Evdeyiz, dışarda olanlara kolaylık ve sağlık dileyerek başlayalım. Bugünlerde dışarda olmak da evde olmak da kendine göre bir çok zorluk barındırıyor. Bir tarafta hayatta kalma kaygıları ve finansal endişeler diğer tarafta sürece adapte olma gerekliliği..
Yapacağımız şey durumu ne yoksaymak, hafife almak ne de felaketleştirip hareketsiz kalmak.. Yapacağımız, bugünlerin geçeceğini bilmek ve olabildiğince sürece uyum sağlamak.. Daha da yapabiliyorsak krizi fırsata çevirmek. Hadi biraz daha yakından bakalım…
Çok sevdiğim bir söz vardır, anormal durumlara verilen anormal tepkiler normal davranışlardır. Öncelikle anormal bir süreçten geçtiğimizi kabul edip kendimize endişelendiğimiz, sürekli yemek yediğimiz, kendimizi bırakıp saldığımız için haksızlık etmeyelim.
Ara ara bu ve benzeri davranışları yaşayabileceğimizi kabul etmekle ve bunları hoş görmekle birlikte bu tarz bir durumda ipin ucunu tamamen kaçırmamak için neler yapabileceğimize bir bakalım. Yani zaman zaman dengeyi bozsak da böyle bir süreci sağlıklı atlatabilmemiz için belli bir dengede kalmaya özen göstermek önemli.
Oksijen maskesini önce kendimize takalım!
Kendimizi bırakmamak önemli. Çünkü beyin gördüğüne inanır. İnsanlar mutsuz ve endişeliyken kendilerini bırakır ve kapanırlar.. Dışarıya kapanıp mutsuz davranışlar içinde oldukları için de daha da mutsuz olurlar. Sonra bir kısırdöngü oluşur. Bu kısırdöngüyü kırmanın yolu yaptığımızın tersini yapmaktır.
Eğer üstümüze başımıza özen gösterir, günlük rutinlerimize belli ölçüde sadık kalır ya da yeni rutinler oluşturursak beyne giden mesaj, ‘işler yolunda‘ olacaktır ve bu doğal olarak daha iyi hissetmemizi sağlayacaktır.
Yemek yemeye dikkat!
Bu süreçte her zamankinden fazla yemek yapmak ve yemek doğaldır. Belirsizlik ortamları büyük boşluklar barındırır ve yemek güzel bir boşluk doldurucudur. Yemek yemeye fazlaca düştüyseniz belki de ‘şu an hangi duygumu yiyorum’ sorusunu sormanın zamanıdır. Bu süreçte kaygılarımızı fark ediyor ve yakınlarımızla bu konularda konuşabiliyor olmak bize iyi gelecektir.
Fiziksel etkinliği hafife almayın!
Vücudumuzun günlük stres boşalımı ve rahatlaması için belli bir miktar harekete ihtiyacı vardır. Odadan odaya gitmek bu ihtiyacı maalesef karşılamaz. Açık havada sosyal mesafenizi koruyarak günlük yarım saatlik yürüyüşler yapmak ve bunu bir rutine oturtmak uygun ve yeterli olacaktır.
CORONA VİRÜSÜNDEN NASIL KORUNURUZ? Konulu makalemize aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz.
CORONA VİRÜSÜNDEN NASIL KORUNURUZ? https://www.bebek.com/corona-virusunden-nasil-korunuruz/
İlişkilerimizi gözden geçirelim!
Bu süreç evde daha çok zaman geçirmemize ve ilişkide olduğumuz kişilerle her zamankinden çok daha fazla yakınlaşmamıza sebebiyet verdi. Bu süreci yönetebiliyor olmak da çok önemli. Burada eşimizle, çocuğumuzla ve hatta kendimizle ilişkimiz bir çok yönden açığa çıktı. Ortaya çıkan bu gerçekle yüzleşmek, ilişkilerimizin mahiyetini ele almak, ilişkilerimize yaptığımız yatırımı artırmak için önemli bir fırsat var elimizde. Çünkü biliyoruz ki zor zamanları aşmanın en kıymetli yolu sosyal destekten geçer, yakınlarımızla bağ kurabiliyor olmak psikolojik sağlığımıza dolayısıyla fizyolojik sağlığımıza önemli katkılarda bulunacaktır.
