Bebeveyn Akademi

Sevgili Anne Adayı;

Umut dolu, heyecan verici ve bir o kadar da karmaşık hisleri içinde barındıran annelik serüvenine hoşgeldiniz. Gebelik süreci, umut dolu hayaller, tatlı hazırlık telaşlarları, ve beraberinde birçok soru işaretini içerir. Bu heyecanlı bekleyiş her geçen hafta yerini farklı sorulara ve hazırlıklara bırakır. Ortalama 40 haftayı barındıran bu hamilelik dönemi birbirinden farklı üç “trimesterdan” oluşur. Her üç aylık dönemde, hem siz hem de bebeğiniz belirli değişimler yaşarsınız. Bu değişimleri bilmek ve döneme özgü ihtiyaçlarınızı gebelikte karşılayabilmek çok önemli. Bu yüzden Bebeveyn Akademi olarak bebeğinizi kucağınıza almadan önce mutlaka bilmenizi istediğimiz 6 başlığı sizin için ele aldık. Bu başlıkları ise gebelik döneminizin ihtiyaçlarına özel olarak hazırladık: Beslenme, Uyku & Hareket, Ruh Sağlığı, Çevre Desteği, Doğuma Hazırlık .

Sağlıklı bir gebeliğin birbirinden farklı üç trimesteri vardır ve son adet döneminin ilk gününden başlayarak yaklaşık 40 hafta sürer. Her üç aylık dönemde, hem siz hem de bebeğiniz belirli değişimler yaşarsınız.

Eğer,
1-13 haftalık (1-3 aylık) hamileyseniz 1. Trimester,
14-27 haftalık (3-6 aylık) hamileyseniz 2. Trimester,
28-40 haftalı (6-9 aylık) hamile iseniz 3. Trimester başlığına tıklayabilirsiniz.

3. Trimester

Bu dönemde 28- 40 hafta içindesiniz. Artık gebeliğin son dönemine ulaştınız ve muhtemelen bebeğinizin doğumu için çok heyecanlı ve endişeli olabilirsiniz. Rutinlerinize devam etmek doğum ve sonrasında işlerinizi daha da kolaylaştıracaktır. Bu sayede, doğum ve bebeğinizin bakımı için gerekli enerjiyi ve gücü hissedeceksiniz. Kendinizi çok yormadan hareketli kalmaya devam edin ve rezervlerinizi iyice depolayın.

Bu dönemde 28 – 40 hafta içindesiniz. Artık gebeliğin son dönemine ulaştınız ve muhtemelen bebeğinizin doğumu için çok heyecanlı ve endişeli olabilirsiniz. Rutinlerinize devam etmek doğum ve sonrasında işlerinizi daha da kolaylaştıracaktır. Bu sayede, doğum ve bebeğinizin bakımı için gerekli enerjiyi ve gücü hissedeceksiniz. Kendinizi çok yormadan hareketli kalmaya devam edin ve rezervlerinizi iyice depolayın.

Bebeğinizin büyümesi nedeniyle, sizde de belirgin bir kilo artışı olacaktır. Bu rahimdeki büyüme nedeniyle, nefes darlığı, hemoroid, idrar kaçırma, varisli damarlar ve uyku sorunları yaşanabilir. Bu ay sonunda, bebeğinizin önemli organlarının hepsi oluşur. Bebeğiniz ayrıca gözlerini açıp kapatıyor ve ışığa tepki veriyor. Tüm duyuları gelişmiştir. Düzenli uyku ve uyanma döngüleri yaşamaya başladı. Artık, doğuma hazırlık için pelvise doğru baş aşağı konuma doğru ilerliyor.

Bebeğiniz kaç haftalık oldu? Aşağıdaki videolarda bebeğinizin gelişimini hafta hafta takip edebilirsiniz;

28. Hafta

29. Hafta

30. Hafta

31. Hafta

32. Hafta

33. Hafta

34. Hafta

35. Hafta

36. Hafta

37. Hafta

38. Hafta

39. Hafta

Sağlıklı Beslenmeye Özen Gösterin

Siz de bebeğiniz de gittikçe daha da yüksek protein ve kaloriye ihtiyaç duyuyorsunuz. Aynı zamanda, kilo alımınızda da belirgin artışlar var.

  • Menünüzde süt, peynir, yoğurt gibi kalsiyum ve kırmızı et, yeşil mercimek gibi proteinden zengin besinler yoksa hızlıca ekleyin.
  • Porsiyon miktarları için beslenme ve diyet uzmanı ile görüşebilirsiniz.
  • Dengesiz beslenmeye bağlı düzensiz kilo alımından uzak durmalısınız.
  • Yoğurtlu meyve, kuruyemiş ve sebzelerde atıştırmalıklar tüketin.
  • Etleri kızartmak yerine haşlayın veya fırında pişirin.
  • Süt ürünlerinin az yağlı veya yağsız versiyonlarını seçin.

Hangi Temel Besinlere İhtiyacım Var?

