Bebeğin Anne Karnında Beslenmesi Hakkında Her Şey!

ANNE KARNINDAKİ BEBEKLERİN AÇLIK HİSSİ VAR MIDIR?

Gebe bir kadının vücudu çeşitli değişikliklerden geçer. Hamilelik sürecinde anne adaylarının metabolizma hızı artar ve buna bağlı olarak enerji ihtiyacı da yükselir. Bununla birlikte, anne adaylarının daha fazla acıkmasına ve belirli yiyeceklere karşı iştah duymasına neden olabilir. Ancak bu durum, bebeğin de aç olduğu anlamına gelmez.

Anne karnındaki bebekler, plasenta ve göbek bağı yoluyla sürekli bir besin akışı alır. Bu nedenle, anne açlık hissetse de bebek açlık hissetmez. Yetersiz beslenme durumunda ise bebek, ihtiyaç duyduğu besinleri alamayabilir. Ancak yine de açlık hissi söz konusu olmaz.

Sağlıklı bir gebelik süreci için anne adaylarının, vitamin ve mineraller açısından zengin bir beslenme düzeni benimsemesi gerekir. Anne yeterli ve dengeli beslendiğinde, bebek de gelişimi için gerekli olan tüm besin öğelerini almış olur.

 

 BEBEĞİN BESLENMESİ PLASENTA ARACILIĞI İLE NASIL GERÇEKLEŞİR?

Anne karnındaki bebek, ihtiyacı olan besinleri göbek bağı ve plasenta aracılığıyla alır. Bu süreç şu şekilde gerçekleşir:

  1. Anne yemek yediğinde, besinler sindirim sistemi tarafından glikoz, yağ, vitamin, mineral ve protein gibi bileşenlere ayrılır.
  2. Bu bileşenler annenin kan dolaşımına karışarak plasentaya ulaşır.
  3. Göbek kordonundaki damarlar, bu besinleri plasentadan alarak bebeğe iletir. Aynı zamanda bebeğin atık ürünleri de plasenta aracılığıyla annenin dolaşım sistemine geri gönderilir ve vücuttan atılır.

Bu sistem, bebeğin gelişimi için gerekli tüm besinleri almasını sağlarken, aynı zamanda metabolik atıkların uzaklaştırılmasına da yardımcı olur.

 

ANNE YETERLİ BESLENMEZSE BEBEĞİN BESLENMESİ NASIL ETKİLENİR

Gebelik döneminde anne adayının yeterli beslenmemesi,  hem anne hem de bebek için ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Anne yeterli beslenmediğinde, bebek de ihtiyacı olan besinleri tam olarak alamaz. Bu durum şu riskleri beraberinde getirebilir:

  • Düşük doğum ağırlığı
  • Erken doğum (görme ve işitme kayıpları, solunum problemleri riski)
  • Doğum kusurları (özellikle folik asit eksikliğiyle bağlantılı olarak)
  • Gelişim geriliği
  • Bağışıklık sisteminin zayıflaması

Anne adaylarının sağlıklı bir gebelik geçirebilmesi için, tüm besin gruplarını içeren bir beslenme programı büyük önem taşır.

BEBEĞİN KAN ŞEKERİ SEVİYELERİ NASIL DÜZENLENİR?

Bebekler, annelerinin sindirdiği glikozu plasenta ve göbek kordonu aracılığıyla alır. Bu glikozun bir kısmı anında enerji olarak kullanılırken, bir kısmı da doğum sonrası kullanılmak üzere depolanır. Depolanan glikoz, doğum sonrası yeterli beslenme sağlanana bebeğin kan şekeri seviyelerinin hayatının ilk birkaç günü boyunca normal seviyede kalmasına yardımcı olur.

