Anayasamızın benimsediği sosyal devlet ilkesi çerçevesinde ve kadına (anneye) yönelik pozitif ayrımcılık hükmü uyarınca yapılan düzenlemeler ile tanınan haklar, annelere biraz nefes alma imkanı sağlanmış gibi gözüküyor. Avukat Ayşe Dilek Ergüler, “Bu haklar sadece anne olmak isteyen ve doğum yapan kadınları değil eşlerini de yakından ilgilendiriyor. Düzenlemelerin bütününe baktığımızda dikkat çeken husus ise annelere tanınan bazı hakların “evli” olma şartını gerektirmesi…” yorumunu yapıyor ve ekliyor.
Tüp Bebek
Normal tıbbi tedavi ile çocuk sahibi olamayanlar için gerekli yardımcı üreme tedavisi için SGK’nın sağladığı olanaklardan yararlanabilmek için öncelikle “evli olmak” şartı aranıyor. Bunun yanında üreme tedavileri için devlet desteğinden faydalanabilmek için genel sağlık sigortalısı kadın ise kendisinin, erkek ise eşinin;
– Normal tıbbi tedavilerin etkili olmadığının ve ancak yardımcı üreme yöntemleri çocuk sahibi olabileceklerinin SGK tarafından belirlenmiş sağlık kuruluşlarınca mümkün görülmesi,
– 23 yaşından büyük ve 39 yaşından küçük olunması,
– Son üç yıl içinde diğer tedavi yöntemlerinden sonuç alınmadığının belgelendirilmesi,
– Uygulamanın yapılacağı tıbbi merkezin SGK ile sözleşmesinin bulunması,
– En az beş yıldır genel sağlık sigortalısı ya da bakmakla yükümlü olunan kişi olunması ve 900 gün prim gün sayısının tamamlanmış olması gerekiyor.
– En fazla üç deneme yapılabiliyor.
İster üreme tedavisi ister doğal yoldan hamile kalan bir kadını ve eşini neler bekliyor?
5510 Sayılı sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile İş Hukuku mevzuatı gereğince özellikle SGK ve işverenler bakımından bazı düzenlemeler mevcut.
Analık Sigortası
Öncelikle doğum yapacak olan kadın için kısa vadeli olarak analık sigortası düzenleniyor. Bu sigorta kapsamında doğum öncesi sekiz hafta ve doğum sonrası sekiz hafta olmak üzere toplam onaltı hafta doğum izni sağlanmış durumda. Anne adayı, dilerse ve doktoru da onaylarsa doğumdan üç hafta öncesine kadar çalışarak kullanmadığı beş haftalık iznini doğumdan sonraki sekiz haftalık süreye ekleyebiliyor. Bu izin süreleri için SGK tarafından anneye ödeme yapılıyor. Ödemenin miktarı ise çalışmaya başlanılan günden doğuma kadar olan süreçte alınan toplam ücretin çalışma gün sayısına bölünmesi ile belirleniyor. Bu şekilde kadının günlük kazancının ortalama miktarı alınarak onaltı haftalık izne isabet eden ücret hesaplanıyor. Bununla beraber, doğum için yapılan bu ödeme iznin bittiği tarihi izleyen onbeş gün içinde alınabiliyor.
Kadının doğum öncesindeki sekiz haftalık süreden daha önce rapor alması halinde ise SGK kapsamında hastalık sigortası ile iş görmezlik ödeneği sağlanıyor. Ancak bunun için en az doksan günlük kısa vadeli sigorta bildirmesi gerekiyor.
Bir işyerinde, işçi olan kadının doğumu için SGK’ya bildirim yapılmasa dahi daha sonra yapılacak bir bildirim ile yukarıda belirtilen ödemeler yapılabilirken kendi işini yürüten kadın bakımından bir aylık bir süre söz konusu. Bu süre içinde bildirim yapılmaması halinde kurum doğum yapan anneye bir ödeme gerçekleştirmiyor. Emzirme ödeneği olarak bilinen destek ise bu yıl için işçi olan ve bağımsız çalışan kadınlar için 122 TL’dir.