  • Besin değeri yüksek, kaliteli besinler tüketmelisiniz: Giderek artan iştah ve bebeğinizin daha da büyümesi, daha fazla besin ve enerji almanızı gerektirir.
  • Sebze salataları, kuruyemiş, kırmızı fasulye, nohut, Avokado salatası, Brüksel lahanası, Somon balığı, haşlanmış yumurta, taze meyve suları.
  • K vitamini içeren besinler yemeyi ihmal etmemelisiniz: Mevcut listenize ek olarak, K vitamini doğumdan sonra vücudunuzun iyileşmesine yardımcı olacaktır.
  • K vitamininden Zengin Besinler: ıspanak, brokoli, lahana, marul, bezelye, taze fasulye gibi sebzeler, meyveler ve yağlı tohumlar, buğday, yulaf gibi tahıllar, süt ve süt ürünleri, yumurta, kırmızı et.

Hangi Bitki Çaylarını İçebilirim?

Ahududu yaprağı çayı: Kalsiyum ve magnezyum yönünden zengin.

Doktorunuzun tavsiyesi olmadıkça günde bir fincandan daha fazla bitki çayı tüketmeyiniz!

Kaçınmanız Gereken Besinler

3.Trimester’de tükettiğiniz besinlere ekstra dikkat etmelisiniz. Bu besinlerden kaçınmanız gebeliğinizin son döneminde olumsuz durumlarla karşılaşma riskinizi en aza indirecektir:

  • Hızla kilo aldıran yüksek kalorili ve karbonhidratlı besinler.
  • Salam, sosis, sucuk, konserve yiyecekler gibi ödem yapan besinler.
  • Lifli gıdalar, zeytin, beyaz et, kayısı gibi kabızlık yapacak besinler.
  • Kas spazmlarını tetikleyecek kafein gibi besinler.
  • Ispanak, kereviz, fındık, ceviz gibi E vitamini içeren besinler tüketin.
  • Salçalı yemekler, turşu, domates, şerbetli tatlılar gibi mide ekşimesi ve hazımsızlığı tetikleyen besinlerden kaçının. Bunlara çözüm olarak da ılık süt ve lifli besinler olabilir.
  • Yoğun baharatlı, ekşili, yağlı yiyecekler.

Buzluğa Yemek Depolayın

Yeni doğmuş bir bebeğin bakımını üstlenmek göründüğü kadar kolay olmayabilir. Sizin kendinize bakım gösterip, dengeli, sağlıklı beslenmeniz bu bakım sürecinin büyük bir parçasıdır. Unutmayın siz sağlıklı ve huzurlu iseniz bebeğinizde sağlıklı ve huzurlu olacaktır.

Bu aylarda mide yanmalarıyla çok sık karşılaşabileceğinizden dolayı şunları önerebiliriz:

  • Az miktarlarda, sık sık beslenin.
  • Aşırı yağlı ve soslu besinlerden uzak durun.
  • Özellikle acı olanlar başta olmak üzere baharat tüketiminizi minimuma indirin.
  • Asitli olmayan meyveleri tercih edin.
  • Bol sıvı tüketin. Hazmı zorlaştırmaması adına suyu yavaş yavaş için.

Yatmadan en az 2 saat önce besin tüketiminizi sonlandırın.

Doğum tarihinize yaklaşan haftalarda, yiyecek bir şeyler için çabalamamak veya daha az sağlıklı paketlenmiş ve paket servis seçeneklerine güvenmemek için yemekleri önceden hazırlamayı ve dondurmayı düşünün.

  • Yapması kolay, dondurulup tekrar ısıtılabilen birçok tarifi deneyebilirsiniz. Birçok baklayı haşlayıp, uzun pişirme saatlerinden kurtulabilirsiniz.
  • Veya sevdiğiniz yemeği daha fazla yapıp, diğer kısmını dondurucuya koyabilirsiniz.
  • Yakınlarınız ve arkadaşlarınızdan dondurucuya uygun sevdiğiniz yemekleri yapmalarını isteyebilirsiniz.

Artık uyku hijyeniniz rutin olarak hayatınıza girdi. Uykularınız daha sağlıklı. Ancak, kilo alımınız nedeniyle artan nefes darlığınız, sırt ağrılarınız, bacak kramplarınız ve bebeğinizin tekmeleri uyku düzeninizi bozabilir.

  • Uyumadan önce sıvı alımını biraz azaltın. Rahiminizdeki büyüme en üst seviyede, idrar torbanıza baskı bu aylarda daha fazla.
  • Egzersiz yapın ve özellikle kafeinden uzak durun. Folik asit ve demir vitaminlerinizi yeterli aldığınızdan eminseniz, uyumadan önce hafif bacak egzersizleri kan akışını arttırarak bacaklardaki ağrıları rahatlatacaktır. Kafein bu ağrıları arttırabilir.

Doğru Uyku Pozisyonunu Bulun

Son aylarda en iyi uyku pozisyonu bulmak çok önemlidir. Çünkü rahat bir uyku önünde birçok engeliniz var şimdi. Sırt üstü ve yüz üstü uyumaktan kaçınmaya devam.

  • Dizlerinizin arasına yastık yerleştirmek veya dizlerinizi bükmek, kalça ve sırt ağrılarınıza iyi gelebilir.
  • Üst gövdenizi birkaç yastıkla kaldırmak mide ekşimesini azaltabilir.
  • Bacaklarınızı yastıklarla yukarıya kaldırmak şişme ve bacak ağrısını azaltabilir.
  • Hamilelik yastığı, ek sırt desteği sağlamaya yardımcı olabilir.