Bazı bebeklerde kan şekeri seviyeleri düşük olabilir. Özellikle:

  • Sağlıklı bebeklerde (37 haftadan sonra doğan bebekler), kan şekeri seviyeleri doğumdan 1 ila 2 saat sonra en düşük seviyededir. Bundan sonra, bebeğinizin vücudu depolarını kullanmaya başladıkça seviyeler genellikle yükselmeye başlar.
  • Küçük ve prematüre (erken doğan) bebeklerin, ekstra beslenme olmadan seviyeyi yüksek tutmak için yeterli depoları olmayabilir. Bu bebekler, yaşamlarının ilk 24 saatinde düşük kan şekeri açısından risk altındadır.
  • Annede gebelik diyabeti olan bebekler (özellikle insüline ihtiyaç duyan veya diyabeti iyi kontrol edilmeyen anneler) glikoz depolarını kullanmada sorun yaşayabilirler. Doğumdan sonra gerçekleşmesi gereken kan şekerindeki normal artış hemen gerçekleşmeyebilir.
  • Postterm (geç doğan) bebekler, yaşamlarının ilk 12 saatinde aynı tür sorunlarla karşılaşabilirler.

Anne sütü, bebeğin doğum sonrası temel enerji kaynağıdır. Anne sütündeki laktoz, bebeğin ihtiyacı olan glikoza dönüşerek enerji sağlar.

ANNENİN YEME DÜZENİ BEBEĞİN GELİŞİMİNİ NASIL ETKİLER

Dengeli ve yeterli makro besin alımına sahip bir diyet, sağlıklı bir gebelik için olanak sağlar. Dengeli bir diyet, bol miktarda sebze, meyve, tam tahıllar, kuruyemişler, baklagiller, balık ve lif açısından zenginleştirilmiş besinler içerir. Ayrıca, sağlıklı diyetler basit şekerlerden, işlenmiş gıdalardan, trans ve doymuş yağlardan kaçınır.

Gebelik sırasında herhangi bir makro besini önemli ölçüde kısıtlayan çok katı diyetlerden kaçınılmalıdır. Aşırı kısıtlayıcı diyetler veya popüler diyetler, gebelik döneminde zararlı olabilir. Özellikle karbonhidrat veya protein eksikliği, bebeğin gelişimini olumsuz etkileyebilir.

Gebenin ağırlık kazanımı için gerekli olan enerji ve besin öğeleri yönünden yeterli ve dengeli beslenmesi gerekir. Farklı besin gruplarını içeren bir beslenme planı ile vitamin ve minarelerin de çeşitliliği sağlanmalıdır.

Son araştırmalar, annenin gebelikte tükettiği besinlerin, bebeğin ilerleyen yaşlardaki beslenme tercihlerini de etkileyebileceğini gösteriyor. Örneğin, hamilelik sürecinde brokoli tüketen bir annenin bebeğinin, ileride brokoliyi daha çok sevme olasılığı artabilir.

 

ANNENİN UZUN SÜRE AÇ KALMASI BEBEĞİ NASIL ETKİLER?

Gebelerde açlık toleransı daha düşüktür ve uzun süre aç kalmak, enerji düşüklüğüne ve bebeğin yeteri kadar beslenememesine yol açabilir. Bunun sürekli hale gelmesi bebeğin gelişimini yavaşlatarak, düşük doğum ağırlığına sahip olması gibi ciddi sorunlara sebebiyet verebilir.

Gebelik süresince bazal metabolizma hızının yüzde 20 oranında arttığı bilinir. Bu açığın gerektirdiği besin öğelerinin karşılanması önem taşır. Yetersiz beslenme gebede anemi, fetüste düşük doğum ağırlığı ve büyüme geriliği gibi sorunlar yanında ölü doğum risklerinde de artışa yol açabilir.

Özetle gebelik süresince çok uzun süre aç kalınmamalıdır. Anne aç olduğunda bebeğine yeterli besin öğelerini sağlayamaz. Ayrıca mide ekşimesi, mide bulantısı, baş dönmesi ve yorgunluk gibi bazı rahatsız edici hamilelik semptomları tetiklenebilir.

 

ANNENİN TÜKETTİĞİ BESİNLERİN BEBEĞİN HAREKETLERİNE BİR ETKİSİ VAR MI?

