Bebeveyn Akademi

Sevgili Anne Adayı;

Umut dolu, heyecan verici ve bir o kadar da karmaşık hisleri içinde barındıran annelik serüvenine hoşgeldiniz. Gebelik süreci, umut dolu hayaller, tatlı hazırlık telaşlarları, ve beraberinde birçok soru işaretini içerir. Bu heyecanlı bekleyiş her geçen hafta yerini farklı sorulara ve hazırlıklara bırakır. Ortalama 40 haftayı barındıran bu hamilelik dönemi birbirinden farklı üç “trimesterdan” oluşur. Her üç aylık dönemde, hem siz hem de bebeğiniz belirli değişimler yaşarsınız. Bu değişimleri bilmek ve döneme özgü ihtiyaçlarınızı gebelikte karşılayabilmek çok önemli. Bu yüzden Bebeveyn Akademi olarak bebeğinizi kucağınıza almadan önce mutlaka bilmenizi istediğimiz 6 başlığı sizin için ele aldık. Bu başlıkları ise gebelik döneminizin ihtiyaçlarına özel olarak hazırladık: Beslenme, Uyku & Hareket, Ruh Sağlığı, Çevre Desteği, Doğuma Hazırlık .

Sağlıklı bir gebeliğin birbirinden farklı üç trimesteri vardır ve son adet döneminin ilk gününden başlayarak yaklaşık 40 hafta sürer. Her üç aylık dönemde, hem siz hem de bebeğiniz belirli değişimler yaşarsınız.

Eğer,
1-13 haftalık (1-3 aylık) hamileyseniz 1. Trimester,
14-27 haftalık (3-6 aylık) hamileyseniz 2. Trimester,
28-40 haftalı (6-9 aylık) hamile iseniz 3. Trimester başlığına tıklayabilirsiniz.

1. Trimester

Gebeliğinizin 1 - 13 haftası içindeki dönemdesiniz. Bu dönemde, gerek bebeğinizin gelişimi, gerekse sizin yoğun ve hızlı hormonal ve fiziksel değişimler yaşamanız nedeniyle en kritik dönemden geçmektesiniz. İlk aylarda öz bakım rutinleri edinmek, gebeliğinizin geri kalan dönemini ve doğumunuzu önemli derecede etkileyecektir.

Gebeliğinizin 1 – 13 haftası içindeki dönemdesiniz. Bu dönemde, gerek bebeğinizin gelişimi, gerekse sizin yoğun ve hızlı hormonal ve fiziksel değişimler yaşamanız nedeniyle en kritik dönemden geçmektesiniz. İlk aylarda öz bakım rutinleri edinmek, gebeliğinizin geri kalan dönemini ve doğumunuzu önemli derecede etkileyecektir. Bugünlerde hızlı hormonal değişimlerden geçiyorsunuz. Özellikle bebeğinizin rahme tutunmasını sağlayan ve mide bulantılarınızdan sorumlu olan Beta-HCG hızla yükseliyor. İç dünyanızda büyük radikal değişimlere rağmen, bedeninizde henüz belirgin fiziksel bir değişim olmaz. Bebeğiniz rahminizde yer edinmiştir.

1. Ay sonunda pirinç tanesi büyüklüğündeki bebeğinizin kalp atışları, yaklaşık 8. hafta itibariyle görülebilir. Cinsiyeti ultrasonda ayırt etmek hala zordur.

Bebeğiniz kaç haftalık oldu? Aşağıdaki videolarda bebeğinizin gelişimini hafta hafta takip edebilirsiniz;

1-4. Hafta

5. Hafta

6. Hafta

7. Hafta

8. Hafta

9. Hafta

10. Hafta

11. Hafta

12. Hafta

13. Hafta

Sağlıklı Beslenmeye Özen Gösterin

Gebeliğin en kritik döneminde olmanız nedeniyle, özellikle bazı temel besinlere odaklanmaya özen göstermelisiniz.

