmamış bir hastalık, engel durumu varsa yeni gebelikler oluşturulmadan bu hizmet alınmalıdır. Bunlardan herhangi biri olmasa bile toplumsal benzer doğal risklerin ne kadar olduğu, bunların hangi testler ile anlaşılabileceği sorgulanmalı ve talep edilmelidir.

Acıbadem Dr. Şinasi Can Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum, Perinatoloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Yayla

Bu yazımıza da göz atmayı unutmayın!

Hamilelik Öncesi Genetik Test – https://www.bebek.com/hamilelik-oncesi-genetik-test/

]]>
https://www.bebek.com/genetigin-gebelikteki-rolu/feed/ 0
Hamilelikte Boğaz Ağrısı ve Çözüm Önerileri https://www.bebek.com/hamilelikte-bogaz-agrisi-ve-cozum-onerileri/ https://www.bebek.com/hamilelikte-bogaz-agrisi-ve-cozum-onerileri/#respond Mon, 18 Mar 2024 11:47:17 +0000 https://www.bebek.com/?p=80803 Acıbadem Dr. Şinasi Can Hastanesi Kulak Burun Boğaz Doktoru Doç. Dr. Denizhan Dizdar, hamilelikte boğaz ağrısı ilgili sorularınızı yanıtladı.

Hamilelik sırasında boğaz ağrısına ne gibi doğal çözümler önerirsiniz?

Hamilelikte boğaz ağrısını doğal yollarla geçirebilmek için bol sıvı tüketilmesi, uygun miktarda ıhlamur, ılık ballı süt tüketilmesi önerilir. Çay kahve, acılı, baharatlı ve yağlı yiyecekler kısıtlanmalıdır.

Hamilelikte boğaz ağrısını hafifletmek için hangi bitki çayları veya infüzyonlar güvenlidir?

Hamilelerin her bitki çayını içmeleri uygun olmayabilir. Günde 2 bardağı aşmayacak ılık ballı ıhlamur veya ılık ballı süt boğazı rahatlatacaktır. Ayrıca nane ve portakal çayı da aşırıya kaçmamak şartı ile tüketilebilir.

Hamilelikte boğaz ağrısını hafifletmek için hangi besinler veya içecekler önerilir?

Hamilelikte boğaz ağrısını hafifletmek için ılık, yumuşak yiyeceklere öncelik verilmeli ve bol sıvı tüketilmelidir.

Hamilelikte boğaz ağrısı için doğal ilaçların kullanımı hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Hamilelikte alınan her ilacın mutlaka doktor kontrolünde olması gerekmektedir. Doğal bitkisel boğaz spreyleri ve damlalar doktor kontrolünde olduğu sürece güvenlidir.

Hamilelikte boğaz spreyleri veya pastiller gibi harici ürünlerin güvenli olup olmadığı konusunda bilgi verebilir misiniz?

Hamilelikte boğaz ağrısı için ilaç özelliği olan boğaz spreyleri ve pastillerin kullanımında dikkatli olmakta fayda var. Özellikle hamileliğin ilk 3 ayında kullanılan her ilaç bebeği etkileyebileceği için doktorunuzun bilgisi olmadan sprey veya pastil kullanımını önermiyoruz.

 

Hamilelik sırasında boğaz ağrısı için ev yapımı gargara veya solüsyonlar kullanılabilir mi?

Hamilelikte boğaz ağrısı için ev yapımı gargara kullanılabilir, bir su bardağı ılık suya 1 çay kaşığı elma sirkesi boğazı rahatlatacaktır. Ayrıca limonlu naneli su ile de gargara yapılabilir.

Hamilelikte boğaz ağrısını hafifletmek için hangi nefes alma ve gevşeme teknikleri önerilir?

Boğaz ağrısının azaltmanın en etkili yolu nefesi burundan almaktır, nefes burundan alındığında uygun nem ve ısıya getirilecek ayrıca olası mikroplardan temizlenecektir. Ağızdan nefes almak genel olarak önermediğimiz bir alışkanlık. Burundan nefes egzersizleri ve meditasyon boğaz ağrısına iyi gelecektir.

Hamilelik sırasında boğaz ağrısı için güvenli olan aroma terapi veya uçucu yağlar nelerdir?

Hamilelikte boğaz ağrısı için okaliptüs yağı ile inhalasyon tedavisi uygulanabilir.

Hamilelikte boğaz ağrısı için gargaralar ve gargara solüsyonlarının hazırlanması ve kullanılması konusunda önerileriniz nelerdir?

Hamilelikte boğaz ağrısı için hazırlayabileceğiniz en pratik tarif; 1 bardak ılık suya, 1 çay kaşığı sirke karıştırıp üzerine yarım limon sıkarak hazırlayacağınız gargarayı günde 4-6 kere yapabilirsiniz.

Hamilelikte boğaz ağrısı belirtilerinin ciddiye alınması gereken durumlar nelerdir ve bir uzmana başvurmayı gerektiren belirtiler neler olabilir?

Hamilelikte boğaz ağrısı eğer 5 günü aşıyor ise daha da önemlisi ateş eşlik ediyorsa ( 37.5 dereceden yüksek ateş) mutlaka bir KBB uzmanına görünmekte fayda var. Düşmeyen ateş bebek için risk faktörüdür, gerekirse hamilelikte kullanıma uygun antibiyotikler önerilebilir.

Acıbadem Dr. Şinasi Can Hastanesi Kulak Burun Boğaz Doktoru Doç. Dr. Denizhan Dizdar

Bu yazımıza da göz atmayı unutmayın!

Hamilelikte Grip ve Soğuk Algınlığı – https://www.bebek.com/hamilelikte-grip-ve-soguk-alginligi/

]]>
https://www.bebek.com/hamilelikte-bogaz-agrisi-ve-cozum-onerileri/feed/ 0
Gebelikte Baş Ağrıları Neden Olur? https://www.bebek.com/gebelikte-bas-agrilari/ https://www.bebek.com/gebelikte-bas-agrilari/#respond Thu, 01 Feb 2024 14:20:40 +0000 https://www.bebek.com/?p=80497 Gebelikte Baş Ağrıları Neden Olur?

Baş ağrısı nöroloji bölümüne başvuruların en sık nedenidir. Gebelikte de bulantı-kusma gibi sıkça görülen bir problemdir. Doğum çağında olan kadınların (40 yaş altı) yaklaşık yüzde 60’ında baş ağrısı şikâyeti bulunurken, bu şikayet gebe kadınlarda ise yaklaşık yüzde 35 gibi hiç azımsanmayacak oranda görülmektedir. Özel Aile Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Ali Emre Tahaoğlu, “Bu kadar sık görülen bir hastalık veya bulgu ile baş etmek de gayet zordur. Gebelikte rastlanan baş ağrısı fizyolojik yani gebeliğe bağlı gelişen normal nedenlerden kaynaklanabileceği gibi altta yatan başka bir hastalığın da göstergesi olabilir.” diyerek anne adaylarını uyarıyor.

Baş Ağrısı Tipleri

Gebeliğin ilk dönemlerinde değişen hormon seviyelerine bağlı olarak hafif baş ağrıları görülürken ilerleyen dönemlerde ise daha ciddi problemlerin yansıması olan baş ağrılarına rastlanıyor. Prof. Dr. Ali Emre Tahaoğlu şöyle diyor: “Özellikle gebeliğin ilk 20 haftasında gebe kalmadan önce mevcut devam eden migren, küme baş ağrısı veya gerilim tipi nörolojik temelli baş ağrıları görülürken yine bu dönemde ve ilerleyen dönemlerde gebeliğin kendisi kaynaklı oluşan, uyku bozuklukları, stres, göz yorgunluğu, susuzluk ve kan şeker seviyesinin azalması gibi nedenlere bağlı olarak da baş ağrısı görülebilmektedir. Genellikle gebeliğin bu erken döneminde kadının gebelikten önce sahip olduğu migren gibi kronik baş ağrıları çoğu kadında özellikle hormonal durumun sabit olmasından kaynaklı, iyileşmektedir.”