Anne karnındaki bebeklerin hareketleri kişiye özeldir. Anne adayları bebeğin günün belirli saatlerinde daha aktif olduğunu görülebilir. Gebeler, yemek yedikten sonra bebeklerinin daha aktif hale geldiğini fark edebilir. Bu durum, annedeki kan şekeri seviyelerinin artmasıyla bağlantılıdır.

Bazı araştırmalar, glikoz alımı sonrası bebek hareketlerinde artış olduğunu gösterirken, bazıları böyle bir ilişki bulamamıştır. Ancak, annenin kan şekeri düştüğünde bebekte hareket artışı gözlemlenmiştir.

Diğer araştırmalarda ise annede kan şekeri düştüğü sırada bebeğin aktivitesinde anlamlı bir artış görülmüştür. Bebek hareketlerinin genellikle anne aç olduğunda arttığı ve anne ile bebekteki kan şekeri seviyelerinin düştüğünü yansıtmıştır. Bu durum yiyecek ararken artan aktiviteye benzetilmiş ve ardından beslenme gerçekleştikten sonra bebek hareketlerinde azalmayla birlikte sessizlik dönemi olduğu belirtilmiştir.

 

ANNE YEMEK YEDİĞİNDE BEBEK NASIL TEPKİ VERİR

Yapılan araştırmalara göre, gebeliğin ilerleyen haftalarında bebekler, annelerinin tükettiği besinlere tepki verebilir.

Bebekler tat alma yetilerini gebeliğin 8. haftasında kazanmaya başlar. 24. haftada ise amniyotik sıvıda bulunan tatları algılayabilirler.

32-36 haftalık bebekler üzerinde yapılan bir çalışmada, annelerine havuç veya lahana aromalı kapsüller verildiğinde, havuç tüketen annelerin bebeklerinin gülümseyerek, lahana tüketenlerin ise yüzlerini ekşiterek tepki verdikleri gözlemlenmiştir.

 

AMNİYON SIVISININ TADI ANNENİN BESLENMESİNE GÖRE DEĞİŞİR Mİ?

Anne adayının tükettiği besinler, amniyon sıvısının tadını etkileyebilir. Bebeğin, doğum sonrası tanıdık tatlara daha hızlı adapte olmasını sağladığı düşünülen bu süreç, tat duyusunun gelişiminde önemli bir rol oynar.

Gebeliğin 21. haftasında, gelişmekte olan bir bebek rahimde her gün amniyotik sıvı içer. Bebeği çevreleyen bu sıvı aslında annenin son birkaç saat içinde yediği yiyecek ve içeceklerle tatlandırılır.

Vanilya, havuç, sarımsak ve nane gibi bazı tatların, amniyon sıvısında belirgin bir şekilde hissedildiği bilimsel çalışmalarla gösterilmiştir.

 

BEBEK ANNE KARNINDA TATLARI VE KOKULARI ALGILAYABİLİR Mİ?

Gebe kadınların beslenmesi, bebeği koku, tat ve kimyasal duyumları içeren çeşitli tatlara maruz bırakır.

Amniyotik sıvı, bebeklerin çevrelerini, özellikle de kimyasal çevrelerini algılamaya başladıkları ilk yerdir. Bu deneyim, anne karnındaki yaşamdan yenidoğan yaşamına kadar tat ve koku gibi duyusal bilgiler sağlar.

Bebekteki tat tomurcukları anatomik olarak gebeliğin 8. haftasında gelişir ve böylelikle doğumdan önce tat alma konusunda bolca deneyim kazanırlar. Özellikle sarımsak gibi tatlar amniyon sıvısının tat ve kokusunu değiştirir ve anne yemek yedikten yaklaşık 45 dakika sonra zirveye ulaşır.

Bebek amniyon sıvısını gebeliğin 12. haftasında yutmaya başlar ve 16. haftaya gelince sıvının tadına göre her gün daha az ya da daha fazla sıvı alır ve 28. haftaya gelindiğinde bebek amniyon sıvısındaki kokuları ayırt edebilir.

Çakmak Erdem Hastanesi

Uzman Diyetisyen Ceren Turan

 

Post navigation

Bir yanıt yazın