Hamilelikte her kadın bebeğine zararı dokunacak şeylerden kaçınmak ister. Ancak kimi zaman zararını bilmediği durumlar bebeği için farklı sorunlara yol açabilir. Örneğin radyasyon zararlıdır ancak bilmeden radyasyona maruz kalması söz konusu olabilir.
Daha da sık görülen durum ise anne adayının henüz hamile olduğunu öğrenmeden evvel radyasyona maruz kalmasıdır. Bu durumda kalan anne adayları oldukça telaşlanarak bebeğine bir zarar gelip gelmediğini öğrenmek ister.
Bebeğin Radyasyondan Etkilenip Etkilenmemesi
İlk olarak belirtmek istediğimiz konu, ilk 6 haftada bebeğin radyasyondan etkilenip etkilenmemesi gibi bir sorunun dahi mümkün olmamasıdır. Eğer hamileliğinizin ilk 6 haftası içinde radyasyona maruz kalmışsanız ve henüz gelişmemiş olan fetüs zarar gördüyse zaten kanama ile düşük gerçekleşir.
Eğer hala hamile iseniz ve fetüs gelişmeye devam ediyorsa zarar görmemiştir. 6. Haftadan sonra görülen radyasyon sakatlık, doğum anomalisi, zeka geriliği gibi kötü sonuçlara yol açabilmektedir.
Ancak radyasyonun vereceği zararı ölçmek için ne kadar dozda ve ne kadar süre radyasyona maruz kalındığının da bilinmesi gerekmektedir. Radyasyonun miktarı ölçülebilmektedir. Akciğer, diş ve sinüzit röntgenlerinde kullanılan miktar bebeği de anneyi de olumsuz yönde etkilemeyecek kadar azdır. Yani eğer bu röntgenleri çektirdiyseniz endişelenmenize hiç gerek yoktur.
Fakat tekrarlanarak görüntüleyen sistemlerde, tomografi, anjiyo, sindirim sistemi seri grafileri gibi işlemlerden kaçınılmalısınız. Eğer annenin sağlığı için zorunluysa da maruz kalınacak doz hesaplanarak doktor gözetiminde karar verilmelidir.
Kanser tedavilerinde kullanılan kemoterapi ve radyoterapiler de fetüsü olumsuz yönde etkiler. Eğer maruz kalınan doz yüksekse bebek kötü etkilendiğinden ve doğumsal anomaliler gerçekleşeceğinden rahmin tahliye edilmesi de aileye tavsiye edilebilmektedir.
Aslında gündelik hayatta kullandığımız TV, radyo, cep telefonu ve bilgisayarlarda da radyasyon bulunmaktadır. Fakat bunlar anne adayına ve bebeğe zarar vermekten çok uzak olan aşırı düşük dozdadır ve bir etki yaratmaz.
6. hafta ile 15. hafta arasında fetüsün radyasyondan etkilenme oranı artmaktadır. Ancak hamileliğin 25. haftasından sonra radyasyondan olumsuz etkilenme oldukça azalır. En fazla etki araştırmalarda gebeliğin 8. haftası ile 15. haftası arasında gözlenmiştir. Yani tam fetüsün gelişiminin gerçekleştiği dönem radyasyona karşı fetüsün en hassas olduğu dönemdir.
Hamilelikte Anne Adayları Neler Yapabilir?
Hamilelik bir kadının kendine en fazla dikkat etmesi gereken dönemdir. Ancak yine de bilinçlenerek gerçekten zararı olduğu bilimsel olarak kanıtlanmış şeylerden kaçınmalı, hamileliğin keyfinden mahrum kalmamalıdır.
Anne adayları yürüyüş yapabilir, gezebilir hatta belli sporları yapabilirler. Eğer düşük riski doktor tarafından dile getirilmemişse hareketli bir yaşamı olması, gezmesi hamile kadınların bu dönemi morali yerinde ve stressiz geçirmesini sağlayacaktır.
Hamilelikte Seyahat
Ancak seyahat etmek isteyen hamile adaylarının uçağa binip binemeyeceklerine dair kuşkuları bulunmaktadır. Hamilelikte uçak yolculuğu riskli gebelikler yaşamayan anne adaylarına serbesttir.
