Çoğu ebeveyn bebeklerinin kendi odalarında uyumaya hazır olma süreçlerini gelişimleri adına iyi olacağını düşünerek mümkün olduğunca hızlandırmak ister. Ancak bazı bebeklerin kendi odalarına geçme konusunda daha çok zamana ihtiyacı olabilir. Uzman Psikolog Oya Çanak konuyla ilgili önemli bilgiler paylaştı.
Bebek için kendi odasında ebeveyni ile geçirilen zamanların olumlu anlardan oluşmasına önem vermek faydalıdır. Bu anlar sayesinde uyuyacağı odada bebeğin kendini güvenli hissetmesinin sağlanması kolaylaşır.En önemli nokta bebeklerimizin nerede ya da nasıl bir mekânda uyuduğu konusunda stres yapmadan bebeklerimizle geçirdiğimiz anların tadını çıkarmamız ve kendi istekleri ile bağımsızlaşmalarına tanık olmamızdır.
Bebekleri dünyaya geldikten bir süre sonra ebeveynlerin aklına şu soru takılır ‘’Bebeklerin odasını ne zaman ayırmak gerekir?’’ Bu konuya Uzman Psikolog Oya Çanak şöyle anlatıyor; Mesleğim gereği “-meli”,-“malı” eklerini kullanmamaya imtina ediyorum. Kesin dille konuştuğumuz zaman faydadan çok zararımız olabilir. Her aile düzeni özeldir ve verilen bir ipucu bir aileye uyarken diğerine uymayabilir.
Şunu rahatlıkla ifade edebilirim ki: bebeğinizin odasını ayırmak için bebeğin hazır olmasını beklemek faydalıdır. Eğer bu değişim bebek önderliğinde gerçekleşirse bebeğe duygusal manada hasar verme olasılığı ortadan kalkmış olur.
Ani bebek ölümünün önüne geçmek için Amerikan Pediatri Akademisi, en az ilk altı ay boyunca bebeklerin ebeveynlerinin odasında uyumasını önermektedir. Japon ailelerin üçte ikisi ebeveynleri ile aynı ortamda uyur ve Japonca’da “ani bebek ölümü sendromu” terimi jargonda bile yer almaz. Tüm tehlikeli durumlar ekarte edildiğinde emzirme ve aynı yatağı paylaşma emziren/emzirmeyi tercih eden anne-bebek çifti için bebeğin uyku kalitesini arttırıcı en uygun uyuma şekli olduğu artık kanıtlanmış durumdadır.
Eğer bebeğiniz 1 yaş üstü ise yanına hangi oyuncağı almak istediği, hikâyelerden hangisini okumak istediği, uyumadan evvel hangi pijamasını giymek istediği gibi bir sürü soruya mimikleri ve kelimeleri ile cevap verebilir.
Bebekler kendilerine neyin yapılacağını söylendiğinde değil, iki seçenek arasından seçim yaptıklarında yapacakları eyleme daha motive olarak yaklaşırlar. Rutini bebeklik döneminde seçeneklerle sunmak bebeğin uykuya geçişini kolaylaştırır.
Bebeğin bir mekânı örneğin odasını güvenli olarak algılaması için o mekânda onunla oyun oynamak en güzel yoldur. Bebeğimizle geçirdiğimiz zamanın nitelikli olması önemlidir. Bebek için kendi odasında ebeveyni ile geçirilen zamanların olumlu anlardan oluşmasına önem vermek faydalıdır. Bu anlar sayesinde uyuyacağı odada bebeğin kendini güvenli hissetmesinin sağlanması kolaylaşır.
Her gün bebeğimizle oyun oynamak için ayıracağımız, onun duygularını dinlediğimiz bir saat bile bu güvenin oluşması için yeterlidir. Oyun sırasında bebeğin duygusal ihtiyaçlarını gözetmek önemlidir. Bebeğiniz sizinle nasıl oyun oynamak istediğine ve ne yapmak istediğine kendi karar verirse dar vakitte ilişkinizden yeterli doyumu alabilir. Ebeveyn olarak oyunu yönetmekten uzak durmak, ders verme arzumuzun önüne geçmek ve bebeğimizi dinlemek güven hissinin mekâna yansıması açısından olumludur.
Burada amaç bebeğin uyuyacağı odayı ebeveynle huzurlu vakit geçirdiğini bir mekân olarak algılamasını sağlamaktır. Bebeğiniz uyuyuncaya kadar yanında ona eşlik etmeniz mühimdir. Bu sırada yalnız uyumak istemediğini dile getirirse, onunla konuşup duygularına önem vermek faydalıdır.