Nasıl Bir Hareketli Yaşam?

Bebeğinizin hareketlerini daha fazla hissetmeye başladınız. Aynı zamanda, ayaklarınızda veya ellerinizde kramp ve kas spazmları deneyimleyebilirsiniz. Hareket etmeye devam etmeniz hala çok önemli. Üçüncü üç aylık dönem egzersizleri, vücudunuzu doğum için hazırlarken ağrıları ve ağrıları hafifletmeye yardımcı olan en önemli egzersizlerden bazılarıdır. Bu egzersizler kalçaları ve pelvisi açarak doğum sırasında kullanacağınız kasları güçlendirecektir.

Kaslarınızı Güçlendirmeye Devam

Pelvik taban egzersizleri, üçüncü trimesterda büyük bir bebeğe ev sahipliği yapan rahim de dâhil olmak üzere iç organları desteklemek için hala güçlü bir egzersiz. Devam etmeyi unutmayın.

Çökme Hareketi (Squat), çömelerek yapılan bir harekettir.

  • İç/dış bacak kaslarını güçlendirmek için yapılır.
  • Önce bir sandalyede oturarak yapabilirsiniz.
  • Eller havada karşıya uzatın ve çömelip tekrar ayağa kalkın.
  • Hareket yapılırken kuvvet uygulandığı zaman nefes verilir yukarı kalkarken nefes alınır. Bu Hareket 10 tekrar ile 3-4 set şeklinde yapılabilir.

Kaçınmam Gereken Egzersizler Nelerdir?

  • Hala sizi çok yoracak egzersizlerden ve yüksek atlamalı, zıplamalı, darbe alabileceğiniz sporlardan kaçınmalısınız.
  • Yoğun ve beden ısınızı yükseltecek egzersizlerden uzak durun.
  • Tüplü dalış sporları da hala doğum sonrasına bırakmanız gereken sporlardan.
  • Binicilik, kayak, sörf, arazi bisikleti gibi düşme riski yüksek aktivitelerden uzak durun.

Doğanın İyileştiren Gücüyle Kucaklaşın

Doğuma hazırlık sürecinizi kolaylaştıracak en doğal yollardan biri hala doğa içinde yapacağınız sakin yürüyüşleriniz. Zamanınız varken hala sevdiklerinizle beraber veya kendinize özel yürüyüşler yapabilir ve doğanın keyfini çıkarabilirsiniz.

  • Yürürken pelvik kaslarınızı hafif gerebilirsiniz.
  • Hafif ve yavaş diyafram nefesi ile kan akışının düzenlenmesine yardımcı olabilirsiniz.

Bu üç aylık dönemde bebeğinizin gelişini planlama ve hazırlıklar konusunda heyecanlı olabilirsiniz. Bazı günler nasıl bir ebeveyn olacağınızı merak ediyor ve bebeğinizin doğması için daha az istekli oluyor olabilirsiniz. Bununla beraber, vücudunuz o kadar değişti ki, hamile kalmadan önceki haline geri dönüp dönmeyeceğini merak edebilirsiniz. Öte yanıyla, doğum hazırlıkları ve alışveriş listelerinizi hazırlayıp, tamamlamak hala gündeminizi meşgul etmekte. Tüm bu rüzgarlar eserken, huzurlu ve sakin hissetmeniz için önce kendinize zaman ayırmalı ve duygularınıza kulak vermelisiniz.

Duygularınıza Kulak Verin: Kendinize Zaman Ayırın

Büyük bir buluşmaya hazırlanıyorsunuz. Hisleriniz rengârenk. Bazen hüzün, heyecan, coşku; bazen endişe ve korku. Çoğu anne adayının deneyimlediği bu normal duygu çeşitliliği, sizin iç dünyanızda da hareketlilikler yaşıyor.

  • Duygularınızı gizlemeyin ve bastırmayın. Bu süreçte mutluluk kadar bazen kaygı, üzüntü ve öfke duygularını da yaşayabileceğinizi unutmayın.
  • Gebelikte ve sonrasında önemli rutin değişimleri yapmaktan kaçının.
  • ‘Mükemmel anne’ hayallerine dikkat. “Yeteri kadar iyi anne” olmaya özen gösterin.
  • Kendinizi arkadaş çevrenizden ve yapmaktan keyif aldığınız aktivitelerden uzak tutmayın.
  • Yorulmadan dinlenin. Bunu yapamıyorsanız, şimdi denemelere başlayın.
  • Mola verin. Doğum sonrası, sizi bekleyen koşuşturmaca için büyük bir destek.
  • Endişelerinizi ve hislerinizi sevdiklerinizle paylaşın.
  • Duygular günlüğü hala, duygularınızı paylaşmak için kolayca ulaşabileceğiniz bir kapı.
  • Yapmayı istediğiniz şeyler listesiniz hala mı boş? Sizi çok yormayacak olanlar için hala vaktiniz var.

Ne Zaman Yardım Almalıyım?

