Çocuğunuz İştahsız mı?

Çocuğunuzun iştahsızlığı karşısında endişe ediyor ve kendinizi çaresiz mi hissediyorsunuz? Hemen paniklemeyin! Hacettepe Üniversitesi Sağlık Teknolojisi Yüksek Okul Müdürü, Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Türkan Kutluay Merdol, iştahsız çocuk yönetiminde yapılması gerekenleri anlatıyor ve iştahsız çocuklarla uğraşan annelere ışık tutuyor.

bebek.com: Bebeğin doğum kilosu bebeklik ve çocukluk çağındaki kilosunda etkili midir?

Prof. Dr. Türkan Kutluay Merdol:

Her çocuğun kendine özgü gelişim hızı olduğunu ve bu kapasitenin büyük oranda genetik özellikler taşıdığını unutmamak gerekir. Doğum anındaki boy-kilo ve fizik kapasitenin (emme yutma refleksi vb.), çocuğun ileri yaşlarda erişeceği boy ve kilo için önemli ip uçları verir. Genetik potansiyeli düşük çocuğun aşırı beslenme ile boyunun uzatılamaz aksine buna karşın obez yapılabilir. BU açıdan çocuğun gelişiminin izlenmesinin büyük önem taşır. Çocuğun büyümesinde duraklama olup olmadığı izlenmeli, anne-çocuk arasındaki iletişime bağlı olarak beslenmesi değerlendirilmelidir.

Çocuğunuz İştahsız Mı?

bebek.com: Bebeklikten itibaren çocukları yeni bir besine alıştırırken dikkat edilecek noktalar nelerdir?

Prof. Dr. Türkan Kutluay Merdol:

Yemek seçici olarak tanımlanabilecek çocuklar, birkaç besin dışında değişik besin yemeyen ve yeni besine karşı ilgi göstermeyen çocuklardır. Bu tip çocukların bebeklik ve erken çocukluk dönemlerinde değişik besinlere alıştırılmamış çocuklar olduğu kanısı yaygındır. Bu nedenle bebeklere altıncı aydan itibaren her türlü besin küçük miktarlarda verilerek alıştırılmalıdır. Bir yaşına kadar tüm besinlerle tanıştırılmış çocukların daha az seçici oldukları bildirilmektedir.
Yemek seçici olarak tanımlanmış bir çocuk yeni besine alıştırılırken, önüne o besin konulmalı; fakat yemesi için ısrar edilmemelidir. Çocuğun besini tekrar tekrar görmesi ve küçük bir parça denemesi sağlanmalıdır. Çocuk, besini ilk tattığında hemen ağzından geri çıkarabilir. Bu durumda telaş edilmemelidir. Katı besini ilk defa tadan çocuklar, ne yapacaklarını bilmediklerinden besini dilleri ile dışarı iter. Bu, çocuğun besini beğenmediği anlamına gelmez.

Besin, miktarı küçültülerek yeniden verilir. Çocuk ısrarla besini reddediyorsa, bırakılmalı, aradan bir kaç gün hatta bazen hafta geçtikten sonra yeniden denenmelidir. Çocuklar genellikle çevrede olup bitenlerin farkındadır. Sofrada ailesi ile birlikte oturan çocuk, aile bireylerinin farklı, kendisinin farklı yediğini görüp buna itiraz edebilir. Konuşamadığı için de sadece besini almayı reddederek bunu anlatmaya çalışır. Uygun olan davranış, aile bireylerinin yediklerinden çocuğa ezerek yedirmektir. Çocuk, 1.5 yaşından sonra kaşık tutmaya başlayabilir. Yemek yerken çocuğun eline kaşık verilmeli, yemeğini kendisinin yemesi için yardım edilmeli, ancak bir taraftan da anne yedirmelidir. Çocuğu için çeşitli besin karışımlarından ezme hazırlayan anneler, yemeği çocuğa vermeden önce tatmalıdır. Tadı hoş olmayan besini çocuğun yemesi beklenemez.

bebek.com: Bebeğe ya da çocuğa verilen yemeğin miktarı ve niteliği iştahını etkiler mi?

Prof. Dr. Türkan Kutluay Merdol:

Çocukların tabağına konan yemek miktarı da çocuğun iştahını etkileyen bir etmendir. İştahsız çocuk, tabağına konulan yemeğin miktarı fazla ise öğürme hissi duyarak iştahını baskılayabilir. Yemekler tabağa küçük miktarlarda konulmalı, çocuğun yemeğini bitirme hazzını yaşaması sağlanmalıdır. Her defasında zorlanarak tabağındaki yemeği bitiren çocuklarda ‘yemek fobisi’ gelişebilir. Bu gibi durumlarda yemeğin miktarı azaltılırken yoğunluğu arttırılabilir. Şeker ve yağ oranları arttırılarak çocuğun enerjisini tamamlaması sağlanmalıdır. Alınan enerji yetersiz olduğunda protein de enerji için kullanılacağından, çocuğun büyüme ve gelişmesi için yeterli protein alınamamış olur. Unutulmamalıdır ki, yeterli büyüme ve gelişmenin sağlanmasında protein çok önemlidir, bu nedenle de günlük total enerji içindeki oranı yüzde 15’in altına düşmemelidir.