Bir önemli noktaya daha değinmek istiyorum: bebeğiniz uyuyacağı odada uyku öncesi kaygı temelli duygular hissettiğinde onu yalnız bırakmak uyumasını beklediğimiz mekânı olumsuz bir yer olarak algılamasına ve orada yalnız kalmak istememesine neden olabilir. Bunun dışında kendi odasında ve kendi kendine uyuyunca bebeğe ödül vermek kaçınılması gereken bir yaklaşımdır.
Bir başka dikkat edilmesi gereken konu ise evdeki hiçbir yatak odasında TV bulundurmamak, hava karardığından itibaren evdeki TV’nin ve ekran kullanımının sona erdirilmesidir. Bu noktada her gece savaşmak yerine bu konuya baştan çözüm getirecek bir düzen kurmak mühim.
Çoğu ebeveyn bebeklerinin kendi odalarında uyumaya hazır olma süreçlerini gelişimleri adına iyi olacağını düşünerek mümkün olduğunca hızlandırmak ister. Ancak içten içe bebekler baskı hissedebilir ve bu onlarda ters tepebilir. Bazı bebeklerin kendi odalarına geçme konusunda daha çok vakte ihtiyacı olabilir.
Ailenin oda ayırma beklentisi bebeğin kendi başına kendi odasında uyuyamayınca kendisini kaygılı hissetmesine neden olabilir. Bebeğin bu konuda üzerinde baskı algılayışı ona güvenmediğiniz mesajını istemsizce verebilir. Önemli olan uyku dâhil olmak üzere ebeveynliğin her alanında yüksek beklentilerinizin neden olduğu stresten bebeklerimizi korumaktır. Bebeklerimizi 1 yaş sonrası zorlamadan kendi odalarında uyumaya teşvik etmek mümkündür.
Çok çocuklu ailelerde düzen kurmak ise çok faktörlü denklem çözmek gibidir. Hiçbir kitabi bilgi tam anlamıyla yardımcı olmaz. Ancak şunu diyebilirim ki eğer kardeş faktörü varsa, oda ayırma konusunu ertelemek ve yine çocuğumuzu/bebeğimizi gözlemlemek, ihtiyaçlarını anlamaya gayret etmek sonraki zamanlarda oda ayırma konusunda onunla daha rahat iletişim kurabilmemizi sağlayabilir.
Kardeşin gelmesi demek çocuğun ebeveyne en çok ihtiyacı olduğu dönemin içinde olması demektir. Böyle bir durumda kardeşin doğumundan birkaç ay geçtikten sonra ve düzenimizi tamamen oturttuktan sonra odasını ayırmak daha faydalı olacaktır. Birden fazla bebek olsa da evde ebeveynlerin dönüşümlü olarak 1yaş üstü bebeklerine kendi odalarında ayıracakları birer saatlik bol yansıtma ve müdahalesiz oyun zamanı oda ve güven eşleşmesinin oluşması için yeterlidir.
Son olarak uyku öncesinin bir savaş meselesine çevrilmemesi aile hayatı açısından çok faydalıdır. Ebeveynler olarak bebekleri zorlamadan, onlara ödül-ceza vermeden, onlar ağlamak istediklerinde duygularına kucak açarak yaklaşmamız iyileştiricidir. Yavrumuz eğer üzgünse “Şu anda üzgünsün. Sen kendini iyi hissedinceye ve uyuyuncaya kadar seninle kalacağım.” şeklinde geri bildirim vererek, uyku öncesi ruh haline eşlik etmemiz önemli…
Erken ya da Geç Ayırmanın Bebek Üzerinde Ne Gibi Etkileri Olabilir?
Günümüzde ani bebek ölümünün önüne geçmek için Amerikan Pediatri Akademisi, en az ilk altı ay boyunca bebeklerin ebeveynlerinin odasında uyumasını önermektedir. Bu bilgi bile ne yazık ki günümüz sosyal medyasında “Amerikan Pediatri Akademisi 6. Aydan sonra oda ayırmayı önerir” şeklindeki yanlış bir şekilde aktarılmaktadır.
Günümüz bilimi destekli ve desteksiz uykuya geçişin artı ve eksilerini yeterince ortaya koymaktadır. Danışmanın görevi objektif davranmak ve aileyi paniğe teşvik etmeden; annenin annelik, babanın babalık özgüvenini zedelemeden bebek uykusu konusunda aileye faydalı olacağını düşündüğü bilgileri paylaşmaktır. Bebeği en iyi tanıyan ailesidir. Dolayısıyla, bir uzmanın parmak sallayarak otoriter bir şekilde bebeklerin odasını şu zamanda ayırın demesi bebeklerin ya hazır olmadan ebeveynlerinden ayrışmasına ya da çok geç ebeveynlerinden ayrışmasına yol açabilir.