Doğum öncesi, doğum esnası ve sonrasında yaşayabileceğiniz ruhsal sağlamlık ve kırılma düzeyleri hakkında bilgi edinin. Bu, gerektiğinde doğru ve hızlı yardımı almanızı sağlayacaktır.

Annelik Hüznü (Lohusa Sendromu)

Doğum sonrası ilk birkaç gün içinde başlayan, 7-10 gün içinde kendiliğinden düzelen; bunaltı, sıkıntı, sinirlilik, ağlama ve unutkanlıkla kendini gösteren bir süreçtir. Bu süreçte yakınlarınızdan yardım almanız çok önemlidir. Bu daha hızlı toparlanıp, belirtilerin artışını engellemeyi sağlar.

  • Duygularınıza kulak verin ve sevdiklerinizle paylaşın.
  • Kendi iç dünyanızda çözmeye çalışmayın.
  • Korkularınızı ve beklentilerinizi belirtin.
  • Kaygı ve hüzün düzeyinizde anlamlı bir artış varsa muhakkak bir ruh sağlığı uzmanına danışın.

Doğum Sonrası Depresyon (Postpartum Depresyon)

Hormonal değişimler, doğum vücudunuz üzerindeki büyük etkisi, düzensiz ve yetersiz uyku ve fiziksel yorgunluk, bebeğinizle ilgili olası sorunlar tükenmişlik hisleri yaratabilir. Ancak bazen bu hisler daha şiddetli, uzun sürebilir. Bazı anne adaylarında görülen, doğum sonrası depresyona dönüşebilir. Bu belirtilerin bir kısmını deneyimliyorsanız, muhakkak bir ruh sağlığı uzmanına danışın.

  • Aşırı ağlama
  • Bebeğinizle bağ kurmada zorluk
  • Aileden ve arkadaşlardan uzaklaşma
  • İştahsızlık veya normalden çok daha fazla yemek yeme
  • Uyuyamama (uykusuzluk) veya çok fazla uyuma
  • Ezici yorgunluk veya enerji kaybı
  • Eskiden zevk aldığınız aktivitelere karşı ilgi ve zevkte azalma
  • Yoğun sinirlilik ve öfke
  • İyi bir anne olmadığınız korkusu
  • Umutsuzluk
  • Değersizlik, utanç, suçluluk veya yetersizlik duyguları
  • Açıkça düşünme, konsantre olma veya karar verme yeteneğinde azalma
  • Huzursuzluk
  • Şiddetli anksiyete ve panik olma
  • Kendinize veya bebeğinize zarar verme düşünceleri
  • Tekrarlayan ölüm veya intihar düşünceleri

Yeni Babalarda Doğum Sonrası Depresyon

Doğum sonrası depresyon sadece anneleri değil, babaları da etkileyebilir.  Eşiniz üzgün, yorgun veya bunalmış hissedebilir, endişe yaşayabilir. Rutin uyku ve yeme düzeninde değişiklikler olabilir.

  • Doğum sonrası depresyon riski en çok genç olan, depresyon öyküsü olan, ilişki sorunları yaşayan veya maddi sıkıntı yaşayan babalarda görülür.
  • Eşiniz gebeliğiniz sırasında veya doğumdan sonraki ilk yıl içinde depresyon veya anksiyete belirtileri göstermişse, muhakkak bir ruh sağlığı uzmanına başvurmalıdır.
  • Eşinizle hisleri hakkında konuşun.
  • Sorunlarınızın üstesinden beraber gelebileceğini ona hatırlatın.
  • Bu sürecin geçici bir süreç olduğunu, tekrar iyi hissedeceğini söyleyin.
  • Bebeğinizin, ikinizin sevgisine sevgi katacağını söyleyin.
  • Bebeğinizle geçireceği güzel zamanları konuşun ve hayal kurun.

Bebeğimle Güvenli Bağlanma

Doğum tarihleriniz yaklaştıkça, siz de bebeğiniz de büyük hazırlıklar içindesiniz. Ebeveynlik rolleri hakkında daha çok şey öğrendiniz, ama hala yeterince iyi anne ve baba olma hakkında endişe ve kaygılarınız olabilir.

Elinizden gelenin en iyisini yaptınız; bebeğinize ve kendinize özen gösterdiniz. Uzun, heyecanlı, meşakkatli, sevinç ve hüzünler dolu bir yolculuğun büyük bir kısmını atlattınız.

Esnek olun. Anneliğe ilk adımlarınızı atacağınız bu dönemde, siz bebeğinizi, bebeğinizin de sizi tanımaya çalışmakta olduğunu unutmayın. Birbirinize alışma döneminde olduğunuzu kendinize hatırlatın.

Şimdi yapmanız gereken şey, sevginizin bebeğinizi koruyacak en temel besin olduğunu hatırlamak. Bu güçlü besin ikinizi beslemeye devam edecek.

Doğum Sonrası Bağlanma

Güvenli bağınızı sevgi ve anlayışınızla daha da besleyecek yollar deneyin.