Gebeliğin son dönemine dikkat!

Gebeliğin özellikle geç dönemlerinde ortaya çıkan ve başka hastalıkların habercisi olabilen baş ağrıları vardır. Bu tip ağrıları tanımak ve tedavi etmek oldukça zordur. Bu noktada Prof. Dr. Ali Emre Tahaoğlu, şu konunun altını çiziyor: “Bu dönemde gelişen baş ağrılarının altında bazı hastalıklar yatıyor olabilir ki bunların en başında gebelik zehirlenmesi adını verdiğimiz ‘preeklampsi’ hastalığı görülür.

Yine hipertansiyon, beyin kanaması, inme, travma, sinüzitten beyin zarı iltihabı olan menenjite neden olan enfeksiyöz hastalıklar ve beynin damarsal anormallikleri gibi ikincil birçok neden gebelikte baş ağrısı nedenidir. Özellikle gebeliğin geç döneminde ortaya çıkan yeni baş ağrıları, önceki baş ağrısına göre şiddeti ve davranışı değişen baş ağrıları, 5 dakikadan daha kısa sürede oluşan şiddetli baş ağrıları, öksürmek veya gülmekle artan ağrılar; bunların yanında ağrıya eşlik eden ateş, nöbet geçirme ve diğer nörolojik bulgular detaylı incelemeyi gerektirir. Gebelikte görüntüleme yöntemlerinden tanı için yararlanabiliriz, ultrasonografi ve MR güvenle yapılabilir.”

Gebelikte Baş Ağrısı Tedavisi

Baş ağrısı değerlendirilip neden saptandıktan sonra nedene yönelik tedavi yapılır. Prof. Dr. Tahaoğlu, tedaviler konusunda şu bilgileri veriyor:  “Bazı durumlarda sadece gebeliğin kadında meydana getirdiği fizyolojik değişikliklere, hormonal değişikliklere, postüral değişikliklere ve kaygı gibi bozukluklarına da bağlı baş ağrısı görülebilir. Bu durumun tedavisinde de hayat tarzı değişiklikleri öneririz.

Düzenli uyku, öğünlerin atlanmaması, spor yapma, stresten uzak durma bol su tüketimi gibi basit çözümler ile baş ağrısı ile mücadele edilebilir. Yine yoga akapunktur ve davranış terapileri ilaç kullanılmadan yapılabilir. Özellikle migren hastalığı gebelikte baş ağrısının en büyük nedenlerinde olduğu için ona yönelik bazı ilaçlar başarı ile kullanılmaktadır. Ayrıca özellikle hipertansiyona bağlı gelişen baş ağrıları için de ilaçlı çözümler bebeğe zarar vermeden kullanılabilmektedir. Sonuç olarak gebelerde sık görülen baş ağrılarının çoğu zararsız ve işin doğası nedeniyle normal olarak görülürken, bazı alarm verici problemlerde ise işin uzmanına danışıp detaylı olarak hastanın değerlendirilmesi ve tedavisinin yapılması gerekir. Kullanılan ilaçlar gebelik durumu gözetilerek seçildiği için de bebeğe bir etkisi olmayacaktır.”

 

 

]]>
https://www.bebek.com/gebelikte-bas-agrilari/feed/ 0
Preeklampsi (Gebelik Zehirlenmesi) Nedir? https://www.bebek.com/preeklampsi/ https://www.bebek.com/preeklampsi/#respond Wed, 10 Jan 2024 11:00:00 +0000 https://www.bebek.com/?p=80367 Preeklampsi nedir?

Preeklampsi veya Gebelik Zehirlenmesi, hipertansiyon ve proteinüriyle (idrarda yüksek miktarda protein bulunmasıyla) karakterize genellikle gebeliğin 20. Haftasından sonra görülen hastalıktır.  Preeklampsi, hipertansiyon ve proteinürinin yanı sıra karaciğer ve böbrek gibi organlarda fonksiyon bozukluklarının da görülebildiği multisistemik bir durumdur.

Preeklampsi Neden Olur?

Günümüzde preeklampsinin kesin nedeni henüz tam belirlenememiştir. Preeklampsinin yaygın olarak kabul edilen bir nedeni, annede önemli fizyolojik işlev bozukluğuna yol açan anormal plasentasyon teorisinden kaynaklanmaktadır. Preeklampsinin rahim ve plasenta arasındaki kan dolaşımındaki bozuklukla ilişkili olduğu düşünülmektedir.

Belirtileri nedir?

Hipertansiyon, proteinüri, trombositopeni, böbrek yetmezliği, bozulmuş karaciğer enzimleri, sağ üst kadran veya epigastrik ağrı, ödem, baş ağrısı ve görme bozuklukları yer almaktadır.

Risk faktörleri nelerdir?

Preeklampsinin yaygın risk faktörleri arasında ilk gebelik (nulliparite), 40 yaş üzerinde olmak, obezite, önceki gebelikte plasentanın erken ayrılması veya preeklampsi öyküsü, çoğul gebelik, mol gebeliği, yardımcı üreme teknolojisi kullanımı, kronik hipertansiyon, kronik böbrek hastalığı, tip 1 veya tip 2 diabetes mellitus, sistemik lupus eritematozus (SLE), antifosfolipid antikor sendromu bulunmaktadır.

Preeklampsi tanısı nasıl konur?

Preeklampsinin temel kriterleri gebelikte başlayan hipertansiyon (ortalama sistolik kan basıncının ≥ 140 mmHg ve diyastolik kan basıncının ≥ 90 mmHg olması) ve proteinüri birlikteliğidir. Proteinürinin görülmediği durumlarda hipertansiyon ile birlikte trombositopeni, bozulmuş karaciğer enzimleri, akciğer ödemi, serebral ve görme ile ilgili belirtilerden birinin görülmesiyle de tanı konulabilir. Yüksek tansiyonun gebelikten önce görüldüğü (kronik hipertansif) hastalarda preeklampsi bulgularının eklenmesi ise süperempoze preeklampsi olarak isimlendirilir.

preeklampsi

Preeklampsinin anne ve bebeğe etkileri nelerdir?

Preeklampsi annede karaciğer, böbrek, uterus başta olmak üzere solunum, kardiyovasküler ve serebrovasküler sistemlerde disfonksiyonlara neden olmaktadır Preeklampsinin annede görülen en önemli iki komplikasyonu komplikasyonu HELLP sendromu (hemoliz, karaciğer enzimlerinde artış, trombositopeni) ve eklampsi (preeklampsi tablosuna nöbetlerin eklenmesi) durumudur. Ek olarak önü alınamayan preeklampside annede böbrek yetmezliği, kalp yetmezliği, myokardial enfarktüs, akciğer ödemi, serebral hemoraji, hepatik rüptür ya da hemoraji, retina dekolmanı ve körlük gibi komplikasyonlar hatta anne ölümü gerçekleşebilir.

Preeklampsi durumunda fetüste ise  plesantal yetmezlik sonucu gelişen intrauterin gelişme geriliği (IUGG)  ve erken doğuma bağlı olarak gelişen prematüriteye bağlı olarak ortaya çıkan sorunlar izlenebilir. Plasentanın erken ayrılması (ablasyo plasenta) durumu yaşanabilir ve buna bağlı bebek kaybedilebilir.

