Otizm Spektrum Bozukluğu, belirtileri erken çocukluk çağında başlayan, sosyal – iletişimsel alanda belirgin yetersizliklerin yanı sıra ileri derecede kısıtlı, değişkenlik göstermeyen ilgi alanları ve tekrarlayıcı davranışlar içeren nörogelişimsel bir bozukluktur.
Spektrum kelime anlamı olarak, belli bir aralık içinde birçok farklı nokta olması durumudur. Bir nevi yelpaze veya gökkuşağı gibi, spektrum denildiğinde de içinde bir sürü farklı durumun bulunduğu bir aralık düşünülmelidir.
Otizmin bir spektrum olarak değerlendirilmesinin sebebi otizmde görülen belirtilerin her çocukta farklı seviyelerde olmasıdır. Bu belirtiler şu şekilde özetlenebilir: İletişim kurmakta ve ilişkileri geliştirmekte zorluk; tekrarlayan konuşma (ekolali); sallanma, kol çırpma ve dönme gibi eylemler de dahil olmak üzere sınırlı bir ilgi ve tekrarlayıcı davranış repertuarı.
Bunlara ek olarak, duyusal uyaranlara karşı çok yüksek ya da çok düşük düzeyde tepkiler de otizm spektrumunda yer alan belirtilerdendir. Kişi bir takım seslere ya da dokulara karşı olumsuz tepki gösterebilir; nesneleri aşırı koklama ya da nesnelere aşırı dokunma, ışıklardan ya da devinimlerden görsel olarak büyülenme davranışları sergileyebilir.
Bazı otizmli çocuklarda bütün özellikler tamamen belirgin şekilde gözlemlenebilirken, kimi çocukta ise bazı belirtiler çok daha hafif düzeyde kendini gösterebilir.
Otizm spektrum kavramının en önemli getirisi, toplumun değişik kesimlerindeki kişilerin, kendilerindeki otizm belirtilerini keşfetmesi olmuştur. Otizmde görülen belirtiler herkeste değişik ölçülerde bulunabilir ve ancak belli bir yoğunluğa eriştiğinde kişinin dış dünya ile etkileşimini fazlasıyla etkiler.
Nörolojik sistemlerimiz, fazlaca uyaran arasından lüzumsuz olanları filtreler, ne zaman aç veya yorgun olduğumuzu veya kendimizi ne zaman tehlikeden korumamız gerektiğini söyleyerek bize yardımcı olur.
Otizmli kişiler, altta yatan nörogelişimsel sebepler nedeniyle, günlük hayatta karşılarına çıkabilecek duygusal ve bedensel değişikliklere karşı alışılmadık derecede savunmasızdır. Bu nedenle otizmli olmayan bireylere kıyasla rahatsızlık, endişe ve kafa karışıklığı hislerini daha fazla yaşarlar.
Otizmli bireyin duygularını düzenlemesini zorlaştıracak durumlar arasında; iletişimdeki sorunlar, kaotik ortamlar, çok hızlı konuştukları veya hareket ettikleri için kafa karıştıran insanlar, beklenmedik değişimler, belirsiz durumlar hakkında hissedilen aşırı endişe, dokunma ve sese karşı duyusal hassasiyetler, hareket bozuklukları, uyku yoksunluğu, alerjiler ve gastrointestinal sorunlar yer alır.
Özellikle böyle durumlarda otizmli bireyler görsel veya işitsel olarak bir şeylere sabitlenebilirler. Bunlar: parmakları, yanlarında taşıdıkları bir oyuncak, bir vantilatör, ışıklı veya hareketli bir oyuncak, bahçe fıskiyeleri olabilir. Bu davranışların kişiyi sakinleştiren; kontrol ve öngörülebilirlik hissi sağlayan bir işlevi vardır. Belirli kişilere yakınlık da kişi tarafından düzenleyici bir strateji olarak kullanılabilir.
Özetle, otizmli bireylerde yaygın olarak etiketlenen davranışların çoğu kişinin duygusal olarak daha düzenlenmiş hissetmek veya disregülasyonla başa çıkmak için kullandığı stratejilerdir. Bu davranışlar belirli şekillerde hareket etmek (ellerini çırpmak, kanat çırpma hareketi, ileri geri sallanmak gibi), kelime veya ifade kalıplarını tekrar ederek konuşmak, öngörülebilir ve değişmeyen bir çevre yaratmak için nesneleri sıraya dizmek olabilir.
Yoğunluğu ve odağı olağandışı olan ve kısıtlı ilgi alanları bağlamında, otizmli bireyler belirli nesnelere yoğun ilgi duyabilirler ve bu nesneleri sürekli yanlarında taşımaya veya bu nesnelerin yakınında olmaya ihtiyaç duyabilirler.
Bu nesneler çeşitli oyuncaklar, heykelcikler veya model arabalar olabileceği gibi şişe kapakları, taşlar veya ayakkabılar gibi alışılmadık nesneler de olabilir.
Bu ilgi bazen tek bir nesneye yoğunlaşabileceği gibi (belli bir treni yanında taşımak) bazen de o tipteki tüm nesneleri (örn: tüm trenleri) biriktirmek gibi kendini gösterebilir.
Bu favori nesneye yönelen ilgi, bireyin hayatındaki diğer alanlara ve nesne tercihlerine göre aşırı yoğunlukta ve değişmezlikte olabilir. Bu nesneler yanlarında olmadığında ya da bu nesnelerin kendisi veya bir parçası değiştiğinde otizmli bireyler yoğun huzursuzluk ve kaygı hissedebilir, kendilerini sakinleştirmekte zorlanabilirler.
Dr. Herdem Aslan Genç – Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi
Koç Üniversitesi Hastanesi
”Otizm Nedir? Bebeklerde Otizm Nedenleri ve Tedavisi” konulu yazımızı incelemek için aşağıdaki bağlantıya tıklayın.
Otizm Nedir? Bebeklerde Otizm Nedenleri ve Tedavisi: https://www.bebek.com/otizm/
Aklınıza takılanları yorum olarak iletebilirsiniz.
Sevgiler.