  • Bebekler sözlü iletişim yerine kendilerini anlatmanın farklı yollarını kullanırlar. İyi bir gözlem, bebeğinizin ihtiyaçları hakkında size hızlı ve doğru iç görü kazandıracaktır.
  • Bebeğinizi gözlemleyin. Onun rahatını bozacak durumları erken fark edebilir, böylece ihtiyaçlarını çabucak karşılayabilir ve çok ağlamasını önleyebilirsiniz; sırtını bükme, el emme, homurdanma, dudak bükme vb.
  • İpuçlarını izleyin. Duyusal ihtiyaçları hakkında ipuçları için bebeğinizin yüz ifadelerini ve vücut hareketlerini izleyin. Örneğin, üşüdüğünü veya sarılmaya ihtiyaç duyduğunu belirtmek için vücut pozisyonunu ona göre ayarlayabilir veya yüz ifadesini değiştirebilir veya sesinize yanıt olarak kollarını ve bacaklarını hareket ettirebilir.
  • Göz teması kurun. Beslerken, oynarken ve bez değiştirirken bebeğinizin gözlerinin içine bakın; sevinç ve heyecan yüz ifadelerinizi paylaşın.
  • Bebeğinize bol bol dokunun, kucaklayın. Dokunmak, bebeğinize güvenlik hissi verir. Ten tene etkileşim kurmak hem ebeveynlerin hem de bebeğin sakin ve rahat hissetmesine yardımcı olur.
  • Hangi dokunuşu seviyor? Bebeğinizin ne tür bir dokunuştan hoşlandığını not edin. Dokunuşunuz ne kadar hassas olursa, bebeğinizle iletişiminiz o denli güçlü olacaktır.
  • Hoşlandığı sesi bulun. Bebeğinizin hoşlandığı hareket, ses ve ortam türlerine dikkat edin. Bazı bebekler sallanma veya ileri geri yürüme gibi hareketlerle rahatlarken, diğerleri hafif müzik gibi seslere veya dışarıda taşınmak gibi bir ortam değişikliğine tepki verir.
  • Sesleri ayırt edin. Bebeğinizin çıkardığı ses türlerini ve bu seslerin ne anlama geldiğini öğrenin. Örneğin, acıkma sesi kısa, düşük perdeli bir ağlama olabilirken; yorgunluk sesi dalgalı bir feryat olabilir.
  • Bebeğiniz her ağladığında onu rahatlatmaya çalışın. Ağlama her anlama gelebilir, nedenini anlamaya özen gösterin; acıkmış olabilir, rahatlık, güven arayışı içindedir veya ağrısı olabilir.
  • Bebeğinizin gerçekçi beklentilerini korumaya özen gösterin. Bebeğiniz bir yaşından öncesine kadar kendini yatıştıramaz veya ihtiyaçlarını sözlü olarak size söyleyemez. O zamana kadar, ona yardım etmeniz için size tamamen güvenecektir.
  • Tüm dikkatinizi gün boyunca periyodik olarak bebeğinize vermeye çalışın. Bu, cep telefonları ve televizyon gibi dikkat dağıtıcı şeylerden uzak olmak anlamına gelebilir.
  • Duygularınızın farkında olma alıştırması yapın. Yorgun, endişeli, kızgın veya sinirli olduğunuza dikkat edin ve kendinize zaman ayırmayı deneyin. Mola verin. Yardım isteyin.
  • Kendi ihtiyaçlarınızın farkında olduğunuzda bebeğinizin ihtiyaçlarını daha iyi karşılayabilirsiniz.
  • Durun ve anlamaya çalışın. Bazen bebekler ne yaparsanız yapın, örneğin diş çıkarırken, hastalanırken veya büyük bir gelişimsel değişiklik geçirirken yaygara koparır. Bu olduğunda, bebeğinizle iletişim kurmak ve onu yatıştırmak için çabalarınızı sürdürün. Sabrınız, sevginiz ve ilginiz, telaşlanmaya devam etseler bile bebeğinize fayda sağlar.
  • Her söylenen işe yaramayabilir. İyi niyetli aile ve arkadaşlardan gelecek akran baskısına dikkat edin. Onların bebeği için işe yarayan şey sizin için işe yaramayabilir. Bebeğinizi sakinleştirmek ve yatıştırmak için ne gerektiğini doğru kaynaklardan öğrenerek, bebeğiniz adına güvenli bir sakinleştirme sürecini öğrenmeye başlamış olursunuz.

Önceki bilinenlerin aksine, bebeklerin dünyayı ve kendilerini algılama kapasitesi oldukça karmaşık ve derindir. Bebekler iyi gözlemciler olan minik bilim insanlarıdır. Bebeğinizle her zaman doğruları paylaşmaya özen gösterin.

Bebeğimin güvenli bir bağlanma geliştirdiğini nasıl bilebilirim?

Güvenli bir bağlanmanın oluştuğunun ilk işaretlerini takip edin:

  • Bebeğiniz 4 haftaya kadar gülümsemenize, bir yüz ifadesi veya bir hareketle yanıt verecektir.
  • Yaklaşık 3 ay sonra size gülümseyecektir.
  • Yaklaşık 4 ila 6 ay arasında, size dönüp ve üzüldüğünde yanıt vermenizi bekleyecektir.
  • Yaklaşık 7 veya 8 ay sonra, sadece size özel bir tepkileri olacaktır. Yabancılarla iletişim kurmakta hala tepkisel olabilirler.
  • Ayrıca, bebeğiniz gergin hissetmenize, öfkenize veya üzüntünüze tepki vermeye başlayabilir.