 Tedavi yöntemleri nelerdir?

Preeklampsinin kesin tedavisi fetüsün doğumudur. İyi kontrol edilen gebelik hipertansiyonu ve hafif  preeklampsisi olan hastalarda  37. Haftaya kadar sıkı gözlem ile beklenebilir. Gebeliği 34 haftayı tamamlamış olan şiddetli preeklampsi olgularında ya da anne veya fetusun durumun stabil olmadığı gebelerde gebelik haftasına bakılmaksızın annenin hemodinamik durumu stabil olur olmaz doğumun gerçekleştirilmesi önerilir. Preeklampsi ile komplike olmuş gebeliklerde doğuma kadar olan süreçte hasta takip edilirken evde veya hastanede yatak istirahati önerilir. Anneye kan basıncını kontrol altında tutan ilaçlar verilir. Bebeğin kalp atış hızı ve iyilik hali ultrasonografi ve nst cihazlarıyla sık sık kontrol edilir. Eğer 34. haftadan önce doğum yapılacaksa, bebeğin akciğer olgunlaşması için steroid uygulaması yapılır. Ağır özellikli preeklampsi hastalarında nöbetleri önlemek için intravenöz magnezyum sülfat tedavisine başlanır.

İlk gebeliğinde preeklampsi yaşayan bir kadının diğer gebeliklerinde de aynı sorun yaşanır mı?

Preeklampsinin risk faktörlerinden biri önceki gebeliklerde preeklampsi geçirmektir. İlk gebeliğinde preeklampsi yaşayan bir kadının diğer gebeliklerinde de preeklampsi geçirme ihtimali artmakla birlikte, aynı sorunun tekrarlanması kesin değildir.

Dr. Öğretim Üyesi Merve Demir

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı

]]>
https://www.bebek.com/preeklampsi/feed/ 0
Anne Adayları Diş Çürüklerinde Ne Yapmalıdır? https://www.bebek.com/hamilelik-dis-curugu/ https://www.bebek.com/hamilelik-dis-curugu/#respond Fri, 05 Jan 2024 13:17:53 +0000 https://www.bebek.com/?p=80306 Anne adayları diş çürüklerinde ne yapmalı?

Diş çürükleri ve diş eti hastalıkları her zaman olabildiği gibi hamilelik döneminde de görülebilir. Bu hassas dönemde diş sağlığının nasıl korunması gerektiğini ve güvenli tedavileri Diş Hekimi Eser Elemek anlattı.

 Vücudumuzun bağışıklık sistemi ile mikroorganizmalar arasında bir denge mevcuttur. Bazen bakteri ya da virüslerin artmasıyla bazen de bağışıklık sisteminin zayıflamasıyla bu denge bozulur ve hastalık gelişir. Hamilelerde özellikle hormonal değişikliklerden bağışıklık sistemi zayıfladığı için çürük veya diş eti hastalığı çok daha hızlı oluşabilir ve ilerleyebilir.

Diş eti hastalığına bağlı diş eti kanaması, dişlerde sallanma görülebilir. Hamilelikte aynı zamanda kan damarlarındaki genişlemeye bağlı epulis olarak adlandırılan yaygın diş eti büyümeleri de ortaya çıkabilir. Bu durum çoğunlukla doğum sonrası kendiliğinden ortadan kalkar. Ancak oluşmasına etki eden diştaşı gibi bir durum varsa mutlaka ortadan kaldırılmalıdır.

Hamilelik planlıyorsanız önce diş kontrolüne gidin.

Diş kaybı, şiddetli bir travma, ilerleyen diş çürükleri ya da diş eti hastalıkları sebebiyle görülebilir. Çocuk sahibi olmayı düşünen kadınların mutlaka öncesinde diş hekimi kontrollerine gitmeleri gerekir. Hamilelik öncesinde ağrı, hassasiyet, diş eti kanaması ya da dişlerde sallanma gibi durumlar görülmeyebilirken, eğer bu duruma zemin hazırlayacak bir durum varsa hamilelik sırasında ortaya çıkabilir ve bu durum diş kaybı ile sonuçlanabilir. Ancak hamilelik öncesi ve sırasında düzenli ağız bakımını yapan ve diş hekimi kontrollerine gidenlerde diş ve diş etleri sağlıklı olacağı için diş kaybı görülmez.

Diş eti büyümesi görülebilir.

Aslında diş eti çekilmesinden çok hamilelikte diş eti büyümesi özellikle damarsal yapıdaki değişikliklerden ötürü daha çok görülür. Bu durumda diş etinin büyümediği yerler diş eti çekilmesi gibi yanlış yorumlanabilir.

Diş eti çekilmesi diş etinin kan damarları ile yeteri kadar beslenememesi sonucu görülür. Bu durum çok sert diş fırçalama, dişlerin çapraşıklığı, diş sıkma veya gıcırdatma gibi birçok nedenden kaynaklanabilir. Hamilelerde bu durumlardan bir veya birkaçı varsa diş eti çekilmesi gelişebilir.

Diş eti çekilmesini önlemek için öncelikle sebep olan faktör bulunup ortadan kaldırılmalıdır. Bununla birlikte eğer diş eti iltihabı varsa hamilelik döneminde güvenli bir şekilde tedavi edilmelidir. Doğum sonrası diş eti iyileşmesi ve ağız bakımına göre ileri tedavi gereksinimi açısından yeniden değerlendirilmelidir. Bazı durumlarda tedaviye ihtiyaç da duyulmayabilir.

Hamileliğin ilk dönemlerinde bulantı ve buna bağlı kusma görülürse mide asiti çürüğe yatkınlığa sebep olacağından her seferinde mutlaka dişler fırçalanmalı, su ile gargara yapılmalıdır. Xylitol’ün diş çürüklerini önlemedeki etkisi uzun yıllardır yapılan çalışmalarda ortaya konmuştur. Bu sebeple anne adayları xylitol içerikli sakızlar da çiğneyebilirler.

Hamilelik süresince ara öğünler arttığından diş fırçalama ihmal edilirse, diş ve diş etleri üzerinde biriken gıda artıkları birkaç hafta gibi kısa bir sürede bakteri barındıran diş taşlarına dönüşür. Bu da diş eti iltihabı, diş eti kanaması ve ilerleyen dönemlerde diş eti büyümesine sebep olabilir.

 

Diş çürükleri bebeği etkileyebilir.

Son zamanlarda yapılan çalışmalarda hamilelerde görülen ve diş çürüğüne sebep olan bakterinin yenidoğanda da görüldüğü ve genetik benzerliklerinin %70 olduğu sonucuna varılmıştır. Bir başka deyişle hamilelik öncesinde ve sırasında annede bulunan çürük bakterilerinin henüz süt dişleri ağız ortamına gelmemiş bebeğe geçme ihtimali oldukça fazladır. Ayrıca sezaryen doğumlarda bebekteki bu bakteri varlığının normal doğumlara göre çok daha erken olduğu görülmüştür.

Ayrıca araştırmalara göre hamilelerin en az %30′ unda diş eti hastalığına rastlanmıştır. Hamilelikte diş eti hastalığı sadece ağız sağlığını etkilemez. Diş eti hastalığına sebep olan bakteriler kan damarları yoluyla plasentaya geçebilir.

Ağrı ve apse varsa tedavi gerekir.