Hamile Kadının Çalışması
Doğum izni öncesinde de hamilelik süreci içinde kadına bir takım haklar tanınmış durumda. Örneğin, hamile olan kadın, çalıştığı iş yerine durumu bildirmiş olma kaydıyla gece çalıştırılamaz. Hamilelik nedeniyle doktor kontrolleri için ücretli izin hakkı bulunan hamile kadın, tehlikeli işler yapmaya zorlanamaz.
Süt İzni
Süt izni olarak bilinen ve annelerin bir yaşından küçük çocuklarını emzirme ihtiyaçları için yapılan düzenlemede ise çalışan annelere günde bir buçuk saat izin verileceği belirtilir. Bu sürenin günün hangi saatlerinde kullanılacağı annenin inisiyatifindedir. Önemle belirtmek gerekir ki bu süre çalışma saatlerinden sayılır. Emziren anneler ilk altı ay boyunca günde yedi buçuk saatten fazla çalıştırılamaz. Öngörülen bu çalışma süresinin içinde emzirme saati de yer alır. Dolayısıyla emziren anne ilk altı ay günde altı saat çalışma ve bir buçuk saat emzirme hakkına sahiptir. Anne bu hakkından feragat edemez ve yedi buçuk saatten fazla çalışmaya zorlanamaz. Aynı şekilde bir yıl boyunca gece çalışması da yaptırılamaz. Annenin emzirme için tanınan bir buçuk saatlik süreyi ne zaman ve kaça bölerek kullanacağına ilişkin olarak yazılı bir bildirimde bulunması gerekir. Bu yazılı bildirimin uygunluğuna ilişkin olarak işverenden yazı alınması annenin lehinedir.
Çalışanların Çocukları
Anneler için getirilen düzenlemeler bununla da kalmamaktadır. Hiçbir kriter aranmaksızın bir işyerinde 100- 150 kadın çalışan var ise, çalışma yerinden ayrı olarak ve iş yerine en fazla 250 metre uzaklıkta emzirme odaları işverence bulundurulmak zorundadır. Şayet işyerinde çalışan kadın sayısı 150’den fazla ise emziren annelerin yanında 0 -6 yaş arası çocukların bakımı için bir yurt bulundurulmak zorundadır ve bu yurt iş yerine 250 metreden uzak ise ulaşımın işverence sağlanması gerekmektedir. Emzirme ve/veya yurt kurma için aranılan çalışan kadın sayısına eşi ölmüş yahut çocuğun velayeti kendinde bulunan erkek çalışanlar da dahil edilmektedir. İşverenler bu yurt ve odalarda çocukların eğitim, sağlık ve gelişimi için gerekli koşulları sağlamakla yükümlüdürler.
Doğum Parası
Kadının doğum yapması ile birlikte, devletin çocuk için uyguladığı teşvikler arasında en çok bilinen uygulama ise doğum parasıdır. Dünyaya gelen çocuk ilk çocuk ise tek sefere mahsus olmak kaydı ile 300 TL’lik bir ödeme yapılmaktadır. İkinci çocuk dünyaya geldiği zaman bu teşvik 400 TL olmaktadır. Üçüncü çocukta bu miktar 600 TL’ye çıkmaktadır. Bu ödeme için kamuda çalışan anneler çalıştıkları kuruma diğer anneler ise SGK’ya başvurmalıdır. Doğum parası alabilmek için annenin çalışıp çalışmaması önem taşımaz; sadece T.C. vatandaşı olması ve canlı doğum yapması bu desteğe hak kazanmak için yeterlidir.
Doğuma bağlı bu yasal desteklerin “anne” olma kararı vermekte zorlananlara yardımcı olması dileğiyle…
[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]Hamilelilik ile ilgili içerikler için tıklayın! https://www.bebek.com/hamilelik/ 🤰[/box]