Sağlıklı beslenme, bebeğinizin büyümesini ve gelişmesine etki edecektir. Aynı zamanda bu, sizin daha güçlü ve iyi bir hamilelik geçirmenizi sağlayıp, doğuma hazırlanmanızı kolaylaştıracaktır.

Sabah bulantısı, yemekten kaçınma ve yorgunluk arasında, hamileliğin ilk üç ayında yapılacaklar listesinde sağlıklı beslenmeye özen göstermek zor olabilir. Ancak, ilerleyen aylarda daha istekli ve iştahlı bir şekilde yemeye geri dönebilirsiniz.

Hangi Temel Besinlere İhtiyacım Var?

Gebelik ile birlikte vücudun sıvı ihtiyacı daha da artmaktadır. Su aynı zamanda kabızlık, enfeksiyon ve erken doğum risklerine karşı da korur.

Günlük olarak, ara öğünlerde en az 10-12 bardak su içtiğinizden emin olun.

Bir Günlük Tabağınızda Neler Olmalı?

Diğer Kritik Besinler

  • Folik Asitten Zengin Besinler: Portakal, çilek, yeşil yapraklı sebzeler, barbunya, fındık, brokoli, fasulye, semizotu, yeşillik, karnabahar, biber ve pancar.
  • Proteinden Zengin Besinler: Kuru baklagiller, fındık, ceviz, badem gibi yağlı tohumlar, ekmek, tahıl ürünleri ve sebzeler.
  • Kalsiyumdan Zengin Besinler: Süt, peynir, yoğurttan, ilk dönemlerde kaçınmanız gerektiğinden dolayı koyu yapraklı yeşilliklerle beslenebilirsiniz.
  • Demirden Zengin Besinler: Taze meyveler ve yeşil sebzeler, kuru baklagiller, kuru yemiş.
  • C Vitamininden Zengin Besinler: Portakal, mandalina, çilek, brokoli, kuşburnu, kırmızı ve yeşilbiber, roka, maydanoz, marul gibi yeşillikler.
  • Omega-3: Meyve ve yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller, ceviz, chia tohumu, semizotu.

Kaçınmanız Gereken Besinler

Gebeliğinizde vücudunuzun bakteri ve enfeksiyona daha duyarlı olması nedeniyle, özellikle ilk üç ayın içerisinde kaçınmanız gereken besinler vardır.

  • Çiğ ya da az pişmiş yumurta.
  • Çiğ ya da az pişmiş ya da işlenmiş etler.
  • Köpek balığı, kılıç balığı, kral uskumru, çiğ midye, istiridye ve deniztarakları.
  • Soğutulmuş ve çiğ deniz ürü.
  • Çiğ süt ve ürünleri.
  • Bazı yumuşak peynirler.
  • İyi yıkanmamış çiğ sebze ve meyveler.
  • Bitki Çayları: Özellikle, rezene, zerdeçal, civanperçemi, mine çiçeği, ada çayı, barut ağacı kabuğu, sinameki ve yeşil çay.
  • Hazır meyve suları ve asitli içecekler.
  • Alkol ve kafein.
  • Tuz, şeker ve yağ oranı yüksek yiyeceklerden kaçının. Fazla tuz tüketimi su tutulmasına ve ayak bileklerinin şişmesine neden olabilir.

Mide bulantısını Nasıl Giderebilirim?

Mide bulantılarınızın büyük bir nedeni vücudunuzdaki hızlı hormonal değişimler.

  • Sabah uyanınca, yataktan kalkar kalkmaz kıtır ekmek, galeta, leblebi, gibi atıştırmalıklarla mide suyunuzu bastırabilirsiniz.
  • Az ve sık sık yemeye çalışın.
  • Mideye baskı yapan oturma ve uzanma pozisyonlarından kaçının.
  • Dengeli su tüketin. Az su tüketimi bulantının artmasına yol açabilir.
  • Zencefil, limon ve nane bulantıyı azaltır.
  • Kafein içeren içecekler ve aşırı çay tüketiminden kaçının.
  • Aşırı yağlı ve baharatlı yiyeceklerden kaçının.

