Mevsim değişiklikleri anne adaylarında hem fiziksel hem ruhsal bazı sorunlara yol açabilir. Ancak doğru yönlendirmeler ile tüm bu sorunları aşmak mümkündür. Koç Üniversitesi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı ve Perinatoloji Bilimdalı Başkanı Prof. Dr. Ebru Çelik konuyla ilgili sorularımızı cevapladı.
Mevsim değişikliği hamilelik sürecini nasıl etkileyebilir? Hamilelikte mevsim değişikliğine bağlı olarak hangi sağlık sorunları ortaya çıkabilir?
Mevsim değişikliklerinin gebelik üzerine etkileri birkaç başlıkta anlatılabilir. Öncelikle, hava sıcaklığı ve nem oranı gibi çevresel faktörler anne adayının metabolizmasını ve genel sağlığını etkileyebilir. Örneğin yaz aylarında aşırı sıcaklık hamilelerde dehidratasyon ve sıvı kaybı riskini artırabilir. Bu durum bebeğin sıvısının azalmasına ya da annenin kan basıncının yükselmesine yol açabilir. Kış aylarında ise soğuk hava ve azalan güneş ışığı, D vitamini eksikliğine ve bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olabilir, bu ve gebe olmayanlarda olduğu gibi kapalı alanlarda daha fazla vakit geçirme annenin hastalıklara karşı daha savunmasız hale gelmesine yol açabilir. Ayrıca, mevsim değişiklikleri ruh hali ve enerji seviyelerinde dalgalanmalara neden olabilir. Kış aylarında artan depresyon ve anksiyete gibi durumlar anne adayının psikolojik sağlığını olumsuz etkileyebilir. Bu da dolaylı olarak hamilelik ve lohusalık sürecini zorlaştırabilir. Bununla birlikte, mevsimsel alerjiler veya hava kirliliği gibi faktörler de annenin nefes darlığı gibi semptomlar yaşamasına neden olabilir ve bebeğin ve annenin genel sağlığını etkileyebilir. Son olarak, mevsim değişiklikleri gıda erişimini ve beslenme alışkanlıklarını da etkileyebilir. Özellikle taze meyve ve sebzelerin bulunabilirliği, hamilelikte ihtiyaç duyulan besinleri karşılamak açısından önemli olabilir. Sonbahara geçişte yaşanan mevsim değişiklikleri, sıcaklıkların düşmesi ve gün ışığının azalması vücut ritmini ve enerji seviyelerini etkileyebilir. Tüm insanların -kadın, erkek- her mevsim geçişinde yaşadıkları problemler gebelerde genellikle daha belirgin olarak hissedilmektedir. Sonbaharda artan soğuk algınlığı ve grip gibi mevsimsel hastalıklar da hamile kadınları olumsuz etkileyebilir. Bağışıklık sistemi gebelik sırasında bebeğe tolerans göstermek için ciddi bir değişime uğrar, bu da annenin hastalıklara karşı daha hassas olmasına yol açabilir veya bazı hastalıkların daha ağır seyretmesine neden olabilir. Bu nedenle, anne adaylarının bağışıklıklarını güçlendirmek için dengeli beslenmesi, bol sıvı tüketmesi ve doktorun önerdiği aşıları yaptırması önemlidir.
Mevsimsel alerjiler hamilelikte nasıl yönetilmelidir?
Mevsimsel alerjiler hamilelik sırasında rahatsız edici olabilir, ancak bu süreçte dikkatli yönetimle anne ve bebeğin sağlığı korunabilir. İlk olarak, hamilelikte kullanılacak ilaçlar konusunda dikkatli olunmalıdır. Antihistaminikler gibi bazı alerji ilaçları hamilelikte güvenli kabul edilirken, bazıları risk oluşturabilir. Bu nedenle, herhangi bir ilaç kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışmalısınız. Doğal yollarla alerji yönetimi de hamilelikte önemlidir. Ev ortamındaki alerjenleri azaltmak için polenlerin yoğun olduğu dönemlerde pencereleri kapalı tutmak, dışarıdan geldikten sonra kıyafetleri değiştirmek ve düzenli olarak duş almak etkili olabilir. Evdeki toz ve polen miktarını en aza indirmek için sık sık temizlik yapmak, toz filtreleri kullanmak ve hava temizleyicilerden faydalanmak veya halı ve halıfleks kullanımına dikkat etmek de alınabilecek tedbirler arasında yer alır. Beslenme de alerji yönetiminde önemli bir rol oynar. Omega-3 yağ asitleri içeren besinler bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olabilir ve inflamasyonu azaltabilir. Yeterli miktarda su içmek de solunum yollarının nemli kalmasına ve alerjenlerin vücuttan daha kolay atılmasına katkıda bulunur. Ayrıca, hamilelik döneminde burun tıkanıklığı gibi semptomlar için tuzlu suyla burun temizliği yapmak da alerji belirtilerini hafifletebilir. Burun spreylerinin kullanımı ise gebelikte kesinlikle uzman hekim kontrolünde olmalıdır. Burun spreylerinin uzun süre kullanımı gebelik süresinde hassaslaşan burun damarlarının kanlanmasının bozulmasına neden olabilmekte, burun kanamasına ve septum problemlerine sebebiyet verebilmektedir.
