Günümüzde pek çok sorun sadece yetişkinleri değil çocukları da etkilemektedir. Değişen hayat şartları, farklı değer yargıları ve hayatın gitgide daha zor bir hal alması sebebiyle ruhsal anlamda birçok farklılık görülmeye başlanmıştır. Hep bir yarış halinde olmak, anne baba arasındaki anlaşmazlıklar ve ekonomik kaygılar ya da toplumdan dışlanma gibi sorunların çocuklarda stres bozukluklarına yol açmaktadır. Bunun sonucunda da çocuklarda depresyon başta olmak üzere birçok psikolojik rahatsızlık kendini göstermeye başlamıştır.
Toplumumuzda çocuklarda depresyon gibi psikolojik bir rahatsızlığın görülebileceği kabul edilmiş bir gerçek olmamakla birlikte 1960’lara kadar bu konuların üzerinde durulmamış ve araştırmalar yapılmamıştır. Sadece birincil derecede bakımını yapacak kişiyi yani ebeveynini kaybeden çocuklarda depresif durumlar yaşandığı tanımlanmıştır. 1970’lere gelindiğinde ise bu konular incelenmeye başlanmış ve belirtilerinin yetişkinlere benzediği saptanmıştır.
Çocuklarda depresyon tıbbi anlamda önemli bir konu olsa da topluma bakıldığında hala gereken önemin verilmediğini kolayca görebiliriz. Şimdi gelin, çocukluk depresyonu nasıl anlaşılır ve belirtileri nelerdir gibi sorularınızın cevaplarını bulabileceğiniz yazımızı inceleyelim.
Çocukluk Depresyonu Nedir?
Depresyon; nasıl hissettiğinizi, nasıl düşündüğünüzü ve nasıl davrandığınızı olumsuz yönde etkileyen, bedensel ve ruhsal belirti ve etkileri bulunan, ciddi ancak tedavisi mümkün bir rahatsızlıktır. Günümüzde en çok rastlanan psikolojik sorunlardan biri olan depresyon yetişkinlerde olduğu gibi çocukluk döneminde de görülmektedir. Çocukluk çağında bu tip sorunlara gerekli özen gösterilmediği takdirde, erişkinlik döneminde de bu sorunun yaşandığı hatta tedavi edilmediği durumlarda sorun büyüyerek kişinin yaşam kalitesinin bozulmasına sebep olduğu bilinmektedir.
Sürekli üzüntü halinde olmak, zevk veren durumlardan keyif almamak ile başlayan depresyon ilerleyen dönemlerde çeşitli duygusal ve fiziksel belirtilere sebep olabilir. Çocuklarda ise böyle bir durum yaşandığında şımarıklık ya da dikkat çekmeye yönelik bir davranış olarak nitelendirilmektedir. Peki, böyle bir durumda çocukluk depresyonu nasıl anlaşılır diye düşünebilirsiniz. Öncelikle, yaşanılan bu durumu iyi gözlemlemelisiniz. Çocuğunuz hissettiklerini size doğru kelimelerle anlatamayabilir. Bu sebeple davranışlarındaki değişimleri, fiziksel bir değişim olup olmadığını doğru değerlendirmeli ve sonrasında konusunda uzman bir hekimle görüşmelisiniz.
Ne hissettiğini anlatmasını istediğinizde ya da doktorla görüşmeye gittiğinizde çocuğunuz doğru kelimeleri seçmekte zorlanabilir ya da içine kapanık bir tavır sergileyebilir. Duyguların açığa çıkması sadece çocuklar için değil yetişkinler için bile zor bir durumdur. Bu sebeple utangaç tavırlarını sakinlikle karşılamalı ve onu anlatması için cesaretlendirmeniz daha doğru bir yaklaşım olacaktır.
Çocuklarda Depresyon Belirtileri
Çocuklarda görülen depresyon belirtileri yetişkinlere göre farklılık gösterebilir. Hatta yaş grupları arasında bile değişiklik olabilir. Çocuklarda görülen depresyonun kendine has belirtileri vardır. Bu özelliklerden biri saldırgan olmasıdır. Anneye, babaya, öğretmenine ve arkadaşlarına karşı şiddet içerikli davranışlarda bulunması depresyonda olduğunun göstergesi olabilir. Ayrıca kurallara uymayı reddetme ya da olaylara gereğinden fazla tepki verme gibi durumlar da yaşanabilir.