Vücudunuzu gebeliğe hazırlayan “progesteron” hormonunun seviyeleri ilk üç aylık dönemde yüksektir. Vücudunuz gelişmekte olan bebeği korumak ve beslemek için yoğun bir şekilde çalışıyor. Kendinizi yorgun hissetmeniz normaldir. Bu da gün içinde uyku hali ve şekerlemeler yapıp, geceleri uyumamanıza sebep olabilir.

  • Günde en az altı saat uyumalısınız.
  • İhtiyaç olduğunda kestirmek, sizin için mükemmel bir dinlenme fırsatı.

Kaliteli bir uyku için gerekli şartların oluşmasını sağlayan kurallara "uyku hijyeni" denir.

 Uyku Hijyeni Edinin

Beyne gevşemesi ve uyumaya başlaması için sinyal veren, uykuya dalmayı kolaylaştıran alışkanlıklarla daha rahat uyuyabilirsiniz:

  • Uyumadan önce kafeini ve her türlü sıvı alımını sınırlayın.
  • Sadece yatağınızda uyuyun.
  • Her gün aynı saatte uyanıp uyuyun.
  • Yatak odasını karanlık ve serin tutun.
  • Yatağı mümkün olduğunca rahat ve davetkâr hale getirin.
  • Yatakta telefon kullanmak ve televizyon izlemekten kaçının.
  • Uyku zamanından önce masaj ve banyo ile daha rahat uyuyabilirsiniz.
  • Uyuyamazsanız kalkın ve derin nefes egzersizleriyle gevşemeye çalışın, sonra tekrar uyumayı deneyin.

Doğru Uyku Pozisyonunu Bulun

  • İlk aylarda, kendinizi rahat hissettiğiniz herhangi bir pozisyonda uyuyabilirsiniz.
  • Ancak, yüzüstü uyumayı yavaş yavaş bırakmaya alışmalısınız.
  • En ideal pozisyon, size ve bebeğinize en uygun kan akışını sağlayan yana yatma pozisyonudur.

Nasıl Hareketli Bir Yaşam?

Erken dönem nahoş semptomları enerjinizi azaltmış olsa da, hareket etmek kendiniz ve bebeğiniz için yapabileceğiniz en iyi şeylerden biridir.  Hareketsizlik; kilo artışı, tansiyon, ödem, nefes darlığı etkileriyle beraber, normal doğum yapma şansınızı azaltabilir.

Kademeli olarak iyi egzersiz alışkanlıkları oluşturmayı hedefleyin:

  • Yoga, yüzme ve su aerobiği gibi hafif egzersizler deneyebilirsiniz.
  • Çok hareketli olmayan dans gruplarına katılabilir veya evde kendi başınıza deneyebilirsiniz.
  • Kısa aralıklarla başlayın, dinlenmeniz gerektiğinde dinlenin.

Pelvik Kaslarınızı Güçlendirin

Hormonal değişiklikler nedeniyle anüs ve vajinanızın çevresindeki kaslarınız (pelvik taban kasları) gevşeyecektir. Bu gevşeme, büyüyen bebeğinizin mesanenize baskı yapmasıyla birlikte öksürürken, gülerken, hapşırırken veya egzersiz yaparken, idrar kaçırmanıza neden olabilir.

Pelvik taban egzersizleri yapmak bu kasları güçlendirir. Ayrıca doğum sırasında bebeğinizi rahatlatmanıza ve doğumdan sonra daha hızlı iyileşmenize yardımcı olacaktır.

Kaçınmam Gereken Egzersizler Nelerdir?

  • Önce yatar pozisyonda deneyin. Sonrasında ayakta, otururken de yapabilirsiniz.
  • Kaslarınızı üç saniye kasın, üç saniye bırakın ve tekrarlayın.
  • Özellikle 16 haftadan sonra, uzun süre sırt üstü yatar pozisyonda olmayın.
  • Sizi çok yoracak egzersizlerden kaçının.
  • Kickboks, judo veya squash gibi vurulma riskinin olduğu temas sporlarına katılmayın.
  • Yüksek atlamalı, zıplamalı sporlardan kaçının.
  • Tüplü dalıştan uzak durun.