Hamilelikte D vitamini eksikliği hangi mevsimde daha sık görülür ve bu durum nasıl yönetilir?
Hamilelikte D vitamini eksikliği özellikle sonbahar ve kış aylarında daha sık görülür, çünkü bu mevsimlerde güneş ışığına maruz kalma süresi azalır. D vitamini ciltte güneş ışınlarının etkisiyle sentezlenir ve bu vitamin kemik sağlığı, bağışıklık sistemi ve bebek gelişimi için kritik öneme sahiptir. Kış aylarında güneş ışığının azalmasıyla birlikte D vitamini üretimi yetersiz kalabilir ve anne adaylarında bu eksiklik daha belirgin hale gelebilir. Ayrıca, kışın kapalı alanlarda daha fazla zaman geçirilmesi eksiklik riskini artırır. D vitamini eksikliğini yönetmek için hamilelik sırasında doktor önerisiyle D vitamini takviyesi alınması en etkili yoldur. Takviye dozları annenin D vitamini seviyesine bağlı olarak doktor tarafından belirlenir. Bunun yanında, D vitamini açısından zengin gıdaların tüketimi de önemlidir. Yağlı balıklar (somon, hamsi vb.), yumurta sarısı, süt ve süt ürünleri, takviye edilmiş gıdalar bu vitaminin doğal kaynaklarıdır. Güneş ışığından faydalanmak da önemlidir, bu nedenle mümkün olduğunca gün ışığında kısa yürüyüşler yapmak D vitamini seviyesini artırmaya yardımcı olabilir.
Mevsim değişiklikleri hamile kadınların ruh halini ve uyku düzenini nasıl etkileyebilir?
Mevsim değişiklikleri hamile kadınların ruh hali ve uyku düzeni üzerinde önemli etkiler yaratabilir. Özellikle sonbahar ve kış aylarında gün ışığının azalması, melatonin ve serotonin hormonlarının dengelerini etkileyebilir, bu da mevsimsel depresyon (SAD) riskini artırır. Melatonin, vücudun uyku düzenini düzenleyen bir hormondur ve derin uykuda salgılanma seviyesinin arttığı bilinmektedir. Gebelikte, özellikle ilerleyen haftalarda ve lohusalıkta melatonin ve seratonin dengesinin bozulması, erken gebelikte artmış progesteron seviyeleri uyku düzenini bozar ve bu da gün içinde uyku hali ve yorgunluk hissine neden olabilir. Aynı zamanda, serotonin seviyelerindeki düşüş ruh halinde
dalgalanmalara, anksiyete ve depresyona yol açabilir. Hamilelik sırasında zaten hormonal değişiklikler yaşandığı için, bu mevsimsel değişiklikler ruh hali dalgalanmalarını daha da belirgin hale getirebilir. Hamile kadınlar artan stres, kaygı ve duygusal hassasiyet yaşayabilirler. Gecelerin uzaması uyku kalitesini etkileyebilir ve bu durum hamile kadınlarda zaten yaygın olan uyku sorunlarını (örneğin uykusuzluk veya sık uyanmayı) şiddetlendirebilir. Bu etkileri yönetmek için düzenli fiziksel aktivite, sağlıklı beslenme ve açık havada gün ışığına maruz kalmak önemlidir. Ayrıca, rahatlatıcı uyku rutinleri oluşturmak ve ihtiyaç halinde bir uzmandan psikolojik destek almak da bu dönemde ruh hali ve uyku sorunlarını hafifletmeye yardımcı olabilir.
Hamilelikte bağışıklık sistemi nasıl etkilenir ve mevsim değişiklikleri bu durumu nasıl etkiler?