Bu durumun yanı sıra pasif davranışlar sergileyen, her geçen gün daha çok içine kapanan ve depresyonu yaşayan çocuklar da vardır. Bunlarda daha çok ağlama krizleri, kabuslar ve asosyalleşme gibi sorunlar depresyon belirtisi olarak görülebilir. Bu sebeple çocuklarda görülen depresyon belirtilerinde tam bir kesinlikten söz etmek ya da bunların hepsi çocuğunuzda varsa depresyon şüphesi vardır demek doğru değildir. Bu nedenle çocuğunuzun ruh halindeki değişimleri doğru gözlemlemeli aşağıdaki belirtilerden bir ya da birkaçı çocuğunuzda varsa vakit kaybetmeden bir doktorla görüşmeniz erken teşhis için oldukça önemlidir.
Çocuklarda depresyon belirtileri şunlardır:
- Çocuklarda depresyonun birincil belirtisi mutsuzluk, keyifsizlik ve ümitsizlik duygularıdır.
- Depresif ruh hali çocukların ders başarısına olumsuz yönde yansır ve sonucunda ders başarısında düşüş yaşarlar.
- Kendilerine olan inançlarında azalma görülür ve güvensizlik hissi ön plana çıkar.
- Aşırı uyuma ya da hiç uyumama gibi uyku bozuklukları yaşarlar.
- Sözel agresyon, patlama ve yoğun, çabuk ya da sık sık ağlama durumları ile karşılaşılır. Kapıları çarpmak, oyuncaklarını kırmak gibi tepkiler verebilir.
- Çocuğun sosyal yaşantısından uzaklaşması, sosyal çekilme en sık görülen belirtilerdendir.
- Uykuda olduğu gibi iştahta da bazen aşırı yeme bazen de hiç yemek istememe şeklinde değişiklikler olur. Kilo kaybı ve sindirim sistemi sorunları da yaşanabilir.
- Her şeyden çok çabuk sıkılma ya da konsantrasyon eksikliği gözlemlenir. Düşüncelerini odaklayamama, konsantrasyon eksikliği muhtemel depresyonda olan çocuklarda sıklıkla görülür.
- Davranışlarında ve ruh durumlarında ani değişimler yaşanır. Kolay sinirlenir ve kendine kızarlar.
- Eleştiriye karşı artan bir tahammülsüzlük olur. Söylenen her sözü yanlış anlayıp buna sinirlenebilir ve sonunda ağlama krizleri yaşanabilir.
- Değersizlik hissi veya suçluluk duygusu olabilir. Daha büyük yaş gruplarında gelecekle ilgili karamsar düşünceler, ölüm veya intihar düşünceleri daha çok konuşulan konular arasına girer.
- Daha önceden sevdiği şeylere veya oyunlara olan ilgisi azalır.
- Günlük faaliyetlerinde, sosyal olaylarda, ev ve okul ortamında her zaman kolayca yaptığı şeyleri yaparken zorlanabilir, işlevselliğin gerisinde kalabilirler.
- Bağışıklık sistemleri zayıflar ve sık sık hasta olurlar. Olağan tedavilere cevap vermeyen baş ağrısı ve karın ağrısı gibi fiziksel şikayetlerde artış olabilir.
Çocuklarda Depresyonun Nedenleri
Çocuklarda depresyonun temelleri daha bebekken atılır. Hatta anne hamileyken yaşanan sorunlar bebeğin doğduktan sonraki davranışlarını etkilediği doğrulayan çalışmalar bile vardır. Özellikle 0-18 ay döneminde anne ile bebek arasındaki bağ oldukça önemlidir. Bu anne ile bebek arasındaki bağlanmanın oluşması, fiziksel temas, göz teması ve ebeveynlerin bebek ile kurdukları ilişki ve davranışlarına bağlıdır. Eğer bu bağlanma doğru bir şekilde olursa bebeğin kendine ve dış dünyaya olan güveni oluşuyor. Aksi bir durumda ise iletişim bozuklukları ya da çocukluk depresyonu görülüyor.
