Anne olmaya karar verdiğiniz andan itibaren fark edeceğiniz ilk şey, etrafınızda sizin tahmininizden daha çok bilirkişi olduğudur. Her ebeveynin sıklıkla karşılaştığı bu durum her ne kadar iyi niyetle verilen tavsiyelerden oluşuyor olsa da zaman zaman istenmeyen hataların yapılmasına sebep olabilir. Bu nedenle biz de sizler için bebek bakımında en çok yapılan hatalar konusunu araştırdık. Şimdi gelin bu hatalara hep birlikte göz atalım.
Kulaktan Kulağa Nesilden Nesile Aktarılanlar
Daha önce anne olmuş her kadının size verebileceği tonlarca tavsiye olabilir, hatta bu bilirkişi anneniz bile olabilir. Ancak her duyduğunuz ve gelenekselleşmiş bebek bakımı bilgilerinin hepsi doğru değildir. Bu onların çocuklarında işe yaramış olabilir ama doğru olduğunu kanıtlamaz. Bebekken yapılan hatalar ilerde istenmeyen sonuçlar doğurabilir. Bu sebeple tavsiyeyi veren anneniz dahi olsa doğruluğundan emin olmadığınız tavsiyeleri uygulamamak sizin elinizdedir.
Nesilden nesile aktarılan, doğru bildiğiniz yanlışlar nelerdir birlikte inceleyelim.
-
Kokmasın diye bebeği tuzlamak:
Bu uygulama hala ülkemizin farklı bölgelerinde uygulanan ve bebeğin yetişkinlik döneminde terinin kokmaması için yapılan bir ritüeldir. Banyo suyuna tuz atmak ya da tuzla ovmak gibi uygulama şekilleri olan bu uygulama yavrunuzun sağlığı açısından oldukça tehlikelidir. Özellikle yenidoğan dönemde oldukça hassas olan bebeğe bu şekilde bir uygulama yapılması vücutta su kaybına yol açabileceği gibi beyin kanamasına da sebep olabilir. Bu sebeple uzmanlar bu tarz hatalardan uzak durulması gerektiğini söylüyor. Eğer ailenizden gelen bu tarz gelenekler varsa öncesinde araştırmalı ve onlara bunun doğru olmadığını uygun bir dille anlatmalısınız.
-
Süt gelmiyorsa mama sütün yerini tutar:
Anne sütünde bebek için faydalı pek çok madde bulunur. Anne sütü yerine verilen takviye gıdalar sadece karnının doymasını sağlar. Anne sütü yerine ona en çok benzeyen formül mamalar ya da doktor tavsiyesiyle bazı ev yapımı mamalar verilebilir. Ama anne sütü gelmiyorsa ya da çok az ise öncelikle sütün artırılması için annenin gerekli besinleri alması özellikle bol su içmesi tavsiye edilir. Gerekirse bu konuda doktordan yardım alınmalıdır. Böyle bir durumda bitkisel ya da tıbbi tedavi yöntemleriyle süt eksiği giderilebilir. Her ne kadar bebeğinizin karnını doyurmak için takviye mamalar verseniz de sütünüz az dahi olsa mutlaka öncelik emzirme, yetmediği yerde formül mama takviyesi olmalıdır.
-
İlk gelen sütün atılması:
Bu kesinlikle yanlış bir inanıştır. Çünkü ilk gelen süt kolostrum adı verilen antikorlar, vitamin ve mineraller bakımından zengin ve besleyici özellikleri yüksek bir besindir. Kolostrumun ilk besin olması bebeğinizi ilerde birçok mide ve bağırsak hastalığına karşı bağışıklığını güçlendireceği için ilk sütünüzle yavrunuzu beslemeye özen göstermelisiniz.
-
Kırkı çıkmadan tırnaklarını kesmemek:
Ülkemizdeki batıl inançlardan biri de bebeğin kırkı çıkmadan tırnaklarının kesilmemesi gerektiğidir. Bebeklerin doğduklarında tırnakları oldukça incedir. Uzun ve ince tırnaklar miniğinizin kendi cildini yaralamasına sebebiyet verebilir. Bu sebeple tırnakları çok uzunsa ve eldivenlerini elinde tutmayıp kendini çiziyorsa doğru araç ve yöntemler kullanılarak kırkı çıkmadan da kesilebilir.