Bebeğiniz bu tür yanıtları vermiyor, insanlara ilgi göstermiyor veya göz teması kurmuyor ise, bir pediatri uzmanına başvurmayı ihmal etmeyin.

Eşinizin Duygularına Kulak Verin

  • Eşiniz de sizin gibi yeterli bir ebeveyn olma konusunda endişeler yaşıyor.
  • Eşinizle ne düşündüğünüzü ve hissettiğinizi paylaşın.
  • Eşinizin neye ihtiyacı olduğunu anlamaya çalışmayın, kendisine sorun.
  • Şimdiye kadarki süreçte desteğinin anlamını ve önemini paylaşın.
  • Doğum sürecine hazırlıkları beraber paylaşın.
  • Doğum planlarınızı konuşun.
  • Bebek bakımı ile ilgili bildiklerinizi ve bilmediklerinizi konuşun.
  • Görev ve sorumlulukları paylaşmayı konuşun.
  • Doğumda kimlerin yanında olmasını istediğini sorun.
  • Kendi sosyal çevresi ile bağını destekleyin. Arkadaşlarıyla kısa molalar ona da iyi gelecektir.
  • Bu paylaşımları bazen huzurlu ve sakin bir dış mekânda yapmak ikinize de iyi gelecektir.

Cinsel Yaşamınız

Hazımsızlık, mide ekşimesi, bacak krampları, bebeğinizin ve karnınızın gittikçe büyümüş olması, cinsel ilişkiye girmenizi zorlaştırabilir veya isteğinizi azaltabilir. Ancak, herhangi bir risk veya isteksizlik durumu yoksa cinsel hayatınıza devam edebilirsiniz.

  • Son 4 haftada cinsel ilişkiden kaçınmalısınız.
  • Rahim kasılmalarınızı tetikleyebilir.
  • Ayrıca, başka riskler nedeniyle doktorunuz cinsel ilişkiye girmenizi veya orgazm olmanızı riskli görebilir.
  • Doktorunuzla bu konuyu detaylıca konuşun.
  • Eşinizle karşılıklı neyi arzuladığınız ve neler hissettiğiniz hakkında konuşun.
  • Yakınlığı paylaşmanın yeni yollarını keşfedin.

Çocuğumu Doğuma Nasıl Hazırlayabilirim?

  • Evdeki hareketlilik çocuğunuz için dikkat çekicidir.
  • Tüm bu emek ve koşturmacaların kendisi için de yapıldığını ona hatırlatın.
  • Yardım etmek istediğinde ona fırsat verin ve desteğini ödüllendirin. “Bu yardımın benim ve kardeşin için çok önemli.”, “Baban ve ben senin desteğinden çok mutluyuz.”, “Kardeşin senin gibi bir ablası/abisi olduğu için çok şanslı.”
  • Hastane çantasını beraber hazırlayın.
  • Büyük bir çanta almayın, bu çocuğunuzu ürkütebilir.
  • Gerekirse hastanede kalabileceğinizi konuşun.
  • Sizi gelip rahatlıkla ziyaret edebileceğini söyleyin.
  • Siz yokken kiminle kalmak ve zaman geçirmek istediğini konuşun.
  • Evde sizleri beklerken yapabileceği birkaç iş verin, bu onun daha kolay zaman geçirmesini sağlayacaktır. “Ben ve kardeşin gelene kadar, bize resim yapabilirsin. Kardeşinin odasına çok yakışacağından eminim.”
  • Çocuğunuz bir oyun arkadaşı bekliyor olabilir. Beklentilerini konuşun. Onu gerçeğe hazırlayın ve daha büyük olmanın yeteneklerini övün. “Bebekleri tutmak eğlencelidir ama senin gibi koşamaz ve zıplayamazlar.”

Yardımın en kaçınılmaz olduğu dönemdesiniz. Gelen her yardım teklifini değerlendirmelisiniz. Bu sizin hazırlık sürecinizi kolaylaştırıp, mevcut enerjinizi doğuma ve bebeğinizin bakımına vermenizi sağlayacaktır.

İçinizde Pozitif bir Çevre Kurmaya Özen Gösterin

Büyük buluşma, hazırlıklar, son dönem semptomları. Kendinizle baş başa zaman geçirmeye fırsat bulmak, şimdilik zor gibi görünse de hala bunu kendinizi çok yormadan gerçekleştirmek mümkün.

  • İpleri başkalarına bırakmakta zorluk yaşıyorsanız, durun ve kendinize zaman ayırın.
  • Sevdiğiniz bir mekana gidip, sessizce iç dünyanıza yönelin.
  • Uzun ve meşakkatli bir yolculukta, elinizden gelenin en iyisini yapmaya çalıştığınızı kendinize hatırlatın.
  • Mükemmel bir anne olmak yerine “yeterince iyi bir anne” olmanızın önemini hatırlayın.

