İngilizcedeki “lunatic” kelimesi “çılgın” anlamına gelir ve aslında içinde “luna” yani Latince ay kelimesinin geçmesi bir tesadüf değildir. Çünkü ay aslında hepimizi ciddi anlamda etkiler. Romantik filmleri bir düşünün. En etkileyici sahneler genellikle dolunay altında çekilenler değil midir? Ya da korku filmlerinde garip olaylar hep dolunay zamanı olmaz mı?
Kurt adam dolunayda kurda dönüşür, vampirler dolunay zamanı ortaya çıkar. Bu ve bunun gibi birçok örnek aslında bize insan duyguları ve ayın döngüleri arasındaki ilişkiyi çok güzel bir şekilde anlatmaktadır.
Ayın döngüsü bir kadın olarak beni de her zaman etkilemiştir. Hiç dikkat ettiniz mi, ayın 1 tam döngüsü 28 gün sürer ve bu biz kadınlardaki siklus yani adet döngüsüyle aynıdır. Bu bile tek başına insanoğlunun kendini ayın ritmi ile senkronize ettiğinin en güzel kanıtıdır.
Ayrıca epileptik hastalarda yeni ayı takip eden birkaç gün içinde beyin dalgalarında değişim görülmüş ve bunun da nöbet olasılığını arttırdığı belirlenmiştir. Bu da beynin elektrokimyasıyla ayın ilişkide olduğunu açıkça göstermektedir.
Belki farkında değiliz, ama bir de ayın döngülerinin uykularımıza olan etkisi var. Örneğin dolunay zamanı yaşanan uyku sıkıntıları gibi. Üstelik bu durum bebeklerimizin uykularını biz yetişkinlerinkinden daha fazla etkiliyor.
Bu konuda ilk akla gelen neden ayın dolunay zamanı parlak bir ışık yayması oluyor. Evet, belki açık alanda doğrudan gökyüzünün altında uyuyor olsaydık bu geçerli bir neden olarak düşünülebilirdi. Ama insanoğlu yıllardır hatta asırlardır kapalı mekanlarda, kalın duvarların ve ışık geçirmeyen perdelerin ardında uykuya dalıyor. Bu durumda ayın parlak ışığını da görmemiz çok mümkün olmuyor.
Peki dolunay zamanı bizim ve bebeklerimizin uykularının etkilenmesi bilimsel açıdan gerçek mi? Yoksa sadece ay ve döngülerinin etkilerine inanan insanların içgüdüsel olarak yorumladığı bir şey mi?
2000 yılında İsviçreli bilim insanları tarafından bir araştırma yapılmış. Bu araştırmada 33 gönüllünün 3 yıl boyunca uyku esnasında beyin dalgaları çekilmiş. Araştırmanın yapılma amacı her ne kadar yaş ve cinsiyete göre uyku düzenlerini belirlemek olsa da bilim insanları araştırmanın sonuçlarını 10 yıl sonra tamamen başka bir nedenden tekrar ele almışlar; Dolunay-Uyku İlişkisini gözlemlemek.
10 yıl sonra gelen bu inceleme ayın uykuya olan etkileri konusunda çok önemli veriler ortaya koyuyor. Sonuçlara göre dolunay (öncesi ve sonrasıyla 3-4 günlük bir süre) boyunca aşağıdaki gibi etkiler ortaya çıkıyor;
- Uyku hormonu olarak bilinen Melatonin hormonu seviyesinde ciddi azalma
- Uykuya dalmaların uzun sürmesi ve zor olması
- Derin uykuya geçememe
- Uykuda bölünmeler yaşanması
- Gece sık uyanma
- Toplam uyku süresinin kısalması
- Uykuda sorun yaşanmadıysa bile diğer günlere oranla güne daha yorgun uyanma
Gönüllüler tamamen laboratuvar ortamında uyudukları için ayı kesinlikle görmüyorlardı. Yani ışığından etkilenmeleri söz konusu olamazdı. Ayrıca deney ilk yapılırken amaçları arasında ayın etkilerini araştırmak bulunmadığı için bilim insanları ve gönüllüler arasında bu konu hiç konuşulmamıştı. Bu da araştırmayı tamamen objektif ve etki altında kalınmadan yapılmış bir araştırma haline getiriyor.
Yine de bu değişikliklerin neden kaynaklandığına dair kesin bir bilgi bulunmuyor. Çoğu bilim insanı bunun insanın iç saati (sirkadyen ritim) ile alakalı olduğunu savunuyor. Üstelik bu iç saat bebeklerde ve çocuklarda daha büyük önem taşıyor. Çünkü onların beyinleri biz yetişkinlere göre daha ilkel yapıda. Bu da hormonlarının ve tüm vücut dengelerinin iç saate göre programlanıyor olması demek.
Ne dersiniz belki de koskoca okyanuslarda bile gelgitlere neden olan ay, %60’ı su olan insanoğlunu da benzer şekilde etkiliyordur. Hele bu oranın çocuklarda %70 olduğu düşünülürse onların biz yetişkinlerden daha fazla etkilenmesi çok doğal değil mi?
Bu nedenle siz de bebeğinizde dolunayın başlayacağı günden birkaç gün önce yukarıda saymış olduğum etkileri görmeye başlarsanız bunun en fazla 3-4 gün sürecek geçici bir dönem olduğunu aklınıza getirebilirsiniz.
Peki çözümü nedir diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Maalesef geçmesini beklemek dışında herhangi bir çözümü yok. Ama en azından bir çözümü olmasa da biz anne-babalar için bebeklerimizin uykusuyla ilgili sıkıntının nedenini bulmak bile iç rahatlatıcı olabiliyor. Neyse ki 3-4 günden uzun sürmüyor.
Bu nedenle size tavsiyem takviminizde dolunay zamanlarını hatta birkaç gün öncesini ve sonrasını işaretleyerek o günler bebeğinizin uykularını daha dikkatli gözlemlemeniz. Belki not ederek ilerlediğinizde bebeğinizin ve hatta kendi uykularınızın ritminde değişiklikler olduğunu siz de görürsünüz.
Hepinize sağlıklı uykular dilerim,
Sevgiler,
Cansu Özel
Bebek Uyku Danışmanı
Websitesi: www.bebekuykudanismani.com