Doğanın İyileştiren Gücüyle Kucaklaşın

Kendinizi çok yormadan, günlük hafif doğa yürüyüşleri yapın. Bu sizin ve bebeğinizin kan dolaşımını arttırarak, daha çok oksijen almanızı sağlar.

  • Doğa ile temas öfkeyi, korkuyu, stresi azaltır ve hoş duyguları arttırır.
  • Sevdiğiniz birini bu güzel geziye davet etmek güzel bir fikir olabilir.

Topladığınız yaprak ve taşlarla bebeğinizin odasına süslemeler hazırlayabilirsiniz.

Uyumlu hisler, ortam ve huzur veren ilişkiler içinde gebelik sürecini geçiren anne adayları, bu süreci daha kolay atlatır, daha kolay doğum süreçleri yaşar ve bebeklerine daha güvenli bir şekilde bağlanırlar.

Sağlıklı sosyal ilişkiler, yaşanabilecek stresli durumlara karşı tampon görevi görür, çaresizlik duygusunu azaltır ve kendinize olan güveni artırır.

Özellikle, ilk ve son 3 ayda bu destek, birçok zorluğu beraber daha kolay aşmanızı sağlayacaktır.

İçinizde Pozitif bir Çevre Kurmaya Özen Gösterin

İç dünyamız, kendimizle olan ve sonra dış dünya ile kurduğumuz “ilk çevremizdir.” İç dünyanızdaki çatışmalar, kendiniz ve dış dünya ile kurduğunuz ilişkiyi olumsuz yönde etkiler. Bebeğinizin ilk evi olan bu iç dünyada sükûnet, huzur ve uyumu sağlıyor olmanız, ilişkinizi güçlendirip, daha mutlu ve sağlıklı hissetmenizi sağlar.

Olumlu bir çevrenin ilk şartı: Kendinize karşı olumlu bir iç ses geliştirmektir.

Sürekli eleştiren ve aşağılayan iç sesinize karşı güçlü bir farkındalık geliştirin.

Olumsuz düşüncelerinizi not edin ve üzerinde düşünün.

En kötü ve en iyi ihtimaller üzerinde düşünüp, pozitif değerlendirmeler yapın.

Neden bu şekilde düşündüğünüzü anlamaya çalışın.

Buna sebep olan faktörleri gözden geçirin ve hayatınızdan uzaklaştırmaya çalışın.

Kendinize karşı daha merhametli olmaya özen gösterin.

Çevre Desteğini İhmal Etmeyin: Sevgileri Birleştirin

  • Gebeliğinizi ne zaman duyuracağınıza karar verin.
  • Komplikasyonlar yaşıyorsanız veya işiniz yorucu veya potansiyel olarak tehlikeliyse, gebeliğinizi gizlemeyin.
  • Kendinize çok yakın hissettiğiniz kişilerle bu sevinçli haberi paylaşmanız, karşılaşacağınız zorlukları beraber aşmanızı sağ
  • İhtiyaç duyduğunuzda yardım istemekten çekinmeyin.
  • Kimlerin size en çok hangi konuda yardımcı olabileceğini şimdiden belirleyin ve onlarla konuşun.
  • Bu konuda çekingen bir yapıda iseniz bunu aşmaya çalışın. Bu bir fırsat olabilir.
  • Eşinizin hangi konularda, kimden yardım alabileceğini konuşun ve bir isim listesi oluşturun.
  • Ailede özellikle gebelik deneyimi yaşamış kişilerden tüyolar alın.
  • Arkadaşlarınız ve yakınlarınızın buluşma halkalarını unutmayın. Bu size, farklı gündemler içinde rahatlama olanağı sunar.

Sosyal Çevrenizi Genişletin

Yaşadığımız süreç ve sorunlara benzer deneyimler yaşamış kişilerle iletişim kurmak hem anlaşılmış olma hem de farklı çözüm yolları keşfetmenin en güzel yollarından biridir.

