İş yerinde, okulda, markette ve birçok alanda kaygı duyabilirsiniz. Kaygı, bir konu üzerine ya da düşüncelerimizde arka planda kalmış durumların, bizi endişe ve gerginlik içine hapseden, zamanla fiziksel olarak da belirtiler göstererek gelişen stres duygusudur. Vücudumuzdaki değişikliklerle kendini gösteren ve ilk zamanlar nedenini anlamadan geçirdiğiniz bu değişimleri, kaygı ve stres duygunuz arttıkça daha net anlayabilirsiniz. Kaygı ile baş etmek uzmanlara göre mümkündür. Çocukluk dönemi, yetişkinlik, gebelik süreci ya da sizi etkileyen birçok dönemde kaygı yaşayabilirsiniz. Kaygı kontrolü nasıl yapılır? Kaygı nedir? Gibi soruları sizin için yanıtladık.
Kaygı Normal Bir Durum mudur?
Kaygı, anksiyete adı ile de karşınıza çıkabilir. Son yıllarda anksiyete bozukluk yaşayan insanlar çoğaldı diyebiliriz. Buna sebep gösterilebilecek çevresel koşullar ve insan ilişkileri gibi birçok etken vardır. Gün içerisinde yaşadığımız olaylarda kaygı durumuna girmemiz oldukça normal bir duygudur. İnsan beyni kaygı ve stres durumu ile kendini dış etkilerden korumak ister, Bunu yaparken de vücudunuzda stresin getirdiği bazı durumlar ortaya çıkabilir.
Kaygı ile baş etmek vücudunuzun otomatik olarak yaptığı bir savunmadır. Baş etme durumunu bilinçli şekilde yapmak ise tamamen sizin elinizdedir. Stresli olduğunuz durumlarda vücudunuzda oluşan titreme, idrar sıkışması ve göz bebeklerinde büyüme, beyninizin size vermiş olduğu koruma sinyallerinden yalnızca birkaçıdır. Kaygı durumunda vücudunuz savaş ya da kaç taktiği ile bu belirtileri ortaya çıkarırken, kaygı ile baş etme faktörlerini uygulayamadıysanız, panik atak durumlarına dönüşen bir kaygı problemi yaşıyorsunuz demektir.
Kaygı Kontrolü Nasıl Yapılır?
Kaygı, herkesin gün içerisinde yaşadığı ve başa çıkabileceği bir durumdur. Düşüncelerinizde bu durumu ne kadar büyütürseniz, o kadar stres ve kaygı bozukluğu yaşarsınız. Fakat yapılan yanlışlardan biri de o düşünceyi düşünmeyi ertelemektir. Aksine uzmanlara göre kaygılı olduğunuz durumu anlamanız ve üzerine düşünmeniz gerekir.
-
Düşüncenizi sorgulayın
Olumsuz düşünceler sizi rahatsız edebilir ve onları düşünmek istemeyebilirsiniz. Duyguyu tanıyarak kabullenmek değil, baş etmenin yollarını bilerek ilerlemeniz ilk adım olmalıdır.
-
Düşünce tuzaklarından kaçınmak
Kaygılı düşüncelerinizin üzerine gidin ve onları bastırılmış bir duygu haline getirmek yerine onlarla barışın. Fakat ayırt etmemiz gereken şey; düşünce tuzaklarına kapılmamaktır. Düşünce tuzakları, kötü düşünceleri ya da iyi düşünceleri hep daha kötüsüne bağlayarak günlük yaşam kalitenizi düşüren düşüncelerdir.
En çok kullandığımız düşünce tuzakları:
Geleceği Görme: “Şu an iyi olabiliriz ancak daha kötü olacak, biliyorum.”
Siyah-Beyaz Düşünme: “Kötü şeyler oldu. Öyle ise dünya kötü bir yer.”
Aşırı Genelleme: “İşler kötü gitti. Artık asla düzelmeyecek, hatta daha kötü olacak.”
Filtreleme: “Ne kadar kişi iyi önemli değil. Bir kişi bile kötüyse, kötü bir durumdayız.”
Felaketleştirme: “Kötü bir şey oldu. Şimdi daha kötü şeyler olacak, hayat yaşanılmaz bir hal alacak.”
-
Düşüncelerinizi yazın
Bazı teknikleri kullanarak düşünce tuzaklarının önüne geçebiliriz. Düşünce tuzakları olarak bahsettiğimiz şeyler sizi kaygıya sürükleyen kötü düşüncelerdir. Kaygı ile baş etmek denince akla gelen ilk şey düşünceleri bir kâğıda yazmaktır.
O an kaygı yaşadığınızı hissediyor ve yazmaya gücünüz olduğunu düşünüyorsanız, hemen bir kâğıt kalem alarak o anki düşüncelerinizi doğrudan kâğıda geçirin. Düşündüğünüz kötü senaryoları kâğıda hikâye şeklinde yazarak, iyi ve kötü durumların analizini çıkarın.
Son olarak sadece kötü şeyleri değil, sizi mutlu eden ve hatta heyecan duyduğunuz her şeyi liste şeklinde bir kâğıda yazarak odanızın bir köşesine asın. Böylece sadece kötü düşünceler değil, sizi var eden güzel şeylerin olduğunu da anlamış olacaksınız.
