Uzman Klinik Psikolog Gamze Kök, doğum sonrası annelerin psikolojisi hakkında merak edilenleri yanıtlıyor.
Doğum sonrası annelerin duygusal durumlarında nasıl değişiklikler görülür?
Yapılan araştırmalarda kadınların doğum sonrası psikolojik ve fizyolojik olarak pek çok sorun yaşadıkları saptanmıştır. Yeni doğum yapmış kadınların; hemoroid, meme problemi, ağrı, yorgunluk, uykusuzluk, cinsel sorunlar, bebek bakımı ve beslenmesi ile ilgili sıkıntılar, emzirme ve sosyal hayata yönelik olmak üzere pek çok sorun yaşadıkları söylenmektedir. Bu ve benzeri stresörlerin kadınların ruh sağlığına olumsuz etki ettiği bilinmektedir. İlk zamanlar annelik konusunda yetersizlik hissi yoğun olmaktadır. Yeni sürece adapte olmaya çalışan kadın zaman zaman tahammülsüz olabilmektedir.
Lohusa sendromu süreci nedir ve ne kadar sürer?
Lohusa sendromu diğer adıyla annelik hüznü geçici bir ruh hali değişikliğidir. Çoğunlukla, doğum sonrası birinci ve onuncu gün arasında oluşmaktadır. Yapılan çalışmalarda her on kadından sekizinde görülebilmektedir. Gözyaşları, hafif depresif ruh hali, öfke patlamaları ile karakterize geçici bir değişimdir. Stres ve gebelik sırasındaki ruh halinin, bir önceki doğumdaki annelik hüznünün ne şiddette geçtiği ve daha önce psikolojik şikâyetlerin olup olmadığı şu anki annelik hüznünün süreci hakkında belirleyici olur. Örneğin, stresli gebelik geçirildiyse annelik hüznü daha zorlayıcı geçebilmektedir.
Genel olarak; ağlamaklı olma, uyaranlara şiddetli tepki gösterme, duygusal karmaşa, kaygı duyma, eleştiriye aşırı duyarlılık, kaygı, uykusuzluk, enerji azlığı, iştah kaybı, çocuk için gereken ilgiye bağlı bunalmışlık, ani ruhsal değişim gibi belirtiler görülmektedir ve geçicidir, kendiliğinden düzelir. Annelik hüznü kadınların işlevselliğini ve bebek bakımını etkilemez.
Annelik hüznü ortalama 2 hafta sürmektedir. İki haftayı aşan ve gittikçe artan bir tablo varsa uzman yardımı almak gerekmektedir.
Bu durumun depresyona dönüşmemesi için neler yapılması gerekir?
Bu yeni sürece adapte olması için anneye destek olmak oldukça önemli. Yakınları tarafından sosyal destek alan anne bu süreci daha kolay atlatabilmektedir. Bunun için mümkün olduğu kadar annenin kendisine özel zaman ayırmasına olanak sağlanmalı, kısa yürüyüşler, eşle baş başa vakit geçirme sohbet etme, film seyretme gibi günlük rutinler oluşturulmalıdır.
Doğum sonrası (Postpartum) depresyon belirtileri nelerdir?
Postpartum depresyon, on kadından bir ya da ikisini etkileyebilmektedir ve belirtiler doğum sonrası ilk ay içinde başlamaktadır. Anneler kendilerini derin bir çöküntü içinde hissederler. Kendisine yönelik beklentileri çok artabilir ya da kendisini yetersiz ve kapana kısılmış gibi hissedebilir. Doğum sonrası depresyon geçirenlerin yarısının belirtileri doğum öncesi başlamaktadır. Postpartum depresyonda annelik hüznünün (lohusalık dönemi) ötesine geçen kendiliğinden ağlama, uyku sorunu, bebekle yeterince ilgilenememe, iştahsızlık, düşük enerji, değersizlik hissi, dikkati toplama güçlüğü, ilgi ve istek kaybı görülür. Konuşmak istemez, yetersizlik düşünceleri oldukça artmıştır, bebeğine yönelik olumsuz düşünceleri de oluşabilir. Öz-bakımını ihmal eder, sevdiği şeylerden uzaklaşır. Anne mutlu olması gerektiğine inandığı bu zamanda depresif duygularından dolayı kendisini suçlayabilir, bebeğine yabancılık hissedebilir. İntihar ve ölüm düşünceleri zihnine gelebilir.
Doğum sonrası depresyon nasıl tedavi edilir?
Doğum sonrası depresyon sürecinde annenin bebeğe ya da kendine zarar verme düşünceleri yoksa yalnızca psikoterapi ile oldukça iyi sonuçlar alınabilmektedir. Ancak yoğun intihar düşünceleri mevcutsa hem ilaç hem psikoterapinin bir arada verildiği tedavi en doğru seçenek olacaktır. Psikoterapi için, araştırmalarda en başarılı psikoterapi çeşidi olarak bulunmuş olan “Bilişsel Davranışçı Terapi” tercih edilebilir. Hem anneye hem aile yakınlarına baş etme yollarının öğretildiği çözüm odaklı bir psikoterapi sürecidir ve kalıcı iyilik hali sağlamaktadır.
Eş ve diğer aile bireylerine tavsiyeler
Yapılan çalışmalarda zayıf sosyal desteğin postpartum depresyon için risk faktörü olarak bulunmuştur. Bu sebeple annenin ihtiyaçlarına göre destek olunmalıdır. Bebeğin bakımına yardım etmek, annenin ihtiyacını ondan dinlemek, kendisine zaman ayırması konusunda desteklemek oldukça önemli. Babaların bebek bakımı konusunda katılımcı ve eşine yönelik şefkatli davranışları kadını oldukça rahatlatacaktır. Aile büyüklerinin destek olurken anneye müdahale etmediklerinden emin olmaları da oldukça önemlidir. Kadının aile büyükleri tarafından yardım alması onu bir yandan rahatlatırken bir yandan değişen bu yeni koşullarda alanının olmadığı gibi sıkışma hisleri yaşamasına da sebep olabileceği unutulmamalıdır. Bu zorlu süreçte bolca anlayış ve annenin zaman zaman bireyselleşmesine olanak tanınabilir. Annenin beklediği doğrultuda fikir beyan etmek yani ihtiyaç halinde yardımda bulunmak bu hassas dönemin daha rahat atlatılmasına neden olacaktır.
Son olarak; annenin kendine bakım vermesinde ciddi azalma olduysa, sohbet etmek istememesi, bebeğine bakım vermek istememesi, iştahsızlık, yoğun suçluluk ve değersizlik duygularına tanık olunuyorsa vakit kaybetmeden uzman bir klinik psikolog’tan yardım alınması oldukça önemlidir.
Uzman Klinik Psikolog
Gamze Kök
Bu yazımıza da göz atmayı unutmayın!
Doğum Sonrası Ödem Nasıl Atılır? – https://www.bebek.com/dogum-sonrasi-odem-nasil-atilir/