Çevre Desteğini İhmal Etmeyin

  • Sevdiklerinizin size yardım etmekten mutluluk duyduğunu unutmayın.
  • Yardım taleplerini geri çevirmeyin.
  • Mümkün olduğunda “Evet!” deyin.
  • Hala yardım listesini oluşturmadıysanız, kolları sıvayın.
  • Doğum sırasında ve sonrası bakım sürecinde kimlerin olabileceğini netleştirin.
  • Çevrenizdekilere sizin ve eşinizin hassasiyetlerinizden bahsedin.
  • Doğum sırasında ve sonrasında bu hassasiyetler daha belirgin ve kırılgan hale gelebilir.

Çevrenizde destek verecek yakınlarınız veya arkadaşlarınız yok ise deneyimli ebelerle hazırlık planlarınızı oluşturabilirsiniz.

Sosyal Çevrenizi Genişletin

Bunca koşuşturmaca içinde çevrenizi genişletmek size zor ve gereksiz gelebilir. Ancak, sağlıklı her yeni ilişki size yeni farkındalıklar ve kazanımlar getirebilir.

  • Özellikle, yakında sizin gibi doğum hazırlığı içinde olan annelerle irtibatınız kendinizi anlaşılmış hissetmenize yardımcı olabilir.
  • Danışmanlık sağlayıp, fikir alışverişi yapmanızı kolaylaştırabilir.
  • Doğum sonrası süreçte bu beraberlikle karşılıklı destek sürecini güçlendirebilirsiniz.
  • Bebeğinize bildiğiniz, güvendiğiniz yeni arkadaşlıklar kurma yolunu açabilirsiniz.

Büyük hazırlıkları tamamladıysanız bir an önce hızlanmalısınız. Bebeğinizin odası, giyim, bakım ihtiyaçları ve kendi temel ihtiyaçlarınızı karşıladıysanız, şimdi doğum çantası hazırlama zamanı. Her ebeveynin kendine özgü hazırlık ve bakım şekli vardır. Her şeyi aynı şekilde yapmak zorunda değilsiniz.

  • Doğum çantanızda temel ihtiyaçların olmasını göz önünde bulundurun.
  • Temel gereksinimlerinizi bulmayı zorlaştıracak paketlemeden kaçının.
  • İlk ihtiyacınız olacak şeylere kolayca ulaşabileceğiniz şekilde ayarlayın.
  • Bebeğiniz için ayrı, kendiniz için ayrı çantalar olmasına dikkat edin.
  • Diğer ihtiyaçlar gerektiğinde alınabilir veya evden temin edilebilir.

Resmî İşlemler

Doğuma gelmeden önce göndermeniz gereken hastane evraklarını doldurmak, postalamak işlerinizi çok  kolaylaştıracaktır. Resmi evraklarınızı çantanızın kolayca ulaşılabilir bir yerine koymakta fayda var. Doğum heyecanı ile dikkatler dağılabilir ve neyi nereye koyduğunuzu unutabilirsiniz. Doğum yapacağınız yer ile ilgili kaygılar yaşıyorsanız, yüz yüze veya sanal olarak hastane veya doğum merkezini gezmek de iyi bir fikirdir, böylece nerede doğum yapacağınızı hayal edebilir ve çeşitli prosedürleri öğrenebilirsiniz.

Hastane Çantası Hazırlama

Birçok anne, doğum çantası hazırlama kısmının çok eğlenceli olduğunu söyler. Hastaneye veya doğum merkezine gittiğinizde, eklemeniz gereken temel eşyaların yanı sıra sizin, bebeğiniz ve eşiniz için elinizin altında bulunması gereken bazı eşyaların yer aldığı listenize göz atın ve doldurmaya başlayın. Bebeğinize ve kendinize ayrı çantalar hazırlayın. Kimliğiniz, telefonunuz ve şarjı gibi kişisel eşyalarınızı unutmayın.

 

 

 

 

 

ANNE

Giyim Emzirme Beslenme
  • Rahat tişört ve sweatshirt
  • Gecelik
  • Pijama takımı
  • İç giyim
  • Lohusa külodu/pedi
  • Korse
  • Havlu
  • Terlik
  • Çorap
  • Emzirme sütyeni
  • Göğüs pedi
  • Göğüs pompası
  • Göğüs ucu koruyucusu
  • Emzirme önlüğü
  • Emzirme minderi
  • Süt saklama poşeti/kabı
  • Göğüs ucu kremi
  • Süt artırıcı iecekler
  • Kişisel bakım ürünleri
  • Çatlak önleyici krem
  • Sevdiğiniz kitap, dergi, müzik listesi bekleyişinize eşlik edebilir
  • Doğal atıştırmalık
  • Doğal içecek

BEBEK

Giyim

Bakım ve Banyo

Beslenme

  • Hastane çıkışı
  • Battaniye
  • Bebek havlusu
  • Kundak
  • Şapka
  • Eldiven
  • Zıbın
  • Yenidoğan Çorabı
  • Tulum
  • Bebek bezi
  • Islak mendil
  • Alt değiştirme örtüsü
  • Bebek pamuğu
  • Müslin
  • Ağız bezi
  • Biberon
  • Ağız mendili

Ana kucağı hastane içinde gerekli durumlarda bebeğinizi güvenle taşımanızı sağlayacaktır.