 Ağrı, diş eti kanaması ya da apse gibi acil durumlar olduğunda hamileliğin her döneminde diş ve diş eti tedavileri yapılabilir. Amerika ve Avrupa Pedodonti (Çocuk Diş Hekimliği) Derneklerinin yaptıkları açıklamalarda da aynı ifadelere yer verilmektedir. Herhangi bir acil durum olmadığında da ikinci trimesterda yine tüm müdahaleler güvenli bir şekilde yapılabilir. FDA (Food and Drug Administration) son raporuna göre herhangi bir alerji yoksa hamilelikte penisilin türevi antibiyotikler, belirli anesteziler güvenli bir şekilde kullanılabilir. Ayrıca kurşun önlüklerle gerekli önlemler alındıktan sonra röntgen çekiminin dahi bebeğe herhangi bir olumsuz etki yaratacak dozda olmadığı da artık bilinmektedir.

Öte yandan hamilelik süresince anneyi ve dolayısıyla bebeği strese sokacak tedavilerden mutlaka kaçınılmalıdır. Diş tedavisi sırasında bebeği besleyen damarlara baskı olmaması için hasta mümkün olduğu kadar dik bir şekilde oturmalıdır. Tedavi süresi uzun olmamalıdır. Annenin konforunu etkileyecek, çiğnemesini güçleştirecek herhangi bir durum olmadığında cerrahi müdahaleler mümkün olduğu kadar doğum sonrasına ertelenmelidir.

Hamilelik konulu yazılarımıza ulaşmak için tıklayın.

https://www.bebek.com/hamilelik/

]]>
https://www.bebek.com/hamilelik-dis-curugu/feed/ 0
NST Hakkında Bilinmesi Gerekenler https://www.bebek.com/nst/ https://www.bebek.com/nst/#respond Mon, 08 May 2023 10:00:02 +0000 https://www.bebek.com/?p=37825 Her anne adayı, sağlıklı bir gebelik süreci geçirmek ve bebeğini sağlıklı bir şekilde kucağına almak için gebelik döneminde gereken kontrol ve testleri yaptırmalıdır. Özellikle de hamilelik döneminde NST (Nonstress Test) testi doğru zamanda ve şekilde uygulanmalıdır. Peki NST testi nedir ve nasıl yapılır? Gelin şimdi bu konuyu ayrıntılarıyla görelim.

Nonstress Test (NST) Nedir?

Bu test, gebelik sürecinde, bebeğin anne karnındayken sağlık durumunun iyi olup olmadığının kontrolü için yapılır. Uygulanan bu işlem basit ve zararsız bir yöntemdir. Yapılan bu NST kontrolüyle, bebeğin sağlık durumu yakından takip edilebilir.

Anne karnındaki bebeğin kalp hızı izlenirken diğer taraftan hareketlere verdiği tepki de gözlemlenebilmektedir. Bu yüzden NST’ye fetal kalp atım hızı da denmektedir. Bununla beraber, bebeğin, yeterli derece oksijen alıp almadığı da bu test sayesinde kontrol edilebilmektedir.

NST (Nonstress Test) Neden Yapılır?

Bu testin yapılmasının nedeni, doğum gerçekleşmeden önce bebeğin kalp atış hızının izlenerek değerlendirilmesi, oksijen miktarının kontrolü ve tespitinin yapılmasıdır. Özellikle çoğul gebelik süreci geçiren ve gebeliğin 2 haftadan fazla uzadığı durumlarda nonstress testi uygulanmaktadır. Şimdi bu testin yapılmasının nedenlerine sırasıyla bakalım:

  • Gebeliğin 20. haftasından sonra oluşan gestasyonel hipertansiyon görülmesi
  • Anne karnındaki bebeğin normalden daha az hareketli olması
  • Kan uyuşmazlığı problemi
  • Guatr testlerinde bozukluk
  • Belirli komplikasyonları olan çoğul gebelik varsa
  • Anemi
  • İlaç kullanılarak, hipertansiyon ya da hamilelik durumunu etkisi altına alabilecek şekilde tedavisi yapılan şeker hastalığı varsa
  • Anne karnındaki bebeğin olması gerekenden küçük veya büyüyemiyor gibi gözlemleniyorsa
  • Amniyon sıvı miktarının, çok fazla ya da olması gerekenden daha az miktarda olması
  • Bebeğin, yeterli oksijen alma riskiyle karşı karşıya olduğundan şüpheleniliyorsa
  • Doğumun gerçekleşeceği tarihte bebek gelmemişse, doktorun, bebeğin durumunu görmek istemesi
  • Anne adayında, bebeğin sağlık durumunu riske atabilecek bir hastalık ya da tıbbi bir sorun varsa
  • Bebeğin gelişim sürecinde anormal bir durum ya da doğumsal bir kusur teşhisi konmuşsa ve bu problemlerin gözlemlenmesi gerekiyorsa NST testi yapılmaktadır.

NST Testi Nasıl Yapılır?

Nonstress testi uygulanmadan öncesinde özenle dikkat edilmesi gereken bazı ayrıntılar vardır. Bu ayrıntıları şöyle sıralayabiliriz:

  • Test öncesinde, yemek yemenin, bebeğin daha fazla hareket etmesine teşvik edeceği söylenmektedir. Bu nedenle yemek yenilmesi önerilebilir. Tabi bu durum kanıtlanmış bir şey değildir ancak test sırasında ya da sonrasında bebeğe hiçbir zararı da yoktur. 
  • NST testi sırasında yaklaşık olarak 1 saat kadar monitöre bağlı şekilde uzanılacağı için, uygulama yapılmadan öncesinde, tuvalet ihtiyacının karşılanması iyi bir fikir olacaktır.
  • Uygulama sırasında, genellikle sırtın alt tarafında geriye yaslanmayı sağlayan bir düzenek ile sol tarafa yaslanılır. Teknisyen, anne adayının karnına iki adet cihaz yerleştirir. Cihazlardan biri, bebeğin kalp atışlarını izlerken, diğeri de rahim bölgesindeki kasılmaları kayıt altına alır. Teknisyen bir taraftan rahim kasılmalarını kaydederken diğer taraftan da bebeğin kalp atışlarını dinleyerek izler. 
  • Eğer bebeğin hareket etmediği bir durum görülüyorsa, muhtemelen bebek uyuyordur. Bebeğin uyanması için anne adayına meyve suyu ya da soda içmesi önerilebilir. Bebek hareket ettiğinde ise anne adayından düğmeye basması istenir. 

NST Testinin Sonuçları Nasıl Değerlendirilir?

Nonstress testinde iki farklı sonuç ortaya çıkabilir:

Reaktif Sonuç

NST testinde, anne karnındaki bebeğin kalp hızı 20 dakikalık aralık içinde, normal durumuna göre en az 2 defa hızlanıyorsa ve her gelen hızlanma en az 10 saniye kadar sürüyorsa test sonucu reaktiftir. Hamileliğin 32. Haftasından sonra bebekteki kalp hızı her 20 dakikalık aralık içinde normal durumuna göre en az defa hızlanması ve bu hızlanmanın en az 15 saniye devam etmesi şeklinde olacaktır.

Nonreaktif Sonuç

Anne karnındaki bebeğin kalp hızındaki hareketler, olması gereken değerden düşük kalıyorsa, testin sonucu nonreaktif olarak belirlenir. Testteki bu sonuç, bebeğin durumunda bir sıkıntı olduğunun göstergesi olarak görülmez. Sonucun nonreaktif olmasının sebebi olarak en fazla tespit edilen durumlardan biri, normal olan bir bebeğin, normalden uzun olarak uyku halinde olmasıdır.