Hep ilişki hep ilişki olmaz, yalnız kalabilme hakkımıza sahip çıkalım!
İnsan sosyal bir varlıktır ama insan tek boyutlu bir canlı değildir, bir çok kimliğe sahiptir. Ebeveyn olarak, iş çevresinde, eşimizle ve içinde büyüdüğümüz ailede farklı rollerimiz vardır. Bir de arka bahçemiz vardır, sadece bize ait olan o alan. İşte bu süreçte o alanı ihmal etmemek önemli.
Gün içinde tamamen kendi zevkinize ve arzunuza göre kısa anlarınız olması, eşinizin ve çocuğunuzun da yalnız kalma hakkını desteklemeniz bugünlerde ayrıca önem arzetmektedir.
Herkes evde olunca, sorumluluklar da bu süreçte güncellenmeli!
Bu süreç öncesi eşlerden ikisi de çalışıyor ve dışardan yardım alıyor olabilirler ya da kadın evde erkek dışarda çalışıyor olabilir ya da tam tersi.. Bir şekilde o düzene göre oluşturulmuş işleyiş şu günlerde herkes evdeyken mutlaka gözden geçirilmeli. Kadın ve erkeğin evde yapabileceklerini ve alabilecekleri sorumlulukları konuşması kadının tükenmemesi ve çift ilişkisi adına faydalı olacaktır.
Peki ya çocuklar?
Çocuklar bu ara evde olmaktan ve hafiflemekten memnun görünse de bu süreçte onların da kaygılanabileceğini unutmamalıyız. Buradaki hissiyatlarının bizden geçtiğini de tabi. Bizim olayı soğukkanlı bir şekilde ele alıp, her şeyin olabildiğince kontrol altında olduğunu hissettirmemiz onlara iyi gelecektir.
Hani bizim fiziksel etkinliğe ihtiyacımız vardı ya, çocuklar söz konusu ise işte onu 2 ile çarpalım!
Çocukların evde mutlaka hareket edebileceği oyunlar oynaması ve gün içinde kısa yürüyüşler, evin önünde, bahçede yapacakları koşular rahatlamaları için önemli bir ihtiyaç.
Hep oyun oynatamayız, biraz da sıkılacaklar!
Bu süreç ebeveynlerin gerçekten yapacak işlerinin olduğu çocuklarınsa bizim çocukluğumuzdaki gibi biraz başıboş kalabilecekleri bir süreç ve bence bu kısmı onlar adına çok faydalı olacak.
Siz işlerinizi yaparken çocuğunuz da belki önce çok sıkılacak sonra bir bakmışsınız bir oyuna dalmış ve kendini oyalamaya başlamış. Bunun adı serbest oyundur ve biz psikologların çocuk gelişiminde en çok önemsedikleri oyun tarzıdır.
Tabi bunun için ekranı sınırlamak şart!
Bu süreçte kabul etmeliyiz ki ekran süresi doğal olarak artacak. Fakat yine de burayı kontrollü tutmakta fayda var, toplam ekran süresini gün içine yaymak ve belli bir sürede tutmak uygun olacaktır.
Uyku sürelerine dikkat!
Çocukların bu süreçte uyku saatlerine de sadık kalmaya özen göstermeliyiz. Çocuk rutinler devam ettiği ölçüde güvende hisseder. Bu süreçte rutin değiştiyse de yeni rutine bağlı kalmak uygun olacaktır. Önemli olan olabildiği kadar düzenli bir işleyiş içinde olmaya özen göstermektir, bu durum çocuk dünyasında ‘her şey yolunda‘ mesajını veren önemli bir ayrıntıdır.
Dilerseniz “Korona Virüsünün Psikolojik Etkileri Nelerdir?” Konulu videomuzu izleyebilirsiniz:
Uzman Psikolog Selcen Akdan
Instagram: https://www.instagram.com/selcenakdan/