  • Gebe arkadaşlarınızla veya bebeği olan yakınlarınızla buluşup deneyim ve beklentilerinizi konuşun.
  • Gebelik eğitim ve seminer gruplarıyla bu ağı büyütebilirsiniz.
  • Aynı zamanda, yüzlerce gebe kadınla sosyal ağlar kurabilir ve gebelik destek gruplarını çevrimiçi olarak bulabilirsiniz.
  • Ancak, güvenli ve dengeli sosyal medya kullanımına dikkat. Uzun etkileşimlerden kaçınmalısınız.

Olumsuz İlişkilerden Nasıl Kaçınabiliriz?

Hangi insanların sizin için sağlıklı olduğunu ve hangilerinden kaçınılması gerektiğini ayırt edebilmeniz, sizi birtakım ilişki problemlerinden ve stresten uzak tutmaya yarayacaktır.

  • Öncelikle, mümkün olduğunca stresten uzak kalmaya çalışın.
  • Büyük sorunları çözmek şimdilik sizin işiniz değil.
  • Size kendinizi iyi hissettirmeyen ortam ve kişilerle mesafenizi koruyun.

Bunları yapmakta zorlanıyor iseniz, kendinize şu soruları sorun:

  • Onlarla birlikteyken nasıl hissediyorum?
  • Onların yanındayken kendim gibi miyim?
  • Ayrıldığınızda kendinizi daha iyi mi, daha kötü mü yoksa eskisi gibi mi hissediyorsunuz?
  • Birliktelik sonrası daha heyecanlı ve yaratıcı hissediyor musun?
  • Birlikte fiziksel ve zihinsel olarak sağlıklı aktiviteler yapıyor musun?

İlk üç aylık dönemde genellikle açıklanamayan ruh hali değişimleri yaşayabilirsiniz. Vücudunuz şimdiye kadarki en büyük fiziksel değişimi yaşarken, ruhsal olarak da büyük bir değişim dönemindesiniz. Bir dakika ağlamaklı, bir sonraki an mutlu olabilirsiniz. Gergin, huzursuz, sinirli ve çaresizlik duygularına kapılabilirsiniz. Bu normal değişimler, sizi rahatsız edebilir. Genellikle, ikinci trimesterde azalır.

Duygularınıza Kulak Verin: Kendinize Zaman Ayırın

Hafif kaygı ve stres sizi daha sağlıklı yaşam tarzı seçimleri yapmaya yönlendirebilir:

  • Gerçekçi beklentiler belirleyin. Süreci kabullenin.
  • Gebelikle ilgili daha çok bilgi edinin.
  • Duygularınızı sevdiklerinizle paylaşın.
  • Duygularınızı bir günlüğe yazın. Bu, duygularınıza karşı farkındalığınızı arttırır ve sizi rahatlatır.
  • Sosyal ilişkilerinizi kısıtlamayacak düzeyde kendinize zaman ayırın: Kitaplar en güzel arkadaşınız olabilir.
  • Şimdiye kadar yapmak istediğiniz şeylerin bir listesini yapın.
  • Uzun ve riskli yolculuk gibi yorucu faaliyetleri 2. Döneminize bırakın.
  • Bu dönem daha sakin planlarınıza yönelin.
  • Evde istirahat sürecinizde, ruhunuzu dinlendiren müzikler dinleyin.
  • Sizi mutlu edecek ve yormayacak uğraşlar edinin.
  • Her şeyi yapmak için kendinize baskı yapmayın.
  • Elinizden geleni yapın ve gerisini başka bir zamana veya yapabilecek birine bırakın.
  • Öz bakım rutinleri oluşturun: Sağlıklı beslenme, uyku, spor, doğa ve sosyal çevre ile ilgili alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçirin.

Ne Zaman Yardım Almalıyım?