Karbonhidrat içeriği yüksek besinler, tüketilmelerinden kısa bir süre sonra kan glukoz düzeyini yükseltir. Buna cevap olarak insülin salınımı artar ve bu seviye aşağı çekilir. Bu da kişinin bir sonraki öğün için acıkmasını sağlar. Bazı ara öğünlerde az miktar karbonhidratı yüksek besin vererek, çocukta açlık duygusu yaratılabilir. Ancak sürekli karbonhidratı yüksek besinler vermekten çocukta glukoz metabolizması bozukluklarına varan sorunlar yaratabileceğinden kaçınılmalıdır. Öğünlerin protein, karbonhidrat ve yağ içeriği dengeli, vitamin ve mineral yönünden de yeterli olmalıdır.”

bebek.com: Bebekken iştahsız çocuk çocukluk çağında da bu davranışı sürdürür mü?

Prof. Dr. Türkan Kutluay Merdol:

Bebeklik döneminde iştahı normal olan çocuklar, okul öncesi dönemde farklı davranış sergileyebilir. Okul öncesi dönem çocuğu taklitçidir. Erkek çocuk babayı, kız çocuk anneyi taklit eder. Çocuğun aile ile masada oturması, uygun beslenme alışkanlığı kazanması için gereklidir. Ancak, anne ya da baba yemek seçici ise ve aşırı titiz davranıyorsa, sözgelimi yemeğini üstüne dökmemesi, etrafa sıçratmaması için sürekli uyarılıyorsa, çocuğun olumlu alışkanlıklar geliştirmesi zorlaşır. Kendileri süt içmeyen ve sütü sevmediklerini ifade eden ebeveynlerin, çocuklarına süt içirmeleri kolay değildir.

Çocuğunuz İştahsız Mı?

bebek.com: Çocukluk çağında sebze yemeklerini pek tercih etmez. Bu durum sakıncalı mıdır?

Prof. Dr. Türkan Kutluay Merdol:

Bu dönemde çocuklar, besinlere karşı belirli ve kesin tavırlar koymaya başlar, besin grupları içinde en az sebzeleri severler. Ayrıca, besinleri karışık olarak tüketmekten hoşlanmazlar. Besini tanıyabilecekleri şekilde görmek isterler ve besinler elleri ile yiyebilecekleri şekilde olursa daha çok severler. Anneler, sebzeleri çocuklara sunarken pişirme şekli ve servisine özen göstermelidir. Zira bu yaş çocuklar genellikle lahana, karnabahar, pırasa, kereviz gibi sebzeleri yemezler. Keskin tat ve kokulara çok hassastırlar, bu nedenle de çiğ yenebilen domates, havuç gibi sebzeleri pişmiş diğer sebze yemeklerinden daha çok tercih ederler. Bu tür sebzeler ince kesilip verilirse, çocuk tarafından daha kolay ve severek tüketilir. Birçok sebzeyi sevmiyor ve yemiyor diye çocuğun hırpalanması, annenin üzülmesi doğru değildir. Sınırlı da olsa yediği birkaç sebze ve çeşitli meyveler, sebze ve meyve grubundan alması gereken besin öğelerini karşılamaya yeter.

Unutulmamalıdır ki, okul öncesi dönem çocuğu besin seçicidir. Her besini iştahla yemez. Sevdikleri oldukça sınırlıdır. Aile çocuğun sevmediği yemekleri sofraya koyarak onun görmesini ve öğrenmesini sağladığı sürece, çocuk ileri yaşlarda bu yemekleri severek yiyecektir. Tekrar tekrar aynı yemeği gören çocuk, genellikle bir süre sonra kendiliğinden yemeği tatmak ister. Et, bu yaşlarda büyük parçalar halinde tüketilemez. Bu nedenle genellikle kıyma şeklinde kullanılır. Anneler çocuklarının bonfile, pirzola vb. et tüketmelerini istiyorlarsa, iyi pişirilmiş olmalarına dikkat etmelidir. Etler büyük parça olarak pişirilirse, çocuğa verilirken çok küçük parçalara bölünmelidir. Çocuk, büyük parça eti ancak 7-8 yaşlarında rahat yiyebilir.

bebek.com: Yemek esnasında ailelerin çocuk açısından dikkat etmeleri gereken noktalar nelerdir?

Prof. Dr. Türkan Kutluay Merdol:

Çocuğun yemek yerken iyi gözlemlenmesi gerekir. Yemekle ilgili hiçbir uyarının çocuk yemek yerken yapılmaması da önemli bir noktadır. Yemek yerken çocuklara ısrarda bulunulmamalıdır. Israr edilen çocuk, kendisi yemek yemeyi öğrenemez. Çocuklar grup içinde ve anneden ayrı olduklarında daha farklı davranış sergiler. Evde hiç yemediği bir yemeği, yuvada arkadaşları ile birlikte iştahla yiyebilir. Yuvaya giden çocukların yemek yemeleri ile ilgili davranışları yuva öğretmenlerince, annelerin işbirliği ile değerlendirilmelidir.

 

Bebeklerde beslenme ile ilgili içerikler için tıklayın! https://www.bebek.com/bebek-beslenmesi-icin-organik-gida-kullanmanin-onemi/

Post navigation

Bir yanıt yazın