-
Meditasyonun gücüne inanın
Beyni rahatlatan ve gerilen vücudu gevşeten meditasyonlar, kaygı durumunuza yardımcı olabilir. Bir kursa yazılmak ya da evinizde düzenli şekilde meditasyonlar yapmak sizi rahatlatacaktır.
-
Düzenli nefes egzersizleri
Nefes egzersizleri vücudunuzu gevşetebilir. Ayrıca panik halindeyken yapmanız gereken çok klasik bir hareket vardır; nefes almak. Her zaman etkili yöntem olan derin nefes almak ve odaklanmak, kaygı ile başa çıkmanıza yardımcı olur.
-
Beslenme düzeni ve uyku
Beynimizi rahatlatan en önemli etkenlerden biri de uyku ve beslenmedir. Sizi rahatlatıcı ve sağlıklı hissettirecek yemekler yemeniz, düzenli uyumanız ve gün içinde aktif şekilde hareket etmeniz, endorfin salgılamanızı sağlayacaktır. Mutluluk hormonu olarak bildiğimiz endorfin, kötü düşünceleri bir köşeye atacak en etkili hormondur.
-
Destek almaktan korkmayın
Psikolog ve psikiyatri gibi alanında uzman kişilerden gerekli desteği almayı deneyin. Her bireyin destek alması gereken konular olabilir. Destek alınan şey yalnızca kötü şeyler üzerine değil, paylaşmak istediğiniz iyi şeyler, hayat planlaması ve kaygı kontrolü nasıl yapılır? Sorusuna yanıt için de tercih edilebilir.
Kaygı Atağı Belirtileri
Kaygılı bir durumda, yani anksiyete yaşadığınız anda gelişebilen bazı belirtiler şu şekilde olabilir:
- Terleme
- Vücutta titreme
- Panik duygusu ile birlikte ne yapacağını bilememe
- Kalp atışında hızlanma
- İdrar sıkışması
- Yorgunluk ve sinirlilik hali
Çocuklarda Görülen Kaygı Nedir?
Yetişkinlerde olduğu gibi çocuklarda da kaygı problemi görülebilir. Kaygı kontrolü nasıl yapılır? Sorusunun çocuklar için oldukça önemli olduğunu belirtelim. Çocuklarda kaygının önüne geçilmezse ilerleyen yaşlarda psikolojik bozukluklar ve panik atak gibi durumlar görülebilir.
Çocukluk döneminde; sosyal, özgül fobi ve ayrılık gibi kaygı problemleri görülebilir.
-
Ayrılık kaygısı
Çocukluk döneminde çok sık rastlanan; ailesinin onu bırakıp gidecekmiş hissi veren ve uzaklaşmak istememe duygusu şeklinde yorumlanan; ayrılık kaygısı, çocukla ilgilenen anne ve babaya daha çok duyulur.
-
Özgül fobiler
Çocukların hayal dünyasının da etkisi ile nesnelere ya da hayvana karşı fobi geliştirme, o şeyi görünce strese girme durumudur. Çocuklar bu durumda nesneyi görmek istemez, görünce paniğe kapılabilir.
-
Sosyal kaygı
Öğretmenlerin sessiz, derse katılmayan çocuk olarak adlandırdığı bu çocuklar, sosyal kaygı endişesi duyarlar. Genellikle toplumda konuşmayan ve sosyalleşemeyen çocuklarda sosyal fobi oluşur.
Sizinle ya da danışmanı ile arasında güven ilişkisi kurulduğu sürece, çocuklardaki kaygı probleminin ya da bir nesneye karşı duyulan korkunun önüne geçilebilir. Kaygı konusunda en önemli nokta çocukken yaşanan travmalar da olabilir. Bu tarz durumlarda psikologlardan yardım almanızı öneririz.
Hamilelikte Duyulan Kaygı Nedir?
Araştırmalara göre gebelik sürecinde kadınların çoğunda kaygı ve panik durumu görülüyor. Gebelik süreci yaşayan her kadın hormonal değişimlere girer ve bunun sonucunda kaygıya kapılır. Bebeğin sağlıkla doğup doğmayacağı, öncesinde yaşanan düşük gibi problemler, iyi bir ebeveyn olup olmayacağı gibi akıllarda dönüp duran düşünceler, annelerde kaygıya neden olabilir.
Gebelikte kaygı bozukluklarının belirtileri şu şekilde olabilir.
- Nefes almada güçlük
- Hızlı kalp atış hızı
- Sıkışmışlık hissi
- Panik atak durumu
Gibi durumlar yaşanabilir. Doktorunuza danışarak kaygı problemlerinizi gebelik sürecinizde nasıl aşabileceğinize dair bilgiler alabilirsiniz. Yatıştırıcı bitki çayları, düzenli uyku ve dengeli beslenme faktörlerini de unutmayın.
Kaygı kontrolü nasıl yapılır? Sorusunu sizin için cevapladık. Kendimizi zor bir süreçte bulduğumuzda, korktuğumuzda ya da belli yaşlarda yaşadığımız travmalarda kaygı problemi ortaya çıkabilir. Bu durumlarda kaygı ile baş etmek gerekebilir. Bunu en iyi şekilde verdiğimiz tavsiyeler ve uzman bir psikolog yardımı ile yapabilirsiniz.
Dilerseniz “Kaygı ile Baş Etmek: Kaygı Kontrolü Nasıl Yapılır?” Konulu yazımızı da inceleyebilirsiniz: https://www.bebek.com/kaygi-ile-bas-etmek-kaygi-kontrolu-nasil-yapilir/