Güçlü hormonal değişimin yanı sıra, annelik duygusunu hissetmeye başlandığınız bu dönemde, olumsuz geçmiş deneyimleriniz, aynı zamanda fiziksel görünüm, kendilik algınız, sosyal roller, kariyer ve mali harcamalar gibi birçok farklı alanlarda meydana gelecek değişimler sebebiyle stres ve kaygı düzeyinizde artış olabilir.

Anksiyete Belirtileri: Depresyon Belirtileri:
  • Kontrol edilemeyen endişe duygusu.
  • Kendiniz veya bebeğinizin sağlığı hakkında aşırı endişelenme.
  • Konsantre olamama.
  • Sürekli gerginlik hissetme.
  • Sinirli ve heyecanlı olma.
  • Uykuya dalma ve devam ettirmede zorluk.
  • Sürekli felaket senaryoları kurma.
  • Tehlikeye karşı aşırı ve abartılı dikkat.
  • İştahsızlık.
  • Uyku düzeninizde bozulma. Çok az veya çok uzun süre uyku.
  • Ani ve sürekli ağlamalar.
  • Alınganlık.
  • Suçluluk ve değersizlik duyguları.
  • Cinsel isteksizlik.
  • Normalde hoşlandığınız şeylerden zevk almama.
  • Konsantre olamama, unutkanlık.
  • Endişe ve aşırı sinirlilik hali.
  • Umutsuzluk, ölüm, intihar düşünceleri.

Dikkat!

Hafif düzeyde kaygı ve stres düzeyleri gittikçe arttığında, anksiyete (kaygı) ve depresyon belirtileri yaşıyor olabilirsiniz. Bu durumda mutlaka bir ruh sağlığı uzmanına başvurmalısınız.

Bebeğimle Güvenli Bağlanma

Gebeliğe hazır mıyım? Anneliğe hazır mıyım? İyi bir anne olabilecek miyim? Bebeğim beni sevecek mi? Ben bebeğime bağlanabilecek miyim? Birçok anne adayı gibi siz de kendinizi bu düşünceler içinde bulabilirsiniz. Hafif düzeyde yaşanan bu normal endişeler, sizi daha sağlıklı bir bağlanma sürecine hazırlayabilir.

Güvenli Bağlanma, iki kişi arasındaki derin ve kalıcı duygusal bağ olarak tanımlanabilir. Bu derin bağda, kişiler birbirlerinin varlığında yakınlık arar ve kendini daha güvende hisseder.

Güvenli Bağlanma gerçekleştiğinde, kişiler birbirlerinin ihtiyaçlarına duyarlı ve uygun şekilde yanıt verme yönelimine girerler. Bu karşılıklı sinyallere doğru tepki verme ve hassasiyet bağlanmanın gücünü belirler.

  • Güvenli bağlanma, bilinenin aksine gebe olduğunu öğrendiğiniz anda başlar.
  • Yaşamımızda deneyimlediğimiz bu çok önemli dönem, doğumdan sonraki yaklaşık iki sene boyunca devam eder.
  • En kritik periyodu ise doğumla beraber, bebeğinizin ilk aylarına tekabül eder.
  • Bu benzersiz ilişki zaman içerisinde evrilir ve dünyanın en güçlü ilişkisine dönüşüp, annelik dönemine geçiş için hazırlanmamanızda size yardımcı olur.
  • Gebelik döneminde sağlıklı bir bağlanma doğum ve doğum sonrası bakım süreçlerini daha kolaylaştırır.
  • Bebeğin gelişiminin önemli bir parçası olarak size ve dünyaya karşı bir güven duygusu geliştirir.
  • Bebeğinizin beyninin kendini organize etme biçimi, aynı zamanda fiziksel, sosyal, duygusal ve bilişsel gelişimi, sevgi dolu bir bağlanma ilişkisine dayanır.