Nonreaktif test sonucunun güvenilirlik oranı düşüktür. Çünkü bütün test uygulamalarında olduğu gibi nonstress testinde de hata payı oranı bulunmaktadır. NST testinin reaktif (iyi sonuç) olması, nonreaktif (kötü sonuç) olmasından daha güvenilir bir durumdur. 

NST Sonucu Kaç Olmalıdır?

Normal bir NST test sonucunda, fetüsün kalp atış hızının 110 ila 160 atım/dakika arasında olması ve hareket etmesi beklenir. Ayrıca, test süresince en az iki kez kalp atış hızının hızlanması beklenir. Bu kriterlerin sağlanması normal bir NST test sonucu olarak kabul edilir ve fetüsün sağlıklı olduğunu gösterir. Ancak, herhangi bir endişe varsa, doktorunuz size daha fazla bilgi verecektir.

NST Testi Yapılmadan Önce Nelere Dikkat Edilmelidir?

Testin doğru sonuçlar vermesi için aşağıdaki hususlara dikkat etmek önemlidir:

  1. Testten önce bol su içmek, bebeğin hareketlerini artırabilir ve daha doğru bir sonuç elde edilmesine yardımcı olabilir.
  2. Test sırasında rahat bir pozisyon alınması önerilir. Genellikle yüzüstü yatmak ya da sol tarafınıza dönmek tercih edilir.
  3. Test sırasında gürültü, stresli durumlar ve sıkı kıyafetlerden kaçınılmalıdır. Bu faktörler, bebeğin hareketlerini etkileyebilir ve sonuçların yanıltıcı olmasına neden olabilir.
  4. Test öncesinde yemek yemek, özellikle de ağır bir yemek yemek, bebeğin hareketlerini yavaşlatabilir. Bu nedenle, testten en az bir saat önce hafif bir atıştırmalık tüketmek önerilir.

NST Testi Hamileliğin Hangi Aylarında Uygulanmalıdır?

Öncelikle, bu testin yapılması zamanı doktorun vereceği karara göre değişebilmektedir. Bununla beraber gebeliğin 32. Haftasından sonra uygulanabilmektedir. Bu test genellikle 15 günde bir tekrarlanır. Hamileliğin 36. Haftasından sonra haftada bir yapılabilmektedir.

Tarihi geçen doğumlarda (günü geçen doğum) ise bu test günlük olarak düzenli bir şekilde yapılmaktadır. Erken doğum riski bulunan hamilelerde de oluşan rahim kasılmaları nonstress testiyle kontrol edilebilmektedir. Aynı zamanda erken doğumu önlemek amacıyla anne adayına yapılan tedavide de bu test yardımcı olabilmektedir. 

nst

CST (Kontraksiyon Stress Test)

Bu test, nonstress testinin rahim kasılmaları sırasında uygulanan hali gibi de algılanabilir. CST’ de, anne adayının meme başı uyarılarak veya stimülan (dikkati ve uyanıklığı arttıran ilaç ya da madde) verilerek, rahimde kasılma meydana getirilir. Uygulanan bu işlem, bir bakıma doğum simülasyonu gibidir.

Rahimdeki kasılmalar, her 10 dakikada 3 defa olacak şekilde ayarlanarak bu sayede de anne karnındaki bebeğin, rahimdeki kasılmalar esnasında kalp atımları gözlemlenir. Eğer bebek sağlıklı durumda ise, bu uygulama sırasında bir sorun yaşanmaz. Ancak, bebeğin kalp atımlarında azalma izleniyorsa, bu doğumun normal doğum ile değil sezaryen doğum şeklinde yapılması gerekir.

NST testi esnasında anne karnındaki bebeğin hareketleri yakından izlenir. Bebeğin sağlıklı bir durumda olduğu ve yeterli derecede oksijen aldığı bu test sayesinde belirlenir. Hem kolay hem de fiziksel bir zararı olmayan nonstress test, uygulamasının da doğru zamanda yapılması açısından önem taşımaktadır.

 

Hamilelikte Testler konulu makalelerimize ulaşmak için tıklayın!

Hamilelikte Testler – https://www.bebek.com/hamilelikte-testler/

]]>
https://www.bebek.com/nst/feed/ 0 https://www.youtube.com/embed/Bv5Lp9IqCfQ NST Testi Nedir? NST Testi Nasıl Yapılır? - Prof. Dr. Cem Fıçıcıoğlu nonadult
Hamilelikte Zararlı Kozmetikler https://www.bebek.com/hamilelikte-zararli-kozmetikler/ https://www.bebek.com/hamilelikte-zararli-kozmetikler/#respond Fri, 28 Oct 2022 10:00:32 +0000 https://www.bebek.com/?p=41371 Hamilelik dönemlerinde anne adayları kendilerini daha iyi hissetmek için bakımlı olmak isterler. Hamilelik bakım ritüelini ertelemek için de bir neden değildir. Fakat bu dönemde kullanılan bakım ürünlerine özen gösterilmeli.

Risk taşıyan ve kimyasallar içeren ürünlerden uzak durulmalı. Doğal ürünler tercih edilmeli. Bu konuda bilinçli olmalısınız. Zararsız zannedeceğiniz ürünler hem sizin hem de bebeğinizin sağlığını olumsuz yönde etkileyebilir.

Bu noktada mutlaka doktorunuza danışmalısınız. Onun vereceği tavsiyeler doğrultusunda hamilelik döneminde kozmetik ürünlerin kullanımına devam edebilirsiniz.

Hadi gelin hep birlikte hangi kimyasal maddelerden uzak durmalıyız, bunu inceleyelim.

Hamilelikte Zararlı Olan Kimyasal Maddeler

Retinod

Retinod isimli kimyasal genel olarak akne tedavisi için kullanılan ilaçlarda görülür. Bu kimyasal çeşitli doğum kusurlarına sebebiyet vermektedir. Bu nedenle kesinlikle ve kesinlikle hamilelik döneminde kullanılmamalıdır.

Hamilelik döneminde bu kimyasalın yer aldığı ürünlerden uzak durun. Doktorunuz da bu konu da sizlere yardımcı olacaktır.

Paraben

Paraben isimli kimyasal gündelik hayatımızda kullandığımız çoğu kozmetik ürününde karşımıza çıkmaktadır. Bu kimyasalın ürünlerin raf ömrünü uzatmak gibi bir etkisi vardır. Ayrıca düşük maliyetlidir. Bu nedenle birçok firma bu kimyasalı ürünlerinde kullanmaktadır.

Diğer yandan paraben kimyasalı kansere dahi sebebiyet verebilir. Egzama gibi deri hastalıklarına da neden olabilir. Hem anne hem de fetüs için olumsuz etkileri vardır. Hamilelik döneminde uzak durulması gereken bir kimyasaldır.

Formaldehit

Hamilelik döneminde kaçınmanız gereken birçok kimyasal madde vardır. Bunlardan bir tanesi de formaldehit kimyasalıdır. Bu kimyasal oje ve saç boyalarında bulunabilir.

Bu kimyasal kanser ve gelişimsel zehirlenmelere sebebiyet verebiliyor. Bu nedenle bu kimyasalın yer aldığı ürünlerden mutlaka kaçınmalısınız. Bu dönemde organik ürünler tercih etmeli ve kullandığınız ürünlerin içeriklerini mutlaka doktorunuz ile paylaşmalısınız.

Oksibenzon

Oksibenzon isimli kimyasal çoğunlukla güneş koruyucu kremlerinin içerisinde bulunur. Bu kimyasalın yer aldığı ürünlerin aşırı kullanımı sağlığınızı olumsuz yönde etkileyebilir. Özellikle de toksisite ve hormonal bozukluklara yol açabilir.