Bebek önderliğinde hareket etmemenin sonucu ya bağımlılıklar ya da ayrılık kaygısı ile sonuçlanır. Ebeveyn ve bebek arasındaki sağlıklı bağ şunu bebek açısından garantiye alır: Bebek ihtiyaç duyduğunda ebeveyn bebeğin iletişim kurmasına, bebek bağımsız olmaya ihtiyaç duyduğunda ebeveyn bebeğin bağımsızlaşmasına ona alan tanıyarak izin verir. Ebeveyn bebeğin ihtiyaçlarına aktif bir şekilde uyum sağlar. Dolayısıyla birinci sorunun cevabında belirttiğim gibi bizim ebeveyn olarak isteğimizi dayatmamız ters tepebilir. Bunun yerine iki aylık bir süreci bu değişim için gözden çıkarmak ve sabırlı olmak faydalı olacaktır.
Bir yöntem olarak geçiş nesneleri uygulanabilir. Bu, bebeğin bağlı olduğu ebeveyninden aldığı bir parçayı muhafaza ederek bağlanma figüründen ayrılmasını sağlayan bir köprü görevini görür. Bu nesnenin bebeğin bağlandığı figürle güçlü bir bağı olması önemlidir. Geçiş nesnesinin bebek tarafından tercih edilmesi gerekir. Kimi zaman çocuk eski püskü bir kumaş parçasını da tercih edebilir. Bu nesneler kimi zaman bağımsızlaşma sürecini kolaylaştırıcı ara bir rol oynayabilir.
Bebeklerin çoğunluğu bu tür bir yöntemden faydalanır ancak her konuda olduğu gibi bu konuda da söylediğim kesin işe yarar gibi bir çıkarımda bulunmak mümkün değil… Bebeğin seçtiği nesneyi ebeveyn bebek aktivitelerinize örneğin oyunlarınıza dâhil ederek başlamak faydalıdır. Bebek 1 yaş sonrası kendi odasında kendi yatağında uzanırken yere kendinize iki ay süre ile minder koyup bu nesneyi çocuğunuzla iletişiminize dâhil etmeniz bağınızı nesneye aktarmanız için faydalı olabilir… Geçiş nesnelerinin yıkanmaması önemlidir. Kaybetme ihtimaline karşı iki adet aynı geçiş nesnesini dönüşümlü olarak kullanmak iyi olabilir.
Bebeklerin İyi Uyuyabilmesi İçin Odasının Nasıl Düzenlenmesi Gerekir?
Ebeveyn odasına en yakın ve en çabuk ulaşılabilir olan odada bebeğin ihtiyaçlarına ve ağlamalarına duyarlı olarak gece boyu ebeveynlik yapmak mühimdir.
12 aydan küçük bebeklerde yastık kullanımının ABÖS (Ani Bebek Ölümü Sendromu) riskini iki buçuk kat arttırdığı bulunmuştur.
Karanlık olduğunda akşam ışıkları kapatmak ve ağırlıklı olarak birkaç noktada kullandığınız ışığın gece vakti kırmızı ışık olmasına dikkat etmek işe yarar. Hiçbir yaş döneminde yatak odalarında televizyon, laptop, tablet, cep telefonu yani herhangi bir ekran bulundurmayın. 0-18 ay döneminde bebeğinizi mutlaka ekrandan uzak tutun. Mümkünse bu dönem evde hiç televizyon kullanmayın.
18 ay öncesi ekran kullanımının bebeklerde uykuyu bozan ve bilişsel gelişimi sekteye vuran sonuçları vardır ve maalesef gelişimsel olarak telafisi zor bir durumdur. Uyku öncesi birebir iletişimde isek cep telefonumuzu bir kenara koymak gerekir. Örneğin, bebeğinizi ve kendinizi dinlemek ve bağ kurmak için evdeki WİFİ ağını uyku öncesi kesmek doğru bir yaklaşım olacaktır.
Sonuç olarak belirtmek isterim ki belki de en önemli nokta bebeklerimizin nerede ya da nasıl bir mekânda uyuduğu konusunda stres yapmadan bebeklerimizle geçirdiğimiz anların tadını çıkarmamız ve kendi istekleri ile bağımsızlaşmalarına tanık olmamızdır.
Uyku Kalitesinin Artması Nelere Bağlıdır?
Bebeğin uyku kalitesini arttırmak ve modern dünyada bebekli yaşamı ailenin her bireyi için elverişli hale getirmek ayrı konulardır. Yetişkin uykusuna benzer deliksiz gece uykusu; ebeveyn bebeğinin uyandığını bilsin ya da bilmesin, normal gelişim dâhilinde 5 yaş sonrası oluşmaktadır.