Çocuklarda görülen depresyonun nedenlerini şu şekilde sıralayabiliriz:
- Kardeşin dünyaya gelmesi,
- Anne ya da babadan birinin ölümü veya onlardan uzak kalmak zorunda olması,
- Çatışmalı aile ortamı, aile içi şiddet,
- Çocuk ve ailesi arasında sevgi ve ilgiyi engelleyecek durumlar,
- Ebeveynlerin boşanması,
- Fiziksel, cinsel istismara maruz kalma gibi travmatik durumlar,
- Ebeveynlerin farkında olmadan çocuk üzerinde kurdukları baskı,
- Çocuğa ölümcül ya da kronik bir hastalık teşhisi konması ve bu hastalık süreci,
- Ev ve okul değişimini de kapsayan ani çevresel değişiklikler.
Bu gibi nedenlerin yanı sıra genetik yatkınlık sebebiyle de çocuklarda depresyon görülebilir. Anne veya babada görülen depresyon, ilerleyen dönemde çocukta da ortaya çıkabilir. Ayrıca aile içinde yaşanan olumsuzluklarda bu durumu tetikler. Eşler arasında yaşanan geçimsizlik ve iletişim bozukluğu çocuklarda güven kaybına sebep olur. Aile içinde yaşanan olumsuzluklar öğrenilen bir durumdur ve genetik yatkınlığı olan bir çocuk için bu durum depresyon için zemin hazırlar.
Çocuklarda Depresyon Tedavisi
Çocuklarda depresyon, çocuğun yaşadığı duyguların bir şekilde dışa vurumudur. Bu durup dururken meydana gelen ve nasılsa geçer daha çok küçük diye düşünerek atlatabileceğiniz bir durum değildir. Çocukluk döneminde yaşanan travmalar çocuğun kişiliğini, davranışlarını kısacası tüm hayatını etkiler. Aileler çocuklarında bir farklılık gördüklerinde hemen endişelenmek yerine şu adımları izleyerek sorunu anlamaya ve çözmeye çalışabilirler.
- Öncelikle çocuğunuzu tanımalı ve onun farkında olmalısınız.
- Davranışlarını, gün içinde neler yaptığını onu sıkmadan ve strese sokmadan gözlemlemelisiniz.
- Kendi sorunlarınızı ona yansıtmamalısınız.
- Okulda yaşadığı sorunları size anlattığında, bu sorunları görmezden gelmemeli, onu ciddiye almalısınız.
- Çocuğunuzun öğretmenleriyle işbirliği içinde olmalı, gerekirse sorunları birlikte analiz etmelisiniz.
- Mutlaka çocuğunuzla iletişiminizi güçlü tutmalı, onun da konuşmasını teşvik etmelisiniz.
- Onun kendini daha iyi hissetmesi için stressiz bir ortam oluşturmalısınız.
- Tüm gün o kursa bu derse gittikten sonra, çocuğunuzun da bir yaşam enerjisi olduğunu kabul etmeli ve yorulmasına izin vermelisiniz.
- Beklentilerinizi yüksek tutup başarılı olamadığında onu azarlamak yerine yapıcı olmalı onu kendine güvenmesi için cesaretlendirmelisiniz.
Bu adımlar size depresyon yaşayan bir çocukla nasıl iletişime geçebileceğiniz yönünde ipuçları olacaktır. Ancak çocuğunuzda depresyon belirtileri gördüyseniz ve bunlarla baş edemiyorsanız vakit kaybetmeden konusunda uzman bir hekimle görüşmelisiniz. Çocuğunuzun zihinsel ve duygusal gelişimine göre psikoterapi yöntemleri uygulanabilir. Bireysel terapiler, EMDR terapisi, oyun terapisi, bilişsel- davranışçı terapi ve aile terapisi gibi bir dizi terapi ile çocuklarda depresyon sorununa çözüm bulunabilir. Terapinin yanı sıra İlaç kullanımı gerekiyorsa bu konuda da yardim alınabilir. Bu süreçte çocuğunuzun yanında olmalı, bu rahatsızlığın üstesinden birlikte gelmelisiniz.
Aşağıdaki yazımız da dikkatinizi çekebilir. 🙂
Doğum Sonrası Depresyonu Nasıl Atlatılır? : https://www.bebek.com/dogum-sonrasi-depresyonu-nasil-atlatilir/