Hamilelik döneminde güneş koruyucu kullanırken dikkatli olmalısınız. Bu nedenle de zink oksik ve titanyum diyoksit içeren ürünleri kullanmalısınız.

Phthalates

Phthalates isimli kimyasal genellikle parfümlerin içerisinde yer alır. Parfümlerin daha kalıcı olmasını sağlar. Aynı zamanda plastiklerin de daha esnek olmasını mümkün kılar.

Phthalates kimyasalının hayvanlarda üremeyi ciddi anlamda tehlikeye attığı ortaya çıkarılmıştır. İnsanlar ile ilgili olarak ise net kanıtlanmış bir durum yoktur. Bu kimyasalın yer aldığı ürünleri kullanırken yine de tedbirli olmalısınız.

Hamilelik döneminde bu ve benzeri kimyasalların yer aldığı parfüm ve plastiklerden uzak durmalısınız.

Metilbenzen

Metilbenzen isimli kimyasal genel olarak tırnak bakım ürünlerinde kullanılır. Dolayısıyla oje ve aseton gibi tırnak bakım ürünlerinde de sıklıkla karşımıza çıkabilir. Hamilelik döneminde bu kimyasalın yer aldığı ürünlerden uzak durmalıyız.

Metilbenzen de oksibenzon gibi gelişimsel toksisiteye sebebiyet verebilir. Bu da hamileliğinizi olumsuz yönde etkileyebilir.

Salisilik Asit

Hamilelik döneminde retionid isimli kimyasal gibi salisilik asit kimyasalının da ağızdan alınması riskler barındırır. Bu nedenle bu kimyasalların yer aldığı ürünleri kullanırken ağızdan almamaya özen göstermeliyiz.

Krem ve jel şeklindeki ürünler tercih edilebilir. Fakat o ürünlerde de salisilik asit oranı %20’nin altında olması gerekmektedir.Hamilelikte Zararlı Kozmetikler

Hamilelikte Sivilce İlacı Kullanımı

Hamilelik döneminde dikkat etmeniz gereken bir diğer hususta sivilce ilaçlarıdır. Bu ilaçları kullanırken mutlaka doktorunuza danışmalısınız. Çünkü sivilce ilaçlarının içeriğinde birçok farklı kimyasal madde kullanılmaktadır. Bu ilaçların bazıları ağızdan alınabilir. Bazıları ise krem ve jellerdir.

Anne adayları veya anne adayı olmayı isteyen kadınlar, bu ilaç ve kremleri kullanırken oldukça dikkat etmelidir. Çünkü bu tarz ilaç ve kremlerin bebek üzerinde ciddi rahatsızlıklara sebebiyet verebilir.

Özellikle de hamilelik döneminde sivilcelerinizin çıktığını göreceksiniz. Bu konuda telaşa kapılmayın. İlk bulduğunuz ilaç ve kreme de sarılmayın. Doktor kontrolünde doğru ilaç ve kremler ile sağlıklı bir şekilde bu rahatsızlığınızdan kurtulabilirsiniz.

Hamilelikte Sivilceleri Azaltmak için Öneriler

  • Yüzünüzü ellerinizle nazikçe yıkayın. Bunu günde 2 defa yapabilirsiniz. Kullanacağınız sabun ve temizlik ürününün mutlaka doğal olmasına özen gösterin. Ardından da havluyla nazikçe kurulayın.
  • Nemlendirici kremler kullanıyorsanız bu kremlerin yağsız olmasına özen gösterin.
  • Sivilceleri sakın ve sakın sıkmayın ve patlatmayın. Onlarla oynamayın. Bu, sivilcelerin daha da artmasına sebebiyet verir. Ayrıca kalıcı izler kalmasına neden olur.
  • Hamilelik döneminde beslenmenize de özen gösterin. Baharatlı ve acılı yiyecekleri yemekten kaçının. Bu tarz ürünleri yemek sivilce çıkmasına sebebiyet verir.
  • Hamilelik döneminde kullanacağınız bakım ve kozmetik ürünleri ile ilgili olarak mutlaka bir uzman doktora danışın. Çünkü bazı bakım ve kozmetik ürünleri ve ilaçlar hamilelik esnasında siz ve bebeğiniz için tehlike oluşturabilir. Kadın doğum uzmanınız ve dermatoloji uzmanınız ile hareket edin. Onlar size hamilelikte uygulayacağınız çözümler sunacaklardır.

Siz de bu konuda daha fazla şey merak ediyorsanız yorumlar kısmından bize iletebilirsiniz. Sağlıkla kalın.

Ramazan ÇAKMAK  – İçerik Editörü

“Hamilelik” Konulu yazılarımızı incelemek için aşağıdaki bağlantıya tıklayın.

Hamilelik: https://www.bebek.com/?s=hamilelik

Aklınıza takılanları yorum olarak iletebilirsiniz.

Sevgiler.

]]>
https://www.bebek.com/hamilelikte-zararli-kozmetikler/feed/ 0
Hamilelikte Kaçınmanız Gereken Zararlı Alışkanlıklar https://www.bebek.com/hamilelikte-kacinmaniz-gereken-zararli-aliskanliklar/ https://www.bebek.com/hamilelikte-kacinmaniz-gereken-zararli-aliskanliklar/#respond Fri, 21 Oct 2022 10:00:31 +0000 https://www.bebek.com/?p=41305 Anne adaylarının hamilelik dönemini sağlıklı ve huzurlu geçirebilmesi bazı alışkanlıklarından kaçınması gerekir. Çünkü bu dönemden sonra en fazla istenen şey bebeğin sağlıklı bir şekilde doğmasıdır.

Bebeğin sağlıklı bir şekilde doğması için de anne adayının dikkat etmesi gereken hususlar vardır.

Diğer yandan kulaktan dolma öneriler ile anne adayının ve bebeğin sağlığı olumsuz yönde etkilenebilir. Kötü alışkanlıklardan kurtulmak ve kulaktan dolma bilgileri bertaraf etmek istiyorsanız doğru adrestesiniz.

Anne ilgisi ve uzman bilgisi sayesinde bu dönemi oldukça sağlıklı ve huzurlu bir şekilde geçireceksiniz. 10 madde ile hamilelik dönemindeki kötü alışkanlıkları ortadan kaldıracağız.

Sigara ve Alkol Tüketiminden Uzak Durun

Hamilelik dönemlerinde sigara içmek bebeğin sağlığını olumsuz yönde etkileyebilir. Çünkü sigaradaki nikotin ve kanserojen maddeler tüketim sırasında bebeğe geçebilir. Bu nedenle bebekte gelişme geriliği görülebilir. Aynı zamanda erken doğum, düşük ve ölü doğum gibi risklerde meydana çıkabilir.

Alkol kullanımı da bebekte ciddi tehlikelere yol açabilir. Alkol tüketimi sebebiyle bebeğin yüzünde anormallikler görülebilir.

Fetal alkol sendromuna neden olunabilir ki bu da gelişim yavaşlığını beraberinde getirir. Bu nedenle hamilelik döneminde sigara ve alkol tüketiminden kaçının.

Kahvede Aşırıya Kaçmayın

Hamilelik döneminde kahve içmenin de bazı götürüleri vardır. Bu dönemde içilen kahve kan basıncını ve nabız atış sayısını artırıyor. Bu dönemde zaten artan bu değerler kahve ile daha da artabiliyor. Bu bebeğe de yansıyor ve bebeğin uyku düzenin de problemler görülüyor.

Ayrıca kahve tüketiminden dolayı bebeğin idrar miktarı da yükseliş gösteriyor. Bu nedenle de sıvı kaybı meydana geliyor. Bu nedenle kahve ve kahve gibi kafein barındıran içeceklerin tüketiminden olabildiğince kaçınmaya çalışın.