-
Uyumadan önce sürekli emzirmek ya da mama vermek:
En çok yapılan hatalardan biri de gece acıkmasın ve uyanmasın diye bebeği uyumadan önce fazlasıyla beslemektir. Çünkü bu besleme şekli boş kalori ve kilo almasına sebep olur. Bununla birlikte sürekli emzirmek de doğru bir uygulama değildir. Eğer sürekli memede kalırsa süt birikemez, dolayısıyla bebek acıktığında doyacağı kadar süt olmaz ve annenin göğüs uçlarının yara olmasına yol açabilir. Böyle sorunlar yaşamamak için miniğinizi ilk hatalar 2 saat aralıklarla gündüz ve gece fark etmeksizin düzenli olarak, sonrasında ayına göre ihtiyaç duyduğu kadar ve ihtiyaç duyduğu aralıklarla emzirmektir.
-
Altını temizlerken ıslak mendil kullanmak:
Islak mendiller annelerin sıklıkla kullandığı pratik bir kurtarıcıdır. Fakat ıslak mendiller içerdiği alkol, parfüm ve sağlığa zararlı kimyasallar sebebiyle, özellikle yenidoğan bebeğinizin cildini tahriş eder ve pişik gibi sorunlara neden olur. Ayrıca temizlemekten ziyade bakterilerin yayılmasına ve cilde nüfuz etmesine yol açar. Bunun yerine temiz su ve pamuk kullanmak daha doğrudur.
Özellikle evde olduğunuz ve vaktinizin olduğu dönemlerde ıslak mendil kullanmamaya dikkat etmelisiniz. Evde olmadığınızda, acele bir durum olduğunda ya da su ile yıkama imkânınız bulunmadığında en az miktarda ıslak mendil kullanabilir ya da pamuk ve temiz su ile temizleyebilirsiniz. Diğer bir alternatif olarak, güvenilir markaların, sadece su ve organik pamuk ile üretilmiş ıslak mendillerini kullanabilirsiniz.
-
Her bez değişiminde pişik kremi sürmek:
Pişik kremleri bebek cildinin nefes almasının önüne geçebilir. Cilt hava almadığında ise pişik riski artar. Bu sebeple yavrunuzun altını temizleyip kuruladıktan sonra her seferinde değil, sadece gerekli görüldüğü durumlarda pişik kremi sürmelisiniz.
-
Zararlı olduğu için kundak yapmamak:
Bebek kundaklamanın kalça çıkığına sebep olduğu düşüncesi oldukça yaygın olduğu için anneler kundak yapmamayı tercih edebilirler. Ancak doğru kundaklama yapıldığında kalça çıkığı gibi bacak sorunlarının olmadığı uzmanlar tarafından doğrulandı. Vücudun üst kısmını sarıp alt kısmının serbest bırakıldığı yarım kundak modeli kolik, gaz ve uykusuzluk gibi sorunların azalmasına yardımcı bir uygulamadır. Bu sebeple eğer yavrunuz böyle problemler yaşıyorsa yarım kundak modeli ile anne karnındaymış gibi hissetmesini sağlayabilirsiniz.
-
Sarılığın geçmesi için şekerli su vermek:
Halk arasında yenidoğan sarılığına şekerli su vermenin iyi geldiği yönünde yaygın bir inanış vardır. Ancak yeni doğmuş bir bebeğe su bile verilmezken şekerli su vermek oldukça hatalı bir uygulamadır. Çünkü şeker bebeğin kan şekerin dengesizliklere yol açabileceği gibi, böbreklerin zarar görmesine de sebep olabilir.
Dünyaya gözlerini yeni açmış bebeklerde pek çok farklı sebeplerden dolayı görülen sarılığın tedavisinde mutlaka doktorun önerilerini ve tedavi yöntemlerini uygulamalısınız.
-
Yenidoğan bebek çabuk üşür korkusuyla her mevsim kalın giydirmek:
Bebeğiniz çok küçük ve dünyaya yeni geldiği için savunmasız olduğunu düşünmeniz gayet doğal. Ancak bu sebeple bebeği her mevsim kat kat giydirmenin onu koruyacağı anlamına gelmediğini kabul etmelisiniz. Yaz ya da kış hangi mevsim olursa olsun mevsim şartlarına uygun şekilde giydirmek onun sağlığı için oldukça önemlidir.