Minik Dokunuşlarla Bağlanma

  • Bebeğinizle bol bol konuşun.
  • Bebeğinizin güvenli bir ortamda uyuduğunu veya bazen yüzdüğünü düşünün.
  • Karın kısmına yumuşak sarmal hareketlerle dokunun ve bebeğinizle konuşmayı, hikâye okumayı, ninniler söylemeyi deneyin.
  • Kendinizi iyi hissetmediğiniz dönemlerde ise yumuşak dokunuşlarla bebeğinizle konuşun, bunun üstesinden beraber gelebileceğinizi ve tekrar iyi hissedeceğinizi söylemeyi deneyin.
  • Bebeğinizle beraber oyunlar oynayıp, eğlendiğiniz anları düşünün.
  • Ona bir mektup yazın.
  • Minik hediyeler alın ve minik notlar ilave edin.

Dikkat!

Gebelik sürecine adaptasyonda ve bebeğinize karşı olumsuz duygularla başa çıkmada zorluk yaşıyorsanız, mutlaka bir ruh sağlığı uzmanına danışmalısınız.

Eşinizin Duygularına Kulak Verin

Bu dönemde, yaşadıklarınız sadece sizi değil, eşinizi de önemli derecede etkiler. Ne yapacağını bilememe, ilk defa karşılaştığı durumlardan dolayı size yardımcı olamamanın üzüntüsü ve çaresizlik gibi duygular, zorlu bir dönemden geçmesine sebep olabilir.

  • Yaşadığınız süreçle ilgili ne düşündüğünü dinleyin ve duygularına saygı gösterin. Unutmayın, o bu süreçte sizden daha yalnız olabilir.
  • Gebelik ve yavaş yavaş doğum hakkında bilgi edinmesini destekleyin. Bu sizi anlamasını ve yardım etmesini sağlayacaktır.
  • Devlet destekli ücretsiz veya özel kurumlar tarafından sağlanan çeşitli doğum öncesi eğitimlere beraber kaydolun. Bu tür eğitimlere katılan çiftler gebelik ve doğum sürecini çok daha kolay atlatmaktadırlar.
  • Hassasiyetlerinizi ona ara ara hatırlatın, unutabilir.
  • Size yardım etmesine yardımcı olun. Nasıl yardım edeceği konusunda bir fikri olmadığı için sinirlenmek yerine ona bazı ipuçları verin “Canım, ağladığımda bana bir fincan bitki çayı getirmeni ve sonra beni yalnız bırakmanı rica ediyorum.”
  • Daha iyi hissettiğinizde, beraber geçireceğiniz özel zamanlar oluşturun.
  • Eşinizin elinden tutun ve beraber bebeğinizle konuşun.

Cinsel Yaşamınız

Bu dönemdeki hızlı fiziksel değişiklikler, mide bulantısı, meme hassasiyeti ve yorgunluk, cinsel isteğinizi geçici olarak azaltabilir. Tüm bunlara rağmen, kendinizi eşinize daha yakın hissedebilirsiniz ve bu yakınlığı cinsellikle ifade etmek isteyebilirsiniz.

  • Nasıl hissettiğiniz ve ne arzu ettiğiniz hakkında konuşmanız çok önemlidir.
  • Yakınlığı ifade etmenin cinsel ilişki dışında başka yolları da vardır. Sarılabilir, dokunabilir ve kucaklaşabilirsiniz.
  • Eşinizle flört edebilir ve romantik buluşmalar oluşturabilirsiniz.
  • Duygularınızı paylaşmak ve duygusal olarak destekleyici olmak ikinizi daha da yakınlaştırabilir.
  • Birlikte olmak, eğlenmek, gülmek, konuşmak ve hamilelik heyecanını paylaşmak da sevgi göstermenin yollarıdır.

Bilinenin aksine gebeliğin her döneminde aktif cinsel yaşamınıza devam edebilirsiniz. Ancak, aşağıdakine benzer bir takım durumlarda cinsel ilişkinizi yaşamanız zararlı olabilir.

  • Vajinal kanama
  • Rahim ağzında erken açılma
  • Erken doğum riski
  • Amniyotik sıvı sızıntısı
  • Çoğul gebelik
  • Plasentanın servikal boşluğu kapatması
  • Daha önce düşük veya erken doğum yapmış olmak

Dikkat!

Uzman doktorunuza, cinsel aktivitenizi sınırlamanız için herhangi bir neden olup olmadığını sorabilirsiniz.