Bu konuyu ele alırken, dikkat edilmesi gereken en önemli nokta her aile için doğru olacak yaklaşımın; ailenin, annenin, babanın, ebeveynin ve bebeğin biricikliğini göz önünde bulundurmak olması ve tek bir formül ya da metodun her aileye uygunluğunun mümkün olmadığının bilimsel olarak vurgulanmasıdır. Bebek için önemli olan ailenin huzuru ve ebeveynlerin bebeklerine uyku öncesi gösterdikleri şefkattir.
Bilimsel çalışmalarda, ebeveynlerin bağlanma stili öyküsünün anne ile çocuk arasındaki etkileşimi etkileyebileceği ve çocuğun uyku kalitesini ve bağlanma stilini de etkileyebileceği öne sürülmüştür. Öncelikle gece uyanmalarının sebeplerini iyi anlamak ve bebeğimizin uyku öncesi verdiği sinyalleri okuyabilmek uyku kalitesini arttırma konusunda doğru yaklaşımda bulunmamıza yardımcı olacaktır.
Bebeklerin 6-9 ay arası sadece %16’sı gece boyunca uyuyabilir. 6-9 ay bebeklerinin %13’ü en az üç kez geceleyin uyanır. 9-12 ay arasında ise yeniden uyuyabilmek için anne baba müdahalesine ihtiyaç duyan bebekler çoğunluktadır. Bu dönem normal gelişim kapsamında “ayrılma kaygısı” dönemidir ve gece uyanmalarında sağlıklı olarak artış olabilir. Ancak hayatlarının 2. yaşında çocukların %55’i gece boyunca uyur. Yine 2 yaş civarı çocukların %45’i gece boyunca uyanır.
1-2 yaş çocuklarının %50’si uykuya geçmek için anne baba desteğine ihtiyaç duyar. Bebekler 18 ay olduklarında uyku gerilemesi yaşarlar ve gece uyandıklarında ebeveynlerine duydukları ihtiyaç artar. 2-3 yaş döneminde ise ebeveynin söylediğini ret etme ve kendi benliğini ortaya koyma ihtiyacı artabilir. Bu yaş dönemi çocuklar 24 saatte ortalama 12 saat uyur ve gece uyanmaları halen yaygındır. Yetişkin uykusu dediğimiz kesintisiz uyku çocuklarda 5 yaş civarı oluşmaktadır. Ebeveynler olarak beklentilerimizin doğru oluşması bu konudaki suçluluk hissimizi azaltır ve çocuğumuzla iletişimimizde özgürlük sağlar.
Tüm bunlara ek olarak, gece uyanmalarında odada kırmızı ışık kullanımı uyku hormonu dediğimiz melatonin hormonunu baskılamaz. Dolayısıyla ortamda belki de yapılabilecek en önemli değişiklik odada çocuk gece uyandığında açılan ışığın kırmızı ışık olarak tercih edilmesidir.
Çocuğun yatağının yanına yerleştirebileceğiniz yer minderinde onun endişe ve korkularını dinlemeniz uykuya kolay geçmesini sağlayacaktır. Çocuk 3-4 yaşına geldiğinde hareket kabiliyeti bakımından bağımsızlaşır ve kendi ihtiyaçlarına göre hareket edebilir. Dolayısıyla artık yürüyen çocuğunuz gece korktuysa ya da su istediyse sizi sağlıklı bir davranış şekli olarak talep edebilir ve uyandırabilir. Destek önemlidir diyorum çünkü aslında çocuğun kendi kendini telkin etme ve çocuk beyninin öz düzenlemeyi yapabilecek mantıklı düşünmeyi üretmekten sorumlu kısmı 5 yaşına kadar yeterince gelişmez.
Bebek Odasında Uyumak İstemezse Ne Yapmak Gerekir?
Her bebek ve her aile biriciktir. Şunu belirtmekte fayda görüyorum: Bebekleri korkuları ile yüzleşmeye zorlamak ters tepebilir. Ebeveyn sezgilerimiz bizi zaten bebeklerimizi zorlamamamız yönünde yönlendirir. Bebekler korktuklarında telkin olmayabilirler. Bebeklik korkuları genelde 2 yaş civarı ortaya çıkar.
Bebekler kâbus görüp uyandıklarında ebeveynlerinin yanına gidip güven arayışına girmekte rahat hissederlerse saygı duyulduklarını anlarlar. Bu yaş döneminde gerçekle hayali ayırt edemediklerinden ebeveyn olarak varlığımızı hissettirmek, nerede uyuduğundan bağımsız olarak yanında olup bebeğimize kucak açmak ve ondan desteğimizi esirgememek doğru bir davranış olacaktır.
Uzman Psikolog Oya Çanak