gebelik-zehirlenmesi

Hamilelik (Gebelik) Zehirlenmesi Nedir?

Hamilelik, bir bebeğin dünyaya gelene kadar büyüyüp gelişebilmesi için anne rahminde geçirdiği süredir ve hamilelik deneyimi, kadından kadına farklılık gösterir.

Bu zaman dilimi kimi anne adayı için çok hızlı, rahat ve sorunsuz geçerken kimi anneler için ise uzun ve birtakım sağlık sorunları ile karşılaşılabilen bir dönem olarak yaşanır.

Gebeliğin hem anne hem de bebek için getireceği birçok sürpriz vardır 🙂

Çevresel veya genetik faktörlerin sonucu olarak yaşayabileceğiniz rahatsızlıklar gibi, gebeliğin seyrinden ileri gelen ve hormonal değişimlere bağlı olarak vücudunuzun gösterebileceği çeşitli sıkıntılar yaşamak da bu süreçte mümkün olabilir.

Yüksek tansiyon, şeker, üriner sistem hastalıkları ve çeşitli enfeksiyonlar gebelerin bebek beklerken karşılaşma ihtimali olan sorunların başında gelmektedir.

Preeklampsi de bu liste içerisinde bulunan bir hastalık olup hem anne adayı hem de bebeğin sağlığı açısından hayati risk oluşturabilmektedir.

Peki preeklampsi nedir? Belirtileri ve nedenleri nelerdir? Tedavisi nasıl olur?

Gebelik Zehirlenmesi (Preeklampsi) Nedir?

Halk arasında ‘gebelik zehirlenmesi’ olarak bilinen, ancak normal bir zehirlenme ile hiçbir alakası olmayan bu hastalık, tıp dilinde ‘preeklampsi’ olarak geçmektedir.

Peki preeklampsi nedir?

Preeklampsi; hamileliğin özellikle 20. haftası sonrasında meydana gelebilen, bebeğin içerisinde bulunduğu rahim yatağındaki kılcal damarların aşırı daralması veya damarların yapısında meydana gelen bozulma sonucu bebeğe yeterli kan ve besinin iletilememesi, buna bağlı olarak pıhtılaşma sorunu oluşarak plasentanın erken ayrılması durumudur.

Preeklampsinin oluştuğuna yönelik en belirgin özellikler, hamilenin tansiyonunun yükselmesi ve idrardaki protein miktarının artış göstermesidir.

Hamilelik zehirlenmesinin gösterdiği etki ve belirtilere göre farklı türleri vardır:

Hafif Preeklampsi

Hafif dereceli preeklampside annenin tansiyonu 140/90 mmHg ve üzerinde seyretmektedir.

İdrardan atılan günlük protein miktarı ise 300 mg ve üzerindedir.

Hastalık hafif dereceli olarak teşhis edilmişse, bazı ilaçlar ile tansiyon kontrol altına alınmaya çalışılır ve hasta kontrol altında tutulur.

Hafif preeklampsisi olan gebelerin büyük bir kısmı sağlıklı bir doğum gerçekleştirerek gebeliklerini tamamlayabilmektedir.

Şiddetli Preeklampsi

Şiddetli bir preeklampside annenin tansiyonu 160/110 mmHg üzerinde ölçülür.

İdrardan atılan protein miktarı ise günlük 2 gram ve üzerindedir.

Bu belirtilerin dışında farklı şiddetli bulgular da meydana gelebilir. Bilinç kaybı, sara nöbeti gibi durumlar görülebilir. Bu zehirlenme türünün yaşanma olasılığı oldukça seyrektir. Ancak oluşması durumunda, anne ve bebeğin hayatının tehlikeye girmemesi için acil müdahalede bulunulması gerekmektedir.

Hamileliklerde meydana gelen preeklampsinin %75’i hafif dereceli, %25’i ise şiddetli olarak oluşmaktadır.

Gebelik Zehirlenmesi (Preeklampsi) Belirtileri Nelerdir?

Hamilelik zehirlenmesinin fark edilmesi mümkün olmayabilir. Çünkü bu hastalığın net bir belirtisi bulunmamaktadır.

Gösterdiği bulguların bir çoğu normal gebelik bulgularına benzer şekildedir ve anne adayları, bunları anlayamayabilir. Hastalığın hiçbir belirti göstermeden rutin bir kontrol sırasında teşhis edilebilmesi muhtemeldir.

Tüm bu bilgilerin ışığında gebelik zehirlenmesi belirtileri, bazı farklılıklar ile kendini göstermektedir.

  • Yüksek tansiyon
  • İdrara az çıkma
  • İdrarda yüksek miktarlı protein bulunması
  • Uzun süren ve şiddetli baş ağrısı şikayeti
  • Karın ağrısı
  • Ani görme bozuklukları
  • Vücutta ödem

(Ödem, hamileliğin son evrelerinde yaşanabilen olağan bir sorundur. Ancak preeklampside damarlardaki sıvı, damar dışına çıkarak vücutta birikmeye başlar. Bu nedenle özellikle el, ayak ve yüzde şişlik görülür. Ayak bileği ile diz arasındaki bölgenin aşırı su tutması, deriye parmakla baskı uygulandığında deride parmak izi kalması ve eski hâline hemen dönmemesi preeklampsiye işaret ediyor olabilir.)