Tatlı geleneklerimizden: Lohusa Şerbeti

Doğum sonrası anneye ve gelen misafirlere hoş bir ikram olarak sunulan, geleneksel içeceğimizdir. Yeni doğum yapan ve emzirme döneminde olan annelerin sütünün artmasında olumlu etkileri vardır. İçindeki baharatlar sayesinde, anne sütünün tadının ve kokusunu daha lezzetli hale getirebiliyor.

Malzemeler: 1 adet çubuk tarçın, 2-3 adet karanfil, İsteğe göre bal, 100 gram lohusa şekeri, 7 su bardağı su

Nasıl yapılır? Bir tencerenin içine suyu ve lohusa şekerini aktarın ve ara ara karıştırarak kaynatın. Ardından içine diğer tüm malzemeleri de ekleyin. Rengini alan ve kaynayan lohusa şerbetinizi ocaktan alıp bir süre soğuttuktan sonra süzgeçle baharatlarını ayırarak bir sürahiye aktarın. Buzdolabında soğuttuktan sonra servis edebilirsiniz.

Afiyet Olsun!

Doğru Uzman & Medikal Bakım

Rutin ziyaretlerinizin sıklığı arttı. 32 haftadan sonra muhtemelen doktorunuzu 38 haftaya kadar iki haftada bir göreceksiniz. Bundan sonra haftalık ziyaretleriniz olması muhtemeldir.

  • Doktorunuzla, eşinizle beraber doğum planlarınızı yeniden gözden geçirin.
  • Bu sırada ağrı yönetimi, fetal izleme, epizyotomiler (vajinal yırtılma) ve emzirme ile ilgili duygularınızı tartışın.
  • Sizin ve bebeğin sağlığını korumak için doğum ve doğum sırasında bu taslağın gerektiği gibi ayarlanabileceğini unutmayın.
  • Doğumdan önce, doğum sırasında ve doğumdan sonra ağrıyı nasıl yöneteceğinizi sorun.
  • Eşinizle arasında kan uyuşmazlığı varsa 28. haftada IDC (Indirekt Coombs Testi) yapılır.
  • Bebeğinizin kalp atım hızını ölçerek, doğum öncesi güvende olduğunu kontrol eden NST (Non Stress Test) testi yapılır

Uyarı İşaretleri

Gebeliğiniz boyunca bazı olası riskli durumlar yaşayabilirsiniz. Bazı işaretler ciddi sorunlara sebep olabilir. Onları görmezden gelmeyin ve herhangi birine sahipseniz, hemen doktorunuzu arayın:

  • Bebeğinizin hareketlerinde bir azalma olduğunu fark ettiyseniz
  • Vajinal kanama veya sızan sıvı
  • Şiddetli karın ağrısı
  • Aşırı mide bulantısı veya rahatsızlığı
  • Yüksek ateş
  • Ağrılı idrara çıkma veya büyük ölçüde artan idrara çıkma
  • İdrar renginde değişimler
  • Geçmeyen baş ağrısı

Riskli Gebelik

Herhangi bir sağlık sorununuz veya riskli bir gebeliğiniz varsa doktorunuz aktivitelerinizi azaltmayı ve yatak istirahatini önerecektir.

  • Doktorunuzla neler yapıp yapamayacağınızı spesifik olarak belirtmesini söyleyin.
  • Yatak istirahati, birçok durumu etkileyecektir. Buna hazır olun.
  • Sorumlulukları eşinize, aile üyelerinize veya arkadaşlarınıza bırakın.
  • Yapılması gerekenlerin bir listesini yapın ve arkadaşlarınızdan ve aile üyelerinden bu görevleri üstlenmelerini isteyin.
  • Sizi ve bebeğinizi korumak için en iyisini yapacaklarına güvenin.
  • Bunun, sizin ve bebeğinizin iyiliği için olduğunu hatırlayıp durumu kabullenin.

Nasıl Başa çıkabilirim?

  • Gevşeme ve hafif germe egzersizleri yapın.
  • Evde giysilerinizi giyin, pijama ile dolaşmayın.
  • Öz bakımınızı devam ettirin.
  • Yatağınızın yanında tuvalet malzemeleri, fırça, saç tokası ve makyaj malzemesi bulundurun. Bunları kullanmak kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayacaktır.
  • Bir günlük tutun.
  • Kitap okumak için bol bol zamanınız var.
  • Çamaşırları katlamak, faturaları ödemek gibi yormayacak her türlü ev işini yatağınızdan yapın.
  • Bulmaca çözün veya yormayacak el işleri yapın.
  • Yapabiliyorsanız, bir dizüstü bilgisayar masasında çalışın.
  • Arkadaşlarınızdan düzenli olarak ziyaret etmelerini isteyin.
  • İşlerinizi yapmalarına izin verin.
  • Radyasyona çok maruz kalmayacak şekilde gebe sosyal ağlarında arkadaşlıklar edinin.
  • Cinsel ilişki veya orgazmdan kaçının.
  • Bol bol eşinize sarılın, kucaklayın, yakın hissetmenin ve yakın olmanın yollarını arayın.