Çay tüketimine de dikkat etmelisiniz. Bazı bitki çaylarının erken doğuma sebebiyet verebileceği bilinmektedir. Bu nedenle tüketilecek bitki çayı mutlaka doktor tarafından onaylanmalıdır.Hamilelikte Kaçınmanız Gereken Zararlı Alışkanlıklar

Hatalı Beslenmekten Kaçının

Bu noktada özellikle de bazı balık çeşitlerinin tüketiminden kaçının. Köpek balığı, orkinos, kılıç balığı gibi büyük deniz hayvanlarında civa miktarı yüksektir. Bu yüzden bu tür balıkların yenmesi zehirlenmelere yol açabilir.

Onların yerine küçük balıkları tercih edebilirsiniz. Ayrıca salam ve sosis gibi yiyeceklerin tüketiminden de kaçının. Bu tür ürünler toksik maddeler barındırdığı için bebekler için de sorun teşkil edebilirler.

Bol şekerli veya tuzlu besinler tüketmekten de kaçınmalısınız.Hamilelikte Kaçınmanız Gereken Zararlı Alışkanlıklar

İlaç Kullanımına Dikkat Edin

Anne adayları özellikle de ilk 3 ay için ilaç kullanımına oldukça özen göstermelidir. Bu dönemde mutlaka doktor tavsiyesi dinlenmeli. Onun önermediği ilaçlar tüketilmemelidir.

Bilinçsiz şekilde kullanılan ilaçlar geri dönüşü olmayan sorunlara sebebiyet verebilir. Bu nedenle bu konuya oldukça dikkat etmelisiniz.

Hamam ve Sauna

Hamam ve sauna gibi alışkanlıklar vücut sıcaklığını artıracağından sakıncalıdır. Aynı şekilde çok sıcak su ile banyo yapmak da sakıncalıdır. Bu tür alışkanlıklarınızdan uzak durmalısınız.

Bu tarz ortamlar tehlikeli olabiliyor. Örnek olarak tansiyonunuz düşebilir ve bayılabilirsiniz. Bu da bebekte sorunlara yol açabilir. Su sıcaklığının 37 dereceyi geçmediği ortamlarda temizlik ihtiyacınızı görebilirsiniz.

Spor Alışkanlıklarınızı Gözden Geçirin

Hamilelik öncesinde bir spor alışkanlığınız var ise bunu tekrardan gözden geçirin.

Mutlaka bu spor alışkanlığının hamileliğiniz için bir sorun teşkil edip etmeyeceğini öğrenin. Bu konuda doktorunuza danışabilirsiniz.

Atlama, zıplama, tırmanma, ata binme ve ağır antrenman programları hamilelik döneminde önerilmez. Bu tarz alışkanlıklara bu dönem boyunca ara verin.

Diğer yandan hamilelik döneminde hareketsiz kalmamaya da özen gösterin. Hareket etmek kan akışını hızlandırır. Bu da bebek için oldukça önemlidir.Hamilelikte Kaçınmanız Gereken Zararlı Alışkanlıklar

Bilgisayar ve Cep Telefonu Kullanımınıza da Dikkat Etmelisiniz

Hamilelik döneminde bilgisayar ve cep telefonu kullanımınızı sınırlamalısınız. Elektromanyetik yüzünden bu cihazların kullanılması bebek için problemler teşkil edebilir.

Uzun saatler bilgisayara bakmak iskeletiniz için de sorunlar teşkil edebilir. Bu nedenle kas spazmı ve ani bel ağrıları yaşayabilirsiniz.

Cep telefonlarını da çok yakınızda tutmayın. Zorunlu olmadıkça kullanım sürelerini de azaltın.

Temizlik ve Kozmetik Ürünlerin Kullanımına Dikkat Edin

Hamilelik döneminde temizlik ürünlerini kullanırken dikkatli olmalısınız. Çünkü bu ürünlerde yer alan kimyasallar bebeğinize zarar verebilir.

Aynı şekilde kozmetik ürünlerin kullanımına da oldukça dikkat etmelisiniz.

Ürünlerin içeriğini çok iyi bilmelisiniz. En ufak bir risk taşıyacağını düşünüyorsanız bu ürünleri kullanmaktan kaçınmalısınız.

Yattığınız Ortamda Çiçek Bulundurmamalısınız

Hamilelik döneminde yattığınız ortamda çiçek bulunmamalıdır. Çünkü çiçekler geceleri kendileri de oksijen solarlar. Bu da hipertansiyon ve hipoksi gibi rahatsızlıklara teşkil edebilir. Dolayısıyla baş ağrıları çekebilirsiniz. Bu nedenle onları geceleri uyurken muhakkak başka odalara alın.

Yemek Yeme Miktarınızı da Gözden Geçirmelisiniz

Hamilelik döneminde ne çok az ne de çok fazla beslenmelisiniz. Bu konuda doktorunuz ile hareket edin. Günlük kalori alımınıza dikkat edin. Bu konuda önerilen miktar 2900 kaloridir. Günlük kalori alımınız bu miktarı geçmemelidir.

Hamilelik döneminde kendi ve bebeğinizin sağlığı için bazı alışkanlıklarınızı gözden geçirmelisiniz. Bu konu ile ilgili daha fazla bilgi almak için de sorularınızı yorumlar kısmına yazabilirsiniz. Sağlıkla kalın.

Sevgiler.

Ramazan Çakmak – İçerik Editörü

“Hamilelik” Konulu yazılarımızı incelemek için aşağıdaki bağlantıya tıklayın.

Hamilelik: https://www.bebek.com/?s=hamilelik

Aklınıza takılanları yorum olarak iletebilirsiniz.

Sevgiler.

]]>
https://www.bebek.com/hamilelikte-kacinmaniz-gereken-zararli-aliskanliklar/feed/ 0
Hamilelikte Kaygı ve Heyecan https://www.bebek.com/hamilelikte-kaygi-ve-heyecan/ https://www.bebek.com/hamilelikte-kaygi-ve-heyecan/#respond Wed, 05 Oct 2022 10:00:41 +0000 https://www.bebek.com/?p=41203 Hamilelik anneye her duyguyu çok yoğun yaşatan büyülü bir süreçtir. Mutluluğunuzun yanında baskın bir şekilde heyecanı ve kaygıyı da hissettiren dönemdir. Bu süreçte korkularınız, endişeleriniz içinizde cevabını bulamadığınız sorular olabilir.

Bilmelisiniz ki, bu süreç sadece size özgü değil. Birçok anne sizin gibi benzer dönemlerden geçti ve geçiyor.

Siz de hamilelikte heyecan ve kaygı neden olur? Kaygılarımla nasıl başa çıkarım diyorsanız yazımızı okumaya devam edebilirsiniz.

Hamilelikte Heyecan ve Kaygı Neden Olur?

Bazı anne adayları gebelik döneminde daha sakin bir dönem geçirdiğini söylerken bazı anneler daha stresli, kaygılı ve heyecanlı bir süreçten geçerler.

Gebelikte kaygı her 100 anneden 10 tanesinde görülen bir durumdur. Hamilelikte hormonların değişimi annede duygusal farklılıklar yaşatır. Değişimle beraber anneler birçok şey için kaygılanabilir.

Kendi hayatına dair sorunları geçmişte yaşanan düşük, bebeğine dair soru işaretleri, iyi bir anne olmaya karşı duyulan kaygı, doğum anına duyulan korku… Bu tarz sebepler kaygılarını tetikleyebilir. Ayrıca birçok anne postpartum (doğum sonrası depresyon) yaşama ihtimalinden dolayı da kaygılanabilir.