  • Bebeğin hareketlerinde azalma ve yavaşlama
  • Bilinç kaybı yaşanması
  • Sara nöbetleri

Anne adayı, bu belirtilerden bir veya birkaçını taşıyabileceği gibi, hiçbir şikâyeti bulunmadan da hastalığı geçiriyor olabilir. Bu sebeple, rutin kontrollere önem verilmeli ve tansiyon düzenli olarak ölçülmelidir.

Bilinç kaybı veya nöbet geçirilmesi gebelik zehirlenmesinin ilerlediğine işarettir ve vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna gidilmesi gerekir.

gebelik-zehirlenmesi

Hamilelik Zehirlenmesi Neden Olur?

Uzmanlar tarafından preeklampsinin neden meydana geldiğine yönelik kesin bir bilgi elde edilememiştir. Ancak bu hastalığın gelişmesinde plasenta ve onu besleyen damarlarda oluşan sorunlar başlıca sebeplerdir.

Hamileliğin ilerlemesi ve bebeğin büyümeye başlaması ile birlikte, plasentanın ihtiyaç duyduğu kan ve besin miktarı artış gösterir.

Bu gereksinime bağlı olarak plasentayı besleyen damarlar genişlemeye başlar. Ancak gebelik zehirlenmesi oluştuğunda bu damarların yapısında bozulmalar ve daralmalar gerçekleştiğinden plasenta için gereken kan ve besinin sağlanması mümkün olmaz.

Anne karnındaki bebeğin gelişimi bu durumundan olumsuz etkilenirken anne adayında ise çeşitli komplikasyonlar meydana gelir.

Hamilelik zehirlenmesi nedenleri,

  • Plasentayı besleyen damarlarda daralma
  • Kan damarlarının yapısında bozulma ve hasar oluşması
  • Annenin bağışıklık sisteminden kaynaklı hastalıklar (tiroit hastalıkları, otoimmün hastalıklar) olarak sayılabilir.

Gebelik Zehirlenmesinde Kimler Risk Grubunda Bulunur?

Gebelik zehirlenmesi, tüm hamilelerin yaklaşık %6-8’inde görülen bir rahatsızlıktır. Fakat belli gruplar, preeklampsi konusunda daha fazla risk altında bulunmaktadır.

  • Hamile kalmadan önce hipertansiyonu (yüksek tansiyon) bulunanlar
  • Gebelik şekeri olanlar
  • Aşırı kilo problemi olanlar (obezler)
  • Diyabet hastası olanlar
  • 20 yaş öncesi hamile kalanlar (erken gebelikler)
  • 40 yaş sonrası hamile kalanlar (geç gebelikler)
  • İlk gebeliğini yaşayanlar
  • Dört veya daha fazla doğum yapanlar
  • Çoğul gebelik yaşayanlar (ikiz, üçüz vb.)
  • Kronik böbrek hastalığı bulunanlar
  • Bir önceki gebeliğinde preeklampsi yaşayanlar
  • Ailesinde preeklampsi geçirmiş olanlar
  • Kanda pıhtılaşma sorunu bulunanlar
  • Lupus benzeri bir otoimmün hastalığı bulunanlar risk altındadır.

Gebelik Zehirlenmesi (Preeklampsi) Tedavisi

Hamilelik zehirlenmesi tanısı konulan anne adayları, hastalığın tedavisi konusunda merak ve endişe yaşamaktadır. Preeklampsinin net bir tedavisi bulunmamaktadır. Hastalığın türüne göre farklı yöntemler uygulanabilmektedir.

Hafif dereceli preeklampside anneye tansiyon düşürücü ilaçlar verilerek yüksek tansiyon kontrol altına alınmaya çalışılır. Anne ve bebek düzenli olarak muayene edilir. Eğer bebeğin gelişimini olumsuz etkileyecek ciddi bir gelişme yoksa gebelik devam ettirilir.

Bu arada anneye magnezyum gibi bazı takviyeler de verilebilir.

Şiddetli preeklampside, annenin veya bebeğin ölümü ile sonuçlanabilen ciddi durumlar oluşabilmektedir. Bebeğin plasentadan beslenmesi durduğunda, kan ve oksijen taşınması durarak ani bebek ölümüne yol açabilir.

Trombositlerin zarar görmesi nedeniyle annede pıhtılaşma sorunu gerçekleşebilir ve bu durum annenin hayatını kaybetmesine neden olabilir. Bu gibi olayların yaşanmaması için şiddetli preeklampsi belirtileri görüldüğünde yapılması gereken tedavi, bebeğin doğurtulmasıdır.

Bebek rahim dışında yaşayabilecek durumda ise zaman kaybedilmeden doğum gerçekleştirilerek belirtilerin ortadan kalkması sağlanır.

Gebelik zehirlenmesi tekrarlanır mı?

Anne adayı, zehirlenmenin tekrarlamaması için kilo vermelidir. İkiz gebelikler ve gebeliğin ilk haftalarında yaşanan kilo alımı da tekrarlamada etkilidir. Dengeli ve yeterli beslenmek, stresten olabildiğince uzak durmak, sağlıklı bir uyku düzeni ve normal sınırlar içinde kilo almak gebelik zehirlenmesinin tekrarlamasını engellemekte önemlidir. Bir önceki gebeliğinde zehirlenme yaşamış gebelerin, tansiyon takibini ve kan tahlillerini düzenli aralıklar yaptırması gerekir.

Doğumun Evreleri: Ikınma ve Doğurma

Sezaryen Doğumun Avantajları ve Dezavantajları Nelerdir?

NST Hakkında Bilinmesi Gerekenler