Doğum, bir kadının belki de yaşayabileceği en önemli olaydır. Uzun süren hamilelik döneminden sonra ailenize yeni bir üye katılmış ve yeni bir düzen kurulmuştur. Fakat ilk yıl içinde; hem anne olmanın yarattığı yabancılaşma duygusu hem de yeni oluşturulan düzene uyum sağlayamama durumu anksiyete bozukluklarına, obsesif-kompulsif bozukluklara ve depresyona neden olabilir. Ancak genel olarak hamilelik sonrası yaşanan tüm psikiyatrik rahatsızlıklar depresyon olarak adlandırılır.
Doğum sonrası depresyonun, doğumdan hemen sonra yaşanan Postpartum Blues ya da Lohusalık Hüznüyle karıştırılmaması gerekmektedir. Postpartum Blues, yeni doğum yapan annelerin çoğunluğunda görülen, doğal karşılanan bir üzüntü halidir. Bu üzüntü hali endişe, ağlama ve yakınlarına duyulan aşırı bağlılık olarak görülebilir. Postpartum Blues çoğunlukla on gün boyunca devam eder ve çevrenin de desteğiyle kaybolur.
Doğum sonrası depresyonu ise şiddetli bir depresyon tablosu olarak gelişir. Çoğunlukla ikinci aya kadar başlayan ve en fazla 1 yıl süren depresyon; tedavi görülmediği zaman 3 ay ve 1 yıl arasında kendiliğinden geçebilir. Bu süreçte daha çok bebeğinize karşı ilgisizlik hissedersiniz. İlgisizlikle birlikte bebeğiniz için kendinizi yeterli hissetmemek ve bebeğinize zarar vermekten korkabilirsiniz.
Bazı tehlike unsurlarını barındıran kadınlarda depresyon doğumdan sonra daha sık görülür. Eşinin işsiz olması, yetersiz sosyal destek, evlilikte yaşanan sorunlar, hamilelik sürecinin yüksek risk altında geçmesi, daha önce hamilelik yaşanması ve daha önce yaşanan hamileliklerin kayıpla sonlanması, depresyon riskini arttıran etmenler olarak karşımıza çıkıyor. Eğer ailenizde daha önce biri tarafından geçirilen doğum sonrası depresyon örneği varsa bu da risk oranını yükseltir. Risk unsuru taşıyan annelerin doğum sonrası depresyon için tarama yapılması önerilmektedir. Çoğunlukla kullanılan tarama yöntemi ise Edinburgh Postpartum Despresyon Skalası’dır.
Bununla birlikte biyolojik faktörler de etkilidir diyebiliriz. Hem genetik olarak hemde hormonal yeni doğum yapmış olan annelerin anksiyete eşiği düşer. Bu sayede günlük strese sebep olan durumlarla baş etmek zorlaşır. Genetik etkenlerin üzerinde duruyoruz çünkü postpartum depresyon yaşayan annelerin yakın akrabalarında mizaç bozukluğu oranı normale göre daha yüksektir. Hormonal sebeplere bakıldığında en çok bilinen yanlıştan bahsetmek gerekir. Östrojen hormonu hamileliğiniz boyunca yüksek seviyededir. Hormonun doğumdan sonra aniden düşmesinin doğum sonrası depresyonla ilgisinin olmadığı yapılan araştırmalarda kanıtlanmıştır.
[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]Doğum sonrası ile ilgili içerikler için tıklayın! https://www.bebek.com/dogum-sonrasi/ 🤰[/box]