Düşük riskinin bulunduğu durumlar (genelde kanama ile gerçekleşen), şeker hastalığı, erken doğum riskinin bulunduğu durumlar, ikiz ya da çoğul gebeliğin yaşandığı durumlar, bebekte gelişme geriliği ve bebeğin eşi ile ilgili sorunlar varsa anne adayı için hamilelikte uçak yolculuğu riskli olur.
Eğer doktorunuzun belirttiği özel bir risk yoksa 8. aya kadar uçakla seyahat etmenizde bir sorun yoktur. Bu riskli gebelikler arasında düşük riskini gösteren kanama yaşamış anne adayları bulunmaktadır.
Akciğer Embolisi Nedir?
Uçakta uzun saatler boyunca hareketsiz kalmak kanın pıhtılaşma sorunu yüksek gebelerde bacak toplar damarında pıhtılaşmaya yol açabilir.
Pıhtılar bacaklardan ayrılarak akciğere kadar ulaşırsa “akciğer embolisi” denen durum ortaya çıkar ve anne adayı hayati risk yaşayabilir. Bu yüzden kanın pıhtılaşma ve yoğunlaşma riskinin olduğu gebelik gibi durumlarda uzun süre hareketsiz kalacağınız ve dar alanda oturacağınız (ekonomi sınıfı koltuklarda) çok uzun uçuşlar pek tavsiye edilmemektedir.
En azından sıkıntı yaşamaktan kaçınmak için uzun uçuşlarda, belli aralıklarla uçağın koridorunda mümkün oldukça sık yürümeleri, rahat giysiler giymeleri, bol sıvı tüketmeleri tavsiye edilmektedir.
Hamilelikle ilgili farklı uçuş prosedürleri bulunan havayolu firmaları olabilmektedir. Anne adayı buna uygun hazırlık yapmalıdır. Kimi firmalar 28. Haftadan itibaren anne adayının uçuş yapmasının bir soruna yol açmayacağına dair bir sağlık raporu ya da doktor raporu isteyebilmektedir.
Yolculuk yaparken bir sorun yaşamamak için bu prosedürlerin öğrenilmesi ve yerine getirilmesi gerekir. Anne adaylarının uçuş yapmaları gerektiğinde strese girmemeleri ve bebek için yersiz kaygıya kapılmamaları en doğrusu olacaktır.
”Hamilelikte Sağlık” ilgili içerikler için aşağıdaki bağlantıyı ziyaret edin!
Hamilelikte Sağlık: https://www.bebek.com/hamilelikte-saglik/
Aklınıza takılanları yorum olarak iletebilirsiniz.
Sevgiler.
Merhaba Sayın hocam,
Eşim K.Maraş Necip Fazıl Şehir Hastanesinde hemşire olarak görev yapmaktadır. Bildiğiniz üzere sağlık çalışanlarımız şu günlerde covid-19 sorunundan dolayı çok yoğun bir çalışma süreci içerisindeler. Allah hepsinin yardımcısı olsun. Eşim bir nöbetinde kendisinin nöbet arkadaşının pozitif çıkmasından dolayı test yaptırmak ve akciger tomografisi çektirmek zorunda kaldı. 26 temmuz da tomografi çekildi. 28-29 temmuz gibi adet dönemine girmesi gerekirken adet görmedi ve şüphelerimiz sonucu test yaptık ve gebe olduğunu öğrendik. 7 ağustos nöbet çıkışında özel bir hastaneye kontrole gitti. Bebeğin henüz 1-2 haftalık civarında olduğu tarafımıza söylendi. 26 temmuz da 1 defa akciğer tomografisi ve bir hafta önce de astım tanısı için 2 defa akciğer röntgeni çekildi. Bunların bebeğe zararı var mıdır ? Radyasyon dozajı bebeğin özürlü doğumuna yol açaçak kadar fazla mıdır acaba ?
Meşguliyet verdiğimizden ötürü özürlerimizi iletir, ilgileriniz için çok teşekkür ederiz.
Saygılarımla