Yaz aylarında dünyaya gelmiş bir bebeği kat kat giydirip battaniyelere sararsanız aşırı terleme, isilik ya da pişik gibi sorunlarla karşılaşabilirsiniz. Bu sebeple yavrunuzun bulunduğu ortam sıcaklığı doktorunuzun tavsiye ettiği seviyede olmalıdır. Bu sıcaklık ortalama 20-24 derece aralığındadır. Ayrıca çok sıcak ve kuru hava burun tıkanıklığına yol açabileceği için uyku düzeninde de sorunlar oluşabilir. Bu nedenle ortalama bir sıcaklıkta miniğinizi üşütmeyecek ya da onu terletmeyecek kıyafetler tercih etmelisiniz.
-
Bebeği hep kucağa alırsan alışır hep kucak ister düşüncesi:
Bebek bakımı konusunda en sık yapılan hatalardan biri de kucağa alışır düşüncesiyle bebeği kucağa almamaktır. Bu düşüncenin aksine anne ve babalar yavrularını kucağına aldıklarında bebekte güven duygusunun oluşmasını ve kendini huzurlu hissetmesine yardımcı olur. Hem miniğinizin size en çok ihtiyaç duyduğu günlerde onu kucağınıza almazsanız ne zaman alacaksınız ki?
Anne ile sık temasta bulunan bebekte oksitosin hormonu daha fazla salgılanır ve bu hormon onun kendisini daha huzurlu hissetmesini sağlar. Bu sebeple bebeğimi sürekli kucağıma alırsam alışır düşüncesi yerine ihtiyacı olduğunda kucağınıza almayı, onunla yumuşak bir ses tonuyla konuşmayı ya da ninni söylemeyi bir alışkanlık haline getirmelisiniz.
-
Şaşılık geçicidir, tedaviye gerek yoktur:
Bazı yenidoğanlarda şaşılık görülebilir. Bu durum 1 yaşına kadar normal kabul edilir ancak 1 yaşından sonra şaşılığın devam ediyor olması mutlaka bir doktor kontrolü gerektirir. Bu sebeple bebeğinizde şaşılık varsa ve 1 yaşına yaklaşmasına rağmen geçmiyorsa vakit kaybetmeden uzman bir doktora götürmelisiniz.
-
Ateşlendiğinde antibiyotik kullanmak:
Bebekler farklı sebeplere bağlı olarak ateşlenebilirler. Böyle bir durum karşısında doktor tavsiyesi olmadan antibiyotik vermek bağışıklık sistemine zarar verebilir, böbrekleri olumsuz etkileyebilir ve karaciğer fonksiyonlarında bozulmalara yol açabilir. Bu gibi tehlikeli durumlar yaşamamak için doktor önermediği ve bakteriyel durumlar olmadığı sürece antibiyotik kullanmamalısınız.
-
Hıçkırık tutunca limonlu su vermek:
Bu da sarılığa şekerli suyun iyi gelmesi kadar yanlış bir düşüncedir. Limonlu su verildiğinde bebeğin bir anda nefesini tutacağı ve diyaframı kasılacağı için hıçkırığın duracağı fikri ile bu yöntem savunulur. Ancak limonun pH değeri bebek sağlığına uygun olmadığı için bebeklerde mide sorunlarına ve pişiğe yol açabilir. Bu sebeple zamanından önce miniğinize limonlu su vermemelisiniz. Onun yerine hıçkırık tuttuğunda emzirmeyi deneyebilirsiniz.
-
Uyuması için farklı yöntemler denemek:
Bebekler kolay uyusun diye ebeveynler farklı farklı yöntemler denerler. Ayakta sallamak, arabayla gezdirmek ya da her defasında emerken kucakta uyutmak bu yöntemlerden sadece birkaçıdır. Ancak uzmanlar bebeklerin 3. aydan itibaren karanlık bir odada ve kendi beşiğinde uyumasını tavsiye etmektedir. Bu sayede kendi kendine, her koşul ve ortamda uyumayı öğreneceklerdir. Tabi bu alışkanlığı edindirmek kolay olmayacaktır. Bebeğinizin kendi kendine uyumaya alışması için beşiğe yatırdıktan sonra ona yanında olduğunuzu hissettirmek adına sizi görmeyecek şekilde elini tutabilir, beşiğini sallayabilir ve ninniler söyleyebilirsiniz.
Annelere Bebek Bakımıyla İlgili İpuçları: https://www.bebek.com/annelere-bebek-bakimiyla-ilgili-ipuclari/