Gebelikte bağışıklık sistemi, hem annenin hem de gelişen bebeğin sağlığını korumak amacıyla kısmen baskılanır. Bu bağışıklık yanıtının baskılanması annenin vücudunun bebeği yabancı bir madde olarak algılamasını ve ona saldırmasını önlemek için gerçekleşir. Ancak, bu durum hamile kadınları enfeksiyonlara, özellikle soğuk algınlığı, grip gibi mevsimsel hastalıklara karşı daha hassas hale getirir. Mevsim değişiklikleri özellikle sonbahar ve kış aylarında bağışıklık sistemini daha da zorlayabilir. Hava sıcaklığındaki ani değişiklikler, soğuk hava ve daha kapalı ortamlarda vakit geçirme eğilimi virüslerin ve bakterilerin yayılma olasılığını artırır. Bağışıklık sisteminin mevsim değişikliklerinden olumsuz etkilenmesini önlemek için anne adaylarının sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemesi önemlidir.
• Dengeli bir beslenme programı, vitamin ve mineral açısından zengin gıdalarla bağışıklığı destekleyebilir. Özellikle C vitamini ve D vitamini alımının artırılması bağışıklık sistemini güçlendirebilir.
• Düzenli egzersiz, yeterli uyku ve stresin yönetilmesi de bağışıklığı olumlu etkiler.
• Ayrıca grip aşısı gibi doktorun önerdiği aşılar mevsimsel enfeksiyonlardan korunmada etkili olabilir. Sonuç olarak, hamilelik sırasında bağışıklık sistemi zaten hassaslaştığı için, mevsim değişiklikleri bu durumu daha karmaşık hale getirebilir. Ancak, gebelikte aşılanma ile antikorların bebeğe de geçişinin sağlanması, özellikte gebeliğin ilerleyen haftalarında aşı yaptırmanın önemini artırmaktadır. Neredeyse tüm dönemsel aşılar (Covid, grip, boğmaca vb.) gebelikte güvenlidir ve yenidoğan bebeklerin bağışık doğmasına da katkı sağlar.
Mevsim değişiklikleri hamilelikte beslenme alışkanlıklarını nasıl etkileyebilir?
Yaz aylarında bol bulunan taze sebze ve meyveler sonbahar ve kış aylarında daha az bulunur hale gelebilir, bu da mevsimsel besin dengesizliğine yol açabilir. Balık sezonunun kışın açılıyor olması da sonbaharın en önemli güzelliklerinden biridir. Özellikle ülkemizde kış aylarında bol bulunan hamsi gebelikte tüketim için çok ideal bir balık türüdür. Ayrıca, soğuk havalar daha fazla kalorili gıdalar tüketme eğilimini artırabilir, bu da hamilelikte aşırı kilo alımına neden olabilir. Gebelikte kışa geçerken aşırı kilo alımını önlemek için dikkat edilmesi gereken en önemli unsurlar dengeli beslenme, düzenli fiziksel aktivite ve sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıklarıdır. Kış aylarında soğuk havalar nedeniyle daha az hareket etme eğilimi ve kalorili, rahatlatıcı yiyeceklerin tüketimi artabilir. Bu dönemde sağlıklı ve dengeli bir diyet sürdürmek, aşırı kilo alımını önlemenin anahtarıdır. Yüksek kalorili ve şekerli yiyecekler yerine, sebze, meyve, tam tahıllı yiyecekler, sağlıklı proteinler (balık, tavuk, baklagiller) ve lifli gıdalar tercih edilmelidir. Lifli gıdalar tokluk hissini artırarak fazla yeme isteğini azaltabilir. Ayrıca, porsiyon kontrolü önemlidir. Küçük ama sık aralıklarla yemek, ara öğünleri atlamamak, kan şekerini dengede tutarak aşırı açlık hissini engeller. Hamilelikte sık karşılaşılan tatlı ve karbonhidrat isteği kışın daha belirgin olabilir, bu yüzden sağlıklı atıştırmalıklar (örneğin fındık, yoğurt, badem, kefir) tercih edilmelidir. Su tüketimi de genellikle kışın ihmal edilir, ancak yeterli su içmek hem metabolizmayı hızlandırır hem de aşırı yeme isteğini azaltır. Kış aylarında kapalı mekanlarda yapılabilecek hafif egzersizler de (örneğin yürüyüş, yoga, pilates vb.) kilo kontrolüne yardımcı olur ve aynı zamanda anne adayının ruh halini iyileştirir. Düzenli egzersiz, hamilelikte kilo alımını dengede tutmanın yanı sıra, doğum sürecini de kolaylaştırabilir.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı ve Perinatoloji Bilimdalı Başkanı
Prof. Dr. Ebru Çelik
Bu yazımıza da göz atmayı unutmayın!
Alerji Mevsimi Çocukları da Etkiliyor – https://www.bebek.com/alerji-mevsimi-cocuklari-da-etkiliyor/