Çocuğumu Gebeliğe Nasıl Hazırlayabilirim?

Gebelik süreciniz, sizinle beraber diğer tüm aile üyeleri için büyük bir değişim dönemi. Özellikle, daha önce kendisinde olan tüm dikkat ve ilgi, artık yeni bir aile üyesine yöneltileceği için, kardeşinin gelişine karşı onu hazırlamalısınız.

  • Onun ne düşündüğünü dinleyin ve duygularına saygı gösterin.
  • Duygularını ifade etmekte zorlanıyor ise duygu dünyasına girmeye çalışın. Resim, hikâye ve oyunlarla bu konuyu konuşmaya çalışın.
  • Sorduğu sorulara basit ama tam olarak yanıt verin.
  • Mesajlarınızı onun anlaması için kolay tutun. Bu, çocuğunuzun kendini güvende ve rahat hissetmesine yardımcı olacaktır.
  • Ona gebe olduğunuz anları, resimleri paylaşın ve bunlar üzerine konuşun.
  • Unutmayın, siz bu sürece hazırsanız, o daha kolay uyum sağlayacaktır.
  • Hazırlık sürecine onu da dahil edin. Kendisini daha büyümüş hissedecektir. “Kardeşinin çoraba ihtiyacı olacak, sence hangi renk daha güzel? Kardeşinin büyümesi için dinlenmeye ihtiyacım var. Bana yardım edebilir misin?” Kardeşinin senin gibi bir kardeşi olduğu için çok mutluyum.”

Doğuma hazırlık, 1. trimesterda kritik dönem nedeniyle neredeyse çok azdır. 2. trimesterde yavaş yavaş artan hazırlıklar, son 3 ayda nihayete erer.

Minik Hazırlıklar

  • Bu dönemde, büyük hazırlıklar yerine, minik minik hazırlıklar yapmaya çalışın. Bebeğinize sıcacık bir battaniye, patik örmeye başlayabilirsiniz.
  • Mavi ve pembe ayrımına gitmeyin. Nötr renkler kullanın. Her an sürprizlerle karşılaşabilirsiniz.
  • Şimdiden bebeğin temel ihtiyaçlarını almaya yönelmeyin.

İhtiyaç listesini 2. trimesterde oluşturun.

Doğru Uzman ve Medikal Bakım

Kendinizi güvende hissedeceğiniz bir sağlık uzmanı, gebeliğiniz boyunca size yol gösterecek, tedavi edecek, eğitecek ve güvence altına alacaktır. İyi, yetkin ve kendinizi güvende hissettiğiniz bir uzmanı bulmak ilk işiniz olmalıdır.

  • İlk ziyaretiniz genel sağlığınızı değerlendirmeye, risk faktörlerini belirlemeye ve bebeğinizin gebelik yaşını belirlemeye odaklanır.
  • Sağlık geçmişinizi ve güncel sağlık durumunuzu doktorunuzla rahat bir şekilde konuşun.
  • Başta daha sık olan görüşmeleriniz, zamanla daha az olmaya başlar.
  • Rutin tetkiklerinizi yaptırmayı ihmal etmeyin.
  • Doktorunuzun onayı olmadan herhangi bir ilacı kullanmayın.

Uyarı İşaretleri

Gebeliğiniz boyunca bazı olası riskli durumlar yaşayabilirsiniz. Bazı işaretler ciddi sorunlara sebep olabilir. Onları görmezden gelmeyin ve herhangi birine sahipseniz, hemen sağlık uzmanınızı arayın:

  • Vajinal kanama veya sızan sıvı
  • Şiddetli karın ağrısı
  • Gün boyu sıvıları ve yiyecekleri yememenizi engelleyen mide bulantısı (mide rahatsızlığı) veya çoğu günlerde günde iki ila üç defadan fazla kusma
  • Yüksek ateş
  • Ağrılı idrara çıkma veya büyük ölçüde artan idrara çıkma
  • Geçmeyen baş ağrısı