Kaygılanmanız ya da heyecanlanmanız oldukça normaldir ama duygularınızın derecesi ve sizde bıraktığı etkisi en önemli noktadır.

Hamilelikte Kaygı Bozukluğu

Daha önce de dediğimiz gibi heyecanın ve kaygının dozu belli bir noktaya kadar normal ve doğaldır. Yeni tattığınız bir süreçtesiniz ve birçok şey sizi kaygılandırabilir.

Kaygılarınız işlevselliğinizi bozmaya başladıysa günlük yaşantınıza etki etmeye başladıysa bu durum kaygı bozukluğunun olabileceği ihtimalini gösterir.

  • Uzun süreli huzursuz ya da sinirli hissediyorsanız,
  • Kendinize ve bebeğinize dair yoğun korkularınız varsa,
  • Korkularınızı kontrol edemediğinizi düşünüyorsanız,
  • Vücudunuzu çok gergin hissediyorsanız,
  • Dikkat problemleri yaşıyorsanız,
  • Uyku problemleri yaşıyorsanız,

Bu maddeleri kendinizle özdeşleştirebiliyorsanız kaygı bozukluğu yaşıyor olabilirsiniz. Bu durum panik atakları da beraberinde getiriyor olabilir. Yaşadığınız panik atak da sizi olduğunuzdan daha kaygılı hale sokuyor olabilir.

Tabii ki de bu maddelere bakıp kendinizi etiketlendirmeniz doğru olmayacaktır ama şüpheleriniz varsa bir uzmana danışmalısınız. Sürecinizin daha rahat ilerleyebilmesi için de bir doğum psikoloğundan destek alabilirsiniz.

Hangi Annelerde Kaygı Bozukluğu Görülür?

Her annede görülme ihtimali olabilir. Fakat bazı annelerde risk faktörü daha çoktur.

  • Bireyin daha önceki hayatında kaygı bozukluğu yaşamış olması
  • Diğer aile bireylerde panik atak ve/veya kaygı bozukluğu problemleri
  • Daha önce depresyon sürecinden geçmiş olması
  • Travmaları
  • Yüksek dozda stresli bir hayata sahip olması
  • Bazı maddelere karşı bağımlı olması

Bu maddelere sahip anneler diğer annelere göre daha fazla kaygı bozukluğu olasılığına sahiptir. Bu maddelere sahip olmayan annelerde görülmeyeceği veya sahip olan annelerde görüleceği hiçbir kesinlik taşımaz. Bunlar bilinen başlıca ortak sebeplerdir.

Hamilelikte Nasıl Kaygıyla Başa Çıkılır?

Gebelikte yaşanılan kaygı herkeste farklı olduğu gibi başa çıkma yöntemleri de kişiden kişiye farklılık gösterebilir. 5 adımda kaygılarınız için neler yapabileceğinizi maddeledik.Hamilelikte Kaygı ve Heyecan

Konuşmak, İletişim Kurmak

Konuşmak, insanlarla duygularınızı paylaşmak en güzel ilaçtır. Sürecinize dahil olanlara, eşinize, annenize, yakın arkadaşlarınıza endişelerinizden bahsedebilirsiniz. Böylece yaşadığınız kaygıları anlayarak size daha anlayışlı yaklaşabilirler.

Ellerinden gelen desteği sağlayabilirler. Çözülebilecek sorunları beraber çözebilir, diğer sorular için neler yapabileceğinize dair birlikte çözüm arayışlarında bulunabilirsiniz.

Vücudunuzu Rahatlatacak Aktiviteler Bulmak

Gebeliğinizde kendinize uygun seveceğiniz bir egzersiz bulabilirsiniz. Yürüyüş yapabilirsiniz, aerobik yapabilirsiniz, yogaya başlayabilirsiniz…

Yaparken kendinizi mutlu hissettiğiniz hareketlerle bir rutin oluşturabilirsiniz. Vücudunuzu harekete geçirmeniz endorfin hormonunuzu harekete geçirir. Buna da ‘’doğal ağrı kesici’’ denir.

Hem sizde hem bebeğinizde olumlu etkiler bırakacaktır. (Yapacağınız aktivitelerde doktorunuzdan onay almayı unutmayın)

Zihninizi Rahatlatacak Aktiviteler Bulmak

Zihninize de iyi gelecek aktiviteler arayabilirsiniz. Vücudunuz aynı şekilde endorfin salgılayarak size iyi gelecektir.

Meditasyon, nefes egzersizleri, masaj terapisi gibi aktivitelerde bulunabilirsiniz. Bu aktiviteler için dışarıda zaman bulamıyorsanız evde zaman yaratmaya çalışabilirsiniz.

Telefonunuza meditasyon uygulamaları yükleyerek kendinizi uygun hissettiğiniz anda günlük rutin oluşturabilirsiniz.

İstirahat Etmek

Yeterli derecede uyumak hem sizin hem de bebeğiniz için çok önemlidir. Gün içerisinde şekerlemeler yapmak, gece güzel bir uyku çekmek size iyi gelebilir.

Doğuma Hazırlık Kurslarına Gitmek

Uygun gördüğünüz bir doğuma hazırlık kursuna gidebilirsiniz. Hamilelik ve lohusalık süreciniz hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz.

Bebeğinize bakımda, emzirmede neler yapmanız gerektiği hakkında uzmanlardan destek alabilirsiniz. Doğum psikologlarından, kadın doğum doktorlarından, emzirme uzmanlarından, birçok uzman kişiden sorularına yanıtlar alabilirsiniz. Ayrıca hamilelik yogası, nefes egzersizi gibi birçok aktiviteyle vücudunuza iyi gelecek aktiviteleri bulabilirsiniz. Bu tarz eğitimler sizi ilerideki sürecinize hazırlayarak var olan süreci daha rahat yürütmenizi sağlayacaktır. Edineceğiniz bilgiler ve edinimler kaygılarınıza iyi gelerek sizde ve bebeğinizde olumlu etki bırakacaktır.

Doğum sürecinde sevinç de hüzün de kaygı da yüksek dozlarda yaşanabilir. Kaygılarınız hayatınızın işlevine engel olmadığı ve önüne geçebildiğiniz süreçte oldukça normaldir. Fakat hayatınızı kaygılarınız ele geçirmiş durumdaysa kaygı bozukluğu yaşıyor olabilirsiniz.

Akışına bırakıp düzelmesini beklemeniz sizi ve bebeğinizi olumsuz etkileyecektir. İlk önceliğiniz doktorunuza sürecinizi anlatıp uygun tedaviyi aramaktan yana olmalıdır.

Kendi ve bebeğinizin sağlığı için en hızlı zamanda yardım almalısınız.

Sevdiklerinizden destek almaktan kaygılarınızı paylaşmaktan çekinmemelisiniz. Stresinizi azaltacak birçok yöntemle de daha rahat bir gebelik süreci yaşayabilirsiniz.

En güzel başlangıç farkındalığı yüksek gelişime açık bir anne olmanızdır.

Psikolog Hanife Erdoğdu – İçerik Editörü

https://www.instagram.com/psikologhanife/

“Hamilelik Psikolojisi” Konulu yazımızı incelemek için aşağıdaki bağlantıya tıklayın.

Hamilelik Psikolojisi: https://www.bebek.com/hamilelik-psikolojisi/

Aklınıza takılanları yorum olarak iletebilirsiniz.

Sevgiler.

]]>
https://www.bebek.com/hamilelikte-kaygi-ve-heyecan/feed/ 0